Kitap Yeni Aile İlmihali
Yazar Ahmed Şahin
Yayınevi Cihan Yayınları
Kağıt Cilt 2.Hamur kağıt - Ciltli
Sayfa Ebat 496 sayfa - 16x22 cm
Yayın Yılı 2012 Yeni Baskı
Ahmet Şahin in yazdığı, Cihan Yayınevi tarafından yayınlanan Yeni Aile İlmihali kitabını incelemektesiniz
Yeni Aile İlmihali kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
YENİ AİLE İLMİHALİ - AİLE İLMİHALİ
ÖNSÖZ
Neden Yeni Aile İlmihali?
Rabbimize şükürler olsun ki, aile hayatımıza İslâm kültürüyle bakılmasını sağlamak ümidiyle hazırladığımız (Yeni Aile İlmihali) okuyucularımızdan gördüğü eşsiz ilgi sayesinde baskı üstüne baskı yaparak her eve girme yolunda mesafeler almaya devam etmektedir. İlmihali gözden geçiren her okuyucu bu konuda kendiliğinden görev almakta, bu ilmihal her eve girmelidir diyerek tanıtma ve yayma hizmetine gönüllü olarak yönelmekte, böylece ilmihal her aileye ulaşma yolunda hızla mesafeler katetmektedir. Bu arada sorular da gelmeye başlamış bulunmaktadır.
- İlmihal geleneği çok eski. Neden sizinki Yeni Aile İlmihali?.
Doğrudur, ilmihal geleneği çok eski, ama bu ilmihalin metodu çok yeni. Çünkü aile bu gün yeni sorunlarla karşı karşıyadır.
Yeni sorunlara yeni metodlarla yaklaşılmalı, unutulmaya yüz tutmuş islam kültürüyle aile yeniden teçhiz edilerek korumaya alınmalıdır.
İşte bu anlayışla hazırladığımız (500) sayfalık büyük boy ilmihalimizde alışıla gelen eski ilmihal geleneğiyle yetinmedik, ayrıca aileyi koruyacak İslam kültüründen örnekleri de ilmihalin baş tarafına sıralamaya özel bir itina gösterdik.
Böylece farklı sorunlarla karşılaşan günün ailesine, yaşanmış farklı olaylarla çözüm örnekleri vermiş, aileyi ayakta tutan İslam kültürünü daha da etkili şekilde sunmuş olduk...
Nitekim Peygamberimizin aile hayatından verdiğimiz mesaj yüklü çarpıcı örnekler, ailenin bir çok sorununu halleden unutulmaz misaller oldu. Bununla da kalmadık. İslam büyüklerinden, maneviyat liderlerinin aile hayatlarından sıraladığımız etkileyici örnekleri de ekliyerek aileyi sanki yeniden takviye ve teçhiz eylemek istedik..
(*) İlmihalimizde gördüğünüz eşsiz denecek derecede güzel sayfa düzeni, konu özetleri, uygun resim ve vinyet yerleştirmelerini büyük bir gayret ve maharetle hazırlayıp monte eden editörümüz Mehmet Dikmen Hocamıza takdir ve teşekkürlerimi arz etmeyi ödenmesi gerekli olan bir borç bildiğimi de ifade etmeliyim. İlmihalin hazırlanışında gösterdiği halis sabalarından dolayı kendilerine gönülden teşekkürlerimi sunuyorum..
İlmihal'in yarısından sonrasını ise ailenin özel hallerine, hanımların hususi sorunlarına tahsis ettik. Bunların içinde farklı yoruma müsait yeni meseleler de yer aldı.
Nitekim:
-Doğum kontrolleri, tüp bebek, sakat doğum, tesettürlü giyim modelleri, büyü, sihir, kısmet bağlaması, yıldız, kahve falı, nişan, nikah, düğün, boşanma, süslenme, estetik ameliyat, kadının yalnız yolculuğu, araba kullanması, kolonya kullanma alışkanlığı, altın günü, hanımın beyinin cebinden habersiz para alıp alamayacağı, getirdiği haram kazançtan ye-yip yiyemeyeceği gibi güncel konulardan tutun da:
-Trafik kazalarında diyet ödenmesi, trafik sigortası, kredi kartı, çek, senet kırdırmaları, gayrimüslim ülkelerde faiz alıp vermeler, banka, finans kurumu vade farkları., gibi yoruma müsait bir çok aktüel ticari konularda kaynak göstermeye dikkat ettik.
Öyle ümid ediyorum ki, ilmihalin başından sonuna kadar sunduğumuz zengin İslam kültürümüzdeki değerli fıkıh bilgileri, ayrıca tasavvufi yorumlar, ibretli vakalar, hayret verici misaller., hanıma, beye, çocuklara, geline, kayınvalideye, evlenecek oğul ve kızlarımıza çok etkili mesajlar sunacak; saygı, sevgi, sabır, şükür duygularını daha da pekiştirerek aile bireylerini bir daha gönülden kucaklaştırıp bir birine daha samimi şekilde bağlayacaktır..
Sakın sözlerimi abartılı ifadeler olarak yorumlamayın.. Çünkü İslam kültüründe bu güç ve bu özellik vardır. İslam kültürünün bariz özelliği de budur zaten. Aileyi ayrıştırmak değil, barıştırmak; uzaklaştırmak değil kucaklaştırmak; sevabını "düşündürerek sabırlı davrandırmaktır. Aile içinde sabırlı davranmayı tercih ettiren sevap anlayışına kısa bir misal:
Semerkandlı meşhur alimin birinin hanımının çenesi çok kuvvetli, ama bilgi ve becerikliliği ise çok zayıftı.
