%47

İmamın Manken Kızı Emine Şenlikoğlu

  • 1.0 / 5
1.0 / 5
90,00 TL
170,00 TL
Havale / EFT: 87,30 TL

Ürününüz 1-2 gün içerisinde kargoya verilir.

Güvenli Alışveriş

Ürününüzü 14 gün içerisinde kolayca iade edebilirsiniz.


Kitap              İmamın Manken Kızı
Yazar             Emine Şenlikoğlu
Yayınevi         Mektup Yayınları
Kağıt - Cilt      2.Hamur - Karton Kapak
Sayfa - Ebat   224 sayfa  -  13,5x19,5 cm


                               
Emine Şenlikoğlu İmamın Manken Kızı kitabı nı incelemektesiniz.
Mektup Yayınları İmamın Manken Kızı kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.

 
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
 
 
İşte hikâyesini nasıl anlatacağımı düşündüğüm en önemli romanlarımdan biri. Yazılış hikayesi öyle ilginç ki, neresinden başlayacağımı cidden şaşırıyorum. İmamın manken kızı Avusturalya'da doğdu..
30/04/2007
 
İşte hikâyesini nasıl anlatacağımı düşündüğüm en önemli romanlarımdan biri.
Yazılış hikayesi öyle ilginç ki, neresinden başlayacağımı cidden şaşırıyorum.


İmamın manken kızı Avusturalya'da doğdu.

Çin İşkencesi’nin hikayesini okuyacaksınız. Onun hikayesi Melbourn’dan binlerce kilometre ötede doğmuştu. Bir grup Melbourn’a gece yarısı döndük, kaldığımız eve geldiğimizde onlarca kadının-kızın beni beklediğini gördüm. Çok yorgundum. Yatsı namazını kılıp yatmayı düşünüyordum, fakat misafirleri görünce plan değişti. Uçakla gitmiş, minibüsle dönmüştük. Çok zor geçen bir yolculuğumuz oldu. Kardeşlerim de benim bir şeyler anlatmamı istiyordu. Ben de, “Kızlar, size beklediğiniz konuşmayı yapamam. Ama ilginç bir olay yaşadım, Çin İşkencesi isimli bir roman doğdu. Konu öyle geliştiki, hayatımın en unutulmaz günlerinden birini yaşadım.” deyip sırası geldiğinde size de anlatacağım, Çin İşkencesi’nin doğuş hikayesini anlattım. Dinleyenlerden biri bir genç kızı gösterip, “Bu genç kızın hayatı da çok güzel roman olur.” dediler. “O halde sizce mahsuru yoksa siz anlatın ben dinleyeyim” dedim. Özetle dinledim hayatını.

Bir zamanlar Türkiye’de meşhur bir mankenmiş. İslâm’a dönüş yapmış. fakat dönüşü çok ilginç. Daha sonraki günlerde detaylarıyla saatlerce ve de günlerce konuştuk. Notlarımı aldım. İslâm’a şöyle dönmüş.

Bir Hristiyanla evlenmiş. Evlendikten sonra “Eyvah! Çocuğumuz olunca adını Hıristiyan adı mı koyacağız!” Eşimin mutlaka Müslüman olması gerekir, demiş. Dînî kitaplar almış. (Detayları imamın manken kızında) eşine okuyormuş. Bu arada kendisi birçok ülkeye gitmiş eşine İslâm’ı anlatmaya çalışırken kendisi mankenliğe devam etmekteymiş. Haftalarca kitap okumuş eşine. Okuduğu kitap da ingilizceymiş. Çince’ye çeviri yaparak anlatıyormuş. Eşine okudukça, bir de bakmış ki, kendisi meğer Müslüman değilmiş ama kendisini Müslüman sanıyormuş.
Feci çarpılmış genç kız.

Birden bire kendine doğru yürümeye başlamış. Hani “Allah’ı arayan kendine doğru gitsin.” tavsiyesi var ya... Ve genç kız dindarlaşmış. Sonra neler olmuş neler. Özlem Süsler’in hayatında. Tamamen romanı onun hayatıyla ilgili yazacaktım. Gazete resimlerini ve çeşitli dökümanları aldım. Annesinin hayatı da bir kitaplıktı onu da dinledim.

Derken Türkiye’ye döndük.
Avusturalya bana hayırlı gelmiş görünüyor. Üç kitabım orda doğdu. Uzaktaki Çığlıklar, İmamın Manken Kızı ve Çin İşkencesi. İstanbul’a döndükten sonra bir genç kızla tanıştım. İmamın manken kızı Fatma’ydı bu.

