Stoktan kargo
Kitap Tam Namaz Hocası
Yazar Mustafa Necati Bursalı
Yayınevi Gayem Yayınları
Etiket Fiyatı 16,00 TL
Kağıt - Cilt 2. Hamur - Ciltli
Sayfa - Ebat 584 Sayfa - 13.5x19.5 cm
Yayın Yılı 2011
ISBN 9786056260209
Gayem yayınları, Mustafa Necati Bursalıt arafından yazılan Tam Namaz Hocası adlı kitabı incelemektesiniz.
Tam Namaz Hocası kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartlarıbilgiyi aşağıda geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı.Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1,2
Gençler İçin Muhtasar İlmihal Tam Namaz Hocası
tam namaz hocası
ÖNSÖZ
Rabbimin mübarek ismini anarak ve onun yardımını dileyerek bu esere başlıyorum.
Ey Kerîm, ey cömert Rabbim! Sana hamd eder, her işimde Senden yardım dilerim. Kereminle benim kırık dökük sözlerimi gönül uyarıcı ve rızana erdirici eyle. Beni bâtıl söz söylemekten koru. Kuluna Sen meded etmez, onu nefsi ile başbaşa bırakırsan ayağı kayar yolunu şaşırır ve helake uğrar.
"(Allah'ım) ancak sana ibadet (kulluk) ederiz ve yalnız Senden yardım dileriz. Bizi doğru yola, nimetlerine erdirdiğin kimselerin yoluna eriştir, hışmına uğrayanların ve sapıtmışların yoluna değil."
Salât ve selâm, iyiliklerin kaynağı, vefa'nın ocağı, yaratılmışların en hayırlısı ve Allah'ın sevgilisi Cenâb-ı Muhammed Mustafa'ya, onun âl ve ashabı üzerine olsun. İnsanı Allah yaratmıştır, insan tekrar ona dönecek ve sadece onun dilediği olacaktır. Cihanda en büyük devlet, Allah'a kul olmak ve Rabbini bilmektir. Kulluk ve ibadetin en camialısı ise namazdır. O kadar ki, bir bedene baş ne ise, müslüman için de
namaz odur.
Zengin fakir, sağlam, hasta, yolcu, mukim, kadın, erkek her müslümana namaz farzdır, Yine namaz kılmayı ve ibadet etmeyi bilecek kadar ilim öğrenmek de kadın erkek her îman sahibine bir farizedir. Bunu ihmal etmek insanın felâketidir.
Zamanımızda insanların dünyalara sığmaz derdi var. Fakat asıl büyük dert, yaradılışının gayesini bilememe ve kulluk edememe felâketidir. İnsan başıboş bırakıldığını zannediyor. Öyle değil, her şeyin bir hesabı var. Ve Allah Azze ve Celle buyuruyor: "Ey insan! O Kerim Rabbine karşı seni aldatan ne?" - İnfitar: 6
Evet: Gam seline değirmen olmakta mânâ yok. Kul olmakta, Rabbinin emrine baş eğmekte zevk u safâlar var. Bir Müslüman için namazın terki asla düşünülemez. Çünkü namaz, îman burcunun bayrağı, insan memleketinin şerefi, gözün ve gönlün saadet nurudur. Allah Teâlâ'nın huzuruna çıkma devleti onunla elde edilir. Namaz, ömrün nizamı ve temizliğin mizanıdır. İnsanı hem maddî kirlerden ve hem manevî kirlerden temizler.
Namaz, kalbe safa verir. Hayat onunla güzel olur. Onunla ilâhî huzura erilir. Güçlükler onunla aşılır. Namaz, kulun başında Allah'ın rahmet gölgesidir. Namazla belâlar defedilir. Namazla yüksek tecellilere erilir. Çünkü namaz, vuslatın ana caddesi, Allah'a ermenin vesikası, mü'minlerin saadet ve felah pusulasıdır. Her Peygamber kendi ümmetine namazla emretmiş, zaman mekân boyunca îmanlı alınlar secdelere kapanmıştır. İnsanın yüzü hayatında iken kıbleye dönmelidir. Ölmüş adamın yüzünü kıbleye döndürmek ona bir fayda vermez.
