Kitap Büyük Dini Hikayeler
Yazar İ. Sıddık İmamoğlu
Yayınevi Osmanlı Yayınları, Fatih Yayınevi
Kağıt - Cilt Sarı Şamua - Ciltli
Sayfa - Ebat 719 sayfa, 17x24 cm, büyük boy
Yayın Yılı 2016
Osmanlı Yayınevi tarafından hazırlanan Büyük Dini Hikayeler kitabını incelemektesiniz.
Büyük Dini Hikayeler kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı "alak" dan yarattı.Oku, Senin Rabbin en cömert olandır.Alak 1-2
Dini Hikaye sahasında yazılmış en kapsamlı
kitap.
1.Bölüm Kur’anı kerimde geçen
hikayeler ,
2.Bölüm Hadisi şeriflerde geçen
hikayeler ,
3.Bölüm Sahabe-i kiram Evliyaullahdan ve İslam tarihinde geçen
hikayeler ,
4. Bölüm muhtelif hikayeler ve Nasreddin Hoca merhumdan
hikâyeler ....
Hikayelerin her biri hangi konuda ise ona göre başlık çıkarılmış. Sohbet edeceklere büyük kolaylık sağlamaktadır.
Bir hatırlatma
Halk arasında
hikaye deyince uydurma, aslı astarı olmayan hadiseye denmektedir. Bu ise kelimenin hakiki manasına aykırıdır. Bir hadiseyi
hikaye etmek demek vakıa mutabık olarak hadiseyi olduğu gibi anlatmak demektir. Bu
kitap bu manaca bir
hikaye kitabı dır. Hayvanlara ait
hikayeler ise darb-ı mesel sadedinde konmuştur.
Bu
kitap muteber kaynaklardan faydalanılarak meydana getirilmiş îlşlemeî bir eserdir. Telif eserleri kanununa göre bütün hakları mahfuzdur.
ÖNSÖZ
Yayınevimiz neşir sahasında bir boşluğu daha doldurmanın huzuru içindedir. Ehli sünnet ve'l cemaat itikadına uygun, edebe riayetkar, manevi büyüklerimizin yüksek ahlaklarını yeni nesle aksettiren: uzun kış gecelerinde zevkle okunacak bir hikaye kitabı, son derece lüzumluydu.
Elinizdeki bu
kitap, işte bu temel unsurlar esas alınarak hazırlandı. Önce Rabbimiz Teala Hazretlerinin Kur'an-ı Kerim'deki
hikayelerini muteber tefsir
kitaplarından faydalanarak hazırladık. Sonra Peygamberimiz (s.a.v.) Efendimizin Ashabına anlattığı, geçmiş ümmetlere ait
hikayeleri koyduk. Böylece büyük Hikaye kitabımıza Rabbimizin ve
Peygamberimizin hikayeleri ile başlamış olduk. Üçüncü bölümde Sahabe-i Kiramla ve evliya-i izamla alakalı hikayelere yer verdik. Aralarına da tatlı nükteleri havi tarihi hikayeleri serpiştirdik.
Son olarak, bir de Nasreddin Hoca Merhum'dan şanına layık olan
hikayeleri tarayarak ilave ettik.
Hikayeleri hazırlarken, bilhassa kaynak sağlamlığını ön plana tuttuk. Öteden beri muhterem bildiğimiz zatların haklarında uydurulan iftiralara, sevenlerin saygılarının sarsılmaması için asla yer vermedik. Kısacası, adam sende
hikaye değil mi nasıl olsa olur diyemedik. Vakıa mutabık fakat, günümüz insanlarının anlayışlarına ters düşebilecek vakıalara kitabımızda yer vermedik. Bazı tarih
kitaplarına hatta, tefsir
kitaplarına tarihi vakıa diye alınmış israiliyat ve Acem uydurmalarını kitabımızdan tamamen uzak tuttuk. Yahudilerin Peygamberlere ait naklettikleri hadisleri, Haarut ve Maarut memleketlerinin vakıalarını gerçeğe ve akaidi İslamiyete uygun bir tarzda bu
kitapta bulabilirsiniz.
Bütün bunları, kusursuz ve eksiksiz bir
kitap hazırladığımız iddiasıyla söylemiyoruz. Elbette ilim, irfan ve manevi derecelerine saygı duyduğumuz zatların süzgecinden geçtiğinde kusurlarımızın göze çarpacağını inkar edemeyiz. Fakat kusursuz çıkması için yahut kusurunun asgari hadde inmesi için elimizden gelen gayreti esirgemedik. Şuna inanıyoruz ki, eseri baştan sona kadar oku duktan sonra
dini hikaye kitabı boşluğunun bu eserle mühim ölçüde doldurulduğu kanaatine siz de varacak: dost, yaran ve ahbaplarınıza tavsiye edeceksiniz.
Büyük Dini Hikayeler kitabının Ümmeti Muhammed'e (s.a.v.) hayırlı olması dileğiyle...
