Delailül Hayrat ve Tercümesi, Salavat-ı Şerifeler Büyük Boy Huzur

Fiyat:
350,00 TL
İndirimli Fiyat (%41,4) :
205,00 TL
Kazancınız 145,00 TL
Havale / EFT:
198,85 TL
57,91 TL'den başlayan taksit seçenekleri için tıklayın.
Aynı Gün Kargo

  Kitap             Delailül Hayrat ve Tercümesi
  Yazar             Muhammed b. Süleyman el-Cezûlî
  Tercüme        Prof. Dr. M. Sadi Çöğenli
  Yayınevi         Huzur Yayınevi
  Kağıt  Cilt      Sarı Şamua - Ciltli
  Sayfa  Ebat   215 sayfa - 14.5x24 cm
  Yayın             Bilgisayar hatlı, iri yazılı, kolay okunuşlu, renkli,
  Ürün Kodu     043

 

Süleyman el Cezuli tarafından yazılan Delailül hayrat adlı dua ve salavatı şerifeler kitabı nı incelemektesiniz.
Delailül hayrat ve tercümesi kitabı hakkında yorumları okuyup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
 
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
 
  
             TAKDİM
 
"Elhamdü lillâhi rabbi'l-âlemîn, ve's-salâtü ve's-selâmü alâ resûlinâ muhammedin ve alââlihî ve ashâbihî ecmeîn." diyerek Allah (c.c.)'a hamd ve Peygamberi Muhammed (s.a.v.)'e, âl ve ashabı­na salat ve selamdan sonra; bu salat ve selamların önemini belirten Ahzab Sûresinin 56. âyet-i kerimesinde Cenab-ı Allah şöyle buyur­maktadır: "Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber'e salât etmek­tedirler. Ey iman edenler! Siz de ona salât ve teslimiyetle selâm veriniz." Tabi ki burada Allah (cc)'ın salâtı, Nebisini rahmetine mazhar etmesi, onun şanını yüceltmesidir.
 
Peygamber (s.a.v.) de: "Şüphesiz insanların bana en yakın ola­nı, bana en çok salât getirenleridir." buyurmuştur.
 
Şâzeliyye tarikatının Cezûliyye kolunun kurucusu olan Şeyh Cezûlî (k.s), hadis kitaplarında bilinen salavât ile ulemâ-i kiramın ve meşâyıhın dillerinden düşürmedikleri salavât-ışerifleri toplamıştır. Bu salavât-ışerifleri sırf Şâzeliyye mensupları değil, diğer tarikat mensup­ları ve hatta bir tarikata mensup olmayan Müslümanlar dahi bunun faziletine inanarak düzenli bir biçimde okumuşlardır.
 
Bizler de bu Delâil-i Şerifteki salavât, dua ve esmaları okumaya devam etmekle büyük ihsan ve nimet, büyük sevaplar ile iki dünya saadetine mazhar olalım; musibetlerden ve sıkıntılardan kurtulalım ve umduklarımıza nail olalım.
 
Şunu da belirtelim ki, Delâil-i Şerifin baş kısmına koyduğumuz Başlama Duası, Esmâü'l- Hüsna ve sonundaki hatim duası Delâil-i Şerifin metninden değildir. Bu duaların buraya ilavesi, aşağıda izah edeceğimiz düzen içinde okunması ile çok sevap kazanma amacına yöneliktir. Yoksa bunlar Delâil'dendir deyip, Delâil hususunda okunma­sı mutlaka lazımdır, demek değildir. Cezûlî (k.s.), insanların meşguliyet­lerini düşünerek Delâil'i salavâtlarla sınırlı tutup, Efendimiz (s.a.v.)'in: "Kim sayarsa (bir rivayete göre ezberlerse) cennete girer" müjdesine rağmen Esmaü'l-Hüsna'yı dahi buraya koymamıştır. Bu kitap salavât-ı şerifleri ve dolayısıyla Peygamberimiz (s.a.v.)'i ta'zim içermesi nedeniy­le Esmâü'n-Nebi'yi ( Peygamberimiz'in 201 ism-i şerifini)’de koymuştur.
 
Vakti dar olanlar bu duaları, Esmâü'l-Hüsna ve Esmâü'n-Nebi'yi okumayıp birinci günün hizbinden başlayabilir. Fakat vakti olanların aşağıda gösterilen düzen içinde dualar ve esmalarla okumaları daha uygun ve daha faziletlidir.
 
Delâil-i Şerif dört tertip üzere okunur. İki günde bir, üç günde bir, dört günde bir, yedi günde bir. Bu dört tertipten birini vird edinen Pa­zartesi günü kıraate başlar.
 
