Beş Sevgi Dili

Fiyat:
168,00 TL
İndirimli Fiyat (%22,6) :
130,00 TL
Kazancınız 38,00 TL
Geçici olarak temin edilememektedir. Temin edildiginde

Bu ürünün yerine tercih edebileceğiniz ürünler


Kitap            Beş Sevgi Dili, Sevdiğiniz İnsana Yürekten Bağlılığınızı Nasıl İfade Edersiniz
Yazar           Gary Chapman
Yayınevi       Koridor Yayıncılık
Kağıt Cilt      2.Hamur,  Karton İnce Cilt
Sayfa Ebat   224 sayfa ,  13,5x19,5 cm.
Yayın Yılı     2019

  

 

Gary Chapman Beş Sevgi Dili kitabı  incelemektesiniz.   
Koridor Yayıncılık Beş Sevgi Dili kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.

Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2



TEŞEKKÜR

Sevgi evde başlar, ya da başlamalıdır. Bu düşünceyi benim için anlamlı hale getiren, beni elli yıldan uzun bir zamandır seven babam Sam ve annem Grace'e teşekkürlerimi sunarım. Onlar olmasaydı, sevgiyi yazmak yerine arıyor olurdum. Ev benim için aynı zamanda kırk yıldan uzun zamandır evli ol­duğum Karolyn anlamına geliyor. Eğer bütün kadınlar onun gibi seviyor olsalardı, parmaklıkların ardında hiç erkek ol -mazdı. Shelley ve Derek yeni dünyalar keşfetmek için yuva­dan uçtular ama ben onların sıcak bir sevgi ile birbirlerine bağlı olduklarına inanıyorum. Mutluyum ve minnettarım.

Sevgi kavramı üzerinde düşünmemi sağlayan başta Ross Campbell, Judson Swihart ve Scott Peck gibi psikiyatristler olmak üzere çok sayıda uzmana teşekkürü bir borç bilirim. Kitabın yayıma hazırlanmasında büyük emeği geçen Debbie Barr ve Cathy Peterson'a çok şey borçlu­yum. Tricia Kube ve Don Schmidt'in teknik alandaki uzmanlığı kitabın zamanında yayımlanmasını mümkün kıldı. Son olarak ve en önemlisi de, geçen yirmi yıl boyunca yaşamlarının gizli yönlerini benimle paylaşan çiftlere minnettarlığımı belirtmek isterim. Bu kitap onların dürüstlüğüne bir övgüdür.
 
Beş Sevgi Dili

... Eğer sevginizi, eşinizin anlamadığı bir dilde ifade ediyorsanız, sevgi gösterdiğinizi hiç anlamayacaktır. Sorun iki ayrı dil konuşmanızdadır. Belki kocanız cesaret verici sözler duymak istiyor ama siz bir akşam yemeği pişirmenin onu neşelendireceğini düşünüyorsunuz. O kendisini hala kötü hissederken, siz hayrete düşüyorsunuz.

Veya, belki de eşiniz, çocuklardan ve televizyondan uzakta sizinle beraber olmayı çok arzuluyor. Ona verdiğiniz çiçek de ona değer verdiğinizi anlatmıyor. "Beş Sevgi Dili"nde, nasıl olduğunu anlamadan, sevginin eşsiz dillerini konuşmayı, anlamayı ve eşinize sevginizi etkili bir şekilde gösterip, karşılığında gerçek sevgiyi bulmayı öğreneceksiniz.

Siz eşiniz ile oturup konuşmak istiyorsunuz, ama o size çiçek gönderiyor, Siz ev yemeği yemek istiyorsunuz, ama o size sarılarak doyuyor Sorun sevginizde değil, sevgi dilinizde!

Dünyaca ünlü Dr. Gary Chapman, farklı insanların sevgilerini nasıl farklı şekillerde ifade ettiklerini ortaya koyuyor ve bunları şöyle sıralıyor:

Onay/ayıcı Kelimeler
Kaliteli Zaman
Hediye Alma
Hizmet Eylemleri
Fiziksel Temas

Sizin için çok önemli bir şey karşınızdaki için hiçbir şey ifade etmeyebilir, Ya da sizin gerekli bulduğunuz bir şeyi karşı taraf hiç umursamayabilir. İşte bu kitap sizin ve karşınızdaki kişinin ihtiyaçlarını anlamanız ve ona göre hareket etmeniz için bir kılavuz. Doğru adımları uygulayın ve doğru dili kullanın, kısa sürede sevginizi ifade etmenin ve karşılığında gerçek sevgiyi bulmanın mutluluğunu paylaşacaksınız.

