Dirilt Kalbini Nouman Ali Khan

Fiyat:
200,00 TL
İndirimli Fiyat (%34,5) :
131,00 TL
Kazancınız 69,00 TL
Havale / EFT:
127,07 TL
Aynı Gün Kargo

Kitap            Dirilt Kalbini       
Yazar           Nouman Ali Khan
Çevirmen     Fayzanur Can 
Yayınevi      Timaş Yayınları  
Kağıt Cilt      2.Hamur, Karton Kapak 
Sayfa Ebat   224 sayfa , 13.5x24 cm.



Nouman Ali Khan Dirilt Kalbini kitabı nı incelemektesiniz.   
Timaş Yayınları Dirilt Kalbini kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.


NOUMAN
ALİKHAN
DİRİLT KALBİNİ

"Teknolojinin önümüze serdiği sınırsız imkânları düşündüğümüzde, bugünün insanını yakalayabilmek için samimi ve bilgece bir üsluba ihtiyacımız var. Gençlerimizin artık eski, kalın kitapları karıştırıp kafa yoracak ne vakitleri var, ne de istekleri. İslâm'ın ilkelerini ve güzelliklerini, tahrif etmeden ama muhatabı taltif ederek sunmamız gerekiyor. Buna din dilinin restorasyonu' dememiz caiz olursa eğer, yapmamız gereken tam da bu.

Türkiye kamuoyunun yakından tanıdığı Nouman Ali Khan, çizmeye çalıştığım çerçeveyi gerçek anlamda dolduran bir isim. İslâm ve Kur'ân hakkındaki derin bilgisini keyifli ve bilgece bir üslupla dile getirip, bunu yaparken kendi hayatından aktardığı sıcak ve sıra dışı anekdotlarla okurunun ilgisini her an canlı tutabiliyor.

Nouman Ali Khan'ın Dirilt Kalbini adıyla Türkçeye kazandırılan elinizdeki ilk kitabı, günümüze dair bazı meseleler hakkında Kur'ân ayetlerinden damıttığı kıymetli dersler içeriyor. Ayetlerin sadece mesajını değil, ayetlerde geçen ifadelerin dil özelliklerini de laf arasında aktarıyor. Kelimelerin anlamları, anlamlar arasındaki hoş nüanslar, bunların ayetlere kattığı derinlik ve zenginlik... Bütün bunlar, okuyucuyu hem anlatılan konuya hem de bir bütün olarak Kur'ân'ın harikulâde üslubuna yaklaştırıyor, ısındırıyor.

Dirilt Kalbini'yi okurken, şu ayet hep hatırınızda olsun, zira ayette anlatılan şeyin ayniyle tezahür ettiğini göreceksiniz:
'Allah, hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet verilmişse, ona çok büyük bir hayr verilmiş demektir. Bunu ancak, temiz akıl sahipleri düşünüp anlar.'  (Bakara, 269)"

    Sunuş

    Hikmet Ehlinin Dilinden...

Sıklıkla, biz Müslümanları ilgilendiren konuları istişare etmek ve dertleşmek üzere genç arkadaşlarla bir araya geli­yorum. Bazen öğrenci yurtlarında, bazen konferans salonla­rında, bazen de özel sohbet ortamlarında... Her seferinde, konuşulan konu hele de dinî bir içeriğe sahipse, gençlerin daha "kendilerinden" bir dil aradıklarına şahit oluyorum. Onları kalplerinden yakalayacak, nasihatlerin hayatlarına yansımasına yarayacak, durumlarını küçümsemeyen, aksine anlayan ve içlerini dupduru görebilen bir dil...