OSMANLI YAYINEVİ, Fatih Yayınevi
Abdülkadir Dedeoğlu
Büyük dini hikayeler içindeki hikayeler
Abdestsiz Emzirilen
Abdülkadir Geylani
Abdülkadir Geylani
Abdülkadir Geylani
Adalet
Adalet
Adalet
Adalet
Adalet
Adalet
Adalet
Adalet
Adalet
Adalet
Adalet
Adalet
Adalet
Adalet
Adalet
Adalet
Adalet
Adalet
Adalet
Adalet
Adalet
Adalet
Adalet ve Hazreti Ömer
Adalet, Ahde Vefa
Adaletin Fazileti
Adaletin Tecelisi
Adam Olmak
Âdem (a.s.) ile Havva Validemiz
Af
Af
Af
Afv-ı ilahi
Ağaçta Yol
Ahdi Bozmanın Cezası
Ahiret Hesabı
Ahirette Ölümsüzlük
Ahlâk Ahlak 403
Ahmak
Ahmakların Anlayışları
Ahmaklığın Çâresi Yok
Ahmet Rufai Hazretleri
Aklı Yoktu Zaten
Akrabalığa Riayet
Akşehir Gölüne Maya
Alışverişte Doğruluk
Allah Görür
Allah Görüyor
Allah İçin Dövüşmek
Allah İçin Sevgi
Allah İçin Sevmek
Allah İçin Vuruş
Allah Katında Değerli
Allah Korkusu
Allah Korkusu
Allah Korkusu
Allah Korur
Allah Sevgisi
Allah Sevgisi
Allah Yolunda Sadaka
Allah'a Yakın Olmak
Allaha Yöneliş
Allah'ın Evi...
Allah'ın Sevdikleri...
Allah'ın Varlığına Delil
Allah'ın Yardımı
Amelsiz Ahiret Olmaz
Ana Baba
Ana Baba
Ana Baba
Ana Baba
Ana Baba
Ana Duası ve Hazreti Musa
Ana Duasının Bereketi
Ana Sözü Dinlemeyenin Hali
Ana-Baba
Ana-Baba
Ana-Baba
Ana-Baba
Ana-Baba
Anne Şefkati
Anne Şefkati
Anne-Babaya Hürmet
Annenin Duası
Arada Kalınca
Arkadaş
Arkadaşa Dikkat...
Asiye Validemiz
Aşık Çocuk
Aşk
Aşk ve Muhabbet
B
Babasını Dağa Bıraktı
Balıkları Nasıl Tutarsınız
Bana da mı Lo Lo?
Başını Evde Bırakmasın
Bedir Ashabının Fazileti
Behlül'ün Padişahlığı
Bela Sebepsiz Gelmez
Berat
Bereket
Besmele ve Bereket
Besmele ve Şeytan
Besmelenin Kerameti
Beşikte Konuşanlar
Beyanındadır
Beyazıd'ın Şeyhi
Beytülmal
Beytülmale Hıyanet
Bindiği Dalı Kesti
Bîr Akça Bîr Tokat
Bir Fetva ve Altı Hata
Bir Kuruşa Pazarlık
Bir Tepsi Hindi Dolması
Bizden Birisi
Borcun Vâdesi
Borçlunun Namazı
Borçluya Kolaylık
Borçluya Muamele
Bulana Vereceğim
Büyüklere Hürmet
Büyüklere Hürmet
Büyüklere Hürmet
Büyüklere Hürmet
Büyüklere Hürmet
Büyüklere Hürmet
Büyüklere Hürmet
Büyüklere Hürmet
Büyüklere Hürmet
Büyüklere Hürmet
Büyüklere İkram
C
Cahil
Can Daha Tatlı
Canını Feda
Cehaletin ilacı Sormak
Cemaata Devam
Cenaze Namazı
Cenazeye Sorun
Cennetin Kokusu
Ceza
Ceza
Ciğeri Kapan Çaylak
Cihad
Cihad
Cihadda Meşakkat
Cihadı Sebepsiz Yere Terk
Cihat
Cihat
Cihat
Cihat
Cihat ve Meleklerin Yardımı
Cinler Abdülkadir Geylanî
Cinlere Dua
Cömertliğin Fazileti
Cömertliğin Zirvesi
Cömertlik
Cömertlik
Cömertlik
Cömertlik
Cömertlik
Cömertlik
Cömertlik
Cömertlik
Cömertlik
Cömertlik
Cömertlik
Cömertlik ve Misafirperverlik
Cömertlik ve Yahudinin İmânı
Cumanın Fazileti
Cübbesini Vurdu
Çocuk Terbiyesi
Çocuklara Şefkat
D
Dargınların Barışması
Deli ve Sarhoş
Deniz Suyu
Dertlerin Devası
Derviş Ve Hoca
Dilenci
Dilenci Ve Fatih
Dilenme
Dinde Zorlama Yok
Doğruluk
Doğruluk Esastır
Doğruluk Ve Neticesi
Doktor Hasta
Domuzdan Yana mı?
Dostluk
Dua
Dua
Dua
Dua
Dua
Dua
Dua
Dua
Dua
Dua
Dua
Dua'nın Faziletleri
Dünya
Dünya
Dünya
Dünya
Dünya
Dünya
Dünya Malı Ve Tamah
Dünya Rüyadan İbarettir
Dünya Sekizinci Hikâye
Dünya Üçüncü Hîkaye
Dünya Yedinci Hikâye
Dünyalık
Dünyanın Alçak ve Kötülüğü
E
Ebu Bekir (R.A)
Ebu Bekir (R.A.)
Ebu Bekir (r.a.)
Ebu Bekir'i (r.a.) İmtihan
Ebu Bekri (r.a.) Sevenlere
Ebû Eyyub-EI Ensârî Hz.
Ebû Leheb'in Ateşi
Edebe Riayet
Edep ve Kurana Hürmet
Ele Yaranılmaz
Elmanın Letafeti
Emanet
Emaneti Ehline Teslim
Emir Kulu...
Emre İtaatsizlik
Eshab-ı Kehf
Eşeğe Kitap Okuttu
Eşşek Adam
Evladın Baba Üzerindeki
Evlâd-ü lyal Fitnesi Ve Behlül
Evlenilecek hanım
Evlenme Teklifi
Evli Ve Bekâr
Evlilik
Evliyanın Bakışı
Evliyanın Tasarrufu
Evveliyatı Unutmamalı
Eyyûb Aleyhisselam
Eyyûb Aleyhisselam
F
Fakirin Keffareti
Fakirlik ve İsâ Aleyhisselam
Fatih'in Halkını imtihanı
Fedakarlık
Felsefe
Felsefenin Sonu
Fil Eti Yenir mi?
