Adil ve Zahid Halife Ömer B. Abdülaziz ENSAR

Kitap             Adil ve Zahid Halife Ömer B. Abdülaziz
Yazar            Ahmet Lütfi Kazancı
Yayınevi        Ensar Neşriyat
Kağıt - Cilt     2.Hamur - Karton Kapak
Sayfa - Ebat  520 sayfa - 15x21,5 cm

 
Ahmet Lütfi Kazancı nın Adil ve Zahid Halife Ömer B. Abdülaziz kitabı nı incelemektesiniz.
Ensar Neşriyat Adil ve Zahid Halife Ömer B. Abdülaziz kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
 
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
 
       Takdim

Bu kitap için uzun bir mukaddime yazılabilirdi. Bununla birlikte biz sözü uzatmayacağız. Sadece lügat manası itibariyle Halife kelime­sini bir misal vererek anlatmaya çalışacağız.

Her tarafın karlarla kaplı olduğunu düşünün. Önümüzden sade­ce bir insan geçip gitmiştir. Karların üzerindeki izler onun belirtisidir.
Onun ardınca giden kişi, izleri görmekte ve bu izleri takip ederek yoluna devam etmektedir. Ancak ara sıra o izlerin üzerine, sağına so­luna, daha geriye ve daha ileriye basmaktadır. Bu adama Arapça olarak verilecek isim "Halîf "tir. Yani, önden gidenin ardınca gelen.

Bir de ilk defa gidenin izlerini bozmamak için özel bir gayret sarfeden, ayağını onun bastığı yerlerin dışına basmamaya itina gös­teren ikinci bir insan düşünelim. O da aynı cihete gitmekte ancak önceden gidenin izlerini bozmamak için bütün güç ve gayretini se­ferber etmektedir. Bu ikinci şahsa verilen isim ise "Halîfe" dir. Halîfe kelimesinin yazılışında bulunan "t" harfi mübalağa ifade eder. Müen-nes=dişilik ifade eden "t" değildir.
Rasulullah Efendimizin Halifesi denildiği zaman, onun bıraktığı dine, bu dinin uygulanmasındaki inceliklere gücünün yettiği kadarıyla sahip çıkan; artırma, eksiltme, değiştirme yapmadan olduğu gibi uy­gulama çabasında olan insan demektir. Mesela, Sevgili Peygamberi­miz amellerin en değerlisi hangisidir sorusunu, "ilk vaktinde kılınan namazdır," şeklinde cevaplamış, kendisi de bu konuya titizlikle riayet etmiştir. Hulefa-i Raşidîn devrinde yapılan uygulama budur. Emevilere gelince onlar, namazları kasıtlı olarak son vaktine kadar beklettik­ten sonra ve artık diğer namazın vaktinin gireceği sırada kılmaya özen göstermişlerdir.
 
Velid b. Abdülmelik devrinde bir Cuma namazı için mescide ge­len ve ikindi vaktinin gireceği zamana kadar bekleyen Ziyad b. Haris et- Temîmî, dayanamaz ve ayağa kalkarak, "Bu namazı bu zamana ka­dar bekletmenizi size Hz. Peygamber emretmedi. Yüce Allah ise Hz. Muhammed'den sonra bir başka Peygamber göndermedi. Yaptığınız bu iş Hz. Peygamberin sünneti değildir," diye yüksek sesle bağırmış fakat adam yakalanıp sürüklenerek mescitten çıkarılmış ve cezası ve­rilmiş yani nefesi kesilmiştir. (İbn Kesir, el-Bidaye ve'n- nihaye, 9/ 166)
*
Ömer b. Abdülaziz'e gelince Sevgili Peygamberimizin vefatından elli bir yıl sonra doğmuş, Peygamber Efendimizi görmek bir tarafa, onun ashabından olan pek az insanla tanışabilmiş, Efendimizin vefatından seksen dokuz yıl sonra Hilafet Makamına getirilmiştir. İslam'ın güzelliklerine ait her şey, Ömer'in yakın akrabası olan Eme­viler tarafından talan edilmiş, yakılıp yıkılmış, harabeye çevrilmiş hal­dedir. Bu adamlar yani Emeviler, gerek Mekke günlerinde, gerekse Medine hayatında Rasulullah Efendimizi ve dolayısıyla İslam'ı bir kaşık suda boğabilmek için defalarca asker çekip gelmişler, kendileri başa geçince de Islâmî değerleri tanınmaz hale getirmişlerdir.

Ömer b. Abdülaziz Hazretleri, tam anlamıyla bir "Halîfe" dir. Ancak onun yükü, diğerlerinden (diğer dört Halife'den) çok daha ağırdır. Çünkü diğer dört Halife, Nebiyy-i Muhterem Efendimizle yıllar yılı beraber bulunmuş, onun yolunu başkasından duyarak değil, gözleriyle görerek ve beraberce yaşayarak öğrenmişlerdir.
 
Bu bakımdan Büyük Halife'nin işi gerçek anlamıyla zordur. He­nüz kırkına bile ulaşmamış olan o alnı çökük, nur yüzlü insan, şüphesiz Yüce Rabb'imizin izin ve keremi, yardım ve inayetiyle hem de iki bu­çuk yılda olmazların olmazı denilecek başarılara imza atmış, hayallere sığması düşünülemeyen güzelliklerle karşımıza çıkmıştır. Şayet çarpık ruhlu, saltanat sevdalısı Emevi canavarları olmasaydı kim bilir daha ne gibi gül demetleriyle, sümbüllerle lâleler ve nergislerle insanlığın karşısında yer alacak, kim bilir ne unutulmaz hizmetlerde bulunacaktı.

Kim ne derse desin o büyük insana yazık olmuştur. Gönülleri islam'a bağlı olan insanlara yazık olmuştur. Paha biçilmesi mümkün olmayan o hizmetlerin durdurulmasına yazık olmuştur. Onu zehir­leyerek hayat sahnesinden uzaklaştıranlara gelince bu ümmete iyilik adına hiçbir şey bırakmış olmadılar. Sadece nefret ve lanet kokan ke-fenleriyle dünyadan silinip gittiler.

Yüz yılların ötesinden o Büyük Halifeyi selamlarla, saygılarla, gözyaşlarıyla anıyor, Yüce Rabb'imizin rahmet ve mağfiretinin ona ve onu sevenlere yoldaş olmasını diliyoruz. ( adil ve zahid halife ömer b. abdülaziz, ahmet lütfi kazancı, ensar neşriyat , ömer bin abdulaziz ahmet lutfi kazancı )
 
Ahmet Lütfi KAZANCI
 

 
Ahmet Lütfi Kazancı Adil ve Zahid Halife Ömer B. Abdülaziz kitabı nı incele diniz