Ona:
-Ne tutuyorsun bunu, bırak gitsin. Sen alim bir kişisin, hemen evlenirsin, dediler. Aile içindeki sabrın sevabına özel bir değer veren Alim şöyle cevap verdi:
-Bırakırsam ikimiz de kaybederiz. O kaybeder. Çünkü benim gibi sabırlısını bulamaz!. Ben kaybederim. Çünkü sabrım sebebiyle kazandığım bu sevabı bulamam!. Sözlerine şunu da ilave eder Semerkandlı Alim. Der ki:
-
Siz aile içinde hanımla bey arasındaki sabrın, taraflara Cennet kazandıracak kadar kıymetli olduğunu bilmiyor musunuz yoksa?
Buyurun, İslam kültürüyle başbaşa, gönül gönülesiniz, bundan sonra... ( aile ilmihali kitap , ilmihal oku , ahmet şahin kitapları, cihan yayınları, ahmet şahin ilmihal , aile ilmihali , türdav
)
Ahmed Şahin
Mayıs 2003
Bahçelievler – İstanbul
ZALİM DE OLSA KOCAMIN CEHENNEME GİTMESİNİ İSTEMİYORUM
Okuyucularımla özellikle kitap fuarlarında da görüşüyor, sorularına cevap verirken dertlerini de dinlemiş oluyorum. Neler mi dinliyorum, neler mi duyuyorum? Onu ne siz sorun, ne de ben anlatayım. İbret, hayret, hikmet.. Her şey var dinlediklerimin içinde. İsterseniz en son Üsküdar kitap fuarında dinlediğim bir hanım okuyucumun göz yaşlarının sebebini arz edeyim de siz de ibretle okuyun, hayretle tefekkür edin. Bakın nasıl (zalim beyler) ve (sadık hanımefendiler) yaşıyor bu dünyada görün.
-Hocam, derdim derindir bana bir yol göster!, diyerek başladı üç çocuk anası hanımefendi. Ve şöyle devam etti:
-Kocam içki bağımlısı. Gece yarılarına kadar meyhanede içiyor. Sonra da geliyor, kapıyı yumruklamaya başlıyor. Çocuklar duyup ta rahatsız olmasınlar diye hemen kalkıp kapıyı açıyorum. Buyur edip saygıyla karşılıyorum. Bir isteği olup olmadığını soruyorum. Bazen yemek istiyor, gecenin o saatinde akşamdan ayırdığım yemekle sofra kuruyorum. Bu defa beğenmiyor, bunlar beklemiş, bana yeniden yemek yap, diyor.
-Çocuklar okula gidecekler uyanıp ta huzursuz olmasınlar diye hemen mutfağa giriyor, yemek yapmaya başlıyorum. Arkamdan geliyor hazırladığım yemeğe bakıyor, ben bunları yemem, başka yemek yok mu? diye bağırıp çağırmaya baslıyor. Ben de kazanabildiğim parayla ancak böyle yemek yapabiliyorum, sen yardımcı olursan istediğini yaparım, deyince, kıyametler kopuyor, kazandığını başıma mı kakıyorsun, diyerek tencere tabak ne varsa havada uçuşuyor, yapmadığını bırakmıyor. Çocuklar duymasın diye yine sesimi çıkarmamaya gayret ediyor, geçiştirmeye çalışıyorum ama nafile. Başıma fırlatılan tencere tava sesine çocuklar uyanıyor, ortalık ana baba günü oluyor, bağrışmalar, ağlaşmalar, bir kıyamettir gidiyor.
Şaşırmış vaziyette soruyorum:
-Kocanızın işi ne? Nerede çalışıyor?
-Ne çalışması hocam, diyor. Geceyi meyhanelerde geçiren adam gündüz iş yapabilir mi? Akşama kadar horul horul uyuyor. Akşam tekrar çıkıyor arkadaşlarının yanına.
-Evin ihtiyaçlarını kim karşılıyor öyle ise, diye soruyorum.
-Ondan ümidim kesilince, diyor. Ben komşuların ev temizliğine gidiyorum. Kocamın durumunu bilenler sağ olsunlar ev işlerini bana yaptırıyorlar, evin ve çocuklarımın ihtiyaçlarını ben karşılıyorum. Hatta onun masraflarını da ben temin ediyorum!.
Bir daha şaşırarak soruyorum:
-Yani meyhane masraflarını da mı sen veriyorsun?.
-Ne yazık ki öyle, diyor. Çıkarken para istiyor, vermesem ev başıma yıkılacak hale geliyor. Namus belası meyhane harçlığını da ben vermek zorunda kalıyorum.
-Ne diyeceğimi bilemiyorum, sanki hıçkırıklar boğazıma düğümleniyor. Kendimi zor tutuyorum. Tam bu sırada beni şok eden bir açıklama daha dinliyorum. Diyor ki:
-Bunların hiç birisi mühim değil benim için. Çok da mühimsemiyorum olanları. Ben kapıcı olarak da çalışmaya razıyım. Allaha şükürler olsun elim ayağım tutuyor, çalışabili yorum. Hatta onun harçlığını da verebiliyorum.
Yine soruyorum:
-Yediğin dayaklar da mühim değil mi?
-Evet, diyor. Yediğim dayaklan da mühimsemiyorum. Nihayet bir iki saat sonra acılarım diniyor.
