Fiyat | : | 65,00 TL |
İndirimli Fiyat (%46,2) | : | 35,00 TL Kazancınız 30,00 TL |
Bu ürünün yerine tercih edebileceğiniz ürünler
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
Son Şahitler - 3
Son Şahitler 3
Necmeddin Şahiner
TAKRİZ
Birinci sınıf bir alim, birinci sınıf bir veli, birinci sınıf bir kahraman ve birinci sınıf bir vatanperver olan Said Nursi bir devre damgasını vurmuş nev-i şahsına münhasır bir kimsedir. Bizzat kendisi de, hayatı da, yazıları, irşat ve ikazları da… eserlerindeki çok enterasan buluşları, teşbihleri, temsilleri ve nükteleri ile eşine ender rastlanan fazilet timsali bir simadır.
Bütün bir hayatını, bu miletin saaedet ve selameti uğrunda harcamış, ne yorulmuş ne de yılmıştır. Cesaret, şecaat ve imanın mücessem ve muazzam bir timsali olmuş, hayretlere seza bir metanet ve salabet göstermiştir. Vatanın cezaevlerini, başka diyarlarda kendisine vaad edilen her türlü nimetlere tercih etmiş, tek bir sefer olsun kaçmayı düşünmemiştir. Tamamiyle Kur’an-ı Kerim ile hadis-i şeriflerin lafzına ve ruhuna uygun bulunan eserlerindeki yazılarından dolayı türlü kanunsuz fiil ve hareketlere, zulüm ve işkencelere maruz kaldığı halde zaaf eseri göstermemiş, cesaret ve şecaatından hiçbir şey kaybetmemiştir.
Ekol sahibi bir kimsenin büyüklüğü, onun yolunda yürüyenlerin, iman, ahlak ve seciye sahibi olmaları ile ölçülür. Said Nurse’nin ise yetiştirdiği talebeler hep vatanperver olmuş ve devlete asi olan, yahut devlete kurşun sıkan tek bir fert bulunmamıştır.
Kaldı ki, tanzimattan beri sürüp gelen ve bilhasa bu miletin münevverlerine arız olan “aşağılık duygusu” nun karşısına ilminin ve imanının verdiği kuvvetle dikilmiş, “…madem ki Müslümansın ve madem ki din-i mübin-i İslam uğrunda tam bin sene cihatta bulundun; oluklar gibi kan döktün. O halde, sen büyük bir millet ve büyük bir ümmetsin” –tabii ecdad-ı güzini kastetmektedir—demiştir.
Mektubat’ın 298 ve 299’uncu sayfalarında yer alan beyanı iddialarımızn en bahir delilini teşkil eder. Orada Said Nursi aynen şöyle demektedir: “Ey ehl-i Kur’an olan bu vatanın evlatları! Altı yaz sene değil, belki Abbasiler zamanından beri tam bin senedir Kur’an-ı Hakimin bayraktarı olarak bütün cihana karşı meydan okuyup Kur’anı ilan etmişsiniz. Milliyetinizi Kur’ana ve islama kala yaptınız. Bütün dünyayı susturdunuz. Müthiş tehacümatı def ettiniz. Taki, “Ey iman edenler! İçinizden kim dininden dönerse biliniz ki Allah yerinizi öyle bir kavmi getirir ki, Allah bu kavmi sever, bu kavim de Allah’ı sever. Kaldı ki bu kavim, mü’minlere karşı mütevazi, kafirlere karşı ise izzet ve vakar sahibidirler. Allah yolunda cihatta bulunurlar. Hiçbir kınayanın kınamasından çekinmezler. İşte bu Allah’ın fazlıdır. On, kimi dilerse ona verir. Allah vasidir, Alimdir’ (Maide Suresi, 54) ayetine güzel bir masadakt oldunuz.” Ayet-i kerime sende tecelli etti, demiş, ayet-i kerimenin atiye bir ihbar olduğunu ifade etmiştir.
Bu ayet-i kerimenin Türklerde tecelli eylediğini bildiren başka bir müellif veya müfessiri bilmiyoruz. Hülasa ecdad-ı güzinin kelamullaha bağlayan bu büyük insandır.
İşte, bu büyük insanı arka arkaya yazdığı kitaplarla bütün dünyaya tanıtmak için, devamlı bir gayret içinde olan muhterem Necmeddin Şahiner’i tebrik ve tebcil ediyoruz.
Bana lütfettikleri Türk ve Dünya Aydınlarını Gözü ile Nurculuk Nedir isimli eserini dikkatle inceledim. Birçok münevverle yaptığı röportajları okudum. Her münevver, kendi zaviyesinden ve fakat kendi bilgi ve tefekkür tarzına göre Said Nursi’yi anlatmakta idi. Birleşilen tek nokta ise onun sıradan bir kimse olmadığı idi.