Kerîm Mabudumuz buyuruyor ki:
"Ey îman edenler, sabırla ve namazla Allah'dan yardım isteyin. Muhakkak Allah'ın yardımı sabredenlerle beraberdir.'(2)
Sabırsız, sebatsız insanın eline nedametten başka bir şey geçmez. İbadetler sabırla başarılır, günah ve haramlardan kaçmaya da yine sabır gerekir. Demek ki Allah'ın yardımına mazhar olmak için namaz ve sabır yolu tutulacaktır.
Kur'ân-ı Kerîm ibret nazarlarımıza nice hikmetler sunmaktadır. Kur'ân haber veriyor ki: Hak dostu Hazret-i İbrahim:
"- Ey Rabbim! Beni namaza müdavim kıl. Zürriyetimden de (öyle kimseler yarat)"(3)
Diye duâ etmiş, Hazret-i Lokman oğluna: "Ey Yavrucuğum! Namazı dosdoğru kıl!" öğüdünde bulunmuş; Ve Allahü Teâlâ, Hazret-i Musa'ya daha ilk vahyinde:
"- Muhakkak Allah benim, ben! Benden başka hiçbir ilâh yoktur. Onun için bana ibadet et! Ve beni anmak için namaz kıl!' (4)
2) Bakara: 153
3) İbrahim: 40
4) Tâ-Hâ: 14
demiştir. Hz. İsa beşikte ve anne kucağında mucize olarak konuştuğunda, herkesi hayrette bırakan bir lisanla şu incileri saçmıştır:
"- Ben, gerçekten Allah'ın kuluyum. Bana kitap verdi ve beni Peygamber yaptı. Beni her nerede olursam mübarek kıldı. Bana hayatta bulunduğum müddetçe namaz (kılmam) ı, zekâtı (vermek) i emretti.,,(5)
Cenabı Hak, Resül-i zişanına da şöyle buyurmuştur:
"(Ey Resulüm), ailene ve ümmetine namazı emret. Kendin de ona devam eyle."(6)
Bütün bunlar namazın ne kadar mühim ve kıymetli bir ibadet olduğunu göstermektedir. Namaz, îmandan sonra gelen en büyük ibadettir. Namazın ecir ve mükâfatını kimseler hakkıyla anlatamaz. Namazı terk etmenin cezası da o nisbette büyüktür. tam namaz hocası
Resûl-i Ekrem (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) efendimiz buyuruyorlar ki: "- Kıyamet günü ilk yüzleri kararacak olanlar, namazı terkedenlerdir. Cehennem'de "Lemlem" adında bir vadi vardır. Burası yılanlarla doludur. Her yılanın ensesinin
5) Meryem: 31
6) Tâ-Hâ: 132
kalınlığı devenin boynu gibidir. Uzunluğu ise bir aylık yol kadardır.
Bu yılan namaz kılmayan (kimseleri) sokup zehirler. Zehiri, yetmiş yıl insan vücudunda kaynar durur. Sonra eti pişer ve birbirinden ayrılır."(7)
Müslüman olduğu halde tembellik sebebiyle namazı kılmayanlar ve işi hep yarına bırakanlar pek çoktur. Hep yarın yaparız, yarın yaparız demektedirler. Bilmezler ki yarının da bir yarını vardır ve bir gün o yarınlar tükeniverir.
Nihayetsiz kudret ve sonsuz rahmet sahibi olan Allah ferman ediyor ve buyuruyor ki:
"- Namazıdosdoğru kılın, zekâtı verin ve rükû edenlerle birlikte rükû edin.,,(8)
Bu emir, herhangi bir kimsenin değil, âlemlerin rabbinin ve din gününün Mâlikinin fermanıdır. Artık nasıl olur ki, kul pâdişâha isyan eder?..
