Kitap Es Sünenül Kebir
Yazar Beyhakî, Ahmed b. el-Hüseyn
Yayınevi Ocak yayıncılık
Tercüme Zekeriya Yıldız, Hüseyin Yıldız, Hasan Yıldız
Kağıt - Cilt Şamua Ivory kağıt - Ciltli, 20 Cilt takım
Sayfa - Ebat 14.000 Sayfa - 17x24 cm.
Hadis Sayısı 21.844 Hadis-i Şerif Arapça metin - Türkçe Açıklaması
Ocak Yayınları Es Sünenül Kebir kitabı nı incelemektesiniz.
Beyhaki Es Sünenül Kebir kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı.Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
es-Sünenü'l-Kebîr
Beyhakî, Ahmed b. el-Hüseyn
Zekeriya Yıldız, Hasan Yıldız, Hüseyin Yıldız
Dördüncü asrın kuşkusuz en mümtaz muhaddisi, kaleme aldığı eserlerin içerikleri ve sunumları ile göz dolduran İmam Ahmed b. el-Hüseyn el-Beyhakî’dir. Şimdiye dek Türkçe’ye Âdab ve Zühd isimli küçük eserleri çevrilmiş bulunan bu efsaneleşmiş hadis otoritesinin yine yayınevimizden çıkan 10 ciltlik imanın şubeleri (açılımlarına) dair Şuabu’l-İmân’ı dışındaki bir eseri olan es-Sünen el-Kebîr’ini okuyucuyla buluşturuyoruz.
Yayınevi olarak hadis edebiyatının en temel kaynaklarını hacimlerine bakmaksızın Türkçeleriyle birlikte neşretme imkanı bulduğumuz bu silsilenin önemli bir halkasını oluşturan es-Sünenü’l-Kebîr yada diğer bilinen adıyla es-Sünenü’l-Kübrâ, muhaddisler camiasının da çok iyi bildiği gibi “sünen” tarzı kitapların zirvesi konumunda en kapsamlı eserdir.
Şafiî fıkhının kaynaklarını bir araya getirdiği çeşitli çalışmaları içinde çok büyük bir boşluğu dolduran Beyhakî’nin bu kitabının içeriği, büyük ölçüde ibadet ve ahkâma dair 22000’e yakın hadis ve âsârdan oluşmaktadır ki, hadislerin metinleri arasındaki farklılıklar ve rivayet illetlerine dair malumat ile hadislerin sıhhatlerine dair verdiği hükümler yanında Kutub-i Sitte yazarlarının eserlerine yaptığı tahrîc göndermeleri dikkat çekicidir. İhtiva ettiği hadislerin önemli sayıdaki bir bölümü, başka hadis kaynaklarında geçmediğinden elinizdeki kitap ayrı bir değer taşımaktadır. Eserin detaylı sunum tarzı, müellifinin hadis dışında bilhassa fıkıh alanında da ne kadar maharetli olduğunun bir göstergesidir. Ayrıca hadis usulünün temel konularına dair rivayetleri bir araya getirdiği el-Medhal adlı tek ciltlik çalışmasını da birinci ciltte sunduk.
YAYINCININ ÖNSÖZÜ
Ocak Yayıncılık olarak daha önce Türkçe çevirileri yapılmamış Sünnet-i Nebeviyye kaynakları olan büyük hadis koleksiyonlarını yayımlama imkânı bahşeden Yüce Allah'a hamd eder, onun Sevgili Resulü Muhammed sallalahu aleyhi vesellem'e sonsuz salâtü selamları arzederiz. Üçüncü Hicri asrın en önemli muhaddislerinden olan Beyhakî'nin Şuabu'l-îmân adlı 10 ciltlik kitabını Arapça ve Türkçe olarak yayımlama imkânına kavuştuk. Bunu bize lütfettiği için Cenâb-ı Hakk'a şükrederiz.
Zamanında hadis ulemasının önderi olarak kabul edilen Beyhakî'nin en meşhur eseri kuşkusuz onun es-Sünenü'l-Kebîr'i yada diğer adıyla es-Sünenü'l-Kübrâ'sıdır. İçerdiği 21.844 hadis-i şerif ve âsârı ile oldukça hacimli bir eserdir.
