Risale-i Hamidiyye, Hüseyin el Cisr RAVZA

Fiyat:
400,00 TL
İndirimli Fiyat (%50) :
200,00 TL
Kazancınız 200,00 TL
Havale / EFT:
194,00 TL
56,50 TL'den başlayan taksit seçenekleri için tıklayın.
Aynı Gün Kargo

Kitap           Risale-i Hamidiyye
Yazar           Hüseyin el Cisr
Tercüme       Manastırlı İsmail Hakkı

Hazırlayan  Ahmet Gül - Bilal Erdem
Yayınevi       Ravza Yayınevi
Kağıt  Cilt     2.Hamur, İnce Ciltli
Sayfa  Ebat   450 sayfa,  16x23,5 cm.
Yayın Yılı      2022



Ravza Yayınları, Risalei Hamidiyye kitabı nı incelemektesiniz. 
Hüseyin el Cisr Risalei Hamidiyye kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.

Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2



KİTABIN TELİF SEBEBİ


Büyük ikram sahibi Yüce Allah'ın affına ve inayetine çok muhtaç olduğunu itiraf eden Hüseyin b. Muhammed el-Cisr et-Trablusî, O'na hamd ve senâ eder. O'nun şanlı Peygamberine, şerefli ailesine ve bütün ashabına salât ve selâm eder. Bu iki vazifesini yerine getirdikten sonra maksadını arz ederek bu kitabı yazmasının sebebini şöylece açıklar:

Avrupa'da yayımlanan bazı gazetelerden Şam'da neşredilen gazeteleri ter­cüme edip yayınladığı İshak Taylor adındaki İngiliz bilginine ait bir makale okudum. Bu makalenin sahibi, İslam akaidi ile Hristiyan milletlerinin inançla­rını birbirine yaklaştırmak maksadıyla her iki tarafın da inanç esasları itibariy­le birbirlerine yakınlığı ve kitaplarının birbirlerine çok benzemesi hususunda deliller getirmeye gayret etmiş, aralarındaki ihtilafın asılda olmadığını ele al­mıştır. Başka bir makalesinde de kendisinin Mısır'a giderek orada uzun zaman Müslümanlara karışıp onlarla beraber yaşayarak dinî esaslarını öğrenmeye çalıştığını ve sonunda bu gerçeğe ulaştığını açıklamıştır.

Yazar, gerçi bu iddiasında asla haklı değilse de, şüphe yok ki İslam fazi­letlerine vâkıf olduğu kendi ifadelerinden anlaşılıyor. Kendi hemşehrilerince Müslümanlara yapılan yersiz itirazları reddedip, kendilerine de pek çok iti­razların yapıldığını hatırlatarak onları insaf dairesine çağırma ve medeniyet nurlarından nasiplenmeleri arzu edilen vahşi milletlerin durumuna da İsla­miyet'in daha uygun ve lâyık olduğunu (onun, her çeşit toplumu medenileş-tirebildiğini) tasdik ve itirafa davet etme yollu hizmetleri takdir olunur.

Hatta şu son yıllarda kimse tarafından davet edilmediği halde vahşi Afrika halkı arasında İslam dinini kabul etmek için yarışmalar görülmekte olduğunu açıkladıktan sonra hakikaten ahlâkı güzelleştirmek ve birlik esaslarını kuv­vetlendirmek hususunda İslam dininin her dinden daha çok faydaları bulun­duğunu beyan etmiştir. Bunun yanında da aklın açık hükümlerine uygun ve umumun anlamasına tamamen elverişli olduğu için İslam ahkâmının şan ve meziyetinin yüceliğinin her yönden kat'î olduğunu anlatmak için gösterdiği gayretine de teşekkürler ederiz.