Şunu hemen ifâde edelim ki: Namaz, hiçbir vakit ve hiçbir vesile ile terkedilemez. Müslüman, her hâl-ü kârda namaza devamlı olacak, hattâ kendisine ölüm gelinceye kadar bu hâlini muhafaza edecektir. Çünkü namaz, îman borcu nun indirilmez bayrağı, Allah huzuruna çıkma devleti, mü'minin miracı, müttakîlerin göz aydınlığıdır.
7) îslâmda Helâller ve Haramlar, İbn Hacer el-Heytemi.
8) Bakara: 43
*
Peygamberler Peygamberinin mübarek lisaniyle: ''Namaz dinin direğidir."
Namazda on haslet vardır:
* Yüzün zineti (süsü),
* Kalbin nuru,
* Bedenin rahatı,
* Kabrin yoldaşı,
* Rahmetin inmesi,
* Göğün anahtarı,
* Mizanın ağırlığı,
* Rabbin rızâsı,
* Cennetin behâsı.
* Cehennem ateşine (karşı) perdedir.
Namazı vaktinde tastamam kılan kimse, dini gereği gibi ayakta tutmuş; onu terkeden, dinini yıkmıştır." (9)
Din kazma ile kürekle yıkılmaz, ancak mensuplarının ihmali ile elden gider. Niceye bir yanayım ki bazı kimseler bunun şuurunda değildir.
9) Münebbihat.
Dünya, insanımızı değirmeninde öğütmekte ve asrın fitnesi asıl gayemizi unutturmaktadır.
Hakka dönün insanlar, yakın büyük fırtına,
Dünya bunca çılgını bindirir mi sırtına?
Hesapsızlığın cezası pek çetindir. Kıyamet günü kişinin ilk hesabı namazdan olacaktır. Eğer namazı tamam ise diğer hesapları da kolay görülecek, namaz hususu noksan olanlar bir kurtuluş yolu bulamayacaklardır.
Namaz,İslâm'ın temel taşlarından birisidir. İslam'ın binası bu temeller üzerinde yükselmektedir. Bu sebeple namazın hafife alınması ve terki pek büyük bir günahtır. Hiçbir mazeretle namazı terk caiz olmadığı gibi, tehir edilmesi dahi kişiyi vebal altına sokar ve onun kurtuluş ümidi olmaz.
Namaz hususunda bu kadar durmamız elbet boşa değil. Kâinatın Nuru ve Allah'ın Aziz Peygamberi, kendi mübarek kızlarına hitaben buyurdular ki:
"- Yâ Fâtıma! Ben Muhammed'in kızıyım diyerek, sakın namazını terketme! Zira beni Hak Peygamber olarak gönderen Allah'a yemin ederim ki, beş vakit namazını vaktinde kılmadıkça, asla cennete giremezsin."(10) 10) Mecalis, Abdüllâtif Efendi.
O Hazret-i Fâtıma ki, melekler onun başında kanat çırpıyor, gözünün yaşı secdegâhını ıslatıyordu. O Fâtıma ki, Cennet kadınlarının efendisi ve bu ümmetin şeref tacıydı. Geceler boyu melekler onun zikrini dinler, Huriler ona hayran kalırdı. Kur'ân okuduğu zaman yüreği yavru kuşlar gibi çırpınır, Rabbinin makamından korkar, gözünün yaşı hiç kurumazdı.
Öyleydi de, Cenâb-ı Peygamber Sallallahü Aleyhi ve Sellem, onu her zaman namaz için teşvik buyururlardı. Aslında Hz. Fâtıma (r.a) bir vakit namazını bile terk etmemişti. Öyle bir inci sultanın Haktan yüz çevirmesi düşünülemez. Peygamberler Peygamberi, onun şahsında bize demek istiyor ki: "Sakın namazı terketmeyin. Namazı terketmeyin. Namazı hafife alır onu vaktinde eda etmezseniz Allah'ın himayesi üzerinizden kalkar ve cennet yolları yüzünüze kapanır." Ne yazık, ne yazık ki, müslüman olduğu halde namaz kılmayanların sayısı hiç de az değildir. Yine bir çoğu da "Sen benim kalbime bak!" demekle teselli bulmaktadırlar. Bu gibi hareketler ancak şeytanı sevindirir ve ileride insanın başına büyük belâlar getirir. Kur'ân-ı Kerîm bize haber veriyor ki, cennet ehli, cehennemdekilere hallerini sual ederek diyecekler ki:
"Sizi Cehenneme sokan hal nedir?"
