Zadul Mead 5 Cilt Nuh Yayın

Fiyat:
950,00 TL
Geçici olarak temin edilememektedir. Temin edildiginde

Kitap             Zadul Mead
Yazar             İbni Kayyım el Cevziyye
Tercüme       Şükrü Özen - H. Ahmet Özdemir - Ali Vasfi Kurt
Yayınevi        Nuh Yayınları
Kağıt  Cilt       IVORY Şamua, Renkli, Ciltli, 5 Cilt takım
Sayfa  Ebat    2.500 sayfa - 17,5x24,5 cm

 
TercümeDr. Mehmet Erdoğan, Dr. Salim Öğüt, Şükrü Özen, Vecdi Akyüz, Ali Vasfi Kurt , H. Ahmet Özdemir, Mustafa Erkekli


Nuh Yayınları, İbni Kayyım el Cevziyye tarafından yazılan Zadul Mead adlı kitabı incelemektesiniz.
5 cilt
Zadul Mead kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.

Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır.  Alak 1-2
 

 
           ÖNSÖZ
 
Hamd, Allah'a... O'na hamdeder, O'ndan yardım ve bağışlanma dile­riz. Nefislerimizin şerlerinden ve kötü amellerimizden Allah'a sığınırız. Al­lah'ın doğru yola ilettiğini saptıracak, saptırdığını da doğru yola iletecek yoktur. Şehadet ederim ki, Allah'tan başka tanrı yoktur ve O'nun hiçbir ortağı yoktur. Yine şehadet ederim ki, Hz. Muhammed (s.a.) O'nun kulu ve rasûlüdür.
 
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.) peygamberlerin sonuncusu, rasullerin önderi ve Allah'ın bütün insanlara karşı hüccetidir. Allah Teâlâ, onu en mükemmel bir din ve dosdoğru bir yolla göndermiş ve kıyamete kadar bütün insanlara peygamber kılmıştır.
Allah, onunla eğri yolu doğrulttu; onun getirdiği hidayetle kör gözle­ri, sağır kulakları ve paslanmış kalpleri açtı. Onunla, yolunu şaşırmış in­sanlığı en doğru, en berrak ve en güzel yola iletti.
 
Allah Teâlâ, kullara, ona itaati, ona saygı ve sevgiyi, onun hareket tarzını takip etmeyi ve sünnetine uymayı farz kıldı. İzzet, kuvvet, zafer, hükümranlık ve yeryüzünde otorite kurmayı, onun hidayetine uyanlara ve onun adımlarını takip edenlere; zillet, küçüklük, perişanlık, bedbahtlık, zayıflık ve aşağılığı da ona karşı gelip isyan edenlere verdi.
 
Allah Teâlâ'ya nasıl ibadet edileceğini bilmek ve O'nun dünya ve ahi-rette kulların iyi halde olmaları için indirdiği dinle amel etmenin gerçekleş­mesi, ancak Allah Rasûlü'nün (s.a.) kendisine gelen ilk vahiyden Allah Teâlâ'nın bu dini tamama erdirinceye kadar geçen süre içinde Allah'ın şe­riatını pratik olarak açıklayış tarzını ve onun tutumlarını bilmeye bağlıdır.
 
Hadis, meğâzi, tarih ve şemail kitapları Hz. Peygamber'in (s.a.) çocukluk çağından Allah'ın onu kendi yanına tercih edip almasına kadar ge­çen sürede —özellikle peygamberlik görevini sürdürdüğü dönemde— söyle­diği sözleri, yaptığı fiilleri ve onun şahsi özelliklerini toplamış; onun küçük-büyük demeden hiçbir işini ve hiçbir durumunu bırakmaksızın derleyip top­lamıştır. Öyle ki, bu kitaplarda Hz. Peygamber'in (s.a.) oturup kalkması­nı, uyuyup uyanmasını, gülme ve tebessüm tarzını, gece ve gündüz yaptığı ibadetlerini, nasıl banyo yaptığını, nasıl yiyip içtiğini, ne giydiğini, insan­larla karşılaştığında onlara nasıl davrandığını, hangi renkleri sevdiğini, dış görünümünün ve vücut yapısının nasıl olduğunu ve ne gibi huylara sahip olduğunu bulmak mümkündür.
 
Tarih, peygamberlerin sonuncusu Hz. Muhammed (s.a.)'in hayatının ayrıntılarından söz ettiği kadar, dünyada yaşamış hiçbir büyük kişinin ha­yatından bahsetmemiştir dersek, gerçeği söylemiş oluruz.
Bu konudaki en geniş kitaplardan biri, feyizli kalem, geniş bilgi ve doğru görüş sahibi, İslâm ilimlerinin gerek usul, gerekse furuunun büyüğünde-küçüğünde derin bilgisi bulunan İmam Şemsuddin Ebu Abdillah Muhammed b. Ebi Bekr b. Eyyûb b. Sa'd ez-Zer'î ed-Dımeşkî'nin Zâdu'l-Meâd Fî Hedyi Hayri'l-lbâd adlı eseridir.
 