Delâil-i Şerifi okumaya iftitah (başlama) duası ile başlanır. Bu dua­dan önce, üç defa "Estağfirullahe'l- azîmellezî..." diyerek istiğfar eder; sonra üç defa : "Sübhanallahi ve'l-hamdülilahi..." der; sonra üç defa : "Hasbünallahu ve nı'me'l- vekil" der ve Eûzü-Besmele okur ve ardından üç defa İhlas Sûresini ve birer defa Felak ve Nas Sûrelerini okur. Ardından bir defa Fatiha Sûresini okur. Sûreleri Besmele ile birlikte okur.
 
Daha sonra Esmâü'l-Hüsna'yı her isimde "celle şânühû" ile bir­likte zikreder ve sonunda "celle celâlühû cellet azametüke ve lâ ilahe ğayruhû"der. Sonra Esmâü'n-Nebi'yi yani Efendimiz (s.a.v.)'in isimlerini okur.
 
 
Efendimiz (s.a.v.)'in isimleri "Muhammedün sallallahü aleyhi ve selem, Ahmedün sallallahü aleyhi ve selem, Hâmidün sallallahü aleyhi ve selem..." diye sonuna kadar ta'zim ile okunmalıdır. Meş­hur olan bu okunuştur. Lâkin rahmetli meşayıhtan kimileri Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz'e her isminin önünde ve sonunda: "Allâhümme sallı ve sellim alâ menismühû Muhammedün sallallahü aleyhi ve se­lem, "Allâhümme salli ve sellim alâ menismühû Ahmedün sallal­lahü aleyhi ve selem, "Allâhümme salli ve sellim alâ menismühû Hâmidün sallallahü aleyhi ve selem..." şeklinde salât-ü selam okunmalıdır, demişlerdir. Bu daha efdaldir. İlk baştaki esmâi şerifede "Allâhümme salli ve sellim alâ menismühû" kısmı okunup, diğer­lerinde okunmayabilir. "Allâhümme salli ve sellim alâ menismühû Muhammedün sallallahü aleyhi ve selem, Ahmedün sallallahü aleyhi ve selem, Hâmidün sallallahü aleyhi ve selem..." şeklinde. Böylece Esmâü'n-Nebi sonuna kadar oku nup tamamlanmış olur. Son­ra birinci hizbin başından başlayarak sonuna kadar okunur.
 
Bu yukarıdaki duaları ve esmaları isterse her gün okuyacağı hiziblerin başında, isterse her hatmi bitirdikten sonra okur.
 
Haftada bir hatmetmek isteyen Pazertesi günü birinci hizibten okumaya başlar. Her gün bir hizbi tamamlar. Pazar günü Pazar hizbini (yedinci hizbi) bitirir. Pazartesi sekizinci hizbi okur, hatim duasını ya­par. Tekrar baştan başlar, birinci hizbi tamamlar. Böylece hem hatim, hem başlama sevabı almış olur.
 
Huzur Yayınevi
 
 
    Ebu Abdillah Muhammed b. Süleyman el-CEZÛLİ    (Ölümü hicri 870/ Miladi 1465)*

 
Fas'ın güneyinde bulunan Sus vadisinin CEZÛLE (CÜZÛLE) bölgesindeki Simlal köyünde doğdu. 0 dönemde Güney Fas ve bölgenin ilim merkezi olan Merakeş, Portekiz tehdidi altında bu­lunduğundan Fas şehrine giderek memleketinde başladığı tah­silini orada sürdürdü. Cezûli Fas'ta bugün Karaviyyin Camii'nin yanında bulunan Medresetü's-Saffarin'de dil ve din ilimlerini tah­sil etti. Sonraki dönemlerde Şazeliyye tarikatının çok önemli tem­silcilerinden biri durumuna gelecek olan Şeyh Ahmed ez-Zerruk ile muhtemelen burada tanıştı. Daha sonra memleketine dönen Cezûli, burada iki kabile arasında çıkan çatışmada öldürülen bir kişinin katilinin tespit edilememesi yüzünden tekrar çatışma nok­tasına gelen kabileleri uzlaştırmak üzere söz konusu kişiyi öldür­me suçunu kendisi üstlenince gelenekler gereği kabile sınırları dışına çıkarıldı. Bunun üzerine önce Tanca'ya, ardından Mekke, Medine ve Kudüs'e gitti. Kırk yıl sonra Fas'a döndü. Bugün Kazablanka şehrinin yakınlarında küçük bir kasaba olan Aynülfıtr'da (Azemmur) bulunan Beni Amgar Zaviyesi şeyhi Ebu Abdillah Mu­hammed eş-Şerif vasıtasıyla Şazeliyye tarikatına girdi. Meşhur vir­di Delail'ü-Hayrat'ı bu yıllarda tertib etti. Daha sonra on dört yıl süren bir inziva hayatı yaşadı. Halvetten çıktıktan sonra yerleştiği Asfi'de çevresinde 10.000'in üzerinde mürit toplandı. Müritlerinin hızla artmasından endişe eden Sus bölgesi valisi tarafından isya­na sebep olabileceği gerekçesiyle Asfi'den sürüldü. Bir çok müridiyle birlikte Şeyzame bölgesine giderek Efuğal köyüne yerleşti. 16 Rebiül'l-evvel 870'te (6 Kasım 1465) sabah namazını kılarken secdede vefat etti ve burada yaptırmış olduğu camiye defnedil­di. Vefat tarihi olarak bazı kaynaklarda 869 (1464), 872 (1467) ve 875 (1470) yılları da gösterilmektedir. Yetmiş yedi sene sonra el-
 
