Gunyetüt Talibin, Abdülkadir Geylani

Fiyat:
150,00 TL
İndirimli Fiyat (%36,7) :
95,00 TL
Kazancınız 55,00 TL
Geçici olarak temin edilememektedir. Temin edildiginde

Bu ürünün yerine tercih edebileceğiniz ürünler

 
  Kitap            Gunyetüt Talibin
  Yazar            Abdülkadir Geylani (ra)
  Tercüme       Doç. Dr. Abdülvehhab Öztürk
  Yayınevi       Saadet Yayınevi
  Kağıt Cilt      2.Hamur - Şömizli lüks bez cilt
  Sayfa Ebat   1.040 sayfa - 17x24 cm
  Yayın Yılı      2010
 
 
Abdülkadir Geylani ‘nin (ra) yazdığı , Saadet Yayınevi tarafından yayınlanan Günyetüt Talibin adlı kitabı incelemektesiniz.
Gunyetüt Talibin kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
 
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2

 

     Gunyetüt Talibin , Ahlak, Tasavvuf ve İslam Adabı

      MÜELLİFİN ÖNSÖZÜ
 
Şeyh, İmam, büyük allame, alim, eşsiz, arif, Allah'ın yardımına mazhar, dini ihya eden, İslâm'ın kutbu, halkın şerefi, sünnetin yardımcısı, bid'afin düşmanı, imamların önderi Ebu Muhammed Abdülkâdir bin Ebi Salih bin Abdullah Geylânî der ki - Allah ona rahmet etsin, bereketi her zaman bizim ve Müslümanların üzerine olsun ve bizi onun zümresiyle hasretsin, amin:
 
O Allah'a hamdolsun ki bütün kitaplar O'nun hamdiyle başlar, bü­tün hitaplar O'nun zikriyle irat edilir, cennet halkı sevap ve mükafat yurdunda O'nun şükrüyle sefa sürer, bütün hastalıklar O'nun adıyla şifa bulur, bütün sıkıntı ve kederler O'nunla def olur; bollukta ve dar­lıkta, kederde ve kıvançta eller dua ve niyaz ile O'na açılır; O çeşitli diller ve farklı üsluplarla edilen bütün hitap ve sesleri duyar, dar­da kalanların dualarını kabul eder. Verdiği ve bağışladığı şeylerden dolayı O'na hamdolsun, nimet ve ikramlarından, yol gösterip hidayet etmesinden ötürü O'na şükrolsun. İnsanları sapıklıktan hidayete çı­karan seçkin kulu ve Resul'ü Muhammed'e, âline, ashabına; mürsel kardeşlerine ve Allah'a yakın meleklere salat ve selam etsin.
 
İmdi:
Bir arkadaşım bana olan hüsn-ü zannından bu kitabı yazmam için ısrar etti. Sözlerde ve fiillerde bizi koruyan, saklımızdan ve niyetle­rimizden haberdar olan, murat ettiği şeyi kolaylaştırmakla ikram ve izzet eden Allah Teâlâ'dır. Kalpleri riya ve nifaktan temizlemesi ve kötülükleri iyiliklere çevirmesi için yalnız azîz ve celîl olan Allah'a sığınılır. Çünkü günah ve hataları bağışlayan ve kulların tövbesini kabul eden bir tek O'dur.
 
   
O'nun farzlar, rükünler, sünnetler ve edeplerden teşekkül eden şer'i hükümleri bilme; aziz ve celîl olan Allah'ı delil ve kanıtlarla tanıma; sonra da özel meclislerde zikredeceğimiz Kur'an öğütlerinden ve Pey­gamber sözlerinden ibret alma; kitabın içinde işaret edeceğimiz iyi kimselerin ahlâkını öğrenme isteğindeki samimiyetini görünce — ki bunlar onun azız ve celîl olan Allah'ın yoluna gitmede, emirlerini tut­mada ve yasaklarından kaçmada ona yardımcı olacaktır - aynı za­manda onun iyi bir niyet taşıdığı gayb aleminden içime doğunca, ben de sevabı hatırı için ve hesap gününde kurtuluş umudu ile bu kitabı tasnif etmeğe gayret gösterdim. Tevfik eden ve doğruyu gösteren Al­lah'tır.
 