İbn Kayyım, bu kitabında Hz. Peygamber'in (s.a.) genel ve özel işle­rindeki tutumlarını bir araya getirdi. O'nun, her müslümanın bilmesi ve araştırması gereken tavırlarından, karşılaştığı olaylardan ve ele aldığı işler­den ayrıntılı bir şekilde sözetti. Merhum bütün eserlerinde güzellik ve sağ­lamlık bakımından bir tek stilde ve konuyu, kendisinden sonra gelen bir araştırıcıya söyleyecek herhangi bir şey bırakmayacak kadar çepeçevre bü­tün boyutlarıyla kuşatarak ele alır.
 
İbn Kayyim'in eserlerini dikkat ve titizlikle okuyan herkes, merhumun gerek ezber, gerekse anlayış yönünden kendisinden önce yahut sonra yaşa­mış pek çok âlimde benzerini göremeyeceğimiz ölçüde Kur'an ve sünnet ilimlerini şahsında toplamış; selefin sözlerini, mezheplerin söz ve görüşleri­ni ihata etmiş bir âlim olduğunu hakkıyla anlar.

İbn Kayyim el Cevziyye, Hz. Peygamber'den (s.a.) sağlam yolla gelen hadislere son derece önem veren, onları alıp gerekleriyle amel etmeye ve bunlar dışında kalanları bırakmaya çok özen gösteren ve aynı zamanda hadislere muhalefet eden yahut onları olmayacak şekilde yorumlayan kim olursa olsun onun sözüne değer vermeyen bir âlimdi. Her ne kadar üstadı Şeyhülislâm İbn Teymiye'nin (r.h.) yolunda yürümüş ve onun pek çok ferdî ictihadlarını kabul etmişse de üstadına göre muhaliflere karşı daha yu­muşak, daha mutedildir.
 
Müellifin, bu kıymetli eseri yolculuk esnasında yazmış olması, gerçek­ten hayreti mucibdir. Daha da şaşırtıcı olan yanı, bu eserde yer alan binler­ce kavlî ve fiilî sünnet ve hadis, sahabe sözleri ve sair rivayetlerin kaynağı olan hiçbir eserin onun yanında bulunmamasıdır. Oysa bu rivayetler, Sa­hih, Sünen, Müsned, Mu'cem ve Siyer adlarını taşıyan eserlerde yer almak­tadır. Bu durum, İbn Kayyim'in hadisleri hıfzetmedeki maharet ve derece­sini gösterir. O'nun, Ahmed b. Hanbel'in otuz binin üstünde hadisi ihtiva eden Müsned'ini ezbere bildiğini de ilâve etmeliyiz.
 
 

İbn Kayyım el Cevziyye nin Yaşadığı Dönem:  

 İbn Kayyim 7. hicri asrın sonlan ile 8. hicri asrın ilk yarısında yaşa­mıştır. O dönemde İslâm ülkelerinin siyasî durumu içler açışıydı. İslâm devleti paramparça idi, hepsi de Acem ve Memlûk hükümdarlarının hü­küm sürdükleri küçük memleketler halinde idi. O devirde İslâm hilâfetinin yalnız ismi ve şekli kalmıştı. Pratikteki liderlik Acem ve Memlûk sultanla­rına aitti. Dilediklerini görevden alıyorlar, dilediklerini görevlendiriyorlardı.
 
el-Bidaye ven-Nihaye adlı eserin sahibi İbn Kesir, 737 h./1336 m. senesinin önemli olaylarını anlatırken şu olayı kaydediyor: Sultan Nasır Muhammed b. Kalavun, Halife el-Müstekfibillah'ı tevkif ettirip, insanlarla buluşmasını engelledi. Soma onu serbest bıraktı. Ancak çok geçmeden Sultan onu, ailesi ve çoluk-çocuğu ile birlikte Mısır'daki Said eyaletinin bir şehri olan Kus'a sürgün etti. Halife vefatına kadar orada kaldı.
 
Kral Nasır, ölümüne kadar bu şekilde tek otorite olarak istibdadını sürdürdü. Sonra 742 h./1341 m. senesinde oğlu Seyfeddin Mansur'a biat edildi. İşte bu sultan, el-Müstekfibillah'ın oğlu Halife Ebu'l-Kasım Ahmed'e babasının hilâfet veliahtı olarak biat etti ve halife, sultanla birlikte bir tahta oturdu.
 
