Kitap BORDO Feyzül Furkan Tefsirli Kuranı Kerim Meali Büyük Boy Sadece Meal Yumuşak Kapak
Yazar Prof. Dr. Hasan Tahsin Feyizli
Yayınevi Server Yayınları
Kağıt Cilt 1. Hamur, 45 gr. Renkli Kağıt - İnce Cilt BORDO Renk Kapak ( Yumuşak kapak )
Sayfa Ebat 688 sayfa - 16x24 cm Büyük Boy
Yayın Yılı 2023 - Arapça Metinsiz Sadece Meal
Eser Özellikleri
Yazar: Meal: Prof. Dr. Hasan Tahsin Feyizli
Yayınevi: Server Yayınları
Baskı: 2023, 2. Baskı
Sayfa Sayısı: 688
Kapak: İnce Kapak
Kağıt: 45 gr. 1. Hamur
Ebat: 16 x 24 cm
Önsöz
Kuranı Kerim, Rabbimiz yüce Allah’ın bütün insanlara gönderdiği cihanşümul, son ve en mükemmel talimat ve tebligatıdır. Onu insanların, özellikle inananların dilinden kalbine aksedip hayatına hâkim olması için indirmiştir.
Kuranı Kerim, küfür, şirk ve tağut gibi, Allah’ın varlığını ve hâkimiyetini inkâra ve talimatlarını terke yönelik her türlü düşünce ve hareketleri gündemden kaldırıp onun yerine insanları yalnız yüce Allah’a kul yapmak ve yalnız O’nun emirlerine uymak gayesiyle, okunması, anlaşılması, anlatılması ve gereğinin yapılması için indirilmiştir.
Çünkü Rabbimiz ’in “Andolsun ki biz her ümmete, ‘Allah’a kulluk edin ve (vahye dayanmayan ve hevasına göre davranan) tağut tan kaçının’ diye tebliğde bulunan bir peygamber gönderdik!..” (16/36) buyruğu, bütün çağlara damgasını vuracak şekilde önümüzdedir.
Allah’ı tanımak, Kur’an’ı tanımakla; Kur’an’ı tanımak ise lafzını okumak, ilke ve esaslarını hayata geçirmekle olur.
“Allah var” deyip de yokmuş gibi yaşamanın, Kuran’a inandığını söyleyip de Kuran sız bir yaşantının doğuracağı tehlikeden kendimizi ve neslimizi korumak mecburiyetindeyiz.
Tarihte müslümanların temiz, parlak ve örnek devirleri, Kur’an’a sadece sözle değil, kalpleriyle bağlanmaları ve öylece yaşamalarıyla mümkün olmuştur. Çünkü Kur’an’da Allah’ı, kendisinin bildirdiği şekilde bilmenin ve O’na kulluğun öğretisi var, ahlâk var, hürriyet esasları var, insanlar arası eşitlik ilkesi var, kral tanrıların değil, takvalının üstünlüğü var, sosyal hayatta fert ve toplumun uyması gereken köklü kurallar var. Bunlar olmadan insanlık ve hatta müslümanız diye ortaya çıkanlar bile, nefislerinin/hevalarının sürüklediği haksız davranışlardan, zulümden ve vahşetten kurtulamayacaklardır.
İslâm dünyasının bir türlü kendine gelememesinin asıl sebebi, Kuran’dan ve onun uygulaması olan Sünnet’ten gereği gibi faydalanmamasıdır. Midesi ağrıyan kimsenin ilaç içmesi gerekirken, derisinin üstüne merhem sürmesi gibidir. Bundan dolayı toplumlarda göze çarpan anarşi ve ahlâk erozyonunun hepsi Kur’an kültür ve ahlâkından uzaklaşmanın, İslâm’ı kendi anlayışımıza göre yaşamamızın bir neticesidir. Ehl-i Kitab ın en önemli sapma nedeni kendilerine gelen ilâhî vahyi atmaları, onu görmezlikten gelmeleri, işlerine gelmeyen kısımlarını tahrif etmeleri/değiştirmeleri ve bozmaları olmuştur.
Bütün kitap ve dinleri içine alan, son ilahi kitabımız Kuranı Kerim, sadece zihnimize hitap eden ve zihnen ilgi duymak ve inandığımızı söylemekle yetinmemiz gereken bir kitap değildir. O, bütün eylemlerimizde kendisine yönelmemiz ve yaşantımızda uygulamamız gereken bir kitaptır. Çünkü katılaşmış/taşlaşmış kalpler onunla yumuşar, çağlara açılan yol bu hakikat nuruyla aydınlanır.
