Kitap Dört Halife Seti
Yazar Mustafa Necati BURSALI
Yayınevi Çelik Yayınevi
Kağıt Cilt 2.Hamur, Karton Cilt, 4 Cilt takım
Sayfa Ebat 1.304 sayfa, 13.5x21 cm, Roman boy
Yayın Yılı 2016, 2018, 2020, 2021
Çelik Yayınları Dört Halife kitap serisi ni incelemektesiniz.
M. Necati Bursalı Dört Halife seti hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
En Büyük Sıddîkıyet ve Teslimiyet Örneği Hz. Ebubekir
Bu kitabı Asr-ı Saâdete açılan bir pencere kabul edebilirsiniz. Saâdet asrından, asrımıza saâdet getirmek için açılmış bir mazgal da kabul edebilirsiniz. Yine kabul edebilirsiniz ki, bu kitap diğerleri gibi değildir. Zaman öldürmek için değil, gönül eğlemek için değil, iş olsun diye de değil. Hatta ve hatta birşeyler öğrenmek içinde bu kitabı okumayacaksınız. Bu kitabı okurken Kur’ân’ın nüzûl ettiği yıllara gidecek, İslâm dinini iki cihan serverinden öğrenen her şahsın şahsiyetinde dinimizin yaşanma tarzına dair birşeyler öğrenecek ve hemen bunu yaşamaya çalışacaksınız. Demek ki, her kitap kendi seviyesine göre insana birşeyler öğretir, amma hayatın saâdet sırlarını kesin çizgiler içinde veremez. Fakat bu kitap gibileri, bu kaidenin dışında tutulmalıdır.
Evet Ebû Bekir (r.a.) isimli eseri okuyacağız. Okuyacağız amma, Ebû Bekir (r.a.)’e benzemek için, o ufka ulaşmak için koşacağız, bu hedef ve bu hedefte gizli saâdet ebediyen mesut edecektir.
Bu eseri okuyarak Ebû Bekir (r.a.)’in insanlık dünyasındaki izlerini bulup o izleri takip edeceğiz. Evet, yollarında çoğaldığı şu devirde, istikametimizi tâyin edip, yolumuzu bulup, orada ilerlemeliyiz. Bunun için bu kitabı okuyoruz.
Hekimoğlu İsmail
Hak ve Adâlet Güneşi Hz. Ömer
Çok zaman düşünmüşümdür: Acaba cehalet devrinin Ömer’i nasıl olmuş da, İslâm dinini kabul eder etmez, birdenbire inkişaf etmeye başlamış, kemalin zirvesine doğru tırmanmış, sonra Hazret-i Ömer (Radıyallahu anh) olmuş, aşere-i mübeşşereden olmuş, hülafâ-i râşidinden olmuş ve emirü’l-mü’minin makamına çıkmış.
Ümit ederim ki, bu kitabı okurken İslâmı yaşayan bir insanın yükseldiği kemâl derecelerini görür ve İslâmiyetin hayat dini olduğunu bir daha anlayıp, hayatınızı İslâmiyetle hayatlandırırırsınız… Demek ki: “Din, hayatın hayatı. Hem nuru, hem esası. İhya-yı dinle olur, bu milletin ihyası.”
Ey Müslüman okuyucu dikkat buyur: Sadece kelime-i şehadet getiren de Müslüman, Hazret-i Ömer’de! Resûl-i Ekrem bir hâdislerinde mealen buyuruyorlar ki: “Ashabım yıldızlar gibidir, kim onlara tâbi olursa kurtulur.”
İşte size bir Kutup Yıldızı! Bakınız, Hazret-i Ömer (r.a.) İslâmiyeti nasıl anlamış ve yaşamışsa, bizler de aynı hal ile hallenip, dünyamızla birlikte ahiretimizi de Cennet hayatına çevirelim.
Sizleri ve Mustafa Necati Bursalı kardeşimi İslâm sarayında görmenin sevinci içinde hepinizi hürmetle selâmlarım, efendim.
Hekimoğlu İsmail
Hayâ ve Edep İncisi Hz. Osman
Evet kocaman bir kitap için belki iki söz yazmak mümkündür amma, Hazret-i Osman’ı (Radıyallahu Anh) bir söze veya bir kitaba sığıştırmak zannedildiği kadar mümkün değildir.
Mümkün değildir deyip bırakmak üstün insanların hayatına perde çekip onları kimseye göstermemek mânasına geleceğinden, Muhterem M. Necati Bursalı hocamı bu çalışmalarından dolayı takdir eder ve bu kitabın bana olduğu kadar herkese faydalı olacağını belirtmek isterim.
Kimlerin hayatı okunmuyor ki?
Bir gün kitapçı vitrinlerini dolaşınız. “Bu adamların hayatını ne diye yazmışlar?” diyeceksiniz. Sonra düşüneceksiniz:
“Yazıldı diyelim, neden ve niçin okuyorlar?”
Bu soruların cevabını bulsak bile, anlayamayacağız, biraz daha kafamızı zorlarsak: “Kötünün reklâmını yapan kötüler bunlar!” demekten kendimizi alamayacağız.