O dönemde İslâm devletinin zayıflayışı Batı'nın gözünü İslâm âlemine çevirdi. Pusu kurup İslâm dünyasını avlamak için harekete geçtiler. Birbi­rini takip eden baskınlar düzenlediler. Bunlara ortaçağda "Haçlı seferleri" adı verildi. Öte yandan İslâm âlemi kuzeyden Moğolların istilâlarına ma­ruz kaldı. Moğollar Bağdat'ı düşürüp kütüphaneleri yıktılar, kitapları Dic­le nehrine attılar. Aynı çevirdiler. Böylece bir taraftan haçlılarla, diğer taraftan da Moğollarla sa­vaşlar alevlendi.Sosyal hayat da pek iyi değildi. Öyle ki, 695 h./1295 m. senesinde Mısır kıtlığa maruz kaldı. Öldürücü bir pahalılık dalgası İslâm ülkelerinin hepsini kasıp kavurdu. İnsanlar köpekleri, eşekleri, atları ve katırları ye­mek zorunda kaldılar.
 
Bu sıkıntılar ve felâketler hüküm sürerken akıllar boşaldı, anlayışlar kıtlaştı ve zihinler donup kaldı. Bir insanın fıkhı hükümlerde ictihad etme­si zorlaştı ve insanlar inanç konularında geçmişleri taklidle yetindiler. İnanç esaslarında Ebu'l-Hasan el-Eş'arî'nin mezhebine sarıldılar. Fıkıhta dört mez­hepten başkasına uymak haram sayıldı. Bu asırda âlimler selef-i salihe uyup eser vermede onların metoduyla hareket etmeye yöneldiler.

İşte böyle bir ortamda, bir ilim ve fazilet adamı olarak İbn Kayyim ortaya çıktı.
 
 
B. İbn Kayyim' in Hayatı, Yetişmesi ve Hocaları:

Adı: Muhammed b. Ebu Bekr b.Eyyûb b. Sa'd b. Harîz ez-Zer'î ed-Dımeşkî. Lâkabı: Şemsuddin. Künyesi: Ebu Abdillah. Meşhur olduğu adı: İbn Kayyim el-Cevziyye ( = Cevziye Medresesi kayyiminin oğlu). Çünkü ba­bası, Muhyiddin Ebu'l-Mehasin Yusuf b. Abdurrahman'ın (v.656 h./1258 m.) inşa ettirdiği Cevziye Medresesinde kayyimlik görevi yapmıştır. Bu is­mi daha da kısaltılarak İbn Kayyim şeklinde yaygın kullanım kazanmıştır.

İbn Kayyim tefsir, usul, kelâm, fıkıh ve nahiv ilimlerinde derin bilgisi olan araştırmacı, tetkikçi ve bol eser veren, keskin zekâlı mutlak müctehid büyük   bir   İslâm   âlimidir.   751   h./1350   m.   senesinde   vefat   etmiştir.
 
İbn Kayyim, 691 h. senesi Safer ayının yedinci günü ( = 29 Ocak 1292 m. Pazartesi günü) Şam'a 55 mil uzaklıkta ve bu şehrin güneydoğusunda bulunan Havran kasabasının Zer' köyünde bir ilim ve irfan ocağında dün­yaya geldi. Şam'a gitti. Orada bir grup âlime öğrencilik yaptı. Babasından feraiz  ilmini okudu. Babası bu ilimde ileri gelen şahsiyet­lerdendi. Hafız İbn Hacer, ed-Dürerü'l-Kâmine'de (1/472) onu çok ibadet eden ve pek tekellüf göstermeyen biri olarak nitelemiş ve 723 h./1323 m. senesinde vefat ettiğini yazmıştır.
 
Şihab en-Nâbulusî, Kadı Takıyüddin b. Süleyman, Ebu Bekr b. Abdüddaim, îsa el-Mut'im, İsmail b. Mektum, Fatıma bt. Cevher ve başka muhaddislerden hadis tahsil etti.
 
Arapçayı ibn Ebu'l-Feth el-Ba'lî'den tahsil etti. Ondan Ebu'l-Beka'nın elMülahhas'ını, el-Cürcaniyye'yi, İbn Mâlik'in EIfiye'sini, el-Kâfiyetü'ş-Şâfiye'nin büyük bölümünü ve et-Teshîl'in bir kısmını okudu. Ayrıca Şeyh Mecdüddin et-Tunusî'den İbn Usfur'un el-Mukarrab'ından bir bölüm okudu.
 
Fıkıh ve usul-i fıkhı Şeyh Safiyüddin el-Hindî, Şeyhülislâm İbn Teymiye ve Şeyh İsmail b. Muhammed el-Harranî'den tahsil etti. Onlardan, İbn Kudame el-Makdisî'nin er-Ravza'smı, el-Amidî'nin el-İhkâm'ını, Fah-reddin er-Razî'nin el-Muhassal, el-Mahsul, el-Erbaîn adlı eserlerini ve Mecdüddîn İbn Teymiye'nin el-Muharrar'ını okudu.
 
Şeyhülislâm İbn Teymiye'nin 712 h./1312 m. senesinde Mısır'dan dö­nüşünden 728 h./1327 m. senesinde ölümüne kadar İbn Kayyım, bu ho­casının derslerine tam bir devamlılık gösterdi. O zamanlar imamımız genç­liğinin baharında, kuvvetinin zirvesinde ve anlayışının en yüksek noktasın­da idi. Onun geniş ilminin feyzinden kana kana içti. Olgun ve doğru fikir­lerine kulak verdi. Hocasının sevgisi onu sardı. Hocasının ictihadlarının çoğunluğunu kabullenip onları savundu. Bu ictihadların doğruluklarının ve aykırı olanların zayıflıklarının delillerini geniş geniş anlattı. Hocasının kitaplarını düzenleyip onun ilmini neşretti.
 
