Gençliğin İmanını Sorularla Çaldılar Emine Şenlikoğlu

Fiyat:
200,00 TL
İndirimli Fiyat (%47,5) :
105,00 TL
Kazancınız 95,00 TL
Havale / EFT:
101,85 TL
Aynı Gün Kargo


Kitap              Gençliğin İmanını Sorularla Çaldılar
Yazar             Emine Şenlikoğlu
Yayınevi         Mektup Yayınları
Kağıt  Cilt       2.Hamur - Karton Kapak
Sayfa  Ebat    344 sayfa  -  13,5x19,5 cm



                               
Emine Şenlikoğlu Gençliğin İmanını Sorularla Çaldılar kitabı nı incelemektesiniz.
Mektup Yayınları Gençliğin İmanını Sorularla Çaldılar kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.

 
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
 
 
Yıl 1978 ... Konferans vermeye başladım. Bazen günde üç konferans ... Bazen yirmidört saatin on sekiz saati konuşmakla geçerdi. Bende bir dava aşkı, yorulmak, yığılmak nedir hiç bilmiyorum.
 
Gençliğin İmanını Sorularla Çaldılar
 
Yıl 1978 ... Konferans vermeye başladım. Bazen günde üç konferans ... Bazen yirmidört saatin on sekiz saati konuşmakla geçerdi. Bende bir dava aşkı, yorulmak, yığılmak nedir hiç bilmiyorum.
 
Bazen hakaretlere, nezaretlere de uğruyoruz tabi.
 
İslamî bilgim ne kadarsa o kadar anlatıyorum. Ama dikkatimi bir şey çekiyor; her gittiğim yerde gençlerin sorduğu sorular hemen hemen aynı sorular.
 
Soruları şunlardı:
 
* Allah neden görünmüyor?
 
* Öteki dünyaya kim gitmiş de gelmiş?
 
* Alınyazısını Allah mı yazar?
 
* Hz. Âdem’in çocukları birbirleriyle evlendi mi?
 
* Kadın erkek eşit midir?
 
* Allah gerçekten var mı?
 
* İslam’da kölelik var mı?
 
* Yehova Şahitleri kimdir? ve bunlar gibi onlarca soru.
 
Nasıl oluyordu da Türkiye’nin her yerinde basma kalıp hep aynı sorular soruluyor ve ben verdiğim cevaplarla soranları ikna ediyordum!
Bana teklifler gelmeye başlamıştı yavaş yavaş. Siz bu soruları kitap yapsanız olmaz mı, diyorlardı. Ben de kitap yazamam, diyordum.
Bir gün Bursa’da Uzunoğlu konferans salonunda konferans verdim. Konferansın bitiminden sonra, birkaç genç kız bir araya gelmiş beni çağırdılar. Salonun pencere tarafına geçtik. Genç kızlardan biri ağlıyordu. Neden ağladığını sordum, arkadaşı cevap verdi; “Arkadaşımız yıllardır bunalımdaydı. Kaza-kader yüzünden tam olarak iman edemiyordu, bu günkü konuşmanızdan sonra şüphesi gitmiş o yüzden ağlıyor, biz sizden rica ediyoruz, ne olur bir kitap yazın.” dediler.
 
O yıllarda bugün olduğu gibi çok kitap yoktu. Var olanların çoğu da günün proplemleriyle ilgili değildi. İlgilenen on-onbeş civarı kitaptan da gençlik haberdar edilemiyordu. İşte bu tür olaylar beni tetiklemeye başladı. Fakat ben değilde, bir yazara yazdırmaktı niyetim. Sadece soruları ben toparlayacağım, kendi bulduğum cevapları o yazara söyleyeceğim, belki kullanır belki kullanmazdı ama niyetim buydu.
 
İstanbul’a gelince sevdiğim üç yazara teklif götürdüm. Üçü de kendi çalışmaları olduğu için o tür bir kitap yazmaya zamanları olmadığını belirtti.
 