İbadetler ve ahkâma dair fıkıh bâblarına göre tertip edilmiş hadis ve âsârı içeren kendi dalındaki eserlerin en kapsamlısı olduğu muhaddislerce bilinmekte ve ifade edilmektedir. Usul-u hadiste telif ettiği başvuru eseriyle ünlenmiş olan İbnu's-Salâh, bu sahada onun gibi bir eseri bilmediklerini söylemiştir.
Müellif, eserinde oluşturduğu her bölüm başlığı altında salt olarak hadis ya da âsârı rivayet zinciriyle vermekle yetinmeyip rivayetler arasındaki metin farklarına dikkati çekmiş, ayrıca rivayetini sunduğu hadislerin varsa illetlerini dile getirmiş ve fıkıh açısından delil olabileceklere ışık tutmuştur. Bu konuda sergilediği ustalığı, onun Şafiî mezhebini ihya eden yegâne kişi olarak ünlenmesine vesile olan dirayetinin açık bir göstergesidir. Yüzlerce yerde hadisler ile İmam Şafiî'nin tercih ve görüşleri arasında bağlantılar kurmuştur. Bununla da kalmayıp hadisleri rivayet eden raviler arasında yer alan zayıf ravilerin durumlarını; İmam Buhârî, Tirmizî, Ebî Dâvud, Yahya b. Maîn, el-Kâmil fid-Duafâ kitabının müellifi İbn Adiy ve en büyük münekkid hadis önderlerinden ve İlel kitabının yazarı Dârekutnî'nin değerlendirmeleriyle beyan etmiştir. Daha önce sözünü ettiğimiz İbnu's-Salâh, elimizdeki Süneni İbn Mâce'nin kitabı yerine Kutub-u Sitte'nin altıncısı olarak kabul etmesinin kendince haklı yönleri vardır. Diğer taraftan Şâfıî âlimlerinin Tabakât'ını kaleme alan Sübkî de, sunum, düzenleme ve mükemmellikte böyle bir eserin benzerinin olmadığını vurgulamıştır. Zehebîye göre ise onun eserlerindeki mükemmellik, yazarının gerçek bir âlim olduğunu açıkça göstermektedir. Ona göre bir âlimin, onun eserlerinden ve özellikle de Sünen'inden müstağni olması düşünülemez. Hatta Zehebî, Sünen'ı erişim kolaylığı sağlanması gayesiyle el-Mühezzeb adıyla özetlemiştir.
Sünen'in şimdiye kadar üç baskısı gerçekleşmiştir. Biz bunların sonuncusu olan 24 ciltlik Kahire'de yayımlanmış Dâr Hecr baskısını esas alarak çevirisini hadis okuyucularına sunuyoruz. Muvaffakiyet Allah'tandır.
YAZARI HAKKINDA
Ebû Bekr Ahmed b. Hüseyn b. Alî el-Beyhakî (öl. 458/1066) Muhaddis ve Şafiî fakihi.
Şaban 384'te (Eylül 994) Nîşâbur'a bağlı Beyhak bölgesinin Hüsrevcird köyünde doğdu; bu sebeple Hüsrevcirdî nisbesiyle de anılır. Beyhak'ta büyüdü ve ilk tahsilini burada yaptı. On beş yaşında iken hadis okudu, daha sonra da fıkıh öğrenmeye başladı. Fıkıh ilminde hocası Ebu'l-Feth Nasır b. Muhammed el-Mervezî'dir. Muhtelif hocalardan faydalanmak maksadıyla İsferâyin, Tûs, Hemedan, İsfahan, Rey, Nîşâbur, Bağdat, Küfe, Mekke gibi yerleri dolaştı. Hadisi diğer ilimlere tercih ederek sadece onunla meşgul olmaya başladı. Hadis ilminin en önemli meselelerini Hâkim en-Nîsâbûrî'den öğrendi ve hocaları içinde en çok ondan faydalandı. Diğer hocaları arasında muhaddis, kelâm ve fıkıh âlimi İbn Fûrek, zâhid ve vaiz Harguşî, fakih ve muhaddis İbn Mahmiş, mutasavvıf Ebû Abdirrahman es-Sülemî, Ebû Hazım el-Abdûyî, muhaddis, fakih ve kelâm âlimi Ebû İshak Rükneddin İsferâyînî, muhaddis Ebû Zer el-Herevî, muhaddis ve fakih Berkanî, İmâmu'l-Haremeyn Cuveynî gibi meşhur âlimler bulunmaktadır. Tanınmış talebeleri arasında, şeyhu'l-kudât İbnu'l-Beyhakî diye bilinen oğlu İsmail b. Ahmed, Hafîdu'l-Beyhakî diye anılan torunu Ubeydullah b. Muhammed, Mekke ve Medine fakihi muhaddis Furâvî, Horasanlı muhaddis Zahir b. Tâhir, muhaddis Ebu'l-Meâlî Muhammed b. İsmail el-Fârisî sayılabilir.