(11) Müddesir 42
Yani ne gibi bir günah işlediniz ki, bu ateş yurduna düştünüz? O ateş diyarındaki mücrimler, bu belâya ve bu azaba düşmelerine dört şeyin sebep olduğunu beyan ederek şu cevabı vereceklerdir:
"- Biz namaz kılanlardan değildik"(12)
Demek ki cehenneme götürücü günahların başında namazın terk ve inkârı gelmektedir.
Bilelim ki Yüce Rabbimiz, sevdiği ve razı olduğu şeyi kullarına emretmiştir. Namazın ve sâlih amellerin karşılığı, Allah'ın rızâsı ve Cennetidir. Yine kıyamet günü kişinin ilk hesabı namazdan olacaktır. Kişiye kimin oğlusun diye sormayacaklar, fakat ne getirdin diyeceklerdir...
Ah bilmem ki daha ne diyeyim?
Zikir, şükür, sena yok. Fakat güç yetmez lâfta,
Seni niçin görmem bir gün olsun şu safta?:.
Ey iyi insan! Ölüm geceleriyle sarsılacağın ve mezarın kumuna batacağın gün gelmeden namaz hususundaki noksanlarını tamamla. İşi yarına atma, yarın çok geç olabilir. Ecel arkanda, mezar önündedir. Böyleyken, nasıl yarınından emin olabilirsin? Nebileri, velîleri, sıddıkları, o şanlı erleri görmez misin ki, mihrap kenarındaki mumlar gibi Hak huzurunda bellerini bükmüşler ve nice bin dert ile yanmışlardır. Dünya ve içindekiler fanidir, seni aldatmasın. Ahiret tükenmez ve sonu gelmez bir
12) Müddesir: 43
ülkedir, sana uzak gibi görünmesin. Seni âhirette kurtaracak bir şeyin yoksa, dünyalara mâlik olsan sevinme. Sen her nefes kabir gölüne akmaktasın. Geride kaç nefesin kaldı onu da bilmiyorsun.
Namazkılan felah bulmuştur. Çünkü insan memleketinin şerefi onunladır. Cennet ve dîdâr neş'eleri, Allah'ın huzuruna çıkma devleti de yine onunla.
Varlığın sebebi olan Cenâb-ı Peygamber Sal-lallahü Aleyhi ve Sellem ümmetine vasiyet ederek buyurdu ki:
"- Allah'dan korkun, beş vakit namazınızı kılın, ramazan ayı oruç tutun, malınızın zekâtını verin, başınızda bulunan âmirlere itaat edin. (Böyle yaparsanız) Rabbinizin cennetine girersiniz»(13)
13) Câmiüs-Sağîr.
Yine Rahmet Nebi bir gün, etrafında halkalanan kimselere dediler ki: "- Altı hususta bana söz verin, ben de sizin cennete girmenize kefil olayım."
Sahabîler sordu: - Ey Allah'ın Resulü, onlar nelerdir?
Buyurdular ki:
"Namaz, zekât ve emânet(e riâyet), ırz(ı zinadan) mide(yi haram lokmadan) dil(i kötü sözlerden korumak)tır."(14)
Evet: Namaz cennet meyvesi, didar neş'esi ve mü'min gözlerin nuru, yüzlerin ilâhi parıltısıdır. Namaz, güzel meleklerin safında yer almaktır. Zira, meleklerin kimi kıyamda, kimi rükûda, kimi de secde halindedir. Bir rekâtlık namazda bütün bunlar mevcuttur. Ve yine namazın: "Kıyam, rükû, secde, oturma" şekli insanın "gençlik, ihtiyarlık, toprağa kapanış, ölüm oturuşu" devirlerini hatırlatır. Kul ömrünün her mevsiminde Rabbi ile beraberdir. Rabbinin rahmet ve mağfireti de onurdadır. Ayrılık kayasını aradan çıkarmak ve Cenâb-ı Hakka yakın olmak devleti böyle elde edilir. Tembel kimselerin menzile varmaları düşünülemez. mustafa necati bursalı namaz hocası
14) Feyz'ül-Kadir.
