Kitap Siyeri Nebi, Hz. Peygamberin (s.a.s) Hayatı Şahsiyeti Daveti
Yazar Adem Apak
Yayınevi Ensar Neşriyat
Kağıt Cilt Ivory kağıt - Kalın Ciltli
Sayfa Ebat 688 sayfa - 16x23,5 cm
Yayın Yılı 2018
Adem Apak Ciltli Siyeri Nebi Hz. Peygamberin (s.a.s) Hayatı Kitabı nı incelemektesiniz.
Ensar Neşriyat Siyeri Nebi Peygamber Efendimizin Hayatı Şahsiyeti Daveti kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
Siyeri Nebi Hz. Peygamberin s.a.s Hayatı Şahsiyeti Daveti, Ciltli
Adem Apak
Ülkemizde, gerek örgün, gerekse yaygın eğitimde Siyer-i Nebî'ye olan ilginin artması, siyere dair eserlere olan ihtiyacı en üst düzeye çıkarmıştır. Bu ihtiyaç, Milli Eğitim Bakanlığı'nın öğretmenlere siyer dersi için tertip ettiği, bizlerin de zaman zaman görev aldığımız Hizmet İçi Eğitim seminerlerinde katılımcı öğretmenler tarafından da bizzat dile getirilmiştir. Gerek şahsî tespitlerimiz, gerekse bu konudaki talep ve beklentiler, böyle bir kitabı kaleme almamızı gerekli kılmıştır.
Kitabın ilk üç kısmı Hz. Peygamber'in (s.a.s) tarihi şahsiyeti ve tebliğ mücadelesini incelerken, son iki bölüm ise onun şahsiyetine ve evrensel davetine odaklanmıştır ki, aslında onun siyeri bütün bunların toplamı olarak kabul edilmelidir. Buna göre, dördüncü bölümde onun şahsî özellikleri, ahlâkî hususiyetleri ve örnekliği, aile hayatı ile sosyal, siyasî yönü ve çocuklar ve gençlerle geliştirdiği münasebetleri esas alınmıştır.
Kitabın son bölümü ise, Hz. Peygamber'in (s.a.s) evrensel mesajlarını muhtevi olup, bunlar tevhid, adalet, ilim, kardeşlik, insan hakları ve barış başlıkları altında incelenmiş, bu şekilde çalışmada Allah Rasûlü'nün (s.a.s) hem sureti, hem de sîreti bir arada sunulmaya çalışılmıştır.
ÖNSÖZ
Müslüman tarihçiler Hz. Peygamber'in (s.a.s) hayatı ve daveti konusunda başlangıçtan itibaren sayısız eser telif etmişlerdir. Bunlardan bir kısmı orijinal çalışmalar olmakla birlikte, pek çoğu ise başlangıçta yazılmış kitapların şerhi veya muhtasarı mahiyetindeki kitaplardır. Ancak yine de bu tür eserler, müelliflerinin yaşadıkları dönemin ihtiyaçlarını belli derecede karşılamışlardır. Zamanımızda da farklı anlayış ve muhtevalar dikkate alınarak yeni siyer çalışmaları yayınlanmaya devam edilmektedir.
Hz. Peygamber'in (s.a.s) günümüz insanına tanıtılması ve onun doğru bir şekilde anlaşılması konusunda atılması gereken en önemli adımlardan biri her kültür seviyesinde insanın anlayabileceği nitelikli siyer eserlerinin neşredilmesidir. Ancak üzülerek ifade etmek gerekir ki, bu hususta meselenin esasından haberdar olmayan bazı ehliyetsiz şahısların üstelik uzman olmadıkları bu konuda kalem oynattıkları, neticede birbirinin tekrarı mahiyetinde niteliksiz eserler verdiklerine sık sık şahit olunmaktadır. O kadar ki, siyerin mahiyeti ve kaynaklarından bihaber olanlar, hatta nitelikli bir siyer kitabı okumayanlar dahi siyer müellifi olmuşlardır. Bilhassa yakın zamanlarda siyere ilginin artmasının da etkisiyle çok kısa sürede hazırlanan, neredeyse birbirini tekrar eden, dolayısıyla hiçbir orijinalliği bulunmayan, üstelik yetkin olmayan kişilerin niteliksiz siyer kitapları peş peşe baskılar yaparak yayınlanmıştır. Bu hususta gerek bir kısım yazarlar, gerekse yayınevleri açısından maalesef popülizm ve maddî kazanç beklentisi ilmî ve ahlâkî hassasiyetin önüne geçmiş görünmektedir. Bu karmaşa içerisinde insanlara sunulan kitaplar Hz. Peygamber'in (sas) doğru tanıtılmasına hizmet etmek bir yana, yetersiz ve yanlış bilgilerle onun hayatının pek çok safhasının hurafe şeklinde sunulması faaliyetine katkıdan başka bir sonuç getirmemiştir.
