Kitap Nebevi Eğitim Modeli Darul Erkam
Yazar Muhammed Emin Yıldırım
Yayınevi Siyer yayınları
Kağıt Cilt 2.Hamur kağıt, karton kapak cilt
Sayfa Ebat 223 sayfa, 14 x 21 cm
Siyer yayınları Nebevi Eğitim Modeli Darul Erkam kitabını incelemektesiniz.
Muhammed Emin Yıldırım Nebevi Eğitim Modeli Darul Erkam kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
nebevi eğitim modeli darul erkam vahyin iniş sürecinde şahsiyet eğitimi
Eğer bir ev imar etmeyi konuşuyorsa, eğer bir ev nasıl acaba insanlığı risaletin mesajı ile tanıştırabiliriz? Nasıl insanları koştukları cehennem ateşinden çevirebiliriz? Nasıl insanları kula kul olmaktan kurtarıp, Allaha kul etmeye vardırabiliriz?" diye inliyorsa bilin ki, o ev Erkam yürekli adamların evleridir. Bu evin silahları; Kurandır, ilimdir, irfandır, hikmettir, kitaptır, kalemdir, seccadedir, gözyaşıdır, merhamettir, sevgidir, müsamahadır ve duadır. Bu ev adı ve yapısı ne olursa olsun DARÜL ERKAM dır.
Eğer bir ev imha etmeyi konuşuyorsa, eğer bir ev Nasıl acaba hak ve hakikat adına mücadele veren şu sesi kısabiliriz? Nasıl insanların nezdinde itibar sağlayan şu adamların güvenlerini sarsabiliriz? Nasıl hakkın yükselen değerlerini alçaltıp, bize sorgusuz sualsiz akan muslukların devamını sağlayabiliriz? Nasıl ceplerimizi dolduran meşru yada gayri meşru ayrımı yapmadan elde ettiğimiz bu imkanları çoğaltabiliriz? diye kıvranıp duruyorsa bilin ki, o ev Ebu cehil ve Ebu Leheb ruhlarının yaşatıldığı evlerdir. Bu evin silahları, yalandır, iftiradır, şantajdır, kılıçtır, güçtür, nefrettir, öfkedir, hırstır, tamahkarlıktır, kanaatsizliktir, tahammülsüzlüktür ve kavgadır. Bu evin adı ve yapısı ne olursa olsun Darun-Nedve dir.
Söz Başı
Allah Resulü (s.a.v.) bizler için üsve-i hasene yani; en ideal model, numune ve rehberdir. O’nun (s.a.v.) bu modelliği hayatın sınırlı birkaç alanını değil, zamanın belli bir kısmını değil, tamamını kapsayacak bir düzeydedir. Bunun için biz üsve-i hasene’yi hayatın her anının ve her alanın tartışılmaz rehberi olarak anlamak zorundayız. Bugün bizlerin ihtiyaç duyduğu her alanda, O’nun (s.a.v.) bereketli hayatından izler bulmak mümkündür. Bu ihtiyaçlar ister ailevi alanlarda olsun, ister toplumsal ve idari konularda olsun, ister ibadet sahasında olsun, isterse eğitim ve öğretim alanında olsun; hangi alanda olursa olsun, o nebevî miras her alanda/konuda söz söyleme kudretine sahip olma özelliğinden dolayı, hiçbir zaman aciz kalmadan, en gür seda ile konuşmaya devam etmiştir, etmeyi de sürdürecektir.
Efendimiz’in (s.a.v.), hayatın her alanında bir mümin için tartışılmaz rehberliği; iş, eğitim ve öğretim sahası olunca daha da bir önem arz etmektedir. Çünkü ilahî kelam O’nun (s.a.v.) görevlerini sayarken; davet, tebliğ, tezkiye, talim ve tebyin diyerek,1 O’nun (s.a.v.) öğreticilik vasfına hep dikkatleri çekmiştir.