Fincancı Katırları
Firaset
Fitnenin Kestiği Bereket
G
Garip Hadise
Gece Namazı
Gece Namazı
Gece Namazı
Gece Namazı
Gece Namazı
Gece Namazı
Gece Namazı
Gece Namazı
Gece Namazı
Gece Namazı
Gece Namazına
Gece Okları
Gıybet
Gıybetin Fenalığı
Göze Kavuştu
Gözü Yükseklerde
Güler Yüz
Günah
Günahkârların En Büyüğü
Güzellik
H
Hac
Hac
Hac
Hac
Hac
Hac
Hac
Hac
Hac
Hac
Haccın Fazileti
Haccın Fazileti
Hacı Bayram Veli
Hadimi Hazretleri ve Berika
Hak Aşığı
Hakla Bâtıl Gibi
Halife Seçimi
Hamiltonun Rüyası
Hangisini Çok Seviyormuş
Hanımının İsmi
Haram Bir Damla Bile Olsa
Haram Lokma ve İbrahim Bin
Edhem
Haram Lokma ve İmamı Â'zam
Haram Lokmanın Görünüşü
Hastalık
Hastalık ve Günahlara Keffaret
Haya
Haya ve Korku
Hayırlı Amel
Hayvan Hakkı
Hayvan Hakkı ve
Hayvana Yapılan iyiliğe Ücret
Hayvanların İnsanlara Ihtan
Hazkil Aleyhisselam
Hazreti Davut ve Talut
Hazreti Ömer (r.a.)
Hazreti Ömer (r.a.)
Hazreti Ömer'e "Faruk"
Hebenneka
Helal Lokma
Helal Lokma Gerek
Herakliyus Yumuşadı Fakat
Herşeyi Bilmek İyi mi?
Heybe
Hırsızlığın Cezası
Hırsızlık Duası
Hızır Kendisi Geldi
Hızır ve Musa Aleyhimesselam
Hicret
Hicret Emri
Hicrette
Hikayenin Hikayesi
Hile Yapmak
Himmet
Hindi
Hoca İp Satıyor
Hoca Köylerde
Hoca Kürsüde
Hoca merhum ve
Hoca Merhumun Ceviz
Hoca Merhumun Vasiyeti
Hocanın İkramı
Hristiyanlık
Hristiyanlıktan Kaçanlar
Hud Aleyhisselam
Huysuz Merkep
İ
İbadet
İbadet
İbadetine Güvenme
İbrahim Edhem
ibrahim Halilullah
İçi Düzgün Olan
İçki
İdareci
İdarecilik Mesuliyeti
İftiranın En Büyüğü
İhlas Ve Mecusilerin Secdesi
ihlaslı Kelime-i Tevhid
İki Evlinin Başına Gelen...
İlâç
İlahi Muamele
İlahi Muamele
İlahi Muamele
İlahi Muamele
İlahi Muamele
İlahi Muamele
İlahi Muamele
İlahi Muamele
İlahi Muamele
İlim
İlim
İlim Azizdir
İlim ve Fatih
İlim ve Hokkabazlık
llimsiz Amel
ilk Müslüman Önce Gelsin
İlk Vahiy
İlm-i Ledün
tlm-i Zahir ve İlmi Bâtın
İlyas ve Elyasa {a.s.)
İmam Şamil
İmamdan Evvel
Imam-ı A'zam (r.a.)
Imâm-ı A'zam (r.a.)
Imâm-ı A'zam (r.a.)
Imam-ı A'zam
Imâm-ı A'zam ve Hârici
Imam-ı Azam'ın Feraseti
Imam-ı A'zam'ın Zekâsı
Imam-ı Birgivi ve Hanımı
İman
İman
İman
İman
İman
İman Kuvveti
İmanda Sebat ve
İmanın Kemali
İmtihan
İmtihan
İnmek de mi?
İnsan ve Allah
İnsanların Dağılması
İnşaallah
İntikam...
İpin Ucu
İsa Aleyhisselam ve ...
İsa'nın Merdiveni
İslam Uğruna
İslam ve İman
İslama Davette İhsan
İslamı Yaşayanlar
İsraf
İstediğin Kadar Vade
İstemek
İstidat Muhtelif
İşe Yaramak
İşkence
işkence Etseler Bile
İtaat
İtaat ve İslam
İtaat ve Sünnete Bağlılık
İyiliğin Bedeli
İyiliğin Karşılığı
İyilik
İyilik
İyilik
İyilik
iyilik
İyilik
İyilik
İyilik Kime Edilmeli
İyilik ve İhsanda Zirve
K
Kabil ile Habil Hikayesi
Kabir Ahvali
Kabir Azabı ve Salevat..
Kabir Azabına İki Sebep
Kabir Suali
Kabir Suali ve Dilenci
Kabir... Eskimeyen Saray...
Kabirde Sual
Kabristanda Yemek
Kader
Kaderden Kadere...
Kadınlar ve Kocaları
Kadınlara Lanet?
Kadınlara Nasihat
Kadınların Ev İşi
Kadınların Hali
Kadir Gecesi'nin Fazileti
Kafirlere Kurtuluş Yok Kafirlerin İstekleri
Kahraman Koç
Kalb ve Dil
Kalbin Hali
Kalbini Yardın mı?
Kanur.i'nin Mektubu
Kardeşlik
Kardeşlik
Kan Dırıltısı
Kaşıkçı Elması
Kayırma Olmaz
Kaza Ve Kader
Kazan Öldü
Kedi Baltayı Yerse
Kelime-ı Şehadetin Ağırlığı
Keramet... Kuru...