Beyhakî, 406 (1015-16) yılından itibaren eserlerini telif etmeye başladı. Hadis ilmindeki sağlam bilgisi ve güçlü hâfızasıyla kendini kabul ettirdi. Hadislerde mevcut gizli kusurların tesbiti ile birbirine zıtmış gibi görünen rivayetlerin uzlaştırılmasında ve hadislerin fıkhını kavramada devrinin otoritesi oldu. Nîşâburlu âlimler kitaplarını, özellikle Marifetü's-sünen ve'l-âsârını kendilerine okutmasını rica ettikleri için 441 (104-950) yılında bu maksatla Beyhak'tan Nîşâbur'a gitti. Bu şehre sonraları iki defa daha geldi. Beyhakî fıkıh ve usûl-i fıkıh sahalarında da devrinin otoritelerinden biriydi. Mensubu bulunduğu Şafiî fıkhının üstünlüğünü savundu ve bu alanda değerli eserler verdi. Bu sebepledir ki İmâmu'l-Haremeyn Cuveynî, her Şafiî fakihinin İmam Şafiî'ye minnet borcu olduğunu, ancak mezhebini ve görüşlerini müdafaa etmek için Beyhakî' nin kaleme aldığı eserler sebebiyle İmam Şafiî'nin ona minnettar olması gerektiğini söyler (İbnAsâkir, s. 266). Gerçekten de Beyhakî'nin eserleri sayesinde Şafiî fıkhı daha geniş bir muhite yayılma ve tutunma imkânı bulmuştur. Zehebî'ye göre, geniş ilmi ve âlimler arasındaki ihtilâflara olan derin vukufu sebebiyle kendi adına bir mezhep kurup ictihad etmeyi arzu etseydi bunu mükemmel bir şekilde başarabilirdi.
Onun ilimdeki yerini tesbite çalışan otoriteler, hem hadis hem de fıkıhtaki üstün mevkiine ve Eş'arî kelâmındaki geniş bilgisine özellikle işaret ettikten sonra çeşitli ilimlere vâkıf olduğunu, daha önce benzeri görülmeyen eserler verdiğini ve 1000 cüzü bulan eserlerinin hacmi itibariyle de seleflerini geçtiğini belirtirler. Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey zamanında (1040-1063) vezir Amîdul mülk'ün teşvikiyle Eş'arîler aleyhinde şiddetli bir takip başladığı zaman Eş'arî olması sebebiyle Beyhakî de İmam Kuşeyrî ve İmâmu'l-Haremeyn Cuveynî gibi yurdundan ayrılarak Mekke'ye sığındı.
Beyhakî 10 Cemâziyelevvel 458'de (9 Nisan 1066) Nîşâbur'da vefat etti. Cenazesi Beyhak'a nakledilerek doğduğu yer olan Hüsrevcird'de toprağa verildi. Beyhakî, dünya malına değer vermeyen zâhid bir âlimdi. İlim tahsili uğrunda ve hayatının daha sonraki devirlerinde çeşitli sıkıntılar çektiği halde bunlardan kimseye şikâyet etmezdi. Maddî imkânsızlık sebebiyle Tirmizî, Nesâî ve İbn Mâce'nin sünenlerine sahip olamadığı rivayet edilir. Hz. Peygamber'in ve ashabın örnek hayatını yaşamaya çalışırdı. Otuz yıl aralıksız oruç tuttuğu nakledilmektedir. İlmî tartışmalarda rakiplerine karşı son derece anlayışlı ve insaflı davranırdı.
Beyhakî bütün eserlerini muhaddislere has metotla her rivayetin senedini zikrederek yazmıştır. Mevzu (uydurma) olduğunu bildiği bir haberi kitaplarına almamayı prensip edinmiştir.