Bu kitaba: "El - Gunye Litâlibî Tarik'il Hakkı azze ve celle ( Allah'ı Ara­yanlara Lazım Olan Kitap )" adını verdim. abdülkadir geylani gunyet'üt talibin
 
 
   ŞEYH ABDÜLKÂDİR GEYLÂNÎ   (H. 471 / 561 = M. 1077 / 1166)


Şeyh Abdülkadir Geylani büyük İslâm alimlerinden ve evliyaların meşhurlarındandır. Künyesi Ebu Muhammed'dir. Muhyiddîn, Gavsü'l Azam, Kutb-i Rabbânî, Sultân-ı Evliya, Kutb-u Azam gibi lakaplarla anılmaktadır. Babası Ebu Salih Mûsâ bin Abdul­lah, annesi Fâtıma binti Ebu Abdullah Ümmü'l-Hayr'dır. Babasının ismi kaynaklarda farklıdır. Peygamber Efendimizin soyundan olup, hem seyyid hem şeriftir. H. 471 (M. 1077)'de İran'ın Geylân şehrinde dünyaya gelen, H. 561 (M. 1166)'de Bağdat'ta vefat eden Şeyh burada medfundur.
 
 
Önce doğduğu yer olan Geylân'da ilim tahsiline başladı. Küçük yaşta Kur'an-ı Kerim'i ezberledi. Daha sonra Bağdat'a gidip, zamanın meşhur alimlerinden dersler almaya başladı. Fıkıh ilmini Ebu Hattab Mahfuz, Ebu'l Vefa, Ali bin Ukayl, Ebu Hüseyin bin Kadı Ebu Ya'lâ ve diğer fıkıh alimlerinden; hadis ilmini Ebu Galib bin Bakıllânî, Ebu Said Muhammed bin Abdülkerim, Ebu Cafer ve diğer hadis alimle­rinden; tasavvuf ilmini ise Ebu Salih hazretlerinden, Şeyh Ebu Sa'îd Ali Mahzûmî'den ve Ebu'l-Hayr Muhammed bin Müslim Debbâs'tan tahsil etti. İlim tahsilini tamamladıktan sonra vâz ve ders vermeye başladı. Derslerine devam edenler arasından pek çok alim ve salih ye­tişti. Fıkıh ve hadis ilimlerinde müctehidlik derecesine yükseldi. Ön­celeri Şafiî mezhebinde iken, Hanbelî mezhebinin ortadan kalkmak üzere olduğunu görerek Hanbelî mezhebine geçti. Böylece bu mezhep yayıldı. Bir ara vâaz ve ders vermeyi bırakıp, yalnızlığı tercih ederek inzivaya çekildi. Bütün vakitlerini ibadet ve nefs mücadelesi ile geçirdi.

Bir müddet bu şekilde devam eden
Abdülkâdir Geylânî, tekrar ders, vâz ve fetva vermeye başladı. İki mezhepte de fetva verirdi. Pek çok kimse onun sohbetleri ile olgunlaştı. Beş yüz Yahudi ve Hıristiyan onun huzurunda Müslüman oldu. Tam kırk sene on üç çeşit ilim ve fende dersler verdi. Tasavvufta en yüksek dereceye ulaştı. Tasavvuf­taki yoluna onun ismine izafeten "Kâdiriyye" adı verildi. Ondan ilim ve feyz alan binlerce talebesi çeşitli memleketlere giderek İslâmiyet'i anlattılar. Pek çok kerameti görülen Abdülkâdir Geylânî, Bağdat'ta vefat etti. Cenaze namazını kılmak üzere görülmemiş bir kalabalık toplandı. Cenaze namazını oğlu Abdülvehhab kıldırdı. Bağdat'ta def­nedildi. abdülkadir geylani gunyet'üt talibin, günyet-üt-talibin
 
Abdülkâdir Geylânî ilmi ile amel ederdi. Konuşması gayet açık ve pek etkiliydi. Sorulan zor soruları rahatlıkla doyurucu bir tarzda ce­vaplandırırdı. Bütün güzel huylar sanki onda toplanmıştı. Az konu­şur, çok susardı. Kim olursa olsun kapısını çalan herkesi kabul eder, geri çevirmezdi. Cuma günü hariç, evinden dışarı çıkmazdı. Doğruyu söylemekten asla çekinmezdi. Zamanın Halifesi, Saîd isminde birini kadı tayin edince, minberde: "Müslümanlara en zalim birini kadı ta­yin ettin. Yarın Alemlerin Rabbi huzurunda bakalım ne cevap vere­ceksin?" diye haykırdı. Orada bulunan Halife bu sözleri işitince çok ağladı ve hemen adı geçen kadının vazifesine son verdi. Merhamet­siz bir kimse onu görünce kalbi yumuşar, korku ve heybet hissederdi. Zayıflara yardım eder, fakirleri doyurur, misafir siz gece geçirmezdi. Kendisine kötü davrananları affeder, köleleri satın alarak âzâd eder­di. Her gün bin rekat namaz kılar, Müzzemmil ve Rahman sûrelerini okurdu. İhlâs sûresini en az yüz kere okur, her farz namazdan sonra hatim okumaya devam ederdi. günyet-üt-talibin
 
Abdülkadir Geylani pek çok kerametler göstermiş, manevi sahada yüksek makamlara kavuşmuştur. Zamanın imamı olup, asrının kut­bu, o zamanda yetişen evliyanın en üstünü idi. İlim ve amelde eşi ve benzeri pek az bulunurdu. Kerametleri günümüze kadar mütevatir olarak nakledilmiştir.
 
