Kitap Fıkhi Suallere Cevaplar 8 Cilt Takım
Yazar Fatih Kalender, Hüsamettin Vanlıoğlu
Yayınevi Ahıska Yayınları
Takriz Ahmet Mahmut Ünlü ( Cübbeli Ahmet Hoca )
Kağıt Cilt 2.Hamur, Kalın Ciltli, 8 Cilt Takım
Sayfa Ebat 3376 sayfa , 17x24 cm
8 Cilt Set Fıkhi Suallere Cevaplar kitabını incelemektesiniz.
Ahıska Yayınları Fıkhi Suallere Cevaplar kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
Mahmud Efendi Hazretlerimiz'in yetiştirdiği seçkin ulema sınıfından; Hüsameddin Vanlıoğlu Hocaefendi ile Fatih Kalender Hocaefendi günümüzde yeni ortaya çıkan birçok fıkıh meseleleri hakkında derin araştırmalara sahip bulunduklarından, bu hususta taklit edilmeleri zaruri olan şahsiyetlerdendir.
Bahusus Fatih Kalender Hocaefendi siz değerli cemaatimizin Lalegül FM ve Lalegül TV ye yönelttiğiniz birçok suâli yıllardır cevaplandırarak siz cemaatimize hizmet etmektedir. Ama "Söz uçar, yazı kalır" atasözümüze göre ve şâirin:
"Kağıtta olmayan her ilim zâyidir, İki kişiyi geçen her sır da şâyidir" sözü üzere Fatih Hocaefendi'nin yıllardır cevaplandırdığı bunca suâliniz işte bu elinizdeki eserde yazıya dökülerek sizlere kalıcı bir hizmet sunulmuştur.
Ancak bu eser, Hocaefendi'nin yaptığı konuşmaların bir çözümü olarak hazırlandığı için, edebî cümlelerden ziyade sizin anlayacağınız tarz tercih edilmiş ve dolayısıyla yazı dilinden çok konuşma dili ağır basmıştır.
Bundan dolayı bu eserdeki bazı cümleler yazı diline göre devrik gibi görünse de maksat, sorduğunuz meselenin cevabını doğru bir şekilde anlayabilmek olduğundan muhatabın doğru şekilde anlaması hedeflenmiştir. Bu eserde bulunan fetvalarla amel edenler yarın âhirette ilgili konularda azabı mûcib bir durumla biiznillah karşılaşmayacaklardır.
Madem fıkhî konularda bilgisiz konumdayız, cehâletin şifâsı da hadîs-i şerîfte belirtildiği üzere ancak sorgu-sual etmektir, o zaman bizler şüphelendiğimiz her konuyu mutlaka sormalı ve aldığımız cevapla amel etmeliyiz ki âhirette Rabbimizin azabından kurtulabilelim.
Doğru şekilde sorma ve mûcebince amele erişme gayreti bizden, tevfik ise Cenâb-ı Hakk'tandır. Rabbimiz, amellerimizi bu eserde beyan edilen ilimlere uyarlamayı cümlemize müyesser eylesin. Amîn!
Ahmet Mahmut ÜNLÜ
Cübbeli Ahmet Hocaefendi
TAKDİM VE TAKRİZ
Bütün hamdler bizi İslâm dînine eriştiren Allâh-u Te'âlâ'ya mahsustur. Sonsuz salât-ü selamlar bize dînimizle ilgili fıkhî meseleleri öğreten Rasûlüllâh Efendimiz'in, Ehl-i Beyt'inin ve bütün ashâbmın üzerine olsun.
Şu bilinsin ki; fıkıh kelimesinin lügat mânâsı anlayış demektir. Din ıstılâhı (kullanımı)nda ise fıkıh ilmi, şerî'at ahkâmını ve dînî hükümleri bilmekten ibârettir ki farz-ı ayn ve farz-ı kifâye olmak üzere iki kısma ayrılır.
Fıkhın farz-ı ayn olan kısmı, evvelâ doğru itikat (inanç)ları bilmektir.
Dînin hükümleriyle ilgili ise tahâret, namaz ve oruç hükümleri gibi her mükellefe gereken konuların bilinmesidir.
Yine böylece şerî'atın bir insana gerekli kıldığı her ibâdetle ilgili ahkâmı öğrenmesi de o insan üzerine farz olur. Meselâ malı olanın, zekâtla ilgili meseleleri, üzerine hac farz olanın hac hükümlerini bilmesi farzdır.
Ayrıca ticâretle uğraşan ve yerlerini kirâya veren kimselerin hangi alış-veriş akitlerinin sahih, hangisinin fâsid olduğunu ve dahî fâizle ilgili hükümleri bilmeleri gerekir.
İşte Enes (Radıyallâhu Anh)dan rivâyet edilen:
"İlim tahsili her Müslüman erkek (ve kadın) üzerine farzdır."1 hadîs-i şerifi bu ilimden bahsetmektedir ki aynı zamanda buna "İlmihâl" denir.