-Öyle ise, diyorum. Bana neyi sormak istiyorsun.
Bakın verdiği cevaba. Diyor ki:
-Bu hali onu Cehenneme götürecek, işte buna razı olamıyorum, Cehennemden kurtarma çaresi yok mu? diye sormak istiyorum. Acaba temizlik yaparak kazandığım üç beş kuruştan artırıp da kocamın adına sadaka versem Cehennemden kurtulmasını sağlayabilir miyim?
Ne de olsa bu benim çocuklarımın babası.
Sözlerini şu tespitle bağlıyordu.
-Düşene herkes tekme atar bir de ben atmayayım, diyorum.
Artık daha fazla dayanamıyorum. Önümdeki masanın üzerinde yazdığım otuz kitabım dizili. İmzalatıp duamı almak, elimi öpmek için sırada bekleyen okuyucularım da karşımda. Ayağa kalkıp onlara sesleniyorum:
-Otuz kitaba imza atan elimi öpüp, duamı almak için bekleyen kıymetli okuyucularım! Yanlış adrestesiniz. İş te size eli öpülecek insan ve duası alınacak yılın hanımefendisi!. Doğru adres işte burasıdır. Gelin de görün sabır nedir, tahammül nedir, sadakat nedir, kötü gün dostu kimdir, vefalı eş nasıl olur?..
-Ne dersiniz Hanımefendiler! Sizin sabrınız, tahammülünüz, sadakatiniz, vefanız da böyle mi? Siz de aynı sabır kahramanlığını gösteriyor, benzeri şefkatli eş örneğini veriyor musunuz? Yoksa size, halinize şükretmek mi düşüyor?
BEYLER HANIMLARIN SİTEMLERİNİ NİÇİN HOŞGÖRMELİ?
Evde zaman zaman tartışmalar oluyor, bundan ciddi şekilde de huzursuzluk duyuyordu. Gerçi kendisi bu tartışmalarda sessiz kalmıyor, diline geleni de hanıma söylemekten çekinmiyordu. Ama yine de tatmin olmuyor, büyük bir haksızlığa uğradı- ğını düşünüyordu. Hatta bunun, halife Hazreti Ömer'e şikâyeti gerektirecek bir durum olduğuna da inanıyordu.
Yine bir gün aynı şekilde bir tartışmaya girince aklına koyduğunu hemen tatbik etmek isteyerek doğruca halifenin evinin yolunu tuttu. Maksadı belliydi. Hanımın bu huysuzluğunu bir bir anlatacak, böylece halifeden gelen ceza tavsiyesini hem de olanca şiddetiyle evde uygulayacaktı.
İşte bunun için gelmişti halifenin kapışma kadar. Ancak o sırada garip şeyler oldu. Evden sesler geliyordu. Kulağını ister istemez kabartınca durumu anlamakta gecikmedi. Halifenin hanımı da tıpkı kendi hanımı gibi sözler söylüyor, halifeye sitemler yağdırıyordu. Herkesin titrediği koskoca halife Hazret-i Ömer ise bunları sessizce dinliyor, yer yer cevaplar veriyor; ama asla kızmıyor, kızma gereği de duymuyordu.
Durumu anlayınca vazgeçti kendi hanımını şikâyetten. Tam geriye dönmek üzere iken, açılan kapıdan halifenin sesi duyuldu:
-Ey Allah'ın kulu, nereye gidiyorsun, ben buradayım, gel meselen ne ise sor.
-Şey., dedi. Şeyi söyleyecektim de.
-Neyi söyleyeceksen söyle, çekinme.
İster istemez açmak zorunda kaldı meselesini:
-Ben hanımımı şikâyete gelmiştim, gördüm ki senin hanımın da tıpkı benimki gibi sözler söylüyor, sitemler yağdırıyor. Sen ses çıkarmıyor, geçiştiriyorsun. Bunun için ben de vazgeçtim şikâyetten. Geri dönüyorum.
Burada hanımın hakkını açıklama gereği duyan halife, şöyle izah etti durumu:
-Bak, dedi bu hanımın bana olan iyilikleri, hizmetleri, sabır ve tahammülleri öylesine çok ki, bazen yaratılıştan gelen bu hissîliklerine karşılık verip de kızmak gel miyor içimden.
Bundan sonrasını da şöyle sıraladı, Hazret-i Ömer:
-Benim evimi o bekliyor, o temizliyor, yemeğimi o hazırlıyor, çamaşırımı o yıkıyor, çoluk çocuğuma o bakıyor. Daha sayamayacağım nice hizmetleri ve iyilikleri bırakmıyor ki onun yaratılıştan gelen hissîliklerine kızıp da kırıcı şekilde karşılık vereyim, kusuruna bakayım, yuvamın huzurunu bozayım!
Dikkatle dinlediği bu açıklamalar şimşekler gibi çaktı beyninde. Düşünmeye başladı. Şimdi geriye iyice dönmüş, söylenerek gidiyordu evine. Kendi kendine diyordu ki:
-Ben Hazret-i Ömer'den daha büyük biri olamam. O hanımına öyle davranıyor, bana ne olmuş ki, ben alınıyor, ille de karşılık verip bir geçimsizlik sebebi olarak görüyorum, yuvamın huzurunu bozuyorum? O nasıl anlayış gösteriyorsa benim de benzeri şekilde anlayış gösterip sabretmem gerek.
Daha da derinleştirmeye başladı düşüncesini:
-Demek beni doldurup kızdıran nefsimmiş, nefsime kuvvet veren şeytanımmış ki, evimde huzurumu kaçırıp yuvamı yıkma kızgınlığına itiyor beni.