1 Daha geniş bilgi için bkz: Muhammed Emin Yıldırım, Alemlere Rahmet Hz. Muhammed, s. 45–51
Allah Resulü’nün bizzat kendisi de görev ve sorumluluğunun bilincinde olarak birçok hadisinde gönderiliş gayesinin muallimlik olduğunu açıkça beyan etmiştir. Mesela: İbn Mace ve Dârimi’de geçen bir hadisinde Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyur-maktadır: “Ben sizlere bir muallim olarak gönderildim.” 2 Başka bir hadisinde ise kendisinin gönderiliş gayesini belirtmek adına;“Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim” 3 buyurmaktadır. Aslında O’nun (s.a.v.) güzel ahlakı tamamlaması için gönderilmesinde bile, yine O’nun muallimlik özelliğine bir vurgudur. Çünkü O (s.a.v.), hayatıyla uygulayıp, in-sanlara öğretmek ile güzel ahlakı tamamlayacaktır. Müslim’de geçen bir hadisinde ise yine muallimlik görevine açıkça vurguda bulunacaktır. O (s.a.v.) bu hadisinde diyecek ki: “Allah beni zorlaştırıcı ve başkalarının hata yapmalarını isteyici değil; bir muallim ve kolaylaştırıcı olarak gönderdi.” 4
2 İbn Mace, Mukaddime,17; Dârimi, Mukaddime, 32
3 İmam Malik, Husnü’l-Huluk,8; İmam Acluni, Keşfü’l-Hafa, c.1, s. 211
4 Müslim, Talak, 29
Kur’an ve Hadislerin açık beyanlarından anlaşıldığı gibi Allah Resulü (s.a.v.) ümmeti için bir muallimdi. Bu konu itiraz kabul etmeyecek kadar açık ve nettir. Peki, Allah Re-sülü’nün eğitim ve öğretim sahasında ortaya koyduğu model nasıl bir modeldi? Gerçekten bu çok önemli bir konudur ve ilim erbabının çokça ilgisini çekmiş bir mevzu olarak, oldukça yoğun gayretler sarfedilerek pek çok eserler kaleme alın-mıştır. Ancak bu eserlerden bir kaçını istisna tutarsak, bu konuda kaleme alınan çalışmalarda genel olarak Efendimiz’in (s.a.v.) nasıl bir muallim olduğuna dikkatler çekilmiş, insanla-rı eğitirken müsamaha ve hoşgörüsüne değinilmiş, ama bir model olarak O’nun (s.a.v.) eğitim ve öğretim yöntemi yeterli derecede detayları ile anlatılmamıştır. Bu konuyu istifade etme maksadı ile araştıran her ilim talibi, Efendimiz’in (s.a.v.) eğitim ve öğretim yöntemini daha iyi anlayabilmesi için iki önemli model olan Mekke’deki Darü’l Erkâm modeli ile Medine’de inşa ettiği Suffe Mektebi’nin üzerinde yeterli düzeyde durmak zorundadır. Ama üzülerek itiraf edelim ki, bu iki önemli model üzerine özgün ve ciddi çalışmaların yeterli dü-zeyde yapıldığını ne yazık ki söyleyemiyoruz. Bu önemli iki modelden Medine’de kurulan ve bir üniversite gibi işleyen Suffe Mektebi üzerine birkaç çalışma yapılmışsa da 5 bu ö-nemli konu için yeterli ol(a)mamıştır. Üzerinde daha derinlemesine çalışmalar yapma zorunluluğu işin ehemmiyetinin farkına varanların üzerinde ittifak ettikleri bir konudur.
5 Mustafa Baktır, İslam’da İlk Eğitim Müessesi Ashab-ı Suffa; Mustafa Ağırman, Hz. Muhammed Devrinde Mescid ve Fonksiyonları; Akif Kö-ten, Asr-ı Saadette Suffa Ashabı.
6 Bu konuda 1994 yılında, Uludağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İslam Tarihi ve Sanatları Anabilim Dalı’nda, Yüksek Lisans Tezi olarak sunulan Erol Bodur’un Dârü’l Erkâm adlı küçük hacimli bir çalışmasının olduğunu belirtmeliyim. Bu çalışma da Erol Bodur, çok kısa olarak Darü’l-Erkâm’ın oluşum ve tarihi seyrine değinmekte, bu ilk müessesede nasıl bir eğitim modelinin olduğundan ise hiç bahis açmamaktadır. Tamamı 60 sayfadan oluşan bu çalışma, yine de ilk olması hasebiyle takdire şayandır.
Suffe Mektebi için yeterli olmasa bile bazı çalışmaların varlığı sevindirici iken, Efendimiz’in (s.a.v.) Mekke hayatında çok önemli bir yeri olan Dârü’l-Erkâm üzerine çalışmaların hemen hemen yok denecek düzeyde olması ise oldukça üzü-cüdür.6 Çok ilginçtir, siyerden az bir malumatı olan her kesin Dârü’l-Erkâm’dan haberi olmasına rağmen, bu ilk İslam mektebinin içeriğine dair bilgilerin düzeyi oldukça yüzeyseldir. Bu konu hakkında bugüne kadar gerek Arapça, gerekse Türkçe olarak kaleme alınan özgün bir çalışmaların azlığı veya siyer içerisinde birkaç sayfa ayrılarak geçiştirilmesi, bu önemli yapıyı “adı var, ama kendisi yok” durumuna düşürmüştür.
