Kitap Peygamberimizden 400 Altın Söz, Hadisi Şerif, Cep Boy
Yazar Mehmet Dikmen
Yayınevi Cihan Yayınları
Kağıt Cilt 2.Hamur kağıt, Ciltli
Sayfa Ebat 160 sayfa, 9.5x13.5 cm, Cep Boy
Cihan Yayınevi Peygamberimizden 400 Altın Söz kitabını incelemektesiniz.
Mehmet Dikmen Peygamberimizden 400 Altın Söz kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
Peygamber Efendimizin sözleri, gerek bireysel hayatımıza, gerekse aile ve toplum yaşantımıza ışık tutan kurallar ve değerler manzumesidir.
Hiç şüphesiz ki insan ilişkilerindeki temel görgü kaidelerini, hayatın dert ve üzüntüleri karşısında takınılacak bilinçli ve inançlı tavrı, başarı ve mutluluğu yakalamanın olmazsa olmaz prensiplerini, İslâm ahlakının insana özveri, ruh yüceliği, hoşgörü kazandıran olumlu ilkelerini, dinin toplumda huzur, sevgi, barış, yardımlaşma, paylaşma ve kaynaşmayı sağlıyan sosyal değerlerini. Peygamberimiz en güzel ve en özlü şekilde ifade buyurmuşlardır.
Elinizdeki kitap, Peygamberimizin bu altın sözlerinden 400 adedini bir araya toplamış, siz kıymetli okurlarımızın istifadelerine sunmuştur.
PEYGAMBERİMİZDEN 400 ALTIN SÖZ
MEHMET DİKMEN
Kitaptan Bazı Bölümler
Abdurrahman İbn-i Ebi Amra'dan: "Sa'd bin Ubade, Allah Resûlüne gelip:
Annem vefat etti. Onun adına bir köle azat etsem ona faydası (sevabı) olur mu? diye sormuştu. Allah Resûlü:
Evet cevabını verdi."
(Muvatta/ltk 13)
* * *
Bazı kimseler ölenin sadece kendi eliyle yaptığı hayırlardan fayda göreceğini iddia etse de, bu hadis, ölü adına sadaka vermenin câiz ve makbul olduğuna işaret etmektedir.
Hz. Enes'den:
"Allah Resûlü, bir tabağı bir ihtiyaç sebebiyle âriyet (ödünç) almıştı. Tabak zarara uğradı.
Allah Resûlü de, tabağın bedelini sahiplerine ödedi."
( tirmizi/Ahkam 23)
Hz. Aişe'den:
"Allah Resûlüne soruldu ki:
Hangi köleyi azat etmek daha faziletli ve sevaplıdır?
Cevaben buyurdu ki:
Fiyatça pahalı bulunanı ve sahibinin yanında da en değerli olup en hoşa gideni..."
(Buhari/Itk 2; Müslim/İman 136; Muvatta/ltk 15)
* * *
Yapılan hibe ve bağışlarda, nefsin en beğendiğini ve hoşlandığını tercih, fazilet ve makbuliyet ölçüsü olarak nazara verilmektedir. Böylece nefsin, değersiz bulduğu ve hoşuna gitmeyen şeyleri sadaka olarak vermeye meyletmesi önlenmektedir.
Fatıma binti Kays'tan: "Allah Resulüne gidip:
Muaviye ile Ebu Cehm benimle evlenmek istiyorlar, (hangisini tercih edeyim?) dedim.
Allah Resûlü buyurdu ki:
Ebu Cehm sopasını omuzundan indirmez (hanımını döver, şiddet uygular). Muaviye ise (aile geçindirecek) bir geliri yoktur. Sen Üsame bin Zeyd ile evlen."
(Müslim/Talak 36; Muvatta/Talak 23; Ebu Davud/Ta-lak 39; Tirmizi/Nikah 38)
* *
Bu hadiste, kadın döven veya ev geçindirecek bir geliri ve işi olmayan erkeklerle evlenilmemesi tavsiye edilmektedir.
Semüre'den:
"Alan el, aldığı şeyi sahibine geri ödemekle sorumludur."
