Kenzul Ummal 26 Cilt Takım

Fiyat:
16.900,00 TL
İndirimli Fiyat (%49,7) :
8.500,00 TL
Kazancınız 8.400,00 TL
Havale / EFT:
8.245,00 TL
Aynı Gün Kargo

Kitap            Kenzul Ummal, 26 Cilt Takım 
Yazar           Ali el Muttaki el Hindi  
Yayınevi       Ocak Yayıncılık
Tercüme       Hüseyin Yıldız, Hasan Yıldız, Zekeriya Yıldız
Kağıt Cilt       Ivory Kağıt ( sarımtırak ), 26 Cilt Set,  Kalın Cilt
Sayfa Ebat    18.926 Sayfa - 17x24 cm
Yayın Yılı       
2019 - 2020, 2021, 2022
Hadis Sayı    46624 Adet Hadis-i Şerif Arapça Metin ve Türkçe Açıklaması



Ocak Yayıncılık Kenzul Ummal Tercümesi kitabı nı incelemektesiniz.   
20 Cilt Kenzul Ummal kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.

Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2



Yayınevi olarak 2012 yılında ed-Dürrü’l-Mensûr adlı rivayet tefsirini neşrettiğimiz meşhur İslam âlimi Celâledin es-Suyûtî’nin hadis-i şeriflerin kaynakları açısından en hacimli ve önemli eserleri, Cem’ul-cevâmi, el-Câmi’us-sağîr ve onun ilavesi olan Ziyâdâtu’l-Câmi adlı hadis koleksiyonlarıdır.

Osmanlıda Kanuni döneminde Mekke’de ünlenmiş Hintli bir âlim olan Ali el Muttaki’nin, bu üç eseri daha kullanışlı hale getirmek amacıyla konularına göre tertip için sürdürdüğü beş aşamalı bir telif çalışma neticesinde meydana getirdiği Kenzul ummâl fî sünenil akval vel efal isimli dev hadis külliyatı, İslâm tarihinde oluşturulan ve 46624 hadis-i şerif içeren en hacimli hadis koleksiyonudur.

Arapça konu başlıklarına göre alfabetik olan orijinal tertibi, Türkçe okuyucularının kullanımı dikkate alınarak klasik Sünen tarzı kitapların konu dizilimine göre yayına hazırlanmıştır.

      ÖNSÖZ

Bizlere çeşitli nimetler bahşeden yüce Allah'a sonsuz hamd; O'nun Habib'i ve Resûlü olan Hz. Muhammed Mustafa'ya salatü selamlar olsun. Allahümme salli ala Muhammedin ve alâ âli Muhammed.

2003 yılından beri yayınevi olarak Türkçe dini kaynak literatürü alanında hadis çevirileri boşluğunu doldurmak için gayret gösteriyoruz. Bu maksatla daha önce yayınlanmamış olan ilk kaynak konumundaki büyük hadis koleksiyonlarının çevirilerini yayımlamaya muvaffak olduk.

Elimizdeki kitabın yazarı olan meşhur Celaleddîn es-Suyûtî'nin en dikkat çeken yanlarından birisi alıntı yapıp nakillerde bulunduğu hadis kaynaklarının çeşitliliği ve nadirliğidir. Bu söz konusu kaynakların zamanımıza sadece isimlerinin ulaşabilmiş olması bizce, Suyûtî'nin eserlerini değerli kılan en önemli unsurdur. Eserlerinin kaynak zenginliği ile göz dolduran Suyûtî'nin daha önce 16 cilt halinde ed-Dürrü'l-Mensûr'unu ve 7 cilt halinde el-Câmi'us-SağîrJini yayımlama imkanı bulduk.

Suyûtî'nin en hacimli eseri kuşkusuz Cem'ul-Cevâmi ya da diğer adıyla el-Câmiu'l-Kebîr'idir. Ancak bu büyük koleksiyon müellifi tarafından tamamlanamamıştır. Eserini Kaviller ve Fiiller olarak iki bölüm halinde hazırlamıştır. Eksiklik daha ziyade Fiiller bölümünde göze çarpmaktadır. Diğer bir eksik yanı da bu büyük eserin müellif tarafından gözden geçirilip revize edilmemiş olmasıdır. Bu büyük hadis kaynağını sık kullananların da dikkatini çektiği gibi sahih ve muteber olan kitaplarda geçen yüzlerce hadis İbn Cerîr, İbn Asâkir ve İbnü'n-Neccâr gibi kaynaklardan yapılan alıntılarda kendini göstermektedir ki bir tür tekrarlar oluşturmaktadır.