Dr. Chapman, insanın duygusal sağlığına yön veren ve sonsuz sevgi iletişimini belirleyen kilit noktaları, her insanın "sevgi deposu " olduğunu ve bu büyük kaynağı canlı tutmak için küçük sevgi dolu bir adımın bile yetebileceğini anlatıyor.
Anahtar sizin elinizde... Hangi yoldan gitmeniz gerektiğine siz karar verin.

     Evlendikten sonra sevgiye ne oluyor?

 
Buffalo ile Dallas arasında 30,000 fit yükseklikte uçarken, dergisini önündeki koltuğun cebine koy­du ve bana dönerek "Ne iş yapıyorsunuz?" diye
 
sordu.
 
"Evlilik danışmanıyım ve evliliği geliştirip güçlendir­mek konusunda seminerler veriyorum," diye cevap ver­dim, doğal bir tavırla.
"Uzun zamandır bu soruyu birine sormak istiyordum," dedi. "Evlendikten sonra sevgiye ne oluyor?"

Uçuş sırasında biraz uyuma­yı düşünmüştüm ama anlaşı­lan buna fırsatım olmayacak­tı. "Ne demek istediğinizi anlayamadım?" diye sordum.
"Şey," dedi, sıkıntılı bir tavır­la. "Şimdiye dek üç kez evlenip boşandım. Her seferinde, evlenene kadar her şey harikaydı ama her nedense, evlendikten sonra her şey tersine döndü. Birlikte olduğum kadına hissettiğimi sandığım ve onun da bana hissediyor gibi göründüğü sevgi yok oldu. Açıkçası, ben oldukça akıllı bir insanım. Yönetici olarak işimde çok başarılıyım ama bu konuda kafam çok karışık."
"Evlilikleriniz ne kadar sürdü?" diye sordum.
 
"Birincisi yaklaşık on yıl sürdü. İkincisi üç yıl, üçüncü­sü ise altı yıl kadar devam etti."
"Sevginiz evlendikten hemen sonra mı yok oldu, yoksa zaman içinde oluşan bir durum muydu?" diye sordum.
"Açıkçası, ikincisi daha en başından berbattı. Ne olduğu konusunda hiçbir fikrim yok. Karımla aramızda gerçekten sevgi olduğuna inanıyordum ama balayımız bile felaketti. Sonrasında da ilişkimiz bir türlü yoluna girmedi. Flört dönemimiz sadece altı ay sürmüştü. İnanılmaz, insanın ayakları­nı yerden kesen bir aşktı. Çok heyecanlıydı! Ama evlendik­ten sonra, daha en başından bir savaş haline geldi.

"Birinci evliliğimde, bebeğimiz olmadan önceki iki-üç yılımız iyiydi. Bebeğimiz olduktan sonra karım bütün ilgisini ona odaklıyormuş, beni artık umursamıyormuş gibi geldi. Sanki istediği tek şey çocuk sahibi olmaktı ve bebe­ğine kavuştuktan sonra bana ihtiyacı kalmamış gibiydi." "Bu düşüncelerinizi ona açıkladınız mı?" diye sordum. "Ah, elbette açıkladım. Delirdiğimi ve haftanın her günü yirmi dört saat çocuk bakmanın ne kadar zor bir şey olduğunu anlamadığımı söyledi. Daha anlayışlı olmalı ve ona daha çok yardım etmeliymişim. Doğrusunu söylemek gerekirse, elimden geleni yaptım ama olmadı. Zaman için -de aramız açıldı. Sonunda evliliğimizde sevgiden eser kalmamıştı; sadece soğuk bir savaş vardı. Ve bir gün artık evliliğimizin yürümediğini anladık.

"Sonuncusuna gelince; bu kez öncekilerden farklı olduğunu sanmıştım. Boşanalı üç yıl oluyordu ve flört dönemimiz iki yıl sürmüştü. Yaptığımız şeyin bilincinde olduğumuzu düşünüyordum ve hayatımda ilk kez, birini gerçekten sev­menin ne anlama geldiğini bulduğuma inanıyordum. Dahası, onun da beni sevdiğinden şüphem yoktu.