Böylelerini kendileriyle baş başa bırakıp; biz, İslâmiyeti anlamış ve yaşamış olanlardan Hazret-i Osman (Radıyallahu Anh)’ın hayatını okuyup, üstün insan, iyi bir Müslüman olmasının sırlarını bulmaya, bulmuş isek, onları daha iyi anlamaya çalışalım.
Uzun lafın kısası: Peygamber Efendimiz, cahiliyet devri insanlarını ele aldı, onları en iyi, en ilmi ve en medenî duruma getirdi. Bugünün Müslümanları aynı şeyi yapmakla vazifeli değil mi?
Peygamber güneşinden bir yıldız: Hazret-i Osman!.. İster güneşe koş, gece gündüz yap; istersen bu kutup yıldızına bak, istikametini tayin et!..
Allah'ın Arslanı ve Evliyalar Sultanı Hz. ALİ
Müellifin Önsözü
Bütün âlemleri yoktan var eden, varlığından bizleri haberdar eden, kullarından mü'minlerin kalb gözlerini açıp marifetinin nuru ile onları rızâ-i Bârisine eriştiren Rabbi Rahîmimize hamd olsun...
Sonsuzluğa eriş ve sonsuzlukta oluş sırrının mukaddes rejimini nokta nokta çizen ve Allah'tan İlâhî müjdeler getiren Cenâb-ı Muhammed Mustafa'ya salât ve selâm olsun...
Bu salât ve selâm, O'nun âline de olsun ki onlar, insanlık semasında parıldayan birer hidayet yıldızı, birer hakikat kandilidir...
O Peygamberler Pâdişâhının dört büyük Halifesinin sonuncusu, Allah'ın Arslanı ve Evliyalar Sultanı Hz. Ali (k.v.) isimli bu eserimi muhterem din kardeşlerime sunmakla bahtiyarım...
Bu eseri 6 sene önce Merhum Mustafa Polat Bey'in teşvikiyle hazırlamış ve «Yeni Asya» da tefrika etmiştim. Şimdi kitap olarak neşrini Rahman ve Rahîm olan Allah bu âciz kuluna nasip etti...
Eşsiz şecaat, ulviyet, ilim ve hikmet mâdeni Hz. Ali (radıyallâhu anh), gözlerini dünyaya açtığı andan itibaren Allah Resûlü'nün mukaddes ellerinde yetişti. Sonsuzluk Nebisi onu 5 yaşında bir çocuk iken babasından alıp kendi öz evlâdı gibi büyüttü... Bu ateş parçası, arslan pençeli nur çocuk nefes nefes, yudum yudum o mukaddes nûru içti. Ve âlemde hiçbir fâniye nasip olmayan saadete erdi...
Cihanın evvelinde ve sonrasında eşi bulunmayan Yüce Peygamber (Sallallahû aleyhi ve sellem), Onun şuur gözlerine hikmet sürmesini çekti. Cihan sırlarını gösterdi. Dalgın semâların, boşlukta uçan kuşların, sessiz toprakların, görünmez varlıkların ibâdetlerini öğretti; zerrelerin, kürelerin teşbihlerini duyurdu... O'nu, öyle bir mânâ sultanı yaptı ki, bütün zaman ve mekân boyunca, şânı iklim iklim dillerde destan oldu...
Cenâb-ı Ali (radıyallâhu anh), o şan ve şerefin sahibidir ki, cennetler bile ona müştak olmuştur.
Allah'ın Sevgilisi buyuruyorlar:
- Cennet dört kişiye müştakdır. Bunlar, Ali, Ammar, Selman ve Mikdad'dır!..
Hz. Ali (k.v.) nin hayatını okurken aynı zamanda Nebiyyi Muhterem'in hayatını da okumuş ve nurlanmış olacaksınız. Çünkü, Allah Resûlü'nün ilâhî memuriyeti mukaddes omuzlarına aldıkları andan İlâhî Visale erdikleri ana kadar olan hayatı bu eserde dile getirildi... Nur asrının bütün ihtişamı nokta nokta ışıldadı...
O mukaddes ruh kuyumcusu, insan ruhlarını nasıl elmas elmas işledi hep göreceğiz...
İnsan ve İslâm varlığımıza onunla ereceğiz...
Bil ki: Nuru sönmez bir güneş Nebi, Can bahşeden Huda onun sahibi...
Hep o, hep o, elde sancak sancak nur, Nebiden Nebiye geçen ancak nur!
Mustafa Necati Bursalı
O'nsuz insan sağır, Odsuz insan kör, Yüz bin gözü olsa yine her ân kör!..
Kim O'nun nurundan almazsa ışık, Hep gece, bekleme hiçbir aydınlık...
Hülâsa Hz. Ali (radıyallâhu anh), Halikı Azîmin o Muhterem Peygamberinin mukaddes elinden ölümsüzlük iksiri içti ve kerametler sarayının eşsiz sultanı oldu...
İşte bu küçük eser, o büyük insanın aynasından akseden pırıltılardır.
Sözümü şöyle noktalıyorum:
Ey peygamber bağında yetişen ulvi çiçek, Benim gönül tarlama bal akıt petek petek!..
M. N. Bursalı -1975