Kitap Ayet ve Hadislerle Amentü Şerhi
Yazar Ömer Reha Arıkkan
Yayınevi Bera Kitap
Kağıt Cilt 2.Hamur - Karton Kapak Cilt
Sayfa Ebat 376 sayfa, 13.5x21 cm.
Yayın Yılı 2018
Bera Yayınları Ayet ve Hadislerle Amentü Şerhi kitabı nı incelemektesiniz.
Ömer Reha Arıkkan Ayet ve Hadislerle Amentü Şerhi kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı.Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
Eûzü billahi mineş-şeytânir-racîm
Bismillâhirrahmânirrahîm
ÖNSÖZ
Her türlü sonsuz hamd ü senâ, âlemlerin Rabb'ı olan Allah-u Teâlâ cenâb-ı zü'l-celâl, ve'l-cemâl, ve'l-kemâl ve tekaddes hazretlerine mahsustur. Her türlü salât ü selâm, ins ve cinnin Peygamberi, resullerin sonuncusu, insanların en yücesi, en şereflisi, Allah-u Teâlâ'nın en sevgili kul'u, âlemlere rahmet olarak gönderilmiş bulunan Peygamberimiz Efendimiz Muhammed Mustafa sallâllahu aleyhi ve sellem'in, âl, ezvâc ve ashâbının ve onlara tâbi olanların üzerine olsun.
Bundan sonra deriz ki:
Bir müslümanın ilk görevi dinini doğru bir şekilde öğrenmektir. İman esaslarını, İslâm'ın şartlarını, Cenâb-ı Hakk'ın emir ve yasaklarını öğrenmek erkek veya kadın her müslümana farzdır. Hadis-i şerifte şöyle buyurulmuştur:
"İlim öğrenmek, erkek ve kadın her müslümana farzdır." (İbn Mâce; Mukaddime, 17; Beyhaki, Şuabu'l-İman, 1663; K. Üstün, Ellidört Farz Şerhi, s. 458)
Burada "ilim" ile kasdedilen hiç şüphesiz ki öncelikle dînî ilimlerdir. İslâm'a göre dînî ihtiyaçlara cevap verecek derecede ilim öğrenmek farz-ı ayndır, yâni her mükellef kadın ve erkeğin asgari olarak bunları öğrenmesi zorunludur. Öncelikle öğrenilmesi gereken ilimler ise itikad (inanç) esasları, helal-haram bilgileri, farzlar, vacipler ve sünnetlerdir. Her mümin bunları doğru kaynaklardan öğrenip düzgün bir itikad sahibi olmakla mükelleftir, bunları bilmemek mazeret teşkil etmez.
ikinci bin yılın müceddidi, büyük velî ve âlim İmam Rabbani hz.leri Mektubât isimli eserinde şöyle buyurmaktadır:
"Âkil ve bâliğ olan her erkeğin ve kadının birinci vazifesi, Ehl-i Sünnet âlimlerinin yazdıkları akâid bilgilerini (inanç esaslarını) öğrenmek ve bunlara uygun olarak inanmaktır. Allah-u Teâlâ o büyük âlimlerin çalışmalarına bol bol sevab versin! Kıyâmette cehennem azâbından kurtulmak, onların bildirdiklerine inanmaya bağlıdır. Cehennemden kurtulacak olanlar yalnız bunların yolunda gidenlerdir...
İtikadı (inancı) düzelttikten sonra helal, haram, farz, vâcib, sünnet, mendûb, mekruh olan şeyleri de fıkıh kitaplarından öğrenmek ve bunların gereğine göre amel etmek lâzımdır...
Allah korusun, itikad edecek şeylerde bir sarsıntı olursa, kıyâmetde Cehennemden hiç kurtulmak olmaz. İtikad doğru olup da, amellerde gevşeklik olursa, tevbe ile -ve belki tevbesiz de- affolunabilir. Eğer afv olunmazsa, cehenneme girse bile, sonunda yine kurtulur." (193'üncü Mektup)
İşte bu bakımdan İslam inanç esaslarını inceleyen Akaid ilmi, diğer İslami ilimler arasında "ümmü'l-ulûm" (ilimlerin anası) olarak kabul edilir. Çünkü, bozuk bir itikad ile yapılan ibadetler makbul olmaz. Herşeyden önce itikadın doğru olması lazımdır. İmam Rabbani hz.leri bu konuda yine şunları söylemektedir:
"İtikada dair olan işler dinin esası ve İslam'ın zaruri işlerindendir. İtikadı yitiren, necat (kurtuluş) ehli olmaz; âhiret azabından halâsı da onun için tasavvur edilemez. (429. Mektup)
İtikad düzeltilmelidir ki, uhrevi felah (âhiret mutluluğu), ebedi necat (kurtuluş) tasavvur edile. Kötü itikad ki, ehl-i sünnet inançlarına muhalefettir, öldürücü zehir durumundadır ve ebedi ölüme, sonsuz azaba götürür."
