El Adab, Hadislerle İslam Ahlakı, Arapça Metinsiz 2. HAMUR BEKA

Fiyat:
210,00 TL
İndirimli Fiyat (%42,9) :
120,00 TL
Kazancınız 90,00 TL
Havale / EFT:
116,40 TL
Aynı Gün Kargo

Kitap              El Adab, Hadislerle İslam Ahlakı, Metinsiz
Yazar             İmam Beyhaki
Tercüme        Yrd. Doç. Dr. Faik Akçaoğlu, Muahammed Enes Topgül
Yayınevi        Beka Yayınları
Kağıt - Cilt     2.Hamur, Karton İnce Cilt
Sayfa - Ebat  410 sayfa, 13,5x21 cm  Roman Boy
                      1052 Hadis-i Şerif Türkçe Açıklaması


      
Beka Yayıncılık El Adab Hadislerle İslam Ahlakı kitabı nı incelemektesiniz.
İmam Beyhaki Adab kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.

Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2



İmam Beyhakî nin el Adab adlı bu kitabında üç yüz kadar bölümde, anne-babaya iyilikten akraba ve komşula­ra yardım etmeye, Müslüman kardeşinin sırrını muhafaza etmekten insanların kusurlarını araştırmanın ve gıybetin kötülüğüne, selam alıp-vermenin adabından herhangi bir mecliste oturup kalkmanın gereklerine, hasta ziyaretin­den konuşma adabına, yemek yeme adabından giyinmede dikkat edilmesi gereken hususlara, güzel kokudan uyuma ve uyanmanın edeblerine, sabırdan tevekküle varıncaya kadar yüzlerce konu ile ilgili binden fazla rivayet yeri gel­diği zaman hadis tekniği, yeri geldiği zaman ise ahkâm hakkındaki bazı değerlendirmelerle taliblerin istifadesine sunulmuştur.

Ahlâkî tavırları rivayetlerle temellendiren bu esere göre, inanan insanın hayatının tamamı, bir edeb numunesi olma çabasıdır ve Beyhaki bu eseriyle "Bir Müslümanın ya­şantısı nasıl olmalıdır?" sorusuna, bizzat Hz. Peygamber'in ve onun seçkin ashâbının tatbikatlarını sunarak ayrıntılı bir surette cevap vermektedir.


Çok Yönlü Bir Âlim: Ahmed b. Hüseyin el-Beyhakî

Neysâbûr'a bağlı Beyhak bölgesinde 384 senesinin Şaban ayında (Eylül 994) dünyaya gelen ve bundan dolayı da "el-Beyhakî" nisbesiyle tanınan Ah­med b. Hüseyin, ilk tahsilini doğduğu Beyhak'ta yaptı ve bu çerçevede hadis ve fıkıh tahsil etti. Devrin ilim telakkisine uygun düşen bir surette "rıhle" diye tabir edilen ilim yolcuklarında bulundu ve Tûs, Hemedân, Isfahân, Rey, Neysâbûr, Bağdat, Küfe, Mekke gibi ilim merkezlerini gezdi. Yaptığı ilim yol­culuktan sonucunda hadis ilmini diğer ilimlere tercih ederek sadece onunla meşgul olmaya başladı. Hadis sahasında el-Mü&edrek ve Ma'rifetü ulûmil hadîs adlı eserleriyle İslâm dünyasında haklı bir şöhret kazanan Hâkim en-Neysâbûrî'den (ö. 405/1014) çokça istifade etti. Beyhakî, Hâkim'in yanı sıra Ebu Ali er-Rûzbârî (ö. 403/1012), muhaddis, kelâm ve fıkıh âlimi İbn Fûrek (ö. 406/1015), zâhid ve vaiz Harguşî (ö. 406/1015), mutasavvıf Ebu Abdur-rahman es-Sülemî (ö. 412/1021), İbn Büşrân es-Sükkerî (ö. 415/1024), mu­haddis, fakih ve kelâm âlimi Ebu İshak Rüknüddin el-İsferâînî (ö. 418/1027), muhaddis ve fakih Berkânî (ö. 425/1034), muhaddis Ebu Zer el-Herevî (ö. 434/1043) gibi farklı yönleriyle meşhur olan âlimlerle görüşüp onlardan ilmî ve manevî anlamda faydalandı.