Üst perdeden nasihat buyuran üsluplar, gençleri hiçbir şekilde etkilemiyor. Kendilerinin sansürsüzce ve yargılamaksızın anlaşılmasını ve gündemlerinin yakalanmasını istiyorlar. Konuşan kişinin kullandığı "biz" li üslup, fena halde itici geliyor; dinleyenleri, mevzunun sıcaklığından koparıyor. Konuşmacının tehdit içerikli "ağır bir din dili" kullanması yerine, İslâmî ilkelerin içine yedirildiği güncel ve neşeli örneklerle bezeli, aktüel bir tarzı tercih ediyorlar. Asla uygulanamayacak uzak ve afakî idealler yerine, yakın ve mümkün hedefler gençlere daha fazla tesir ediyor. Kişi­sel tecrübelerle süslenen ve yer yer özeleştiri de içeren bir üslup, daha kalıcı oluyor. Sadece başkalarının "kusursuz", "mükemmel" ve "örnek" hayatlarının anlatıldığı, insanlara "kusursuzluğu" ve "mükemmelliği" dayatan teorik konuşma­lar, bir noktadan sonra dinleyiciye bir şey söylemez oluyor.

Teknolojinin önümüze serdiği sınırsız imkânları da dü­şündüğümüzde, bu ilkeleri özümsemiş samimi ve bilge üslup­lara ihtiyacımız var. Gençlerimizin artık eski, kalın kitapları karıştırıp kafa yoracak ne vakitleri var ne de istekleri. İslâm'ın ilkelerini ve güzelliklerini, tahrif etmeden ama muhatabı taltif ederek sunmamız gerekiyor. Buna "din dilinin restorasyonu" dememiz caiz olursa eğer, yapmamız gereken tam da bu.
  
        * * *
Türkiye kamuoyunun da yakından tanıdığı davetçi Nouman Ali Khan, yukarıda çizmeye çalıştığım çerçeveyi gerçek anlamda dolduran bir isim. İslâm ve Kur'ân hakkındaki derin bilgisini keyifli ve bilgece bir üslupla dile getirebilmesi, bunu yaparken kendi hayatından aktardığı sıcak ve sıra dışı anek­dotlarla dinleyicinin ilgisini her an canlı tutması, hepsinden önemlisi de "insanlar kendisini dinlesin ve söyledikleriyle ilgilensin diye" İslâm'ın ana ilkelerinden asla taviz vermemesi, onu dünya çapında tanınır ve sevilir kılan başlıca unsurlar.

Geçtiğimiz yıl Türkiye'ye geldiğinde, Nouman Ali Khan hakkında sosyal medya üzerinden bir soruşturma yapmış ve şu sorunun cevabını aramıştım; "Kendisini neden dinliyor­sunuz ve söylediklerinde ne buluyorsunuz?" Gelen cevapların çoğu, şu noktaya odaklanmıştı; "Dini anlatırken, çoktan geçmişte kalan arkaik örnekler yerine hayatımıza dokunan, somut ve güncel meseleleri gündeme getiriyor. Dili çok sıcak ve dostça. Üstten bakmıyor. Düzeltmemiz gereken yanlışları dile getirirken bile, kendisini muhatap kitleden ayrı tutmuyor. Onu dinlerken, sizi sizden çok düşünen bir kardeşin samimi derdini hissedebiliyorsunuz." Evet, aynen öyle.

    * * *
Nouman Ali Khan'ın "Dirilt Kalbini" adıyla Türkçeye kazandırılan elinizdeki kitabı, günümüzdeki bazı meseleler hakkında Kur'ân ayetlerinden damıttığı kıymetli dersleri ihtiva ediyor. Ayetlerin sadece mesajı değil, Arapça ifade­lerin dil özellikleri ve gramer yapısı da laf arasında takdim ediliyor. Kelimelerin anlamları, anlamlar arasındaki hoş nüanslar, bunların ayetlere kattığı derinlik ve zenginlik... Bütün bunlar, okuyucuyu hem anlatılan konuya hem de bir bütün olarak Kur'ân'ın harikulâde üslubuna yaklaştırıyor, ısındırıyor.