Suyûtî'nin hepsi de hadis metinlerinin baş taraflarına göre alfabetik hazırladığı yukarıda ismini verdiğimiz üç kapsamlı hadis koleksiyonu, Ali el-Muttakî tarafından beş kademeli bir çalışma neticesinde Kenzu'l-ummâl adıyla bir araya getirilmiş ve konu tertipli hale getirilmiştir. Kaviller ve Fiiller başlıkla iki ana grup halinde her konu başlığındaki hadisler kullanıma sunulmuştur. Ancak Suyûtî'nin asıllarında geçen kaynakların sayısı çok olduğunda aralarından seçme yapmak suretiyle kısaltma yapmıştır. Biz bu veri kaybını önlemek için mümkün olduğunca Suyûtî'nin asıllarından kaynaklar kısmını aktarmaya çalıştık.

Diğer bir husus ta Suyûtî'nin asıllarından Kenzul-ummâl e aktalırıken ve Kenzu'l-ummâl'ın elyazması nüshaları çoğaltılırken çok geçen kaynakların rümuz harf ve kısaltmalarında hatalar yapıldığı göze çarpmaktadır. Kenzu'l-ummâl'ın ciddi bir edisyon kritikli baskısının olmaması bizim üzerimize ek bir yük bindirdi. Bu kaynakların tahriclerini dipnotlarda yaparken tesbit edebildiğimiz söz konusu hataları düzelttik. Bir başka eksi unsur da hadis metinlerinin harekesiz olmasıdır. Kenzu'l-ummâl'-ın baskıya esas aldığımız neşrinde sadece gerektiği yerlerde harekeleme (teşkil) yapıldığı göze çarpmaktadır. Biz tüm Arapça metinleri harekeleme yapmaya gayret gösterdik. Bunu sağlamak için büyük çoğunlukla belirtilen kaynaktaki hadise gidip oradan Arapça metni kopyalayıp Kenzu'l-ummâl'deki yerine yapıştırma yöntemi kullandık. Bunların çoğunluğu Ocak Yayıncılık olarak neşrini yaptığımız hadis koleksiyonlarından kopyala/yapıştır yöntemiyle gerçekleştirdik. Diğerlerini ise el-Cevâmiu'l-Kelim adlı hadis programı içinden bulduk. Geriye kalanları ise Kenzu'l-ummâl'ın baskıya esas aldığımız Arapça nüshasında geçen kısmi teşkilleri esas alarak internet ortamında mevcut iki online harekeleme programının da desteğiyle elle yaptık.

Kenzu'l ummal'de Kaviller kısmında hadislerin sunumunu ele alalım. Bu ana bölümde hadis metni olarak prensipte sadece Hz. Peyygamber'e (sallallahu aleyhi vesellem) ait olan söz aktarılmıştır. Bazen hadisin metni asıl kaynağında bir kıssa ile birlikte geçmekte ve metnin genellikle sonunda Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem)'e ait bir söz geçmektedir. İşte sadece bu söze Kenzul ummal'da yer verilmiştir. Bazı durumlarda Kavl-i Nebi dışında metin çok küçük bir kıssa içeriyorsa buna, hadis metni paragrafından sonra yer alan kaynaklar paragrafının sonunda yer verilmiştir. Hadislerin asıl kaynaklarında yer alan ve Kenzu'l-ummâl'a aktarılmayan bu metinlere biz, dipnotlar bölümünde tahric kısmında "Kıssası vardır" başlığı altında yer vermeye çalıştık.

Kenzul ummâl'ın beş kademede oluşturulduğu yeri geldiğinde detaylı olarak anlatılacaktır. Ancak burada biz, bu değerli çalışmanın altıncı ve nihai bir merhaleden geçirilmesini beklerdik. Ama bu son aşamanın neden yapılmadığını kestiremiyoruz. Şöyle ki mevcut olan Kenzu'l-ummâl'da her ana konu Kaviller ve Fiiller olarak iki ayrı kısım halinde arzedilmiştir. Kullanıcı bir konuda araştırma yaparken iki ayrı kısımda aradığı ilgili konu başlıklarına bakmak zorundadır. Gönül isterdi ki müellif ya da daha sonra gelen bir âlim ya da araştırmacı Kaviller ve Fiiller bölümlerini bir araya getirmek suretiyle kitabın sunumunu mükemmel hale getirebilirdi.

