İslamın Temel Kavramları, Sempatik Boy

Fiyat:
400,00 TL
İndirimli Fiyat (%50) :
200,00 TL
Kazancınız 200,00 TL
Havale / EFT:
194,00 TL
56,50 TL'den başlayan taksit seçenekleri için tıklayın.
Aynı Gün Kargo

Kitap             İslamın Temel Kavramları, Cep Boy
Yazar            Hüseyin K. Ece
Yayınevi        Beyan Yayınları
Kağıt Cilt       IVORY Kağıt  - Ciltli
Sayfa Ebat    879 sayfa,  12x17 cm , Sempatik Cep Boy
Yayın             3. Baskı

 
 
Beyan Yayınevi Hüseyin K. Ece İslamın Temel Kavramları adlı kitabı incelemektesiniz.
İslamın Temel Kavramları kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
 
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2

 

      İslamın Temel Kavramları

            GİRİŞ

 
İnsanı yoktan yaratan, bilmediğini ve Beyan'ı öğreten,
Derilerin rengini ve dilleri farklı farklı var eden,
Yerde ve göklerde' olan her şeyi insanlar için bir nimet olarak meydana getiren,
Hidayeti bulalım diye bize kutlu elçileriyle din gönderen,
Âlemlerin Rabbi Allah'a sonsuza kadar, kelimeler, sözler ve yaratılmışların nefesi sa­yısınca hamd olsun, ki bütün hamdler yal­nızca O'na mahsustur.
 
Salat ve selâm insanlığın efendisi ve ön­deri, Allah'ın son elçisi, güzel insan Hz. Muhammed Mustafa'ya olsun. O'nun Ehl-i Bey­tine, sevgili sahabelerine ve onların yolun­dan giden bütün mü'minlere de selâm ol­sun.
 
Kavramlar, düşüncemizin ve dünya gö­rüşümüzün kalıba dökülmüş ifadeleridir. Onlarla konuşur, onlarla anlaşırız. İnsanlar­la tanışmanın ve bilişmenin araçlarıdır on­lar. Dilin ifadeye dökülüşü, kelimelerin ilimde, edebiyatta ve inanç dünyasında ye­niden canlanışıdır kavramlar.
 
Kavramları anlamak ve yerli yerinde kul­lanmak insandaki iç dengenin korunmasını sağlar. Onlar üzerinde ortak anlayışa ulaş­mak, kişiler ve toplumlar arsındaki banşı çoğaltır, zenginleştirir.
 
Kavram kargaşası zihinsel ve toplumsal gevşemelere ve çalkantılara yol açar. Kavram üzerindeki anlaşmazlıklar kuşaklar ve sınıf­lar arasındaki mesafeyi artırır. Bu sıkıntıyı toplum olarak uzun zamandan beri yaşıyo­ruz. Bunun nasıl bir tahribe yol açtığını fikir çilesi çekenler bilir.
 
Bu kavram kargaşası Din'i tanımada, onu anlamada ve ifade etmede olursa sıkın­tının boyutları daha da büyük olur. Allah'ın Dini'ni yanlış anlamak, eksik tanımak; onu eksik yaşamaya sebep olur. Bunun da zarar­ları sayılamayacak kadar çoktur.

Üstelik günümüzde İslama sevgi besle­meyen pek çok kişi, kurum ve kuruluş elle­rinden geldiği kadar onu yanlış tanıtmaya, öğretmeye çalışıyorlar. Onu ya kendi kav­ramları ile anlatmaya, ya da İslama ait terim ve kavramların içini boşaltıp kendi arzuları­na göre doldurarak sunmaya çalışıyorlar. Böyle bir durumda müslümanlar maalesef dinlerini o dini sevmeyenlerden, o dine ha­sımlık duyanlardan öğrenmek zorunda kalı­yorlar.
 