Karar verdi kendi kendine:
-Ey şeytan! Bundan sonra boşuna vesvese verme bana, uymayacağım çünkü sana. Benim şaşmaz örneğim Allah'ın Rasûlünün (sav) halifesi Hazret-i Ömer olacaktır.
Ben, ondan daha hiddetli ve şiddetli olabilir miyim?
Ne dersiniz muhterem beyefendiler? Siz de ondan daha hiddetli ve şiddetli olabilir misiniz?
BİR DELİYE BİR VELİ ROLÜ
Ebu Müslim Havlani bir toplulukta konuşulanları dinler.Hemen hepsi de hanımından şikayette bulunmaktadırlar. Ancak Ebu Müslim'de şikayet filan yoktur.
Derler ki:
-Veli gibi bir hanıma düştün de sesin sedan çıkmıyor değil mi?
Omuzlarını silkerek cevap verir:
Bizimki veli filan değil kelimenin tam manasıyla delidir deli!...
Öyle ise derler nasıl geçiniyorsun böyle deli biriyle?
Cevap verir:
-Ben, der, usulünü biliyorum da öyle geçiniyorum, kavga gürültümüz o yüzden olmuyor!...
Büsbütün meraka düşerler.
-Deli gibi biriyle kavgasız gürültüsüz geçinmenin usulü nedir ki? diye sormaktan kendilerini alamazlar.
Şöyle izah eder Ebu Müslim, geçinmenin sırrını.
Der ki:
-Allahü Azimüşşan, Âdem Aleyhisselam'ı topraktan yarattığında bedenine önce aklı koydu. Akıllı bir adam oldu.
Sonra öfkeyi yarattı. Ona da Âdem'in bedenine girmesini emretti.
Öfke:
-Ben dedi. Âdem'in bedenine giremem. Çünkü orada akıl vardır! Akılla ikimiz bir yerde asla duramayız!...
Rabbimiz buyurdu:
-Ey öfke! Sen Âdem'in bedenine girmeye yönel. Akıl senin geldiğini görünce hemen çıkıp gider, kendi yerini sana bırakır. Böylece sen de Âdem'i deli yaparsın.
Ebu Müslim burada der ki :
-İşte biz hanımla bu konuda anlaştık. Dedik ki; mademki insana öfke gelince akıl gidiyor, insan delinin teki haline geliyor. Öyle ise evde kim öfkelenirse sanki o delidir. Deliye karşı ise bir veli lazımdır. Ben öfkelenirsem hemen farkına varacaksın, sabır gösterip ters cevap vermeyecek, veli rolü oynayacaksın. Şayet sen öfkelenir de sendeli durumuna girersen bu defa da ben veli rolüne girerek sabredeceğim.
Ebu Müslim bundan sonrasını şöyle tamamlar:
-İşte der ey dostlar, siz de bir deliye bir veli rolü oynayın, öfkelenince karşı taraf veli rolüne girsin, sabır ve tahammülü esas alsın, göreceksiniz ki tartışma kısa zamanda son bulacak, taraflar birbirlerine karşı sevgiyle dolacak.
Son hatırlatmasını ise şöyle yapar:
Sakın, der. "bir deliye bir veli rolü basit bir şey" deyip de geçmeyin. Sadece bir deneyin yeter.
Ne dersiniz, denemeye değer mi?
Bir deliye bir veli rolünü bir de biz denesek nasıl olur?
Ziyan mı ederiz, kâr mı?
EFTEN PÜFTEN SEBEBLERLE BOŞANMAYI DÜŞÜNMEK DOĞRU MU?
Huzurunuzu kaçırdığını sandığınız ve ayrılığa kadar götürecek ehemmiyette gördüğünüz ailevi mes'eleniz, bir bıçağın ağzı kadar ince ve basit bir çizgiden ibarettir. İnsan bir pire için bir yorganı yakar, bu kadar tahammülsüz olur mu?
Akşam eve dönerken sinirlerinin bir hayli gerginleşmiş olduğunu hissediyordu. O gün karşılaşmış olduğu hâdiseleri bir bir hatırladı, arkasından da kendi kendine mırıldandı:
-Bunların hiç biri de çekilecek şey değil ya...
Cümleyi burada kesti, biraz daha düşündü ve sonra devam etti:
-Mâmur olası hanede evlâd ü iyâl var...
Adımlarını hızlandırmış, bir an evvel eve yetişmeyi düşünmekteydi.
Evde güler yüz, tatlı dille karşılanacak, böylece gündüz-ki âsâp bozucu hâdiselerin, üzerinde bıraktığı gerginliği bir anda unutacaktı.
Çocukların temizlik işleriyle evin silinip süpürülmesi, yemeklerin hazırlanıp, günlük işlerin sona erdirilmesi de hanımın asabını bozup suratını astırmıştı.
O da düşünüyordu ki:
-Şimdi bey gelir ve teselli edici bir kaç cümle ile yorgun luğumun kaybolmasını sağlar, güler yüzlü bir sohbetle, günlük yorgunluğum yok olur.
Bu sırada kapı çalındı, asık suratla içeri giren bey:
-Of, diyerek, bir köşeye âdeta yığılıverdi.
Sanki günlük hâdiseler vücudunu kumanda edemez hâle getirmişti onu.
Bey'deki asık suratı gören hanım, biraz daha asabîleşti, hissetmekte olduğu günlük yorgunluğu, bu defa iki misli duymaya başladı.
