Kitap Helaller ve Haramlar
Yazar Hüsamettin Vanlıoğlu, Fatih Kalender, Abdullah Hiçdönmez, Emin Ali Yüksel
Yayınevi Aktaş yayıncılık
Kağıt Cilt 1. Cilt Ivory Kağıt - 2.Cilt Sarı Şamua Kağıt, 2 Cilt Set
Sayfa Ebat 900 Sayfa, 1.Cilt 17x24.5 cm. 2. cilt 17x24 cm.
Yayın Yılı 2016, 2018
Aktaş Yayınları 2 Cilt Helaller Haramlar kitabını incelemektesiniz.
Helaller Haramlar kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
Önsöz
Allah'a (Celle Cellâluhu) hamd, Peygamber Efendimiz'e (Sallâllahu aleyhi ve Sellem) Ehl-i Beytine ve ashabına salat-u selam olsun.
İslam dînî toplum, âile ve birey olmak üzere her üç alana ilişkin gerek farz, gerek vâcip veya sünnet olan kurallar getirmiştir. Toplum ahlâkına uymaktan kast edilen toplumun çoğunluğunun uygulayageldiği şeyler değildir. Belki toplumun çoğunun uygulaya geldiği ve dinin de bunda bir mahzur görmeyip benimsediği kurallardır. Toplumda riâyet edilmesi gereken ahlak kurallarının yanında, toplumun saadet içerisinde yaşamasını sağlayan ve aynı zamanda dünyaya geliş gâyemizi temin eden bir takım prensipler koymuş olan İslam dini, ahlak kurallarının yanında vicdanı da dikkate almıştır.
Sadece dış görüntüsüyle veya başka bir deyimle "İnsanlar bu hareketim için ne der?" endişesiyle etik davranmaya çalışmaktan öte, başını yastığa koyduğunda kimsenin görmediği bir fiil için bile "Rabbim ne der?" kaygısıyla vicdan muhâsebemizi de yapmamızı ön görür İslam.
İşte birey, âile ve toplum için uyulması gereken veya sakınılması lâzım olan vicdan ve ahlak kurallarının yanında, hakları da ifâde eden, hâsıl-ı kelam tüm yaşamımızda dikkat etmemiz gereken fiilleri yapılabilir ve yapılamaz şeklinde içine alan iki kavram, Helal ve Haram kavramlarıdır. Helal kavramının içerisinde mübah, müstahap, sünnet, vâcip ve farz gibi kavramlar varken; haram kavramı tahrîmen mekruh ve haram terimlerini kapsamaktadır.
Halk arasında yanlış anlaşılagelmiş olan "mekruh" terimi esâsen âlimlerin dilinde yapılması yasak olan, fakat bu yasaklığı diğer haramlar gibi kati delille sâbit olmayan şeylere denir. Fakat halkımız "Bu, mekruhtur" ifâdesinden âdeta yapılabilir, haram değil manasını algılamaktadır ki bu çok büyük bir yanlıştır. Buna sebep, kitaplarımızdaki iki ayrı mekruh ifâdesinin karıştırılmasıdır. Kitaplarımızda "terk edilmesi daha iyidir" anlamında olan tenzîhen mekruh ifâdesi, yapılsa da âhirette azabı gerektirmeyen bir fiil için söylenir. Belki halkın mekruh ifâdesinden anladığı da budur. Fakat tahrîmen mekruh böyle değildir. Zira tahrîmen mekruh, yapıldığında âhirette haram gibi azabı gerektiren fiilleri ifâde etmek için kullanılan bir terimdir. Tüm bunlara ilave olarak âlimlerin genelde 'mekruh' deyip, tahrîmen veya tenzîhen şeklinde kayıtlamadıkları mekruh ifâdeleri, kullanıldıkları fiilin yapılmaması gerekli olan bir fiil olduğunu ifâde eder.