(Ebu Davud/Büyû 90; Tirmizi/Büyû 39)
Abdurrahman ibni Harb'den:
"Allah Resûlü, azılı İslâm düşmanı İbn-i Ebi'l-Hukayk'ı ortadan kaldırmaya gönderirken, askerlerine onun evindeki kadın ve çocuklan öldürmeyi yasaklamıştı. Onu öldürmeye giden bir sahabi dedi ki: "Karısı çığlıklarıyla bizim işimizi yapmamızı güçleştirmişti. Kılıcı sıyırıp tepesine vurmak için kaldırdım. Ancak (birden) Allah Resûlünün
emrini hatırlayıp kendimi tuttum."
(Muvatta/Cihad8)
* * *
Görüldüğü gibi, bir suçluyu cezalandırırken, onun masum olan eş ve çocuklarına dokunulmasını islâm yasaklamıştır. Savaşta da barışta da bu kural geçerlidir.
Saib İbn-i Yczid'den:
"Allah Resûlü Uhud günü üst üste giyilmiş 2 zırhtan yardım gördü." (Ebu Davud/Cihad 75; İbnu Macc/Cihad 18)
Muaz bin Cebelden:
"Allah Rasulü buyurdu ki:
Ey Muaz! Allah'ın kullan üzerindeki hakkı nedir, biliyor musun?
Allah ve Resulü daha iyi bilir.
Hiçbir şeyi ona şerik (ortak) koşmaksızın Allah'a kulluk yapmalandır.
Kullann Allah üzerindeki hakkı nedir, biliyor musun?
Allah ve Resulü daha iyi bilir.
-Allah'ın onlara azap etmemesidir." (Buhari/Tevhid 1; Müslim/İman 48; Tirmizi/lman 18; İbn-i Mace/Zühd 35)
* * *
Bu hadisin ifadesine göre; insanın yaradılış gayesi; Allah'a, tevhid inancına sahip olarak kulluk yapmaktır.
Selman-ı Farisi'den:
"Ramazan ayı, evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennem ateşinden kurtuluş olan bir aydır."
(lbni Huzeyme/Sahih III, 191)
Ebu Hüreyre'den:
"Hz. Peygambere:
En üstün (Allah katında en değerli) amel nedir? Diye sordular. Allah Rasulü:
Allah'a ve Resulü Hz. Muhammed'e inanmaktır, buyurdu." (Buhari/lman 18, Nesai/İman 1)
**** *
Allah'a ve son peygamberi Hz. Muhammed'e inanmaktan daha üstün bir amel, Allah katında daha değerli bir eylem yoktur.
Ümmü Seleme'den:
"Peygamberimiz, şöyle dua ederdi:
Ey kalpleri (halden hale) değiştiren (Alla-hım)! Benim kalbimi hak dinin olan İslamda sabit kıl, değişmelere maruz kılma!"
(Tirmizi/Daavat 89; lbni Mace/Mukaddime 13).
** *
Hadiste, kalbi kaymalardan, duygu, his ve inanç sapmalarından korunmak için Allah'a sığınmak gerektiğine işaret vardır. Çünkü insanın halet-i ruhiyesi, içinde bulunduğu zamandan, alandan, olaylardan çabuk etkilenebilmektedir.
Muaz bin Cebelden:
"Allah Rasulü buyurdu ki:
Ey Muaz! Allah'ın kullan üzerindeki hakkı nedir, biliyor musun?
Allah ve Resulü daha iyi bilir.
Hiçbir şeyi ona şerik (ortak) koşmaksızın Allah'a kulluk yapmalarıdır.
Kulların Allah üzerindeki hakkı nedir, biliyor musun?
Allah ve Resulü daha iyi bilir.
Allah'ın onlara azap etmemesidir."
(Buhari/Tevhid 1; Müslim/İman 48; Tirmizi/lman 18; İbn-i Mace/Zühd 35)
* * *
Bu hadisin ifadesine göre; insanın yaradılış gayesi; Allah'a, tevhid inancına sahip olarak kulluk yapmaktır.