Eşim ve Hocam Recep Efendi bana ders vermeye başladı. Ben akîde, fıkıh gibi konulara endeksliydim. Arada şiir yazardım. Yazdığım şiirleri eşim çok beğeniyordu, (Çünkü, eşime göre şiir, duygusal, aksiyoner ve kafiyeli ise şiirdi) “Şiir yazan kitapta yazar.” diyordu ama ben Türkçe gramer bilgisine bile sahip değildim, akîde ve fıkhî bilgim vardı ama bunlar yetmez, ileride yazarım, diyordum.
 
Aylar sonra, Müslüman bir ailenin Yehova şahid’i olduğunu öğrendim. İnanamadım. O zamanlar Müslümanlardan Hıristiyan olmuş birini galiba duymamıştım (ya da Karadeniz’den çıktığını hiç duymamıştım.) çok şaşırdım. Ailenin bir yakını Kur’an kursunda hocaydı ve onları benim ikna edeceğime inanıyordu. Olur muydu öyle şey? Hristiyan Yehova Şahidleri’nin eğitim tarzları o kadar planlı ve kişiye sindirilerek veriliyordu ki insanın hayret etmemesi mümkün değil. Bir gece de o eğitimden geçmiş kişiyi ben değiştirebilir miydim? Yine de gittik. Gece yarısına kadar tartıştık. Gençliğin İmanını Sorularla Çaldılar isimli kitabımda bu aileden de bahsettim.
 
Sabaha karşı eve geldik. İki gözüm çeşme gibi, o kadar çok ağladım ki, benim kardeşimi sorularla çalmışlar, bizden biri daha gitmiş diye. İnanın o acı, o hüzün yaşamadıkça hissedilemez.
 
Recep Beyin babasının o zamanlar Kasımpaşa’da bir dairesi vardı biz orada kalıyorduk. Evimize girdikten kısa süre sonra ezan okundu, ben gözyaşları içinde ezanı dinledim. Namazı kıldıktan sonra kalemi elime aldım. “Yarabbi! benim Türkçem çok zayıf ama sen istersen tesirini verirsin.” şeklinde dualar ettim ve “Bismillah” diyerek kitabı yazmaya başladım.
 
Zaten çok doluydum. Çarşafımdan dolayı çok hakaretler görmüştüm. Gazetelerde Genelevi patronuna madalya verildiğini okumuştum. Sömürüldüğümüzü farketmiştim. Avrupa’yı, Amerikayı artık akıl gözlerimle görüyordum.
 
Farkettiğim çok olaylar vardı. Müslüman gence kanca takan biri mutlaka ona İslâm’a iftira ederek soru soruyordu. Mesela, “Sen Muhammed’in yedi yaşında bir çocukla evlendiğini bildiğin halde ona nasıl inanırsın?” gibi.
 
Müslümanlar eliyle, İslâmi kitaplara kaydı düşülen en büyük dokuz yalandan biridir bu. Fakat gencecik beyinleri İslâm’dan koparabilmek için, sorular yem olarak oltaya takılıyordu, sonrada olanlar oluyordu.
 
Hatırlıyorum, bana gelen bazı öğretmenleri ve beni dinden koparmaya çalışmalarını. Ve de stratejilerini. Yehova Şahidleri de gelmişti bana. Hiç yorulmadan defalarca gelmişlerdi. Hepside İslâm adına bilerek veya bilmeyerek yalan söylüyorlardı. İslâm’ı hiç bilmediğim gençlik yıllarımda benim beynimde de fırtınalar estirmişler ama kısa sürede kendime gelişimi engelliyememişlerdi. Bu alt yapıyla kitabı yazmaya başladım.
 
Kitabı yazmama sebep olaylardan biri de, o dönem Kenan Evren bize çok hakaret ediyordu. Hatta yıllar öncesinden başlamıştı hakaretleri. “Bize öcüler” dediği günlerde evli olmadığımdan bir Kur’an kursunda okuyordum. Orada siyasetin S’si bile anılmazdı, yasaktı ama hafta sonları duyuyordum olup bitenleri. İşte Kenan Evren’in Allah’ı eleştiren bir sözü ve bize öcüler demesi nerdeyse beni tek kişilik “Terör örgütü” yapacak hiçbir işe yaramayan ama Müslümanlara faturası ağır ödetilecek bir hata yaptıracaktı. Asıl beni dirilten, bomba haline getiren olay televizyonlarda duyduğum hakaretlerdi, Hıristiyan olan ailede son damla olmuştu.
 
