- KURAN-I KERİM
- ORTA BOY KUR'AN
- KELİME MEALİ VE KUR'AN-I KERİM
- TECVİD
- MEAL TEFSİR ÇALIŞMALARI
- ÇANTA BOY KUR'AN
- KUR'AN ARAŞTIRMALARI
- SATIRARASI KELİME MEAL
- RAHLE BOY KUR'AN MEALİ
- HATM-İ ŞERİF CÜZLERİ
- CAMİ BOY KUR'AN
- ORTA BOY KUR'AN MEALİ
- MUSHAFSIZ SADECE MEAL
- RAHLE BOY KUR'AN
- CEP BOY KURAN
- HAFIZ BOY KURAN MEALİ
- HAFIZ KURAN OKUYAN KALEM
- CAMİ BOY KURAN MEALİ
- HAFIZ BOY KURAN
- Çanta Boy Meal
- TEFSİR
- HADİS SAHABE
- FIKIH - İLMİHAL-
- PEYGAMBER - SİYER - TARİH
- AİLE-ÇOCUK EĞİTİM
- ARAPÇA - DİLLER
- LUGAT - SÖZLÜK
- TASAVVUF
- RİSALE-İ NUR ve ARAŞTIRMALARI
- DUA NAMAZ YASİN ELİFBA KARTELA
- CEVŞEN - TESBİHAT
- KİŞİSEL GELİŞİM
- ROMAN - HİKAYE - ŞİİR
- OKUL - HAZIRLIK
- GENEL İLAHİYAT
- REHBER ŞAHSİYETLER VE ESERLERİ
- SOHBET - VAAZ - HUTBE
- SAĞLIK-ŞİFALI BİTKİLER
- BESLENME YEMEK
- VCD-DVD-CD-FİLM-SOHBET-HATİM-İLAHİ
- TÜRK - DÜNYA KLASİKLER
- RÜYA TABİRLERİ
- UYGUN FİYATLI
- STOK FAZLASI İNDİRİMLİ
- ÇOK ÇOK UCUZ - KELEPİR
- Müslüman Kadın Okumaları
- RÜYA TABİRLERİ
- SAĞLIK-ŞİFALI BİTKİLER
- ROMAN - HİKAYE - ŞİİR
Gönüllerin Neşesi Zikir
| Fiyat | : | 70,00 TL |
| İndirimli Fiyat (%42,9) | : | 40,00 TL Kazancınız 30,00 TL |
Geçici olarak temin edilememektedir. Temin edildiginde
Bu ürünün yerine tercih edebileceğiniz ürünler
STOKTA VAR
110,00 TL
58,00 TL
Kitap Gönüllerin Neşesi Zikir
Yazar İbn Ataullah el İskenderi
Yayınevi Üsküdar Yayınevi
Kağıt Cilt 2.Hamur - Karton Kapak cilt
Sayfa Ebat 270 sayfa, 13,5x21 cm
Yayın Yılı 2008
İbn Ataullah el İskenderi Gönüllerin Neşesi Zikir kitabını incelemektesiniz.
Üsküdar Yayınları Gönüllerin Neşesi Zikir kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
ÖNSÖZ
Rahman ve Rahim olan Allah'ın (c.c) adıyla...
Allah'ın (c.c) salât ve selamı Efendimiz Hz. Muhammed'e (s.a.v.), âline ve ashabına olsun. Her türlü övgü ve hamd yalnızca Allah'a mahsustur. O Allah ki, zatının zikredilmesiyle kalplerin kilitlerini açar... Zatından kaynaklanan iyilikle gayb perdelerini kaldırır. Kendi sırrını emanet etmek için sırları ortaya çıkarır. Zatına özgü emir âlemine ait nice harikulade işleri gözler önüne serer. Kendisine şükredenlere nimetlerini arttıracağına dair alâmet ve işaretleri her yere yerleştirir. Beni tevhid ehlinden biri yaptığı için Allah'a hamd ederim. Bana olan nîmet ve ihsanlarını arttırmasını ümit ederek ona şükrederim. Kullarının en şereflisi olan Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed'e (s.a.v.), Allah'ın (c.c) bol fazlına ve ihsanına nail olmuş olan ailesine ve ashabına da salât ve selâm ederim.