KİTAP HAKKINDA
Ahmed b. Hüseyin el-Beyhakî'nin (ö. 458/1066) ahkâm hadislerini bir araya getirdiği eseri.
es-Sünenü'l-kebîr diye de anılan eser fıkıh bablarına göre tasnif edilmiş bir çalışma olup tertibinde Müzenî'nin el-Muhtasarı esas alınmıştır. İçinde merfû hadisler yanında çokça mevkuf ve maktu rivayet bulunduğu için musannef türü eserlere benzediği de belirtilmektedir. Kitabın telif amacı Hz. Peygamber'in ahkâma dair hadislerini ve uygulamalarını bir araya getirmek, şer'î hükümlerde delil kabul edilen mevkuf ve maktu haberleri konularına uygun fıkıh babları altında toplamak, böylece Şafiî mezhebinin Kitâb ve Sünnet'e dayanan bir mezhep olduğunu kanıtlamaktır. (Necm Abdurrahman Halef, es-Sınâ'atu'l-hadîsiyye, s. 16)
Beyhakî'nin 399'da (1008 M.) daha on beş yaşında iken hadis yazmaya başlaması, 405 (1014 M.) yılında vefat eden hocası Hâkim en-Nîsâbûrî'den semâ yoluyla 10 000 civarında hadis rivayet etmesi ve bunlardan 8491'ine es-Sünenü'l-kübrâ'dayer vermesi (Necm Abdurrahman Halef, es-Sınâ'atu'l-hadîsiyye, s. 41, 49) eserinin malzemesini çok erken bir dönemde toplamaya yöneldiğini göstermekte, tasnifin ise uzun bir zaman dilimi içerisinde gerçekleştirildiği bilinmektedir. es-Sünenü'l-kübrâ'nın başında yer alan semâ kaydında eserin 405'te (1014 M.) veya daha öncesinde yazılmaya başlandığını ima eden bir bilgi yer almaktaysa da (I, 2) bunun doğru olmadığı, semâ kaydı hakkında bilgi verenlerin hatasından kaynaklandığı anlaşılmıştır (Necm Abdurrahman Halef, el-Imâmü'l-Beyhakî, s. 111). Genç yaşta ilmî seyahatlere çıkan ve yirmiden fazla ilim merkezini dolaşan Beyhakî, hadis ve ricali konusunda elde ettiği geniş birikim ve topladığı malzeme ile 430 (1038) yılında Beyhak'a dönerek eser telifine yönelmiş, el-Mebsût adlı eserinden sonra es-Sünenü'l-kübrâ'yı telife başlamış ve 12 Cemâziyelâhir 432'de (17 Şubat 1041 M.) eserini tamamlamıştır. (es-Sünenü'l-kübrâ, X, 351).
es-Sünenü'l-kübrâ, ihtiva ettiği 30 000'e yakın isnâd ve 26.490 müsned rivayetle en çok hadis içeren sünenlerden biri sayılır. Kitap ve bâb esasına göre düzenlenen eser, yetmiş bir (fıkhî) kitaptan meydana gelir. Beyhakî eserini kaleme alırken kendisinden önce yazılan sünen türü eserlerden usul ve malzeme yönünden fazlasıyla istifade etmiş, rivayetlerin bir kısmını kendisine ulaşan muttasıl senedlerle hocalarından, bir kısmını daha önce telif edilen eserlerden semâ yoluyla almıştır. Kaynak olarak kullandığı eserlerin büyük bir kısmı sahîfe, cüz, müsned, musannef, sahih, sünen, müstedrek, müstahrec, emâlî ve fevâid gibi eserler olmakla birlikte tefsir, fıkıh, fıkıh usulü, megâzî, siyer, tarih, ensâb, menâkıb ve mu'cem türü kitaplardan da yararlanmıştır. Bu eserlerin rivayetleri üzerinde yapılan değerlendirmelerden haberdar olmuş ve bunlardan şartlarına uyanları seçme imkânı bulmuştur. Necm Abdurrahman Halef, Beyhakî'nin es-Sünenü'l-kabrâ'da kullandığı kaynaklardan 169'unun adını tesbit etmiş, ancak adı geçmeyenlerin bu rakamdan birkaç misli daha fazla olduğunu belirtmiştir (Mecelletü'l-Câmi'ati'l-İslâmiyye, XVIII/71-72 [1406], s. 65-95). Tâbiûndan Süfyân es-Sevrî'ninKitâbü'l-Ferâiz'i büyük ölçüde es-Sünenü'l-kübrâ içinde günümüze ulaşmıştır.