Risâle-i Hamîdiyye 31
Gerçi onun maksadı bizim teşekkülümüzü kazanmak olmayıp, sırf kendi hemşehrilerine hakikatleri öğretmekten ibaret bulunduğu şüphesiz olduğu için teşekkürden ziyade böyle hakkı itiraf eden bilginlerin, Yüce Allah'ın hi­dayetine lâyık olan böyle hayırlı maksatlarından başarılı olabilmeleri için dua etmemiz daha uygundur.

İşte bu kişinin böylesi durumu İslam'ın hakikatlerine dair Avrupalıların şüphelerini tamamen yok etmek maksadıyla bir kitap yazma lüzumunu bana hissettirmiştir.

Aradan bir müddet geçince yine böyle İngiliz ilim adamlarından doğu dilleri ve muasır ilimlerde tam mahareti olup Arap dilinin yüce meziyetlerine de tamamen vâkıf olan bir zat, İngiliz ülkelerinde Müslümanlara mahsus ma-bedler tarzında bir mâbed yaptırmaya teşebbüs etmiş. Bu zatın başlıca maksadı İslamî hakikatleri inceleyerek İslam dinini bilmeyenlere açıklayıp öğretmek olmak üzere Arapça bir gazete yayınlamaya da başlamış. Bu zat zekî Hristiyan fertlerinden olup hâlen Londra'da bulunan Cebel-i Lübnanlı birisi vasıtasıy­la bu gazetede yayınlanmak üzere bu şerefli konuda bazı makaleler yazılıp gönderilmesini memleketimiz âlimlerinden istemiş. Bunun üzerine, insanlık âlemine böyle şerefli hizmette bulunanlara daima borçlu bulunduğumuz, ilâhî hidâyete kavuşma duasını yerine getirdikten sonra bu eseri yazmaya başladım

Yüce Allah'ın yardımı ile okuyuculara usanç ve bıkkınlık, düşüncelerine zorluk ve sıkıntı vermeyecek kadar anlaşılması kolay bir üslupla, sağa sola sap­madan, taassubdan uzak, hür akıl ve zihinlerce beğenilebilecek ve her yönden doğru görüşe uygun olmak üzere hazırlayıp yazmaya muvaffak olduğum şu faydalı eserle yüce İslam dininin hak ve hakikat olduğu, ona bağlılık ve onu kabul saâdetiyle mes'ûd bulunan Ehl-i Tevhîd katında sübut ve gerçeklik yön­leri inşâallah azıcık bir düşünme ile aydınlanacaktır

Yüce Allah'a sonsuz hamd olsun ki eserimizin bahtı çok açık oldu. Zira müminlerin emîri, Yüce Allah'ın halîfesi, Müslümanlığın büyük hâmisi, Mu-hammed Mustafâ sallahu aleyhi ve sellemin getirdiği yüce dinin esaslarını yükselten, temellerini kuvvetlendiren ve ilâhî emirleri koruyan yüce sultan, şe­refli hâkân, Sultanoğlu Sultan, Gazi Sultan Abdülmecîd Hân oğlu Gazi Sultan Abdulhamîd Hân Efendimizin mübarek halifelik zamanının büyük harika­larından bir zerre ve sâdık kullarının ilim ve doğruluk yollarında ilerleme denizlerinden bir damla olarak meydana gelip, pak ve parlak ismine mensup ve kapanmayacak iyilik defterine yazılmıştır. Bu münasebetle "er-Risâle-tüT-Hamîdiyye Fî Hakîkati'd-DiyânetiT-İslamiyye ve Hakkiyyeti-ş-Şerîa-tiT-Muhammiyye" adını aldı ve yüksek bir mevki kazanmış oldu.


"Ölüm gelip de madde perdesi açılmadan önce âhiret gününün durumuna bakıp, o âlemin gerçeklerini görebilmek için Allah'tan, akıl sahiplerinin gönlünü doğru yola çevirmesini ve ondan hiç ayırmamasını dileriz. O, kullarına yakındır, duaları kabul edicidir."


