Mecmuatül Ahzab Dua Kitabı 3 Cilt Set ENSAR

Fiyat:
1.800,00 TL
İndirimli Fiyat (%25) :
1.350,00 TL
Kazancınız 450,00 TL
Geçici olarak temin edilememektedir. Temin edildiginde

Bu ürünün yerine tercih edebileceğiniz ürünler


Kitap           Mecmuatül Ahzab Dua kitabı

Yazar          Ahmed Ziyauddin Gümüşhanevi
Tercüme     Osman Çakır
Yayınevi      Ensar Neşriyat
Kağıt Cilt     Sarı şamua – Kalın Ciltli, 3 Cilt takım
Sayfa Ebat   2926 sayfa - 16x23.5 cm
Yayın Yılı     2021,2022



1- Mecmûatü'l-Ahzâb - Şâzelî Dua kitabı 
2- Mecmûatü'l Ahzâb İbnî Arabî Dua Kitabı 
3- Mecmûatü’l Ahzâb Nakşibendî Dua Kitabı




Yaratan Rabbinin adıyla oku. O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert Olandır. Alak 1-2


SUNUM

Dua, seslenmek, yardım istemek, yalvarmak, dâvet gibi manalara gelir. Tasavvuf! ıstılah olarak ise; kulun Allah'a rağbet ederek yönelmesi, O'ndan hayır ve rahmet ümi­diyle yine ona niyazda bulunmasıdır. Lisânu'l arab, Kamus Tercemesi.

Dua kelimesi Kur'ân-ı Kerimde müştaklarıyla birlikte iki yüz üç yerde geçmekte ve bu âyetler arasında belkide en çarpıcısı "Duanız yoksa ne ehemmiyetiniz var. Dua­nız olmasa ne işe yararsınız." Furkan 25/77 âyetidir. Kullanılan diğer anlamları ise şu şekildedir:

Teşvik etmek (Nuh 71/5), nisbet etmek (Ahzab 33/4-37), ibadet etmek (Yunus 10/106), iddia etmek (Enbiya 21/15) ve isimlendirmek (İsra 17/110). Bir başka ayette de Allahü Teâlâ şöyle buyurmaktadır: "Rabbiniz şöyle buyurdu: Bana dua edin, kabul edeyim. Çünkü bana ibadeti bırakıp büyüklük taslayanlar aşağılanarak cehenneme girecektir" (Mü'min, 60).

"Dua, sadece sevgilinin/sevgiliye bir nazarıdır. Sevgiliye karşı nefs daima eğik, kalp mahzun; ruh, kendi aşk ve sevgisiyle galip ve mesrur olmalıdır, duanın yeri, dua eden ağız, dua edilen zaman ve duadaki hal de ehemmiyet arzetmektedir. Duanın ka­bulü için bir takım şartlar daha vardır ki, dua eden kimse duanın bidayet ve nihayetiyle vasatında dahi salat-ü selamı tekrar etmeli, duadan önce sadaka vermek veyahut zikir, fikir, namaz gibi hayır işte bulunmalı, Cenab-ı Hakka hamd ve senâ etmeli, hulus-i kalb, nezafet, taharet, kıbleye yönelerek, acizliği izhar ederek, düşüklüğü kabülle, ta­zarru ve enbiya, evliyâya tevessül, günahkar ve mücrim olduğunu itiraf ve ikrar ile tevbe ve istiğfar edip haramdan sakınmalıdır" (M. E. Erbili).

Allah'ı övme ve yüceltme manası, ikram ve cömertliği O'ndan bilme düşüncesi yatar. Dua; ihtiyaçların anahtarı, gam, keder ve sıkıntıların kurtuluşudur. Kulluğun acziyetinin ve ihtiyaç halinin açığa vurulmasıdır. Duanın Allah'a yükselebilmesi için iki kanadı vardır ve bu iki kanadın birincisi helal lokma ikincisi ise doğru sözlü olmaktır. Duadan önce tevbe etmeli ve hakkı olanların haklarını vermeli, Peygamberimize salavat getirmelidir. Her gece ve gündüzün duada bulunulmalı, duadan önce salih amel işlemeli, günah içinde iken dua etmemelidir (A. Z. Gümüşhanevi).