Keramet
Keramet
Keramet
Keramet Kavukta ise
Keramet ve Armağanı
Keramete İnanmayan
Keramet-i Evliya
Kerametin Tehlikesi
Kırk Yıllık Kâni
Kırk Yıllık Sirke
Kıyafet
Kıymet
Koca Hakkı
Komşuluk Hakkı
Korku
Kör Doğüşü
Kötülük Cezasız Kalmaz
Kul Hakkı
Kul Hakkı
Kulak Isınılır mı?
Kur'ân Öğretme Mihri
Kurdun Kuyruğu Koparsa
Kutup
Kuyunun Suyu
Kuzgunun Sırtı
Kürt Olarak Akşamladım
L
Lokman Hekimin Nasihati
Lut Aleyhisselam
Maharet |
Marifet |
Marifet |
Marifet |
Marifet |
Marifet |
Marifet |
Marifet |
Marifet |
Marifet |
Marifet |
Marifet ve İman |
Medine Yolunda |
Mehdi (a.s.) |
Merkebe mi. Bana mı? |
Merkebe Sordu |
Merkez Efendi Kuyusu |
Merkezi Bulmuşsun |
Meryem Validemiz |
Mısır'ın Fethi ve Yavuz |
Mi'rac |
Molla Hüsrev'in İlmi |
Mucize |
Mucize |
Mucize |
Mucize |
Mucize |
Mucize Parmaklardan
|
Mucize ve Ağaç |
Mucize ve Deve |
Mucizeler |
Mucizeler |
Mucizeler |
Mucizeler |
Mucizeler |
Mucizeler |
Mucizeler |
Mucizeler |
Mucizeler |
Mucizeler |
Muhabbet |
Muhabbet |
Muhabbet |
Muhabbet |
Muhabbet |
Muhabbet |
Muhabbet |
Muhabbet |
Muhabbet |
Muhabbet |
Muhtelif Hikâyeler |
M ûsa Aleyhisselam |
Münafık Olmaktan Korku |
Münakaşa Usulü |
Müsafır Gelmeyince |
Müsafıre Riayet |
Müsamaha |
Müşterek Bahis |
N |
Namaz |
Namaz |
Namaz |
Namaz |
Namaz |
Namaz |
Namaz |
Namaz |
Namaz |
Namaz da Patlayan Mermi |
Namaz Kılmayanın Hali |
Namazda Başka Şey... |
Namazdan Sonra Zikir |
Namazın Fazileti |
Namazın Faziletleri |
Nasihat |
Nasihat |
Nasihat |
Nasreddin Hoca Merhum |
Naz |
Ne Bulursa Alsın |
Nefs |
Nefs Hadisesi |
Nefse Muhalefet |
Nefse Muhalefet
Nefse Muhalefet
Nefse Muhalefet
Nefse Muhalefet
Nefse Muhalefet
Nefse Muhalefet
Nefse Muhalefet
Nefse Muhalefet
Nefse Muhalefet
Nefsin Hevasına
Niyet-İhlas
Niyet
Nuh Aleyhisselam
O
O Beni Dişi İle Isırdı
O Suçunu Bilir
Orta Yol
Orta Yol
Orucun Fazileti ve
Oruç ve Güneşin Mecali
Oruçta Devamlılık
Osman (r.a.)
Osmanlı
Osmanlı
Otuz Yıllık Ekmek
Ö
Öfke
Öküzle Cirit
Ölmek İstedi ve Öldü
Ölüm
Ölüm
Ölüm
Ölüm Daha Güzel
Ölüm Var Ya ömer
Önsöz
P
P. Efendimizin Mucizeleri Padişah ve Zikir
Padişahın Bilmecesi
Para
Para
Para
Para Ve Düdük
Paranın Kölesi Olmak
Peygamber Sevgisi
Peygamber Sevgisi Ve Göz
Peygamberimiz
Peygamberimiz ve Rahip
Peygamberimizin Şefkati Peygamberin Kardeşleri Peygamberlere İman
R
Rahmet
Ramazan Kırkbeş
Ramazan ve Şevval Orucu
Ramazana Hürmet
Resûluliah'ın Ameliyatı
Resûlullah'ın Ekmeği
Rızık
Rızık
Rızık
Rızık da Artar
Rızıkta Tevekkül
Rızkı Allah Verir
Rızkı Veren Allah
Riya ve Kıyamette
Rumeli Hisarının Yapılışı
Rüya Tabiri
Rüyada Baskın
S
Sabır Ve Şükür
Sabır
Sabır
Sadaka
Sadaka
Sadaka
Sadaka
Sadaka
Sadaka
Sadaka
Sadaka
Sadaka
Sadaka
Sadakanın Bereketi
Sadakanın Fazileti
Sahabe
Sahabe
Sahabe
Sahabe
Sahabe
Sahabe
Sahabe
Sahabe
Sahabe
Sahabe
Sahâbe-i Kirâm
Sahtekarın Hesabı
Salevat
Salevat
Salevat
Salevat
Salevat
Salevat
Salevat
Salevat
Salevat
Salevat
Salevat
Salevat (60.000) Sevabı
Salevat-ı Şerife
Salevat-ı Şerife
Salevatın Ehemmiyeti
Salevatın Ehemmiyeti
Salih Aleyhisselam 22 Sanat
Sâre Validemiz
Selamın Kat Kat Sevabı
Selamlaşma
Semada Uçmak
Sen De Haklısın
Sevab
Sevgi
Sevişme
Seyahat Ya Resülallah
Sıcak Çorba
Sıkarken Öldü
Sır
Sır Kalmaz
Sırığın Tepesi
Sigara
Sihhat Hakkında
Sohbet
Sokağı Kim Temizler
Söz. Allah'a Olunca
Sözünde Durmak
Suç Öküzde
Suçu Yakasında
Sû-i Zan
Süleyman (a.s.)
