Kitap Dil Belası Dilin Afetleri
Yazar İmam Gazali
Yayınevi Çelik Yayınları
Kağıt - Cilt 2.Hamur kağıt, Karton kapak cilt
Sayfa - Ebat 248 Sayfa, 13.5x21 cm.
İmam Gazali Dil Belası Dilin Afetleri kitabı nı incelemektesiniz.
Çelik Yayınları Dil Belası Dilin Afetleri kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
İmamı Gazali
Dil Belası
Dilin Afetleri
Dil, Allah Teâlâ (C.C'nın yarattığı sanat harikalarındandır.
Çünkü o, hacmi itibarıyla küçük olmasına rağmen, işleri itibarıyla vücudun diğer bütün organlarından daha büyüktür.
Diğer organların iş alanları sınırlıdır. Örneğin göz, sadece renk ve şekilleri görür; kulak sadece sesleri duyar; el yalnızca maddeye temas eder.
Dil ise, maddi ve mânevi bütün varlıklarla, ilim, tasavvur ve hayal alanlarına giren tüm şeylerle ilgilenebilir. O, bunları doğru veya yanlış bir şekilde, kabul veya ret tarzında seslendirebilir.
İnsanın ebedi saadet veya felaketine sebep olan iman ve küfür de dilin ikrarıyla sabit olurlar.
Bu özelliğinden dolayı, dil sonsuz hayra da sonsuz şerre de vesile olabilir.
Dilini Şeriat ölçüleriyle kontrol eden ve onu yalnızca dünyada ve ahirette kendisine fayda veren sözlerle sınırlandıran bir kimse, kurtuluşa erer.
Onu kayıtsız ve kontrolsüz bırakan bir kimse de dünya ve ahirette bela ve musibet görür. Böyle bir dil şeytanın sesi olup çıkar ve bombadan beter bir yıkım aracı haline gelir.
TAKDİM
Hamd, varlığın gerçek sahibi Allah'a (C.C.) mahsustur. Salât ve selâm en büyük insan ve Allah Elçilerinin Sonuncusu Hazret-i Muhammed'in (S.A.V.) ve O'nun soyundan gelenlerin, nurlu yolundan ayrılmayanların üzerine olsun.
el-Gazalî ( Ebu Hamid Muhammed İbn Muhammed el-Gazali), Farslı Müslüman ilahiyatçı, felsefeci, düşünür ve sufi tasavvufçudur. Batı dillerinde ismi Algazel'dir. Künyesi Ebu Hamid, lakabı Hüccetü'l-İslâm ve Zeyneddin'dir. Gazali mahlası ile meşhurdur.
Bu âcizane çalışmamızdaki amacımız; İslâm âleminin yüz akı, üç medeniyetin (Fars [İran], Arap ve Türk) ve kültürün sembolü ve İslâm âlemi için bir medar-ı iftihar olarak İmam-ı Gazali (Rahmetullahi Aleyh)'in hatıralarını yeniden canlandırmak ve küllenmiş tarihin enkazı altında bize ait olan; altından daha kıymetli hazinemizi keşfedip insanlık âlemiyle paylaşmaktır. Dil Belası Dilin Afetleri
Unutmayalım ki, Baki olan Allah'tır. O'nun dışındaki her şey fanidir. Allah'ın bakiliğine iman ile karşılık vermek ve fani olanları hayırla, rahmetle ve miraslarına saygı gösterip yâd etmek müminlerin özelliklerindendir. İmam-ı Gazali, Müslümanlar için çok büyük bir kültür mirasıdır.
Amacımız; âlem-i İslâm'ın bu mirasın kalıntılarını tanımasına, istifade etmesine ve saygı ile anmasına vesile olmaktır.