Bunun için şimdiye kadar eksik olarak ve taklit yoluyla aldığımız/öğrendiğimiz atalar müslümanlığından, artık İslâm’ın öngördüğü Kuran ve Sünnet’in müslümanlığında devam etmek mecburiyetindeyiz. Kalplerin şifası ve toplumun arınıp temiz toplum olması için, sahabe misali onar ayet şeklinde, azar azar da olsa ciddiyet ve samimiyet içinde Kur’an’ı okumak ve gereğini yapmakla işe koyulmak gerekir.
Bunun için Kur’an’ı rehber, Hz. Peygamber’i asıl önder ve örnek edinerek yola çıkan ve “Kur’an kitabımdır.” diyerek hayatını onunla bütünleştirmek isteyenlerin teveccühü ve artan talebi sonucu Feyzül Furkan adlı mealimizin ilk baskıları çok kısa bir sürede (Ankara 1989, 1991) bitti. İsteklere rağmen meali, yeniden ele alıp, Kuran’ın iniş gayesine uygun açıklamalar ve mesajlarla, mevcut emsal meallerden farklı olarak, uzun bir çalışma neticesinde hazırlayıp yayımlamayı Rabbim tekrar nasip etti (İstanbul 2001).
Şimdiye kadar yapılan mealler de, elbette büyük bir emek mahsulüdür. Fakat acizane İmam-Hatip liselerinde, Kur’an başta olmak üzere, senelerdir tefsir derslerini oku tmam ve bu ilimle de bir uygulayıcı olarak meşgul olmam dolayısıyla, şimdiye kadar başka mealler yazılmışsa da, bunların aşağıda işaret edilen kusurlarına düşmeksizin, ilim erbabının, din görevlilerinin, dine hizmet gayesiyle yetişen her seviyedeki talebenin ve Kuranı doğru anlamak isteyen halkın ihtiyacına daha uygun ve kolay cevap veren ve inananları da şüpheye düşürmeyen bir meal hazırlamak istedim.
Eseri hazırlarken klasik bir mealden ziyade, genel anlamda dünya tarihini dikkate alarak çağların hastalıklarını, Firavunları/kral tanrıları ve olaylarını, tevhidi, şirk ve çeşitlerini, müşriklerin söylemlerini ve her çağda bu mantıkta olanları, şeytanın Allah’a baş kaldırış söylem ve hareketinin taraftarlarınca paylaşılmasını, kâfir ve münafık tiplemelerini, Kur’an ve Peygamber birlikteliğini, hukuki ve sosyal meseleleri açıklayan bir meal hazırlanması hedefini düşünerek bu çalışmayı yaptım.
Önceki meallerin tespit edebildiğim bazı özellikleri şunlardır:
1) Bir kısım meallerde kısa da olsa hiçbir açıklama yapılmamış (çıplak meal), hatta bazısında alışılmamış bir dil, bazısında ağır ve kapalı bir üslûp kullanılmıştır. Böylece Allah’ın muradını anlamak, büyük oranda güçleşmiştir. Bu sebeple birçok kimse okuduğu mealleri anlamamış veya şer’i ilimleri ve Hz. Peygamber’i devreden çıkarmış, ilimsiz âlim kesilmiştir.
2) Kimi çalışmalarda, açıklamaların çoğunun dipnot halinde oluşu araştırmacıların dışında istifadeyi azaltmıştır.
3) Bazı meallerde ayetler, kelime karşılığı olan manalarından ziyade, esnek bir anlatım şeklinde tercüme edilmiştir.
4) Son zamanlarda yayınlanan bazı meallerde, teknik bakımdan uygun bir yol tutulmuşsa da, bir kısım ayetlere, bugün henüz kesinlik kazanmamış, hatta tenkit edilip ilmen çürütülmüş fikirlerle yorum getirilmiştir. Oysa bunu Allah’ın kudretiyle bağdaştırmak imkansızdır.
Bu tür fikirlere, sınırlı sayıda kişiler çağdaşlık adına iltifat etse bile, yine de onlar Kur’an’ın hükümlerinin bütününe (yanlış bilgilendirildiklerinin dışında) iltifat etmeyeceklerdir. Aynı zamanda bu yorum ve ifade şekilleri, inananları şüpheye düşürmekten başka bir işe yaramayacaktır.