Süs ve Yavuz
Ş
Şah Nakşıbend
Şarabın Aslı
Şa'ya (a.s.)
Şefaatçi
Şehid Oldu
Şehit
Şehit Hala
Şehit ve Cihat
Şehit ve Cihat
Serden Hayır ...
Şerefin Sadakası
Şeyhin Kadıya Tokadı
Şeyhin Kedisi
Şeytana Karşı Silah
Şeytanın Aldatması
Şuayb Aleyhisselam
Şükür
Şükür ve Nimet
Şükürde Hata Oldu İse
Şüpheli Zifaf
T
Takva
Takva
Takva
Takva
Takva
Takva
Takva
Takva
Takva ve vera
Talkın
Tanrı Müsafiri
Tavusu Çalınan Adam
Tebâreke ve Kabir Azabı
Tecrübe
Tehlikeye Atmanın Esası
Tenkit |
Tevbe |
Tevbe |
Tevbe |
Tevbe |
Tevbe |
Tevbe |
Tevbe |
Tevbe |
Tevbe |
Tevbe |
Tevbe ve Delinin |
Tevekkül |
Tevekkül |
Tevekkül |
Tevekkül |
Tevekkül |
Tevekkül |
Tevekkül |
Tevekkül |
Tevekkül |
Tevekkülün Böylesi |
Tevhidin Fazileti |
Tevhidin Fazileti |
Tevhidin Fazileti |
Tevhidin Fazileti |
Tevhidin Fazileti |
Tevhidin Fazileti |
Tevhidin Fazileti |
Tevhidin Fazileti |
Tevhit
Tevhit
Tevhit
Tevhit
Tevhit
Tevhit
Tevhit
Tevhit
Tevhit
Tevhit
Teyemmüm
Timur ve Hoca...
Timur'a incir Götürdü
Timur'la Av
U
Ulema
Utanmak
Ü
Üç Papaz ve Hoca Merhum
Ümit
Ümmet-i Muhammed
Ümmet-i Muhammed
Üstazların Kılıcı
V
Vakitsiz Konuşanın Hali
Veli
Veysel Karâni
Y
Ya Secdeye Kapanırsa
Yağmur Duası ve ...
Yahudi Gencin İmanı
Yahudiler İftiracıdır
Yahudilerin Yalanı ve İtirafı
Yalan
Yalancının Mumu...
Yalanın Sonu ...
Yardım İstemek
Yardımın Tamamı
Yasin Sütü ile Büyüyen Çocuk
Yavuz Sultan Selim
Yavuz ve Tavazuu
Yavuz'un ve Şah İsmail
Ye Kürküm Ye...
Yemeği Toplu Yemek
Yetim Çocukları Gözetmek
Yılan Hikayesi
Yıldırım Bayezid
Yoldan Nasıl Çıkardı ?
Yorgan Gitti. Kavga Bitti
Yunus Aleyhisselam
Yusuf Aleyhisselam
Yüz Suyu
Zamanın Ebu Hanifesi
Zekâ
Zekâ
Zeka
Zeka
Zekat
Zekat Vermemenin Cezası
Zekat. Malı Korur
Zekâtını Ve
rmeyenlere Harb
Zekeriyya ve Yahya (A.S.)
Zenginlik
Zikir
Zikir Kalbten Olmalı
Zikir Meclisi
Zina
Zinakâr Kadının Tevbesi
Zinanın Tevrat'ta Hükmü
Zulüm ve Adalet
Zulüm ve Mazlumun Duası
Zühd ve Takva
Zülkarneyn'in Seddi
Hz. ÂDEM ALEYHİSSELAM İLE HAVVA VALİDEMİZ
Allâhü Teala, kendi varlığını bilsin, ibadette bulunsun ve yer yüzünü de imar etsin diye insan varlığını yaratmayı murad ettiği zaman Meleklerine:
-"Ben yer yüzünde muhakkak bir halife yapacağım, bir halife tayin edeceğim ki kendi irademden kudret ve sıfatımdan ona bazı selahiyetler vereceğim ki, o bana vekaleten mahlukatım üzerinde bir takım tasarruflara sahip olacak, benim namıma hükümler icra edecek, benim vekilim olarak benim emirlerimi, benim kanunlarımı tatbike memur bulunacak. Sonra onun arkasından gelenler ve ona halef olarak yani vazifeyi icra edecekler bulunacaktın buyuruldu.
Melekler bir taraftan bundaki şerefi takdir ettiler, diğer taraftan da yer yüzündeki bir mahluka böyle yüksek bir irade selahiyeti bahşedilmesinden bir şey ihtimalinden de korktular. Allâhü Taâla bundaki gizli hikmetlerini de bildirmediği için:
-"Ey Rabbimiz! Yer yüzünde onu fesada verecek, onda fesatlar çıkaracak ve kanlar dökecek bir mahluk mu yaratacaksın? Halbuki biz hep sana hamd ederek, daima seni teşbih ve takdis edip dururken dediler.
Ve bu suretle maksatları -haşa- itiraz olmayıp hikmetini sormak olduğunu bildirdiler, mamafih bununla hilafete zımnan bir rağbet de gösterdiler.
Allâhü Teâla cevaben:
-"Her halde ben sizin bilemeyeceğiniz şeyleri bilirimi buyurdu. Melekler bu cevap karşısında sustular ve birbirlerine:
-"Elbette rabbimiz her şeyi bilir, faydası olmayan bir mahluk yaratmaz dediler.