Bir iki cümlelik soğuk ve donuk konuşmadan sonra, küçüklerden biri:
-Ma!.. Ma!., diyerek babasının yanına yaklaştı, ağzından akan sulan, babasının pantolonuna bulaştırdı.
Zaten bütün gün iyice asabîleşmiş adam:
-Çekil karşımdan be! Akşama kadar sizin için sinir buhranları geçireceğim, akşam da sizi mi pişpişleyeceğim? Benim için istirahat yok mu? diye bağırdı.
Çocuk bu beklenmedik çıkıştan korkmuş ve ağlayarak mutfaktaki annesinin yanma varmıştı. Ayaklarına dolaşığı annesi de basti azan:
-Defol buradan be! Bütün gün sizinle uğraştığım yetmiyor mu? Ben bu evde bir hizmetçi bile olamadım. Eğer hizmetçi kadar değerli olsaydım, en azından sizlere bakıp hizmet ettiğim için, bana teşekkür edilecek, surat
aşılmayacaktı!..
Böylece dakikalar geçerken iki tarafa da derin bir sessizlik çökmüştü, yüzler donuk, çehreler asık, yay gibi gerilmişlerdi.
Tam o sırada ansızın kapı çalındı ve ihtiyar komşunun sesi duyuldu. Buyur edip odaya aldılar.
Bey, hanımla olan geçimsizliklerini saklamadan bu tecrübeli zata anlattı ve ilâve etti:
-Bu gidişle galiba ayrılacağız!..
Yaşlı adam tebessüm ederek sordu:
Ne dediniz, ne dediniz?..
Bu gidişle galiba ayrılacağız, diyorum.
İhtiyar tebessüm etti, kelimelere basarak konuştu:
-Siz henüz hayatı bilmeyen tecrübesiz çocuklarsınız. Sizin ağzınız süt kokuyor daha...
Tecrübeli zat devam etti:
Huzurunuzu kaçırdığını sandığınız ve ayrılığa kadar götürecek ehemmiyette gördüğünüz mes'eleniz, bir bıçağın ağzı kadar ince ve basit bir çizgiden ibarettir. İnsan bir pire için bir yorganı yakar, bu kadar tahammülsüz olur mu? Eğer sen kapıdan içeri girince hanım sana:
Geçmiş olsun, bugün çok üzgün ve yorgun görünüyorsun. Yine asap bozucu bir şeyle mi karşılaştın? diyerek hal hatır sormak nezaketini gösterebilmiş olsaydı, olup bitmişti. Bütün mes'ele bundan ibaretti.
Aynı tavır senin için de varitti.
Sen de hanıma:
-Çocuklar bugün seni çok üzdüler mi, bunlar gittikçe yaramazlaşıyorlar galiba? diyecek kadar takdir gösterseydin, ortalık güllük gülistanlık olacaktı. Bütün mes'ele birinizin diğerinin durumunu anlamasından ibarettir.
Yaşlı zat şöyle devam etti:
-Siz bunları bırakın da şimdi beni dinleyin:
Bizim komşu Kâmuran Bey, akşam yine eve içkili gelmiş, kadın da "Çoluk çocuğun rızkını meyhaneye bırakıyorsun" diye konuşunca, kalkıp masumcağızı sakatlayıncaya kadar dövmüş. O da bırakıp baba evine gitmiş. Sizin, namazında niyazında anlayışlı kimseler olduğunuzu bilen komşular, aralarını bulup kadıncağızı geri getirmenizi istediler. Çocukları ortada aç susuz bekleşmektedir. Bunun için rahatsız etmiştim sizi...
Misafirlerini dinleyen taraflardan hanım, kendi beyinin böyle bir alışkanlığa düşmediğini düşündü, bey de hanımının evde beklediğini hatırladı...
Artık asılan yüzlerde tebessüm belirtileri başlamıştı. ( Ahmet şahin kitapları, aile ilmihali oku, yeni İslam ilhihali, ucuz ilmihal )
AHMED ŞAHİN KİMDİR?
1935 yılında Yozgat'ın Çayıralan ilçesinin Yahya Sarayı köyünde dünyaya geldi.
Köy hayatının gereği olarak çocukluk devresinde kırlarda hayvan otlatıp, koyun keçi çobanlığı yaptığı sıralarda eline geçen elif cüzüyle başladığı Kur'an öğrenimini 1950'de Kayseri'de aldığı hafızlık diplomasıyla tamamladı. Tahsiline devam etmek için Kayseri'den İstanbul'a giderek okumak isteyen öğrencilere sahip çıkışıyla bilinen meşhur Gönenli Hoca efendinin talebesi oldu.
İstanbul'da 1950-60 arası Osmanlı ulemasının son halkasını teşkil eden alimlerden tefsir, hadis, fıkıh ve kelam dersleri okuyarak çok ilgi duyduğu dini ilimlerde mesafe aldı. Cami odalarında geçen bu on senelik ilahiyat öğrenciliği devresinde İstanbul'da ilk İslami yayın olarak çıkan haftalık Hür Adam gazetesinin, cuma günleri İstanbul'u bir uçdan bir uca dolaşarak, Anadolu satışına denk düşecek miktarda satışını yaptı. İlk yazılarını da satışını yaptığı bu Hür Adam gazetesinde yazmaya başladı. Okuyucuların dini sorularına cevap veren bu yazılar o günlerde kitapçık halinde yayınlandı. Gazete ise 27 Mayıs 1960 ihtilalinde kapatıldı. Bu tarihte girdiği imtihandan sonra Süleymaniye camiine din görevlisi olarak atandı. On sene süren bu cami görevi sırasında yayına giren haftalık ittihad gazetesinde İslam alemi sayfasını hazırladı. Tarihin şeref levhaları yazı dizisi de resimli tefrika halinde İttihad'da yayınlandı. İlk kitabı da bu Tarihin Şeref Levhaları oldu.