406 (1015-16) yılından itibaren eserlerini telif etmeye başlayan Beyhakî hadis ilmindeki sağlam bilgisi ve güçlü hâfızasıyla temâyüz etti. Hadislerde mevcut gizli kusurların (illet) tespiti ile birbirine zıtmış gibi görünen rivayet­lerin (müteârız) uzlaştırılmasında ve hadislerin fıkhını kavramada (fıkhu'l-hadîs) devrinin en seçkin isimleri arasında yer aldı. Neysâbûrlu âlimlerin, ki­taplarını, özellikle de Ma 'rifetü 's-sünen ve'l-âsâr'ını kendilerine okutmasını talep etmeleri üzerine 441 (1049-50) yılında Beyhak'tan Neysâbûr'a gitti ve 
orada tertip edilen ilim halkalarında mezkûr eserini yazdırdı. Bu sürecin ar­dından yeniden memleketine döndü.


Fıkıh ve usûl-i fıkıh sahalarında da devrin önde gelen âlimlerinden olan Beyhakî özellikle Şâfıî fıkhına dair değerli eserler telif etmiştir. Nite­kim İmâmü'l-Haremeyn el-Cüveynî (ö. 478/1085), her Şâfıî fakihinin İmam Şâfıî'ye minnet borcu olduğunu, ancak mezhebini ve görüşlerini müdafaa etmek için Beyhakî'nin kaleme aldığı eserler sebebiyle İmam Şâfiî'nin ona minnettar olması gerektiğini belirtmiştir. Gerçekten de Beyhakî'nin eser­leri sayesinde Şâfiî fıkhı daha geniş bir muhite yayılma ve tutunma imkânı bulmuştur. Bununla birlikte Zehebî'nin ifadesine göre Beyhakî, müftakil bir mezhep ortaya koymayı arzulasa bunu yapacak ilmî yetkinliğe sahip bir âlimdi. Beyhakî'nin ilimdeki yerini tespite çalışan âlimler, hem hadis hem de fıkıhtaki üstün mevkiine ve Eş'arî kelâmındaki geniş bilgisine özellikle işaret ederler ve onun çeşitli ilimlere vakıf olduğunu, daha önce benzeri görülmeyen eserler verdiğini ve 1000 cüzü bulan eserlerinin hacmi itibariyle de seleflerini geçtiğini belirtirler.


Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey zamanında (1040-1063) vezir Amîdülmülk'ün teşvikiyle Eş'arîler aleyhinde şiddetli bir takip başladığı zaman Beyhakî de büyük mutasavvıf İmam Kuşeyrî (ö. 463/1071) ve İmâmü'l-Haremeyn el-Cüveynî gibi yurdundan ayrılarak Mekke'ye sığınmıştır. İlmî yaşantısı bo­yunca çeşitli zorluklarla karşılaşan Beyhakî velut bir müellif olmanın yanı sıra pek çok talebe yetiştirmiştir. Nitekim kendisinden istifade eden talebeleri arasında Şeyhü'l-Kudât İbnü'l-Beyhakî diye bilinen oğlu İsmâil b. Ahmed (ö. 507/1113), İbn Mende (ö. 511/1117), Hafîdü'l-Beyhakî diye anılan torunu Ubeydullah b. Muhammed (ö. 523/1128), Mekke ve Medine fakihi muhaddis Furâvî (ö. 530/1136), Horasanlı muhaddis Zâhir b. Tâhir (ö. 533/1138), mu­haddis Ebü'l-Meâlî Muhammed b. İsmâil el-Fârisî'yi (ö. 539/1144) zikretmek mümkündür.

Yeniden ilmî yaşantısının büyük bölümünün geçtiği coğrafyaya dönen Beyhakî 10 Cemâziyelevvel 458'de (9 Nisan 1066) Neysâbûr'da vefat etmiş­tir. Cenazesi Beyhak'a nakledilerek doğduğu yer olan Hüsrevcird'de toprağa verilmiştir.