Allâhü Teala. Meleklere:
-"Muhakkak ben, kuru çamurdan, şekillenmiş bir balçıktan bir beşer yaratacağım, binaenaleyh ben, onu tam bir insan kıvamına koyup içine ilahi bir emrim olan ruhtan feyiz verdiğim vakit, onun için secdeye kapanını dedi.
Bunun üzerine Melekler, hepsi toptan secde ettiler, ancak İblis dayattı, kibrine yediremedi ve secdeden kaçındı. Çünkü o kendisini en H üstün mahluk kabul ediyordu.
Allâhü Teala:
-"Ya İblis! Sen niçin secde edenlerle beraber olmadın? dedi.
İblis de:
"Benim bir kuru çamurdan, bir süratlenmiş balçıktan yarattığın bir beşere secde etmem mümkün değildir. Zira ben ateşten yaratıldım. Ateş ise topraktan üstündür" dedi ve bu batıl kıyasıyla itaat dairesinden çıkarak fiilen kafir oldu.
Allâhü Teala:
-"O halde, çık oradan, çünkü sen tard olundun. Ve bu lanet ceza gününe kadar üzerindedir."
Şeytan:
-"Rabbim! öyle ise bana onların tekrar dirilecekleri güne kadar mühlet veri dedi.
Allâhü Teala da ba's gününe kadar değil, ecel günü yani birinci sûrun üfürülmesine kadar mühlet verdiğini bildirdi.
Bunun üzerine Şeytan:
-"Ya Rabbi! benim azgın ve asiliğime hükmetmekliğin vesilesiyle yemin ederim ki, ben, o insanlar için yer yüzünde ziynetler yapıp onları kandırarak hepsini yoldan çıkaracağım, ancak içlerinden muhlasın kulların müstesna. Yani halis taatın için seçilmiş lekesiz has kulların aldanmazlar" dedi.
Allâhü Teala, şeytanın beşerin ilk maddesine bakarak onlara mutlak tahakküm edebileceğine kaail olmasına rağmen, muhlis kullar için hakkı teslim etmesi üzerine buyurdu ki:
-"İşte bu dediğin, sahiplerini azıtamayacağını itiraf ettiğin o ihlas ve tevhid, bana kavuşturan dosdoğru bir yol, hak bir kanundur. Hakikaten kullarım üzerine ne sözle ilzam edecek bir delilin, ne fiilen musallat olacak bir kudretin yoktur. Ancak sana uygun azgınlar müstesna. Yani ancak onları sürükleyebilirsin. Fakat o da senin hükmün ile değil, onların iradelerini kötüye kullanarak sana uymaları ve arkana düşmeleri sebebiyledir. Yoksa muhlaslara tasallut edemediği gibi diğerlerine de edemezsin. Şüphesiz Cehennem de o sana uyan azgınların vaad olunan yerleridir.
Allâhü Teala, insanın şerefli, itibarlı ve kendisine halife olmaya layık bir mahluk olduğunu göstermek üzere Hz. Adem'e bütün esmayı talim ederek ilim ve kelam sıfatlarına mazhar kıldı, sonra da o alemini Meleklere işaret ederek:
-Haydin, siz iman ile ifade etmek istediğiniz hilafete layık olma davanızda isabetli iseniz; işte bunların isimlerini bana güzelce haber veriniz, buyurarak onları, acziyetlerini izhar ve isbat için imtihan etti. Bu imtihana karşı Melekler:
-Subhansın Ya Rab! Senin bize bildirdiğinden başka bizim hiç bir ilmimiz yoktur, her şeyi bilen ve daima bilen alim, her şeyde hakim.
-Subhansın Ya Rab! Senin bize bildirdiğinden başka bizim hiç bir ilmimiz yoktur, her şeyi bilen ve daima bilen alim, her şeyde hakim, hakikaten Sensin ve ancak Sensin, diyerek acziyetlerini izharla teşbih eylediler.
Melekler acziyetlerini izhar ve hikmet ilmini teslim edince.
Allâhü Teala:
-Ya Adem! Meleklere şunların isimlerini güzelce haber ver, dedi. Bu hitabı ile halifenin kim olacağına da işaret buyurdu ve böylece Meleklerden sonra Hz. Adem'i de bu emir ile imtihan etti. Bunun üzerine Hz. Adem o arz olunan şeyleri isimleriyle haber verince, Allâhü Teala, Meleklere:
-Ben size. Ben bütün arz ve semanın gaybını bilirim, demedim mi? Ve siz ne açıklıyorsunuz ve ne gizliyorsunuz, onu da biliyorum, buyurdu.
Allâhü Teala Hz. Adem'e eş olarak kendi kaburga kemiğinden Havva validemizi yarattı ve:
-Ya Adem, sen ve zevcen şu Cennette rahat yaşayınız. Nimetlerimden bol bol yiyiniz. Ancak şu bir ağaca yaklaşmayınız, meyvesinden yemeye kalkışmayınız ki haddini aşanlardan olursunuz, buyurdu. Ve şeytanın kendilerine düşman olduğunu bildirerek onun sözüne kanmamalarını istedi.
Allâhü Teâlâ onlara yalnız bir ağacın meyvesinden yemelerini yasaklamıştı ki, bu suretle insana, iradesini kullanmayı ve nefsine hakim olmayı öğreterek mükellefiyetten azade olmadığını hatırlatıyordu. Onlara verilen bu nimetler üzerine ilahi huzurdan kovulan ve insanoğluna ebedi düşmanlığını ilan eden Şeytan, ilk olarak kendilerinde örtülüp gizlenen kötü yerlerini meydana çıkarmak; avret mahallerini açmak için ikisine de vesvese vermeye başladı. Hz. Adem ve Havva bu âna kadar yaratılışlarında kendilerini' utandıracak ve tiksindirecek çirkin pis şeylere mahal olacak kötü yerlerini ne kendilerinde ve ne de birbirlerinde görmüyorlar ve hatta bilmiyorlardı. Settarül'uyub olan Halik Teâlâ evvel emirde onu örtmüş ve kendilerinden gizlemişti.