* İSAM cilt 9, s.113-114; cilt 7, S.515-516; et-Tarifü'ş-Şümuli bi'l-imami'l-cüzuli, Ab-dülmüğis b.seyyidi Muhammed el-Mustafa Besir, Mektebetü'l-ahbab 1426/2005; el-Envarü'l-lamiatfi'l-kelam ala delaili'l-hayrat, seyyidi ebi Zeyd Abdurrahman b. Muhammed el-Fasi, Darü'l-kütübi'l-ilmiyye 2010.
 
Â'rec (topal) lakaplı Sultan Ebu'l-Abbâs Ahmed, Merâkeş'e girince Cezûlî'nin naaşını aynı yerde medfun bulunan babasının cesedi ile birlikte Merâkeş'teki bir türbeye nakletti.
 
Merâkeş'e nakledilmek için Efuğal'daki kabri açıldığında Cezûlî'nin cesedi defnedildiği zamanki gibi tazeydi. Toprak ona hiçbir zarar vermemiş, geçen zaman, cesedinde bir değişikliğe yol açmamıştı. Saç ve sakalları öldüğü gündeki gibiydi. Kabrinin başında bulunanlardan biri parmağıyla vücuduna dokunduğun­da sanki hayatta imiş gibi derinin altındaki kanın dağıldığını, parmağını çekince de kanın tekrar toplandığını görmüştü. Onun Merâkeş'teki kabri üzerinde şu anda büyük bir türbe inşa edilmiş­tir. Kalabalıklar halinde insanlar, türbesini ziyaret etmekte ve kab­ri başında Delâilü'l-Hayrât okumaktadırlar.
 
ESERLERİ:
 
Muhammed b. Süleyman el-Cezûlî, arkasında hacimli eserler bırakmış bir kimse değildir. Bize kadar ulaşan az sayıda eserini iki kısım halinde ele alacağız:
 
  1. Evrâd ve hizibleri
  2. Risaleleri
 
Evrâd ve hizib olarak bilinen üçönemli eseri vardır: 1. Hizbü'l-felâh, 2. Hizbu'l-Cezûlî, 3. En meşhur olan ve günümüzde de bir­çok kimse tarafından vird olarak okunan Delâilü'l-hayrât adlı eserleridir. Risaleleri ise çok hacimli değillerdir. Faslı akademisyen Dr. Hasan Cellâb 1992 yılında Merâkeş'te yaptığı bir çalışmayla Cezûlî'nin bütün risale ve makalelerini tahkikli olarak neşretmiştir.
Delâilü'l-hayrât
 
Türkler arasında daha çok Delail-i Şerif, Delail-i Hayrat ve Delail diye bilinen risalenin tam adı Delailü'l-hayrat ve şevariku'l-envar fi zikri's-salat ale'n-nebiyyi'l-muhtar'dır. Şazeliyye tarikatı­nın Cezûliyye kolunun kurucusu olan Şeyh Cezûlî'nin bu risalesi müridleri arasında bir tarikat evradı olarak çok okunmuş ve do­layısıyla çok sayıda istinsah edilmiştir. Eserin nüshaları arasında bazı farklar görüldüğünden Cezûlî'nin müridi ve halifesi Ebu
 