KİTAP HAKKINDA DEVRİN SEÇKİN ÂLİMLERİNİN ÖVGÜLERİ


ŞEYH ABDÜI-GANÎ EFENDİNİN ÖVGÜSÜ

Zamanın büyük âlimi, ilim alanının birincilik bayrağının sahibi, üstün araştırıcı ve olgun inceleyici, aklî ve naklî ilimleri zâtında birleştiren usul ve fürû esaslarını sağlamlaştıran Râfıîzâde Şeyh Abdu 1-Ganî efendinin, Risâle-i Hamîdiye'yi sonuna kadar mükemmel bir inceleme ve dikkatle okuduktan sonra yazmış olduğu değerli takrizinin suretidir. (Allah ömrünü uzun eyleyip, zaman boyunca onu korusun!):

Rahman ve Rahîm olan Yüce Allah'ın adıyla... Hamd ve sena o yüce salta­nat ve parlak delil sahibi bulunan Allah'a mahsus ve lâyıktır ki, âlimlerin her birini dinin direği ve kesin ilmin kandili kılmış ve onları doğru yollara hidâyet alametleri eylemiştir. Şehadet ederim ki, Ondan başka ilah yoktur. İlahlıkta ortağı, yaratıcılıkta ve tapılmakta dengi bulunmadığına bütün âlemler şeha­det ve varlıkların bütün zerreleri delalet etmektedir. Şanlı Peygamberimiz de O'nun kulu ve hak Peygamberidir ki, yüce kitabını kendisine indirerek:

"Ona ne önünden, ne arkasından (hiç bir suretle) bâtıl yaklaşanı az. O, Hamîd (herkes tarafından övülen), Hâkim (hikmet sahibi olan) Allah tan indirilmedir."1 düstûruna lâyık kılmıştır.
Yüce Allah'ın salât ve selâmı ile lütuf ve ikramı onun kendisine ve âl ve as­habına, ehl-i beyt ve ailesine, ilmiyle amel eden âlimlere ve adalete dikkat eden âmirlerin, hepsinin üzerine olsun. Zira onlar İslam dinine gayretle yardım edip, isabetli ve parlak delillerle inkârcıların şüphelerini ve bâtıl ehlinin ya­lanlarını ortadan kaldırmayı vazife bilmişlerdir.

Bunlardan sonra konuya geçelim. Hikmet ve açık sözlerle dolu olan bu güzel kitap bütünüyle tarafımdan gözden geçirildi. Yazarı harika kerameti ve samimi irşâdları âlemin her yerinde dillere destan hükmünü almış bulunan büyük velî ve tanınmış âlim, üstadımız yılların babası Muhammed Cisr Efen­dinin asîl evlâdı olan faziletli âlim ve olgun mürşid, uyanık ve büyük adam,
zamanın Nâbiga'sı ve devrin eşsiz şahsiyeti Şeyh Hüseyin Efendidir. Hakikaten büyük eserlerden olduğu apaçık ortada bulunan bu güzel kitap, İslam dininin güzelliklerini ve onun hak din olduğunu açıklayıp ispat etmeyi kabullenmiş, açık ve parlak delillerle maddecilerin şüphelerini açıkça göstermiş ve tabiat-çıların saçmalıklarını reddedip ortadan kaldırmakta olup, onların delil diye ileri sürdükleri sapıklık hurafelerinin çürüklüğü böylece açıklık derecesine ulaşıyor.
Bravo yazara! Böyle bir zâta bu eşsiz eseri çok göremeyiz. Çünkü onun, zamanın mahrumiyetine rağmen devrin bütün âlimleri mutlak olarak üstün­lüğünü ve münazara sanatında ilerde olduğunu öteden beri kabul ediyorlardı. Bundan sonra ise, hak dine yardım ve şüphe ve saçmalıkları reddetme farz-ı kifâyesini yerine getirerek âlimler sınıfının Allah katındaki sorumluluğunu ortadan kaldırması sebebiyle güzel çalışmalarının teşekkür borcunu da öde­yeceği tabiî bir şeydir. Bu da Yüce Allah'ın bir lütfudur.