"Dirilt Kalbini'yi okurken, şu ayet hep hatırınızda olsun, zira ayette anlatılan şeyin aynıyla tezahür ettiğini görecek­siniz:

"Allah, hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet verilmişse, ona çok büyük bir hayr verilmiş demektir. Bunu ancak, temiz akıl sahipleri düşünüp anlar." (Bakara Suresi 2:269)

Taha Kılınç
22 Eylül 2017, İstanbul
 
    Önsöz

Günümüz dünyası bitmek bilmez bir devinimin uğul­tusu ile dolu. Siyaset, ekonomi, sosyal medya, eğlence ve teknoloji gibi birçok alan, gösterdiği gelişmelerle sürekli dikkatimizi çekmeye çalışıyor. Daha da önemlisi, tüm bu alanlar kalplerimizi huzursuz etmek için kıyasıya yarışıyor gibiler. Pervasız serbest piyasa ideolojisi doğrultusunda sürekli tüketmeye "teşvik ediliyoruz." Allah'ın vahyettiği "Çoklukla övünmek sizi, kabirlere varıncaya (ölünceye) kadar oyaladı (Tekasur Suresi 102:1)" ayeti, daha önce hiçbir döneme bu kadar uygun düşmemişti belki de. Bizi Allah'a karşı görev­lerimizden uzaklaştıran etmenler neredeyse kurumsallaştı. Eğlence sektörü hiç şüphesiz modernitenin en dayatmacı sektörlerinden biri.

Vaziyet elbette bununla da sınırlı değil. Modern toplumda bireyler neredeyse atomize edilmiş tüketiciler hükmünde. Böyle bir ortamda, dinimiz de bir eğlence formunda metalaştırılabiliyor. Benliğimizi müşterilik rutinine tamamen kaptırmadan evvel bir zamanlar manevi liderler olarak takip ettiğimiz ulema, bir bakıyorsunuz şan şöhret sahibi kimselere dönüşmüş. Ümmet bir yandan dini kimlik krizi yaşarken, diğer yandan saldırgan gruplar devamlı surette İslam'ın ev­rensel imajını zedeliyor. Akıllara ziyan şiddet eylemleriyle, 
manşetleri boydan boya kaplayan bu grupların safları, dinin gerçek manasına nüfuz edememiş kimi Müslüman gençler için ise cazibe merkezi oluyor.
 
Krizin ve karmaşanın bu raddeye geldiği bir ortamda, ma­neviyat odaklı kalmak hayli zor. Ait olduğumuz topluluklar ve camiler ise ihtiyaç duyduğumuz manevi irşad ve desteği her zaman yeterli düzeyde sağlayamayabiliyorlar.

Peygamberimiz "Din nasihattir; nasihat ise samimiyet­tir." hadis-i şerifi ile bizlere dinin özünün nasihat olduğunu öğretmiştir. Dolayısıyla yozlaşmanın ve karamsarlığın her yana nüfuz ettiği bir çağda, olumlu ve yapıcı hatırlatmalar hepimiz için olmazsa olmaz.
Nouman Ali Khan'ın bu hatırlatmalar derlemesi, içinde bulunduğumuz zihin dağınıklığı dönemine sunulmuş önemli bir katkıdır. Nouman Ali Khan'ın hatırlatmaları doğrudan kalplerimize hitap ederek, bizleri Allah'a karşı olan vazi­felerimiz hususunda idrak üzere olmaya ve hayatımızı bir perspektif dahilinde düzenlemeye teşvik ediyor.
Dinimiz, bizlere ölümün ancak gerçek hayatımızın bir başlangıcı niteliğinde olduğunu öğretirken, günümüz kültür anlayışı yalnızca bir haz tecrübesinden ibaret saydığı hayatı­mız için ölümü de nihai bir son olarak düşünmemizden yana.

Eserin alt başlıklarından "Hayatı Bir Perspektife Yerleştir­mek", hakikatin gerçek mahiyetini kendimize hatırlatmanın gerekliliğinden bahsediyor. Bu dünyadaki yaşamımız bir taraftan geçici iken, diğer taraftan Allah'ın bizlere cennetini ikram edip etmeyeceği hususunda belirleyici rol oynayacak salih amellerde bulunabilmemiz için birer fırsat penceresidir.

Yazar bu çalışmada, kişiselden evrensele birçok meseleye değiniyor. Eser, her birinde iki ya da üç konuya değindiği toplam beş bölümden oluşuyor.
Bölümler, dualarımızda Allah'a olan tavrımızın nasıl olması gerektiği yahut eş, dost ve akrabalarımız hakkında niçin asla olumsuz düşünmememiz gerektiğine dair son derece şahsi konulardan, Allah Resulü'nün kız çocuklarını ve genel, olarak kadınları onurlandıran sarih öğretilerine rağmen birçok Müslüman topluluğun kız çocuklarına karşı takındığı kabul edilemez tavırlar gibi toplumsal hastalıklara kadar geniş bir aralıkta dağılım gösteriyor.