İslam kendini bütün insanlığa kendi diliyle takdim ediyor.  Önemli olan o dile yakın olmak, o dili samimi bir şekilde anlamaya çalışmaktır.  İnsanlar islamı ancak onun kaynaklarından ve o kaynaklara ihlaslı bir şekilde bağlananların açıklamalarıyla öğrenebilirler.
 
 Bu çalışma islamı, onu kendi kaynaklarından ve kendi dilinden anlama çabası, İslami kavramları daha iyi bir şekilde öğrenebilme gayretidir. Çaba bizden, tevfik ve kabul etme Allah’tandır.
 
Hüseyin K. Ece
25.5.1999  -  Zaandam - Hollanda
 
a-Terim ve Kavram
 
İnsanlar kelimelerle anlaşırlar. Kelime, duyulan ve etkilenilen şeydir. Bu etki sözle veya duyularla olur, kişilere olumlu veya olumsuz anlamda tesir eder. Bu da anlaşılan, algılanan ve düşünülen şeydir. Aynı kelime­leri konuşanlar, ya da bir kelimeye aynı an­lamı yükleyenler daha rahat anlaşırlar. Diller konuşma vasıtasıdır. Dillerdeki kelimeler ise anlatılmak istenen şeylerin, fikirlerin, dü­şüncelerin, kavramların araçlarıdır.
 
Bilindiği gibi her dilde belli ilimlere ait kavramlar (mefhumlar), kalıplaşmış ifade­ler, deyimler veya meşhur olmuş sözler var­dır. Bütün bunlar bilgileri, tecrübeleri, kül­türleri, anlayışları, zevkleri, hatta inançları ve dünya görüşlerini anlatırlar, başkalarına aktarırlar.
 
Büyük toplulukların bir kelimenin özel bir anlamı üzerinde söz birliği etmeleri, ya da bir kelimenin anlamı üzerindeki anlaş­mazlıkların giderilmesi, algılanan şey üze­rindeki ortak görüş, kavramları veya terim­leri meydana getirir.
 
Bu bağlamda terim ıstılah'ın, kavram da mefhum'un karşılığıdır.
'İstılah' kavramının 'sulh-salih' kelimesinden türemesi dikkat çekicidir. 'Sulh-salih' kelimeleri, her türlü iyi durumu, faydayı ve banş halini anlatırlar. Bir kelime üzerindeki söz birliği o sözü 'terim-ıstılah' haline getirir. (Bakınız: Salih)

Her ilim dalının, her inancın veya dünya görüşünün kendine ait kelimeleri, yani te­rim ve kavramları vardır. Onlar kendilerini bu özel kavram ve terimlerle sunarlar. Ya da bir şey ona ait kelime ve kavramlarla anlaşı­lır. Bir kelimeye yüklenen anlam üzerinde söz birliği yoğun ise, onun manası üzerinde ne kadar çok insan birleşebiliyorsa; o ilim dalında, o inançta veya toplumsal düzende o kadar çok anlaşma sağlanır.
 
Kavramlar üzerindeki çok farklı anlayış­ların çoğu zaman anlaşmazlıklara, karışık­lıklara, hatta kavgalara bile sebep olduğu bi­linmektedir.
'Istılah', bir kelimeye yüklenen anlamlardaki ve sözcüklerle ifade edilmek istenen anlayıştaki anlaşmazlığın gitmesi, söz üze­rinde bir bansın olmasıdır.

İslâm dünyasında bütün ilim dallarında kullanılan özel kelimelere (terimlere) 'ıstı­lah' denmiştir. Yakın zamana kadar Türk­çe'de de aynı kelime kullanılıyordu. Şimdilerde 'ıstılah' yerine batı dillerinden alınan 'terim' kelimesi kullanılmaktadır.

Terim ve kavram sözcükleri arasında an­lam benzerliği olmakla beraber, ikisi de farklı şeyleri ifade ederler. Birbirlerinin yeri­ne kullanıldıkları da olur.
 