Şeytan nihayet bir fırsatını bulup onlara yaklaştı ve:
-Ey Adem! Sana, seni burada ebedi kılacak bir devleti haber vereyim mi? Diyerek, Allâhü Tealanın yaklaşmamalarını emrettiği ağacı gösterdi. Hz. Adem. Şeytanın bu sözlerine aldırış etmedi, ancak şeytan da vesvesesinde yılgınlık göstermedi ve:
-Rabbiniz sizi bu ağaçtan başka bir sebeple değil, ancak iki melek olacağınız veya bu Cennette ebedi kalacağınızdan dolayı nehyetti. Yani bundan yerseniz ya Melekler gibi yemek, içmek ihtiyacından müstağni olursunuz, yahut ölüm yüzü görmez burada ebedi kalırsınız, dedi.
Kendisine inanmaları için de yemin ederek, "ben sizin nasihatçınız ve hayrınızı isteyicinizim" diye emin olmalarını istedi.
Hz. Adem ve Havva hiç bir kimsenin yalan yere Allah'a yemin etmeyeceğini düşünerek yanıldılar ve bu ağaca meylettiler. Hz. Adem burada içtihadında isabet edemeyerek, o nehyedilen ağacın cinsinden olan başka bir ağacın meyvesinden yemekte bir mahzur olmayacağına hükmetti ve beraberce Allâhü Teala'nın yasak kıldığı ağacın meyvesinden tattıkları vakit, örtülü ve gizli olan avret mahalleri açılıverdi. Bunun üzerine hayalarından derhal üzerlerine Cennetin incir yaprağından yamalar yamamağa başladılar. Allâhü Teala da kendilerine şöyle nida etti:
Ben sizi o ağaçtan nehyetmedim mi idi? Şeytan size açık bir düşmandır demedim mi idi?
Hz. Adem ile Havva cevaben:
Ey Bizim Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik, eğer sen bize rahmet ve mağfiret etmezsen, en büyük zarar ve felaketin içinde kalanlardan olacağız, diye tevbe ve niyazda bulundular.
Allâhü Teala; Hz. Adem, Havva ve Şeytana hitap etti.
Haydi, bâzınız bâzınıza düşman olarak yeryüzüne ininiz. Size orada bir müddet için karar edip nasiplenmek ve geçinmek vardır. Orada yaşayıp orada ölecek ve yine ondan çıkarılacaksınız.
Hz. Adem ve zevcesi, dolayısıyla insan nevi yer yüzünde böylece mekan tuttu ve Şeytanla mücadele ederek Rabbinden telakki ettiği kelimelerle tevbe ve istiğfarda bulundu. Allâhü Teala'nın emirleri ile amel etti ve tevbeleri de kabul oldu. Çünkü Allâhü Teala esirgeyici ve bağışlayıcıdır.
Hz. Adem beş şeyi ile bahtiyar olmuştur.
Hatasını itiraf, pişmanlık, nefsini kötülemek, tevbeye devam ve rahmetten ümidi kesmemek. İblis de beş şeyi ile bedbaht olmuştur:
Günahını ikrar etmemek, pişmanlık duymamak, kendini kötülemeyip azgınlığını Allâhü Teala'ya nisbet etmek ve rahmetten ümidini kesmek.
Ahnef İbni Kays. Medine'de Müminlerin Emiri Hz. Ömer'i görmek ister, bir de bakar ki büyük bir kalabalık halka halinde toplanmış. Ka'bül'ahbar onlara vaaz veriyor ve şunları anlatıyor:
-Adem Aleyhisselama vefat emri geldiği zaman; "Ya Rab. düşmanım İblis, beni meyyit halinde görünce kendisi kıyamet gününe kadar mühlete kavuşmakla sevinecek, bana şamata edecek." dedi.
Cevap verildi ki:
-"Ya Adem, sen Cennete iade olunacaksın, o mel'un ise evvelkilerin ve sonrakilerin adedi kadar ölüm acısını tatmak için tehir olunacak. "Sonra Hz. Adem, Melekül'mevt Azraile: -"Ona ölümü nasıl tattıracaksın? Vasfını bana anlat," dedi.
Onun ölümünün vasıflarını anlatıldığı zaman, Hz. Adem:
-"Ya Ebû İshak! O nasıldır? bize anlat" dediler.