Hz. Peygamber'in (s.a.s) hayatının takdimi konusunda atılan yanlış adımların menfî yönlerini en aza indirmenin yolu, kanaatimizce siyer alanının mütehassısı konumundaki ilim adamlarının sahih kaynaklara dayalı ve araştırma mahsulü, nitelikli kitaplar kaleme almalarıdır. Üstelik yayımlanacak bu eserler sadece Müslümanlara hitap etmemeli, daha ötesine geçerek başka din ve kültür mensuplarıyla da buluşabilecek bir metod ve muhteva ile sunulmalıdır. Bilhassa inanç kültürlerinde "Yaratıcı" ve "Peygamberlik" itikadı bulunan toplumlara Hz. Peygamber'in (s.a.s) ve onun evrensel mesajının sunulması kanaatimizce ancak ciddî hazırlanmış ilmî çalışmalarla mümkün olur. Şayet bu mühim ve aslî görev ihmal edilir, son derece dar çerçeveli, üstelik popülist ve hissî sâiklerle siyer yazılmaya ve roman-şiir gibi edebî formlarda peygamber takdimi yapılmaya devam edilirse, bütün insanlık ve özellikle de ülkemiz aydınları Hz. Muhammed'i (s.a.s) bu kitaplardan değil, müsteşriklerin eserlerinden ve onların önyargılı peygamber tasavvurlarından tanımaya devam edeceklerdir. Bu sebeple gayr-i müslim araştırmacıların yazmış oldukları kitaplardaki hatalı ve art niyetli bilgilere savunmacı refleksle cevap yetiştirmeye çalışmak yerine, nitelikli eserlerle son peygamberi bütün insanlığa tanıtmak Müslüman araştırmacıların öncelikli görevidir.
İslâm dinin mübelliği Hz. Muhammed (s.a.s) her yönü ile insan bir peygamberdir. Her insan gibi o da belli bir ömür sürmüş, risâlet görevini tamamladıktan sonra ve yine ölümlü her beşer gibi Rabbine dönmüştür. Doğumundan ölümüne değin hayatının bütün yönleri, sözleri, davranışları, şahsiyeti, ahlâkı ashâbın gayreti ile tespit edilmiş, daha sonra da Müslüman âlimler tarafından tasnif edilerek günümüze kadar ulaştırılmıştır. Allah Rasülü'nün (s.a.s) söz ve davranışlarının doğru olarak tespit edilmesi için Müslümanların geliştirdikleri rivayet ve senet sistemi başka bir millet ve dinin tarihi ve kültüründe mevcut değildir. Dolayısıyla Hz. Peygamber'in (s.a.s) tanınması ve tanıtılması için esasında Müslümanlar muazzam bir bilgi hazinesine sahiptirler. Ancak bu bilgiler arasına zamanla ve çeşitli sebeplerle eksik, hatalı hatta uydurma bir kısım malumât da karışmıştır. Rasûl-i Ekrem'in (s.a.s) asrın idrakine en gerçekçi ve örnek alınacak bir şekilde sunulabilmesi için bu hazinenin yeniden gözden geçirilip asıl ile sonradan eklenen kısımlarının tefrik edilmesine, yine bu bahiste ehem ile mühimin tespitine şiddetle ihtiyaç vardır. Sabır, gayret ve cesaretle bu görev gerçekleştirildiği takdirde, son peygamber manen aramızda yaşamaya devam edecek ve onun eşsiz örnekliği Müslümanların kurtuluşuna ve bütün insanlığın hidayetine vesile olacaktır. Unutmamak gerekir ki, insanlığın Hakk'a ve gerçeğe ulaşmak için tek ve son şansı Hz. Peygamber'in (s.a.s) evrensel mesajlarıdır.