Kavram; bir nesnenin zihindeki soyut ve genel tasarımı, duyularla gözlenen veya göz­lenmeyen şeyler hakkında zihnimizde olu­şan soyut ve genel fikirlere denir. (Türkçe Sözlük, TDK. Heyet, Ank. 1988, 2/817. Sos­yal Bilimler Ansiklopedisi, Heyet, İst. 1990, 2/360) Başka bir ifadeyle kavram; bir şey hakkında sahib olunan genel düşüncedir. Fel­sefe bilinde kavram; nesnelerin ya da olayların ortak özelliklerini kapsayan ve bir ortak ad altında toplayan genel tasarımdır.
 
Kavram, zihinsel bir işlemdir. O fikir ve düşünceden farklıdır. Bir nesne hakkındaki fikir değildir. Belki o nesne hakkında zihin­de meydana gelen bir algılama, bir kavrayış­tır. Ya da bir fikrin, bir nesnenin zihindeki algılanış biçimidir, algılanan şeydir. Zihnin bir şey hakkındaki tasarımıdır.
 
Terim ise; bir bilim, bir sanat dalıyla ve­ya bir konu ile ilgili özel ve belirli bir anla­mı olan söz demektir. (Türkçe Sözlük, 2/1458) Bir başka deyişle terim, bir türe ait ortaklaşa niteliklerin bir isim altında toplanmasıdır. Terim, bu anlamıyla ıstılah kelime­sinin karşılığıdır denebilir. (Ancak terim ke­limesinin, ıstılahtaki anlam ortaklığını, söz birliğini ve mana zenginliğini yeterince kar­şılamadığını düşünüyoruz.)
 
Kavram, bir şeyin zihindeki tasavvuru­na, terim ise dışardaki somut karşılığına, so­yutun somutlaşmasına denir. Objenin zihin deki karşılığına işaret ediyorsa kavram, yazı­da, dışardaki şeye işaret ediyorsa terimdir. Terim, bilim, sanat, meslek dalı gibi alanlar­daki herhangi bir konuyla ilgili belirli ve özel bir fikri ifade eden kelimedir.
 
Kavramlar, bir şeyin zihindeki soyut ta­sarımı oldukları için mutlak bir tanım ver­mezler. İngilizce'de concept, kavramla; conception (oluş bildiren bir kelime olarak) te­rimle ilgili olarak kullanılmaktadır.
 
Terimler somut ve özel, kesin ve net an­lamlar taşırken, kavramlar soyut ve genel mahiyetli manaların yüklendiği kelimeler­dir. Mesela, matematikte iki kere ikinin dört etmesi 'doğru'dur ve kesin bir muhtevaya sahiptir. Bu 'doğru' başkalarına göre farklı anlam taşımaz, kimse de bu 'doğru'yu tartış­maz. Ancak 'doğru' kelimesi felsefede ve ideolojilerde kullanılırsa, kesin anlam içer­mez, anlamı genelleşir ve kişilere göre deği­şik manaya gelebilir. Birine göre 'doğru' olan, bir başkasına göre 'doğru' olmayabilir. (E Zülaloğlu, Haksöz, sayı: 92, s: 48)
 
Terim, bir meslek dalında, sanat veya ilimlerin herhangi bir şubesinde kullanılan, belli bir konuyla ilgili özel anlama sahip, çerçevesi kesin çizgilerle belirlenmiş, o ko­nunun uzmanlar tarafından ittifakla kabul edilen, ancak anlamı herkes tarafından bi­linmeyen özel kelimedir. Terimin anlamı nettir, üzerinde pek tartışma yoktur.
 