Âcizane biz siyer okumalarımız sırasında bu eksikliği hep hissetmiş ve bu konuda derin bir araştırma yapılmasının zaruretinin farkına varmıştık. Bu ağır yükün altına girince aslında neden bugüne kadar bu önemli konu hakkında araştırmalar yapıl(a)madığını öğrenmiş olduk. Bunun sebebi; kaynaklarımızda yeterli oranda malumatın olmayışı ve var olan bilgilerin de birbirleri ile olan çelişkileriydi. Ama her türlü olumsuzluğa rağmen vahyin ilk muhatapları olan o güzide insanların nasıl yetiştirildikleri/yetiştikleri bir şekilde araştırılmalı ve gün yüzüne çıkarılmalıydı. İşte bu önemden dolayı belki boyumuzu aşan, belimizi büken bu ağır sorumluluk altına girdik ve bu konuda oldukça yoğun bir okuma ve araştırma yapmaya çalıştık. Bu konudaki araştırmalarımızda ne kadarında isabet ettiğimiz, ehlinin yapacağı değerlendirmelerle ortaya çıkacaktır. Ama bizi sevindiren en önemli husus bu çalışma ile İslam tarihinin sayfaları arasında kaybolmuş, ya da yeterli vurgular yapılmadığı için gözden kaçmış nice muhim noktayı yeniden gündeme getirmek olmuştur.
Bu noktada en önemli olan husus ise hiç kuşkusuz Efendimiz’in (s.a.v.) vahyin rehberliğinde insanı nasıl eğittiği ve nasıl bir şahsiyet eğitimi süreci izlediğidir. Gönderiliş gayesi muallimlik olan bir peygamberin işin başında insanları nasıl bir eğitim modeli ortaya koyduğu büyük bir merak konusudur. Allah Resulü (s.a.v.) risalet davasını omuzlayacak çekirdek kadrosunu oluştururken nelere dikkat etmiştir? Neleri önceye almıştır? Ne ile başlayıp, ne ile devam ettirmiştir? Bir şahsiyet inşa mektebi olan Dârü’l-Erkâm’da, Efendimiz (s.a.v.) nasıl bir model oluşturmuş ve nasıl bir yöntem izlemiştir? İşte biz, hatadan beri olmayan çalışmamızda bu sorulara cevaplar bulmaya çalıştık. Ne kadar başarılı olduğumuz ise siz değerli okuyucularımızın değerlendirmeleri ile belli olacaktır.
Sizleri Dârü’l-Erkâm medresesine yolcu etmeden bir noktaya daha dikkatlerinizi çekmek istiyorum; bir muallim olarak gönderilen Allah Resulü (s.a.v.) genel olarak tüm eğitim ve öğretim işinde, özel olarak da, gerek Dârü’l-Erkâm’da, gerek Suffe Mektebi’nde iki Esma-i İlahiyye’nin gölgesinde hareket etmeye çalışmıştır. Bu iki Esma-i İlahiyye çok önemlidir ve bir muallimin hayatında gerektiği kadar yer almalıdır. Bugün ister din eğitiminde olsun, ister diğer eğitim alanlarında olsun beklenilen başarının elde edilememesinin bir nedeni de bu önemli noktanın bilinçli ya da bilinçsiz ihmal edilmesidir. Bu iki ismin ne olduğuna geçmeden eğitim ve öğretimin bizim eski, ama eskimez dilimizdeki karşılıklarına bir bakalım: Eğitim terbiye, öğretim ise talim’dir. Bu asli kullanımlarından dolayı daha dün denilebilecek kadar yakın bir zaman dilimin-de okullarla ilgili bakanlığın ismi “Talim ve Terbiye Bakanlığı” idi. Ama şimdilerde bu ifadeler artık kullanılmaz oldu. Biz yine asli lisanımız ile konuşursak; talim ve terbiye, muallim olarak gönderilen bir peygamberin iki önemli vazifesiydi. Allah Resulü (s.a.v.) işte bu vazifelerini Allah’ın (c.c.) iki önemli isminin gölgesinde yerine getiriyordu. Neydi bu iki önemli isim? Bu isimlerden biri el-Alim, diğeri ise er-Rab’tı. el-Alim, talim’i, er-Rab ise terbiyeyi şekillendiriyordu. Bu iki yüce ismin gölgesinde Efendimiz (s.a.v.) gerek Mekke’de Dârü’l-Erkâm’da, gerek Medine’de Suffe Mektebi’nde talebelerini eğitiyordu. İnsanı her yönü ile tanıyan yüce yaratıcının isimlerinin gölgesinde geliştirilen bir metodun başarı elde etme imkânı elbette çok daha fazla oluyor ve çok kısa zaman-da bu işe talip olanlar oldukça istifade ediyorlardı. Bugün eğitim sahasında başarı elde edilemeyişinin en önemli sebebi bu iki yüce ismin gölgesinde ya yürümemek, ya da istenilen oranda bu iki isimden istifade etmemekten kaynaklanmaktadır.