MECMUATÜL AHZAB ŞAZELİ DUA KİTABI
Kutbüddin Mustafa b. Kemâliddîn el-Bekir (Bekri Mustafâ) (k.s.) (l hizbfin dua ve niyazları yer alır.

Mecmuatu'l-Ahzab'ın üçüncü cildin haşiyesinde/sayfa kenarlarında kitablar:

Şerhi Evrad Behaiyye lil-Hadimi, Şerhu evrad-i kebir li-Mevlana Celaleddin-i Rumi, Şerhi's salati'l-müsemma bi-Kenzil Azam li-Abdulğani en-Nablusi, Esmau seyyidina Abdulkadiri Geylani tüsemma leha el-istiğase, Şerhu ashab-ı Bedr ve Uhud li'l-Berzenci, Kitabul-arifin fi esrari esmail-erbain, Şerhü kaside-i münferice, Şerhu münacat-i ima­mı Azam, Şerhul-istağfarat li-seyyidina el-Hasan el-Basri, Şerhü dua-i ricali'l-ğayb, Dua-u ricali'l-ğayb, Şerhü dua-i münacati'l-Kur'an, Şerhü esma-i enbiya ve'l-mürselin.

Gönlümün/aklımın; küfürleri, şirkleri, nifakları, şikakları, inkarları, ilhadları, kırıkları/kırgınlıkları, burukları/burkuntuları, uzaklaşmaları/uzaklaştırmaları, dar­lıkları/daraltılan, sıkıntıları/sıkılmaları, ürkmeleri/ürküntüleri, kızgınlıkları/gazabı, öfkeleri, kinleri, nefretleri, elemi/azabı, şaşırmaları/şaşkınlıkları, ağlamaları/sızlama­ları, susuzlukları, açlıkları, korkuları/korkaklıkları endişeleri, tasaları, kederleri, acı­ları, sızıları, üzüntüleri, hüzünleri, vehimleri, zanları, sui zanları, şekleri, şüpheleri, inançsızlıkları, küfürleri, inkarları, nankörlükleri, pişmanlıkları, zayıflıkları, hafiflik­leri, hakirlikleri, fakirlikleri, gariblikleri, ifratları/aşırılıkları, tefritleri/geri kalmaları, rezillikleri, yerilmeleri, cahillikleri, zorlukları, çabaları, sabırları, kaybolmaları, giden­leri, gitmeyenleri, değişmeleri, didişmeleri, itişmeleri, cimrilikleri, tembellikleri, ya­lancılıkları, laf taşımayı, iftirayı, kusurları, günahları, iç/dış pislikleri ve necasetleri, kötülükleri, yermeleri, ayıplamaları, cerbezeleri, sahtekarlıkları, şeytanlıkları, fayda­sız boş bilgileri, çekişmeleri, didişmeleri, cedelleri, hilafları, safsataları, adi istekleri, küstahlıkları, kehanetleri, büyü/sihirleri, iksirleri, ğabavet/kalın kafalılıkları, tedavisi olmayan ahmaklıkları, saflıkları, zihin tembellikleri, sebatsızlıkları, tereddüdleri, hak yemeleri, hak yiyen zalimleri, zalimlere yardım edenleri, zilletleri, gevşeklikleri, yitiri­lenleri, heva ve hevesleri, yoldan sapmaları, azmaları/azgınlıkları, açgözlülükleri, düş­künlükleri, israfları, açık gizli kötülükleri, mide/dil/cinsel arzuların şerleri, isteksizlik­leri, yetersizlikleri, gevezelikleri, zırvalıkları, merhametsizlikleri, hainlikleri, uyuşuk­lukları, savurganlıkları, mıymıntılıkları, dikkafalıkları, inatçılıkları, geçimsizlikleri, enaniyetleri, bencillikleri, iki yüzlülükleri, riyakarlıkları, sinsilikleri, münafıklıkları, kabalıkları, saygısızlıkları, itaatsizlikleri, somurtkanlıkları, sevimsizlikleri, vurdum duymazlıkları, duygusuzlukları, hayırsızlıkları, zararları, asık suratlıkları, kötü sözle­ri ve kırıcılıkları, alınganlıkları, heyecanları, geçimsizlikleri, uyuşmazlıkları, sinirleri, öfkeleri, hoppalıkları, bozgunculukları, arabozuculukları, hırsları, acelecilikleri, elin-dekini