Kitap Risalei Nurun Büyük Lugatı , Tabiratlı, Terkibli, Ansiklopedik
Yazar Heyet
Yayınevi Envar Neşriyat
Kağıt Cilt 1.Hamur Beyaz, 2 Renkli, Lüks Bez Cilt
Sayfa Ebat 1.456 sayfa, 17x24 cm
Yayın Yılı 2014
Envar Neşriyat Risalei Nurun Büyük Lugatı kitabını incelemektesiniz.
Risale-i Nurun Büyük Lügatı kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
TAKDİM
Cenab-ı Hak'ka nihayetsiz hamd, Resul-i Ekrem (A.S.M) Efendimize na-mütenahi salavat olsun ki, uzun zamandır üzerinde çalıştığımız Osmanlıca -Türkçe lügati miz Allah'ımızın avn ve inayeti ile tamamlandı.
Lisan, bir milletin kültürünü, sanatını, dinini, imanını, düşünce sistemini, hayati hususiyetlerini, değerlerini asırlar boyu nesilden nesile, dünden bugüne, bugünden yarına ulaştırır.
Kelimeler ve onlardan müteşekkil olan lügatler de o dilin hazinesi hükmündedirler. Kelimeleri harfsiz, cümleleri kelimesiz, lisanı da cümlesiz düşünmek mümkün olmadığı gibi dili de mizacını ve hazinesini havi olan lügatsiz hayal etmek de muhaldir.
Bir dilde kullanılan bütün kelimelerin herkes tarafından bilinemeyeceği bir hakikattir. İşte bu sebepten kelimelerin manalarını açıklayan lügatlere ihtiyaç hasıl olmuştur.
Lügati ve kaideleri yazılmayan bir lisan edebî dillerden sayılmaz. Çünkü edebiyat binası bunlar üzerine kurulabilir. Lisanın tahrib, tahrif ve gerilemesine bu iki unsur (lügat ve dilbilgisi) sed teşkil eder.
Binaenaleyh dilbilgisi kaidelerine ve kelime hazinesine göre hazırlanmış bir lügat o dilin ab-ı hayatıdır ve can damarı sayılır.
1928 senesinde yapılan harflerdeki inkılap, maalesef bir gecede herkesi cahil yapmıştır. Daha sonra da, lisanımızdaki Arapça olan Kur'anî kelimelerle Farisî kelimelerin ayıklanması ve atılması ameliyesi de günden güne cahilleri çoğaltmış, iki nesli anlaşamaz hale getirmiştir.
Dünyanın en zengin dili olan Osmanlıca, kendisine çok dar gelen kalıplara sıkıştırılmak istenmiş, tesirsiz hale getirilmiş unutturulmaya çalışılmıştır.
Evet, maalesef yeni nesil gençler, imkan, ihtimal, imtihan, nesil, nefis, hayat, hayal, rüya, misafir... gibi kelimelere bile yabancı.
Dünyanın hiçbir yerinde olmamış bir şekilde, kırk-elli sene önce yazılan bir manzum veya mensur bir yazıyı yeni nesil okuyamıyor ve anlıyamıyor. 1928 den önce yazılan bir yazıyı da profesörlerimizin belki yüzde doksanı okuyamıyor.
Fransa'da Flaubert'i, Balzac'ı, Hugo'yu, Molyer'i; İngiltere'de Shakespeare'i; Rusya'da Gorki'yi, Tolstoy'u, Dostoyevski'yi, İspanya'da Cervantes'i , Almanya'da Geothe'yi okuyamıyan, anlayamıyan bir münevver bir aydın bir profesör bulunabilir mi? Bulunana bu sıfatlar verilir mi, yakıştırılır mı?... Fakat maalesef bizde var.
Risale-i Nur Külliyatının rahat anlaşılabilmesi, kelime ve deyimlerinin manalarının bilinmesi ve metne muvafakatinin sağlanması gibi hususlar birinci derecede hedeflendi, arzu edildi.
Müteessifane ifade edelim ki; senelerce "Risale-i Nura Giriş" için vasıta kitaplar oldukları ve olacakları tevehhüm edilen, aslında işi daha da çıkmaza sokan ve çetrefilleştiren usuller tatbik olundu. Bu da Nurların hukukunu gasbetmek neticesini verdi.
Zira, az bir dikkat ve küçük bir lügat yardımıyla aşılabilecek basit bir engel dehşetli bir uçurum gibi gösterildi. Belli bazı kesime Nurların penceresinden ışık veren manevi güneşe mukabil mumlar gösterildi, tavsiye edildi. Halbuki Üstad Bediüzzaman Hazretleri ziyaretine gelen herkese doğrudan Risale-i Nuru vermiş, mütemadiyen okunmasını tavsiye etmiş, mesai zamanlarında; vakit bulunamayınca beş-on dakikalık meşguliyetin bile "Talebe-i Ulum" derecesini kazandıracağını müjdelemiştir.
Risale-i Nur okuyan herkesin aynı istifadeyi elde edemeyeceği açıktır. İstifadeyi artıran unsurlar; samimiyet, ihlas, teslim, cehd ve gayret gibi şeylerdir. Risale-i Nurlarla meşgul alim sınıfından çok kimselerin, ilimlerinin perde olması sebebiyle ami avamlar kadar bile istifade edemediklerinin çok misalleri vardır. Üstad Bediüzzaman Hazretleri o haliyle 'Ben de sizin ders arkadaşınızım' diyor. Bittabi istifadesi de ona göre oluyor. Nasıl ki Kur'an-ı Kerim'in şakirdi olma ve O'ndan istifade ve anlama hususlarında Resul-i Ekrem (a.s.m.) Efendimiz herkese faiktir. Öyle de Üstad Bediüzzaman Hazretleri de kendisini Risale-i Nur'un bir talebesi ve Nur talebelerinin de ders arkadaşı addetmesiyle bu asar-ı bergüzidenin ihtarat ve sünühat mahsulü olduğuna telmihle ve çok vecihle bizleri ikaz ediyor.
