Sevadül Azam Tercümesi YASİN

Fiyat:
450,00 TL
İndirimli Fiyat (%53,3) :
210,00 TL
Kazancınız 240,00 TL
Havale / EFT:
203,70 TL
59,33 TL'den başlayan taksit seçenekleri için tıklayın.
Aynı Gün Kargo

Kitap              Sevadül Azam Tercümesi
Yazar             Ebul Kasım El Hakim Es Semerkandi
Yayınevi         Yasin Yayınları
Tashih             Ubeydullah Bayram Tekin
Kağıt - Cilt      Sarı Şamua - Ciltli
Sayfa - Ebat   440 sayfa - 17x24 cm.
                       Son Baskı

 

 
Yasin Yayınları Sevadül Azam Tercümesi kitabını incelemektesiniz.
Sevadül Azam Tercümesi kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz
.
 
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
  
Muhterem Okuyucu,
 
Hamd, Alemlerin Rabbi Allahu Teâlâ'ya, salâtü Selâm Rasûlullâh'a, Allâhu Teâlâ'nın rızası da bi'l-cümle mü'minlerin üzerine olsun. Amin.

Elinizdeki bu kitap, "El-Hakîm Es-Semerkandî" (v. 342/953) telif ettiği "Es Sevâdü'l A'zam" isimli çok kıymetli eserinin Talha ALP hocaefendi kardeşimizin yapmış olduğu açıklamalı, kelime ve toplu manalı bir tercemesidir.
 
Müellifimiz El-Hakîm Es-Semerkandî, Hanefî ve ilk dönem Maturîdî alimlerindendir. Eseri "Es-Sevâdü'l-A'zam" Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaat Maturidiyye mezhebinin başlangıç devri eserlerinin önemli örneklerinden bin olup, yazıldığı dönemde Sâmânîler'in resmi akîdesi kabul edilmiş ve bölgedeki medreselerde hatta Osmanlılardan günümüze kadar bütün medre­selerde ders kitabı olarak okutulagelmıştir. "Müslümanların oluşturduğu büyük cemaat, çoğunluk" anlamına gelen eser yani "Es Sevadül Azam" altmış iki ana başlıktan oluşmakta, Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaat Maturidiyye mezhebine göre iman konularını ele almaktadır.
 
Bu vesileyle mütercimi ve Yasin Yayınevi sahibi Erdem EREN beyi tebrik ediyor, çalışmalarının devamını ve muvaffakiyetler temenni ediyorum.
 
Mehmet TALÛ
 
           ÖNSÖZ
 
İslam inanç esaslarını inceleyen Akaid ilmi, diğer İslami ilimler arasında "ümmü'l- ulûm"(İlimlerin anası) olarak kabul edilir. Bu durum, ihtiva ettiği prensipler itibariyle, Akaid ilminin Tefsir, Hadis ve Fıkıh gibi İslami ilimle­rin temel aksiyonlarına esas teşkil etmesinden kaynaklanmaktadır. İslam inanç esaslarını benimsemeyen birinin diğer İslami ilimler üzerine yaptığı araştırmalarda ne kadar isabet kaydedebileceği Oryantalizm örneğinde gözler önüne serilmiştir.
 
Akaid ilmi haiz olduğu bu mevki sayesinde ilk dönemlerden itibaren İs­lam alimleri tarafından büyük bir ilgi konusu olmuş, muhtelif yöntemler kullanılarak yapılan telif çalışmaları sayesinde geniş bir literatür sağlayarak her devrin inançla ilgili ihtiyaçlarını karşılamıştır.
 
İslami ilimler tarihini inceleyen araştırmacıların beyanatlarından anlaşılan şu ki, Ehli Sünnet Akaidi alanında yapılan telif çalışmaları "Kelam öncesi" ve "Kelam sonrası" olmak üzere iki ayrı devrin özelliklerini taşımaktadır.
 
Kelam öncesi dönemin Akaid çalışmaları, salt nakli delillerle yetinmek ve metafizik problemlerin detaylarına inmemekle bir sonraki dönemden tema­yüz eder. Hicri dördüncü asırdan itibaren başlayan Kelam sonrası dönem çalışmaları, devrin bilimsel gelişmelerine paralel olarak dini esasları akli de­lillerle destekler ve Felasife-i İslam, Mutezile ve diğer fırkaların tezlerinde ileri sürülen metafiziksel önermelerle ilgili İslami bakış açısı geliştirir. Bu bakımdan iki dönem arasındaki ayrımı sadece aynı konulan inceleme husu­sunda takip edilen yöntem farkı olarak görmek eksik bir değerlendirmedir. İkinci dönem çalışmaları bu özelliğinin yanında, farklı inanç ve kültürlerle yüzleşmenin bir gereği olarak dışa açık bir yapıya sahip olmakta ve karşılaş­tığı metafizik sorunlara getirdiği çözümler sebebiyle daha fazla konu içer­mektedir.
 
