Kitap Hayata Bir de Böyle Bak
Yazar Soner Duman
Yayınevi Beka Yayınları
Kağıt Cilt 2.Hamur, Karton kapak cilt
Sayfa Ebat 279 sayfa - 13.5x20 cm Roman boy
Beka Yayınları Hayata Bir de Böyle Bak kitabını incelemektesiniz.
Soner Duman Hayata Bir de Böyle Bak kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
KİTABIN HİKÂYESİ
Rahman ve Rahîm olan Allah'ın adıyla. Her türlü övgü O'na aittir. Salât ve selâm O'nun Resûlü'ne, âl ve ashâbına olsun.
Bundan yaklaşık iki buçuk yıl önceydi. Akademik olarak doçentlik ünvanını almıştım, ancak üniversitedeki doçentlik kadrosuna atanmam için en az üç ay yurt dışında araştırma görevinde bulunmam gerekiyordu. Yaz döneminde benimle aynı durumda olan arkadaşım Osman Güman'la birlikte hayatımın ilk yurt dışı macerası başlamış oldu. Arapça pratiğimizi geliştirmeye de yardımcı olacağı düşüncesiyle Ürdün'ün başkenti Amman'a gittik.
Evimden, âilemden, yurdumdan uzakta geçireceğim bu zaman diliminde gördüğüm yerleri, yaşadığım olayları, karşılaştığım kişileri facebook ortamında sınırlı sayıda arkadaşıma yazmaya başladım. Günden güne yazdıklarım ilgi görmeye, arkadaş ve takipçi sayım artmaya başlamıştı. Öyle ki ben artık sadece kendi başımdan geçenleri yazmayı bırakmış, bunun yanında kimi dinî konulara ilişkin düşüncelerimi de yazmaya başlamıştım.
Ülkeye dönüş yaptıktan sonra da facebook ortamında yazı yazma işine devam ettim. Başlangıçta elli yüz kişilik bir arkadaş grubuna yayılan yazılarım zaman içinde yüzlerce, binlerce takipçiye ulaştı. İlk başlarda takipçilerimin geneli ilahiyat fakültesinin ya aktif ya mezun öğrencileriydi. Mezun olan öğrencilerin bir kısmı öğretmen, bir kısmı diyanette din görevlisi olmuş, öğrencilerle ve halkla muhatap olmaya başlamışlardı. Hayata Bir de Böyle Bak SONER DUMAN
Dinî konuları insanlara anlatıyorsanız her an sorularla karşılaşmanız mukadderdir. Ben de dinî konularda yazmaya başlayınca takipçilerimden çeşitli sorular alıyor, hangi konularda yazmam gerektiği konusunda fikirler ediniyordum. Yazdığım konularda kimi zaman bir ya da birkaç âyet üzerinden bir meseleyi alıyorken bazen de bir hadis, bir benzetme, başımdan geçen bir olay üzerinden mesaj vermeye çalışıyordum.
İş öyle bir noktaya gelmişti ki öğretmenlik yapan onlarca kişi, benim yazdığım yazıları sınıfta öğrencileriyle birlikte okuyup değerlendirdiklerini, bu yazıların mutlaka kitap haline getirilmesi gerektiğini belirtmişlerdi. Kimi zaman da diyanette görevli imamlar, yazdığım yazılardan kendilerince vaaz konuları hazırladıklarını, cemaate bunları okuduklarını söylüyorlardı.
Durum bununla da kalmadı. Kimi yazılarım yerel ve ulusal gazetelerin köşelerinde, whatsapp gruplarında, facebook ortamlarında ismim verilerek ya da verilmeyerek paylaşılmaya başlandı. Yazılarımın nerelere ulaştığından çoğu zaman takipçilerimin uyarıları sonucunda haberdar olmaya başlamıştım.
Yazılarımın kitaplaştırılması yönündeki bunca ısrarlı teklifi sonunda gerçekleştirmeye, okuyucularımın isteğini yerine getirmeye karar verdim. Uç yıla yakın bir zaman boyunca yazılan yüzlerce yazıyı kendi içinde çeşitli gruplara bölerek tasnif ettim. Kur'an'ın âyetlerini merkeze alarak yazdığım yazılardan bu kitabı oluşturdum. Kısmet olursa diğer yazılarım da zaman içinde kitaplaşacak.
Bu kitap, farklı zaman dilimlerinde facebook ortamında yazılan yazıların bir araya getirilmesiyle oluşturulduğundan yer yer kimi yazılarda tekrarlara rastlanması son derece doğaldır. Bununla birlikte bazı hususların kafamıza, gönlümüze yer etmesi tekrarı zorunlu kılıyor. Kur'an'ın on üç yıl boyunca Mekke döneminde hep inanç mevzularına yoğunlaşması.
bazı kıssaları tekrar tekrar anlatması, cennet ve cehennem tasvirlerine sürekli yer vermesi de bu konuların kafalara ve gönüllere iyice yer etmesi için değil miydi?