tutuculukları, tahammülsüzlükleri, yırtıcılıkları, zararları, böbürlenmeleri, ri­yakarlıkları, şöhret düşkünlükleri, desinlikleri, alay/istihza etmeleri, alaya alınmaları, kızmaları, münakaşaları, israfları, müstehcen/fuhuşları, hastalıkları, kanseri, vebayı, veremi, salgınları, zehirleri, mikropları, akrebleri, çiyanları, yılanları, yılan/çıyan ruh­lu insanları, insan ve cin şeytanları, kıskançlıkları, hasedleri, küçümsemeleri, buğzluk-ları, düşmanlık beslemeleri, müşteri kızıştırmaları, dargınlıkları, yardım ve alakayı ke­senleri, alış verişimizi bozanları, eş-çocukla/ana baba kardeşlerle arayı bozanları, cana mala ırza akla imana musallat olanları ve bunları alanları, bunlara tecavüz edenleri, ayıp araştırmaları, ayıpları ifşa etmeleri, çekememezlikleri, laf taşımaları/taşıyanları, insanları küçük görmeleri, kendini büyük görmeleri, hicv etmeleri, iftiraya varacak şe­kilde kıskanmaları, sui zanda bulunmaları, lakap takmaları, verdiği sözde durmama­ları, emanete hainlik etmeleri, yalan yere yemin etmeleri, yalancı şahitlik yapmaları, insanlara karşı garazda bulunmaları, yeisleri, ucubları, gafletleri, gururları, aldanma/ aldatmaları, ihanetleri, çok yemek/içmek/konuşmak/uyumaları, başa kakmaları, borç­ları, kaygıları, fücurları, şereh/aç gözlülükleri, tebezzül/bayağılıkları, sefeh/saldırgan-lıkları, hark/ciddiyetsizlikleri, aşkları, kasavet/ merhametsizlikleri, gadr/vefasızlıkları, hıyanetleri, sırrı ifşa etmeleri, kibir/büyüklenmeleri, abus/asık suratlıları, kizb/yalan-cılıkları, hubs/kötü niyetlilikleri, buhl/cimrilikleri, cübn/korkaklıkları, aşırı kaygıları, düşük gayelikleri, zulümleri, övülmeyi/övgüyü/süslenmeyi sevmeleri.

Tüm bu kötülükleri, rezillikleri ben/bizden kim giderebilir; alemlerin Rabbi Allah'tan başka.

Kavuşmaları, yapışmaları, yaklaşmaları, genişlikleri, bollukları, beklentileri, is­tekleri, arzuları, umutları, özlemleri, gözetmeleri, mutlulukları, gülmeleri/kahkaları, şevkleri, zevkleri, şehvetleri, iştahları, doyumları, kanmaları, tatmaları, tutmaları, kok­lamaları, duymaları, bulmaları, almaları, erdemleri, faziletleri, övülenleri, övünülecek amelleri, güzel fiil/işleri, imanı, yakini, güzel huyları ve ahlâkları, ilimleri, ülfeti, ünsiyeti, adaleti, hakkaniyeti, edebleri, tecrübeleri, huyları değişmeyi değil de yerinde kul­lanmayı, doğrulukları, tefekkür/düşünmeleri, hikmetleri, iffetleri, şecaat/cesaretleri, tevazuları, akılda ve amelde itidalleri, iyilikleri, iyi niyetleri, gönül temizliğini, hazları, faydaları, dirençlilikleri, atılganlıkları, kahramanlıkları, kanaatları, tasavvun/savun-maları, hilm/yumuşak huyları, vakar/ağırbaşlılıkları, vüdd/sevgileri, vefaları, emanete riayet etmeleri, sır tutmaları, tevazuları, bişr/güler yüzleri, doğru sözlüleri, iyi niyet­lileri, seha/cömertlikleri, şecaat/yiğitlikleri, münafese/iyilikte yarışmaları, zorluklara sabırları, himmet/yüce gayelilikleri, adaleti, zühdleri;