Okumayanların ve anlamak istemeyenlerin dışında herkesin anlayabildiği Risale-i Nur Külliyatına karşı işlenen bir cinayet de onları "sadeleştirme" adıyla tahrif ameliyesidir ki Üstad, zamanında ki benzer bir çalışmaya "Titremeliydiniz!..." diyerek şiddet ve hiddetle tepki göstermiştir. Bu hususta lügatimizin sonunda uzunca tahkikli bir arz-ı hal ve hasb-i hal mevcuttur.
Risale-i Nurlara lügat yazmak tarihi epey eskidir. İlk bilinen lügat merhum Mehed Feyzi Ağabey tarafından 1946'lı yıllarda yazılmış ve Üstad Hazretleri bu çalışmayı takdir etmiş ve talebelerine yazdığı bir mektupta şöyle demiştir:
"Size gönderdiğim Asâ-yı Musa'nın lügatnamesini hasta olduğu halde çok güzel ve âlimane yazan, lügatnamenin başında güzel bir fıkra derceden ve bana da ayrı mektub yazan Risale-i Nur'un sırkâtibi Mehmed Feyzinin oraca çok müşkilât ve manialara rağmen, hârika sadakatini ve Nurlara faik alâkasını, sarsılmadan imana hizmetini birkaç cihette yapması gösteriyor ki; o küçük bir Hüsrev olduğu gibi, tam bir Hasan Feyzi'dir." (Emirdağ Lahikası sh: 224)
Bu lügat ilk defa kitabın ahirine konulmuşken daha sonraları Üstadın sağlığında böyle kitabın içine veya yanlarında bir lügat çalışması yapılmamıştır.
Daha sonraları alim nur talebeleri Üstadın sağlığında müstakil bir lügat çalışmasına başlamışlar ve nihayetinde bir lügat basılmıştır. Risale-i Nurları okuyanlar uzun yıllardır bu lügattan istifade etmişlerdir.
Bu defa başta âlim bir nur talebesi olan Bekir Sami Sağbaş'ın büyük emekleri ve geniş bir gayret ile böyle bir çalışma meydana getirilmiştir.
Bu lügatimizin diğerlerinden farkı nedir veya neden böyle bir çalışma yaptık?
Risaleler geniş kitlelere yayıldıkça büyük bir lügat ihtiyacının yanında, Risalelerde ismi geçen Risale-i Nur talebeleri ağabeylerin hayat hikayeleri, doğumları, vefatları bu lügat çalışmamızda verilmiştir.
Ayrıca Risale-i Nurlarda ismi geçen ve tercih edilen müsbet-menfi tüm şahısların hayat hikayeleri Risale-i Nur'un ölçüleri istikametinde okuyucuya sunulmuştur.
Bir başka konu da Külliyatta bahsedilen mekanların, şehirlerin, köy ve kasabaların coğrafi bilgileri de yazılmıştır.
Risale-i Nurlar, geniş bir kültürün ve farsça, arapça ve türkçenin karışımı olan ve zengin bir lisan olan Osmanlı Türkçesi olduğu için ve terkipler de bu lisanlardan yapıldığından bu lügatta terkipler olduğu gibi alınmış ve ona göre lügat manası verilmiştir. Bu terkipler ikili, üçlü hatta dörtlü şekliyle manalandırılmıştır. Çünkü bu terkiplerdeki kelimeleri ayrı ayrı almak ve lügat manasını vermek, istenilen lügat faydasını veremiyor. Okuyucu da lügatta bu terkibi kendisi yapamıyor. Bu gibi sebeplerden terkibleri olduğu gibi aldık ve ona göre manalandırmaya çalıştık.
Nur Külliyatında bazı tabirat-ı nuriye vardır ki bunların izahatı geniş geniş Risale-i Nurların izhatı istikametinde verilmiştir. Bazı maddelerin tarihi seyri ve çıkış yolları ve nurların bu meselelerdeki yorumuyla ortaya konulmuştur.
Lügatimizin başta sadece yeni yazı ile yazılması düşünülmüşken bazı kardeşlerimizin arzusuyla kelimelerin arapça hurufla yazılması da mümkün olmuştur. Bu sayede kelimelerdeki imla kaidelerinde farklı anlamlar ortadan kalkmıştır. Ayrıca harflerin üstüne gerekli işaretlerin (inceltme ve ayırma) konulması lüzumu da, önemini yitirmiştir. Çünkü kelimenin orijinal hali Osmanlıca hurufla yazılmıştır.
Bütün bunlarla birlikte bin beşyüz sayfaya yaklaşan bu lügatta yüzbine yakın kelimeye mana verilmiştir, Osmanlıcaları yazılmıştır, tarihi olaylar tarihiyle verilmiştir, isimler ve hayatları, vefatları yazılmıştır. Yer ve mekanlar yazılmıştır. Bütün bunlarda sehivler olabilir. Risale-i Nurları teenni, müdakkikane ve mütaalalı okumak isteyen kardeşlerimizden ricamız buldukları sehivleri bildirmelerini önemle rica ederiz.
Envar Neşriyat