Allah onu Muhammed Ümmeti tarafından kârlı bir mükâfatla karşılasın. "Salih amel işleyerek Allah'a (ibadete) çağıran kimseden daha güzel sözlü kim vardır?2
Milleti ve dini korumayı üzerine almış bulunan Emîr ul-Mü'minîn'den is­tirham etmekteyiz ki, bu kitabın bütün İslam ülkelerinde yayılmasını ve resmî okullarda okutulup öğretilmesini emir buyursun da, bu zamanlarda yayıldığı görülen tabiatçıların akla uymayan sözleri ve maddecilerin hurafeleri redde­dilip çürütülmüş olsun. Zira onların sapık kitapları ellerde dolaşarak günden güne yayılmakta ve halkın dillerine geçmektedir.
Nitekim onların sözleri kendine ulaşmış ve kibir ve karıştırmalarına zihni biraz meyilli bulunan zatlar da bu kitabı yanlarında bulundurmalıdır ki, ko­nuşma ve hatta bütün vakitlerinde bakıp okumakla doğru İslam inançlarını koruyabilsinler ve onları susturabilecek güçte bulunsunlar. İlk ve son olarak, gizli ve açık bütün hamd Allah'a, O'nun salâtı ve çok çok selâmı da Hz. Mu-hammed'e olsun.
Eski Trablus - Şam Müftüsü Abdü'l-Ganî el-Fârûkî (Allah onu, ana ve babasını ve Müslümanları mağfiret buyursun.)
  
NEŞŞÂBEZÂDE MAHMUD EFENDİNİN ÖVGÜSÜ

Trablus-Şam'da Câmi-i Kebîr-i Mansûrî müderrisi, hocaların kendisiyle övündüğü, inceleyici âlimlerin önderi büyük adam, zamanın İmâm-ı Şafiî'si allâme Neşşâbezâde Şeyh Mahmûd Efendi (Allah onun gibilerin varlığını devam ettirsin!) hazretlerinin kaleminin eseridir:

Hamd ve sena o yüce şanlı Allah'a lâyıktır ki, bütün âlemleri kudretiyle yoktan var edip, sayısız yaratıkları hikmet ve sağlamlıkla yaratmıştır. Salât ve selâm açık delil ve mucizelerle desteklenmiş bulunan şanlı Peygamberi ve fesahat, belağat, himmet ve inayet sahipleri olan onun âl ve ashabına olsun ki, dinin esaslarını sağlamlaştırmaya onları muvaffak kılmıştır.
Bundan sonra konuya geçelim: Sapıklıkta olanları reddetmek için hazır­lanan ve derecesine ulaşılamayan, eşsiz bulunan bu değerli kitabı tamamen okuyarak gerek esasları sıralama ve gerek mânâları kayıtlamak hususunda en uzak hedefe ulaştığını anladım. Nasıl olmaz ki, şanlı yazar zamanın allâmesi, çağdaşlarının reisi ve ilmî müşküllerde devrin başvurulan tek şahsiyeti Cisr-zâde Şeyh Hüseyin Efendidir. O, büyük kerametleri doğu ve batı ülkelerinde dolaşan ve âlime yakışan cevapları yakın ve uzak her yerde uçuşan, şüphesiz Yüce Allah'ın velisi bulunan ve doğruluk ve iman ehlinin sancağını taşıyan, asrının kutbu ve devrinin yüz akı Şeyh Muhammed Cisr Efendinin değerli oğludur.
Allah bize onun yardımını ulaştırsın, dünyada ve âhirette bizi ondan faydalandırsın!

Şüphesiz ki, bu faziletli yazarın hakkında arzettiğim medh ve sena fazilet sahiplerince bilinmektedir.
Söyleyen ne güzel söylemiş:
"Zaman, onun gibisi yine gelecektir, diye yemin etmiş. Ey zaman! Yeminin yalana çıktı. Kefarette bulun!"

