Kitap Gece Yolcuları Gece İbadetleri
Yazar Seyyid Hüseyin el Affani
Tercüme Dr. Savaş Kocabaş
Yayınevi Karınca Polen Yayınları
Kağıt - Cilt Sarı Şamua - Büyük Boy, Lüks cilt
Sayfa - Ebat 800 Sayfa - 17x24 cm
Polen yayınları, Seyyid Hüseyin el Affani tarafından yazılan Gece Yolcuları Gece İbadetleri adlı kitabı incelemektesiniz.
Gece Yolcuları Gece İbadetleri kitabı hakkında yorumları okuyup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
MESCİD-İ NEBEVİNİN HOCASI EBU BEKİR CEZAİRİ'NİN KİTABIN 8. BASKISINA YAZDIĞI ÖNSÖZ
ılı 2017
Bismillahirrahmanirrahim
En güzel övgüler ve sonsuz hamd Allah'a mahsustur.
Allah'ın salâtı, selâmı ve bereketi yaratıklarının özü, en hayırlısı, nebi ve resullerin sonuncusu efendimiz Muhammed'in (s.a.v.), ehl-i beytinin ve sahabîlerinin üzerine olsun.
Doktor Seyyid Hüseyin el-Affânî paha biçilmez bu çok kıymetli kitabını göndermekle beni şereflendirdi.
"Gece İbadetleri" adındaki iki ciltlik kitabı
1, bildiğim kadarıyla, kitap dünyasında, alanında benzeri görülmemiş bir teliftir. Bu kitabı kim okuduysa, evvelki insanların elde edip de sonraki asırlarda yaşamış benim gibilerin mahrum kaldığı nimetleri öğrenip hüzünlendi, kalbi üzüntü ve kederle doldu.
Allah'ım! Kalbimizin katılığını, gözlerimizin kuruluğunu, uykumuzun uzunluğunu, aşırı gafletimizi ve sayısız kusurlarımızı sana şikâyet ediyoruz. Ey Rabbimiz! Ölene kadar gecemizin son vakitlerini bir süre namazla geçirmemizi nasip ve müyesser kıl. Ta ki günümüzün mahrum kaldığı o gece ibadetlerine iştirak etmiş olalım.
Ey kardeşim! Her müslümanın evinde mutlaka bulunması gereken bu kitabı kaleme almaya seni muvaffak kılan Allah, sana mükâfatını versin.
Allah'ın selâm, rahmet ve bereketi üzerinize olsun.
EBU BEKİR CEZAİRÎ
1 Kitap önceki baskılarında 2 cilt idi. Sekizinci baskıdan itibaren, yapılan ilavelerle üç cilt olarak basıldı.
MISIR DAKİ ENSARU S-SÜNNE CEMAATİNİN GENEL BAŞKANI ŞEYH SAFVET NUREDDİN'İN TAKDİMİ
Hamd âlemlerin Rabbi, yaratıcısı ve yoktan var edicisi Allah'a mahsustur. Şeriatını indirdi, kâinatı yarattı. İnsanları küfürden imana, karanlıktan aydınlığa, cehaletten ilme çıkarması için onlara peygamberlerini gönderdi. Faydalı ilmi, onu öğrenip yaşayanların yolunu aydınlatan bir nur yaptı.
Salât ve selâm âlemlere rahmet ve bütün insanlara önder olarak gönderilen, mücahidlerin imamı, abidlerin örneği Muhammed (s.a.v.)'e ve onun değerli sahabîlerini ve onlara tâbi olanların üzerine olsun. Onlar peygamberlerine tâbi oldular. O'na yardım ettiler, Allah da onlara yardım etti. Şehvetlerini ve şeytanlarını yendiler. Gündüzlerini cihadda savaşçı, gecelerini mihrapta zahid olarak geçirdiler. Geceleyin seslerin kesildiği, insanlar evlerine çekilip uyudukları vakit Rableriyle ünsiyet kurarlar, yalnızlıklarını O'nunla giderirlerdi.
Allah için kıyam duran, onunla birlikte olmak, münacaat etmek, konuşup yalvarmakla yalnızlıklarını gideren kimseler hâline geldiler. Kur'an virdleri, gece namazı meşgaleleri, kıyameti ve hesap anını hatırlayarak korkmak ve buluşma gününden endişe içerisinde dua etmek de hâlleriydi, onların. Sabah olunca evlerinden çıkarak dünyadan sadece yolcunun yol azığı kadar alırlardı.