Nouman Ali Khan'ın çalışmaları, Beyyine minvalinde enstitüler kurarak dünya çapında bir dinleyici kitlesine nasıl erişileceğine ve her kesimden insana hitap edebilmek ama­cıyla sosyal medyanın nasıl etkili bir şekilde kullanılacağına dair Müslüman topluluklar ve alimler için mükemmel bir örnek teşkil ediyor.
Emperyal savaşlar ve yozlaşmış hocalar yüzünden gelenek­sel eğitimin neredeyse birer harabeye dönüştüğü bölgelerde artış gösteren radikalliğe karşı bir duruş sergileyebilecek güvenilir ve sıhhatli İslami öğretilerin hayat bulacağı kurum­lara yatırım yapmak, günümüz Müslümanları ve özellikle batıdaki Müslümanlar için son derece önemli bir meseledir.

Umudumuz o ki, bu çalışma günümüz Müslümanları­nın kalplerine diriliş muştulasın, görüş açılarını toplumsal sorumluluğu yüklenecek ve müttaki kullar olacak şekilde genişletsin. Dünyamız için birer nûr menbaı olmaları yo­lunda nice gönüllere ilham kaynağı olsun.

Kube Yayınları Ocak 2017

 
-----

Nouman Ali Khan'dan Kalbi Diriltme Dersleri

Nouman Ali Khan Türkiye’de de yakından tanınan bir isim. Kuran derslerinin takipçisi her geçen gün büyüyor. Nouman Ali Khan’nın Türkçeye kazandırılan ilk kitabı 'Dirilt Kalbini' hakkında Mustafa Uçurum yazdı.

Kuran’ı merkeze alarak yaşamak. İşte tam da ihtiyacımız olan bir yaşam biçimi bu. Kuran demek bir mizan üzeri yaşamak, peygamberî yaşamı hayat tarzı olarak belirlemek demektir.

Nouman Ali Khan dünyanın tanıdığı bir isim. Kuran dersleriyle ve meselelere getirdiği Kuranî yaklaşımla çok büyük bir takipçi kitlesine sahip olan Khan, çalışmalarını “Dirilt Kalbini” adlı kitapta bir araya getirdi. Timaş Yayınları arasında çıkan kitabı Feyzanur Can çevirmiş.

2016 yılında Türkiye’ye de gelen Khan, anlatım tarzı ve meselelere getirdiği özgün yorumlarıyla büyük beğeni toplamıştı. Özellikle klâsik yaklaşımlardan uzak durmak isteyenlere söyleyecek çok sözü var Khan’ın.

Kuran çalışmalarına ve Arapça derslerine devam eden Khan, Dirilt Kalbini kitabı ile takipçilerine bir tutam esenlik sunuyor.

Allah’a dua ile bağlanmak

Kitap, tefsir dersleri tadında kaleme alınmış. Sanki Nouman Ali Khan sahnede Kuran’dan dersler veriyor ve dinleyicilerle açılımı geniş sohbetler ediyor.

Olaylara bakış açısı halk diliyle ve asgari bir Müslüman’ın düşüncelerini önceliyor. Örneklerini halkın arasından alıyor gibi. Kitabın ilk bölümü: “Allah’a dua ile bağlanmak.” Dua kavramı üzerinde duruyor Khan ama kafalardaki soru işaretlerini çoğaltıyor önce.

Mesela “Oğlum için dua ediyorum, yıllardır yapıyorum bunu ama hiçbir şey değişmiyor. Vaziyet iyiye gitmiyor, aksine kötüye gidiyor. Ne yapmam gerekiyor? Niçin duam bir işe yaramıyor?” gibi bir örneği paylaşıyor. Bu tarz örnekler çok kitapta. İnsanların çok kez dillendirdiği meseleleri merkeze alarak açıklıyor konuyu. Dayanak Kuran olunca bütün çıkmazlar sona eriyor.