Sindî (Rahimehullâh), bu hadîs-i şerîf hakkındaki yorumları şöyle naklediyor: Abdullah ibni Mübârek (Radıyallâhu Anh)dan bu hadîs-i şerîfin açıklamasını istediklerinde:
"Hadîsin manası halkın sandığı gibi değildir. Maksat; kişinin dînî bir mesele hakkında müşkilatı olduğu zaman bunu halletmek için soruşturup doğruyu öğrenmesinin farz olduğunu açıklamaktır" demiştir.
Sevrî (Rahimehullâh) ise: "Bu ilimden maksat; bilmemesi halinde kulun mazur sayılmadığı meselelerdir" demiştir.
Bu izahlar arasında en benimsenecek görüş, farz olan bu ilimden, İslâm'ın beş şartını öğrenme manasının kastedilmiş olmasıdır. Tabî ki namaz ve oruç, zengin-fakir demeden herkesi ilgilendirdiği için onlar hakkındaki hükümleri bilmek her Müslümana farzdır.
Hac ve zekâtın farziyetinde ise, zengin olmak, sağlıklı olmak ve yol güvencesi bulunmak gibi birtakım şartlar mevcut olduğundan, bu şartları hâiz olan kimselerin bunlarla ilgili hükümleri de öğrenmeleri farz olur.
Ayrıca ticaret yapmak isteyenin de o işe başlamadan evvel alışverişle ilgili meseleleri öğrenmesi, yine böylece evlenecek kimsenin, nikâhla ilgili meseleleri bilmesi kendisine farzdır.
Ama farzlar arasında da bir tertip vardır. Zira amelden evvel ilim farz olduğu gibi, ilim ve amelin içinde de ihlaslı olmak gibi bir farz mevcuttur, amelden sonra da korku ve ümit arasında olmak farzdır.2
Fıkhın farz-ı kifâye olan kısmına gelince; o da kişinin fetvâ verme derecesine hattâ ictihad rütbesine ulaşıncaya kadar bu ilme çalışmasıdır.
Bir belde ahâlîsi derin mânâda fıkıh öğrenmeyi hep birlikte terk ederlerse hep birlikte günahkâr olurlar.
Ama her şehirde bir kişi dahî bu vazîfeyi deruhte edip ilim tahsil ederek fetvâ verme derecesine ulaşırsa diğerlerinden bu farz düşer. Bu durumda herkesin başlarına gelen hâdiselerde bu kişiyi taklit etmeleri gerekir.
İşte Mahmud Efendi Hazretlerimiz'in yetiştirdiği seçkin ulema sınıfından; Hüsameddin Vanlıoğlu Hocaefendi ile Fatih Kalender Hocaefendi günümüzde yeni ortaya çıkan birçok fıkıh meseleleri hakkında derin araştırmalara sahip bulunduklarından, bu hususta taklit edilmeleri zaruri olan şahsiyetlerdendir.
Bâhusus Fatih Kalender Hocaefendi siz değerli cemaatimizin Lalegül FM ve Lalegül TV'ye yönelttiğiniz birçok suâli yıllardır cevaplandırarak siz cemaatimize hizmet etmektedir. Ama "Söz uçar, yazı kalır" atasözümüze göre ve şâirin:
"Kağıtta olmayan her ilim zâyidir, İki kişiyi geçen her sır da şâyidir" sözü üzere Fatih Hocaefendi'nin yıllardır cevaplandırdığı bunca suâliniz işte bu elinizdeki eserde yazıya dökülerek sizlere kalıcı bir hizmet sunulmuştur.
Ancak bu eser, Hocaefendi'nin yaptığı konuşmaların bir çözümü olarak hazırlandığı için, edebî cümlelerden ziyade sizin anlayacağınız tarz tercih edilmiş ve dolayısıyla yazı dilinden çok konuşma dili ağır basmıştır.
Bundan dolayı bu kıymetli eserdeki bazı cümleler yazı diline göre devrik gibi görünse de maksat, sorduğunuz meselenin cevabını doğru bir şekilde anlayabilmek olduğundan muhatabın doğru şekilde anlaması hedeflenmiştir. Bu eserde bulunan fetvalarla amel edenler yarın âhirette ilgili konularda azabı mûcib bir durumla biiznillah karşılaşmayacaklardır.
Madem fıkhî konularda bilgisiz konumdayız, cehaletin şifâsı da hadîs-i şerîfte belirtildiği üzere ancak sorgu-sual etmektir, o zaman bizler şüphelendiğimiz her konuyu mutlaka sormalı ve aldığımız cevapla amel etmeliyiz ki âhirette Rabbimizin azabından kurtulabilelim.
Doğru şekilde sorma ve mûcebince amele erişme gayreti bizden, tevfik ise Cenâb-ı Hakk'tandır. Rabbimiz, amellerimizi bu eserde beyan edilen ilimlere uyarlamayı cümlemize müyesser eylesin. Amîn!
12 Rebîulevvel 1437
23 Aralık 2015
Ahmet Mahmut ÜNLÜ
Cübbeli Ahmet Hoca Efendi