Kimyayı Saadet Mutluluk ve Saadet Hazinesi Merve

Fiyat:
250,00 TL
İndirimli Fiyat (%36) :
160,00 TL
Kazancınız 90,00 TL
Havale / EFT:
155,20 TL
Aynı Gün Kargo

Kitap             Kimyayı Saadet Mutluluk ve Saadet Hazinesi
Yazar            İmam-ı Gazali
Tercüme        Ali Arslan -  Eksiksiz Türkçe Tercümesi
Yayınevi        Merve Yayınları
Tashih           Salih Başpehlivan          
Kağıt  Cilt     2.Hamur , Kalın Ciltli
Sayfa  Ebat  758 Sayfa, 17x24 cm, Büyük Boy
Yayın Yılı       Son Baskı


 
İmamı Gazali Kimyayı Saadet kitabı nı incelemektesiniz.   
Merve Yayınları Kimyayı Saadet kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
 
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2

 
İmamı Gazali
Kimyayı Saadet
  
Bakır ve pirinci kırmızı altın yapan maddî kimya zor ele geçtiği gibi, insanlık cevherlerini hayvanî bulanıklardan arıtıp melekler safiyetine eriştiren, onu altın gibi paslanmaz ve devamlı yapan mücahede kimyası da zor elde edilir. Bu kitaptan maksat, hakikat ilâcının ecza ve bileşimini okuyucularına kolaylıkla açıklamaktır. Bu sebeble bu kitaba "Kimya-yı Saadet" adını verdik. Bağışlayan Allah'tan niyaz ederim ki, onu adına uygun ve kimya gibi hizmete lâyık eylesin. Bilhâssa bu kimya diğer kimyalardan üstündür. Hattâ kimya adı buna hakikat, diğerlerine mecazdır. Çünkü diğer kimyaların değer ve itabarı, bakır ve pirinci paslanmaktan koruyup onlara geçici bir miktar safiyet vermektir. Bu kimya ise, bizzat büyük nimetlerin ve ebedî hayatın sebebidir. Zira hayvanî sıfatları insanî sıfatlara, nefsanî halleri rûhbaniyete tebdil eden bu kimyadır ve yine ebedî mutluluğun rabıtası, sonsuz saadetin vasıtası bu kimyadır..
 
   Giriş
 
Gökteki yıldızların, sahralardaki kumların, hava zerrelerinin, yağmur ve deniz damlalarının, ağız yapraklarının sayısınca, sayı ve rakamla ifade edilemeyen hamdlerle senalar; vahdet divanının sahibi ve azamet sarayının süsleyicisi olan Allah’a mahsustur. Onun birliğinin delilleri güneş kadar parlaktır. Sıfatlarının azameti kesin delillerle malumdur. Onun yüce şanının kemalini ancak yine kendisi bilir, onun ezeli zatının hakikatine öncesiz bilgisinden başka giden yol yoktur. O her türlü eksizlikten münezzehtir. Alem onun hakikatini anlayamamanın aczi ve şaşkınlığı içerisindedir. Akıl yoluyla onun kemaline ulaşılmaz. Akıl yıldızları, <
> mertebesinin başlangıcında batar. Hüner sahibleri, <> merhalesinde ilerlemekten yorgun ve bitkin düşmüştür. Zatini hakkıyla tanıyamamak, aczini ve kusurunu göstermek, velilik mertebelerinin sonudur. Hamd ve senasından taksiratını itiraf etmek, peygamberlerin ona yaklaşmalarının sonudur. Fakat onu tanımaktan tamamiyle umud kesmek de uzak bir sapıklıktır. Onu hakkıyla tanımak için benzetme yapmak ve misal getirmek de faydasızdır. Zira kulluk makamında ve hizmet dairesinde gerekli olan <> ilahi düstürün manasına uyup gereğini yapmak ve hakiki mabudum, kayıtsız ve şartsız yaratıcının şaşılacak işlerini ve azametli sıfatlarını düşünmekten bir an geri ve habersiz kalmamaktır. Böylece bütün alemdeki nurun onun nurunun parıltısı olduğu, onun kudret denizinden seçilip yaşatıldığı anlaşılıp <> köprüsünden <> manzarasına geçilir.
 
Milyonlarca salat ve selam; insanların efendisi, peygamberlerin sonuncusu, seçkinlerin önderi, ilahi sırların emini ve ilahi huzurun perdesini açan Muhammed Mustafa’nın pak ve nurlu türbesine ve İslam milletinin divanını kuran, şeriat kanunlarını beyan eden ashabına, ehl-i beytine ve bilhassa yüce kadir sahibleri Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali’ye olsun.
 