Medya ve internet yoluyla her türlü bozuk neşriyatın açıkça yapıldığı günümüzde, yüce dinimizin esaslarını doğru (ehl-i sünnet) kaynaklardan öğrenmek hususu çok daha fazla önem kazanmıştır. Çünkü bunlar öğrenilmedikçe de imanı elde tutmak, müslümanlığı muhafaza etmek çok güçtür. Hadis-i şerif te şöyle buyurulmuştur: "İleride fitne olacak. O zaman kişi sabahleyin mümin olarak kalkacak, akşama kâfir olmuş bir halde girecek, ancak Allah'ın ilimle ihya ettiği kimseler müstesna." (Râmuzü'l-Ehâdis, 3722)
Hadis-i şerifte belirtildiği üzere, kişi küfre düşme tehlikesini ancak İslam dinini Ehl-i Sünnet kaynaklarından öğrenip tatbik etmekle bertaraf edebilir. Kitabın son (sekizinci) bölümü olan "Elfâz-ı Küfr (Küfür Sözleri) ve İrtidâd Risâlesi" de yine bu amaca hizmet için ilave edilmiştir. Çünkü, başka bir hadis-i şerifte şöyle buyurulmuştur: "Kul düşünmeden Allah'ın hoşlanmadığı öyle bir söz söyler ki, bununla Cehenneme düşer." (Buhârî)
Onun için, ağzımızdan çıkacak sözlere çok dikkat etmemiz lâzımdır. Eğer bir müslümanın ağzından küfür sözleri çıkarsa, hemen tevbe edip imanını yenilemesi gerekir. Bu tehlikeye düşmemek için, küfür sözlerinin neler olduğunun da bilinmesi gerekir.
İşte, elinizdeki kitap bu düşüncelerle hazırlanmıştır. Kitapta, itikadi ve ameli konulardaki imamlarımız İmam-ı Âzam Ebû Hanife hz.leri ve İmam-ı Mâtüridi başta gelmek üzere, İmam Rabbâni, İmam Gazâli, Muhyiddin-i Arabi, Muhammed Nur'ül-Arabi, Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevi, İmam Birgivi, Hz. Mevlânâ, H. Şemsi Ergüneş, Bediüzzaman Said Nursi gibi ulemâ ve din büyüklerimizin görüşleri esas alınmış, kişisel görüşlerden özellikle kaçınılmıştır. Âyet-i kerîmelerin yorumlannda ise Rûhu'l-Furkân ve Rûhu'l-Beyân başta gelmek üzere Bey-dâvi, Fahreddin Râzi, İbn-i Kesîr, Ebussuud gibi muteber tefsirlerden istifade edilmiştir. Bu bakımdan, kitap bu ehl-i sünnet büyüklerimizin eserlerinin özetlerinden oluşan bir derleme mahiyetindedir. Bunlara ilaveten, çok değerli büyüğümüz ve üstâzım Sn. Muhiddin Ergüneş beyefendi de ileri yaşına rağmen -basım öncesinde yapılan birkaç ufak düzenleme hariç- büyük bir özveri ile kitabı satır satır okuyarak gerekli tashihatları yapmıştır. Şayet kendisinin teşvik ve himmetleri olmasaydı, bu kitabın ortaya çıkamayacağını da belirtmek isterim. Kendisine sonsuz şükran ve minnetlerimi arzederim. Keza, bizleri küçük yaşlardan itibaren dînî terbiye ve tasavvuf kültürü ile yetiştiren babam Kemaleddin Bey'i de rahmetle anıyorum, mekânı Cennet olsun...
Amacımız, sadece hizmettir. Tevfîk ve hidâyet, yüce Mevlâ'dandır...
Ömer Reha Arıkkan
Şa'bân 1439 (Mayıs 2018) İstanbul