Devamlı olarak gizli kalan gerçekleri açıklayıp, kapalılık derecesinde bu­lunan incelikleri açıp yayarak Allah'ça korunsunlar. Yakın ve uzakta bulunan din kardeşleri ilmî eserlerinden faydalansınlar, Adnan oğullanılın efendisi hürmetine!
Arzedilen duânın kabul edilmesi için samîmi olarak, gönülden âmîn, di­yelim: Âmîn! Amîn! Bir tek "Amîn!" ile yetinmem. Bütün insanlar âmîn, desin!
Mahmûd Neşşâbe eş-Şâfiî el-Ezherî Efendi
(Allah, günahlarını affeylesin.)
ABDURRAÛFZÂDE ŞEYH ABDULLAH EFENDİNİN ÖVGÜSÜ

Trablus'un büyük âlimlerinden faziletli allâme ve mükemmel tenkitçi, bu zamanın Nu'mân'ı, müderrislerin kendisiyle iftihar ettiği, araştırma ve ince­leme sahibi ve bütün ince noktalardaki müşkülleri halleden Abdurraûfzâde Şeyh Abdullah efendi es-Safedî'nin takrizidir: (Resûlullah (s.a.v.) hürmetine Allah onun varlığını insanlık için devam ettirsin!)

Hamd, o birlik makamına lâyıktır ki, kâinat O'nun varlığının vâcip oldu­ğuna ve sıfatlarının mükemmel olduğuna şehadet ediyor. Yüce hikmetine de âlem hayran kalıyor ki, bu yaratıkları eşsiz düzenle var edip, yüce kudretine açık deliller teşkil edecek büyük hikmetler gereğince yaratmış olduğu apaçık görülmektedir.

İlahlığına ve birliğine şehadet ederiz ki, lütuf ve inayeti gereğince bu İslam dinini büyük âlimlerle desteklemekte ve onları şaşkınlık ve karanlık çukurla­rında hidâyete sebep olacak yıldızlar kılmaktadır.
Şanlı Peygamber Efendimizin Allah'a kul olduğu ve mukaddes katından peygamber olarak geldiği hususuna da şehadet ederiz ki, bize tebliğ buyurduğu Yüce Allah'ın kitabı ile fesahat ehlinin en fesihi ve belağatçıların en beliği olan zatları mübarek sûrelerinin en kısasını taklit etmekten âciz bıraktı ve içine aldığı hikmet ve sırları tamamen anlayıp çıkaramayacaklarını âlimlerin ileri gelenlerine itiraf ettirdi.

Yüce Allah'ın salât ve selâmını onun mübarek zâtına ve aydın dinine en iyi şekilde tabi olan ve onu desteklemekte en şerefli taraftarlar olan âl ve ashabına hediye ve ithaf ederiz.

Asıl konuya gelince; büyük veli, tanınmış âlim ve meşhur kerametlerle doğru işaretlerin ve makbul amellerin sahibi olup, şöhreti ve namı her tarafta dolaşan ve güzel hasletleri olgun insanların toplantı yerlerinde duyulan, yılla­rın babası adını kazanan Şeyh Muhammed Cisr efendinin değerli oğlu, faziletli allâme ve mükemmel mürşid, zamanın tek şahsiyeti ve çağdaşları arasında tek olan, soyu sopu temiz Şeyh Hüseyn el-Cisr efendinin eşsiz eseri bulunan bu güzel kitabı okuduğumda, en mükemmel ve en büyük değerde bir kitap olduğunu şüphesiz olarak anladım. Çünkü yazar bu kitapta kesin olan aklî delillerle İslam dininin hak dini olduğunu ispatlamış ve maddecilerin saçma fikirlerini reddederek tabiatçıların şüphelerini gidermeyi kendisine bir vazife telakki etmiştir. Yüce Allah'ın yardımı ile de maksadını tamamen yerine geti­rebilmiştir ki, bu sayede o saçmalık ve şüphelerin birer hiç olduğu her basiret sahibine aydınlanıyor.