Bir işleri varsa, onu şeriat dairesinde yaparlardı. Allah'ın helâl kıldıklarından ayrılmaz, haramlardan hatta her türlü şüpheli şeyden uzak dururlardı. Geceleyin ibadetle doldurdukları bembeyaz sayfalarını kirletmekten korkarlardı. Haram bir bakıştan veya göz ucuyla bakmaktan, bir kelimeden veya bir anlık yanlış düşünceden korkarlardı. Kendilerinden bunlardan biri sâdır olunca hemen "Rabbim günah işledim, beni bağışla"derlerdi. Biri kılıçla savaşmaya ve cihad etmeye çağırdığında, hemen cihadda ve cihad saflarında yerlerini alırlardı. Gece boyu birlikte olmaya alıştıkları Rablerine kavuşmak için koşa koşa cihada giderlerdi. Onlar, gündüz boyunca rızasına ve şeriatına uygun hareket etmek için çok dikkat ederlerdi.
Kıymetli okuyucu kardeşim!
Gelin bu mânaları yaşayan kimseleri adlarıyla bilmek, hâllerini detayıyla öğrenmek için değerli davetçi kardeşim Dr. Seyyid Hüseyin el-Affânî'nin kaleme aldığı bu güzel ve değerli eserin (Allah mükâfatını versin) ikliminde yaşayalım. Gelin bu amellerle ve sahipleriyle tanışalım. Umulur ki böylece salihleri, ab idleri=sevme, devamlı olarak salih amel işleme ve salihleri örnek olma aşkını kazanmaya başlarız.
Umulur ki böylece âlemlerin Rabbinin elçisinin cömertçe verdiği vaadine mazhar oluruz. Zira O (s.a.v.),
"Kişi sevdiğimle beraberdir, "buyurmuştur. Şayet onları sevmede samimi olursak, kıyamet gününde ve âhirette onlarla birlikte olmaktan mahrum kalmayız.
Yüce Allah'tan(c.c) kıymetli kardeşimi, sözlerinde ve amellerinde muvaffak kılmasını, adımlarını doğru yolda attırmasını ve onu en güzel şekilde mükâfatlandırmasını, okuyucusunu muvaffak kılmasını, bu kitabı basanı, ona ve onunla davet edeni mükâfatlandırmasını diliyorum.
Zengin ve güçlü Allah'a muhtaç, fakir ve güçsüz kul MUHAMMED SAFVET NUREDDİN
MUHAMMED İSMAİL MUKADDEM HOCAEFENDİNİN TAKDİMİ
Allah'a hamd ve şükrediyor, O'ndan yardım diliyorum. Kulu ve Resulü, en hayırlı âbid ve Allah yolcusu Muhammed'e salât ve selâm ediyorum. O Resul ki,
"Sizi, gecesi gündüz gibi apaydın olan bir yol üzere bıraktım. Benden sonra ondan ancak helak olacak kişi sapar, "buyurmuştur.
Allah'a hamdolsun ki, bu çağda hâlâ mucizeler yaratacak, küllenmiş yetenekleri ortaya çıkaracak fedakârlık ve özveri koltuklarına oturarak en yüksek dereceleri elde edecek "İslâmî Dirilişin"müjdelerini ve emarelerini görmekteyiz.
Sevgili mü'min kardeşim Seyyid b. Hüseyin el-Affânî'nin yazdığı bu dopdolu kitap (Allah onun gayretinin karşılığını versin ve amelini her iki dünyada makbul kılsın), İslâmî uyanış gençliğinin doldurulmasına ihtiyaç duyduğu bir gediği doldurmakta ve çok azımızın yaptığı bir sünneti diriltmektedir.
Bu çağda Allah için çalışanlar nerede?
Gece abidleri, gündüz savaşçıları nerede?
Onlar sanki hiç yaşamamışlar gibi ortadan yok olup gittiler
Sayıldıklarında sayıları o zaman az idi
Onlar azdan da az, nadir oldular şimdi
Ey hesap gününde kurtulmayı arzulayan!
Bu
kitabın içindekileri tefekkür et ve bacaklarını mihrabın önünde dik.
Çünkü bu; doğru yol üzere bulunmanın kapısıdır. Bu sünneti kendinde uygula. Sonra bunları nasihatini dinleyeceklere anlat. Umulur ki, böylece bu sünneti cilalamış ve parlatmış olursun ve kıyamet gününde bu sünneti ihya edenlerden sayılırsın.
Akıllı ve zeki insan, haklar ve sorumluluklar arasında denge kuran, her hak sahibine hakkını veren, günaha ve borçlu duruma düşmemek için farzlara müstehaplardan daha çok önem veren, amelleri fazilet sırasına göre işleyen kimsedir. Çünkü asıl akıllılık ve anlayış; en önemli vaciplere bakıp, onları öne alman, iki hayırlının en hayırlısını bilip yapman, iki şerlinin en şerlisini tanıyıp onu def'etmendir.