Kitap piyasaya çıktı. Kaçak yazmamıştım. Ama (yıllar sonra öğrendim) Lütfiye adında bir kadın (imanı olan hiç kimse, bir kitap yazdı diye Müslümanı ihbar edemez, Kur’an kursunu da) beni ihbar etmiş, polisleri de alıp Kur’an kursuma getirmişti. Kendisi kursu gösterip gitmiş. Peygamberimiz boşu boşuna söylememiş, namaz kılması yetmez, kişinin ahlakına bakın, diye.
 
Neyse...
 
Bu kitap mahkemeye verildi ve ben 8 yıl 4 ay hapis cezası aldım. 2,5 yıl hapis yattıktan sonra, çıkan infaz yasasından faydalandım. Oralar uzun hikayeler. Burası da Cezaevi isimli kitabımda detayları işledim. Ve Gençliğin İmanı Sorularla Çaldılar kitabı çok tutuldu. Bu kitap çok kişinin hidayetine vesile oldu. Hâlâ aynı oranda gidiyor. Satışı yasak değil.
 
2006 yılında tekrar gözden geçirip ufak-tefek hatalarını rutuş yaptım.
 
Gençliğin İmanını Sorularla Çaldılar’ın özetle yazılış hikayesi bu. Sizde okursanız burada yazmadığım sebepleri de göreceksiniz.
 
Gençliğin İmanını Sorularla Çaldılar kitabındaki sorulardan birkaçı.
 
• Allah’ın varlığının delilleri nelerdir?
 
• Allah niçin görünmüyor
 
• Kur’an’ın Allah tarafından indiğine dair modern ilimde delil var mı?
 
• Kabir azabı var mı?
 
• Peygamber bugüne kadar yaşasaydı ona tâbi olurdum niçin öldü?
 
• Çok evlilik
 
• Öldükten sonra nasıl dirileceğiz
 
• Allah kainatı yaratmaya neden lüzum gördü?
 
• Ruhun varlığı, ibadetin karşılığı hemen verilse gibi kimi iyi niyet kimi tuzak sorular. Hepsinin cevabı verilmiştir, herkese özel cevaplar olmasa da!
 
----------------
 
Beni, bu kitap yüzünden, cezaevine attılar. İki buçuk yıl cezaevinde yattıktan sonra, infaz yasası değişti ve çıktım.
İki buçuk yıl zarfında, cezaevinde, yedi adet kitap yazdım. Bazen arkadaşlara şaka yapıyor, diyorum ki; bilselerdi yedi kitap yazacağımı beni asla hapsetmezlerdi. Şu anda bu yazıyı bu kitabın kırkbirinci baskısında yazıyorum. Türkiye şartları için oldukça güzel bir rakam. (korsanlar baskları kaç baskı yaptı onu bilmiyorum) On yıl geçmiş olsa bile kitabı bir daha elden geçireyim dedim, alıntılar biraz fazla olmuş, tekrar okuyunca gördüm, düzelteyim dedim. Baktım, olmuyor. Hiç birine elimi sürmeden, bırakmak zorunda kaldım. Korsan baskılar hariç, bu kadar baskıyı, bu kitap, böyle olduğu halde yaptı. Her halde bir hikmeti vardır diye bozmadım. Evlilik işlerini de ihmal etmeyen kitabım, Allah'ın varlığından, ahirete imana, Yehova Şahidliği'nden özel hallere kadar ortalama beşyüz konuyu kapsıyor. Son sahifelerindeki güzel sözleri de ayrıca ilave ettim.

Şimdi kitabı okuyunca, "Keşke bu kadar alıntıya yer vermeseydim" dedim. Fakat o günlerimi hatırlayınca hüzünlendim. O günlerde dipnotları belirlemek için kitapları bile zor bulmuştum. Halbuki, çok acele lazımdı bu kitap... Gençlere bir an önce yetişmeliydi ve yetişti. Beni, ikibuçuk yıl cezaevinde yatırdı ama gençlerimiz için değdi. Cezaevinde yattığım yıllar, bu kitap için gördüğüm hakaretler, okuyucuma feda olsun.. Milyonlarca kez feda olsun...