Allâh-u Teâlâ'yı zikretmek, Kerîm ve Fettâh olan Allah'ın (c.c) lütuf ve ihsanı sayesinde, felah ve kurtuluşun anahtarı olan ve ruhlara yollarını aydınlatan kandildir. Yine Allah'ı (c.c) zikir, bu yolda deştek ve dayanak; erenlere göre ise, güven ve itimat kaynağı, Allah'ın (c.c) yardım ve bağışına nail olmalarının sebebidir.
Zikir konusunu her yönüyle ele alıp alanında ihtiyacı gideren müstakil bir kitabın yahut bu özellikte bir derlemenin bulunduğunu görmedim. Bunların olmayışından dolayı ve bir
de nasihat ve öğütten hoşlanan bir kardeşin işaretiyle böyle bir kitabı yazmaya karar verdim. Zikre dair bulabildiğim ne kadar bilgi varsa hepsini topladım, işe yaramaz olanlarını ayıklayıp attıktan sonra düzenleyip kitap haline getirdim. Böylece zikir konusunu öğrenmeye istekli olanları bilgiye ulaşırken yorulmaktan kurtarıp, bu kitabı armağan ettim. Böyle yaptım ki, Allah'ın (c.c) sevap ve mükâfatına, aradığını bulmuş isteklinin de duasına nail olabileyim.
Ey güvenli beldeye doğru göçen yolcu Konaklarda beni de an unutma olur mu?
Sadece Allah'a güvenip dayanıyor; yardım, destek ve işimde başarıyı yalnızca O'ndan istiyorum. Güç ve kudret yüceler yücesi, büyükler büyüğü Allah'a mahsustur.
Kitabı iki bölüme ayırdım. Birinci bölüm, zikirle ilgili temel bilgilerden meydana gelmektedir. İkinci bölüm ise, zikrin edepleri, faydaları ve çeşitleriyle ilgili konulardan oluşuyor.
Birinci Bölüm ZİKRİN HAKİKATİ
ZİKİR
Zikir: Kalbin her an Allah ile beraber olduğunun şuurunda olup, böylece gaflet ve unutmaktan kurtulmasıdır. Zikir için aşağıdaki tanım da yapılmıştır.
Zikir: Zikredilen, anılan varlığın adının kalp ve dille sürekli tekrarlanmasıdır. Bu hususta (Ebrar için) Allah'ın (c.c) adını yahut sıfatlarından, hükümlerinden veya fiillerinden birini zikretmek yahut bu anlatılanları gösteren delilleri araştırmak, duâ etmek, Allah'ın (c.c) peygamberlerinden ve velilerinden bahsetmek, yahut Kur'ân okumak, zikretmek, ders vermek gibi fiillerle Allah'a bağlanmış veya O'na yakınlık kazanmış insanlardan birini anmak arasında fark yoktur.
Buna göre; kelâm ilmini yani İslâm akâidini öğrenen ve öğreten, fıkıh-ilmihal ilmini öğrenen ve öğreten, ders okutan, fetva veren, vaaz ve nasihatte bulunan, Allah'ın (c.c) azamet ve yüceliği, yerlerdeki ve göklerdeki âyetleri üzerinde düşünen1, Allah'ın (c.c) emir ve yasaklarına tam bağlılık gösterip emirlerini yerine getirip yasaklarından kaçınan kimselerin tümü zikir ehlidir.
Zikir, bâzen dille, bâzen kalple, bâzen de beden organlarıyla yapılır.
Yine bâzen gizli, bâzen de açıktan ve cehri olarak yapılır.
Bütün bu anlatılanları yerine getiren kimse, bütün zikir çeşitlerini yerine getirdiği için "kâmil zikir ehli" kabul edilir.
Dille yapılan zikir; Allah'la birlikte olma şuuru bulunmaksızın sadece ağızdan harflerin çıkmasından ibarettir. Bu yönüyle bu zikir, cehrî yani açıktan yapılan bir zikirdir. Bu pek büyük ve yüce bir zikir çeşidi olup, hakkında pek çok âyet, hadîs ve İslâm büyüklerinin sözleri vardır.
Sonra zikrin bâzı çeşitleri zaman ve mekâna bağlıyken, diğer bâzı çeşitleri zaman ve mekâna bağlı değildir.