Ondan en çok yararlandığı konuların başlıcaları: Allah Teâlâ'nın kita­bına ve Peygamberinin sahih sünnetine uymaya ve bağlanmaya, onları selef-i salihin anladığı şekilde anlamaya, Kitap ve sünnete aykırı olanları bırak­maya, doğru dinin öğretilerinden kaybolup gidenleri yenilemeye; müslümanların geçen asırlarda, gerileme, donukluk ve kör taklid devirlerinde kendi kendilerine çıkardıkları çürük metodları ayıklamaya ve müslümanla-rı, islâm düşüncesine sinen tasavvufî hurafelerden, Yunan mantığından ve Hind zühdünden sakındırmaya çağrı.
 
Çeşitli konulardaki pek çok eserinde, ısrarla Allah Teâlâ'nın kitabına eğilmiş, devamlı surette onu araştırıp incelemiş, âyetlerini ve manalarını düşünme suretiyle bu yüce kitabın hakkını vermiştir. Sahih sünnetin kıy­metini açıklayıp onu yükseltmiş, Kur'ân-ı beyân ile mücmelini tafsîl eden, manâlarını vuzuha kavuşturan, O'nun hakikatlerini destekleyen, insanları ellerinden tutup, taklid ve donukluk şaibelerinden arınmış sahîh ilme ulaş­tıran dosdoğru yolun öğretilerini kendilerine açıklayan sünnete gerekli öne­mi vermiştir. Bütün bunlar, hocası İbn Teymiye'nin, onun üzerindeki bü­yük tesirini gösterir. İbn Kayyim, eserlerine dağılmış fikirleriyle, çağdaşlarının ve onlardan sonra günümüze kadar gelenlerin akıllarını aydınlatan ve kalblerini nurlandıran; kalblerine bulaşan şüphe ve donukluk pasını açan, zihinlerindeki sapıklık ve şüphe düğümlerini çözen ıslahatçı düşünürler zümresindendir.
 
 
  1. Âlimlerin ve Öğrencilerinin Dilinden İbn Kayyim:

 
Öğrencisi Hafız İbn Receb anlatıyor:
"Üstadımız 691 h. senesinde dünyaya geldi. Şihab en-Nâbulusî vs. muhaddislerden hadis dinledi. Hanbelî mezhebi fıkhını öğrendi ve bu sahada uzmanlaştı. Fetva verdi. Şeyh Takiyüddîn'in derslerine devam etti, ondan tahsil gördü. İslâmî ilimlerin her branşında bilgi sahibi oldu.
 
Bildiği ilim­ler:
 
1-Tefsir: Bu konuda onunla yarış edilemezdi.
 
2-Akaid: Doruk nokta­sındaydı.
 
3-Hadis: Hadisin anlamları ondan çıkacak fıkhî hükümler ve ha­disten hüküm elde etme incelikleri konularında ona ulaşılamazdı.

4, 5, 6- Fıkıh, usul-i fıkıh ve arapça sahasında geniş bilgisi vardı.

7- Kelâm ilmi,

8- İlm-i Sülûk'de âlim bir zat olup tasavvuf ehlinin sözlerini, işaretlerini, metinlerini ve bazı büyüklerini iyi bilir, tanırdı."
 
Yine aynı öğrencisi diyor ki:
"Allah rahmet etsin, üstadımız ibadete düşkün, gece namazlarına kal­kan, namazı oldukça uzun kılan bir zattı. Kendini ibadete verdi. Zikre çok düşkündü. Gönlü Allah aşkıyla yanıp tutuşmaktaydı. Sürekli tevbe eder, Allah'a yalvarıp yakarır, O'na boyun büker ve O'nun önünde kullu­ğunu sergilerdi. Bu hususta onun gibisini görmedim. Ondan daha geniş bilgisi olan, Kur'an'ın ve Sünnet'in manalarını, iman hakikatlerini ondan daha iyi bilen birini görmedim. O, masum değil; ama bu manada onun gibisini görmedim. Başından pek çok imtihan geçti, defalarca eziyet gördü. Son defasında Şeyh Takiyyüddin ile birlikte ondan ayrı olarak kaleye hap­sedildi. Hapisten ancak Şeyh'in ölümünden sonra kurtuldu. Hapis müddetince Kur'an okumakla, tefekkürle, düşünmekle meşgul oldu."
 