Ayrıca Akaid dönemleri arasındaki bu farklılık mahza zamansal farklılık olarak da görülmemelidir. Nitekim Kelam öncesi dönemin tekniği daha son­raki devirlerde yapılan bir takım telif çalışmalarıyla kısmen canlı tutulmuş­tur. Bu sebeple karşılaştığımız Akaid metinlerini sadece yazım tarihinden hareketle bu ikili tasnife göre bir kategoriye koymak mümkün olmamaktadır.
 
Elimizdeki eser de bu vasfa sahip olup, hangi dönemin hususiyetlerini taşıdığını tespit noktasında araştırmacıyı daha fazla düşünmeye zorlayan kompleks bir yapıya sahiptir. Konuları ele alışı sırasında nakli delillerin ya­nında akli delillere yer vermesi, Kelam sonrası dönemin karakterini arz etse de, Felsefeden devralınan metafizik problemlere değinmemesi birinci dönemin izlerini yansıtmaktadır. Kaldı ki, bu kitap meseleleri akli verilerle is­patlarken Kelami argümantasyon kalıplarının ötesinde bir yol izler. Kitap daha çok ayet, hadis ve sahabe sözleri üzerinden çıkarımlarda bulunur ve bu yönüyle hatâbî üslup kullanır. Nitekim kitabın bir diğer özelliği, avâmî dü­zeyde incelediği konulan adeta sohbet havası içerisinde hakimane bir eda ile ele almış olmasıdır. O halde gerek irdelediği sorunsal, gerekse izlediği argümantasyon bakımından elimizdeki eserin tam olarak bir Kelam kitabı olduğunu söylemek zor görünmektedir.
 
Es-Sevâdü'l-Azam, hicri dördüncü asır itibariyle, Mâverâünnehir bölge­sinde baş gösteren inanç problemlerine ilişkin olarak, dönemin devlet adamlarının talebi üzerine[1], bölgede yaygın olan Hanefi mezhebi esas alına­rak yazılmıştır. Bu sebeple, Ehli sünnet Mezhepleri arasında tartışma ko­nusu olmuş bazı problemler sözü geçen mezhebin kabulleri doğrultusunda çözümlenmiştir. Halkının çoğunluğu Hanefi olan bu bölgede bazı ihtilaflı meselelerin anılan mezhebin kabulleri doğrultusunda çözüme bağlanması bölgesel barış açısından makul karşılanmalıdır. Fakat söz konusu çözümle­rin, bu nazik yapısı unutularak, alternatifi olmayan evrensel itikadi prensipler olarak algılanması ümmetin birliği bakımından sakınca arz etmektedir. Hak mezhepler arasında çatışmaya yol açabileceğini düşündüğümüz bu meseleler üzerine, mutedil Hanefi kaynaklarından edindiğimiz bilgiler ışığında mez­hepler arası ilişkileri dengeleyici açıklamalar getirmeye çalıştık.


Müellif Üzerine
 

Katip Çelebi, Es-Sevadü'l-Azam'ın müellifi olarak Hakim es-Semerkandi'yi gösterir.[1]. Kütüphanelerde bulunan nüshalarda yer alan ifade­ler de bu bilgiyi doğrulamaktadır. Semerkandi'nin hayatını konu edinen daha eski kaynaklarda bu yönde bir bilgi bulunmamaktadır.Biz terceme es­nasında gerek Katip Çelebi'nin verdiğibilgiyi, gerekse kitabın yazma nüsha­larının çoğunda kayıtlı bulunan bilgiyi[1] dikkate alarak kitabın müellifi olarak el-Hakim es-Semerkandi'yi gösterdik.

Müellifin tam adı, Ebu'l-Kasım İshak bin Muhammed bin İsmail bin İbrahim bin Zeyd'dir. Kaynaklarda "el-Hakim es-Semerkandi" olarak anı-lır.Nisbetinden de anlaşılacağı üzere kendisi Semerkantlı olup bir süre bu şehirde kadılık vazifesinde bulunmuştur.