Fatma’nın hayatını dinleyince, değiştirdik romanın kurgusunu. Müsadenizle o bölüme girmeyeyim, Romanı okuyacaklar için gizemi kaçmasın.
Şimdi size anlatacağım konu daha şaşırtıcı olsa gerek.

Gençlik yıllarımda, İslâmî ilimlere başladığım dönemde, İstanbul’un Draman semtine doğru iniyordum. Bir baktım bir gazetede tam bir sayfa boyunda bir manken. O mankene baktım... Baktım... O kadar duygulandım ki, benim kardeşimi sırf, gazetenin satışı fazla olsun diye boydan boya ve mayoyla neşrediyorlardı. Kendime hakim olamadım. Oldum olası kadının böyle kullanılmasına dayanamıyorum. Ayrıca malum evlerde paraya çevrilmesine dayanamayan ruh dünyam sarsılmıştı. O zamanlar, çıplaklık rezaleti bugünkü kadar rezillik boyutunda her yerde görünmüyordu. O genç kıza hem ağladım hem çok dua ettim. Çünkü duruşunda bile dejenere olmamışlığın belgesi vardı. Zaten “Utangaç manken.” diye dalga geçenlerde vardı bu mankenle. Aradan aşağı yukarı onüç-ondört yıl geçtikten sonra o gazete Özlem Süsler tarafından Avusturalya’da elime verilince çok ama çok duygulandım. Ben onun için göz yaşı dökmüştüm ve o şuurlu bir genç kadın olarak (26-27 yaş olabilir) karşımdaydı. Hep merak ederdim acaba benim duamın rolü olmuş olabilir mi diye. Yıllarca mutlaka öyledir dedim. Fakat çok dua ettiğim yakınlarımın bazılarının namaz bile kılmadığını görünce ister istemez kelin ilacını hatırladım ama yine de bir acaba bilinç altımda yer etmiş durumda.
 
İmamın Manken Kızı çok satan kitaplar arasında. Öteki deyimle bestsellerde. Benim ağladığım yerde, okuyucumun çoğunun (ulaştıklarımın içinde çoğu) aynı yerde ağladığını öğreniyorum.

İmam, müezzin, hacı-hoca, yazar vb. şahısların çocuklarının çektikleri... Gençlerin çektikleri... Hatta dindar ana veya babanın çocuklarının herkesçe bilinmeyen yönleri ve o imam... Ahh bir bilse onun acısını nasıl hissederek yazdım... Hep imamın yanındaydım roman bitene kadar ve zaman zaman hüzünlenip yine uğruyorum yanına.

İmamın manken Kızı’nın yazılış hikâyesini yazmaktı kastım. Ancak bu kadar yazabildim.

Emine Şenlikoğlu
 

İMAMIN MANKEN KIZI ÖZETİ

Fatma, evin genç kızıydı. Zeki, sürekli kitaplar okuyan bir gençti. Fatma’nın babası imamdı. Fatma, babasının imam olmasına tahammül edemiyordu. Çünkü, Fatma küçükken bazı insanlardan bir şeyler duymuştu İmamlık mesleği ile alakalı. O yüzden Fatma babasının bu mesleğini hiç sevememişti.
 
Fatmaların evi yağmur yağdığında sürekli su alıyordu. Her şey ıslanıyordu. Bu yüzden Fatma hep isyanlardaydı. Fatma can sıkıntısını üzerinden atmak için Betüş adında ki komşularına gidiyordu. Orda tv izleyip vakit geçiriyordu. Betüş’ün pek de iyi bir geçmişi yoktu. Betüş kadın ticareti yapıyordu. Fatma Betüş’e giderken yol üzerinde evleri olan tekerlekli sandalye ye mahkum genç delikanlı ile de uğraşıyordu. Delikanlı Fatma’ ya aşıkdı ama Fatma yüz vermiyordu. Sürekli O’nun kalbini kırıyor incitici davranışlarda bulunuyordu.