Bizim Kenzul ummal üzerindeki en önemli tasarrufumuz, konu diziliminde gerçekleşmiştir. Konu başlıklarının kitabın bütünü içindeki sıralaması Arapça alfabetiktir. Biz bu sıralamayı değiştirerek klasik 
sünenlerin takip ettiği konu sıralaması ile verdik. Bununla ilgili Kenzu'l-ummâl'ın asli konu dizilimi ile bizim elinizdeki çeviride uyguladığımız konu dizilimine dair iki cetvel ileride verilecektir.

Çeviri metni içinde bazen karşımıza çıkacak İKMAL başlıklı kesme çizgileri, kullanıcıya doğrudan bir yarar sağlamayan işaretlerdir. Bu çizgili kesme başlığı, Kenzu'l-ummâl'ın hazırlık aşamasında söz konusu aşamalarda hadis öbeklerinin el-Câmiu's-Sağîr üzerine Ziyâdâfı ve Cem'ul-Cevâmi'den alıntı yapıldığı noktaları göstermektedir.

Bazen kaynaklar paragrafında bazı kaynakların altları çizili olarak verilmesi, üstteki hadis metninin birebir aynısının yer aldığı kaynağı belirtmekte ve başka bir deyişle lafzın hangi kaynağa ait olduğunu göstermektedir.

Dipnotlar bölümü; kaynaklar paragrafında belirtilen kitapların mevcut baskılarındaki cilt, sayfa ve hadis numarasına dair referans bilgilerini içermektedir. Mümkün olduğunda o hadisin ravi zinciri hakkında verilmiş olan kabul ve ret derecesine dair hükümler aktarılmış ve alıntının yapıldığı kaynaklar referans numaraları ile birlikte verilmiştir. Bu bilgiler, en fazla el-Elbânî'nin el-Câmiu's-sağir üzerine yaptığı iki çalışma olan Sahîhu'l-Câmi ve Daîfu'l-Câmi adlı eserlerinin yanı sıra Nûredddîn el-Heysemî'inin Mecmau'z-zevâid adlı kitabında yaptığı isnâd kritiğine dair değerlendirmelerdir.

Dipnotlarda kaynakların tahricinde çoğunlukla Cem'ul-Cevâmi'nin elektronik ortamdaki el-Mevsûatu'ş-şâmile içine 2006 yılında Ebû İshâk et-Tetvânî ile Ebul-Meâtî e-Fadl tarafından hazırlanarak yüklenmiş ve referans olarak tamamen el-Mevsûatu'ş-şâmile içinde geçen kitaplar esas alınarak hazırlanmış bilgileri ihtiva etmektedir. Bunlar dışında tahric konusunda yararlandığımız kaynaklar; EbuT-Meâtî en-Nûrî'nin 1401 Hicri yılında yayımladığı el Müsnedü'l-Câmi adlı hadis koleksiyonu; yine aralarında Ebul-Meâtî ve Beşşâr Avvâdın da bulunduğu bir araştırma grubunun 2013 yılında 40 cilt olarak yayımladığı el-Müsnedü'l-musannef el-muallel adlı hadis koleksiyonu ve son olarak Suheyb Abdülcebbârın 22 cilt olarak hazırladığı 2013 yılında neşrettiği el-Müsnedu'l-mevdûî el-câmi' lil-kutubi'l-aşere'sidir.

Sık geçen kaynaklar için hem Suyûtî'nin asıllarında, hem de Kenzul-ummâl'da geçen kısaltmalar aynen kullanmakla birlikte zaman zaman bunları açılımları ile verdik.

     Muttaki el Hindi Hakkında

Alî b. Husâmiddîn b. Abdilmelik b. Kadîhân el-Muttakî el-Hindî (ö. 975/1567) Hindistanlı sûfî ve hadis âlimi.