Gerek yaygın, gerekse örgün eğitimde siyer-i nebiye olan ilgi ve alâkanın artması bu konuda siyere dair eserlere olan ihtiyacı da en üst düzeye çıkarmıştır. Farklı yayınevlerinde siyerle ilgili olarak basılan eserlerin hedef kitlesi ise büyük oranda öğrenciler ile ortalama siyer okuyucularının olduğu görülür. Bununla birlikte gerek İlahiyat fakülteleri, gerekse ortaöğretim kurumlarındaki siyer derslerine kaynak teşkil edecek akademik bir esere ihtiyaç da gündemdedir. Kaldı ki bu ihtiyaç Milli Eğitim Bakanlığı'nın siyer dersi için öğretmenler için tertip ettiği, bizlerin de zaman zaman görev aldığımız hizmet içi eğitim seminerlerinde katılımcı öğretmenler tarafından da defaatle bizzat dile getirilmiştir. Gerek şahsî tespitlerimiz, gerekse bu konudaki talep ve beklentiler, böyle bir kitabın yazılmasına sebep olmuştur. Bu çalışma aynı zamanda siyer ile ilgili akademik çalışma yapacak araştırmacılar için hem kaynak, hem metodoloji hem de muhteva açısından kılavuzluk yapabilecek nitelikte düzenlenmiştir. Tamamlanan bu eserin bahsi geçen beklentilere mütevazı bir katkısının olması bizi ziyadesiyle memnun edecektir.
Kitap bir giriş ve beş bölümden meydana gelir. Girişin ilk kısmında Hz. Peygamber'in (s.a.s) doğru anlaşılmasının gerekliliği üzerinde durulmuş, bir şekilde siyer yazmanın ve okumanın felsefesi ve gerekçeleri ortaya konulmuştur. İkinci kısımda Hz. Peygamber'in (s.a.s) gönderildiği coğrafya geniş olarak tanıtılmış, bir anlamda Kur'ânın nüzul döneminin siyasî arka planı sunulmuştur. Girişin son kısmında ise Arapların sosyal ve dini hayatı konu edinilmiş, bu çerçevede Hz. Peygamber'in (s.a.s) hazır bulduğu ortam üzerine tespitler yapılmıştır.
Çalışmanın birinci bölümü Allah Rasûlü'nün (s.a.s) atalarının tanıtımına ve yakın dönem Mekke'nin tarihine ayrılmış olup, burada özellikle onun risâletini açıklayacağı Mekke şehir devletinin kurulması, kurumlaşması ve yönetim organizasyonu üzerinde durulmuştur. Bu bölümde ayrıca Hz. Peygamber'in (s.a.s) risaletine kadar hayatı ve bu süreçteki faaliyetleri açıklanmış, onun Mekkeliler gözüyle nasıl bilindiği hususu açıklanmaya çalışılmıştır.
İkinci bölüm risâletin Mekke dönemini konu edinmektedir. Buradaki başlıklar ise vahyin başlangıcı, Mekke müşriklerinin vahye karşı tepkileri ve bu tepkilerin sebepleri, Hz. Peygamber'in (s.a.s) davetini yayma mücadelesi, nihayet yeni bir yurt arama çabaları ve Mekke'den Medine'ye hicrettir.
Üçüncü bölüm Medine dönemini ele alır. Burada Medine'de yeni bir toplum oluşturma çabaları, Medine'deki topluma düşman unsurlar ile yoğun mücadele ve bunlara karşı gerçekleştirilen tebliğ faaliyetleri, İslâm'a davet teşebbüsleri ve Arapların Medine hakimiyetine boyun eğme adımları ve bunların sebepleri üzerinde teferruatlı bir şekilde durulmuştur. Nihayet bu kısım Hz. Peygamber'in (s.a.s) vefatıyla tamamlanmıştır.
Kitabın ilk üç bölümü Hz. Peygamber'in (s.a.s) tarihi şahsiyeti ve tebliğ mücadelesini incelerken, son iki bölüm ise onun şahsiyetine ve evrensel davetine odaklanmıştır ki, aslında onun siyeri bütün bunların toplamı olarak kabul edilmelidir. Buna göre dördüncü bölümde onun şahsî özellikleri, ahlâkî hususiyetleri ve örnekliği, aile hayatı ile sosyal, siyasî yönü ve çocuklar ve gençlerle geliştirdiği münasebetleri esas alınmıştır.
Kitabın son bölümü Hz. Peygamber'in (s.a.s) evrensel mesajlarını muhtevi olup, bunlar tevhid, adalet, ilim, kardeşlik, insan hakları ve barış başlıkları altında incelenmiş, bu şekilde çalışmada Allah Rasûlü'nün (s.a.s) hem sureti, hem de sîreti bir arada sunulmaya çalışılmıştır.
Bu vesile ile uzun süredir üzerinde çalıştığımız bu kitabın yayın hayatına kazandırılmasını sağlayan Ensâr Neşriyat'a şükranlarımı sunarım.
Gayret bizden, muvaffakiyet Allah'tandır.
Adem APAK , Bursa 2018