Kavramlar, nesnelerin veya olayların or­tak özelliklerini kapsayan ve onları ortak bir ad altında toplayan tasarım olsa da; bu tasa­rım geneldir ve soyuttur. Terim gibi kesinlik arzetmez, insanlara ve inançlara göre deği­şik anlaşılmaları mümkündür. Kavramlarda asıl olan, onların genel tasarım olmasıdır. Sözgelimi Pozitivizm dediğimiz zaman aklı­mıza felsefî bir akıma ait genel bir tasarım gelir. Bu kavram, bu akıma ait özellikleri bir ad altında toplar. Ancak yine de bu gibi kav­ramlar mutlak olarak bir şeyi, aynı içeriği ifade etmezler. Onlardan herkesin aynı şeyi anlaması beklenmez. En azından bir akıma mensup bazı düşünürlerin o kavramı (veya kavramla anlatılan bir akımı, bir fikri) farklı anlayıp yorumlamaları mümkündür. Onun için kavramların her zaman, herkese göre mutlak bir şekilde aynı olması beklenemez.
 
b- İslâmî Kavramların Önemi
 
Biz bu çalışmamızda kavram kelimesini kullanmayı tercih ettik. Kavram sözcüğü hem daha yaygın bir kullanım alanına sa­hiptir, hem de anlatmak istediklerimizi daha güzel ifade etmektedir.
 
Kaldı ki İslâmın konuları, herhangi bir ilim dalının konuları gibi değildir. Her ne kadar tefsir, hadis, kelâm gibi ilim dallarına ait özel terimler olsa da; Kur'an'ı anlama ça­balan, hatta diğer islâmî ilim çalışmaları, sı­radan bir ilim çalışması değil, İslâmî daha iyi idrak edip hayatı onun çizgisinde yaşama amacına yöneliktir. Böyle olunca da Kur'an'daki bir kavramı matematikteki   'çarpma-bölme' terimleri ile bir tutamayız. Kur'an bir kelimeyi kendi amacı doğrultu­sunda, kendine ait bir anlayışı ve mesajı in­sanlara bildirmek üzere kullanır. Ancak bu kullanım matematikteki terimler gibi mut­lak anlamda olmadığı gibi, her manaya gele­cek şekilde dağınık da değildir.
 
Kur'an, Arapça olarak inzal edilmiştir.
 
Dolaysıyla Kur'an, maksadını Arapça'dan al­dığı kelimelerle ortaya koymakta, mesajını bu dildeki kelimeleri kavramlaştırarak açık­lamaktadır.
 
Dil, en önemli iletişim ve anlaşma aracı olduğuna göre, anlaşılsın diye gönderilen, insanla Allah (cc) arasındaki en önemli ha­berleşme olan Kur'an'ın da, insanlann kendi aralarında anlaşabildikleri bir dili kullanma­sı doğaldır, hatta gereklidir de.

Allah (cc), kullannı hidayete davet et­mek için dillerin içerisinden Arapça'yı seç­miştir. Bu tercih; herhangi bir dilin kutsal olmasından değil, Arapça'nın yapısı itibariy­le Kur'an'ın maksadını en iyi ifade eden, zengin anlamlara sahip, söz sanatı açısından üstün özellikleri olmasındandır. (Allahû a'lem.) Bu anlamda Arapça, Din'in dili hali­ne geldi diyebiliriz.
 
Kur'an Arapça olduğu gibi, bütün İslâmî ilimler de Arap diline dayanırlar. Onlar da Arapça kelimeleri kullanmışlar, onları terim (ıstılah) ve kavram haline getirmişlerdir.
 
Kur'an, Arapça kelimeleri kullanmakla beraber, onlara yeni anlamlar katmış, onları anlam yönünden genişletmiş, pek çoğunu da terim veya kavram haline getirmiştir. Bir başka deyişle; Kur'an'ın kullandığı kelime­ler, onun amacına ve mesajına uygun mana­lar kazanmışlardır.
 
Kur'an'ın metodu, Arapça bir kelimenin sözlük anlamının içini tamamen boşaltıp, onun içini yepyeni anlamlarla doldurmak şeklinde değildir. O, günlük konuşmalarda kullanılan sözcükleri hem kendi anlam da­irelerinde kullandı, hem de onlara islâmî bakış açısından yeni mana zenginliği kattı.
 