Tüm bu fazilet ve erdemleri bana/bize kim verebilir; alemlerin Rabbi Allah'tan başka.

  MECMUATÜL AHZAB ŞAZELİ DUA KİTABI
 
Kutbüddin Mustafa b. Kemâliddîn el-Bekir (Bekri Mustafâ) (k.s.) (l hizb)'in dua ve niyazları yer alır.

Mecmuatu'l-Ahzab'ın üçüncü cildin haşiyesinde/sayfa kenarlarında kitablar:

Şerhi Evrad Behaiyye lil-Hadimi, Şerhu evrad-i kebir li-Mevlana Celaleddin-i Rumi, Şerhi's salati'l-müsemma bi-Kenzil A'zam li-Abdulğani en-Nablusi, Esmau seyyidina Abdulkadiri Geylani tüsemma leha el istiğase, Şerhu ashab-ı Bedr ve Uhud li'l-Berzenci, Kitabul-arifin fi esrari esmai'l-erbain, Şerhü kaside-i münferice, Şerhu münacat-i ima­mı A'zam, Şerhu l-istağfarat li-seyyidina el-Hasan el-Basri, Şerhü dua-i ricali'l ğayb, Duau ricali'l-ğayb, Şerhü dua-i münacati'l-Kur'an, Şerhü esma-i enbiya ve'l-mürselin.