Önceki eserlerde yer almayan birçok hadis ihtiva eden es-Sünenü'l-kübrâ'da hadisler bilinen bütün tarikleriyle zikredilmiş, şâhid ve tabileri gösterilmiş, râviler cerh ve ta'dîl açısından değerlendirilmiş, rivayetler sahih olup olmama yönüyle incelenmiş, hadis ve eserlerden çıkarılabilecek hükümler belirtilmiş, garib lafızlar ve illetler açıklanmış, nâsih ve mensuh rivayetlere işaret edilmiş ve birbirine zıt gibi görünen rivayetlerin ihtilâfları giderilmeye çalışılmıştır. Eserde delil olarak kullanılan hadisleri güçlendirmek maksadıyla sık sık farklı isnâdlar sıralanmış, bazan aynı hadisle ilgili dört veya beş isnâd birbirine bağlanmıştır. Bu arada tekrara düşmekten sakınılmakla birlikte farklı konulara delil teşkil eden bir rivayetin birkaç yerde zikredildiği olmuştur. Merfû hadis bulunmayan yerlerde mevkuf ve mürsel hadisler delil olarak zikredilmiş, bazen merfû rivayet olduğu halde zayıf görülmesi yüzünden mevkuf ve mürsel rivayetler ona tercih edilmiştir. Senedi zayıf veya metni kusurlu rivayetler delil olarak kullanılmamakla birlikte bunların da ihticâca uygun bulunmadığını göstermek için zikredildiği olmuştur. es-Sünenü'l-kübrâ'da müellif zaman zaman eserin metodu hakkında bilgisi olmayan okuyucuyu yanıltabilecek ifadelere yer vermiş, Hâkim en-Nîsâbûrî yerine Ebû Abdillah el-Hâfız, İbn Huzeyme yerine Ebû Bekir b. İshâk, İbnAdiy yerine EbûAhmed, Dârekutnî yerine Ali veya Ali b. Ömer demiştir. Eseri Beyhakî'den rivayet eden râviler de "kâle'1-İmâm Ahmed", "kâle'ş-şeyh" ve "kale Ebû Bekir" gibi ifadeler kullanmışlardır (örnekler için bk. es-Sünenü'l-kübrâ, I, 314; IX, 128; X, 54).
İbnü's-Salâh, hadis ilmine talip olanların okuması gereken kitapları sıralarken Sahîhayn ile Tirmizî, EbûDâvûd ve Nesâî'nin Sünen'lerinden sonra es-Sünenü'l-kübrâ'yı zikrederek onu Kütüb-i Sitte'nin altıncı kitabı kabul etmiştir (Ulûmü'l-hadîs, s. 251). Zehebî de eserin benzersiz olduğuna işaret etmiş (A'lâmü'n-nübelâ', XVIII, 166), Sübkî tertip ve güzelliği itibariyle eşsiz olduğunu söylemiş (Tabakât, IV, 9), Şemseddin es-Sehâvî, bütün sünenlerin önünde yer alması gerektiğini ifade ettikten sonra hadis âlimlerinin Tirmizî, Ebû Dâvûd ve Nesâî'nin Sünen'lerini öne almalarının müelliflerinin daha önce vefat etmiş ve şöhretlerinin yayılmış olmasından kaynaklandığını belirtmiştir (Fethu'l-muğîs, II, 376-377). Alâeddin İbnü't-Türkmânî, es-Sünenü'l-kübrâ'da tesbit ettiği bazı kusurlara işaret etmek üzere ei-Cevherü'n-nakîfı'r-redale'l-Beyhakîadıyla bir eser yazmış (I-II, Kahire 1316, 1329), ancak bazı itirazlarında isabet bulunmadığı kaydedilmiştir (Necm Abdurrahman Halef, es-Sınâ'atu'l-hadîsiyye, s. 8).