"Evlendikten sonra değiştiğime inanmıyorum. Evlenme­den önce olduğu gibi, aşkımı ifade etmeyi yine sürdürdüm. Sık sık kanma güzelliğiyle ilgili iltifat ediyor, onu çok sevdi­ğimi, kocası olmakla gurur duyduğumu söylüyordum. Ama birkaç ay geçtikten sonra, çöpü dışarı çıkarıp çıkarmadığım, giysilerimi astığım asmadığım gibi küçük şeyleri mesele yapmaya başladı. Sonra saldırılar kişiliğime yöneldi. Ona gö­re ben sadık bir erkek değildim ve bana güvenebileceğini sanmıyordu. Bu kadar olumsuz biriyle evlendiğime inanamıyordum, sanki evlenmeden önce tanıdığım kadın değildi. Tam aksine, tanıdığım en olumlu, en neşeli insanlardan biriy­di ve beni en çok etkileyen de bu yönüydü. Asla bir şeyden sızlandığını duymazdım. Ne yapsam beğenirdi. Ama evlen­dikten sonra ne yapsam onun gözünde yaranamaz oldum. Sonunda sevgim köreldi ve içten içe öfkelenmeye başladım. Beni sevmediğini açıkça görebiliyordum. Zaman içinde birlikte yapamayacağımızı anladık ve ayrılmaya karar verdik.

"Bunlar bir yıl önce oldu. Şimdi size sormak istiyorum: Evlendikten sonra sevgiye ne oluyor? Benim yaşadıklarımı çoğu insan yaşıyor mu? Boşanma oranlarının bu kadar yüksek olmasının nedeni bu mu? Bunu üç kez yaşadığıma inanamıyorum. Peki, ya boşanmayan insanlar ne yapıyorlar? Onlar bütün huzursuzluğa rağmen devam etmeyi mi seçiyorlar, yoksa evliliklerinde sevgiyi canlı tutmayı başarıyorlar mı? Bunu nasıl yapıyorlar?"
 
Aslında bu beyin sorduğu sorular, bugün evlenip boşanan binlerce insanın uğraştığı sorular. Kimi dostlarına, kimi da­nışmanlarına, kimi de din adamlarına bu sorulan sorarken, geri kalanları da kendi başlarına çözmeye çalışıyorlar. Aldık-lan cevaplar bazen karmaşık psikoloji terimleriyle dolu olu­yor, bazen komik hikayelerle ve metaforlarla açıklanıyor. Fıkralar ve atasözleri gerçek temellere dayanır ama böyle çö­zümler, söz konusu sorunun kapsamı düşünüldüğünde, kan­serli birine ağrıkesici vermekten daha farklı bir etki yapmaz.
Evlilikte romantizme duyulan ihtiyaç, psikolojimize de­rinden kök salmış durumda. Popüler dergilerin neredeyse her sayısında, evlilikte sevginin nasıl canlı tutulabileceği konusunda bir sürü öneri yayınlanıyor. Bu konu üzerine bir sürü kitap yazılıyor. Televizyon ve radyo programlarında yine aynı konu sık sık gündeme geliyor. Gerçek şu ki evli­liklerde sevgiyi korumak çok önemlidir.

Ama onca kitap, dergi ve uygulamalı destek programla­rına rağmen, evlendikten sonra sevgilerini korumayı başa­ran çiftlerin sayısı neden hâlâ bu kadar az? Aralarında ile­tişim kurmak veya artırmak konusunda atölye çalışmaları­na, seminerlere katıldıkları, onca güzel fikir buldukları halde, neden eve dönünce çiftler yine eski tarzlarına geri dönüyorlar? Bir dergide "Eşinize Sevginizi Göstermenin 101 Yolu" başlıklı bir makale okuyor, aralarından kişisel tercihlerine göre en iyi görünen bir-ikisini seçiyor, bunları deniyorlar ama sonra eşleri harcanan çabaların bile farkına varmıyor ve geri kalan tek şey, her zamanki yaşamaya de­vam etmek oluyor. Neden?