Buyurdu ki: "Küçüktüm. Arefe günü çift sürmek için tarlaya gittim. Öküz ile tarlayı sürüyordum. Bir ara: 'Sen bunun için yaratılmadın ve bununla emrolunmadın!' diye bir ses duydum. Korktum, hemen eve döndüm ve anneme gidip: 'Beni Hak Teâlâ'nın yolunda bulundur ve izin ver Bağdat'a gidip ilim öğreneyim' dedim. Annem sebebini sorun­ca duyduklarımı anlattım. Annem ağladı, babamdan miras kalan sek­sen altının yarısını kardeşime ayırıp kalanını da koltuğumun altına dikip gitmeme izin verdi. Doğruluktan ayrılmamam için benden söz aldı; beni Bağdat'a uğurladı. 'Haydi Allah sana selamet versin oğlum. Allah için senden ayrıldım. Kıyamete kadar bir daha yüzünü göremem' dedi. Küçük bir kafile ile Bağdat'ın yolunu tuttum. Hemedan yakınlarında eşkıya yolumuzu kesti. İçlerinden biri: 'Ey fakir! Senin bir şeyin var mı?' dedi. Kırk altınımın olduğunu söyledim. İnanmadı. Alay ettiğimi zannederek bırakıp gitti. İkincisi gelince ona da aynı cevabı verdim. İki eşkıya reislerine gidip durumu anlattılar. Reisle­ri beni çağırdı. Yanına gittim. Paran var mıdır? Dedi. Kırk altınım olduğunu söyleyince, dediğim yeri söküp altınları çıkardılar. Reisleri: 'Niçin doğru söyledin?' deyince: 'Anneme doğru olmak için söz verdim. Hıyanet edemem' diye cevap verdim. Eşkıyaların reisleri bu sözlerimi duyunca çok ağladı. 'Bunca senedir ben, beni yaratıp yetiştirene ver­diğim söze hıyanet ediyorum' diyerek tövbe etti. Diğer eşkıyalar da tövbe edip aldıkları malları geri verdiler."
 
Kâdiriyye yolunun kurucusu ve büyük bir mürşid-i kâmil olan Abdülkâdir  Geylânî hazretleri buyurdu ki:
"İnsan kendisini Kelime-i Tevhîd'e, yani 'Lâ ilahe illallah' demeye alıştırmazsa, Ölüm döşeğinde iken onu hatırlaması ve söylemesi güç olur."
"Allah adamlarının huzurunda üç sıfatla bulunulur: Alçak gönüllü­lük, iyi geçinmek ve kötülüklerden arınmış bir kalp. Hakiki yaşamak; nefsin arzularını, haram ve zararlı isteklerini yerine getirmemek de­mektir."
"Allahü Teâlâ'ya en yakın olan, ahlâkı güzel, kalbi rahat olandır. En üstün amel, kalbin Allah'tan başkasına yönelmemesidir."
 
"Bid'at yoluna sapmayınız! İtaat ediniz, muhalif olmayınız! Sabre­diniz, sızlanmayınız! Sabit kalınız, ayrılıp dağılmayınız! Bekleyiniz, ümit kesmeyiniz! Özünüzü günahtan temizleyiniz, kirletmeyiniz! Hele Mevlâ'nızın kapısından hiç ayrılmayınız!"
"Kalbinde, bir kimseye düşmanlık veya sevgi hali bulursan, onu önce Kur'an-ı Kerim'e, sonra dinin emir ve yasaklarına arz et! O kim­se onlara göre sevimli ise, sen de sev! Kötü ise, sen de kötü gör! Hiç kimseyi kovma! Hiç kimseye darılma! Kimsenin aleyhinde konuşma!"
 