es-Sünenü'l-kübrâ, Alâeddin İbnü't-Türkmânî'nin el-Cevherü'n-nakîsiyle birlikte neşredilmiştir (I-X, Haydarâbâd 1344-1357; Beyrut-Riyad 1406/1986). Her cildin sonunda ayrıntılı fihristlerin yer aldığı bu neşir için Yûsuf Abdurrahman el-Mar'aşlî, Fihrisü ehâdîsi's-Süneni'l-kübrâ (Beyrut 1406/1986), İbrahim Şemseddin Fehârisu ehâdîs ve âsâri's-Süneni'l-kübrâ (Beyrut 1415/1994) adıyla fihristler hazırlamıştır. Eser Beyhakî başta olmak üzere birçok âlim tarafından ihtisar edilmiştir. Müellifin Muhtasarü's-Süneni'l-kübrâ adlı muhtasarından sonra (Sem'ânî, I, 425) Hanefî fakihi İbnAbdilhak el-Vâsıtî, eseri beş cilt halinde kısaltmıştır (Kesfü'z-zunûn, II, 1007). Zehebî'ninel-Mühezzebfı'htisâri's-Süneni'l-kebîr'i (Muhtasaru's-Süneni'l-kübrâ), ilk râviler dışında senedlerin hazfedilmesi ve mükerrer metinlerin çıkarılmasıyla hazırlanmış, Kütüb-i Süte müellifleri tarafından rivayet edilen hadislerin çoğu remizlerle gösterilmiş, böylece kitabın hacmi yarıya indirilmiştir. (Dâru'l-kutubi'l-Mısriyye, nr. 467; TSMK, Medine, nr. 258-259); ayrıca eserin oldukça hatalı ve eksik bir baskısı yapılmıştır (nşr. Hammâd İbrahim Ahmed -Muhammed Hâmid el-Fıkî, I-IV, Kahire 1390/1970). Abdülvehhâb b. Ahmed eş-Şa'rânî'nin muhtasarı yanında (a.g.e.,a.y.) Dâh eş-Şinkîtî lakabıyla bilinen çağdaş müellif Muhammed b. Ahmed el-Moritânî de Fethu'l-Ilâhfı'htisâri's-Süneni'l-kübrâ adıyla bir eser kaleme almış, ancak çalışmasında zaman zaman Beyhakî'nin değerlendirmelerini ve hadislerin kaynaklarını kaldırdığı için eleştirilmiştir (Necm Abdurrahman Halef, es-Sınâ'atu'l-hadîsiyye, s. 116-117). Bu muhtasar Rıdvan es-Seyyid'in notlarıyla birlikte yayımlanmıştır (I-V, Beyrut 1398/1978). Ahmed b. Ebû Bekir el-Bûsîrî, Fevâ'idü'l-müntekî li-zevâ'idi'l-Beyhakî adlı eserinde es-Sünenü'l-kübrâ'nın Kütüb-i Sitte'ye olan zevâidini tahrîc etmiş, bu zevâidin müellif hattıyla eksik bir nüshası günümüze ulaşmıştır (Dâru'l-kutubi'l-Mısriyye, Hadis, nr. 357). Bu eser de İbnü'l-Annâbî diye meşhur olan Muhammed b. Mahmûd el-Cezâirî tarafından el-Muktetafmin Fevâ'idi'l-müntekâ li-zevâ'idi'l-Beyhakî adıyla ihtisar edilmiş, bu muhtasarın bir kısmı zamanımıza kadar gelmiştir (Dâru'l-kutubi'l-Mısriyye, nr. 20334b).
Beyhakî, el-Medhal ilâ Kitâbi's-Sünen adlı es-Sünenü'l-kübrâ'ya giriş mahiyetindeki eserinde daha çok ilmin önemi ve âlimlerin fazileti gibi konulara değinmiştir. Muhammed Ziyâürrahman el-A'zamî tarafından usûl-i hadîse dair kaybolmuş olan birinci cüzünün bulunmadığı eksik bir nüshası esas alınarak yayımlanan el-Medhal (Kuveyt 1405/1985) Zehebî tarafından ihtisar edilmiştir (Abdüssettâr eş-Şeyh, s. 383). es-Sünenü'l-kübrâ üzerine yoğunlaşan Necm Abdurrahman Halef eseri isnâd, metin, cerh ve ta'dîl ile hadis teknikleri ve kaynakları açısından incelemiş, bu konularda müstakil eser ve makaleler yazmıştır (bak. bibliyografya).
Ocak Yayınevi 20 Cilt Beyhaki Es Sünenül Kebir kitabı nı incele diniz.
Diğer Özellikler |
Stok Kodu | 9786054659135 |
Marka | Ocak Yayıncılık |
Stok Durumu | Var |
9786054659135