Zaman ve mekâna bağlı zikirler, namazın öncesinde ve bitiminde, hacda, uykuya yatarken ve uykudan kalkarken, yemekten önce ve sonra, bineğe binerken, sabah ve akşam saatlerinde ve bunun gibi belirli vakitlerde yapılır.
Zaman ve mekâna bağlı olmayan zikirler ise, her vakit ve durumda, yer ve zaman tahsisi olmadan yapılan zikirlerdir. Şu tesbîhat sözleriyle zikretmek böyledir:
"Sübhanallah"
"Elhamdülillallâh"
"Lâ ilâhe illallâhu vallâhu ekber"
"Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhi'l-aliyyi'l-azîm"
Yine örneğin, şöyle duâ etmek yahut Allah'a münacatta/ yakarışta bulunmak da bu zikir çeşidine dâhildir:
"Rabbimiz! Unutursak veya hataya düşersek bizi sorumlu tutma. Ey Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır bir yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği işler de yükleme! Bizi affet! Bizi bağışla. Bize acı! Sen bizim mevlâmızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et!"[1]
Aynı şekilde 'Allâhümme sallı alâ seyyidinâ Muhammedin", biçiminde salâvatta bulunmak, bu yola yeni girmiş salikin kalbine, içinde münâcât bulunmayan zikirlerden daha çok etki yapar. Çünkü münacatta bulunan kişinin kalbi, münacatta bulunduğu varlığı hemen yakınında hisseder ve bu yoğun his de onun kalbini derinden etkileyerek, ona haşyet kazandırır.
Her an Allah'ın (c.c) murâkabesinde bulunduğu şuuruna sâhip olduğunu gösteren ve yine Allah'tan dünyevî veya uhrevî talepleri içeren zikirler, zaman ve mekândan bağımsız zikir çeşitlerinden bâzılarıdır.
"Allah benimle", "Allah beni gözetliyor" ve "Allah beni görüyor" gibi sözler, Allah'ın (c.c) murakabesini içeren zikirlere örnektir. Bu tür sözlerin kalbe büyük faydaları vardır. Bu zikir çeşidi, her an ve her yerde Allah ile beraber olunduğu şuurunu kalpte güçlendirmek, Allah'a karşı edebi korumak, Allah'ı (c.c) unutmaktan kurtulmak, Allah'ın (c.c) rahmetinden emin olmak, kovulmuş şeytandan güvende olmak ve ibadetlerde huşû ve kalp huzûrunu sağlamak için yapılır.
Ey güvenli beldeye doğru göçen yolcu Konaklarda beni de an unutma olur mu?
Sadece Allah'a güvenip dayanıyor; yardım, destek ve işimde başarıyı yalnızca O'ndan istiyorum. Güç ve kudret yüceler yücesi, büyükler büyüğü Allah'a mahsustur.
Kitabı iki bölüme ayırdım. Birinci bölüm, zikirle ilgili temel bilgilerden meydana gelmektedir. İkinci bölüm ise, zikrin edepleri, faydaları ve çeşitleriyle ilgili konulardan oluşuyor.
Birinci Bölüm ZİKRİN HAKİKATİ
ZİKİR
Zikir: Kalbin her an Allah ile beraber olduğunun şuurunda olup, böylece gaflet ve unutmaktan kurtulmasıdır. Zikir için aşağıdaki tanım da yapılmıştır.
Zikir: Zikredilen, anılan varlığın adının kalp ve dille sürekli tekrarlanmasıdır. Bu hususta (Ebrar için) Allah'ın (c.c) adını yahut sıfatlarından, hükümlerinden veya fiillerinden birini zikretmek yahut bu anlatılanları gösteren delilleri araştırmak, duâ etmek, Allah'ın (c.c) peygamberlerinden ve velilerinden bahsetmek, yahut Kur'ân okumak, zikretmek, ders vermek gibi fiillerle Allah'a bağlanmış veya O'na yakınlık kazanmış insanlardan birini anmak arasında fark yoktur.