Kur'an'da pek çok kelimenin hem sözlük anlamıyla, hem de onun maksatlarını ifade edici tarzda kavram olarak kullanıldığını görmekteyiz. Kur'an'ın kelimeleri kök an­lamlarından kopuk değildir. Ancak bunun yanında onlar, Kur'an'ın hedeflediği manala­rı açıklayıcı, onun mesajını ifade edici tarz­da kullanılmaktadır.
 
Diğer İslâmî ilim dallarında da durum bundan farksızdır. Tefsir, hadis, fıkıh gibi ilimler de Arapça kelimeleri maksatlarına uygun olarak mana yönünden zenginleştirmişler, o ilmin anlatmak istediği amacı ifade eder biçimde kullanmışlardır. Böylece özel mana için kullanılan pek çok kelime zaman­la 'terim-ıstılah veya kavram' haline gelmiş­lerdir. O ilimlere ait terimleri veya kavranı­lan öğrenenler, o kelimelerle kastedilenleri anlamaya ve kavramaya çalışırlar. Her bir kavram veya terim, insan zihninde özel veya genel bir tasarım ve fikir meydana getirir.
 
Biz bu çalışma ile İslâmî kavramların da­ha sağlıklı bir şekilde anlaşılmasını, zihin­lerde onlara ait daha tutarlı fikirlerin ve ka­naatlerin oluşmasına katkı sağlamayı, İslâmın daha iyi idrak edilmesine yardımcı ol­mayı, bununla beraber İslâmı farklı, biraz da yanlış anlama yanlışlığını azaltmayı arzu et­tik.
 
Başta Kur'an kavramları olmak üzere İslâmî ilim dallarından seçtiğimiz, bizce daha önemli, her zaman karşılaşabileceğimiz, İslâmî dünya görüşünü yansıtan; ancak bazı kesimler tarafından eksik veya yanlış anlaşı­lan kavramları seçtik, onları tanıtmaya ve anlaşılır bir şekilde açıklamaya çalıştık. Seç­tiğimiz kelimeler içerisinde İslâmî ilimlere ait bazı terimler de bulunmaktadır. Ancak biz hepsini 'kavramlar başlığı altında açıkla­maya çalıştık.

Şüphesiz İslâmî kavramların hepsi bu kitapta yer alanlardan ibaret değildir. Hepsi­ni ele alıp açıklamak diye de bir iddiamız yoktur. Biz, başta Kur'an kavramları olmak üzere, İslâmî kültürü tanıtacak kelimeleri ön plana çıkarmaya, gündeme getirmeye ve bu­nunla İslâmî düşünüşe bir açılım kazandır­maya, bir katkı sağlamaya çalıştık.
 
Çalışmamız akademik bir araştırma ol­masa bile, konu ile ilgili kaynaklara bol bol başvurduk, her bir maddeyi Kur'an-ı Kerim, Hadisler ve ilgili kitaplardan araştırarak açıklamaya gayret ettik. Bununla yalnızca il­mî bir araştırma yapmayı değil; İslama ait kavramların Kur'anî bir bakışla anlaşılması­na yardımcı olmayı, sağlamca inanmayı ve müslümanca yaşamayı gündeme getirmeyi gaye edindik.
 
Bu çalışmamız, kelimelerin anlam dere­celerini inceleyen bir semantik tahlil çalış­ması da değildir. Ancak, İslâmî kavramların hemen hepsinin kök anlamlanyla ilgisi bu­lunmaktadır. Bu gerçekten hareketle, yeri gelince kavramların sözlük anlamlarına işa­ret ettik. Çünkü Kur'an ve Hadisler aynı kelimeleri sözlük anlamlarıyla da kullan­maktadırlar.
 
Arapça kelimelerin çoğunda anlam zenginliği vardır. Bir ifadeyi karşılamak için çok sayıda sözcük kullanıldığı gibi, bir kelime içerisinde bazen birden fazla anlam bulunmaktadır. Kur'an; (bir anlam­da İslâmî kültür) bu anlam zenginliğini daha da yoğunlaştırmış, onlara Tevhid dininin mesajını titizlikle taşıma görevi ver­miştir.

