Bütün Yönleriyle Ahiret Hayatı Polen

Kitap              Bütün Yönleriyle Ahiret Hayatı
Yazar              Mahmud el-Mısri Ebu Ammar
Tercüme         Dr. Halil Aldemir
Yayınevi          Polen  Yayınları
Kağıt - Cilt       Sarı Şamua - Lüks Ciltli
Sayfa - Ebat    832 sayfa  - 17x24 cm  - Büyük boy
  Polen Yayınları, Mahmud el-Mısri Ebu Ammar tarafından yazılan Bütün Yönleriyle Ahiret Hayat adlı kitabı incelemektesiniz.
Bütün Yönleriyle Ahiret Hayatı kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkındaki bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
 
 Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır.  Alak 1-2
 
 
              BÜTÜN YÖNLERİYLE AHİRET HAYATI
                   bütün yönleriyle ahiret hayatı
 

MUKADDİME

Hamd Allah'a mahsustur. O'na hamd eder, O'ndan yardım diler ve O'ndan bağışlanma dileriz. Nefislerimizin şerrinden amellerimizin kötülerin­den Allah'a sığınırız. Allah kimi hidayete erdirirse onu saptıracak kimse yok­tur, kimi de saptırırsa onu hidayete erdirecek kimse yoktur. Allah'tan başka ilah olmadığına, O'nun bir ortağının bulunmadığına ve Muhammed'in onun kulu ve elçisi olduğuna şahitlik ederim.

"Ey iman edenler! Allah'tan, O'na yaraşır şekilde korkun ve ancak müslümanlar olarak can verin."¹

"Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan ve ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üretip yayan Rabbinizden sakının. Adını kullanarak birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'tan ve akrabalık hakları­na riayetsizlikten de sakının. Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözetleyicidir."²

"Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakının ve hep doğru söz söyleyin ki Allah da işlerinizi ve hallerinizi düzeltsin, günahlarınızı affetsin. Kim Allah'a ve Resulüne itaat ederse, pek büyük bir mutluluk ve başarıya nail olur."³

Ölüm ile zorbaların boynunu büken, kisraların belini kıran, kayserle­rin umutlarını tüketen Allah'a hamd olsun. Bu insanların kalpleri ölümden bahsedilmesinden hiç hoşlanmazdı. Nihayet Allah'ın gerçek vaadi gelip çattı ve Allah Teâlâ onların asıl mekânlarında olmasını diledi. Bundan dolayı o kimseler saraylardan alınıp kabirlere, aydınlık yerüstünden karanlık mezar­lara, cariyeler ile eğlenmeden haşere ve kurtçuklara yem olmaya, türlü türlü yiyecek ve içeceklerle zevkü safa sürmekten çamur ve toprağa bulanmaya, yakınların güzel muamelesinden yalnızlığın ıssızlığına, kuş tüyü döşeklerden sağlığa uygun olmayan mekânlara nakledildiler. Bir düşünün bakalım, ölüm­den kaçıp sığınacakları bir kale, bir güç merkezi bulabilmişler mi? Ölmekten korunabilmişler mi?! Ölüme bir çare bulabilmişler mi?! Öyleyse şu âyeti bir oku ye ibret al: "Sen, onlardan herhangi birinden (bir varlık emaresi) hisse­diyor veya onlara ait cılız bir ses işitiyor musun?"⁴


1-Âl-i İmrân 3/102.
2-en-Nisâ4/l.
3-el-Ahzâb 33/70-71.

 

ağaçtan yemesi durumunda kendisine ve eşine ebediliğin verileceğini iddia ederek yanlış yapmasına sebep olmuştur: "Derken şeytan onun aklını ka­rıştırıp "Ey Ademi dedi, sana ebedîlik ağacını ve sonu gelmez bir saltanatı göstereyim mi?""  ^{( Taha 20/120)}