Bu kitabı ilk çıkardığım günlerde niyetim şuydu; "Gençliğe Hatıramdır" diye bir seri çıkaracak, sonra ölsem de gam yemeyecektim. Allah'a şükürler olsun, hayallerimin birini gerçekleştirmeyi nasip etti ve seri bitti. "Gençliğin İmanı"yla başlayan seri, "İdamlık Genç" romanıyla son buldu. Hatalarım benim, güzellikler davamındır. Allah sizlerden razı olsun diyerek, 1984'te ilk baskısı yapılan kitabımla, sizleri başbaşa bırakıyorum. Allah'a emanet olun.
 
Emine Şenlikoğlu
20.6.1993
 
DOST DAVETİ VE BİR SORU
 
Gel kardeşim diyorum, Rabb'ini dinle, Dünya gitmeyecek inan ki seninle. Sulara dargın mısın ki, guslün yok, O kadar nankör müsün ki, şükrün yok. Kör kütükte kayıtın İslâm'dır ama, İslâm'ın kütüğünde belki kayıtın yok. Anamız (Hz.) Havva'dır, babamız (Hz.) Adem. Kimimiz niçin cevher, kimimiz neden maden? Bir fincan kahveye teşekkür eden sen, Yaratana nankörlük acaba neden?
 
Emine Ö. ŞENLİKOĞLU
Bismihi Teala, İslâm'ı yaşamanın ayıp, her türlü rezaletin şeref sayıldığı şu asrımızda bir yanda ilerleyen İslâm dininde bizim de bir zerremiz olsun dedik. Bilemiyorum, belki huzuru ilahi'de karşıma çıkmayacak. Belki de tersi olacak, orası o alemde anlaşılacak. Rabbim ahiret zaferi nasip etsin. Muhterem kardeşlerim... Aslında bu kitabı cebinden çıkarabilecek çok kitap var. Fakat, bu yazdığım kitabımın içinde olan soruların hepsini bir arada toplayan bir kitap yok gibi birşeydi veya benim elime geçmemişti.
 
Bu arada, konferans ve vaazlarımda, Kur'an kursu ve İmam Hatip talebelerinin de, "Siz, bu soruları kitap yapsanız çok iyi olur" teklifleri ile karşılaştım. Yalnız Kur'an kursu talebelerinden değil, kitabın içinde okuyacağınız gibi, yüksek okulda okuyan öğrenci kardeşlerimden de, "Biz bu soruların cevabını bilmediğimiz için, neredeyse imanımız elden gidecekti. Bizim gibi niceleri var ki, bunalım içindeler, siz bir kitap çıkarsanız nasıl olur?" dediler. Ben de düşündüm, faydalı olur niyetiyle yazmaya karar verdim. Şunu da söyleyeyim kiherkesi memnun etmek, hiç tenkide uğramayan bir kitap yazmak mümkün değil. Zira, gerektiğinde Allah'ın kitabını tenkit eden insanoğlunun, benim yazdığımı tenkit etmemesi düşünülemez...

Muhterem kardeşlerim! Olur ya, kitabın baskısında hatalar olabilir. Her türlü hatanın hoş görülmesini rica ediyorum. Başka söze gerek yok.
Beni amelimle değil, niyetimle ölçen dost Evet diyorum, odur kardeş, odur dost...   ( Gençliğin İmanını Sorularla Çaldılar, emine şenlikoğlu Gençliğin İmanını Sorularla Çaldılar, mektup yayınları, kitabı, EMİNE ŞENLİKOĞLU kitapları, emine şenlikoğlu romanları, fikir kitapları )

Emine Ö. Şenlikoğlu
7.3.1984/İstanbul
 
 
 
mektup yayınları emine şenlikoğlu gençliğin imanını sorularla çaldılar kitabı nı incele diniz.
Diğer Özellikler
Stok Kodu9786059322003
MarkaMektup Yayınları
Stok DurumuVar
9786059322003
En yeni ürünler
Güvenli teslimat
Kampanyalı ürünler
Piyasadaki en iyi fiyat

PlatinMarket® E-Ticaret Sistemi İle Hazırlanmıştır.