Gönlümün/aklımın; küfürleri, şirkleri, nifakları, şikakları, inkarları, ilhadları, kırıkları/kırgınlıkları, burukları/burkuntuları, uzaklaşmaları/uzaklaştırmaları, dar­lıkları/daraltılan, sıkıntıları/sıkılmaları, ürkmeleri/ürküntüleri, kızgınlıkları/gazabı, ülkeleri, kinleri, nefretleri, elemi/azabı, şaşırmaları/şaşkınlıkları, ağlamaları/sızlama­ları, susuzlukları, açlıkları, korkuları/korkaklıkları endişeleri, tasaları, kederleri, acı­ları, sızıları, üzüntüleri, hüzünleri, vehimleri, zanları, sui zanları, şekleri, şüpheleri, inançsızlıkları, küfürleri, inkarları, nankörlükleri, pişmanlıkları, zayıflıkları, hafiflik­leri, hakirlikleri, fakirlikleri, gariblikleri, ifratları/aşırılıkları, tefritleri/geri kalmaları, rezillikleri, yerilmeleri, cahillikleri, zorlukları, çabaları, sabırları, kaybolmaları, giden­leri, gitmeyenleri, değişmeleri, didişmeleri, itişmeleri, cimrilikleri, tembellikleri, ya­lancılıkları, laf taşımayı, iftirayı, kusurları, günahları, iç/dış pislikleri ve necasetleri, kötülükleri, yermeleri, ayıplamaları, cerbezeleri, sahtekarlıkları, şeytanlıkları, fayda­sız boş bilgileri, çekişmeleri, didişmeleri, cedelleri, hilafları, safsataları, adi istekleri, küstahlıkları, kehanetleri, büyü/sihirleri, iksirleri, ğabavet/kalın kafalılıkları, tedavisi olmayan ahmaklıkları, saflıkları, zihin tembellikleri, sebatsızlıkları, tereddüdleri, hak yemeleri, hak yiyen zalimleri, zalimlere yardım edenleri, zilletleri, gevşeklikleri, yitiri­lenleri, heva ve hevesleri, yoldan sapmaları, azmaları/azgınlıkları, açgözlülükleri, düş­künlükleri, israfları, açık gizli kötülükleri, mide/dil/cinsel arzuların şerleri, isteksizlik­leri, yetersizlikleri, gevezelikleri, zırvalıkları, merhametsizlikleri, hainlikleri, uyuşuk­lukları, savurganlıkları, mıymıntılıkları, dikkafalıkları, inatçılıkları, geçimsizlikleri, enaniyetleri, bencillikleri, iki yüzlülükleri, riyakarlıkları, sinsilikleri, münafıklıkları, kabalıkları, saygısızlıkları, itaatsizlikleri, somurtkanlıkları, sevimsizlikleri, vurdum duymazlıkları, duygusuzlukları, hayırsızlıkları, zararları, asık suratlıkları, kötü sözle­ri ve kırıcılıkları, alınganlıkları, heyecanları, geçimsizlikleri, uyuşmazlıkları, sinirleri, öfkeleri, hoppalıkları, bozgunculukları, arabozuculukları, hırsları, acelecilikleri, elindekini tutuculukları, tahammülsüzlükleri, yırtıcılıkları, zararları, böbürlenmeleri, ri­yakarlıkları, şöhret düşkünlükleri, desinlikleri, alay/istihza etmeleri, alaya alınmaları, kızmaları, münakaşaları, israfları, müstehcen/fuhuşları, hastalıkları, kanseri, vebayı, veremi, salgınları, zehirleri, mikropları, akrebleri, çiyanları, yılanları, yılan/çıyan ruh­lu insanları, insan ve cin şeytanları, kıskançlıkları, hasedleri, küçümsemeleri, buğzlukları, düşmanlık beslemeleri, müşteri kızıştırmaları, dargınlıkları, yardım ve alakayı ke­senleri, alış verişimizi bozanları, eş-çocukla/ana baba kardeşlerle arayı bozanları, cana mala ırza akla imana musallat olanları ve bunları alanları, bunlara tecavüz edenleri, ayıp araştırmaları, ayıpları ifşa etmeleri, çekememezlikleri, laf taşımaları/taşıyanları, insanları küçük görmeleri, kendini büyük görmeleri, hicv etmeleri, iftiraya varacak şe­kilde kıskanmaları, sui zanda bulunmaları, lakap takmaları, verdiği sözde durmama­ları, emanete hainlik etmeleri, yalan yere yemin etmeleri, yalancı şahitlik yapmaları, insanlara karşı garazda bulunmaları, yeisleri, ucubları, gafletleri, gururları, aldanma/ aldatmaları, ihanetleri, çok yemek/içmek/konuşmak/uyumaları, başa kakmaları, borç­ları, kaygıları, fücurları, şereh/aç gözlülükleri, tebezzül/bayağılıkları, sefeh/saldırgan-lıkları, hark/ciddiyetsizlikleri, aşkları, kasavet/ merhametsizlikleri, gadr/vefasızlıkları, hıyanetleri, sırrı ifşa etmeleri, kibir/büyüklenmeleri, abus/asık suratlıları, kizb/yalancılıkları, hubs/kötü niyetlilikleri, buhl/cimrilikleri, cübn/korkaklıkları, aşırı kaygıları, düşük gayelikleri, zulümleri, övülmeyi/övgüyü/süslenmeyi sevmeleri.

Tüm bu kötülükleri, rezillikleri ben/bizden kim giderebilir; alemlerin Rabbi Allah'tan başka.