1970'de yayın hayatına giren günlük Yeni Asya gazetesinde köşe yazılarına başladı. On iki sene süren bu yazılarını tek hafta izin kullanmadan, tek gün ara vermeden 1982 yılma kadar sürdürdü.
1982'den itibaren mesaisini tamamen kitap hazırlamaya teksif etti. Altı sene süren bu kitap hazırlama devresinde arkadaşlarıyla Cihan Yayınevi'ni kurup kitaplarının basımını burada topladı.
1988'de Zaman gazetesinde tekrar günlük yazılarına başladı. 2003'de köşe yazılarını sürdürürken yayınlanan kitaplarının sayısı otuz'a ulaştı.
Moral FM radyosunda 1994'de başlayarak sürdürdüğü Cuma ve Pazar konuşmaları da ( Müslüman Nasıl Yaşamalı ?) adıyla kitaplaştırılarak basıldı.
Üzerinde çalıştığı son kitabı ise, 2003'ün başında yayına giren ( Yeni Aile İlmihali ) oldu.
Bir oğlu ve bir kızı olan yazar, ikamet ettiği İstanbul'da çalışmalarını sürdürmektedir. Yazarın Yayınevimizde çıkan diğer kitapları:
1- Tarihin Şeref Levhaları |
15- Ne Haldeyiz |
2- Hayatın Gerçekleri ve Biz |
16- Dini Hikâyeler |
3- Aile Hayatımız |
17- İslâmı Böyle Yaşadılar |
4- Sünnet Işığında Hayat |
18- Meğer Biz Neymişiz |
5- İnsan ve Din |
19- Esas Nokta |
6- Sohbetler |
20- Sualli Cevaplı Dini Bilgiler |
7- İbretli Bakışlar |
21- İmanda Birlik, Vatanda Dirlik |
8- Onlar Böyleydi |
22- Ateşte Yanmayanlar |
9- İslâm Büyükleri |
23- Hayatın Gayesi |
10- Bir Oku Bin Düşün |
24- Olaylar Konuşuyor |
11- Fetvalar |
25- Hayatınız Hedefini Buluyor mu? |
12- Nasıl Sahabe Oldular |
26- Herkesi Kucaklayan İslam |
13- Aile İmtihanı |
27- İslam Adaleti |
14- Günlük Hayatımızda Dualanmız |
28- Yeni Aile İlmihali |
İÇİNDEKİLER
Evlilikte Sabır Ve Uyum
Zalim de Olsa Kocamın Cehenneme gitmesini İstemiyorum!
Beyler Hanımların Sitemlerini Niçin Hoşgörmeli?
Eften Püften Sebeplerle Boşanmayı Düşünmek Doğru mu?
Cennet Hanımlarının Ablaları Kimler?
Evlilik Hayatı Nasıl Bir Anlayışla Kurulmalı?
Aile İçinde Hiç Tartışma Olmaz mı?
Ailede Hayırlı Erkek, Hayırlı Kadın Nasıl Olunur?
Kötü Huylu Bir Erkekle Evlenen Hanım Nasıl Düşünmeli?
Ailenin Vazgeçilmez Şartı, Niçin Sabırdır?
Hatice Annemizi Unutulmaz Kılan Hizmeti Neydi?
Karı-Koca Arasına Nasıl Fitne Düşer?
Karı-Kocaya Cenneti Kazandıran Anlayış Nedir?
Ailede Geçim ve Mutluluk
Başarılı Ve Becerikli Bir Ev Hanımı mısınız?
Hayırlı Ve Başarılı Bir Aile Reisi misiniz?
Hanımlar Beylerinden Neler Bekliyor?
Aile Sırları Anlatılır mı?
Büyü Ve Sihirle Geçimsizlik Durumu Ortadan Kaldırılabilir mi?
Gerçekten Sihir Ve Büyü Var mı?
Hanımının Şikayet Ettiği Kocayı Peygamberimiz Nasıl İkaz Etti?
Hanımlar Fazilet Ve Sevapta Erkeklere Nasıl Ortak Olurlar?
Kadından Evliya Olmaz mı?
Aile İçinde Kimin İsteklerine Boyun Eğmeli?
Ailede Ekonomi
Ailede Tüketim Alışkanlıklarımızı İstekler mi Belirlemeli, İhtiyaçlar mı?
Hanım, Beyin Cebinden Habersiz Para Alabilir mi?
Hanımların Altın Günü Toplantıları Caiz mi?
Kadın ve Süs
Hanımlar Kocalarının Karşısına Neden Bakımlı Çıkmalı?
Hanımlar Güzelleşmek İçin Harcama Yapabilirler mi?
Kadının Yüzündeki Tüyler Alınamaz mı?
Kadın Saçı Ne Ölçüde Kesilebilir?
Estetik Ameliyat Yaptırmanın Hükmü Nedir?
Gelin-Damat-Kayınvalide-Kayınpeder İlişkileri
Öz Anne-Babadan Başkasına Anne-Baba Denilebilir mi?