Selman-ı Farisi'den:
"Ramazan ayı, evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennem ateşinden kurtuluş olan bir aydır."
(lbni Huzeyme/Sahih III, 191)
Ebu Hüreyre'den:
"Hz. Peygambere:
En üstün (Allah katında en değerli) amel nedir? Diye sordular. Allah Rasulü:
Allah'a ve Resulü Hz. Muhammed'e inanmaktır, buyurdu."
(Buhari/lman 18, Nesai/lman 1)
** *
Allah'a ve son peygamberi Hz. Muhammed'e inanmaktan daha üstün bir amel, Allah katında daha değerli bir eylem yoktur.
Ümmü Seleme'den:
"Peygamberimiz, şöyle dua ederdi:
-Ey kalpleri (halden hale) değiştiren (Alla-hım)! Benim kalbimi hak dinin olan İslamda sabit kıl, değişmelere maruz kılma!"
(Tirmizi/Daavat 89; lbni Mace/Mukaddime 13).
** *
Hadiste, kalbi kaymalardan, duygu, his ve inanç sapmalarından korunmak için Allah'a sığınmak gerektiğine işaret vardır. Çünkü insanın halet i ruhiyesi, içinde bulunduğu zamandan, alandan, olaylardan çabuk etkilenebilmektedir.
Hz. Ali'den:
"Allah'a isyan olan konuda (kula) itaat sorumluluğu yoktur. İtaat ancak, meşru (yasal, kanuna uygun) emirlerde gerekir."
(Müslim/İmarc 39; Ebu Davud-Cihad 87; Nesai/Bey'at 34; lbni Mace/Cihad 40)
* **** *
Müslümanın kendini yönetenlere karşı itaat sorumluluğunun, meşruiyet, yani yasal olma ilkesiyle, çerçevesi çizilmiştir.
Kişinin kanuni bir mesnedi olmayan, insan hak ve özgürlüklerini kısıtlayan hükümlere boyun eğmek yükümlülüğü yoktur.
Ebu Hüreyre'den:
"İmam (Devlet Reisi) kalkandır."
(Buhari/Cihad 109; Müslim/lmare 43; Ebu Davud/Ci-had 151; Nesai/Bey'at 30).
**** *
Adil ve dürüst bir yöneticinin, müslümanlara dünya hayatında ülkenin dirlik ve düzenini, birlik ve bütünlüğünü korumak, ekonomisini kalkındırmak, asayiş ve huzurunu sağlamak bakımından, büyük bir kalkan hükmünde olduğuna hadis-i şerifte işaret vardır. Dürüst ve adaletli bir yöneticiden mahrum devletler, huzur ve güvenden de yoksundurlar.
Enes bin Malik'den:
"Medinelilerin Cahiliye döneminde oyunlar oynadıkları 2 bayramları vardı. Peygamberimiz Medine'ye gelince:
- Allah Tealâ, size bu 2 bayramınıza karşılık daha hayırlı 2 bayram vermiştir. Biri Ramazan
bayramı, diğeri de kurban bayramıdır, buyurdu.
(Nesai/ldeyn 1; Ahmcd bin Hanbcl, Müsncd III, 103)
****
Allah Medineli müslümanlara, cahiliye kültürüyle kutladıkları bayramlar yerine, islam kültürüyle kutlayacakları Ramazan ve Kurban bayramlarını lütfetmiştir.
Ebu Musa el-Eş'ari'den:
"Hiç bir kimse, duyduğu eziyet verici iftiralara karşı Allah'dan daha sabırlı değildir. Kendini bilmez bazı müşrik ve kafirler, Allah'a oğul isnadında bulunurlar da, Allah yine de onlara dünyada afiyet verir, türlü türlü nimetlerle beslemeye devam eder." (Buhari/Tevhid 3)
* * *
Allah dünya hayatında mü'min-kafir herkesin rızkını vermeyi taahhüd etmiştir. En büyük isyan ve inkar halini bile, rızkı kesmeye sebep kılmamıştır.