Kitabımızın amacı, bu soruları cevaplamaktır. Elbette ki bugüne kadar konuyla ilgili yayımlanan diğer kitapla­rın ve makalelerin bir işe yaramadığını söylemiyoruz. Ama temel bir gerçeği göz ardı edemeyiz: İnsanların sevgi dilleri birbirinden farklıdır!

Dilbilimi alanında temel dil grupları vardır: Japonca, Çince, İspanyolca, İngilizce, Portekizce, Yunanca, Alman­ca, Fransızca vs. Adını siz ko­yun. Hepimiz ebeveynlerimizin ve bizden büyük kardeşlerimizin dili­ni öğrenerek büyür, anadilimizi yapılandırırız. İlerleyen zamanlar da, daha fazla çaba harcamak gerekse de, başka diller de öğrenebiliriz ve bunlara yabancı dil deriz. Ama en iyi iletişim kurduğumuz dil, kendi anadilimizdir. Anadili­mizi konuşurken son derece rahatızdır ve hiç düşünmeden konuşa­biliriz. Öğrendiğimiz bir yabancı dilde ustalaşmamız ve rahat etme­miz ise, o dili ne kadar kullandığımıza bağlıdır. Sadece anadilimizi konuşursak, anadilleri farklı olan insanlarla karşılaştığımızda iletişim kurmakta zorlanırız. Dolayısıyla beden dilini kullanmak, homurdanıp tuhaf sesler çıkarmak, resimler çizmek veya karşımızdakine saçma sapan görüne 
bilecek pantomim çabalarıyla bir şeyler anlatmak zorunda kalırız. Belki iletişim kurarız ama çok zorlanırız. Dil farkı, insan uygarlığının bir gerçeğidir. Kültürler arasında etkili iletişim kurmak için başka diller bilmemiz şarttır.

Eğer sevgi iletişiminde etkili olmak istiyorsak, öncelikle eşimizin baskın sevgi dilini keşfetmek ve öğrenmek zorundayız.

Aynı şekilde, konu sevgiye geldiğinde de benzer bir prensipten hareket etmeliyiz. Kendi sevgi diliniz ve eşini­zin sevgi dili arasındaki benzerlik, Çince ile İngilizce ara­sındaki benzerlik gibi olabilir. Sevginizi İngilizce ne kadar anlatsanız da, eşiniz sadece Çince biliyorsa, birbirinize sevginizi asla anlatamayabilirsiniz. Uçakta karşılaştığım beyefendi, "Sık sık karıma güzelliğiyle ilgili iltifat ediyor, onu çok sevdiğimi, kocası olmakla gurur duyduğumu söy­lüyordum," diyordu ve böylece, üçüncü karısıyla "Onaylayıcı Kelimeler" dilinde iletişim kuruyordu. Sevgisini ifade ederken içten olduğu şüphesizdi ama ne var ki karısı bu di­li bilmiyordu. Belki sevgiyi kocasının hareketlerinde an -yor ve göremiyordu. İçten olmak yetmez. Eğer sevgi iletişiminde etkili olmak istiyorsak, öncelikle eşimizin baskın sevgi dilini keşfetmek ve öğrenmek zorundayız.

Yirmi yıl boyunca evlilik danışmanlığı yaptıktan sonra, temel olarak beş sevgi dili olduğuna karar verdim; diğer bir deyişle, insanların sevgiyi anladığı ve ifade ettiği beş farklı kanal var. Dilbiliminde bir dilin farklı aksanları ve çeşitlemeleri olduğu kabul edilir. Aynı şekilde, beş temel sevgi dilinin de farklı aksanları olabilir. "Eşinize Sevginizi Anlatmanın 10 Yolu," "Erkeğinizi Elinizde Tutmanın 20 Yolu" veya "Evlilikte Sevginin 365 Farklı İfadesi" gibi başlıklarla dergilerde gördüğünüz makaleler bu noktadan hareket eder. Ama bence 10, 20 veya 365 değil, sadece beş temel sevgi dili var. Ama bunların çok çeşitli aksanları ola­bilir. Temel sevgi dillerinden herhangi birinde sevgiyi ifa­de etme yollarının çeşitliliği, sadece söz konusu kişinin ha­yal gücüne bağlıdır. Asıl mesele, eşinizle aynı sevgi dilini kullanmaktır.