Öğrencisi ve arkadaşı İbn Kesir de şöyle anlatıyor:
"Hadis dinledi ve ilimle meşgul oldu. Pek çok ilimde bilhassa tefsir, hadis, usul-i fıkıh ve akaid ilimlerinde uzmanlaştı. Şeyh Takiyyüddin İbn Teymiye 712 h. senesinde Mısır'dan dönünce onun derslerine üstadın ölü­müne kadar devam etti. Daha önce öğrendikleri yanında İbn Teymiye'den çok ilim öğrendi. Gece-gündüz çokça araştırması ve çok ibadetle meşgul olması yanında pek çok branşta sahasında tek adam oldu. Güzel Kuran okurdu. Güzel ahlâklıydı. Başkalarını çok severdi. Hiç kimseye haset et­mez, eziyet vermezdi. Hiç kimsenin kusurunu araştırmaz ve hiç kimseye kin duymazdı. Onunla en çok düşüp kalkan ve onun en çok sevdiği insan bendim. Zamanımızda bu dünyada ondan daha çok ibadet eden birini ta­nımıyorum. Kendine has bir namaz kılışı vardı; namazı oldukça uzatırdı. Namazda secde ve rükûu uzatır ve (bu yüzden) bazı zamanlar çok arkadaşı onu kınar; ama o, bundan vazgeçmezdi. Allah rahmet eylesin.
 
Cenazesinde tıklım tıklım dolu bir kalabalık vardı. Kadılar, ileri gelen­ler, salihler ve halk cenazeye katılmış naşını taşımak için insanlar izdiham oluşturmuşlardı. Vefat ettiğinde 60 yaşındaydı. Allah rahmet eylesin."
 
Hafız Zehebî diyor ki: "Hadis ilmine, hadis metinlerine ve bazı râvilerine özen gösterdi. Fıkıhla uğraşır ve fıkhı iyi açıklardı. Nahivle uğraşır, öğretirdi. Usul-i Fıkıh ve akaidle de meşgul olurdu. İlimle meşgul olmayı' her işin önüne geçirdi ve ilim neşretti."
İbn Nasır ed-Dımeşkî anlatıyor: "İlmin pek çok branşında bilhassa tefsirde ve usulün mantûk ve mefhumunda bilgi sahibiydi. Ebu Bekr Muhammed b. el-Muhib diyor ki: Üstadımız el-Mizzî'nin huzurunda, İbn Kayyim, İbn Huzeyme derecesinde midir? diye sordum. O bu zamanda, kendi zamanında İbn Huzeyme neyse odur, cevabını verdi."
 
Kadı Burhaneddin ez-Zer'î diyor ki: "Gökkubbe altında ondan daha geniş bilgi sahibi kimse yoktur. Sadriye Medresesinde ders verdi, Cevziye'de imamlık yaptı. Kendi el yazısıyla, anlatılamayacak derecede çok şey yazdı. Gerçekten muhtelif ilimlerde pek çok eserler verdi. İlmi yazmayı, okumayı, kitap haline getirmeyi ve ilim kitapları edinmeyi çok severdi.' Başkalarının elde edemeyeceği kadar çok kitap elde etmişti."
 
Fethul - Bari adlı eserinde, ismini gerek zikrederek, gerek atlayarak İbn Kayyım 'in Zâdu'l Meâd vs. eserlerinden çokça alıntılar yapan Hafız İbn Hacer, onu şu kelimelerle anlatıyor: "Cesur kalpli, geniş bilgi sahibi, hilaf ilmini ve selefin görüşlerini bilen bir zattı."
 
İmam Şevkânî, İbn Kayyim'in şu özelliklerine dikkat çeker: "Sahih delillere bağlı, onlarla amel etmekten hoşlanır, şahsi görüşe dayanmaz, hakkı aşikâre söyler ve bu konuda hiç kimseden çekinmezdi."
 
Öğrencileri:
 
Hocası hayatta iken pek çok büyük âlim İbn Kayyim'den vefatına kadar tahsil gördü ve ondan yararlandı. Bazı öğrencilerini sayacak olursak:
 
1-Hafız Zeynüddîn Ebu'l-Ferec Abdurrahman b. Ahmed b. Receb el-Bağdadî ed-Dımeşkî el-Hanbelî: Âlim, zahid, örnek, sika bir şahıstır. Hadis, fıkıh ve tarih konularında pek çok faydalı eser vermiştir. Hocası İbn Kayyim ölünceye kadar derslerine devam etmiştir. İbn Receb el-Hanbelî diye meşhur olan bu âlim 795 h./1392 m. senesinde vefat etmiştir.
 
2-Hafız îmadüddin İsmail b. Ömer b. Kesir el-Basrî ed-Dımeşkî: Şam'­da yetişti ve Şam'ın ileri gelen âlimlerinden ders aldı. Özellikle hadis ilmine yöneldi ve hadis metinleri ile râvileri hakkında pek çok şey okudu. Pek çok eseri olan bu âlimin, İbn Kesir Tefsiri diye şöhret yapan tefsiri ve bir tarih kitabı olan el-Bidaye ve'n-Nihaye'si oldukça meşhur iki eseridir. Zehebî, Mü'cem'inde onu İmam, müfti, muhaddis, mahir, fakih, çok dal­da uzman ve işini iyi yapan, müfessir biri olarak nitelemektedir. 774 h./1372 m. senesinde vefat etmiştir.
 