Kavuşmaları, yapışmaları, yaklaşmaları, genişlikleri, bollukları, beklentileri, is­tekleri, arzuları, umutları, özlemleri, gözetmeleri, mutlulukları, gülmeleri/kahkahaları, şevkleri, zevkleri, şehvetleri, iştahları, doyumları, kanmaları, tatmaları, tutmaları, kok­lamaları, duymaları, bulmaları, almaları, erdemleri, faziletleri, övülenleri, övünülecek amelleri, güzel fiil/işleri, imanı, yakini, güzel huyları ve ahlâkları, ilimleri, ülfeti, ünsiyeti, adaleti, hakkaniyeti, edebleri, tecrübeleri, huyları değişmeyi değil de yerinde kul­lanmayı, doğrulukları, tefekkür/düşünmeleri, hikmetleri, iffetleri, şecaat/cesaretleri, tevazuları, akılda ve amelde itidalleri, iyilikleri, iyi niyetleri, gönül temizliğini, hazları, faydaları, dirençlilikleri, atılganlıkları, kahramanlıkları, kanaatları, tasavvun/savunmaları, hilm/yumuşak huyları, vakar/ağırbaşlılıkları, vüdd/sevgileri, vefaları, emanete riayet etmeleri, sır tutmaları, tevazuları, bişr/güler yüzleri, doğru sözlüleri, iyi niyet­lileri, seha/cömertlikleri, şecaat/yiğitlikleri, münafese/iyilikte yarışmaları, zorluklara sabırları, himmet/yüce gayelilikleri, adaleti, zühdleri;

Tüm bu fazilet ve erdemleri bana/bize kim verebilir; alemlerin Rabbi Allah'tan başka.


MECMUATÜL AHZAB ŞAZELİ DUA KİTABI


İnsan kendi başına kaldığında, düşünme ve ayırt etme yetilerini, utanma ve kö­tülüklerden korunma faziletlerini/erdemlerini davranış edinmezse, insanda hayvani huyları baskın olur. Yerilen kötü huylar birçok insanda mevcuttur. Aslında insan tabi­atında baskın olan huy, kötülüktür. Güzel ahlâk üzerinde yaratılmış veya güzel ahlâkı tercih eden insan oldukça azdır, ancak güzel ahlâktan hoşlanmayan insan sayısı çok­tur. Mümin muvahhid müslüman erkek ve kadına yakışan güzel ahlâk ve güzel davra­nışlar edinmektir. Bunun en doğru, en sağlam yolu alemlerin Rabbi Allah'a yönelmek, onunla bağ kurmaktır. Boyun bükerek, gönülü açarak, kapısında yalvararak dua ve ni­yazda bulunmak, naz eylemektir. Bütün mahcubiyetle, pişmanlıkla, üzüntü ve tasa ile Allah'tan bağışlanma istemenin yolu dua ve niyazdır. Ruhani ruhun kesafet kazanma­sı, nefsani ruhun terbiye, izan ve vicdanı tanıması Rabbani dua, niyaz, salat ve dua ile mümkündür. Bunun da Kuran ayetlerinde, hadis metinlerinde ve bunları özümseyen ilim ve gönül ehlinin sözleri ve metinlerinde en güzel misalleri yer almaktadır. Beşyüz civarında dua ayetleri ve diğer ayetlerden mülhem dua ve niyaz misallerini oluştu­ran Resuller, Nebiler, Sahabiler, Tabiin, Tebei tabiin, ulema, hükema, evliya, asfiya ve ümeranın sözleri ve metinlerini bir araya toplayan Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevî hazretleri, topladığı kitaba Mecmuatul Ahzab adını vermiştir. İşte o kitab bu kitabtır. Gücüm yettiğince tercüme ettiğim ve yayına hazırladığım bu kitabı Rabbim Teala be­nim için inşallah hasenei cariye kılar. Tevfik Allah'tandır.

Osman Çakır
Ankara, 2018


EBU'L HASEN EŞ ŞAZELÎ (k.s.) Ebü'l Hasen Nûruddîn Alî b. Abdillâh b. Abdilcebbâr eş-Şâzelî (ö. 651/1258)

Şâzeliyye tarikatının kurucusu.

Şâzelî, İstanbul halk folkloründe kahvecilerin piri olarak kabul edilmiştir. Eski İstanbulda birçok kahvede, "Her sabah besmeleyle açılır dükkânımız/Hazret-i Şâzelîdir pirimiz üstadımız" levhası asılı bulunurdu.