Bir de şu vardır ki; yapılmaması gereken mekruh fiiller de kendi aralarında derecelere tâbîdirler. Bazıları daha şiddetli mekruh olurken, bazıları daha hafiftir. Hepsinin 'mekruh' veya 'tahrîmen mekruh' diye ifâde edilmesi, yapılmaması gerekli bir fiil olduğunu bildirmek içindir. Ayrıca her birinin derecesini ifâde edecek kadar çok terim kullanmak karmaşadan başka bir şey getirmez.
Bazen haramlar ve helaller arasında, içeriği gereği şekilde bilinemeyen bir takım şüpheli şeylerle karşılaşmamız her an muhtemeldir. Peygamber Efendimiz (sav), bu durumlarda sağduyumuza kulak verip Allah Teâlâ'nın rızâsını talep ederek, ihtiyâtı benimsemeyi ve şüpheli şeyden uzak durmayı tavsiye etmektedir.
Numan bin Beşir, Peygamber Efendimizin (Sallâllahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir: "Helal olanlar ve haram olanlar bellidir. Bunlar arasında şüpheli işler vardır. İnsanların çoğu onları bilmez. Her kim şüpheli işlerden sakınırsa dînini ve ırzını korumuş olur. Her kim şüpheli şeylere dalarsa, koru etrafında hayvanlarını otlatan çoban gibi oraya düşmesi beklenir. Gerçeğe dikkat edin; muhakkak her melikin bir korusu (yasakları) vardır. Dikkat edin! Muhakkak ki Allah'ın yeryüzündeki yasakları haram kıldıklarıdır. Bilmelisiniz ki muhakkak cesette bir et parçası vardır; o düzgün olunca bütün ceset düzgün olur, o bozuk olunca bütün ceset bozuk olur. Âgâh olun o et parçası kalptir."1
1) El-Buhârî: 52
Hasan b. Ali'den (Allah onlardan razı olsun) şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Ben Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)'den şunu ezberledim: "Seni şüpheye sokanı terk et, şüpheye sokmayana yönel."1
Dinde "yapın" diye emredilenleri yapmak sevaptır. "Yapmayın" denilen şeylerden kaçınmak da sevaptır. Arada şüpheli şeyler vardır. Şüphe veren şeyden kaçınmak da sevaptır. Günaha girmemek için kararlılık göstermek ve günahtan kaçmak için gayret etmek de sevaptır.
Haram kılınan bir şeyi helal saymak, helal olduğu bildirilen bir şeyi haram saymak insanın imanına zarar verir. Allah Teâlâ muhafaza etsin kişi amelde harama düşecek olsa bile, inanç hususunda haramı haram olarak kabul etmelidir.
Amellerin kabûlü için günah ve haram olduğu bildirilen şeylerden kaçınmak gerekir. Yoksa amel defterimizi tehlikeye arz etmiş oluruz.
Fıkıh kitaplarında helâller ve haramlar konusu genelde "hazr ve ibâha/kerâhiye ve istihsan" bölümlerinde ele alınmıştır. Burada ne tür yiyecek maddelerinin haram veya mekruh olduğu, haramlığın ölçüsü ve sebepleri, giysi türleri, kadının erkeğe, erkeğin kadına bakma ölçüsü ve şâir birçok konu ele alınır. Bu şekliyle ilgili prensiplere fıkıh eserlerinin yanı sıra İhyâu Ulûmi'd-Din, Berîka, Tarîkat-ı Muhammediyye gibi âdâb kitaplarında da geniş yer verilmiştir.
Elinizdeki bu kitap ahlak ve vicdânı dikkate alarak kişilerin gündelik hayatlarındaki âdap ve hükümleri İslam'a uygun şekilde ilgili baplardan araştırıp ortaya koymaya çalışmıştır.
Kuşkusuz eksik ve hatalarımız olmuştur. Değerli okuyucularımızdan vâkî olmuş hataları bizlere bildirmelerini istirham eder ve şimdiden teşekkür ederiz.
Allah Teâlâ yar ve yardımcımız olsun.
1) Sünenu't-Tirmizî: 2518 (Hadis)