Çocukluk yıllarımızın başların da her birimizin özgün duygu­sal kalıplar geliştirdiği uzun süredir biliniyor. Bazı çocuklar zayıf bir özgüven kavramı geliştirirken, bazılarında tam tersi gözlemlenebiliyor. Bazıları duygusal açıdan güvensiz olurken, bazdan güvenle büyüyor. Kimi çocuk sevildiğini, kabullenildiğini, takdir gördüğünü hisseder; kimisi ise sevilmedi­ğini, kabullenilmediğini ve takdir görmediğini hisseder.

Ebeveynleri ve yaşıtları tarafından sevildiğini ve kabullenildiğini gören çocuklar, özgün psikolojik yapılarını ve ebeveynleriyle çevrelerindeki diğer önemli kişilerin sevgilerini ifade etme biçimlerine dayanan baskın sevgi dillerini geliştirirler ve bu baskın sevgi dilini konuşup anlayabilirler. Ardından, başka bir sevgi dilini daha öğrene -bilirler ama baskın dilleri her zaman için onlara daha rahat, daha anlaşılır ve daha doğal gelecektir. Ebeveynleri ve yaşıtları tarafından sevilmediklerini, kabullenilmediklerini hisseden çocuklar da baskın bir sevgi dili kazanırlar. Ama onların dili, tıpkı bazı çocukların dilbilgisinde

kötü olması ve kelime haznelerini genişletememeleri gi­bi, bu alanda yeterince gelişemeyeceklerdir. Bu zayıf şartlanma, böyle çocukların kötü iletişimciler olduğu de­ğil, sadece iyi iletişimci olmak için diğerlerine oranla da­ha fazla çalışmaları gerektiği anlamına gelir. Aynı şekil­de, sevildiklerini az hissederek büyüyen çocuklar da se­vildiklerini hissetme ve sevgiyi ifade etme aşamasına ge­lebilirler; bu bir kusur veya sakatlık değildir. Ama psiko­lojik ve duygusal açıdan sağlıklı ve sevgi dolu ortamlar­da büyüyen çocuklara oranla daha fazla çaba harcamala­rı gerekecektir.

Kadın ve erkek, genellikle aynı sevgi dilini konuşmaz­lar. Baskın sevgi dilimizi konuşmak hepimiz için doğal bir eğilimdir ve eşimizin ona anlatmaya çalıştığımız şeyi anla­madığını gördüğümüzde şaşırır, hayal kırıklığına uğrarız. Evet, sevgimizi ifade ederiz ama mesajımızı bir türlü kar­şı tarafa aktaramayız, çünkü sonuçta onların bilmediği bir yabancı dilde konuşuyoruzdur. İşte bu kadar çok insanın cevabını aradığı soruların temeli buradadır. Bu kitapta, bu soruna farklı bir açıdan ışık tutmak istiyoruz. Beş temel sevgi dilini keşfettiğinizde, eşinizin baskın sevgi dilini ve yanı sıra kendi baskın sevgi dilinizi anladığınızda, makalelerdeki fikirleri daha rahat ve etkili şekilde uygulamak için gereken bilgiye sahip olacaksınız.

Bunu başardığınızda, uzun ömürlü ve sevgiye dayalı bir evliliğin anahtarını elinizde tutacaksınız. Evlendikten sonra sevginin çöpe gitmesi gerekmez ama çoğumuz, ev­liliğimizde sevgi ve anlayışı canlı tutmak için ikinci bir sevgi dilini öğrenmek zorundayız. Eşimiz baskın sevgi dilimizi anlamıyorsa, onun kendi baskın sevgi dilini keş­fedip öğrenmekten başka yolumuz yok, çünkü aksi tak­dirde ne yaparsak yapalım, sevgi mesajlarımızı asla ona ulaştıramayız.


 
Diğer Özellikler
Stok Kodu9789944983372
MarkaKoridor Yayıncılık
Stok DurumuBu ürün geçici olarak temin edilememektedir.
9789944983372
En yeni ürünler
Güvenli teslimat
Kampanyalı ürünler
Piyasadaki en iyi fiyat

PlatinMarket® E-Ticaret Sistemi İle Hazırlanmıştır.