593 (1197) yılında Kuzey Afrika'nın en batı bölgesinde yer alan Sebte (Ceuta) şehri yakınlarındaki Gamâre'de doğdu. Mürşidi Abdüsselâm b. Meşîş'in emriyle irşad faaliyetine başladığı İfrîkıye'deki Şâzile (Şâzele) beldesine nisbetle Şâzelî diye tanınır. Soyu Hz. Hasana ulaşan bir aileye mensuptur Gamâre'de başlayan Şâzelî on yaşlarında Tunus'a giderken Kur an'ı ezberlemiş ve hadis okumuş bir talebeydi. Burada simyâ il­miyle meşgul olmak istediyse de aldığı bazı mânevi işaretler sebebiyle bundan vazgeç­ti. İbn Atâullah el-İskenderî, onun zâhirî ilimlerde tartışma yapacak seviyeye gelme­den tasavvuf yoluna girmediğini söyler (Letâ'iful-Minen, s. 51). Zâhirî ilimleri tahsil etmekle birlikte gençlik yıllarından itibaren tasavvuf yolunda karar kılan Ebu 1-Hasan eş-Şâzelî, başlangıçta silsilesi Mağribli sûfî Ebû Medyen'e ulaşan Ali b. Harrâzim'den faydalandı. Nitekim bazı kaynaklarda ilk defa ona intisap ettiği kaydedilmektedir (İbn İyâd eş-Şâfiî, s. 17).
Şâzelî, Fas, Tunus ve Mısır'a gitti, oradan Irak'a geçti. Bazı kaynaklara göre 618 (1221) yılında başladığı bu yolculuğunun asıl amacı zamanının kutbunu bulmaktı. Bağdat'ta Ahmed er-Rifâî'nin halifesi Şeyh Ebu l-Feth el-Vâsıtî ile buluştu ve tasavvuf! eğitimine bir süre onun yanında devam etti. Bağdat'ta bir velînin (İbnü's-Sabbâğ, s. 22), bazı kaynaklarda Ebü'l-Feth el-Vâsıtî'nin (İbn İyâd eş-Şâfiî, s. 19) ona aradığının Mağrib'de olduğunu söylemesi üzerine memleketine döndü.

Mağrib'de Rabata denilen mevkide Abdüsselâm b. Meşîş ile tanışıp kendisine intisap etti. Seyrü sülûkünü ta­mamlamasının ardından İbn Meşîş ona İfrîkıye'ye gidip Şâzile beldesine yerleşmesini, daha sonra Tunus şehrine geçmesini, orada yöneticiler tarafından üzerine gelineceği­ni, ardından Tunus'tan ayrılıp doğuya gitmesini, burada kendisine kutbiyet makamı­nın verileceğini söyledi (İbnü's-Sabbâğ, s. 23; İbn İyâd eş-Şâfiî, s. 19). 621-623 (1224-1226) yıllarında mürşidinin gösterdiği istikamette yola çıkan Şâzelî önce Tunus'a uğra­dı, oradan Şâzile'ye geçip Zağvân dağındaki bir mağarada inzivaya çekildi. Abdullah b. Selâme el-Habîbî, bu mağarada bitkiler ve otlarla beslendikleri zorlu uzlet döneminde onun yardımcısı ve refakatçisi oldu. Kendi ifadesiyle, "Ey Ali! Artık insanların arasına karış da senden istifade etsinler" denilmesi üzerine (İbnü's-Sabbâğ, s. 27) Zağvân da­ğındaki uzletine son verdi. Bu sırada otuz dört-otuz beş yaşlarında olan Şâzelî, İfrîkıye bölgesinin başşehri Tunus'a gitti. Burada halktan ve ulemâdan büyük ilgi gördü.


