Kitap İslam'da Helaller ve Haramlar, Büyük Günahlar
Yazar İbn Hacer El Heytemi
Yayınevi Kayıhan Yayınları
Tercüme Ahmet Serdaroğlu, Lütfi Şentürk
Kağıt - Cilt 2.Hamur, Ciltli, 2 Cilt takım
Sayfa - Ebat 1.600 sayfa, 17x24 cm
Yayın Yılı 2017
2 Cilt İbn Hacer El Heytemi İslamda Helaller ve Haramlar Büyük Günahlar kitabını incelemektesiniz.
Kayıhan yayınları İslam'da Helaller ve Haramlar kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
Bu eser; İbn Hâcer el-Heytemî’nin İslâm dünyasında bilinen en meşhur eseridir.
Eserde, tam 467 Büyük Günah / Kebair'in Ayet ve Hadis-i Şeriflerle açıklaması vardır.
Metin halinde (Kaynak Gösterilen) 4 bin Hadis-i Şerif’in tahric ve tahkiki yapılmıştır.
Bazı konularda tembihler halinde Fıkhi Hükümler mevcuttur.
Eserin tercümesi Ahmed Serdaroğlu (merhum)ve Lütfi Şentürk, hadislerin tahricleri ise Osman Kandaz tarafından yapılmıştır.
Eser, okuyucular için hem müracaat, hem kaynak eser, hem vaaz-ı nasihat hem de hazır hutbe kitabı niteliğindedir.
Bugüne kadar bu sahada böyle ciddi bir eser tercüme edilmiş veya yazılmış değildir.
TAKRİZ
Şahabeddin lakabıyla anılan
Ahmed Heytemi, hicrî onuncu yüzyılda yaşamış Şafiî âlimlerinden değerli bir zattır. Muteber eserler vermiştir; bunlar arasında ilk olarak
Arabçadan Türkçeye çevrilen "Ez-Zevacir An-iktirafi'l Kebâir" adındaki eseri, taşıdığı özellikler bakımından büyük bir önem arz eder.
İslâm dininin hükümleri, emirler ve yasaklar diye iki kısma ayrılır. Yapılması istenen ve yapılmasında sevab bulunan şeylerle ilgili hükümler, emirlerdir. Yapılmaması istenen ve yapılmasında bir günah bulunan işlerle ilgili hükümler de yasaklardır.
Yayımlanan dinî eserlerin çoğu ibadetlerle ilgili konuları ihtiva ettiklerinden, yasaklarla ilgili konulara bu eserlerde dağınık olarak rastlanır. Hâlbuki ibadet ve muamelâta müteallik konular bu fıkıh
kitaplarında bölümlere ayrılmak suretiyle tertip ve tanzim edilmişlerdir. Merhum
Ahmed Heytemî'de bu fıkıh usûlüne uygun olarak her konu ile ilgili yasakları toplamış ve kaynak olacak bir eser meydana getirmiştir.
Haramlar ve
yasaklar konusunda şimdiye kadar böyle geniş bir eser
Türkçeye çevrilmemiştir.
Böyle kaynak olacak bir eseri
Türkçeye çevirerek büyük bir boşluğu doldurmaya muvaffak olan değerli hocamız
Ahmed Serdaroğlu'na ve
Lütfi Şentürk'e teşekkür etmeyi borç sayarız. Diğer taraftan bu kıymetli
kitaba gereken ihtimamı göstererek titizlikle basımını yapan "
Kayıhan Yayınları" sahiplerini de tebrik ederken, daha birçok faydalı eserler
yayınlayarak irfan âlemine hizmet etmelerini Cenab-ı Hakk'dan niyaz ederim.
Ali Fikri Yavuz
İstanbul Eski Müftüsü
MÜTERCİMLERİN ÖNSÖZÜ
Böyle bir eserin
tercemesini bize nasib eden Allahu Teâla ya sonsuz hamd-ü senalar ederiz.
Alemlere rahmet olarak gönderilen yüce peygamberimiz Hazret-i Mukammed'e, O’nun âl ve ashabına salât ve selâm ederiz.