 
3-Hafız Şemsüddin Ebu Abdillah Muhammed b. Ahmed el-Makdisî el-Cemaîlî es-Salihî: Hadis ve hadis türlerine, râvilere ve hadislerin illetleri­ne özen gösterdi. Fıkıh öğrendi, fetva verdi, ders okuttu, bilgi devşırdi, kitap yazdı. İlmin çeşitli dallarıyla uğraştı ve çeşitli branşlarda eserler ver­di. Zehebî: "Onunla her buluşmamda mutlaka ondan bir şey öğrenmişim-dir." diyor. 744 h./1343 m. senesinde vefat etmiştir.
 
 
4-Şemsüddin Ebu Abdillah Muhammed b. Abdülkadir en-Nâbulusî el-Hanbelî: Nâbulus'da doğdu ve orada Abdullah b. Muhammed b. Yu­suf dan ders gördü. Hafız el-Alâî, Şeyh İbrahim gibi sayılamayacak kadar çok âlimden okudu. İbn Kayyim'le arkadaşlık kurdu, ondan fıkıh öğren­di ve eserlerinin ekserisini kendisinden okudu. Pek çok ilim bildiği için kendine "Cennet" denirdi. Çünkü cennette herkesin istediği vardır. Onda da her talebenin istediği bulunmaktaydı. 797 h./1394 m. vefat etmiştir.

5-Oğlu İbrahim: Zehebî, Mu'cem'inde: "Babasından fıkıh öğrendi, Arapçayla meşgul oldu, hadis dinledi, ilim okudu ve ilimle meşgul oldu." diyor. İbn Kesir ise "Nahiv ve fıkıhda babasının metodu, üzere ileri derece­de bilgi sahibi bir zattı." diyor. 767 h./1365 m. senesinde vefat etmiştir.
 
6-Oğlu Şerefüddin Abdullah: Babasının yerine geçip Sadriye Medre­sesinde ders verdi.
 
E. Eserleri:
 
İbn Kayyım büyük bir ilmî servet bırakmıştır. Hocasından elde ettiği bilgileri kendi görüşlerini de ekleyerek ustalıkla ve büyük bir hoşgörü için­de kitaplaştırmıştır. Eserlerine baktığımızda hocası İbn Teymiye'nin eserle­rinde görülen cedel ve münakaşa üslubu pek görülmez. İncelediği konulan iki zıt kutup açısından ele alır ve mutedil bir görüşe varmaya çalışır. O eserlerini sakin ve mutmain bir tavırla yazar. Eserleri derin düşüncenin, geniş ufkun ve sağlam bir himmetin ürünüdür. Tertipleri ve bölümlere ay­rılışları son derece güzeldir. Fikirler bir uyum içinde birbirini takip etmekte ve tatlı bir üslubla okuyuculara sunulmaktadır. Onun eserlerinde selefin nuru ve geçmiş büyüklerin hikmeti göze çarpar. Kur'an ve sünnet ışığı al­tında ele aldığı tasavvufî görüşlerini selef-i sâlihin —Sahabe ve tabiînin— sözlerini aktararak zenginleştirir. Çoğu basılmış olan eserlerinin başlıcaları şunlardır:
 
Tefsir:
 
1-Şerhu Esmâi'l-Kitabi'l-Azîz.
2-Emsâlu'l-Kur'an.
3-et-Tibyân fi Aksami'l-Kur'an (Eymanü'l-Kur'an).
 
 
Hadis ve Siyer:
 
 
4- Zâdu'l-Meâd fi Hedyi Hayri'l-İbâd. (Tercümesini sunduğumuz bu eseridir).
5-Tehzîbu Sünen-i Ebî Davud (İzahu İlelihi ve Müşkilâtihi).
6-Zâdu'l-Müsafirîn ila Menâzili's-Süada fi Hedyi Hatemi'l-Enbiya.
 
Fıkıh ve Usûlü:
 
7-İ'lamu'l-Muvakkıîn an Rabbi'l-Âlemin.
8-et-Turuku'l-Hükmiyye fi's-Siyâseti'ş-Şer'iyye.
9-Tuhfetu'l-Mevdûd fi Ahkâmi'l-Mevlûd.
10-İğâsetü'l-Lehfân fi Talâkı'l-Gadbân.
11-Beyânu'd-Delîl alâ İstiğnâi'l-Müsabaka ani't-Tahlîl.
12-Ahkâmu Ehli'z-Zimme.
13-el-Furûsiyye.
14-Hükmü Târiki's-Salât.
15-Nikâhu'l-Muhrim.
16-Reful-Yedeyn fi'S-Salât.
17-Hükmü İğmâmi Hilali Ramazan.
18-et-Tahrîr fimâ Yehillu ve Yahrimu min Libasi'l-Harîr.
 