Damat Kayınvalideye Anne Diyemezse Saygısızlık Olur mu?
Gelin, Kayınvalide Ve Kayınpedere Bakmaya Mecbur mu?
Kadın Hakları
İslâmın Başında Toplum ve Ailede Kadının Yeri Nasıldı?
Sahabi Hanımların Savaşlardaki Hizmetleri
Peygamberimiz Kadın Dövmeye Ne Gözle Bakıyor?
Elle Dövmek Dille Uyarmak Şeklinde Anlaşılabilir mi?
Hanım Ev İşlerini Yapmaya Mecbur Değil mi?
Kadın Çocuğuna Bakmaya Mecbur Değil mi?
Kadınlar Ev Dışında Çalışabilirler mi?
Kadın Kocasının Haram Kazancından Yiyebilir mi?
Hanım Beyinin Elini Öper mi?
Caiz ve Mahzurlu Olan el Öpmeler Ve Tokalaşmalar
Hanım Beyini Adıyla Çağırabilir mi?
Kadın Sesi Haram mı?
Nişanlılık Ve Evlilik Hazırlığı
Bekârlık - Sultanlık mı?
Dinimiz Flörte îzin Verir mi?
Çöpçatanlığın Sorumluluğu Var mı?
Genç Kızın Evlilikte Tercih Hakkı Yok mu?
Evlilikte Sıra Şartı Var mı? İnsanın Kısmeti Bağlı Olur mu?
Evlenirken Önce İstişare mi Yapmalı, Yoksa İstihare mi?
Evlilikte Denklik Aranmalı mı?
Nişanlılık Döneminde Dini Nikah Kıymak Doğru mu?
Nikaha Rağmen Kızla Erkeği Görüştürmemek Dinin Emri mi?
Gelinlik Kıyafeti Giymenin Dini Hükmü Nedir?
Erkekler Nişan Yüzüğü Olarak Altın Takabilir mi?
Nişan ve Düğün Masrafları Nasıl Olmalı?
Fatıma Annemizin Çeyizini Biliyor musunuz?
Başlık, Mehir Yerine Geçer mi?
Günah İşlenen Düğüne Gidilir mi?
Evlilikle İlgili Meseleler
Kimlerle Evlenmek Haramdır, Kiminle Yapılacak Nikah Geçerli Olmaz?
Akraba Evliliği Yapılabilir mi?
Kız Kaçırma Yoluyla Evlenmek Caiz mi?
Sadece Hac Dönemi İle İlgili Süreli Nikah Caiz Olur mu?
Mut'a Nikahı Yaparak Evlenmek Caiz midir?
Müslüman Kız, Gayr-i Müslim Erkekle Evlenebilir mi?
Müslüman Erkeğin Hristiyan Hanımla Evlenmesi Caiz mi?
Evlilik ve Doğum Yıldönümü Kutlanabilir mi?
Doğum Kontrolü
Doğum Kontrolünü Meşru Kılan Haller Nelerdir?
Suni Tohumlama Ve Tüp Bebek Caiz mi?
Spiral Takmanın Hükmü Nedir? Gusle Engel Olur mu?
Sakat Doğma İhtimali Olan Çocuk Aldırılabilir mi?
Namusu Korumak
Kadın, Namusuna Saldıran Erkeğe Cezasını Kendisi Verebilir mi?
Güzellik Sahiplerini Namusunu Korumak İmtihanı mı Bekliyor?
Hanımını Aldatmaya Niyetlenen Adamın Başına Neler Geldi?
Mahrem Konular
Aile Mahremiyetinde Muduluğu Artıran Tedbirler Caiz mi?
Özel Hayatın Mahremiyetine Saygı Emirleri Nasıl Geldi?
Yabancı Bir Kapıyı Çalmada Nelere Dikkat Etmeli?
Zifafta Bakirelik Problemi Boşama Sebebi Olur mu?
Kadın, Erkek Doktora Muayene Olabilir mi?
Evde Kadın Erkek Karışık Oturulabilir mi?
Kadın Konuşmak Zorunda Olduğu Erkeğe Selam Verebilir mi?
Cinsellik Ve Müstehcenlik
İslâmda Cinselliği Teşhir Ve Tahrikin Hükmü Nedir?
Müstehcen Görüntülere Bakmanın Hükmü Nedir?
Efendimizin Evliliğinde Neden Cinsellik Akla Gelmez?
Boşanma
Boşama Hakkı Yalnız Erkekte mi, Kadın da Boşayabilir mi?
Kadın Kocasından Boşanmayı İsteyebilir mi?
Boşanan Kadının Tekrar Evlenmesi İçin Bir Müddet Var Mıdır?
Mahkeme İle Boşanmanın Hükmü Nedir?
Örtünme (Tesettür)
Tesettürde Temel Ölçü Nedir?
Hanımlar Peçe Takmak Zorunda mı?
Başı Açık Resim Çektirmek Caiz Olabilir mi?
Peruk Takmak Caiz mi?
Hanımların Pantolon Giymesi Caiz mi?
Transparan Giyimle Tesettür Olur mu?
Kadının Başını ve Kollarını Örtmek Zorunda Olmadığı Akraba Erkekler
Anne - Baba - Çocuk İlişkileri
Kendinizi Ve Ailenizi Ateşten Koruyunuz, Emrini Nasıl Anlamalıyız?
Kimsesiz Çocuklara Bakmanın Hükmü Nedir?
Eşler Ayrılınca Çocukların Bakımı Kime Aittir?