Bundan sonra bilmiş ol ki; yasaklananı terk etmek, emredileni yapmaktan önce gelir. Bunun için her şeyden evvel dinimizin yasaklarını ve özellikle
büyük günahları bilmemiz lazımdır. Gerçi bunları yedi ve yetmiş olarak sayan birçok
kitaplar olduğu gibi,
kebâiri ayırmak için her birinin izlediği kuralları da vardır. Fakat
müellif Heytemî gibi 476 kebâiri ve bunlarla ilgili delilleri -âyet ve hadîsleri- bir arada toplayan olmamıştır.
Müellif merhum,
büyük günahları diğerlerinden ayırmak için üç esas kabul etmiştir:
1- Hakkında had -dünyada peşin ceza- vârid olan,
2- Hadîsde hakkında şiddetli veîd vârid olan,
3- Hakkında telin vârid olan
günahlardır.
Eserde kelime farkı ile ayrı ayrı rivayet edilen
hadîslerin tercemede çoğu yerde yalnız birinin metin veya
terceme olarak alınması ile yetinilmiş, diğer rivayetlerin de kaynakları gösterilmiştir.
Tercümede bütün rivayetlerin bulunabilen kaynakları dipnotta belirtilmiştir. Bazı önemli konularda da gerekli açıklamalar yapılmıştır.
Yukarıda belirttiğimiz gibi, şimdiye kadar bütün bu günahtan, onlarla ilgili rivayetleri; Gazzâlî ve benzeri din âlimlerinin görüşlerini bir araya toplayan böyle bir esere tesadüf etmemiştik. Müfti, vaiz ve imam-hatip gibi bütün din görevlileri ile tüm Müslümanların şiddetle muhtaç oldukları ve aradıklarını kolayca bulabilecekleri bu eseri, bütün din kardeşlerimize dinî bir hizmet olmak üzere
tercüme etmiş bulunuyoruz.
Tercemede vâki hataların, önce Cenâb-ı Hak'dan ve sonra da muhterem okuyucularımızdan affını dilerken, gördükleri eksiklikleri adresimize bildirmelerini rica eder, eserin müellifine Cenâb-ı Hak'dan garik garik rahmetler dilerken; bu
tercümeden bütün Müslümanların faydalanmasını ve emeğimizi rızasına muvafık kılmasını Allahu Teâlâ'dan halisane niyaz ederiz.
Mütercimler
Ahmed Hulusi Serdaroğlu
Lütfi Şentürk
BU KİTAP NİÇİN YAZILDI?
‘’ … size Rabbinizden bir öğüd, gönüllerde olan (dert)lere bir şifâ, müminler için bir hidayet ve rahmet gelmiştir
2
Hamd, Allah'a mahsustur (O'na hamd ederim). O Allah ki kullarına olan merhametinden ve kendi şanına yaraşır bir gayretle Kur'an-ı Kerîm'in yasaklayıcı kesin nassları ve bunları açıklayan büyük kişilerin ortaya koydukları açık delilleri ile küçük ve büyük her türlü
günahlar ın etrafına yaklaşmağı yasakladı da bu sayede onları her türlü zillet ve cehennem azabından korudu. Onlar da kendilerine bu yolda çekidüzen verme imkânını buldular.
Ben, beni her türlü kötülüklerden koruyacak ve iyiliklere yöneltecek şekilde, Allahu Teâlâ'nın eşi, dengi olmayıp ibadete lâyık olan yalnız kendisi, Efendimiz Muhammed aleyhi'sselâm'ın da O'nun kulu ve Resulü olduğuna şehâdet ederim. O peygamber ki, Allahu Teâlâ, emir ve yasaklarında ona uymamızı ve onun ahlâkı ile ahlâklanmamızı emretmiştir. Salât ve selâm ona ve onun, üstün vasıfları hâiz olan "Ashâb"ına olsun.