İslama muhatap olanlar, ya da ona ina­nanlar; Kur'an'ın ve onun çevresinde olu­şan ilimleri, İslâmî inancı, dünya görüşü­nü, anlayışı, ne denilmek istendiğini, ilahî daveti, Hak ve batılı işte bu mana yönün­den özel hale getirilmiş kavramlardan öğ­renebilirler.
 
Kuşkusuz kavramlar üzerinde, terim­lerde olduğu gibi söz ve anlama birliği sağlamak zordur. Bir kavramın ifade ettiği anlamları bazıları farklı algılayabilirler. Ancak bu, herkesin, islâmî kavramları, di­lediği gibi anlayabileceği, onlara kendi ka­fasına göre bir mana verebileceği anlamı­na gelmez. İslâmî kavramlar, Kur'an'ın ge­nel bakış açısından, onun özünde olan mantaliteden kopuk değillerdir. Bunun anlamı; kavram olarak kullanılan kelime bir kaç manaya gelebilir. Kelimenin ifade ettiği anlamlardan hangisinin kastedildiği mutlak olarak bilinemez. O kavramı anla­mak isteyen, konuya uygun anlamlardan birini tercih edebilir. Kavramların ifade et­tikleri manalar mutlak olmadığı için de izah ettiğimiz kelimelere 'terim-Istılah' de­ğil, 'kavram' diyoruz.
 
İslâmî kavramlar kendi bağlamlarında değerlendirilir. Onların kök anlamlarıyla ilgileri vardır ve islâmın genel bakış açısı çerçevesinde anlaşılırlar. Bu çerçeve de Tevhid'in genel çizgisidir. Bu açıdan deni­lebilir ki, İslâmî kavramlar üzerinde -te­rimler gibi olmasa da- anlayış birliğinin sağlanması gerekir. Kavramları farklı anla­ma gerçeği kaçınılmaz bir şeydir ama bu noktada pek yararlı değildir. Kavramları Kur'an'ın genel bağlamından kopuk anla­mak, ya da başka ideolojilere uydurarak anlamak 'kavram kargaşası'na yol açar. Bu da kafaları karıştırır. Karışık kafalar da her şeyi gerçeğinden uzaklaştırdıkları gibi, in­sanların anlaşmaları için gerekli fikirsel altyapıyı bozmuş olurlar.
 
Yapılması gereken şey; İslâmî kavram­ların zihnimizde nasıl bir tasarıma yol aç­tığını tesbit etmek, onları kendi ifade et­tikleri İslâmî gerçeklerle anlamaktır.
 
Kavramların yanlış anlaşılması, İslâmî konularda önemli sıkıntılara yol açmakta­dır. Özellikle Islama bir hayat anlayışı, bir varlık nedeni olarak gönül verenlerin ken­di dinlerini, yine o Dinin kaynaklarından olduğu gibi ya da maksada uygun şekilde anlayıp hayatlarına uygulamaları vazge­çilmez bir görevdir. İslâm ümmetinin ge­çirdiği acı tecrübelerden sonra, kendi ayaklarının üzerinde doğrulması ancak is­lâmî doğru anlayıp onun insanlara müjde­lediği izzete sahip olması ile mümkündür. 
 
c- Kavramları Açıklama Metodu
 
Kavramları açıklarken söze onların kök anlamlarını vermekle başladık. Keli­menin sözlükte çeşitli kullanımlarına işa­ret ettik. Kelime eğer Kur'an'da geçiyorsa, hangi manalarda kullanıldığını da âyetler­den örnekler vererek gösterdik. Sonra da o kelimenin bir kavram olarak hangi an­lamlarda kullanıldığını açıklamaya çalış­tık. Kur'an kavramlarını öncelikli olarak Kur'an'la, sonra Hadislerle ve alimlerin görüşlerinden yararlanarak izah etmeye çaba gösterdik.
 