 
Kelâm ve Akâid:
 
19-   eş-Şâfiyetü'l-Kâfiye fi'l-İntisar li'l-Fırkati'n-Nâciye. es-Savâıku'l-Mürsele ale'l- Cehmiyye ve'l-Muattala.
20-   Şifâu'l-Alîl fi Mesaili'l-Kazâ ve'l-Kader ve'l-Hikmeti ve't-Ta'lîl.
21-   Hidâyetü'l-Hayârâ mine'l-Yehudi ve'n-Nasârâ.
22-   Hâdi'l-Ervâh ila Bilâdi'l-Efrâh ( = Kitabu Sıfati'l-Cennet).
23-   Kitabu'r-Rûh.
24-   İctimau'l-Cuyûşi'l-İslâmiyye alâ Gazvi'l-Fırkati'l-Cehmiyye.
25-   Cevâbatu Âbidi's-Sulban ve inne Mâhüm Aleyhi Dinü'ş-Şeytan.
26-   Kitabu'l-Kebâir.
 
Ahlâk, Tasavvuf, İrşad ve Diğer İlimler:
 
27-   Medâricü's-Sâlikîn.
29-   Uddetü's-Sabirîn ve Zahîretü'ş-Şâkirîn.
30-   Seferu'l-Hicreteyn ve Bâbu's-Saadeteyn.
31-   Merâhilü's-Sâirîn Beyne Menâzili İyyâke Na'büdü ve İyyâke Nestaîn.
32-   Akdü  Muhkemi'l-Ahkâd  Beyne'l-Kelimi't-Tayyib  ve'l-Ameli's-Salihi'l-Merfû ile 's-Semâ.
33-   Tarîku'l-Hicreteyn ve Bâbü's-Seadeteyn.
34-   Miftâhü Dâri's-Saade.
35-   Nuru'l-Mü'min ve Hayatüh.
36-   İğâsetü'l-Lehfân min Mekâyidi's-Şeytan.
37-   Nüzhetü'l-Müştâkîn ve Ravzatu'l-Muhibbîn.
38-   ed-Dâu ve'd-Devâ.
39-   Mesâyidü'ş-Şeytan.
40-   Tafdîlu Mekke alâ Medine.
41-   Fazlu'l-İlmi.
42-   el-Fark Beyne'l-Hulleti ve'l-Mahabbeti ve Münazaratü'l-Halil li-Kavmihi.
43-   el-Fethu'l-Kudsi ve't-Tuhfetü'1-Mekkiyye.
44-   Şerhu Esmâi'l-Hüsnâ.
45-   Kitabu't-Tâun.
46-   es-Sıratü'l-Müstakîm fi Ahkâmi Ehli'l-Cahîm.
47-   el-Mesâilu't-Trablûsiyye.
48-   Bedâiu'l-Fevâid.
49-   el-Fevâid.
50-   Cilâu'l-Efhâm fi's-Salât ve's-Selâm ala Hayri'l-Enâm.
51-   Butlânu'l-Kimya min Erbaine Veçhen.
52-   el-Kelâmu't-Tayyib ve'l-Ameli's-Salih.
 53-  Nakdu'l-Menkûl ve'l-Mihakku'l-Mümeyyiz beyne'l-Merdûd ve'l-Makbûl.
54-  el-Cevâbü'l-Kâfî li-men Seele ani'd-Devâi'ş-Şâfî.
 
İslâm'ın, dünya gündeminin —gerek entellektüel, gerek siyasi, gerekse daha başka yönlerden— önemli bir bölümünü oluşturduğu günümüzde el­bet bu dinin peygamberinin etraflıca tanınması, O'nun gerçekleştirdiği mü­kemmel toplum yapısını anlamanın en kestirme yoludur. İslâm O'nun şah­sında temsil edilmiş ve O'nun önderliğinde kendini insanlığa sunmuş bir sistemdir.
 
O'nun hayatı ve yaşayış tarzı incelendiğinde görülecektir ki, hayata yaklaşımı tek boyutlu değildir. Hayatın her yönünü kuşatır. Peygamberdir, devlet başkanıdır, ordu komutanıdır, hâkimdir, kılıcını çekip Allah düş­manlarıyla savaşan bir mücahiddir, tüccardır. Namaz kılan, oruç tutan, hac yapan, gece namazlarına kalkan, devamlı zikir ve tefekkürle meşgul olan bir âbiddir. Hayatı iman, aşk ve cihaddır. Evlenir, alış-veriş yapar, hastalan tedavi eder, elbisesinin söküğünü diker, ayakkabısını tamir eder, çocuklarla şakalaşır, pehlivanlarla güreşir, hanımıyla koşu yarışı yapar. Hayat dolu mükemmel bir insandır O. Kısacası Allah'ın bütün insanlara sunduğu s, en güzel örnektir, O.
 