Kaynaklarda, Mısır'da iken İbnu l-Berâ tarafından kışkırtılan Eyyûbî Sultanı el-Meliku l-Kâmil'in onu önce bazı sıkıntılara mâruz bıraktığı, ardından ikramlarda bu­lunduğu kaydedilmektedir. Şâzelî hac dönüşü yeniden Tunus'a geldi. Burada ileride halifesi olacak Ebü'l-Abbas el-Mürsî ile buluştu. İbnü's-Sabbâğ, Şâzelî'nin bu görüş­meyle ilgili olarak, "Ben Tunus'a sırf bu delikanlı sebebiyle döndüm" dediğini nakleder (a.g.e., s. 31). Bir süre sonra irşad göreviyle Mısır'a gitmesini bildiren mânevi bir işaret üzerine 642 (1244) yılının yaz mevsiminde İskenderiye'ye hareket etti.

Şâzelî çeşitli milletlere ve dinlere mensup toplulukların bulunduğu, bir ilim ve kültür merkezi olan İskenderiye'de halk ve yöneticiler tarafından karşılandı. O sırada Eyyûbî Devletinin başında bulunan el-Melikü's Sâlih Necmeddin Eyyûb kendisini ve ailesini İskenderiye'deki burçlardan birine yerleştirdi. Şâzelî, İskenderiye'de ders ver­mek ve tasavvuf meclisleri kurmak için sonradan el-Câmiu'l-Ğarbî diye şöhret bulan Attârîn Camiini seçti. Ardından gittiği Kahire'de hem saray çevresinde hem ulemâ ve halk arasında büyük ilgi gördü. Kaynaklarda İzzeddin b. Abdüsselâm, Abdülazîm el-Münzirl, İbnü's-Salâh eş-Şehrezûrî, İbnü'l-Hâcib, Cemâleddin Usfûr, Nebîhüddin b. Avn, Muhyiddin İbn Sürâka, Ebü'l-İl Yâsîn, Mekînüddin el-Esmer, Şeref el-Bûnî, Abdullah el-Lekânî, Emînüddin Cibril gibi âlimlerin onun çevresinde bulunduğu kaydedilmektedir. Şâzelî eser telif etmemekle birlikte Hakim et-Tirmizî'nin Hatmul-evliyâ, Nifferî'nin el-Mevâkıf ve el-Muhâtabât, Ebû Tâlib el-Mekkî'nin Kûtü'l-Kulûb, İmam Gazzâlî'nin İhyâü Ulûmid-dîn, Kuşeyrî'nin er-Risâle, Kâdî İyâz'ın eş-Şifâ, İbn Atıyye el-Endelüsî'nin el-Muharrerul-Vecîzi gibi kitaplara özel ilgi gösterdi, bunları derslerinde şerhetti. 647'de (1249) Mısır'a bir Haçlı seferi düzenleyerek Dimyat'ı işgal eden Fransa Kralı IX. Louis kalabalık bir Haçlı ordusuyla Mansûre'ye doğru ilerle­di. Savaş hazırlığı yaparken ölen el-Melikü's-Sâlih Necmeddin Eyyûb'un yerine tahta geçen oğlu Turan Şah, Haçlıları yenerek IX. Louis'yi esir aldı. Yaklaşık bir buçuk yıl süren bu savaşa gözlerini kaybetmiş olmasına rağmen Şâzelî de katıldı.

656 yılının Şevval (Ekim 1258) ayında hacca gitmek için bazı müridleriyle birlik­te Kahire'den ayrılan Şâzelî, Ayzâb mevkiindeki Humeyserâ'da iken bir akşam müridlerini toplayıp onlara bazı öğütler verdi, kendi tertip ettiği Hizbül Bahri okumalarını tavsiye etti ve yerine Ebü'l-Abbas el-Mürsî'yi halife tayin ettiğini bildirdi. O gece seher vaktine doğru vefat etti.

 
Diğer Özellikler
Stok Kodu9786257320043
MarkaEnsar Neşriyat
Stok DurumuBu ürün geçici olarak temin edilememektedir.
9786257320043
En yeni ürünler
Güvenli teslimat
Kampanyalı ürünler
Piyasadaki en iyi fiyat

PlatinMarket® E-Ticaret Sistemi İle Hazırlanmıştır.