“Duanın gerçek manası hakkında insanların zihninde büyük bir karmaşa var.” Asıl sorun bu. Neden dua ettiğinin bilincinde olmayan bir kul, ettiği dua kabul olmayınca ümitsizliğe düşüyor ve bazen inancı zayıflıyor.

Hz. Zekeriya’dan, Hz. Musa’dan örnekler var kitapta. Duanın maksadı Allah’a yakın olduğunu bilmek. Allah’ın bir kulu olduğunu hiç unutmamak.

Soruyor Nouman Ali Khan: “Mızmızlık etmeye hakkımız var mı? İnanan bir insan bilir ki Allah ona ne verdiyse, masaya hangi yemeği koyduysa, ona hangi işi bulduysa, ne ile meşgul ettiyse bu kendisi için en iyisidir ve onun tam olarak bunlara ihtiyacı vardır.”

Bir mümin olarak yaşamak

Kitabın asıl teması konu ne olursa olsun net; bir mümin olarak nasıl yaşamamız gerekir? Eleştiri yaparken, finans dünyasında yer alırken, kafirlere karşı tavır takınırken, müzik dinlerken, ahireti düşünürken, evlat sahibi olurken ve daha birçok meselede mümince tavrı terk etmemek.

Bütün mevzulara Kuran üzerinden yaklaşıyor Khan. Örneğin “Müjde, bir kızınız oldu” adlı bölümde kız evlat, erkek evlat konusuna nasıl yaklaşılmasına dair fikirlerini paylaşıyor. Nahl suresi 62. ayeti alıyor yazısının başına. “Hoşlarına gitmeyen şeyleri Allah’a isnad ederler.” Ayetler eşliğinde konuya dair fikirlerini paylaşıyor Khan. “Onlardan biri, kız ile müjdelendiği zaman içi öfke ile dolarak yüzü simsiyah kesilir.” (Nahl Suresi 58)

“Allah’ın bahşettiği kız çocuğunu takdir etmeyen bir baba aynı zamanda kendi annesini de takdir etmemiş olur” diyerek meseleye daha geniş bir açıdan bakıyor Nouman Ali Khan. Peygamber Efendimiz’in kız evlatlarına inanılmaz bir önem verdiğini ifade ederek bir hadisle pekiştiriyor konuyu: “İçinizden hiçbir kimse yoktur ki üç kızı yahut iç kız kardeşi olup da onlara hüsn ile davrandığı takdirde cennete girecek olmasın.”

Kitabın en ilgi çekecek bölümlerinden biri de Nouman Ali Khan’ın “Müzik dinlemenin sakıncaları” konusunu ele aldığı bölüm. Müziğe karşı bir önyargısının olmadığını fakat müziğe karşı güçlü bir itirazı olduğunu söylüyor. Hayatına Kuran’ı rehber edinmiş birinin itirazı da elbette farklı bir açıdan olacaktır: “Günümüzde birtakım müzikleri dinlemek muhtemelen insanın ahlakî ölçülerini kaybetmesinin en kolay yolu. Bugün bazı müzikler sesli pornografi gibi.”

Dirilt Kalbini, Kuran ve hadisler eşliğinde birçok konuya farklı açılımlar getiren bir kitap. Yaşadığımız bu çağda, kalbin her gün karardığı bir zamanda Nouman Ali Khan’ın verdiği seminerlerde karşılaştığı sorular ve sorunları da kitapta görmek mümkün. Bu da kitabı daha güncel hale getiriyor. Kalbi diri tutmanın ilacı da var kitapta. Her anını Kuran ve peygamberin rehberliğinde yaşamak. Böyle olursa elbette dirilecektir kalpler.

Kitabın kapağındaki mesaj kitabın özeti gibi: “Size verdikleri için müteşekkir olduğunuzda, dertlerinizle bizzat Allah ilgilenir.”