885 te (1480) Orta Hindistan'da Burhânpûr'da doğdu. Bazı kaynaklarda babasının adı Husâmeddin Abdülmelik olarak zikredilmektedir. Ailesi Cavnpûrludur. Hayatı hakkında temel bilgiler, müridi Şeyh Abdülhak b. Seyfeddin ed-Dihlevî'nin Zâdu'l-muttakîn adlı eserine dayanmaktadır. Çocuk yaşta iken babasını kaybeden Muttakî el-Hindî ilk öğrenimini Şah Bâcen Burhânpûrî'nin yanında gördü. Burhânpûrî'nin vefatı üzerine on beş yaşında Mâlvâ Sultanı Gıyâseddin Şah'ın hizmetine girdi. Bir müddet sonra saraydaki itibarlı hayattan sıkılıp tasavvufa yöneldi ve hocasının oğlu Abdülhakîm Çiştî'ye intisap etti. Ardından Multan'a giderek sülûkunu Şeyh Husâmeddin Multânî'nin yanında tamamladı. Bu dönemde günlerini riyâzet ve ilim tahsiliyle geçirdi. Multan'dan Gucerât'a, Gucerât Sultanı Bahadır Şah'ın Bâbürlü Hükümdarı Humâyun'a mağlûp olmasının ardından 1536'da Mekke'ye gitti. Burada Şeyh Ebul-Hasan Tâcul-ârifîn el-Bekrî'nin halkasına dahil oldu. Muhammed es-Sekafî'den Kâdiriyye, Şâzeliyye ve Medyeniyye hilâfeti alarak irşad faaliyetlerine başladı. Öte yandan dinî ilimler tahsiline devam edip İbn Hacer el-Heytemî gibi âlimlerden ders gördü. 944-961 (1537-1554) yılları arasında Gucerât Sultanı III. Mahmud'un davetiyle Hindistan'a giderek Gucerât başkadısı oldu; icraatından rahatsız olan çevrelerin III. Mahmud ile aralarını açma girişimleri üzerine tekrar Mekke'ye döndü. Hayatının geri kalan kısmını Mekke'de ilim tedrisi ve irşad faaliyetleriyle geçiren Muttakî el-Hindî 2 Cemâziyelevvel 975 (4 Kasım 1567) tarihinde vefat etti. Müridlerinden Şeyh Abdülvehhâb el-Muttakî onun hakkında îthâfu't-takî fi fadli)-Şeyh Alî el-Muttakî, Abdülkâdir el-Fâkihî el-Kavlu'n-nakî fi menâkıbi'l-Muttakî adıyla birer eser kaleme almışlardır.

 
Kaynaklarda sûfîliğin yanı sıra hadis ve fıkıh âlimi olarak tanınan Muttakî el-Hindî'nin Mekke'deki dergâhının hem ilim ve irşad merkezi, hem de özellikle Hindistan'dan gelen hacılarla yardıma muhtaç insanların barındığı bir mekân olduğu, masraflarının Gucerât sultanlarının gönderdiği malî destekle kendisi ve talebelerinin kitap istinsahından elde ettikleri gelirlerle karşılandığı belirtilmektedir. Hicaz'daki Osmanlı idaresinden de itibar görmüş, Osmanlı topraklarından kendisine intisap edenler olmuştur. Mâlvâ ve Gucerât sultanlıkları ile iyi ilişkileri yüzünden Hindistan'da Bâbürlü yükselişini pek hoş karşılamadığı anlaşılmaktadır.

Muttaki el Hindi' nin hayatı, faaliyetleri ve çeşitli eserlerinde ortaya koyduğu fikirleri değerlendirildiğinde onun tasavvufta ıslah ve ihya hareketlerinin öncülerinden olduğu görülür. Mevcut literatürde Hindistan'da bu tür arayışların daha sonraki dönemlerde yaşayan İmâm-ı Rabbânî ve Şah Veliyyullah ed-Dihlevî'ye dayandırılması Muttakî'nin uzun süre Hicaz'da yaşamasıyla ilgili olmalıdır. Tasavvuf anlayışını dinî ilimleri esas alarak temellendiren Muttakî ilim sahibi olmadan mürşid olunamayacağını, tasavvufa yönelen kişinin önce temel dinî ilimleri öğrenmesi gerektiğini söyler. Ona göre şeyhlik makamı tevârüs edilen bir mertebe değil, ilim ve çile ile hak edilen bir mertebedir. Mutasavvıflar kendilerini toplumdan soyutlamak yerine toplumun içinde aktif olarak bulunmalı ve halka örneklik etmelidir. Riyâzet ve inzivâ hayatın belli dönemlerinde faydalı ise de sürekli olmamalıdır. Tarikat mensuplarının en bâriz vasfı, dinî ve ahlâkî değerleri günlük hayatlarına yansıtmalarıdır. Cezbe ve istiğrak gibi mânevî hallerin açıkça ortaya konması doğru bir davranış değildir. İlim şeyh-mürid ilişkisinde ve intisapta birinci derecede belirleyici olmalıdır. Şeyhin insanî ve dünyevî vasıflarına bağlanmakla tasavvuf! olgunluk elde edilemez. Meselâ şeyhin kullandığı eşyaya ve yaşadığı mekânlara özel anlam yüklenmesinin veya onun hazîresinde defnedilmek istenilmesinin dinî açıdan teşvik edilecek bir tarafı yoktur. Muttakî el-Hindî'in mûsiki ve semâyı benimsemediği ve Hindistan'daki tarikatların uygulamalarını eleştirdiği belirtilmektedir. Scott Alan Kugle, Muttakî el- Hindî ve tasavvuf! görüşleri üzerine bir doktora tezi hazırlamıştır (bak. bibi.).