Onların eline sadece nedamet geçer. Bir gün, bir adam Nebiyy-i Zîşan efendimizin mübarek huzuruna geldi ve:
- Ey Allah'ın Resulü, dedi, bana (öyle) bir amel öğret ki, onu yaptığım zaman cennete gireyim!
Rahmet Nebi, Sallallahü Aleyhi ve Sellem buyurdular ki:
"- Ne kadar işkence görsen, hatta yakılsan bile Allah'a ortak koşma. Servetini mahvetseler de anne babana itaat et. Namazı da (sakın) kasten terketme, zira namazı kasten terkeden, Allah'ın emânından uzaklaşır."(15)
İşte namaz bu kadar mühim. İki cihanda da felah namazla, kurtuluş ve saadet yine namazla, küfür karanlığından ve kötülüklerden uzak kalış da namazladır. Namazlarını tam ve tekmil kılanlara Allah Teâlâ'nın vadi vardır. Allah'dan daha doğru sözlü kimdir ki?
Nihayetsiz Kudret Sahibi ve Din gününün Mâliki olan Yüce Allah buyuruyor: "Mü'minler muhakkak felah bulmuşlardır. Onlar ki, namazlarında huşu sahibidirler.
* Onlar ki, boş (sözden) ve faydasız işten yüz çevirirler.
15) Münebbihat.
* Onlar ki, zekâtlarını verirler.
* Onlar ki, ırzlarını korurlar.
* Ancak zevcelerine ve sahip oldukları cariyelerine karşı münasebetleri müstesnadır. Çünkü bunlar kınanmazlar.
* Artık kim de bundan ötesini ararsa, işte onlar mütecavizlerin tâ kendisidirler.
* Onlar ki, emanetlerine ve verdikleri söze riayet ederler.
* Onlar ki, namazlarına devam ederler.
* İşte onlar, vârislerin tâ kendileridir.
Onlar Firdevs Cennetine vâris olacaklar; onlar burada ebedî kalacaklardır." Mü'minun: 1-9
Dikkat edilirse, bu mübarek âyetlerin hem başında hem sonunda namaz zikredilmekte ve "Onlar, namazlarına devam ederler." buyurulmaktadır. gayem yayınları namaz hocası
Yine Kur'ân'da mü'minlerin sıfatları sayılırken "(Mü'minler) Onlardır ki namazı dosdoğru kılarlar, kendilerine rızk olarak verdiğimizden (Allah yolunda) harcarlar. İşte onlar gerçek mü'minlerin ta kendileridir. Rableri katında dereceler, yarlığınma ve sayısı bitmez, müddeti tükenmez rızk hep on-larındır."(17)
Görülüyor ki, Allah'ın rızâsına, bitmez tükenmez nimetlere, af ve mağfirete mazhar olacak gerçek mü'minler namazlarını dosdoğru kılanlardır. Elbet namazı kılan bir mü'min diğer vecibeleri ihmal edecek değildir. Namazların her rekatında okuduğu Fâtiha'da: "Bizi doğru yola ilet!"
Diye Rabbine duâ eden kimse, artık nasıl olur ki fenalığın seline kendisini atar. Evet: Namaz, fenalıkların arasına çekilmiş bir seddir. Namazın terki, aradaki o şeddin yıkılması demektir. Bir kere o set yıkıldımı artık bütün kötülükler kişinin gözünü ve gönlünü işgal eder. Duru vicdanlar şeytanın yaylası hâline gelir ki, insan için bundan büyük hüsran olmaz.