Kavramları geçmiş kültürümüze ait bir zenginlik olarak değil; bugün de hayatı­mıza yön vermesi gereken ilkeler, hüküm­ler ve esaslar olarak açıkladık. Onları an­lam itibariyle bugüne taşımaya çalıştık. Onları bugünün sorunlarının çözümü, ge­leceğimizi kuracak olan ilkeler ve Tevhi­din öğeleri olarak düşündük, bugünkü anlayışlarla irtibatlandırmaya gayret ettik.
 
Çalışmanın özellikle genç kuşaktan okuyuculara daha yararlı olması için aka­demik bir dil yerine günlük dili kullanma­yı tercih ettik. Ancak bazı konuları anlata­bilmek için özel kelimelere, özel tabirlere ihtiyaç vardır. O ilim dalma ait hususi kelimeleri kullanmak zorunluluğu her zaman olabilir. Her konuyu bazen çok basit bir şekilde anlatma imkanı olmayabilir. Bunun için konuyu okuyucunun seviyesi­ne indirmek yerine, kitap okuyucularının seviyesinin yükseltilmesi daha doğrudur.
 
Aynı kökten türeyen kavramları -bir kaç tanesi hariç- ayrı başlıklar altında açıkladık. Bu kavramları okurken işe o kavramın kök anlamı sayılabilecek masdarından başlamak daha iyi olur diye dü­şünüyoruz. Söz gelimi, 'kâfir' kavramını daha iyi anlayabilmek için önce 'küfr' kav­ramına, 'zalim' kavramını daha iyi anlayabilmak için önce 'zulm' kavramına bak­mak daha isabetli olur.
Daha kullanılışlı olması açısından kav­ramları alfabetik olarak sıraladık.
 
Aynı kökten gelen kavramların açıkla­malarında, konu gereği ister istemez -az da olsa- tekrarların yer alması kaçınılmazdır. Ancak her kavram ayrı bir başlıktır ve okuyucu onu ayrı ve farklı bir boyutuyla okuduğunun farkında olmalıdır. Kavra­mın daha iyi anlaşılması için ona ait bilgi­ler lazım olacak kadar tekrar edilmiştir. Yeri gelince de ilgili kavrama göndermede bulunulmuştur.
 
Çalışmamızın akışında dipnot kullan­madık. Yararlandığımız kaynakların liste­sini kitabın sonunda toplu olarak vermeyi uygun gördük. Kavramlarla ilgili âyetlerin sûre ismi ve âyet numaraları verilmiştir. Hadisleri aldığımız kaynakları işaret etti­ğimiz gibi, başkalarına ait sözlerin ve alın­tıların kaynağını da gösterdik.
 
Kur'an kavramları konusunda pek de­ğerli çalışmalar yapılmıştır. Bunlardan ba­zıları çok sayıda Kur'an kavramı, bazıları bir kaç kavram, bir kısmı ise tek bir kav­ram hakkındadır. Bir kısmı belli bir ilim dalma ait, bazıları da belli bir okuyucu kitlesine hitap edici özelliktedir. Bunların hepsi kendi alanlarında değerli çalışmalar­dır. Bu çalışmaları yapanları takdirle kar­şılıyoruz.
 
Bizim bu araştırmamız ise bu değerli eserlere ilave olarak, İslâmî kavramların en önemlilerini bir araya toplayıp izah et­me amacına yönelik bütüncül bir çalışma­dır. Bir ihtiyaca cevap vereceğine ve faydalı olacağına inanıyoruz.
 
Tekrar edelim ki bizim bu çalışmayla bü­tün İslâmî kavramlar anlatma, ya da söz ko­nusu ettiklerimizi en mükemmel bir şekilde izah etme diye bir iddiamız olamaz. Biz bu çalışmayla İslâmî kavramlar hakkında genel bir bilgi sahibi olunmasını ve bununla İslâmî bir bakış açısı kazanılmasını hedefledik. Bu çalışma, İslama ait kelime ve kavramların tanınmasına ve pratikte uygulanmasına kapı açma çabasıdır. İslâmın kendi dilini anlama ve onu ifade edebilme teşebbüsüdür.
 