Eserleri. Muttakî el-Hindî'nin hadis, tasavvuf ve diğer ilimlere dair Arapça ve Farsça çoğu risâle hacminde 100'ü aşkın eser kaleme aldığı kaydedilmektedir. Yayımlanmış eserleri şunlardır:

El Kenzu'l-ummâli süneni'l-akvâl ve'l-efâl. Süyûtî'nin Cem'u'l-cevâmi' ile el-Câmi'us-sağîr'i ve onun zeyli niteliğindeki Ziyâdetu'l-Câmi adlı kitapları esas alınarak hazırlanan eser müellifin en tanınmış çalışmasıdır. Kenzu'l-ummâlın Hindistan'da çeşitli baskıları yapılmış (neşr. Muhammed Vahîdüzzamân, I-VIII, Haydarâbâd 1312/1895, 1364-1369/1945-1949), daha sonra bu baskı esas alınıp notlar eklenerek yeniden yayımlanmıştır (neşr. Bekrî Hayyânî - Saffet Sakkâ, I-XVI, Halep 1387-1393/1970-1977; Beyrut 1969, 1979, 1981, 1985, 1990-1991).
2. Muntehabu Kenzi'l-ummâl. Ahmed b. Hanbel'in el-Müsnedinin kenarında basılmıştır (I-VI, Kahire 1313/1895)


Tebyînu't-turuk. Muttakî el-Hindî'nin tasavvufa dair kaleme aldığı ilk risâledir. Muhammed Sagîr Hasan Ma'sûmî eseri müellif hakkında bir inceleme, karşılaştırılmalı metin ve İngilizce tercümesiyle birlikte yayımlamıştır (IS, IH/3 [1964], s. 339-374)

el-Burhân fi alâmâti mehdiyyi âhiri'z-zamân. Câsim b. Muhelhel tarafından bir incelemeyle birlikte neşredilmiş (Kuveyt 1988), bir başka baskısı da Tanta'da yapılmış (1992), eser ayrıca Türkçe'ye tercüme edilmiştir (Âhir Zaman Mehdî'sinin Alâmetleri, tere. Müşerref Gözcü, İstanbul 1986).


Muttakî'nin diğer bazı eserleri de şunlardır:
Cevâmi'ul-kelim, el-Hikemu'l-irfâniyye, el-Burhânu'l-celî fi ma'rifeti'l-velî, Esrâru'l-ârifin ve siyeru't-tâlibîn, Umdetu'l-vesâil, Şemâilu'n-nebî, ed-Dürrü'l-meknûn ve's-sırru'l-masûn, Tenbîhu'l-ahibbâ'fi alâmeti'l-mababbe, Urvetu's-selef ve'l-halef 
fi't-tasavvufi'l-münbeset mine'l-Kitâb ve's-Sünne, Fethu'l-cevâd, Vesîletu'z-zâhirefisaltanatid-dünyâ ve'l-âhire, Muhtasaru'n-nihâye, İrşâdu'l-Kur'âniyye, Zâdu't-tâlibîn (eserlerinin tam bir listesi için bak. Kugle, s. 617-630).

 
Diğer Özellikler
Stok Kodu978605659364
MarkaOcak Yayıncılık
Stok DurumuVar
978605659364
En yeni ürünler
Güvenli teslimat
Kampanyalı ürünler
Piyasadaki en iyi fiyat

PlatinMarket® E-Ticaret Sistemi İle Hazırlanmıştır.