İslâm âleminde, Hz. Peygamber [s.a.v] ve ashabından sonra; fıkıhta kıvrak zekâsıyla Müslümanların meselelerine cevap bulan İmam-ı Azam Ebu Hanife (rh.), Müslümanları toparlayıcı ve kucaklayıcı idaresiyle siyasette deha olan Ömer b. Abdülaziz (rh.) ve ahlak ve edepte zirve yapmış -öyle ki, şımarmış nefsini terbiye etmek için Emevi Cami'inde yıllarca tuvalet temizlemiştir- İmam-ı Gazali (r.a)'e hayran olmuşumdur. Gazali gibi değerli birinin şerefiyle müşerref olmak büyük bir şereftir anlayışıyla âcizane bu kitabı tercüme etmeye çalıştım. Gazalî'yi rahmetle yâd ediyor bu âcizane çalışmaya vesile olan, Çelik Yayınevi'ne, dostum Hanifi AKIN'a ve emeği geçen, katkıda bulunan bütün dostlarıma teşekkür ediyorum. Rabbim hayırla vesile kılsın inşallah.
GİRİŞ
"İnsanın yaratılışını güzelleştirip organlarını en güzel şekilde yerleştiren, insana iman nurunu ilham eden, o iman ile insanı süsleyip onun eserini insanda gösteren, insana konuşma kabiliyeti verip konuşma yeteneğiyle insanı diğer yaratıklardan şerefli kılan, kalbine ilim hazinelerini akıtan, mükemmele erdikten sonra üzerine rahmetinden perde geren, kalbinin ve aklının kapsadığı mânaya, o dili tercüman yapan ve onun vasıtasıyla gerdiği perdeyi kalpten kaldıran, insanın dilini hamd ile konuşturan, kendisine ihsan buyurduğu ilim ve kolaylaştırılmış olan konuşma nimetlerinin karşılığında o lisanı açıkça okutturan Allah (c.c)'a hamdolsun. Ben Allah (c.c)'tan başka ilah olmadığına, Allah (c.c)'ın bir ve ortaksız olduğuna, Muhammed [s.a.v]'in O'nun kulu ve Resulü olduğuna şahitlik ederim. O Resul ki, Allah (c.c) O'nu şereflendirmiş ve büyük kılmıştır. O peygamber [s.a.v] ki onu, indirmiş olduğu Kitab'ı tebliğ etmekle vazifelendirmiş ve faziletini yüceltmiştir. Allah Teâlâ (c.c), Hz. Muhammed [s.a.v]'in, âlinin ve ashabının ve ondan önce geçmiş peygamber (a.s)'lerin üzerine, Allah (c.c)'ı tâzim edip tehlilde bulunan bir kul bulundukça rahmet deryalarını açsın.
Sonra bil ki; dil, Allah Teâlâ (c.c)'nın yarattığı sanat harikalarındandır. Çünkü o, hacmi itibarıyla küçük olmasına rağmen, işleri itibarıyla vücudun diğer bütün organlarından daha büyüktür. Diğer organların iş alanları sınırlıdır. Örneğin göz, sadece renk ve şekilleri görür; kulak sadece sesleri duyar; el yalnızca maddeye temas eder. Dil ise, maddi ve mânevi bütün varlıklarla, ilim, tasavvur ve hayal alanlarına giren tüm şeylerle ilgilenebilir. O, bunları doğru veya yanlış bir şekilde, kabul veya ret tarzında seslendirebilir. İnsanın ebedi saadet veya felaketine sebep olan iman ve küfür de dilin ikrarıyla sabit olurlar. Bu özelliğinden dolayı, dil sonsuz hayra da sonsuz şerre de vesile olabilir.
Dilini Şeriat ölçüleriyle kontrol eden ve onu yalnızca dünyada ve ahirette kendisine fayda veren sözlerle sınırlandıran bir kimse, kurtuluşa erer. Onu kayıtsız ve kontrolsüz bırakan bir kimse de dünya ve ahirette bela ve musibet görür. Böyle bir dil şeytanın sesi ve borusu olup çıkar ve bombadan beter bir yıkım aracı haline gelir.
Dil, itaat altına alınması ve kontrol edilmesi en zor olan organdır. Bunun yanında, konuşulması yararlı ve zararlı olan şeyleri birbirinden iyice seçip ayırmak da o kadar zordur. Onun içindir ki, diğer organlarını kullanmada dikkat ve hassasiyet gösteren insanların çoğu da dilin doğru ve dikkatli kullanımı konusunda kusurlu ve yetersiz kalırlar.