Said Nursi, ilim silsilesi üzerinde yüksek bir zirvedir. Bu milletin din ve imanının tarsini için hayatını ve dünya saadetlerini feda eden bu büyük insanı elbette tanımak ve tanıtmak icap eder.
Bu sahada Necmeddin Bey’in sayi meşkur olmuştur. Kendisini tebrik eder, bu yolda daha nice eserler vermesini Allah’tan dilerim.
Emekli Hakim
Abdülmecid Belli
ÖNSÖZ
Elinizdeki eser Son Şahitler Bediüzzaman Said Nursi’yi Anlatıyor serimizin üçüncü kitabını teşkil etmektedir.
Nur okyanusu ve Bediüzzaman deryasının muhteşem sahillerinde dolaşmaya devam etmekteyiz.
Allah’ımın izniyle bu seyahatimizin, meşakkat ve yorulmamız, ebedi alemin kapısına kadar eğilmeden ve dönmeden devam edecektir.
Çağımızın ve gelecek zamanların ışığı ve nuru olan muhteşek rehber Bediüzzaman’ın gizlilikler içindeki şahane hayatını nazarlara vermek, Müslüman gençliğe nurdan bir rehber takdim etmenin saadeti içindeyiz.
Bir büyük, “Mazisinden haberdar olmayan bir millet, hal ve istikbal için bir hareket hattı tayin edemez. Hal ve istikbalin aydınlığının mühim alimlerinden biri, maziyi vak’alarıyla, şahıslarıyla ve eserleriyle araştırmaktır” derkmen, bir Batılı ilim adamı ise, “Benim altı tane dürüst hizmetçim vardır. Bütün bildiklerimi onlar bana öğretmişlerdir. Bunların isimleri; ne, niçin, ne zaman, nasıl, nerede ve kimdir?” demektedir.
Biz de bu hakikatların ışığı altında çalışırken, gerçekten Bediüzzaman’ın isler arasında adeta kaybolmaya yüz tutan şeref levhaları halindeki hatıralarını tesbit edep öğrenmekteyiz.
Meselemiz her ne kadar zor oluyorsa da, bütün bu zorluklar çoğaldıkça azmimiz, şevkimiz ve gayretimiz de artmaktadır. Çünkü meselemizin bir kütüphanesi yoktur, bir müracaat kitabı yoktur. Kaynak, kitabiyat ve bibliyografya bütün bir vatan sathında, hatta dış ülkelerdendir.
Tarih kaynaklarında çalışmalamızla alakalı olarak şu tesbiti görmekteyiz: “Tarihi, resmi yazılar kadar, hatıralar da aydınlatırlar. Hatta hadiselerin hususiyetlerini ve hakiki sebeplerini hatıralardan çok daha iyi öğrenebiliriz.”
Bu hususlara işaret eden Bursalı Mehmed Tahir Efendi, Şehbal’den “Kadir bilen milletler arasında kadri bilenecek şahıslar çoğalır” sözünü naklederken, Hersekli Arif Hikmet Beyden ise, “Her asrın adamları ve o adamların kendilerine mahsus bir davranışı, irfan neşesi vardır. Gelecek nesillere düşen, geçmişlerini hürmet ve rahmetle yad etmektedir. Yoksa üstünlük nümayişleri ile geçmişleri tezyife kalkışmak reva değildir” derken, divan edebiyatı şairi Muallim Naci’den ise şu sözler nakledilmektedir:
“Ümmetim içinde yetişen bilgi ve hüner sahipleri, hayatı ve ölümünde hürmete mazhar oldukları daima görülmelidir ki: herkes şevke gesin de, onlar gibi olmaya çalışsın.”
Eğer bu meselelerin ışığı altında, mezkur hakikatlara mazhar olabilirsem, benim için ebedi bir şükran ve iftihar kaynağı olur. Çünkü Bediüzzaman, milyonlarca insana imani bir hayat, İslami bir yaşayış ve Kur’an yolunda yürüyebilme saadetini vermiş ve bahşetmiştir. Böyle bir hayat kaynağını hayatlandırmak, hakiki vefakarlığın ve kadirşinaslığın esasıdır.
Hülasa olarak ifade edersek, yapılan hizmet ve himmetlerin Allah rızası için yapılmış olması, ebediyete iman, tevazu ve fazilet gibi duygular bu neticeye sebep olmuştur.
Risale-i Nur’larla ilk defa karşı karşıya geldiğim 1961 yazında, bir ağabeye, Bediüzzaman’ın hayatını anlatan eserlerin olup olmadığını sormuştum. Cevap olarak, hemen o anda elindeki bir kitabı bana uzatmıştı. Kitap, merhum Eşref Edip Fergan’ın Risale-i Nur Müellifi Said Nur, hayatı, eserleri, mesleği isimli eseriydi.