Umarım Yüce Allah kardeşimizi bu kitabın bir de selef-i salihin nezdinde birbirinden ayrılmayan ikiz kardeşini kaleme alır. Her asırda cihad eden gündüz savaşçılarının / süvarilerinin hâllerini anlatan dopdolu bir kitap yazar. Ta ki bu iki kitapla Rahman'm kullarının gözleri aydın olsun, şeytan ve dostlarının yüzleri sararıp solsun.
Dua edilen ve kabul etmesi umulan Allah'tan bu ameli, yazarın iyilik terazisinde çok ağır bastırmasını, ne muradı varsa vermesini, selâmet ve afiyet içerisinde uzun bir ömür bahşetmesini diliyorum.
Allah'ım! Bizi hayrı sadece anlatanlardan değil, hayrı kendinde yerleştirenlerden eyle. Bizi az uykuyla yetindir. Sabahlara kadar uyanık kalıp sana ibadet ve münacaat etmemizi nasip et. Seni zikretmekte, sana şükretmek ve güzel ibadet etmekte bize yardım et. Allah'ım! Kulun ve Peygamberin Mu-hammed'e (s.a.v.), onun ehlibeytine ve sahabîlerine salât et. Hamd âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.
MUHAMMED İSMAİL MUKADDEM İskenderiye - Mısır, 26 Şubat 1989
ÂİZ B. ABDULLAH EL-KARNÎ HOCAEFENDİNİN TAKDİMİ
Hamd ancak sana mahsustur ey nuruyla yer ve göklerin aydınlandığı Allah'ım! Şükürler olsun sana ey dostları için gecenin son üçte birinde dünya semasına inen Rabbim!
Salât ve selâm, biz âlemlerin Rabbine kavuşuncaya kadar geceyi âşıkların münacaatıyla ihya eden, seheri en tatlı iniltiyle geçiren Resulün, abidlerin, nasiklerin ve mücahidlerin, doğru yolu takip edip hücceti taşıyanların üzerine olsun.
Geceye dedim: Var mı içinde bir sır Sohbetle ve sırlarla mamur? Dedi: Karşılaşmadım hayatım boyunca Âşıkların seherlerdeki münacatı gibisine
Önümde mübarek ve gayretli bir kardeşin ürünü sonsuz bir nida ve sürekli akan bir nehir var: Seyyid b. Hüseyin el-Affânî'nin
"Gece ibadetleri" isimli bu dopdolu kitabını okudum. Beni uyandırdı, gözümü açtı ve uzun uzun düşündürdü.
Ve dedim ki: "Avların tümü bu ağda!"Her muhkem âyet, sahih hadis, ibretli kıssa, hoş menkıbe ve sihirli şiir burada.
Ve bildim ki, bu mübarek adam, bu fikirleri avlamak için uyku kadehlerini devirmiş. Allah'ın izniyle o âlemlerin Rabbinin civarında nimetlenmek için.
Allah'tan (c.c.) ona bol sevap yazmasını, gayretinin karşılığını vermesini, amelini kabul etmesini dilerim. Kardeşim de selâm ve sevgilerimi benden kabul etsin. Allah doğru yolu gösteren Muhammedü'l-emin'e, ehlibeytine ve sahabesine salât ve selâm etsin.
ÂİZ B. ABDULLAH EL-KARNÎ Ebha - Mısır, 23.11.1412 Hicri
EBÛ İSHAK EL-HUVEYNİ HOCAEFENDİ NİN TAKDİMİ
Hamd Allah'a mahsustur. O'na hamdeder, O'ndan yardım ister, bağışlanma dileriz. Nefsimizin şerrinden ve kötü amellerimizden Allah'a sığınırız. Allah kimi doğru yola iletmişse onu saptıracak, kimi saptırmıssa onu doğru yola iletecek yoktur. Şehadet ederim ki, Allah'tan başka ilâh yoktur. Tektir, ortağı yoktur. Yine şehadet ederim ki, Muhammed O'nun kulu ve elçisidir.
En doğru söz Allah'ın
kitabı, en iyi yaşam tarzı Muhammed'in (s.a.v.) yaşam tarzıdır.
En şerli şeyler sonradan çıkma bid'atlerdir. Sonradan çıkma her şey bid'at ve her bid'at da sapıklıktır. Her sapıklık da ateştedir.
Gece namazı, farz namazlardan sonra en faziletli ibadetlerden ve en şerefli tâatlardan biridir.
Nitekim Müslim'in Ebû Hüreyre'den rivayet ettiğine göre, doğru sözlü ve Allah katından doğrulanan Muhammed'e (s.a.v.), (Anam babam ona feda olsun) farz namazlardan sonra en faziletli namazın ne olduğu sorulduğunda şöyle buyurmuştur:
"Farzlardan sonra en faziletli namaz gece yansında kılınan namazdır."