Dünya malına değer vermeyen Beyhakî aynı zamanda şiir yazacak dere­cede ince ruhlu bir âlimdi. Hz. Peygamber'in ve ashabın örnek hayatını yaşa­maya çalışırdı. Otuz yıl aralıksız oruç tuttuğu nakledilen bu büyük âlim, ilim tahsili uğrunda ve hayatının daha sonraki devirlerinde çeşitli sıkıntılar çektiği 
hâlde bunlardan kimseye şikâyet etmezdi. Nitekim onun maddî imkânsızlıklar sebebiyle Tirmizî, Nesâî ve İbn Mâce'nin Sünen'lerine sahip olamadığı riva­yet edilir. Ayrıca Beyhakî ilmî tartışmalarda rakiplerine karşı son derece anla­yışlı ve insaflı davranırdı.

Bütün eserlerini muhaddislere has metotla her rivayetin senedini zikre­derek kaleme alan Beyhakî, mevzû (uydurma) olduğunu bildiği bir haberi kitaplarına almamaya özen göstermiştir.

Onun hadis, akâid, ahlâk ve Şâfıî mezhebi konularında bazıları çok ciltli olan kırk kadar eseri tespit edilmiş olup bunlardan günümüze ulaşanlar şun­lardır:

Hadis: es-Sünenü'l-kübrâ, el-Medhal ilâ Kitabi s-Sünen, Marifetti s-sünen ve 'l-âsâr, es-Sünenü 's-suğrâ, el-Kırâa halfe 'l-imâm, Tahrîcu ehâdîsi 7-Ümm, Fezâilu 'l-evkât.
Akâid: el-Esmâ ve's-sıfât, Delâilü'n-nübüvve, Şuabu'l-îmân, el-İ'tikâd ve 'l-hidâye ilâ sebili 'r-reşâd, el-Kazâ ve 1-kader, el-Ba 's ve 'n-nüşûr, İsbâtti azâbi 'l-kabr, Hayâtu l-enbiyâ fî kubûrihim.
Ahlâk: el-Adâb, ez-Zühdü 'l-kebîr, el-Erbaûne's-suğrâ, ed-Daavâtu 'l-kebîr.
Şâfiî Mezhebiyle İlgili Olanlar: Menâkıbü 'ş-Şâfıî, Beyânü hatai men ah-tae ale 'ş-Şâfiî, el-Hilâfıyyât beyne 'ş-Şâfıî ve Ebî Hanîfe, Ahkâmü 'l-Kur 'ân.[1]

 
 
İslâm Ahlâkının Bir Yansıması Olarak el-Âdâb


İmam Beyhakî, yukarıda işaret edildiği üzere ahlâk sahasında da bazı eserler kaleme almıştır. Rivayetleri isnadlarıyla vermek suretiyle eser telif üslubu bakımından muhaddisleri izleyen Beyhakî, el-Âdâb'da ahlâkın çeşitli konularına dair hadisleri belli bir sistematik dâhilinde bir araya getirmiş ve böylece kendisinden önce yaklaşık üç asırlık bir serüveni olan bir yazın türü­nü, kendi bulunduğu tarihî şartlarda devam ettirmiştir. Zira erken dönemden itibaren hadis kitaplarında "Kitâbu'l-Edeb" veya "Kitâbu'l-Âdâb" adlı müs­takil bölümlere yer verildiği görülmektedir. Bu bölümlerde Hz. Peygamber'in yaşayış tarzı, ferdî ve içtimaî münasebetlerde dinî bakımdan uyulması gereken hususlar ve bu konuda Hz. Peygamber'in emir ve tavsiyelerine ilişkin rivayet­ler bulunmaktadır. Ancak muhaddislerin edep ile ilgili hususlara sadece eser­lerinin bu bölümlerinde yer vermediklerine, aksine genel olarak ahlâk, özelde ise edep hadislerinin, hadis kitaplarının farklı bölümlerinde de bulunabilece­ğine dikkat çekilmelidir.

Kütüb-i Sitte'nin en kapsamlı "Kitâbu'l-Edeb"i Ebu Davud'un (ö. 275/889) Sünen'inde yer almaktadır. Onun ardından ise büyük muhaddis Buhârî'nin (ö. 256/870) el-Câmiu's-sahîh'inde "Kitâbu'l-Edeb" başlıklı bölüm gelmektedir. Ancak Buhârî, geniş anlamda ahlâka dair hadis ve haberleri ihtiva eden ancak Sahîh kadar yaygınlaşmayan el-Edebu 'l-müfred adlı bir eser daha kaleme almıştır. Buhârî'den önce İbn Ebu Şeybe'nin (ö. 235/849) de Kitâbu 'l-Edeb adlı müstakil bir eser tasnif ettiğine de burada temas edilmelidir.2