Abdullah es-Sehli farklılık gösteren nüshaları düzenleyerek ve­fatından sekiz yıl önce şeyhine sunmuş, şeyh de bu fazlalıkların bir bölümünü Delail metnine dahil etmiştir. Delail'in bu tür nüs­halarına "Nüsha-i dahiliyye-i Sehliyye", satırların dışına kaydettiği fark ve fazlalıkları ihtiva eden nüshalarına ise" Nüsha-i hariciyye-i Sehliyye" adı verilmiştir. Delail'in Sehli tertibi olmayan nüshaları da mutemet olan ve olmayan diye ikiye ayrılır. Mutemet olanların satır içine yazılanına "Mu'temede-i dahiliyye", satır dışına yazıla­nına "Mu'temede-i hariciyye" denir. Mutemet olmayanlar ise da­ima satır dışına yazılır. Bu farklar "sin", "ğayın" ve "mim" harfleriyle gösterilir. Bu durum eserin metnine verilen değeri açık bir şekilde göstermektedir.
 
Delail'i sadece Cezûliyye veya Şazeliyye mensupları değil, diğer tarikat mensupları, hatta bir tarikata bağlı olmayan Müs­lümanlar dahi faziletine inanarak düzenli bir biçimde okumuş­lardır. Önsözünde, salavatı belli zamanlarda düzenli bir şekilde okuyanların çok sevap kazanacakları, Hz. Peygamber'in şefaatine nail olacakları, günahlarının affedileceği, kötü huyları terk edip iyi huylar edinecekleri, maddi ihtiyaçlarının karşılanacağı ve dünya işlerinin düzeleceği belirtilmiştir.
 
Delail'in yazılış sebebini anlatan bir menkıbeye göre keramet sahibi bir kız çocuğu, Cezûli'ye bu mertebeye Hz. Peygamber'e salavat okuyarak ulaştığını söylemiş, ancak onun ısrarına rağ­men bu salavatın metnini kendisine söylemeyip belli salavatların içinde bulunduğunu ifade etmiş, bunun üzerine Cezûli bütün meşhur salavatları derleyip kıza göstermiş, kız da söz konusu sa­lavatın bu derlemede birkaç defa geçtiğini bildirmiştir. Diğer bir menkıbeye göre ise Cezûli 'nin bu eseri yazmasına keramet sahibi olan hanımı sebep olmuştur.
 
Delail okumak için izin almak gerekmez, ancak eserin -ilmi gelenekte olduğu gibi- önemini vurgulamak için icazet geleneği vardır. Bu geleneğe örnek olmak üzere Sultan Mehmed Reşad'a verilen icazetin orijinalini de kitaba dercettik.
 
 
    DELAİLİ ŞERİFİ OKUMA ADABI:
 
 Delail-i Şerifi iki günde, üç günde, dört günde veya haftada bir defa olmak üzere dört tertip üzere okunur.

İki günde bir okumanın tarifi:
 
1. gün: Birinci pazartesi hizbinden başlanır (s 47), İkinci yarı­nın başlangıcı bölümüne kadar (s 119) okunur.
2. gün: İkinci yarının başlangıcından başlanır (s 119), kitabın sonuna kadar okunur.
 
Üç günde bir okumanın tarifi:
 
1.  gün: Birinci pazartesi hizbinden başlanır (s 47), İkinci üçte birin başlangıcı bölümüne kadar (s 96) okunur.
2. gün: İkinci üçte birin başlangıcından başlanır (s 96), üçün­cüüçte birin başlangıcı bölümüne kadar (s 150) okunur.
3. gün: Üçüncüüçte birin başlangıcından başlanır (s 150), ki­tabın sonuna kadar okunur.
 
Dört günde bir okumanın tarifi:
 
1. gün: Birinci pazartesi hizbinden başlanır (s 47), İkinci dört­te birin başlangıcı bölümüne kadar (s 84) okunur.
2. gün: İkinci dörtte birin başlangıcından başlanır (s 84), üçüncü dörtte birin başlangıcı bölümüne kadar (s 119) okunur.
3. gün: Üçüncü dörtte birin başlangıcından başlanır (s 119), dördüncü dörtte birin başlangıcı bölümüne kadar (s 161) okunur.
4. gün: Dördüncü dörtte birin başlangıcından başlanır (s 161), kitabın sonuna kadar okunur.
 