Ka'b'ın anlatmak istememesi üzerine çok ısrar ettiler, bunun üzerine dedi ki:
-Allâhü Teala, birinci sû 'un üfürülmesi akabinde Azrail'e diyecek ki:
-"Sana yedi Sema ve yedi Arz ahalisinin kuvvetini verdim ve bugün sana bütün gadap kisvelerini giydirdim. Şiddetli gadabımla, o tard olunmuş İblise artık ölüm acısını tattır, sakaleynden evvel ve ahirlerin acılarını hep birden ihtiva etmek üzere bütün illet ve hastalıkları yüklet. Beraberinde gayz ve gadapla dolu yetmiş bin zebani, her biriyle de Cehennem zincirlerinden zincirler, tomruklarından tomruklar bulunsun. Cehennem kancalarından yetmiş bin kanca ile o mel'unun kokmuş canını çıkarın. Malik'i de çağırın Cehennem kapılarını açsın." Bunun üzerine Azrail öyle bir suret ile inecek ki ona Sema'ların ve Arz'ların ahalisi baksa korku ve dehşetlerinden derhal ölürlerdi. İnecek, İblis'e varıp (dur, ya habis! Artık sana ölümü tattıracağım, çok ömür sürdün. Nice nesilleri azdırdın, yoldan çıkardın. Ancak işte malum vakit geldi diyecek. Mel'un Şeytan Doğuya kaçacak, bakacak Melekül'mevt gölleri ö-nünde, Batıya kaçacak bakacak yine gözlerinin önünde, denizlere dalacak denizler kabul etmeyecek, hasılı yer yüzünün her tarafına kaçacak, sığınacak kurtulacak hiç bir yer bulamayacak, sonra Dünyanın oltasında, Hz. Adem'in kabri yanında duracak veya Doğudan Batıya Batıdan Doğuya topraklarda sürünecek nihayet Adem Aleyhisselamın yer yüzüne indiği mevziye varınca Arz bir kor gibi olacak Zebaniler kancaları takıp didikliyecekler de didikleyecekler. Allâhü Teala'nın dilediği zamana kadar can çekişip azap içinde kalacak. O böyle can çekişirken Hz. Adem ve Havva'ya da:
-"Kalkınız düşmanınız ölümü nasıl tadıyor, bakınız" denecek.
Kalkacaklar, onun çektiği azabın şiddetine bakacaklarda:
-"Ya rab, bize nimetini tamamladım diyecektir. " (
büyük dini hikayeler kitap, dini hikayeler oku, satın al, dini kitap, uygun fiyat, islami kitap , onlıne satış, dini hikayeler sipariş, ucuz kitap, büyük dini hikayeler osmanlı yayınları, dini hikayeler kitabı, fatih yayınları, abdülkadir dedeoğlu, ibrahim sıddık imamoğlu hikayeler )
KABİL İLE HABİL HİKAYESİ
Vaktiyle, kardeş olan Kabil ve Habil isminde iki Adem oğlu. Allâhü Teala için birer kurban, ona manevi yakınlık sağlayacak birer nesne arz etmişlerdi. Kabil katı tabiatlı, Habil ise takva sahibi bir kimse idi. Herhangi bir delil ile Habil'in kurbanının kabul olunduğu Kabilin kurbanının ise kabul olunmadığı anlaşıldı. Kurbanı kabul edilmeyen Kabil. Habil'in kurbanının kabul edilmesinden dolayı ona hased ederek:
-Ahdim olsun seni öldüreceğim, dedi.
Habil de dedi ki:
-Allâhü Teala ancak takva sahiplerinden kabul buyurur. Binaenaleyh Allah'tan kork, niyyetini düzelt. Eğer sen beni öldürmek için elini uzatırsan, ben seni öldürmek için elimi uzatmam. Çünkü ben alemlerin Rabb'ı olan Allah'tan her halde korkarım. Ben bu suretle şunu isterim ki, beni günaha sokmayasın da hem benim günahım, hem de kendi günahınla dönüp gidesin, bu iki günahı yüklenerek can verip Hakkın huzuruna varasın da Cehennem ehlinden olasın. Zira zalimlerin cezası budur. Bu takva, bu salim fikir, bu hayır ve nasihat, bu kardeşlik hissi üzerine, kurbanı kabul edilmeyen zalim Kabil'in nefsi, kendisine kardeşi Habil'i öldürmeyi arzu ettirdi. Yani vaz geçirmek şöyle dursun öyle bir cinayet gûyâ bir taat şevkiyle endişesiz yapılabilecek, maniden uzak, arzusuna uyulur bir şey gibi gösterdi, kolaylık hatta gayret verdi. Bu suretle nefsi, Kabil'e bu cinayeti bir yem gibi önüne serilmiş pek hoş bir şey gibi gösterip ve bu isyanı icrası lazım bir taat gibi kabul ettirince de Kabil kardeşini öldürdü. Ancak, bu cinayeti ile kendisine bir fayda sağlama ihtimali olmadığından başka, dininde de, dünyasında da hüsrana uğradı, zarar ve ziyan içinde kaldı. Öldürdüğü kardeşinin cesedini ne yapacağını şaşırdı, çaresizlikler içerisinde kıvrandı. Sonra Allâhü Teala, yerde eşinen bir karga gönderdi. Bu gönderiş ve eşiniş ona kardeşinin cesedini nasıl örtüp gizleyeceğini göstermek içindi. Katil, karganın bu hareketinden ilham alarak:
-"Eyvahlar olsun, vay bana, ben şu karga kadar olup da kardeşimin leşini gömüp gizlemekten aciz oldum ha!.." dedi ve bunun üzerine nadimler güruhundan oldu, pişmanlıklar içerisinde kaldı. Bu kıssadaki Kabil ve Habil ismindeki iki kardeşin Adem aleyhisselamın kendisinin iki oğlu olduğu, ekseri müfessirlerin görüşü olmakla beraber israil oğullarından iki Adem oğlu olduklarını söyleyenler de vardır. Ancak dikkat edilmesi lazım gelen husus, şahısların tayini değil, vak'anın hakikatidir. Çünkü Kabil ve Habil kıssası namıyla acaip ve garip birçok şeyler söylenmiştir. Binaenaleyh hata olmak ihtimalinden kurtulamayacak olan türlü türlü rivayetlerden ve tafsilattan sakınarak Kur'an-ı Kerim'deki beyanın esas alınmasına dikkat çekilmiştir. Nitekim mealden şöyle buyurulmuştur:
-"Allâhü Teala iki Adem oğlu ile bir mesel darb etti, bunun hayrını tutun, şerrini bırakın." (Mâide Suresi)
Osmanlı Yayınları Sıddık İmamoğlu Büyük Dini Hikayeler kitabını incele diniz.