Şeyh Abdülkâdir Geylânî ve Tasavvuf
 
Birçok tarihçiler şunda müttefiktir ki Şeyh Abdülkâdir Geylânî İs­lâm aleminin tasavvuf liderlerindendir. Kim elimizdeki bu kitabına bakarsa, onun İslâm güzellikleri ile sağlam aklı birleştirdiğini görür. Şeyh rahmetullahi aleyh kendisi için bir prensip kabul etmişti. O, de­lile dayanmayan her sözü geçersiz sayardı. günyet-üt-talibin
Şeyh geniş İslâm kültürünü seçkin alimlerden aldı, öyle ki tasavvuf semasında parlayan eşsiz bir yıldız oldu. Kendisine kim yaklaşır ve yoluna çıkarsa, onu mutlaka eleştirirdi. Bunun içindir ki Şeyh bir­çok sorunlarla karşılaştı, onlara cevap vermek zorunda kaldı, bunda da derin ilmini gösterdi. Çünkü o tasavvuf akımından etkilenmişti. O yüzden eleştirildiği de oldu.
Bir grup alim de şeyhin İbn Sina felsefesi ile tasavvuf felsefesi ara­sında orta yolu tuttuğunu görürler. Nitekim Sühreverdi ile Muhyiddin Arabi'de de aynı şeyi görmekteyiz. Bu yaklaşım o dönem için dinî dü­şünceyi tam ifade ediyordu. gunyetüt talibin abdülkadir geylani
Şeyh rahmetullahi aleyh ömür boyu dini savunmaktan geri kalma­dı. O; ilim, çalışma ve mücadele ile meşhur olan bir aileden geliyordu. İlim için yolculuklar yaptı, fıkıh ve fıkıh usulü okudu. Kendileri zahit ve takva ehli idi. Zamanın en ileri görüşlü, en güzel konuşan, en mut­taki alimi idi. Çok mütevazı ve güleç yüzlü idi.
 
Şeyh Hazretlerinin kendine has bir metodu vardır, bunun da özeti şudur: Şeriat alimi bildiği şeyleri insanlara aktarmak ve onlara sun­makla görevlidir. Aynı zamanda şeriatin zahiri ile de sorumludur. Şeyh, sahabe ve selefin yolunu müdafaa etmeğe gayret gösterdi. Bunu yenilemek için hadise sarıldı ve hadisçileri müdafaa etti. Selef-i salihin gibi kendisi de derin kelam ve cidal (münazara) konularına girmek­ten kaçındı. Sahih nakil ile sağlam akıl arasında çelişki olmayacağına inanırdı. Çünkü az buçuk Arapça bilen, biraz sarf ve nahiv okuyan kimse Allah'ın kitabını anlayabilirdi. Ona göre dini öğrenmek isteyen kimse Sahîh-i Buhai ve Sahîh-i Müslim gibi sağlam hadis kitaplarını mütalaa etmelidir. Diğer sünnet kitapları da öyledir. Çünkü onları hazırlayanlar hadisin sahih olanını diğerlerinden ayırmışlardır. Sa­hih, hasen ve zayıf olanını da açıklamışlardır. Onun içindir ki kendisi sahih hadisi, kitap ve sünnete dayanmayan görüşlere tercih eder, sa­hibine iltifat etmezdi. Çünkü Kur'an Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem'e uymayı emretmiş: "...Peygamber size ne verirse alın, sizi neden men etmişse ona son verin..."1 demiştir.
 
Allah ona gani gani rahmet etsin ve mekanını cennet etsin. ( gunyetüt talibin kitap , günyetüt talibin , abdülkadir geylani gunyetüt talibin kitabı , abdulkadir geylani gunyetüt talibin , tercümesi , gunyetüt talibin )

 
Abdülkâdir Geylânî Hazretlerinin eserlerinden bazıları şunlardır:
 
•   Gunyetüt Taliban ,
•   Fütûh-ul Gayb,
•   Feth-ur Rabbânî,
•   Füyûzât-ı Rabbâniyye,
•   Hizb-ur Besâir,
•   Cilâ-ül Hatır,
•   El-Mevâhib-ur-Rahmâniyye,
•   Yevâkît-ül-Hikem,
•   Melfûzât-ı Geylânî,
•   Divânu Gavsi'l A'zâm.
 
1      Haşr: 7.
 


Abdülkadir Geylani ‘nin (ra) yazdığı , Saadet Yayınevi tarafından yayınlanan Gunyetüt Talibin adlı kitabı incele diniz.
Diğer Özellikler
Stok Kodu9789757640042
MarkaSaadet Yayınevi
Stok DurumuBu ürün geçici olarak temin edilememektedir.
9789757640042
En yeni ürünler
Güvenli teslimat
Kampanyalı ürünler
Piyasadaki en iyi fiyat

PlatinMarket® E-Ticaret Sistemi İle Hazırlanmıştır.