Yakup İmam , kızı Fatma ‘nın bu durumu için çareler arıyordu. Çünkü Fatma hep isyan ediyordu, hiçbir şeyden memnun olmuyordu. Kafasına göre davranıp hareket ediyordu. Fatma, bir gece Betüş’lerde kalacağını söyleyip evden gitmişti. Yakup imam akşam eve geldiğinde Fatma ‘nın Betüş’lerde kalacağını öğrenmişti ve bu duruma çok sinirlenmişti. Öfkeyle evden çıkan Yakup imam soluğu Betüş ‘lerin evinde almıştı. Fatma ‘yı alıp eve götürmüştü. Fatma yine isyan ediyordu yeter deyip bağırıp çağırıyordu babasına . Çalışmak istediğini söylüyordu. ’’Okutmadınız madem bırakın da çalışayım’’ diyordu. Yakup imam mecburen çalışma isteğini kabul etti biricik kızının .
 
Fatma için yeni bir başlangıçtı. Fatma babasının bulduğu işte çalışmaya başladı. Ama Fatma bu işi beğenmiyordu. Çünkü Fatma manken olmak istiyordu. İki hafta çalıştıktan sonra Fatma gizlice buradan ayrılararak mankenlik ajansında yanında işe başlamıştı. Fatma git gide kötü alışkanlıklar kazanıyordu. Sigara içmeye başlamıştı. Eve geç saatlerde geliyordu. Yakup imamın bu durum dikkatini çekmişti . İş yerini arayıp bu durumu öğrenmek istediğinde acı gerçekle karşılaşmıştı. Çünkü biricik kızı, gözünün nuru Fatma işden ayrılalı yedi ay olmuştu. Hergün evden işe diye çıkıp gidiyor geç vakitlerde geliyordu. Yalanları ortaya çıkmıştı Fatma ‘nın. Yakup imam kızının ne yaptığını öğrenmek için onu takip etme kararı aldı. Sabah Fatma evden çıktı babası da hemen arkasından. Fatma taksiye binince ,Yakup imam da hemen bir taksi çevirip takibe başladı.

Aman Allah’ım ! deyip feryat ediyordu Yakup imam . Çünkü Fatma baş örtüsünü çıkarmıştı. Çantasından kıyafetler çıkarıp onları üzerindekilerle değişiyordu. Taksi bir mankenlik ajansının önünde durmuştu. Fatma taksiden çok farklı bir dış görünüm ile inmişti. Yakup imamın kızı değildi sanki. Fatma içeri girdi arkasından Yakup imam bakakalmıştı . Üzerindeki şok halini atlatınca kapının önünde ki tabelayı okuyan baba bir şok daha geçirdi. Çünkü tabela da mankenlik ajansı olduğu yazıyordu. Yakup imam ‘’ kızım burda ne iş yapıyor’’ diye hıçkırıklara boğulmuştu.  

Telefon numarasını alıp hemen ajansı aradı. Telefonu kalın sesli , sert tonlarda bir erkek açmıştı. Yakup imam telefonu açan adama oranın ne işle meşgul olduğunu sordu. Adam da mankenlik ajansı oldugunu söyledi , peki dedi imam ağlaya ağlaya. Kızım Fatma orda ne iş yapıyor dedi. Telefonu açan adam burda öyle bırı yok dedi. Yakup imam olur mu öyle sey! Az önce geldi, iş yerine girdi, gördüm deyince adam kayıtlara bakayım dedi. Yakup imamı biraz bekletti. Adam bi süre sonra Yakup imama Fatma yani iş yerinde ki adı Çiçek olan kızının orda mankenlik yaptığını söyledi.

Evet Yakup imamın başından kaynar sular dökülmüştü. Acı bir gerçekle karşı karşıya kalmıştı. Ne yapsın şimdi baba yüreği , ağlıyordu ağlıyordu . Hıçkırıklara boğulmuştu koskaca imam , koskaca baba , koskaca adam …. Çaresizce ağlıyordu.. Çoçuklar gibi ağlıyordu…
 
Yakup imam artık kızının yaptığı işi biliyordu . Ordan uzaklaştı ve dert ortağı Ahmet ‘in yanına gitti . Kadim dostu Ahmet ‘’ neyin var Hocam’’ demeye kalmadı Yakup imam tekrar başladı ağlamaya ve anlattı teker teker olanları. Ahmet Bey sadece teselli sözcükleri kurabiliyordu. Ne diyebilirdi ki yıkılmış, hayal kırıklığına uğramış bir babaya….. Yakup imam topladı kendisini ve kızının avucunun içinden kaymasını engelleycekti. Cami nin önüne tezgah açmaya karar verdi. Böylece kızının ihtiyaçlarını karşılayabilecekti. Günler böyle geçiyordu. Fatma’nın kardeşi Usame; dergide bir mankenin ablasına ne kadar çok benzediğini söylemişti. Yakup imam da benim kızım öyle şeyler yapmaz diyordu kızının gözlerinin içine bakarak.