Yüz elli sayfa civarındaki kitabı çok küçük görerek, razı olup kabul etmemiş, daha büyüklerini olup olmadığı sormuştum. Kaderin beni mevzu üzerine derinlemesine tetkiklere sevk etmesinde, bidayetteki temayüllerimin tesiri olduğu inancındayım.
Milyonların gönlümde yer eden Bediüzzaman’ın hayatı ancak ciltlerin taşıyabileceği genişliktedir. Ancak zaman ve zemin bu ciltlerin tahakkukuna mani olmuştur. Gelecekte bu boşluğun layıkıyla doldurulacağı muhakkaktır
.
Eşref edih mezkür kitabının takdiminde şu ifadelere yer vermektedir:
“Bu eser onun hayatının, eserlerinin, fikirlerinin, mücadelerinin, şehamet ve kahramanlıklarının bir fihristi olabilir.”
Eşref Edip’in kitabına, bu mevzuda yeni harflerle yazılmış ilk eser diyebiliriz. Seneler evvel yapılan bu gayret ve hizmet elbette takdire layıktır.
Bu araştırmalar ve çalışmalar her şeysen önce, imanımızı kurtaran bize ebedi saadetin yolunu açan Bediüzzaman gibi bir müceddide karşı bir şükran borcudur, bir teşekkür ve vefakarlıktır. O kadri yüce sultanı kadrini bilmektir. Eğer bizler kadir, hatır, gönül sayar ve seversek, milletimizde de elbette kadir bilen ve sayanlar çoğalacaktır.
Son Şahitler, Bediüzzaman Said Nursi mevzuunda çalışacak ve eserler yazacak olanlara birer dökümandır. Bundan sonra bu nurlu sahada daha çok eserler yazılacaktır.
Aziz hatıralarla sizleri baş başa bırakırken, feyyaz deryadan feyizyab olmanızı niyaz ederim.
Necmeddin Şahiner
EMİRDAĞ ŞAHİTLERİ
Zübeyir Gündüzalp
Bayram Yüksel
Helil Gönüllalah
Seydi Koçak
Mustafa Akdedeoğlu
Sabri Halıcı
Ahmed Urfalı
Mustafa Bilal
Hacı Ali Kılıçalp
Mustafa Acet
Abdullah Gayretlioğlu
Abdurrahman Akgül
Mustafa Karapınar
Osman Aydın
Hafız Nuri Güven
İsmail hakkı Ünlü
H. Şükrü Beşeoğlu
Necati Müftüoğlu
Abdurrahman cantekinler
Mehmet Metin
Zakir Çanğar
Mustafa ramazanoğlu
Ahmed Ramazan
İrfan Gökova
Muhiddin yürüten
Vaddeddin gayberi
Osman Köroğlu
Celal Başer
Abdülvahid tabakçı
Mehmet Kavalar
Salih Özcan
Kamil Acar
Rüştü mırmır
Ali Demirel
Mustafa Sevilen
Mustafa Ekmekçi
Gıyaseddin Emre
Mustafa Kırıkçı
Şerife Kantar
Fanzender Koçaklı
Dr. Rasim Hancıoğlu
Abdullah canakay
Hekimoğlu İsmail
Abdurrahim kaya
Mustafa özsoy
Musa Yukarı
Ali Çakmak
Erdoğan Utanğaç
Ahmed Özyazar
Suad Ünlükul
Selahaddin Dokumacı
Hasan Nevruz
İbrahim Ensari
Ali rıza Sağlamer
Rafet Kavukçu
Mürsel Akdeniz
İsmail Kakazlı
Hacı Zahir Köyele
İsmet Orhan
Fikret Özdemir
Cevat çağrı
Şahide ve Abdurrahman Yüksel
Aldullah Kılıçkaya
Muammer Şenel
Sadık Kalender
Pertev Zapsu
İbrahim Mengüvenli
Şahabeddin Ünlü
H. Hüseyin Korkmaz
İbrahim Albağ
( necmeddin şahiner kitapları, Son şahitler Bediüzzaman Said Nursiyi Anlatıyor 3 , Son şahitler Said Nursiyi Anlatıyor 3 , nesil yayınları )
Nesil Yayınları Necmettin Şahiner tarafından yazılan Son Şahitler Bediüzzaman Said Nursiyi Anlatıyor 3 adlı kitabı incele diniz.
Diğer Özellikler | |
---|---|
Stok Kodu | 9789754082371 |
Marka | Nesil Yayınları |
Stok Durumu | Bu ürün geçici olarak temin edilememektedir. |
İlginizi Çekebilecek Diğer Ürünler
PlatinMarket® E-Ticaret Sistemi İle Hazırlanmıştır.