5) Pek çok mealde ise çağın manevi hastalıklarına ait açıklamalara yer verilmemiştir.
Bütün bunları göz önünde tutarak, çalışmamı aşağıdaki esaslar dâhilinde yürütmüş bulunuyorum:
1) Ayetlerde, kelimelerin ayet içindeki anlamına göre, Türkçe karşılığı verilmiş olup kelimenin ihtiva ettiği diğer anlam parantez içine yazılmış, bunun için ayrıca lügatçe koymaya lüzum görülmemiştir.
2) Parantez içine yazılmış ifadeler hariç tutularak okunduğunda ayet-i kerimelerin, kelime kelime mealinin ortaya çıkması sağlanmaya çalışılmış, bununla birlikte, mealin hem parantez dışı hem de parantez içi kısımlarının birlikte okunmasının uygun olacağı fikri esas alınmıştır.
3) Böylelikle ayetlerin kelime anlamı lügate fazla ihtiyaç duymadan parantez dışından takip edilecek, parantez içlerindeki açıklamalarla da bir tefsire ihtiyaç duyulmadan, öz olarak anlaşılacaktır.
4) Ayetlerin tercümelerinin, gramer kaidelerine uygun olarak yapılmasına da dikkat edilmiştir. Yerine göre, zamirlerin mercileri, tekil kelimelere ifade gereği olarak ilâve edilen çoğul ekleri ve bazı yardımcı kelimeler parantez içine yazılmıştır.
5) Ayetlerdeki mananın açıklığa kavuşması için, yer yer sebebi nüzulüne ( iniş sebebine ), ihtiva ettiği mesaja ve delâlet ettiği manaya uygun gerekli fıkhî, itikadi ve tarihi açıklamalar yapılmıştır. Her seviyedeki insan bunları rahatlıkla anlayacak ve anlatacaktır.
6) İki türlü mana taşıma ihtimali bulunan ve müfessirlerin de, her iki manaya delâletinden vazgeçmedikleri ayetlerde, kesinliğe daha yakın olan manaya metinde yer verilmiş, diğerine ise dipnotta işaret edilmiştir.
7) Kıraat farklılıklarının manaya tesirine yer yer işaret edilmiştir.
8) Bugünkü Tevrat ve İncil nüshalarındaki yanlış inanç şekilleri, ilgili ayetlerin dipnotunda gerekli görüldükçe belirtilmiştir. Bu haliyle meal, kısa ve öz bir tefsir niteliği de taşımaktadır.
9) Ayetler arasında insicama dikkat edilmiştir.
10) Dil itibariyle ağdalı, yapmacık ve kullanılmayan kelimelere yer verilmemiştir.
11) Kuran metninde olduğu gibi, mealde de secde ayetlerine ve ayn duraklarına işaret edilmiş, böylelikle meal oku mak isteyenler için secde yerlerini tespitte ve konu bütünlüğüne riayette yardımcı olunmaya çalışılmıştır.
12) İmla ve noktalama açısından günümüz insanının rahat okuyabileceği bir yöntem benimsenmiş; halk arasında sık kullanılmakta olan Türkçe ’ye mal olmuş kelimelerdeki inceltme ve uzatmalar belirtilmemiştir.
13) Özellikle konuların bir bütün halinde anlaşılması ve Kur’an’ın Kur’an ile tefsiri açısından ilgili ayetler arasında atıflar yapılmış; iki ayet aynı konudan bahsediyorsa “bk.”, birbiriyle ilgili konularda ise “krş.” şeklinde gösterilmiştir.
14) Mealden daha fazla istifade edilmesini sağlamak üzere, değişik açılardan fihristler ve kapsamlı bir dizin hazırlanmıştır.
15) Surelerin ana konularını ihtiva eden bir indeks ilâve edilmiştir.
Bununla birlikte yine de tam anlamıyla doğruya ve mükemmele ulaşmak insan gücünün üstündedir. Bu sebeple, göze çarpacak yanlışlıkların ilim erbabı tarafından halisane bir davranışla bildirilmesi halinde, onlara minnettar kalacağımı şimdiden ifade etmek isterim.
Prof. Dr. Hasan Tahsin Feyizli
Diğer Özellikler |
Stok Kodu | 9786256970212 |
Marka | Server Yayınları |
Stok Durumu | Bu ürün geçici olarak temin edilememektedir. |
9786256970212