Bu konuyla ilgili en hoş hadislerden biri Nesâî (3/207, 208), Tirmizî (2568), İbn Huzeyme (2456), İbn Hibban (3349, 3350, 4771) ve Hâkim'in (2/113) Ebû Zer kanalıyla rivayet ettiği Resûlullah'ın şu hadisidir:
"Allah şu üç kişiyi sever... Bir kafile geceleyin yolculuk yapar. Kafiledekiler için uyku her türlü şeyden tatlı olduğu bir vakitte konaklarlar ve başlarını koyup uyurlar. Aralarından biri kalkıp Allah'a yalvarır yakarır, âyetlerini okur." Senedi mukarebdir. Hadis'in sahih bir senedi daha var. Onu da Ahmed, Tayâlisî, Taberânî "Kebir"de ve Beyhakî rivayet etmiştir. Yine Ebû Zer kanalıyla rivayet edilen bu hadisteki ifade şöyledir:
"Biri de bir grup insanla yolculuğa çıkar. Bunlar geceleyin yol yürürler ve gece sonuna doğru uykuları gelince konaklarlar ve başlarım vurup uyurlar. Sonra bu kişi kalkıp abdest alır ve Allah'ın rızasını kazanmak için ve katındaki nimetleri elde etme arzusuyla namaz kılar."
Bu namazın fazileti bilinen bir şeydir. Bu dopdolu kitapta onun birçok örneğini bulacaksın. Mes'elenin sırrı şudur. Bu namazı ancak büyük ihlasa sahip ve son derece fedakar kişi becerebilir. Katâde b. Diâme ne güzel söylemiştir. Ebû Nuaym'ın "Hilye"de (2/338) sahih senedle rivayet ettiğine göre, o şöyle demiştir: "Münafık gece sabaha kadar uyumayıp ibadet etmeyi nadiren yapar." Şayet "Hiç yapmaz"deseydi yanlış söylemiş olmazdı.
Bu doğru bir söz, çünkü bir kulun bu ibadeti eda edebilmesi için içi ih-lâsla dolu olması gerekir. Sahih hadiste geçtiği gibi yatsı namazını cemaatle kılmak münafıklara ağır gelirse, gecenin ikinci yarısının ortasında kılmak nasıl gelir, sen hesap et!
Yıllar önce "Sikâtü'l-Acelî"isimli kitapta (s.280) Hasan b. Salih b. Huyiyy'in terceme-i hâlinde okuduğum şu hâdise beni ne kadar çok sarsmıştı: "Bu kimse bir cariye sattı. Cariye yeni sahibinin evine gidince gece yarısı kalktı. Ve "Ey ev halkı, namaza kalkın, namaza!"dedi. "Fecir doğdu mu ki?"dediler. Cariye, "Siz sadece farzı mı kılıyorsunuz?" dedi. "Evet, yalnız farzı (sabah namazını) kılıyoruz"dediler. Bunun üzerine cariye Hasan'ın yanına giderek "Beni geceleyin namaz kılmayan kötü kimselere sattın. Beni tekrar satın al." dedi. O da tekrar satın aldı."
Hakikaten ben, bu konuda benim ve inşallah her ehlisünnetten insanın gözünü aydınlatacak ve mutlu edecek bir kitap görmeyi ne kadar çok arzuluyordum. Arkadaşımız Şeyh Seyyid b. Hüseyin el-Affânî'nin kitabı işte böyle bir kitap. Allah onu en güzel şekilde mükâfatlandırsın.
Geçmişteki insanlarımızın sahip olduğu gayret ve dinamizmin kat kat fazlası kadar gevşeklik ve zaafa sahip olan şu neslimiz, zelil duruma düştüğü ve düşmanları tarafından dört bir yandan kuşatıldığı şu vakitte gayretlerini bileyleyecek şeylere son derece çok ihtiyaçları vardır. Onlar bilsinler ki, selefimiz sahip oldukları ilme ancak gayretleri ve Allah'a kullukta ihlâslarıyla ulaşmışlardır. Ben bu neslin önde gelenlerinden ve şer'i ilimlerde parmakla gösterilen birini tanıyo um. Bu adam kendisinin anlattığına göre, bir meseleyi çözemediğinde veya aradığı bir mânayı bir türlü bulamadığında kalkıp bir bardak çay içiyor veya temiz hava soluyor. Meseleyi bir süre bıraktığında zihninin yerine geldiğini düşünüyor! Söylediğine göre, bir süre sonra maksadına ulaşıyor. Bütün bunlardan sonra yine de aciz kalınca meseleyi ileriki bir zamana erteliyor. Bu nerede, İbn Kayyim'in (rah.a.), hocası Şeyhülislâm İbn Teymiyye'den aktardığı şu tavır nerede: "Bazen bir meseleyi bir türlü çözemiyorum. Bin veya daha fazla Allah'a istiğfar ediyorum. Sonunda Allah bana o bilginin kapısını açıyor. Bazı zamanlar boş alanlara giderek yanağımı toprağa sürüyor ve "Ey İbrahim'e öğreten! Bana da öğret." diyorum.