Nouman Ali Khan
Dirilt Kalbini
Timaş Yayınları

Mustafa Uçurum


Editörün görüşü

Günümüz Müslümanlarının -ülkemiz özelinde bizlerin- kasıtlı olarak güdülen politikalar vesilesiyle Rabbimizin bize konuşması olan vahiyle, yani Kur'an ile, Kur'an’ın kendi dünyalarımıza da inmesi için bir anahtar hükmünde olan Kur’anî kavramlarla, Kur'an dili olan Arapça ile, dolayısıyla da Rabbimiz ve Hz. Peygamber’le aramızdaki bağlar çok zayıflatıldı; hatta yer yer kopma noktasına geldi. Maalesef bir hayat tarzı sunan İslamiyet hayatlarımızda ikincil kaldı. Halbuki insanın en temel ihtiyacıdır bir Yaratıcıya inanmak. Günümüzde yaşadığımız her türlü buhran, fıtratımızın göz ardı ettiğimiz bu ihtiyacını haykırması olarak algılanmalı. Yaratıcımızın bize konuşması olan Kur’an ile aramızdaki mesafe o kadar açıldı ki, bu sebeple fıtratlarımıza konuşan vahiy diline çok yabancılaştık. Öyle ki artık konuşageldiğimiz dili, konuştuğumuz şekilde, vahyi bizim anlayacağımız örnekler üzerinden açıklayan insanlara ihtiyaç duyar olduk. Bu öyle biri olmalıydı ki kullandığı dil bizi sıkmamalı, yeri geldiğinde yaptığı esprilere hep beraber gülmeliydik. Bu sırada verdiği Kuranî kavramlarla aklımızı ve kalbimizi vahye yakınlaştırmalıydı. En başta bize “Kur’an Dili”nden korkmamayı öğretmeliydi. Gerekirse bunun için dersler vermeliydi. Kısacası hayatını Kur’an’ın anlaşılması ve anlatılmasına adayan biri olmalıydı. Son yıllarda inanma ihtiyacının farkına varan milyonların sosyal medyada takipçisi olduğu bir isim Nouman Ali Khan. Aslen Müslüman olmakla birlikte İslamiyet’in ve vahyin barındırdığı güzelliklerin sonradan farkına varan, dolayısıyla elindeki cevherin kıymetini takdir eden bir sarraf. En önemli özelliği kendisinin de benzer tecrübeler yaşamış olması. Bundan olsa gerek çağın insanının özellikle gençlerin ihtiyaçlarını, sorularını, yaşadıklarını ve arayışlarını iyi analiz ederek onlara kendi dilleriyle kendi hizalarından sesleniyor. Yaşanan toplumsal ve bireysel problemleri tespit ederek onlara Kur’an ve Hz. Peygamber’in hayatından çözümler getiriyor.

En önemli cümle

“Hayatımı Allah’ın kitabında olanları çalışmak ve öğretmek için harcayabilmem muazzam bir onur. Yaptığım küçük işlerden birçok kişinin faydalanmış olduğu gerçeği benim yaptığım bir şey değil, Allah’ın bir lütfudur. Yararlı olmaya çalıştığım insanlardan üstün değilim, aksine ben kendimi onların hizmetçisi olarak görüyorum. Bütün dünyadaki gençlerimize karşı kelimelerle ifade edilmesi zor olan bir sevgi ve bağlılık hissediyorum. Sizler benim insanlarım, benim ailemsiniz.»
Bu kitap neden önemli
Kitabı önemsememizin pek çok sebebi var: Kitap, okur kitlesi ve “ihtiyaçları” iyi tespit edilerek hazırlanmış. “Çözüm kaynağı” olarak kullanılan sarsılmaz bilgi kaynağı olan vahiy, kullanılabilecek en doğru ve en isabetli kaynak. Kaynaktan istifade metodu isabetli, Okurlara sunuş şekli, sunum sırasında kullandığı örneklerle okurun dikkatini canlı tutmayı başarıyor. Ortaya koyduğu argümanlar okuru ikna ediyor. Kitabın dili, okurların dinlerken aşina oldukları üslubu hatırlatıyor.



 
Diğer Özellikler
Stok Kodu9786050825992
MarkaTimaş Yayınları
Stok DurumuVar
9786050825992
En yeni ürünler
Güvenli teslimat
Kampanyalı ürünler
Piyasadaki en iyi fiyat

PlatinMarket® E-Ticaret Sistemi İle Hazırlanmıştır.