Dört Mezhebe Göre İslam Fıkhı

Fiyat:
110,00 TL
İndirimli Fiyat (%54,5) :
50,00 TL
Kazancınız 60,00 TL
Geçici olarak temin edilememektedir. Temin edildiginde

Bu ürünün yerine tercih edebileceğiniz ürünler


Kitap            Dört Mezhebe Göre İslam Fıkhı
Yazar           Arif Pamuk
Tercüme       Abdurrahman ed-Dımeşki
Yayınevi       Pamuk Yayınları
Kağıt Cilt      Şamua Ivory kağıt - Lüks Kalın Cilt
Sayfa Ebat   592 Sayfa - 17x24
Yayın Yılı      2013
Kod               Fıkıh 002


                       

Pamuk Yayınları, Dört Mezhebe Göre İslam Fıkhı adlı kitabı incelemektesiniz.
Abdurrahman ed-Dımeşki Dört Mezhebe Göre İslam Fıkhı kitabı hakkında yorumları okuyup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.

Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır.  Alak 1-2


Dört Mezhebe Göre İslâm Fıkhı

   ÖNEMLİ BİR AÇIKLAMA


Efendimiz Aleyhisselam buyuruyorlar:

"Şunu iyi bilin ki bana kitap/Kur'an ve Kur'an'la birlikte Kur'an gibisi de verilmiştir. İyi biliniz ki fazla zaman geçmeden karnı tok bir adam kol­tuğuna oturarak:
'Siz Kur'an'a bağlanmaya bakın. (Ondan başkasına inanmayın) Onda helal diye gördüğünüz şey helal, haram diye gördüğünüz şey de haramdır' diyecektir.

Efendimiz'e zahiren tilavet edilen vahiy/Kur'an verildiği gibi, tilavet edilmeyen vahiy/hadisler de verilmiştir. Allah (c.c.) O'nun hakkında: "O kendinden konuş­maz. O'nun konuşması ancak bildirilen bir vahiy iledir." "Allah ve Peygam­beri bir iş, bir mesele hakkında hüküm verdiğinde, artık hiçbir mümin er­keğin ve kadının, o işi kendi isteklerine, arzularına göre seçme hakkı yok­tur. Kim Allah'a ve O'nun Resulü'ne karşı gelirse apaçık bir sapıklık içinde­dir." [33136]
"Resulullah size neyi verdiyse onu alın, size neyi yasakladı ise ondan sakının." [5917]

"...Allah'ın ve Resulü'nün haram kıldığını haram saymayan..." [9/29] Allah Teâlâ'nın haram kıldığı gibi Resulü de bir şey hakkında helaldir veya haram­dır deme yetkisine sahiptir. Çünkü bu yetkiyi Allah (c.c.) O'na vermiştir; allâmeleri-miz(!) vermese de.

"... Allah'ı seviyorsanız bana uyun..." [3131] "Allah'a ve Resulü'ne ita­at edin. Eğer Allah'a ve Resulü'ne itaattan yüz çevirirlerse, şüphesiz ki Al­lah kâfirleri sevmez." [3132]
"Onlara Allah'ın indirdiği Kur'an'a ve Peygamber'e gelin denilince ikiyüzlü münafıkların büsbütün senden uzaklaştıklarını görürsün." [4161]
"Allah'a ve Peygamber'e itaat edin." [31132]
"Peygamber'e itaat eden Allah'a itaat etmiştir." [4180]
"Kim Allah'a ve Peygamberi'ne baş kaldırırsa, onun için içinde ebedi olarak kalacağı cehennem vardır." [72/23]

"Onlar ki yanlarındaki Tevrat ve İncil'de yazılı buldukları ümmî Resu-l'e/Muhammed (a.s.)'a tabi olurlar. O Muhammed ki (a.s.), onlara iyiliği emreder, kötülüğü yasaklar. Onlara güzel şeyleri helâl kılar, kötü şeyleri haram kılar..." [7//57]
"Biz hangi peygamberi gönderdikse, sırf Allah'ın izni ile itaat edilmek üzere gönderdik. Eğer onlar kendilerine zulmettikleri vakit, sana gelip Al­lah'tan günahlarının bağışlanmasını dileseler ve Allah Resulü de onların bağışlanmalarını dileseydi, elbette Allah'ı affedici ve merhametli bulurlar­dı." [4/64]

"Hayır, Rabbine andolsun ki iş bildikleri gibi değil! Onlar aralarında çıkan çekişmeli işlerde seni hakem yapıp sonra da senin verdiğin hükme karşı, içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın, tam bir teslimiyetle boyun eğ
medikçe iman etmiş olmazlar." [4165] Değerli okuyucu!