Ey Müslüman!
Önündeki bu kitap, konusunda dopdolu bir kitaptır. O yüzden ondakini al. Ben kitabın müellifinin, sözleri ve menkıbeleri kitapların sayfalarından derleyip toparlama, sıhhat derecesini araştırma ve düzene koymada ne kadar yorulduğunu biliyorum. Bu sözümü hakkıyla ancak ciddî telif tecrübesini geçirmiş ve zorluklarını bizzat yaşamış kimse anlar.
Yüce Allah, lütuf ve rahmetiyle ilmi belli insanlara has yapmamış, ona sadece belli bir dönemin insanlarını muvaffak kılmamıştır. Bilakis kulları arasında paylaştırıp müşterek, yapmıştır. Allah nice büyük ilme sahip kimseleri bazı bilgilerden gafil yaparken, nice az ilme sahip olanlan bunun farkına vardırır. Nice bilgileri sonraki dönemde yaşayan birisinin önceki dönemlerde yaşayan birisini o tenkit etmesiyle diriltir. Bizim ilmimiz selefimizin ilmi yanında denizdeki bir damla gibi olsa da meselenin bir de bu yönü vardır.
Bu kitap, benim övgüme muhtaç değil. Zaten kendisi bunu konuşuyor. Üstelik bu kitabı benden önce sevgili arkadaşımız Muhammed İsmail Mukaddem Hocaefendi (Allah onu korusun) tanıttı, övdü.
Allah'tan (c.c.) insanlan müellifi gibi bu kitaptan faydalandırmasını, kân-nı ona bahşedip, rahmetiyle hatalarını affetmesini, şükretme, zikretme ve güzel ibadet etmede bize yardım etmesini dilerim.
Allah'ım! Muhammed'e, ehlibeytine ve sahabîlerine salât et, üzerlerine bereket indir.
Velhamdü
lillahi rabbi'l-âlemin.
Bağışlayıcı Rabbinin affını uman
EBÛ İSHAK EL-HUVEYNÎ EL-ESERÎ
Hicri, 1414 Safer ayı
Müellifin Önsözü
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
Hamd Allah'a mahsustur. O'na hamdeder, O'ndan yardım ister, bağışlanma dileriz. Nefsimizin şerrinden ve kötü amellerimizden Allah'a sığınırız. Allah her kimi doğru yola ilettiyse onu saptıracak yoktur. Her kimi de doğru yoldan saptırdıysa onu doğru yola iletecek yoktur. Şehadet ederim ki, Allah'tan başka ilâh yoktur. Tektir ve hiçbir ortağı yoktur. Yine şehadet ederim ki, Muhammed O'nun ( c.c.) kulu ve elçisidir.
"Ey iman edenler! Allah'tan hakkıyla korkun ve ancak Müslümanlar olarak Ölün." (Âl-i İmran, 102)
"Ey iman edenler! Sizi tek bir candan yaratan, ondan eşini yaratıp bu ikisinden birçok erkekler ve kadınlar türeten Rabbinize karşı gelmekten sakının. Kendi hakkı için birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'a karşı gelmekten ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakınınız. Allah sizin üzerinizde tam bir gözeticidir." (Nisa',1)
"Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakının ve hep doğru söz söyleyin ki, Allah da işlerinizi ve hâllerinizi düzeltsin, günahlarınızı mağfiret buyursun. Kim Allah'a ve Resûl'üne itaat ederse, pek büyük bir mutluluk ve başarıya nail olmuş olur." (Ahzab, 70,7i)
2
Yeryüzünün tüylerinin diken diken olduğu, gökyüzünün karardığı, facir-lerin zulmü sebebiyle karada ve denizde fesadın yayıldığı, hayır ve bereketin azaldığı hatta yok olduğu, hayvanların cılızlaştığı, zalimlerin fısk-u fücuru
2 Resûlullah (s.a.v.) her hutbesine böyle başlardı. "Hacet hutbesi" denilen bu giriş konuşması ile ilgili hadislerin farklı senedlerini Şam diyarının muhaddisi Şeyh Elbânî küçük bir kitapçıkta toplamıştır.
sebebiyle yaşamın bulanıklaştığı, gün ışığının ve gece karanlığının çirkin ameller ve dehşet verici fiiller yüzünden ağladığı, insanın her yaptığını kaydeden meleklerle onu nöbetleşe koruyan bekçi meleklerin fuhşiyatın çokluğunu, çirkin şeylerin ve günahların hâkimiyetini Rablerine şikâyet ettikleri bir zamanda yaşıyoruz. Vallahi bütün bunlar, bulutları bir araya toplanmış bir helak selinin uyarıcısı, karartısı çökmüş bela gecesinin habercisidir.