Hz. Peygamber'in (s.a.) hayatının her yönünü ele alan ve kendisine has tatlı bir üslupla anlatan  İbn Kayyim'in,  sahasında ilk ve en orijinal eseri   Zadul Meâd 'in Türkçeye kazandırılması, bu örnek insanı izlemek du­rumunda olan müslümanlar ve O'nu en doğru, en güvenilir kaynaklardan öğrenmek isteyenler için kaçınılmaz bir zaruretti. Okuyanlara yeni ufuklar açacağına inandığımız bu eserin tercümesinde esas aldığımız Arapça aslı, Şuayb el-Arnaûd ve Abdülkadir el-Arnaûd adlı iki değerli araştırıcının tah­kikiyle 1985'de ikinci baskısını yapan beş ciltlik baskısıdır. Bu iki araştırı­cının dipnotlarından yararlanmakla birlikte biz de bir takım dipnotlar ek­ledik. Ayrıca Buharî hadislerinin kitap ve bab numaraları tarafımızdan tesbit edilmiştir. Hadislerin senedleri arasındaki tahdis sigaları rivayet tekniği sayılabileceği için zikredilmemiş, onlar yerine (-) işareti konmuştur. Konu­lar arasına uygun yerlerde zaman zaman tarafımızdan başlıklar konulmuştur.
İlmî çalışmalarımda bana yol gösteren sayın hocam Doç.Dr. Hayreddin Karaman'a saygı ve şükranlarımı sunar, eseri yayınlamayı üstlenen İk­lim Yayınları na teşekkürlerimi arzederim.
 
Hatalarımıza muttali olan kardeşlerimizin bizi haberdar etmesini arzu eder, Cenab-ı Hak'dan okuyanlara fayda vermesini temenni ederiz. (
zadul mead 6 cilt fiyat, rasulullahın yaşadığı İslam zadul mead kitap, şamua zadul mead oku, iklim yayınları zadul mead, ibn kayyım zadul mead )
 
Gayret bizden, başarı Allah'dan.
 
 
  Şükrü Özen
  Üsküdar,  1988
 
 
       KAYNAKLAR:
 
Şuayb el-Arnaûd ve Abdülkadir el-Arnaûd, Zâdu'l-Meâd neş­rine yazdıkları mukaddime, Beyrut,  1985.
 İbn Kesîr, el-Bidâye ve'n-Nihâye, C. 14, s. 234-35, Beyrut, 1982.
Muhammed   Ebu   Zehra,   İbn   Tevmiye   —Hayatuhu   ve Asrııhu—, Kahire, 1977.
Dr. Seyyid el-Cemîlî, İbnü'l-Kayyinı'in er-Rûlı adlı eserine yazdığı tanıtım yazısı, Beyrut,  1986.
lbnu'l-lmâd el-hanbelî, Şezerâtu'z-Zeheb fi Ahbari Men Ze-heb, Dâru İhyâi't-Türâsi'I-
Arabiyye, Beyrut, ts.
 
 
TEŞEKKÜR
 
 
Büyük İslâm bilginlerinden ibn Kayyım el Cevziyye 'nin Zadul Mead adlı bu eserinin tercüme edilmesini tavsiye eden muhterem hocamız Doç Dr. Hayreddin KARAMAN' a; tercümenin daha iyi olması için fikir veren değerli hocalarımız Y. Doç. Dr. Raşit KÜÇÜK ve Dr. Faruk BEŞER 'e ; ilk cildin tamamını tercüme eden ve diğer ciltlerde de tercümeye yardımcı olan Şükrü ÖZEN' e; mütercimler Dr. Mehmet ERDOĞAN'a, Dr. Salim ÖĞÜT ‘e, Dr. Vecdi AKYÜZ 'e, Ali Vasfi KURT ‘a, H. Ahmet ÖZDEMİR 'e ve Ar. Gör. Mustafa ERKEKLİ 'ye; 2. cildin redaksiyonunu yapan Prof. Dr. Fahrettin ATAR 'a; ilk beş cildin düzenlenmesinde ve tashihinde yardımı olan Mehdi Ali SEÇKİN 'e ve Bekir YİĞİT 'e; esere büyük teveccüh gösteren  okuyucularımıza; kitabın basım, yayım, dağıtım ve satışında emeği geçenlere; eserin tanıtımında yardımcı olan Millî Gazete'ye, Zaman gazetesine , özellikle Altınoluk , İslâm , Teklif , Bu Meydan dergilerine ve diğer yayın organlarına teşekkür etmeyi bir borç biliriz.
 
 
İKLİM  YAYINLARI



Nuh Yayınları, İbni Kayyım el Cevziyye tarafından yazılan 5 cilt Zadul Mead adlı kitabı incele diniz.

Diğer Özellikler
Stok Kodu9786056861420
MarkaNuh Yayınları
Stok DurumuBu ürün geçici olarak temin edilememektedir.
9786056861420
En yeni ürünler
Güvenli teslimat
Kampanyalı ürünler
Piyasadaki en iyi fiyat

PlatinMarket® E-Ticaret Sistemi İle Hazırlanmıştır.