Bundan sonra bilmiş ol ki, hicrî 753 yılında uzun süre kendi kendime
kebâir[3] ve
kebâir ile ilgili yasaklayıcı, korkutucu ve azâbva'd edici bütün hükümleri delilleri ile birlikte ve gerekli açıklamaları da içine alan bir eser yazmayı düşündüm. Fakat ne yazık ki tereddüt içinde kaldım. Çünkü Mekke-i Mükerreme'de gerekli malzemeye sahip değildim. Bu hal, asrının imamı ve zamanının üstadı olan Hafız Ebû Abdullah ez-Zehebi'ye nisbet edilen bir
kitap elime geçinceye kadar devam etti. Ne yazık ki bu eser de susuzluğumu gidermek ve maksadımı ifade etmek için kâfi gelmedi. Çünkü bu zat, bu eserde gerekli araştırma, inceleme ve tertibe riâyet etmedi. İşte bu ve kebâirin çoğalması, insanların gizli ve aşikâre
günahlardan kaçınmamaları, beni bu eseri yazmağa sevk etti.
Zira insanlar isyana daldı, şehvetlerine uydu, aldandı ve cennetten uzaklaşmaya yöneldiler. Akıbetlerini unuttu, kötülüklere aldırış etmez oldular; Allah'ın azab ve mekrinden emin olmuş bir tavır içine girdiler. Bu mühletin sonucunun bir kahır olacağını anlayamadılar. Beşeriyyeti bu vartadan kurtarmak için bir hizmet olmak üzere yukarıda anlattıklarımı ve düşündüklerimi içine alan bu eseri yazmaya başladım. Eserimin bu yönde zecr edici, men' edici, va'z edici olmasını Allah'tan dilerim. Bu dilek sebebiyledir ki esere Ez-Zevâcir An İktirafil-Kebâir adını verdim.
Arzu ettiğim şekilde tamamlanmasını; şehirli-köylü bütün Müslümanların bundan yararlanarak iç ve dışlarını temizlemelerini Cenâb-ı Hak'tan dilerim. O, bana yeter ve ne güzel koruyucudur. Her halükârda O'na yönelir ve Ondan yardım dilerim. Güvenim ancak Onadır. O'na tevekkül eder, O'na dayanırım. O, her şeyin ve arşın Rabbidir. O'nun dilediği olur. Kuvvet ve kudret O'nundur.
Kitabı bir mukaddime ve iki kısım üzere tertip ettim. Mukaddimede,
kebîrenin (günahın) tarifini ve âlimlerin kebâir hakkında söylediklerini yazdım. Birinci kısımda batinî
kebîreleri ve fıkhın bâbları ile ilgisi bulunmayan
kebîre ile ilgili hususları yazdım. İkinci kısımda zahiri kebâiri
Şafiî fıkhına uygun bir üslûp üzere yazdım. Birbirinden daha çirkin ve fahiş olan
günahlar hakkındaki açıklamaları ve her birinin mertebesini yerinde açıkladım.
Kitaba, tevbenin fazileti hakkında bir de Hatime ekledim. Sonra cehennemi, vasıflarını, cehennemdeki azâb çeşitlerini; daha sonra da cenneti, vasıflarını ve oradaki çeşitli nimetleri anlattım. Maksadım, insanları cennetten alıkoyup cehennem azabına sürükleyen kebâirden korumak ve cennet için gerekli çalışmaları yaptırmaktır.
Allahu Teâlâ hepimizi cennet ehlinden kılıp cemâliyle şereflenecek kullarından eylesin. O, her şeye kadirdir. Duaları kabul eden de O'dur. Âmîn.
2-Yunus: 10/57.
3-
Kebâir, büyük günahlardır. Müfredinde
kebîre denir. Sağâir ve sagire de küçük günah ve günahlar demektir.
Türkçemizdeki büyük ve küçük kelimelerinin Arapça'da çeşitli karşılıkları bulunduğu için, biz, bu terimleri aynen yazacağız.
Kebâir veya kebîre dediğimiz vakit büyük günah ve günahlar; sağâir, sagire dediğimiz vakit ise küçük günah ve günahlar anlaşılmalıdır.
Kayıhan Yayınevi 2 Cilt İbn Hacer El Heytemi İslamda Helaller ve Haramlar Büyük Günahlar kitabı nı
incele diniz.