Beyhakî nin el Adab'nda üç yüz kadar bölüm yer almaktadır. Anne-babaya iyilikten, akraba ve komşulara yardım etmeye, Müslüman kardeşinin sırrını muhafaza etmekten, insanların kusurlarını araştırmanın ve gıybetin kötülüğüne, selam alıp-vermenin âdâbından herhangi bir meclisle oturup kalkmanın gereklerine, ha&a ziyaretinden, konuşma âdâbına, yemek yeme 
âdâbından giyinmede dikkat edilmesi gereken hususlara, güzel kokudan uyu­ma ve uyanmanın edeblerine, sabırdan tevekküle varıncaya kadar yüzlerce konu ile ilgili binden fazla rivayet "kâle'ş-şeyh Ahmed (Beyhakî şöyle de­mektedir)" denilerek yeri geldiği zaman hadis tekniği, yeri geldiği zaman ise ahkâm hakkındaki bazı değerlendirmelerle taliblerin istifadesine sunulmuş­tur. İtikâda dair Şuabu 'l-îmân adlı hacimli eserinde imanın temel konularını ve bunlara ilişkin tâli meseleleri imân-amel ilişkisine ışık tutan rivayetlerle iş­leyen Beyhakî, el-Âdâb'ında da Müslümana yaraşan davranış tarzlarım, aynı zamanda ahlâk bağlamında değerlendirilebilecek rivayetlerle nazara vermeyi amaçlamıştır. Böylece Beyhakî itikâd-amel-ahlâk olgularını bu iki eserinde derinlemesine işlemiş olmaktadır.

2 -Konu ile ilgili olarak bk. Ahmed Ürkmez, Ahlâk Ekseninde Hadis, Ankara 2010, s. 36-40 ve s. 49-55.

Öte yandan Beyhakî'nin eseri, İslâm ahlâk düşüncesinin Kindî (ö. 252/866), Ebu Bekir er-Râzî (ö. 313/925), İbn Sînâ (ö. 428/1037), İbn Miske-veyh (ö. 421/1030), Nasîruddîn et-Tûsî (ö. 672/1274), Celâleddîn ed-Devvânî (ö. 908/1502) ve Kınalızâde Ali Efendi (ö. 979/1572) gibi müelliflerin eser­lerinde olduğu gibi klasik Yunan felsefesinden süzülüp gelen ve bir bakıma İslâm düşüncesiyle yeniden yoğurulan yönüne değil; ahlâkî eylemleri İbn Ebu Şeybe, Buhârî ve diğer muhaddisler gibi Hz. Peygamber'in güzel örnekliği­ne (üsve-i hasene) dair rivayetlerle tespit eden yönüne dikkat çeken en iyi örneklerinden biridir. Özetle ifade etmek gerekirse, ahlâkî tavırları rivayet­lerle temellendiren bu esere göre, inanan insanın hayatının tamamı, bir edeb numunesi olma çabasıdır ve Beyhakî bu eseriyle "Bir Müslümanın yaşantısı nasıl olmalıdır?" sorusuna bizzat Hz. Peygamber'in ve onun seçkin ashâbının tatbikatlarını sunarak ayrıntılı bir surette cevap vermektedir.

Dikkat çeken bir diğer nokta Beyhakî'nin de diğer muhaddisler gibi her yeni konuya başlarken, o konu ile ilgili âyet varsa mutlaka öncelikle onu zikretmesi, ardından ilgili merfu hadisleri veya Hz. Peygamber'in tatbika­tına dair ashâbın gözlemlerini aktarmasıdır. Bu durum Müslümanın kimlik ve kişiliğinin inşasında izlenmesi gereken hiyerarşiyi göstermesi bakımından büyük önem arz etmektedir.