Haftada bir okumanın tarifi:
 
1.  gün: Birinci hizib Pazartesi (s 47-64)
2. gün: İkinci hizib Salı (s 65-85)
3. gün: Üçüncü hizib Çarşamba (s 86-104)
4. gün: Dördüncü hizib Perşembe (s 105-124)
5. gün: Beşinci hizib Cuma (s 125-147)
6. gün: Altıncı hizib Cumartesi (s 148-168)
7. gün: Yedinci hizib Pazar (s 169-189)
1. gün: Sekizinci hizib Pazartesi (s 190-198+47-64)
 

Eserin Baskıları ve Şerhleri:
 
Delâilü'l-hayrât adlı eserin pek çok yazma nüshası vardır. Bu yazmaların, dünyanın pek çok kütüphanesinde olduğu bilinmek­tedir. Kuzey Afrika ve Anadolu'da büyük rağbet gören Delâil'in, Mı­sır ve İstanbul'da onlarca baskısı yapılmıştır. Hatta Petersburg'da yapılmış bir baskısı da bulunmaktadır (1258/1842). Ünlü Osmanlı hattatları tarafından yazılmış el yazma nüshaların bir çoğu ba­sılmıştır. Ayrıca tesbit edilememiş hayli taşbasması nüshalarının bulunduğu zikredilmektedir. Şeyh Hasan el-Adevî'nin Bülûğu'l-meserrât alâ delâili'l-hayrât; ayrıca güzel bir şerh olan Muham-med Mehdî el-Fâsî'nin (ö. 1052/1642) Metâliu'l-meserrât bi celâi delâili'l-hayrât adlı Arapça şerhleri basılmıştır. Çokça şerhi yapılan Delâifm en meşhur şerhi el-Fâsî'ninkidir. Delâilü'l-hayrât'a Osmanlı uleması tarafından pek çok Arapça ve Türkçe şerh de yazılmıştır*. Bunlardan meşhur Mir'atü'l-usul muhaşşisi İzmiri lakabıyla meş­hur Mehmed b.Veli b. Resul'un"Isticlabü'l-meserrat bi şerhi delaili'l-hayraf isimli çok kıymetli şerhi ise maalesef henüz basılmamıştır. Özellikle Karadâvutzâde Mehmet Efendi'nin (ö.l 170/1756) yaptı­ğı Türkçe "Tevfîku muvaffiki'l-hayrât fîîzâhi meânî delâili'l-hayrât" adını taşıyan eser birçok defa basılmıştır. Memleketimizde bu şerh köylere kadar yayılmıştır. Şeyh Hulusi Mustafa b. Muhammed tarafından yapılan Türkçe tercüme de çok önemlidir. Bu eseri hazırlarken Bülûğu'l-meserrât, Metâliu'l-meserrât, Isticlabü'l-meserrat, Karadâvutzâde Mehmet Efendi'nin yaptığı Türkçe Tevfîku muvaffiki'l-hayrât ve Şeyh Hulusi Mustafa b. Muhammed tarafından yapılan Türkçe tercümeden gerek metin tesisinde ve gerek tercümede çokça istifade ettim. Arapça metindeki salat ü selam numaralarını Karadâvutzâde'den istifade ederek numara­landırdım. Ayrıca Delâil'in Arapça metnini Nuh Hamim Keler ta­rafından Amman'da Darü'l-feth li'd-dirasat ve'n-neşr yayınevince 1428/2008 tarihlerinde doksan beş nüshayla karşılaştırılarak neş­redilen nüshayla da karşılaştırdım. Bütün bunları yaparken asıl maksadım, her hafta Delail'i hatmeden muhterem pederim Hacı Hafız Halis Çögenli, Huzur yayınevi sahibi Faruk Sağlam, muhterem pederleri Alaaddin Sağlam ve yayına hazırlayan aciz kul M. Sadi Çögenli'nin Peygamber Efendimiz'in şefaatine nailiyet ümididir.
 
Erzurum 2012
 
* Delail'e yapılan tüm şerhler için bakınız: et-Tarifü'ş-şümuli bi'l-imami'l-cüzuli s 95-100; el-Envarü'l-lamiat fi'l-kelam ala delaili'l-hayrat s 23-25.  ( delailül hayrat kitap , delailül hayrat , delailül hayrat kitabı , huzur yayın , delailül hayrat fiyat , delailül hayrat tercümesi , delaili hayrat salavatı şerifeler , süleyman el cezuli salavatı şerif kitabı )



Süleyman el Cezuli tarafından yazılan Delailül hayrat tercümesi adlı dua ve salavatı şerifeler kitabı nı incele diniz.
Diğer Özellikler
Stok Kodu9786054606030
MarkaHuzur Yayınları
Stok DurumuVar
9786054606030
En yeni ürünler
Güvenli teslimat
Kampanyalı ürünler
Piyasadaki en iyi fiyat

PlatinMarket® E-Ticaret Sistemi İle Hazırlanmıştır.