3
Ah, ne kötü zamanda yaşıyoruz. Salihlerin arandığı ve onlardan ancak hasat sonrası başak kadar bulunabildiği bir zamanda.. .
4
Allah Resulü (s.a.v.),
"Benden sonra insanları, içlerinden yük
taşımaya ve yolculuğa elverişli bir tane bile çıkmayan yüz deve gibi bulacaksınız." buyurmuştur.
5
Çağımız her akıl sahibinin fark edebileceği büyük bir değişim geçirmiştir. Bir zamanlar sütü bol iken şimdi göğsü kurumuş, dalları canlı ve göz alıcı güzellikteyken şimdi solmuş, gövdesi yaş iken şimdi cılızlaşıp kurumaya durmuş, damağın tadı hoş iken şimdi bozulmuştur.
6
Nasihat edenlerin sayısı iyice azalınca, insanlar meyva vermeyen dikenli ağaçlara dönüşünce, beldeler yaşamın ancak kendileriyle süreceği âlimlerden yoksun kalınca veya bu noktaya yaklaşınca; Biz de her şeyi bilen, sözlerin padişahı Yüce Allah'ın şu buyruğunu işitince orada bahsedilen "az sayıdaki insanlar"dan olmasak da onlara benzemeye çalıştık:
"Sizden önceki nesillerde, dünyada fesad ve düzensizliği menedecek, böylece onları helak olmaktan koruyacak idrak ve fazilet sahipleri bulunmalı değil miydi? Onların içinden görevlerini yaptıklarından ötürü kurtardığımız az kimse var. Zalimler ise içinde bulundukları refahın ardına düştüler. Doğrusu onlar suçlu kimselerdi." (Hûd, 116)
Bizi doğruya götürecek rehber gözüktü. Bu, her tarafa ışık saçan aydın bir yoldan götüren nuranî bir rehberdir. Bu, kovaların bulandırmadığı tatlı ve bol su kaynağı... selef yolu, selef kaynağıdır. Onlardan ne kadar uzağız!
Günümüz insanı selef-i salihinin kıymetinden, ilimlerinin derinliğinden, yapmacıklıktan uzak olmalarından ve basiretlerinin mükemmelliğinden biha-
3"el-Fcvâid", İbn Kayyim
4Ebû Hazim el-A'rec'in sözü
5Bunu Buhârî, Müslim, Tirmizî, İbn Mâce ve Ahmed rivayet etmiştir. Bkz: "Sahihu'l-Cami esSağir", Şeyh Elbânî (2/281, hadis no.2328)
6"Ravzatu'l-ukalâ ve nüzhetü'l-fuzalâ"
ber hâle geldiler. Bunlar o nesli tanımaktan çok uzaktalar. Onların gayretlerini her şeyde en yüksek hedeflere yöneltmişlerdi. Sonraki nesiller bir âlemde, onlar başka bir âlemde.
"Allah her şey
için bir ölçü, her iş için bir vade belirlemiştir."7
Lisan-ı halleri şöyle diyen o insanlara ulaşmamız ne mümkün:
"Dağ gibi dalgalı denizleri arkamızda bıraktık. Nasıl bilsin insanlar biz, nereye yöneldik?"
Bizim için önemli olan; yavaş yürüsek de onların yolarında olmamızdır. Çünkü kafilenin emiri kafiledekileri gözetir, kollar.
Münasebetsizlik yaparak onlann cömert sofralarına oturduk, ifadelerimizde selef-i salihinin yolunu takip ettik ve kitabımızı onların tarzıyla dokuduk. Umarım ki ben de onlarla ipe dizilen teşbih tanesi olur, onlar güruhundan sayılır ve onlarla birlikte haşrolurum. Allah'ın kendilerine lütufta bulunduğu nebiler, sıddıklar, şehidler ve salihlerle birlikte... Onlar ne güzel arkadaştırlar!
Selef hayranlarının az olduğu bu zamanda Biz selefin hayranlarıyız.
Biz, senin de göreceğin gibi bu kitapta onların menkıbelerini ve sözlerini çok naklettik. Neden?
Çünkü selef-i salihin, dünyanın efendileri, âhiretin krallarıdır.
Onlar samimiyetleri ve ihlâslarıyla, yüksek gayretleri ve ibadetleriyle dünyaya hâkim olmuşlardır.