Şöyle bir hatırlarsak, ideal bir eğitim modelinde üç nokta çok önemlidir:
1- Eğitim ve öğretimin gayesi
2- Müfredat
3- Metod 7
7 Abdullah Özbek, Bir Eğitimci Olarak Hz. Muhammed
Şimdi el-Alim ve er-Rab isimlerini dikkate alarak oluşturulan bir eğitim modelini düşünün, bir de bu iki yüce ismin hiç anılmadığı, hatta anılmasını bırakın, onlara karşı savaş ilan edildiği bir metodu düşünün. Böyle bir metodun varacağı menzil neresi olabilir ki?
İşte Efendimiz’in (s.a.v.) Dârü’l-Erkâm ve Suffe modelle-rinde, biz bu iki yüce ismin gölgesinde oluşturulmuş bir eğitim modeli görürüz. Allah Resulü’nün zihin dünyasında işin başında cevabı verilmemiş hiçbir soru yoktu. O (s.a.v.) talebelerini; “Ne için okutacağını, ne okutacağını ve nasıl okutacağını” çok iyi belirlemişti. Ne için okutacağı; eğitim ve öğretimin gayesini, ne okutacağı; eğitim ve öğretimin müfredatına, nasıl okutacağı ise; işin metoduna tekabül ediyordu.
Bugün eğitim ve öğretim sahasında bir yap-boz tahtaları-na çevirdiğimiz başta yavrularımızın o körpe zihinleri olmak üzere, diğer tüm eğitim alanlarının en büyük sorunu da bu üç noktanın doğru bir şekilde tespit edilmemesinden kaynaklanmıyor mu? Talebe yola revan olmuş, ama ne gayesi, ne müfredatı ve ne de metodu bellidir. Her gelenin “sil yeniden başla” diyerek avami bir tabir ile adeta şamar oğlanına dönüştürdükleri bir sistemle ne yazık ki, eğitim ve öğretim için emanet edilen talebeler, eğitilerek bırakın kabiliyetlerinin geliştirilmesini, var olan potansiyelleri bile köreltilip dışarı salı-verilen insanlara dönüşmüşlerdir. Okullarımızda bu yaşanır-ken, din eğitimi veren müesseselerimizde de durum çok farklı değildir. Buralarda da; “benim oğlum bina okur, döner döner yine okur” mantığının halen devam ettiğini görmekteyiz. Ne yazık ki; yıllar yılı din eğitimine devam eden müesseselerimizde, umutları tükenmiş, hedefleri kaybolmuş, heyecanları bitmiş talebelerle karşı karşıyayız.
O halde bu hayati sorunlarımızı nasıl çözeceğiz? Özellikle din eğitimi sahasında talebelerimize nasıl bir gaye, nasıl bir müfredat ve metod belirleyeceğiz? Soru ve sorunlarımızın çözümü aslında bellidir. Nedir öyleyse? Elbette ki, bir muallim olarak gönderilen Hz.Peygamber’in bu alandaki mirasıdır. Doğru bir biçimde okunup, araştırıp tespit edilerek anlayacak ve nasıl uygulanabileceğini de doğru bir biçimde ortaya koyarak çözüme kavuşturacağız. Eğer bizler Allah Resülü’nün (s.a.v.) Mekke’deki Darul Erkam modelini ve Medine’deki Suffe Mektebini doğru bir şekilde, yüzeysel bazı bilgilerle değil de derinlemesine anlayıp, kavrayabilsek ve Efendimiz’in bu yüce mirasından başta din eğitimi olmak üzere tüm eğitim alanlarında çağın idrakini ve dilini de kullanarak istifade yollarını arayabilsek, birçok noktada şu an sorun olan şeylerin çözüme kavuştuğunu göreceğiz.
Eğer O (s.a.v.), hayatın her alanının ve her anın en ideal modeli ise -ki böyle olduğuna biz yakîn derecesinde inanıyoruz- eğitim ve öğretim alanında da elbette en ideal modeli ortaya koymuş ve halen de koyma-ya devam etmektedir. Bize düşen ise bu yüce mirasa karşı vurdumduymazlık ya da sadakatsizlik yapmak değil, istifade edeceğimiz bir iletişim yolu bulmaktır.