 
[1] Bu bilgi kitabın, Fatih, 3137 / 3 numaralı yazmasının baş kısmında kaynağı belirtilmeyen bir not şeklinde yer almaktadır. Notta geçen ifadelere göre dönemin Horasan valisi, ortalığı kaplayan bidat cereyanlanna karşı önlem almak üzere Buhara ve Semerkant alimlerini toplayarak, kendilerinden bu akımlara cevap niteliğinde bir kitap yazmalarını ister. Toplantıya katılan alimler bu işi el-Hakim es-Semerkandi'nin yapabileceğini söyleyerek kitabın yazımını kendisine tevdi ederler.
 
[2] Bkz,Keşfu'z-zunun,c. 2, s. 1008
 
[3] Hüsrev paşa,43 numaralı yazmada kitabın müellifi olarak Ebu Abdullah el-Buhari, Kasideci Zade,726 numaralı yazmada da Ebu Abdullah el-Buhari, Ebu'l-Leys es-Semerkandi ve el-Hakim es Semerkandi'nin isimlen bulunmaktadır.


Tabakat kitaplarının hemen hepsinin bildirdiğine göre, Hakim Semerkandi Allah'ın salih kullanndan biri olarak hilm ve hikmet ile şöhret bulmuş fakih ve sûfı bir kimsedir. Sem'ani'nin el-Ensâb adlı tabakat kita­bında yer alan bilgiye göre, müellifin hikmet dolu sözleri o dönemlerde bir araya getirilerek kitaplaştırılmış, ismi doğudan batıya hemen hemen bütün memleketlere ulaşmıştır. Müellif Semerkandi, kaynaklann verdiği bilgiye göre, hicri 342 yılında Semerkant'ta vefat etmiştir.-4
 

Kitap Üzerine
 
Ulaşabildiğimiz kadarıyla es -Sevadü'l-Azam'a ait nüshaları iki kısımda incelememiz mümkündür. Bunların bir kısmı muhtasar nüshalar olup, bu­gün basılmış mevcut nüshalar bu türdendir. Söz konusu nüshalar hem ko­nunun detaylarına yer vermediğinden hem de rivayetlerin senetlerini zikret­mediğinden diğerlerine nisbetle daha kısadır. Günümüzde baskısı bulunan bu nüshalar muhtemelen Ayasofya kütüphanesi 2315 numaralı eski bir nüs­haya dayanmaktadır. Diğer nüshalar ise gerek konuların detaylarına yer ver­diğinden, gerekse rivayetleri senetleri[1] ile birlikte zikrettiğinden bugün basıl­mış nüshalardan daha hacimlidir. Ayrıca Süleymaniye kütüphanesinde bulu­nan es-Sevadü'l- Azam nüshalarının çoğu bu kısımdandır. Biz kitabın tercemesini yaparken geniş nüsha başta olmak üzere her iki nüshadan da yararlanmayı denedik. Özellikle muhtasar nüshalarda kapalı ve mana açısın­dan tutarlı bulmadığımız ibarelerde geniş nüshalara müracaat ederek bu so­runu halletmeye çalıştık.

Şunu da itiraf etmeliyiz ki; elimizden geldiğince araştırma yapmamıza rağmen geniş nüshalarda yer alan senetlerin ravileri hakkında en ufak bir bilgi dahi bulamadık. Bu sebeple, muhtasar nüshaların "güvenilir ravilerin haber verdiği üzere..." dediği yerlerde geniş nüshalardan öğrendiğimiz bu ravilerin sadece isimlerini vermekle iktifa ettik.

Çalışmak bizden, başarı Allah'tan...

4 El-Ensâb,c. 2,s. 244, el-Cevahiru'l-Mudıyye, c. 1, s. 370, el-Fevaidü'l-Behiyye, s.44
[1] Müellifin kullandığı senedde bulunan ravıler hakkında, ziyadesiyle araştırma yapmamıza rağmen tek bir bilgiye dahi rastlayamadık. Bu ravilerin isimlen, müellifin önsözü (Babu'r-reddi ala ashabi'l-ehva) kısmında verilecektir.



Yasin Yayınları Açıklamalı ve Kelime Anlamlı Sevadül Azam Tercümesi
 kitabı nı incele diniz.

 
Diğer Özellikler
Stok Kodu9786055440831
MarkaYasin Yayınevi
Stok DurumuVar
9786055440831
En yeni ürünler
Güvenli teslimat
Kampanyalı ürünler
Piyasadaki en iyi fiyat

PlatinMarket® E-Ticaret Sistemi İle Hazırlanmıştır.