Babalar Çocukları Arasında Ayrımcılık Yapabilir mi?
Evlat Edinmede Uyulması Gereken Kurallar Nelerdir?
Doğumda Okunacak Bir Dua Var Mıdır?
Çocuğun Kulağına Ezan Ve Kamet Okumak Gerekir mi?
Doğum Kurbanı Kesilirini? Çocuğun Sünnet Yaşı Kaçtır?
Çocuklarımıza Ad Koyarken Neye Dikkat Etmeliyiz?
Çocukta Dini Mükellefiyet Nasıl Başlar, Ana-Babanın Sorumluluğu
Hamile Kadın Ölünce Çocuğu Ne Olur?
Ölü Doğan Bebeğin Namazı Kılınır mı?
Gusül
İlk Mükellefiyet Niçin Gusüldür?
Hamamda Toplu Halde Yıkanmak Caiz mi?
Gusül Sırasında Gelen Akıntılar Gusülü Bozar mı?
Hangi Pislikler (Necaset) İbadete Engel Olur?
İbadete Engel Pisliklerden Temizlik
İbadette Fetva Nedir, Takva Nedir ?
Tuvalette Kağıt Kullanmak Caiz mi?
Kolonya Kullanmak Caiz mi?
Abdest
Abdest Niçin Alınır?
Abdesti Bozan Ve Bozmayan Haller Nelerdir?
Hanım Eline Değince Abdest Bozulur mu?
Ay Hali
Kadınlarda İbadete Engel Özel Haller Nelerdir?
Ay Hâlinde İken Nelere Dikkat Etmeli?
Nifas (Lohusalık)
Kime Özür Sahibi Denir?
Namaz
Namazın Farzları, Vacipleri, Sünnetleri Nelerdir?
Hanımların Namazdaki Farklılıkları Nelerdir?
Müslümanın Hayatında Kıblenin Yeri Nedir?
Namazın Hareketleri Ne Mana İfade Eder?
Allah'ı Tazim, Namazdan Başka Şekilde Olamaz mı?
İbadetten Zevk Duymak Şart mı?
Namaz Kılınması Sakıncalı (Kerahetli) Vakit Var mıdır?
Hanım Açık Yerlerde de Namazlarını Ayakta mı Kılar?
Pijama İle Namaz Kılınır mı?
Kaza Namazı Borcu Olan Sünnet Kılamaz mı?
Cuma Namazı Kaç Rekattır, Hanımlara Cuma Farz mıdır?
Otobüste Namaz Kılınır mı?
Peygamber Efendimiz Teravih Namazını Nasıl Kılmıştı?
Cenaze Namazı Nasıl Başladı Kimlerin Cenaze Namazı Kılınmaz?
Hanımlar Cenaze Namazı Kılamazlar mı?
Koca Karısının Cenazesini Niçin Yıkayamaz?
Oruç
Oruçla İlgili Fetvalar
Zekât
Zekat Vermenin Şartı Nedir?
Zekât Verirken Nelere Dikkat Edilmeli?
Hac
Hac Kime Farz Olur?
Hacıların Kestiği Kurbanların Hükmü Nedir?
Zenginin Haccı Te'hir Etmesi Caiz mi?
Kurban
Kurban Kesmekle İlgili Hükümler Nelerdir?
Kurban Bayramında Tekbir Getirmenin Hükmü Nedir?
Yaşayanlar Ölmüşlerinin İbadet Borçlarını Ödeyebilirler mi?
Adak
Adakta Bulunmak İşlerin Olmasını Veya Kolaylaşmasını Sağlar mı?
Keffaretler
İbadederde Hangi Hataların Keffaretleri Vardır?
Yolculuk
Hanım Tek Başına Hacca Gidebilir mi?
Kadın Mahremi Olmadan Uçakla Yurt Dışına Çıkamaz mı?
Kadın Araba Kullanabilir mi?
Arabayı Sigortalamak Caiz mi?
Hangi Trafik Kazası Katillik, Hangisi Şehidlik Sayılır?
Trafik Kazasında Ölenin Yakınları Tazminat Alırsa Haram mı Olur?
Ölüm
Ahireti Neden Arzulamıyoruz?
İmanlı İnsanın Tuvalette Ölmesi Kötülük İşareti midir?
Türbe Ziyaretlerinde Ölüden Bir Şey İstenebilir mi?
Kadınlar Kabirleri Ziyaret Etmez mi?
Cenaze Helvası Var mı?
Günahlardan Sakınmak İnancımızı Korumak
Günah İşlemek Ne Zaman Caiz Olur?
Günahlarımız Varken Dini Hayatı Sürdürmek Boşuna mı?
Allah Sizden Ne Zaman Razı Ölür?
Sahip Olduğunuz Nimetlerin Farkında mısınız?
En Olumsuz Olayların Bile Olumlu Sonuçlan Olabilir mi?
Yıldız Ve Kahve Falı ile Gelecekten Haber Vermek Doğru Olabilir mi?
İslamda Göz Değmesi Var mıdır?
Aktüel Ticari Konular
Ticarî Sorular Üzerine -Çek, Senet, Vade Farkı
Kredi Kartı ile Alışveriş Caiz mi?
Ahmet Şahin Cihan Yayınevi tarafından yayınlanan Yeni Aile İlmihali kitabını incele diniz.
Diğer Özellikler |
Stok Kodu | 9789756476031 |
Marka | Cihan Yayınları |
Stok Durumu | Bu ürün geçici olarak temin edilememektedir. |
9789756476031