Buna göre; kelâm ilmini yani İslâm akâidini öğrenen ve öğreten, fıkıh-ilmihal ilmini öğrenen ve öğreten, ders okutan, fetva veren, vaaz ve nasihatte bulunan, Allah'ın (c.c) azamet ve yüceliği, yerlerdeki ve göklerdeki âyetleri üzerinde düşünen1, Allah'ın (c.c) emir ve yasaklarına tam bağlılık gösterip emirlerini yerine getirip yasaklarından kaçınan kimselerin tümü zikir ehlidir.
Zikir, bâzen dille, bâzen kalple, bâzen de beden organlarıyla yapılır.
Yine bâzen gizli, bâzen de açıktan ve cehri olarak yapılır.
Bütün bu anlatılanları yerine getiren kimse, bütün zikir çeşitlerini yerine getirdiği için "kâmil zikir ehli" kabul edilir.
Dille yapılan zikir; Allah'la birlikte olma şuuru bulunmaksızın sadece ağızdan harflerin çıkmasından ibarettir. Bu yönüyle bu zikir, cehrî yani açıktan yapılan bir zikirdir. Bu pek büyük ve yüce bir zikir çeşidi olup, hakkında pek çok âyet, hadîs ve İslâm büyüklerinin sözleri vardır.
Sonra zikrin bâzı çeşitleri zaman ve mekâna bağlıyken, diğer bâzı çeşitleri zaman ve mekâna bağlı değildir.
Zaman ve mekâna bağlı zikirler, namazın öncesinde ve bitiminde, hacda, uykuya yatarken ve uykudan kalkarken, yemekten önce ve sonra, bineğe binerken, sabah ve akşam saatlerinde ve bunun gibi belirli vakitlerde yapılır.
Zaman ve mekâna bağlı olmayan zikirler ise, her vakit ve durumda, yer ve zaman tahsisi olmadan yapılan zikirlerdir. Şu tesbîhat sözleriyle zikretmek böyledir:
"Sübhanallah"
"Elhamdülillallâh"
"Lâ ilâhe illallâhu vallâhu ekber"
"Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhi'l-aliyyi'l-azîm"
Yine örneğin, şöyle duâ etmek yahut Allah'a münacatta/ yakarışta bulunmak da bu zikir çeşidine dâhildir:
"Rabbimiz! Unutursak veya hataya düşersek bizi sorumlu tutma. Ey Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır bir yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği işler de yükleme! Bizi affet! Bizi bağışla. Bize acı! Sen bizim mevlâmızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et!"[1]
Aynı şekilde 'Allâhümme sallı alâ seyyidinâ Muhammedin", biçiminde salâvatta bulunmak, bu yola yeni girmiş salikin kalbine, içinde münâcât bulunmayan zikirlerden daha çok etki yapar. Çünkü münacatta bulunan kişinin kalbi, münacatta bulunduğu varlığı hemen yakınında hisseder ve bu yoğun his de onun kalbini derinden etkileyerek, ona haşyet kazandırır.
Her an Allah'ın (c.c) murâkabesinde bulunduğu şuuruna sâhip olduğunu gösteren ve yine Allah'tan dünyevî veya uhrevî talepleri içeren zikirler, zaman ve mekândan bağımsız zikir çeşitlerinden bâzılarıdır.
"Allah benimle", "Allah beni gözetliyor" ve "Allah beni görüyor" gibi sözler, Allah'ın (c.c) murakabesini içeren zikirlere örnektir. Bu tür sözlerin kalbe büyük faydaları vardır. Bu zikir çeşidi, her an ve her yerde Allah ile beraber olunduğu şuurunu kalpte güçlendirmek, Allah'a karşı edebi korumak, Allah'ı (c.c) unutmaktan kurtulmak, Allah'ın (c.c) rahmetinden emin olmak, kovulmuş şeytandan güvende olmak ve ibadetlerde huşû ve kalp huzûrunu sağlamak için yapılır.
[1] Bakara, 286.
| Diğer Özellikler | |
|---|---|
| Stok Kodu | 9789758366132 |
| Marka | Üsküdar Yayınevi |
| Stok Durumu | Bu ürün geçici olarak temin edilememektedir. |
En yeni ürünler
Güvenli teslimat
Kampanyalı ürünler
Piyasadaki en iyi fiyat
PlatinMarket® E-Ticaret Sistemi İle Hazırlanmıştır.