Âyet meallerini dikkat ederek okursan Efendimiz (a.s.)'in de helâl ve haram kıl­ma yetkisine sahip olduğunu göreceksin.AllahTeâlâ:"... Sapıklıktan kurtulmanız için peygamberlere tâbi olup, uyun." [71157] buyuruyor.
Bir hadislerinde Efendimiz:
"Burada bulunanlarınız benden işittiklerini burada bulanmayanlara tebliğ etsinler. Çünkü burada bulunanınız, sözümü kendisinden daha iyi an­layan bir kimseye tebliğ etmiş olur. Benim sözümü duyup belledikten son­ra duyduğunu başkasına götürenin Allah yüzünü ağartsın." buyurmuşlardır.

Peygamber'i ve O'nun hadislerini devre dışı bırakmak dalaletin, sapıklığın, dinsiz­liğin ta kendisidir. Allah Teâlâ, Peygamberi'ni devre dışı bırakmamıştır. Kur'an'ı okuyan­lar bunun böyle olduğunu mutlaka göreceklerdir. Kur'an'dan başka kaynakları devre dışı bırakanlar, yüce dinimiz hakkında ipe sapa gelmez cevherleri daha kolayca yu-murtlayacaklardır.

Haricî fırkaları ile Rafizî fırkaları Kur'an-ı Kerim'in zahirine yapıştılar ve Kur'an'ın beyanını ihtiva eden Peygamber'in hadislerini terk ettiler. Bu bakımdan yol­larını şaşırdılar ve sapıttılar.
"Onun buyruğuna aykırı hareket edenler, başlarına bir belanın gel­mesinden veya can yakıcı bir azaba uğramaktan sakınsınlar." buyuruyor, yüce Rabbimiz. [24163]
Yüce dinimizin dört ana kaynağı vardır:

. Kur'an-ı Kerim,
  1. Peygamberimiz (s.a.v.)'in sünneti I hadis-i şerifleri,
  2. İcmâ-i Ümmet,
  3. Fıkıh âlimlerinin kıyasları.

Bunlardan biri veya birkaçı inkâr edilerek devre dışı bırakılırsa milyonlarca din meydana çıkar. Buna da ancak din tahripçileri razı olurlar. Hiçbir tahsili olmayan kim­senin eline Kur'an mealini vererek:"Dinini bundan öğren." demekten daha büyük ce­halet olamaz.

Hazreti Peygamber Aleyhisselam bir hadis-i şeriflerinde:
"Kendi reyi ile Kur'an'ı yorumlayan küfre girer." buyurmuşlardır. [Prof. Dr. Fahreddin Atar]

Allah Teâlâ Kur'an-ı Kerim'de:
"O kimseler ki, Allah'ı ve peygamberlerini inkâr ederek Allah ile Pey-gamberi'nin arasını ayırmak isterler ve 'biz bir kısmına inanır, bir kısmını inkâr ederiz.' derler. Böylece imanla küfür arasında bir yol tutmak ister­ler. İşte gerçek kâfirler bunlardır. Biz bu kafirler için aşağılayıcı bir azap hazıriamışızdır." buyurmaktadır. [Nisâ suresi, âyet 150-151]
Günümüzdeki bazı sözde ilim adamları bu âyetin örneğidirler. Onlar Allah ile Peygamberi'ni birbirinden ayırır; işlerine gelene inanır, işlerine gelmeyene inanmazlar.

Arif PAMUK

  ÖNSÖZ

Hukuk fikri ve hukuk alanında yapılan düzenlemeler insanlık ta­rihi kadar eskidir. Bu alanda en eski olduğu bilinen Roma hukuku oldukça dağınık bir durumdadır.
Genelde fıkıh adı altında Islâmiyette geniş bir alanı kapsayan hukuk çalışmaları yani Islâmî hukuk hem malzeme zenginliği, hem düzenlemedeki intizamı hem de düzenli olduğu kadar eskilere da­yanması bakımından ilgi çekici boyutta ve mükemmelliktedir.
Hanefî mezhebi alimlerinden İmam Muhammed'in "Siyerdi Kebir" isimli eserinin üçüncü hicrî asırda kaleme alındığı bilinmek­tedir. Devletler arası barış ve savaş hukukunu düzenleyen bu şaha­ne eser günümüzden on bir asır önce meydana getirilmişken o ta­rihlerde günümüzdeki pek çok hukuk ekollerinin sözü edilmesi şöyle dursun, dünyanın dört bir yanındaki derebeylik kurallarının hüküm sürdüğü bilinmektedir.