Bir akademisyen olduğum halde yazılarımda akademik camiayı muhatap almadım, akademik bir dil kullanmadım. Olabildiğince çok kişiye hitap edebilmesi amacıyla yazılarımı anlaşılabilir bir dille yazmaya, günlük hayattan örnekler vermeye, hep kafamıza takılan sorulara cevap bulmaya çalıştım.
Bu kitap boyunca dile getirdiğim fikirlerin mucidi olduğumu iddia etmiyorum. Netice itibarıyla üniversite yıllarını hesap edersek yirmibeş yıldır dinî ilimlerle iştigal ediyor, bu alanda okuyor, yazıp çiziyorum. Yıllar boyunca yaptığım okumalar, dinlediğim dersler, muhatap olduğum kitlelerden edindiğim bütün intibalar yazılarıma şu veya bu şekilde etki etmiştir.
Bu yazılarda ben zor olan bir şeye, muhatap kitlemin hem aklına hem de kalbine hitap etmeye çalıştım. Zira dinî konular ne salt matematik formüller gibi ele alınabilir, ne de şiir ya da roman gibi anlatılabilir. Bu sebeple yeri geldi günlük hayattan örneklerle, atasözleriyle, benzetmelerle konuyu süsledim. Yeri geldi insanları düşünmeye sevk etmek için bolca sorular sordum.
Şu haliyle kitabın muhatap kitlesi dinî konulara merakı olan, okuduğu yalın bir yazıyı anlayabilen herkestir. Dinî ilimleri tahsil eden ilahiyat öğrencileri bu hedef kitlenin içinde yer aldığı gibi, bir ortaokul veya lise öğrencisi, bir Kur'an kursu talebesi, dine merakı olan herhangi bir şahıs, bir ev hanımı da bu kitabın muhatabıdır.
Kitap, facebook ortamında yazdığım yazıların derlenmesi ve yeniden düzenlenmesi ile oluşturulduğundan her bir yazı belki bir çay içimi süresince okunabilecek şekilde düşünülmüştür. Hayata Bir de Böyle Bak
On bir yıl boyunca ortaokul ve liselerde din kültürü derslerine girmiş bir kimse olarak yıllar boyunca öğrencilerin binlerce sorularına muhatap oldum. Onların ilgilerini, meraklarını, sorunlarını tespit etmeye çalıştım. Yazılarımı yazarken bu tecrübe daima rehberim oldu. Bu sebeple benimle aynı yolda yürüyen bütün öğretmenler de bu kitabın muhatap kitlesi arasındadır.
Şu hususu özellikle vurgulamam gerekir: Bu kitapta yer alan hususlar doğrudan "Kur'an'ın söyledikleri" değil, benim yıllar boyunca yaptığım okumalar, aldığım dersler sonucunda Kur'an'dan anladıklarımda. Bu bakımdan her türlü sorumluluğu bana aittir.
Bu kitabı yazma amacım, bir bunalım çağı olan zamanımızda insanların Kur'an'ın mesajı ile buluşmaları konusunda köprü vazifesi görmektir. Modern çağın en büyük kopuşu insanın Rabbinden ve O'nun mesajından kopuşu oldu. Artık "Müslüman" insanlar bile varlığa, olaylara, şahıslara Kur'an'ın bakmamızı istediği çizgiden bakmıyor. Şayet bu kitap vesilesiyle insanların bir nebze bile olsa Kur'an'a yönelmesine, hayata Kur'an penceresinden bakmasına, olayları ve şahısları Kur'an'ın ufkundan değerlendirmesine vesile olabilirsem bu kitap misyonunu ifa etmiş demektir.
Bu kitabın meydana gelmesine doğrudan ya da dolaylı katkısı bulunanlara teşekkürü bir borç biliyorum. En başta bu yazıların yazılması, kitaplaştırılması konusunda sürekli beni teşvik eden, talepte bulunan çok değerli takipçilerime ve arkadaşlarıma teşekkürlerimi sunuyorum. Bu vesileyle beni yetiştirip bugüne gelmeme vesile olan ana-babama, dualarıyla ardımda duran ailemin diğer fertlerine, kendilerinden ilim tahsil ettiğim ve üzerimde emekleri bulunan bütün hocalarıma, bana değerli fikirleriyle katkı sunan arkadaşım Doç. Dr. Osman Güman'a, beni yazma konusunda destekleyen, yazdıklarım konusunda fikirlerini beyan ederek ufkumu açan değerli eşim Esra Dumana, ilim hayatım sebebiyle zaman zaman kendilerini ihmal ettiğim çocuklarıma teşekkürlerimi arz ederim.
Gayret bizden, tevfik Allah'tandır.
Soner DUMAN
Adapazarı 10.Ocak.2017