Nihayetsiz mülkün seyyidi ve Kevser Havuzunun sahibi Cenâb-ı Peygamber bir hadîs-i şeriflerinde şöyle buyurmaktadır:
17) Enfal: 3-4.
"- Kişi ile şirk ve küfür arasında namazı terk vardır.,,(18)
.. İmam Tirmizî'nin rivayetinde de varlığın nuru:
"Kul ile küfür arasında namazı terketmek vardır." buyurmuştur.
Namazsız bir insan tıpkı kâfirlerin hal ve tavrını aksettirdiğinden onlara benzetiliyor. Çünkü kâfir de yüzünü kıbleye dönmez. Yine kasden ve ilerde kaza etmeyeceğini niyet ederek namazı terkeden, ve namazın farziyetini kabul etmeyen kimse zaten kâfir olur. Demek ki Müslüman olduğu halde namazı terkedenler ateş deryalarının kenarında geziniyorlar. Tehlike büyük. Sanki küfürle îman şeddi üzerindesin. O set yıkılıverdi mi senin felâketin başlayacaktır.
Cenâb-ı Hak bir kudsî hadiste Resûl-i Zîşanına şöyle buyurdu:
"namazı farz kıldım ve onlara devam edip vaktinde kılanları cennete koymayı kendi kendime ahdet- tim." (19)
Namaz hususunda epeyce söz ettik, belki sizi usandırdım. Fakat îmandan sonra en makbul amel namazdır. Öyledir de en çok ihmal edilen de odur. Evlerimizde ak saçlı dedeler, nur yüzlü nineler namaz kılar, torunlar yüzünü kıbleye dönmez. Böyle gecenin hayırlı bir sabahı olur mu?
Evet:
Son Nebi tek kılavuz, uyarsın başka kime?
Ondan ayrılan gider ateşten bir iklime!
Bu kitap , ona uymanın ve onun sünneti üzere ibadet etmenin yollarını gösterecektir. Hepimizin nice noksanı var. Noksandan berî olan ancak Cenâb-ı Hak'tır. Yüce Yaratıcımız bir kulunun
19) Sünen Ebî Dâvûd: 1/117
hayrını murad ederse onu dinde fakih kılar. Kul isteyecek, Allah Azze ve Celle de verecektir. Kulaklar ezanda, dudaklar Allah'ın zikrinde, gönüller ilâhî ma'rifet ikliminde olacaktır. Müslümanm başka yerlerde kendisine hayat ve huzur araması beyhudedir.
Duamız Hazret-i İbrahim Aleyhisselâm'ın niyazı gibi olsun:
"Ey Rabbim! Beni, namaza müdavim kıl. Zürriyetimden de (öyle kimseler yarat)"
Ve Kur'ân-ı Kerîm'den bir başka duâ:
"- Ey Rabbimiz! Bize verdiğin hidâyetten sonra kalblerimizi saptırma! Senin tarafından bize bir rahmet ihsan eyle. Çünkü çok bağışlayan ancak sensin."(20) Al-i İmran 8
Şu mübarek duâ da Resûl-i Ekrem efendimizin:
"Allah'ım! Senden rahmet ve mağfiretini gerektiren şeyleri, her günahtan selâmeti, her sev-ab ve iyiliğin çoğunu, Cennetle zafer bulmayı ve ateşten (cehennemden) kurtulmayı isterim.
((21Riyazüs Salihin )
Gayret bizden, tevfik ve inayet Yüce Allah'tan.
Cehalet boyunlarda zehirden beter yumak, Bunun tek çaresi var: Hak ismiyle
okumak!
O halde hem
okuyalım, hem
okutalım ki, iki âlemin de saadeti bizim olsun. (
Tam Namaz Hocası kitap , Namaz Hocası kitabı , Mustafa Necati Bursalı namaz hocası , namaz hocası kitabı , resimli namaz bilgileri )
Mustafa Necati Bursalı
Gayem yayınları, Mustafa Necati Bursalıtarafından yazılan
Tam Namaz Hocası adlı
kitabı incele diniz.