Dikkat nazarı ile ve sırasıyla da bakıp gözden geçir! Bu zâtın ecir ve mükâfatını Allah lütfetsin ki, faziletlerde birincilik bayrak­larını kazanmış iyi namlı bir imam, maddeci ve tabiatçı denen felah bulmayan zümreyi tamamen susturarak, farz-ı kifâye olan dine yardım vazifesini yerine getirerek din kardeşlerimizin sorumluluğunu ortadan kaldırmış güçlü bir mü-ctehid olduğu gündüzün tam ortasındaki güneş gibi belirmiştir.
Allah onu, Müslümanlar hesabına en güzel mükâfatla karşılasın.
Biz, İslam milletinin yurdunu koruyan emîrü'l-mü'minîn efendimizden bu kitabın bütün İslam ülkelerinde yayılmasını ve resmî okullarında okutulup öğretilmesini emir buyurmalarını bekleriz ki, Müslüman talebelerin inançla­rını korumak maksadı gerçekleşsin.

Din kardeşlerimize de hatırlatırız ki, o vesveseler kendilerine naklolu­narak zihinlerini tırmalayacak olursa bu kitabı yanlarında bulundursunlar ve vakit buldukça göz gezdirerek hem doğru inançlarını korusunlar, hem de gereğinde azgın ve sapkın olanları susturacak kadar müdâfaa edebilsinler.
Allah'a hamdolsun ki, O'nun nimetiyle iyi ameller tamamlanır. Gökler ve yer durdukça efendimiz Muhammed'e ve onun âl ve ashabına Allah salât ve selâm etsin.
Abdullah b. Abdurraûf es-Sâfedî  (Allah onu ve Müslümanları mağfiret buyursun! Âmîn!)

ŞEHHÂLZÂDE MAHMÛD EFENDİNİN ÖVGÜSÜ

Nazım ve nesir alanında birincilik bayrağına sahip olan, iyilik ve güzelli­ğin hepsinde en iyiler arasında eşsiz bir yer tutan uyanık, akıllı ve faziletli, soyu ve sopu temiz ve mükemmel olan Şehhâlzâde Mahmûd efendinin takrizidir: (Allah onun bekasını nimetlerle" devam ettirsin.)[1]
Gelelim asıl konuya: Göz atımın dizginini bırakarak bu değerli kitabın -ki dağınık incilerden ziyade büyük büyük ve değerli inci tanelerinin dizisine ben­zediği ortadadır- yollarına gözlerimi bırakıverip, aydınlık perdesinde beliren güzellik ve tatlılıklarını görünce ilim bahçelerini seyretmekte bulunduğumu bilerek vasıflandırması mümkün olmayacak kadar içim açıldı.
Gerçekten bilinmelidir ki, bu büyük eser kitapçık değil, sapıkların dillerini kesen parlak ve keskin bir kılıç veya insan ve cin şeytanlarını taşa tutan alevli bir gök taşıdır.
Mânâlarını anlayarak gönüller ve bedenler canlanacağı gibi sevindirici esaslarıyla da insan ruhu sevinç ve rahat buluyor ve onu okumakla imanı kuvvetlenip ilmi artıyor.

[1]Bu zât burada Allah'ın birliği ve Hz. Muhammed'in peygamberliğine dâir be-lağatli ve eşsiz bir giriş yazarak sonuna yazarın güzel vasıflarını da kaydediyor. Sonra, hakkıyla tercüme edemeyeceğimiz şüphesiz olan, makamları kıskandı­racak ibare incilerini nazım ipliğine dizerek bundan sonraki kısımları yazıyor.
 
Diğer Özellikler
Stok Kodu9786258081473
MarkaRavza Yayınları
Stok DurumuVar
9786258081473
En yeni ürünler
Güvenli teslimat
Kampanyalı ürünler
Piyasadaki en iyi fiyat

PlatinMarket® E-Ticaret Sistemi İle Hazırlanmıştır.