Bu zemzem suyunun bir damlası önünde Kayser köleler gibi el pençe duruyor Toprakla birlikte ta Süreyya'ya yükseliyor Onun bir damlası koca denizleri kuşatıyor8
7"Şerhu't-Tahaviyye"
8"Divanu'l-ensar ve'r-rümûz",
Şair Muhammed İkbal, s. Onlar ilim ve ameİde birer dağ idiler. Lisan-ı hâlleri kendilerinden sonrakilere şöyle der:
Biz dağlar üzerinde dağlar idik
Bazen deniz dalgaları üzerinde deniz olup yürürdük
Onlardır yiğitler ve başka yiğit yoktur
Dünya onlarla huzur bulmuştur
Anlat onları zira kelimeler secde eder Mihrapların arkasında ve amel terazileri yalvarır
Lisan-ı halleri bize şöyle seslenir:
Sen biliyorsun ey bizden sapan
Nasıl uzun süre güneş üzerinde kaldığımızı
Onlar büyük fedakârlıklar yapmışlar ve Allah'ın dinini korumuş,
9 onu şefkat dolu gönüllerle taşımışlardır... Biz ise, bu dinin kadir kıymetini hakkıyla bilemedik. Onların lisan-ı halleri şöyle der:
Onlar için ince ip eğerdim
Ama onu örecek birini bulamayınca kirmenimi kırdım
Onlardan uzaklaştığımız andan itibaren alçaldık
Büyük insanlardık, kemik olduk Biz yerdik, şimdi yem olduk
En büyük şeref onların kafilesinde yürümektir Sen dereleri bırak da denizlere yönel
9 "Rekâik", Muhammed Ahmed Raşid, s.13
Ey gözdeki sürmeyi görmeyip Ona sürme çekmeye çalışan!10
O kafilenin nidacısı bizi onlara çağırıyor: İşte sevdiklerinin evleri burası... Yavaş ol! İn burada! Onlardan uzak olmanın zararlarını öğrendiğin Halde neden yollarından uzaktasın?
Ey iksir üzerine basılan! Toprağa dönüştür Ey aydmlığm evladı! Şimdi bir hiç oldun11 Evet! Onlar dünyanın süsü ve güzelliğiydiler.
Çiçekleri hoş kokulu müminler Kuşları ise şakıyan ağabeyler Onların nehirleri tevbe yataklarından İçlerini yakan bir pişmanlıkla akar Aah, ne kadar çok özledik onları!12
Sizden sonra bu gözlerin yaşları kurudu
Onlardan sonra gözler kaldı mı; ödünç alalım
Yürüdük gönlün derinliklerindeki duygularla
Necdin saba rüzgârı esip duyguları harekete geçirdiğinde
Ayrılıktan sonra derinlik bahçelerini unuttun mu?
Oysa o bahçelerin gölü senden ahid almıştı
Onları tekrar hatırla, şifa bunda.
Bazen bir şey kişiye fayda, sonra zarar verir
10 Muhammed İkbal, a.g.e.
a.c.
12 "Divanu Kabe Kavşeyn", Şair Manmud Hasan İsmail.
Allah, ardında hoş koku ve rayiha bırakıp, Giden günlere ve gecelere rahmet etsin.
Onların sözlerine gelince; Selef-i salihin sözleri az ve bereketli, başkalarının ki ise çok ve bereketsizdir.
Senin azın yeter bana
Ama "senin azına" az denilmez ki
Dillerinden dökülen sözlerin eşsiz bir. tadı, akılcılığı ve zerafeti vardır. Sözleri göz kamaştırır ve gerçek bir deneyimi yansıtır.
Suskunluklanyla konuşandan daha çok şeyler anlatan bu kimselerin acaba konuşmaları nasıl olurdu?
Zamanın yok edemediği şebnem damlacıkları ve hoş kokular
Susayıp su içmek isteyenlere pınar olan kelimeler
Ebediyete uzanan, ruhu aydınlatan en güzel sözlerin taşıdığı bir dünya...
Yardım eli uzatan en parlak nurdan bir kanatla... Şairin şu sözü bunu doğrulamaktadır:
Sana dinlemekle bıkılmayan bir söz geldi Nesri de nazmı da hoş gelir bize Her can onu zikrettiğinde rahatlar, huzur bulur Kalbinin karanlığı kalkar, mutmain olur
Sözleri bize şunu ilham eder: "Biz kalbimizi yumuşatacak şeylere herkesten daha çok muhtacız. Bunlar, bize iade edilmiş yitik mallarımızdır."
Çok konuşanlara aldanma sen
Anlatma meraklısı olmayanlara kulak ver
O, emareleri apaçık olan hakikatleri öğrenmeye çalışmış
Ancak yaşantısını çürük ve bozuk şeyler üzere kurmuştur
Yahya b. Muaz der ki: "En güzel şey halim selim bir insanın diliyle derin deryadan çıkartılan zarif sözdür."
13
Selefemizin ne kadar yufka yürekli olduklarını, böylece sözlerinin, hakikatle bağlantılı olduğunu ilan edercesine ebedileştiğini ileride bileceksin.
"Sözlerin nesiller boyu yaşaması ve ebedileşmesi, ancak onun hakikatle 've hayırla bağlantısının bulunması, Allah'ın kullanyla ilgili kurallarından bir dayanağının olması, kullarına verdiği ilhamdan bir desteğinin bulunmasıyla mümkündür."