Aslında Yakup imam kendini ve kızını kandırıyordu sadece. Fatma işe gitmişti. Yakup imam kızının günlüğünü okuma kararı aldı. Odasına gitti çekmeceleri kurcaladı ve kızının günlüğünü buldu. Yakup imam içindeki hüzün ile okumaya başladı. Neler yazıyordu burada, neler yapıyordu kızı, neler yazmıştı inanamadı Yakup imam.. Fatma’sı , biricik kızı birkaç kez uyuşturucu kullanmış sonra bu alışkanlığını terk etmişti.

Fatma, babasının herşeyi öğrendiğini biliyordu. Artık evde kalamazdı. Fatma evden kaçmıştı. Babası işyerini de öğrenmişti. O yüzden Fatma Betüş’e gitti. Betüş Fatma yı bir adres verdi oraya gönderdi. Fatma evden kaçtığı ilk gece idi. Fatma kendini çok kötü his ediyordu. Gittiği yerde Berna diye bir kız ve cinsiyet değiştirmiş olan Figo ile tanışmıştı. İlk gece Figo ve Berna Fatma’yı gazinoya götürmüştü. Fatma ‘nın hiç de alışık olmadığı ortamlardı. Fatma içkiyi ağzına alamazken yeni tanıştığı arkadaşları su gibi içki içiyorlardı. Gece uzun sürmüştü Fatma yorulmuştu eve gelince hemen uyuya kalmıştı. Sabah uyandığında Betüş ile konuşmuştu. Betüş bir moda evinde Fatma ya iş bulmuştu. Fatma bir hafta çalıştı ama patronu Fatma’yı sürekli rahatsız ediyordu. Podyum da açık kıyafetler giymesini istiyordu. Fatma buradan da ayrılmıştı. Başka bir ajansda çalışmaya başlamıştı. Burada arkadaşları Leyla, Necla ve Banu ile 5 aydır çalışıyordu. Evden ayrı kalalı 5 ay olmuştu . Fatma her gecen gün babasını özlüyordu, kardeşi Usame’yi özlüyordu. Annesi burnunda tütüyordu.
 
Günler geçiyordu. Fatma içindeki gerçek Fatma ‘yı arıyordu ama bulamıyordu. Yormuştu bu hayat onu. Artık istemiyordu çalışmak.. Babasını ne de çok özlemişti. Ama nasıl gidecekti ki ..! Babasının, Yakup imamın küçük masum kızı değildi artık ..Nasıl bakacaktı babasının yüzüne .. Bunları düşünse de artık içinde ki hasret dinmiyordu.
 
 
Fatma işi bıraktı babasının kızı olmak için özür dilemek için yuvaya dönme kararı aldı. Fatma evlerinin olduğu sokağa geldiğinde caminin önünde bir kalabalık gördü. Herkes ağlıyordu. Musalla taşının üzerinde bir cenaze vardı. Fatma babasının kadim dostu Ahmet amcayı görebilmişti. Hızlı adımlarla yanına giderek babamm! Ahmet amca babammm nerde ! diyebildi sadece … Ağlıyordu Fatma , çünkü ölmüştü babası öyle söylüyordu Ahmet amca. Öldü baban Fatma diyordu.. Fatma ağlıyordu ne yapacak şimdi babası yoktu oysa ne kadar çok özlemişti onu. Ne kadar kırmıştı babasını , ne kadar çok çektirmişti babasına .. Babası yoktu … İnanmak istemiyordu Fatma.. Ama yoktu babası artık .. Ahmet amca Fatma’ nın yanına gelip bak kızım karsıya baban karsı duvarda sana bakıyor sen dersini aldın artık diyordu. Ve Fatma ile babası birbirine bakıp ağlıyorlardı.. öylece kaldılar ….  ( İmamın Manken Kızı, Emine Şenlikoğlu, Mektup Yayınları, emine şenlikoğlu kitapları, romanları )

 
 
Emine Şenlikoğlu İmamın Manken Kızı kitabı nı incele diniz.
Diğer Özellikler
Stok Kodu9786059322492
MarkaMektup Yayınları
Stok DurumuVar
9786059322492

İlgili Ürünler

En yeni ürünler
Güvenli teslimat
Kampanyalı ürünler
Piyasadaki en iyi fiyat