İslam hukukunun gelişme ve zenginleşme dönemlerinde kale­me alınan bu eser en meşhur dört İslam hukuku ekolünün; Hanefî, Malikî, Şafiî ve Hanbelî mezheplerinin mükemmel bir özetidir.

İbadet konularından başlayarak yaşanan hayatın bütün yönlerinde bu mezheplerdeki hükümleri topluca bir ara­da görmek bu eserle mümkün olacaktır.
Bununla beraber şu husus göz önünde bulundurulmalıdır. "Bir mezhep, başka mezhepten öğrenilmez." sözü gereğince bu kitapta çeşitli mezheplere ait hükümler o mezhepte tartışılmış ve 
bu kitapta ifade edildiğinden farklı olarak kendi mezhebinde yer al­mış olabilir.
Bu yüzden okuyucularımız bu kitapta bildikleri bir mezhep hükmüne aykırı bir mesele görürlerse, o meseleyi ilgili mezhebin ana kaynaklarından araştırsınlar veya mezhepte uzman derecede olan bir zata sorarak gerekli açıklamaları öğrensinler.
Gerçi yer yer Hanefî mezhebi ile ilgili açıklamalar dipnotlarda ifade edilmiştir. Fakat bu yeterli değildir.

Bir kere daha ifade edelim ki, şöhret bulan islam hukuku ekol­lerinin engin ve zengin kaynaklarına nispetle bu kitapçık, mezheple­rin hepsini bir arada ifade etmesi bakımından da devede kulak de­necek kadar küçük hacimde kalmaktadır.
Nitekim Hanefî'de Serahsî'nin otuz ciltlik Mebsut'u, Mali-kî'de altı ciltlik İmam Malik'in Müdevvene'si, Şafiî'de sekiz cilt­lik İmam Şafiî'nin El-Umm'ü, Hanbelî'de on iki ciltlik İbn-i Kudame'nin El-Muğni'si bu malzeme zenginliğinin birer baş göster­gesidir.
Tercümede hem müellifin ifadelerine sadık kalmaya, hem de okuyucunun anlayacağı tarzda bir üslup kullanmaya gayret ettik.
Şurası bir gerçektir ki, tercüme yoluyla ortaya çıkan her eser­deki akıcılık ve zevk orijinaldekinin yerini asla tutmaz.
Yer yer parantez içinde kullanılan kelime ve cümlecikler anla­tılan fikirlerin daha iyi kavranmasını sağlamak için kitabın orijinalde karşılığı olmadığı için parantez içinde yer almıştır.

Yaklaşık altı asır önce kaleme alınan bu eserin günümüz kültürü içinde kendine ait yeri alarak İslam hukuku çalışmalarına katılmada mütevazı bir pay sahibi olmasında bir rolümüz olmuş ise bundan dolayı ancak Cenab-ı Hakk'a hamd ederim.
İnsan yapısı olan her şeyde eksiklik kaçınılmazdır. Noksanımızın samimi bir şekilde gösterilmesi halinde, şimdiden teşekkürü bir borç bilirim.

Dipnotlarda özellikle tariflerle ilgili açıklamalarda istifade edi­len kaynaklar gösterilmiştir.
Okuyucularımı eserle baş başa bırakırken müellifin de dediği gibi bu çalışmanın yararlı olmasını Cenab-ı Hakk'tan niyaz ederim.

Mustafa Özcan
3 Nisan 1992

 
Diğer Özellikler
Stok Kodu9786058819528
MarkaPamuk Yayıncılık
Stok DurumuBu ürün geçici olarak temin edilememektedir.
9786058819528
En yeni ürünler
Güvenli teslimat
Kampanyalı ürünler
Piyasadaki en iyi fiyat

PlatinMarket® E-Ticaret Sistemi İle Hazırlanmıştır.