14
Hâlleri ve kim oldukları yüzlerinden olduğu gibi sözlerinden de anlaşılır. O yüzden seleften kendilerini Allah'a vermiş kimselerin nasihatlerini derledim. Öyle sözler ki:
"Kalpleri en yüce hedefe doğru yönlendirir, nefisleri mukaddes padişahın civarında olmaya iter. Bunlar öyle faydalıdır ki, azı dişlerle tutulmaya, sıkıca sarılmaya değer. Okuyucusuna zevk, bakana şevk verir."
15
Sözün bereketli olmasının sebeplerinden biri sahibini belirtmek olduğundan dolayı elimizden geldiği oranda kaynağını ve selefemizden kimin söylediğini zikrettik. Selefemizin sözlerine İslâm'ın yitiği Seyyid Kutup'un (Allah şehadetini kabul etsin ve şehidlerden saysın.) sözlerini ekledim. Zira o Üstad Nedvî'nin söylediği gibi:
"İslâm'ın yeni fetihlerindendir."
16 Bütün bunlara da "Kuşeyrî Risalesi"nin müellifi Kuşeyrî'nin
17 Kitap ve Sünnete uyan sözlerini ekledik. Zira hikmet mü'minin yitik malıdır ve onu nerede bulursa alır.
13 "Tarihu Bağdad", 14/209.
4 "Sevarid", Abdulhalim Azam s^340. "Hâdi'l-Ervah", İbn Kayyim. "Müzekkirâtu saihin fi'1-âlemi'I-arabi".
Abdulkerim Kuşeyri: Tasavvuftaki önemli isimlerden biri. Akidedeki mezhebi Es'ari. "Risale-i Kuşeyriyye" isimli kitabı tasavvuftaki meşhur kitaplardandır. Pek çok zayıf bilgiler içeren bu kitapta iyi söz azdır.
İbn Kayyim'in (rah.a.) söylediği gibi: "Basiretli ve sadık kişi, her ganimetten bir pay alır ve her grupla onlardan en güzeli alma niyetiyle muamele eder."
18
Bol bol şiir zikrettim. Allah'a hamdolsun bizim bundan yana bir tecrübemiz var. Ta ki mâna yerleşsin, daha uzun süre tefekkür edilsin ve hatırlansın. Nice şiirler vardır ki, söz onun heybetinden ürker.
Sen ağacımızın tepesinde öten bir kuşsun Yanlışlık bizim nağmemizin bir parçası Bu eşsiz bir nağme değilse eğer Bahçemiz dışında hiçbir yerde şakımaz19
Hadislerden sadece geçmiş asırlardaki hadis âlimlerinin veya günümüzdeki Şeyh Elbânî gibi hadisçilerin sahih veya hasen olduğunu belirttikleri hadisleri zikrettim. Yine onun hadis, tahriçlerini naklettim. Allah onu bereketli ve ömrünü uzun etsin.
Ey bu kitabımı okuyan kişi!
Bu kitabın kân sana, zararı banadır. Berrak kısmı senin, bulanık kısmı benimdir.
Allah'ım bunu senin rızan için yapılmış bir amel olarak kabul et. Çünkü ey Mevlâm, senin için yapılan her şey bakî kalır, senden başkası için yapılan her şeyde yok olup gider.
Olmaz olsun kalbi senden başkası için atıp da Dili senin için yalancı sevgi sözleriyle dönen kimse.
Bu önsözümü İbnü'l-Cevzî'nin şu sözüyle noktalıyorum: "İlahi! Seni anlatan şu dile, sana götüren ilimleri okuyan şu göze, sana hizmet ve kulluk için yürüyen şu ayağa, Peygamberin'in (s.a.v.) hadislerini yazan şu ele azap etme. İzzetinin hakkı için beni cehenneme sokma. Zira cehennemlikler bile
18"Medaricu's-salikin", 2/39, 370.
19"el-Esrar ve'r-rümûz".
senin dinini savunduğumu bilirler. Allah'ım! Beni ilim ve amelde ulaşmayı arzuladıklarıma ulaştır. Ömrümü uzun et ki bunlardan istediklerime ulaşayım."
Son sözüm şudur ki, Hamd âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.
Rabbinin rahmetine muhtaç kul. ( Gece ibadetleri , polen karınca yayınevi , gece ibadetleri , Feyzullah birışık , gece yolcuları kitabı , gece yolcuları kitabı , savaş kocabaş , polen yayınları )
SEYYİD B. HÜSEYİN EL-AFFÂNÎ
Benî Süveyf - Mısır
Polen yayınları, Seyyid Hüseyin el Affani tarafından yazılan
Gece Yolcuları Gece İbadetleri adlı
kitabı incele diniz.