İşte bu satırların sahibini böyle bir çalışmaya iten sebep de budur. İnşallah hatasıyla, kusurları ile bu çalışma bizler için çok hayati bir konu olan eğitim ve öğretim sahasına küçük bir katkı da bulunur da, birilerinin dualarına vesile olur; o dualarda bizlerin hesab defterlerine salih bir amel olarak yazılır.
Son olarak bu çalışmamızın ortaya çıkmasında katkıları olan tüm dostlarıma ve kardeşlerime teşekkürü bir borç bilir; Rabbimden böyle güzel insanlarla daha nice güzel işlerde be-reberce yürümeyi niyaz ederim.
İşin başında da, sonunda da Rabbime hamd eder, O’nun (c.c.) kutlu elçisi olan Alemlerin Sultanı’na da salat ve selam-larımı gönderirim.
Çaba ve gayret bizden, netice ve karşılık ise O’ndandır. En büyük karşılık ise O’nun (c.c.) razı olmasıdır. ( Nebevi eğitim modeli darul erkam kitap , darul erkam , siyer yayınları , muhammed emin yıldırım kitapları, darul erkam )
Muhammed Emin YILDIRIM
C.Paşa/ İstanbul
15 Şaban 1429/2008
Söz Başı ............................................................................... 9
Giriş ................................................................................... 17
Erkâm b. Ebi’l-Erkâm’ın Hayatı .................................................. 17
Erkâm b. Ebi’l-Erkâm’ın İman İle Tanışması .............................. 24
Erkâm b. Ebi’l-Erkâm Huzur-u Nebi’de ...................................... 30
Evim Evindir ................................................................................. 33
Erkâm b. Ebi’l-Erkâm ve Rivayet Ettiği Hadisler ....................... 43
Dârü’l-Erkâm’ın Tarihi Süreci ..................................................... 45
Dârü’l-Erkâm’ın karşısında bir ev: Dâru’n-Nedve ...................... 50
I.Bölüm
Dârü’l-Erkâm’ın Seçilme Sebepleri
Buraya Alınan Talebelerin Özellikleri...................................... 57
Dârü’l-Erkâm’ın Seçilme Sebepleri .............................................. 60
Darü’l- Erkâm’a Alınan Talebelerin Özellikleri.......................... 65
Dârü’l-Erkâm’ın İlk 45 Talebesi ................................................... 69
İlk 45 Talebenin Genel Bir Değerlendirmesi .............................. 84
II. Bölüm
Dârü’l-Erkâm’ın Eğitim Usulü .............................................. 93
1. Sağlam Bir Akide ...................................................................... 99
2. Aklî Eğitim .............................................................................. 105
3. Ruhî Eğitim ............................................................................. 113
a) İradenin Sağlamlaştırılması ............................................... 114
b) Kur’anî Bir Ahlakın İnşası ................................................
Nebevi Eğitim Modeli Dârü’l-Erkâm
III.Bölüm
Kur’an’ın Nüzul Süreci ve Dârü’l-Erkâm ...............................131
1. Kavramlar................................................................................ 152
Selam ...................................................................................... 153
Besmele .................................................................................. 154
2. Esmaü’l-Hüsna ........................................................................ 158
Rab .......................................................................................... 162
Allah ....................................................................................... 164
Rahman .................................................................................. 167
3. Kıssa ve Şahsiyetler................................................................. 173
4. Vahyin Kaynağı ve Niteliği .................................................... 176
IV.Bölüm
Dârü’l-Erkâm’ın Talebelerini
Başarıya Ulaştıran 12 Temel Anahtar ....................................179
1. Güzel Örneklik ..................................................................... 183
2. Güven .................................................................................... 185
3. Sevgi ...................................................................................... 187
4. Samimiyet ............................................................................. 189
5. İlim ........................................................................................ 190
6. Süreklilik ............................................................................... 193
7. Sabır ...................................................................................... 194
8. Tedricilik ............................................................................... 195
9. Bütünlük ............................................................................... 196
10. Tevekkül ............................................................................... 197
11. Emel ...................................................................................... 198
12. Beklentisizlik ........................................................................ 201
Sözün Sonu ........................................................................203
Kaynakça ...........................................................................211
Siyer yayınevi Muhammed Emin Yıldırım Darul Erkam kitabını incele diniz.
Diğer Özellikler |
Stok Kodu | 9786054620067 |
Marka | Siyer Yayınları |
Stok Durumu | Var |
9786054620067