Eserin tercümesinde Ebu Abdullah es-Saîd el-Mendûh tahkiki (Beyrut, Müessesetül-Kütübi's-Sekâfiyye, 1988) esas alınmıştır. Ancak zaman za­man eserin Muhammed Abdülkadir Ahmed Ata tarafından yapılan diğer neşri (Beyrut, Dârül-Kütübi'l-İlmiyye, 1986) ile Mecdî b. Mansûr b. Seyyid neşri­ne (Beyrut, Dârul-Kütübi'l-İlmiyye, 2004) de ihtiyaç duyulduğu durumlarda başvurulmuştur. Bunun yanı sıra her üç neşirde de rivayet ile ilgili birtakım 
sorunların olduğu durumlarda, hadis bizzat rivayet dönemi eserlerine başvu­rularak tercüme edilmiştir. Rivayetlerin senedleri, okumayı rahatlatmak ba­kımından tercüme edilmemiş, Arapça metinler bizzat hadis metinlerinden de istifade edilmesi amacıyla tercümeye eklenmiştir. Arap dünyasında neşredi­len kitaplarda kullanılan hadis kaynaklarını gösterme usûlünün ülkemiz oku­yucuları açısından çok kullanışlı olmaması nedeniyle, kitapta yer alan hadis­lerin tamamı tarafımızdan yeniden tahrîc edilmiş ve kaynaklan Concordance usûlüne göre dipnotlarda gösterilmiştir.

Yrd. Doç. Dr. Faik AKCAOĞLU
Muhammed Enes TOPGÜL


İMAM BEYHAKÎ NİN ÖNSÖZÜ

Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla.
Peygamberimiz Muhammedu'l-Kerîm'e salât olsun.
Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur. Salât, Allah'ın Resûlü Muhammed Mustafa'ya ve tüm Ehl-i Beyti'ne olsun. Güç ve kuvvet ancak Allah'a mahsushır.

Allah azze ve celle -hamd ve şükür O'na olsun- usûle dair tasnif ettiğim ve el-İ'tikâd olarak isimlendirdiğim muhtasar kitabımı ve fürûa dair yaptığım tahricleri ihtisar edip el-Muhtasar ismini verdiğim kitabımı tamamlamayı kolaylaştırınca -Yüce Allah'ın izniyle- iyilikler, akraba ilişkilerine önem verme, güzel ahlâk, edepler ve keffâretler konularındaki rivayetleri içeren muhtasar bir kitap telif etmek istedim. Böyle bir yöntem izlememin amacı, bu konuda yazılmış olan ve başkalarına ihtiyaç bırakmayan geniş kapsamlı kitapları oku­ma ve onlara ulaşma imkânı bulunmayanlar için, muhtasar olmakla birlikte yeterli gelecek bir kitap yazmaktır.

Bütün işlerimde Yüce Allah'a istihârede bulunuyor ve işlerimi tamamla­yabilmek için O'nun yardımını talep ediyorum. O'ndan taatına ulaşmada mu­vaffakiyet, günahlardan sakınma konusunda takva, lüftu ile bizleri rahmetine alması ve bizleri azabına uğrayanlardan kılmamasını diliyorum. Şüphesiz O, yakındır ve duaları kabul edendir. Muhakkak ki O, kullarına karşı çok şefkatli, pek merhametlidir.



3 -el-î'tikâd ve'l-hidâye ilâ sebîli'r-reşâd alâ mezhebi's-selefi ehli's-sünne ve'l-cemâa, Tahkik: Abdullah Muhammed ed-Dervîş, Mektebetu'l-Esed, Dımaşk, 2003.
 
[1]Biyografinin yazımında Türkiye Diyanet Vakfı islâm Ansiklopedisinin (DİA) genel sunumu muhafaza edilmiş (bk. Yaşar Kandemir, "Beyhakî, Ahmed b. Hüseyin", DİA, VI, 58-61), ayrıca şu kaynaklardan yararlanılmıştır: Nûri Topaloğlu, "Beyhâkî Hayatı, Eserleri ve Şahsiyeti", Dokuz Eylül Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Dergisi, 1983, sy. 1, s. 333-347; Enbiya Yıldırım, "Beyhakî ve Hadis Rivayetinde Rüyaya Verdiği Değer", Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2001, V, sy. 1, s. 169-190; Veli Atmaca, "Beyhakî, İlmî Hüviyeti ve Hadis İlimlerinde "Tür Edebiyatf'na Katkısı", Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2006, sy. 26, s. 157-174.

 
Diğer Özellikler
Stok Kodu9786054997619
MarkaBeka Yayınları
Stok DurumuVar
9786054997619
En yeni ürünler
Güvenli teslimat
Kampanyalı ürünler
Piyasadaki en iyi fiyat

PlatinMarket® E-Ticaret Sistemi İle Hazırlanmıştır.