Günümüzde insanlar islâmın batıl dedi­ği şeylere yoğun bir şekilde müşteri oluyor­lar. Hakkın düşmanları, hak sesin duyulma­ması için ona karşı akıl almaz tuzaklar kuru­yorlar. Hem müslümanların bir kısmı, hem de dışardakiler Islâmı kendi kaynaklarından, kendi özgün diliyle değil, onu sevme­yenlerin dilinden ve onların ifadeleriyle öğ­reniyorlar. Yanlış öğrenilen şey de kişiye pratikte yanlış şeyler yaptırır. Ya da insan bilmediğinin düşmanı olur; en azından onu benimseyemez.

Bu çalışma, Allah'ın Dini'ni onun diliyle tanıma çabasını değerli okuyucularla sami­mi bir şekilde paylaşma arzusudur.
 
Bu araştırmayla, dışarda olanlara İslâm hakkında gerçekçi bir bakış açısı, içerde olanlara da islâmî kavramlar üzerinde yeni­den düşünmelerini sağlamayı ve bir şuur kazandırmayı ümit ediyoruz.
 
Bu eser okunduğu zaman bir kez daha görülecektir ki; İslâmın kelimeleri ancak kendi bütünlüğü içerisinde ve kendi ifadele­ri ile anlatılabilir veya anlaşılabilir, İslâmî te­rimler ve kavramlar hiç bir dile olduğu gibi, asıl anlamını koruyarak, o anlam zenginliği ile bire bir aktarılamaz, çevrilemez. Bunlar Arapça dışındaki bir dilde belki tefsir ve izah edilebilir. Fakat onları ifade ettiği ma­nayı başka dillerdeki kelimeler yeterince yansıtamazlar. Bunun için İslâmî kavramları ve terimleri anlamaya çalışmalı ve ısrarlı bir şekilde olduğu gibi kullanmalı.
 
Bir başka dilde onların ifade ettiği mana­ları karşılayacak kelime yoktur.
Söz gelimi, 'mü'min' kavramı yerine 'ina­nan' denilmektedir. Halbuki 'inanan' keli­mesi 'mü'min' kavramının geniş anlamların­dan yalnızca bir tanesidir. 'Veli' kavramı 'dost ve yardımcı' olarak çevrilmeye çalışıl­maktadır. Halbuki 'dost ve yardımcı' söz­cükleri 'veli' kavramının yalnızca bir mana­sına işaret edebilmektedir.
 
İslâmî kavramlar başka dile, olduğu gibi değil de bire bir başka kelimelerle aktarılırsa, onların ifade ettiği anlam zenginliği kay­bolacağı gibi, budar kapsamlı kelimeler bi­zatihi İslâmî meseleleri yeterince anlamaya da engel haline gelir. Bunun yanında herkes o meseleyi kendi anlayışı doğrultusunda an­lamaya başlar. Bugün bu sıkıntıyı toplum olarak hep beraber yaşamaktayız.
 
Bu mütevazi çalışmamızın bu anlamda, bize ait olan kavramlarımızı tanımamıza ve olduğu gibi kullanmamıza yardımcı olması­nı diliyoruz.
Samimi eleştirilere şimdiden teşekkür eder, bu çabamızın Rabbimiz katında 'salih amel' veya 'sadaka-i cariye' olmasını niyaz ediyoruz.

Hüseyin K. Ece
25.5.1999 Zaandam-Hollanda



Beyan Yayınevi Hüseyin K. Ece tarafından yazılan İslamın Temel Kavramları adlı kitabı incele diniz.
Diğer Özellikler
Stok Kodu9789754737288
MarkaBeyan Yayınları
Stok DurumuVar
9789754737288
En yeni ürünler
Güvenli teslimat
Kampanyalı ürünler
Piyasadaki en iyi fiyat

PlatinMarket® E-Ticaret Sistemi İle Hazırlanmıştır.