Bundan sonra bil ki, bu dünya ticarethanesinde dolaşan insanoğlu boş yere yaratılmamıştır. Hatta gökteki ve yerdeki bütün zerreler lisan-ı haliyle: <
> der. Madde ve ruh tilsimi; değişik işlerin, zıt şekillerin bulunduğu bir hikmet gemisi ve ibret aynasıdır. İnsanın dünyadaki varlığının bir başlangıcı var ise de, ahretteki varlığı devamlı ve sonsuzdur. Maddi yapısı süfli ise de, manevi ruhu ulvidir. Yaratılışın başlangıcında tıynetine, kötü ve hayvani vasıflar karışıp <<şüphesiz nefis kötülüğü emreder>> tuzağına düşmüş ise de, kötülükle mücadele çömleğinde ve iyiliği arama potasında bulanık, çirkin ve şeytani sıfatlardan arınıp pak olur. Ve << Ey mutmain nefis, Rabbine dön>> nidasıyla esfel-i safilinden (en aşağı dereceden) kurtulup a’la-yı ılliyyine (en yüksek dereceye) uçup uluhiyet kapısında ve Rabbinin sarayının yakınında yuva yapar.
 
Bilki, esfel-i safilin, nefsani bir hal olup şehvet ve kızgınlığa esir olmaktır.  A’la-yı illiyin ise, ruhani bir derece olup onun vasıtasıyla akıl, kızgınlık ve şehvete hakim olup <
> hitabına mazhar olan kulların zümresine girer. İnsan, meleklere mahsus bu sıfatla Allahu Teala’nın cemaline o derece ünsiyet peyda eder ki, ondan bir an ayrıldığı takdirde, her türlü nimet ve rahatlığa sahip olan sekiz cennetle teselli bulmaz. Demek ki, noksan ve aşağı yaratılan kötü nefisler, ancak mücadele ve gerçeği arama ilacıyla arınabilirler.
Bakır ve pirinci kırmızı altın yapan maddi kimya zor ele geçtiği gibi, insanlık cevherlerini hayvani bulanıklardan arıtıp melekler safiyetine eriştiren, onu altın gibi paslanmaz ve devamlı yapan mücahede kimyası da zor elde edilir. Bu kitaptan maksat, hakikat ilacının ecza ve bileşimini okuyucularına kolaylıkla açıklamaktadır. Bu sebeple bu kitaba KİMYAYI SAADET adını verdik. Bağışlayan Allah’tan niyaz ederim ki, onu adına uygun ve kimya gibi hizmete layık eylesin. Bilhassa bu kimya diğer kimyalardan üstündür. Hatta kimya adı bina hakikat, diğerlerine mecazdır. Çünkü diğer kimyaların değer ve itibarı, bakır ve pirinci paslanmaktan koruyup onlara geçici hayatta ve ebedi hayatın sebebidir. Zira hayvani sıfatları insani sıfatlara, nefsani halleri rühbaniyete tebdil eden bu kimyadır ve yine ebedi mutluluğun rabıtası, sonsuz saadetin vasıtası bu kimyadır.
 
 
Kitabın Muhtevası
 
Maddi kimya, hiçbir kocakarının ve külhanbeyin hazinesinde bulunmayıp ancak padişahların hazinesinde bulunduğu gibi, ebedi saadet kimyası da ancak Allahü Teala’nın hazinesinde ve onun perdesinin altında bulunur.  O hazineler, gökte manen Allah’a yakın meleklerin cevheri ile yerde peygamberlerin kalbinden ibarettir. O halde hakikat kimyasını peygamberlerin dışında isteyenin akibeti dalalettir ve onun sıfatı kalpazanlıktır. Sonucu kuruntu ve hayaldir. Kıyamet gününde kalpazanlık ve kuruntusu açığa çıkar ve müflis olur. Kötülüğü yüzüne vurulur ve rezil rüsvay olur. O halde peygamberlerin gönderilmesi büyük bir maslahat ve hikmete mebnidir. Belki maksat, hakikat kimyasının ilmini insanlara öğretmektir. Böylece insanlar mücadele potasında kalp cevherini arıtma yolunu, kalbin bulanıklığına sebep olan çirkin ahlakın iyi ahlaka dönüştürülmesini öğrenirler. Bu sebepledir ki, Allahü Teala Kur’an-ı Kerim’de önce kudret ve kemaliyle; celal ve azametiyle övünür. Sonra da kullarına peygamberlerini gönderip doğru yolu göstermekle minnet buyurur. Bununla da en büyük nimet olan hakikat kimyasının ancak peygamberler tarafından öğretilebileceğini gösteriyor.
 

(Cuma suresi, ayet: 1 – 2)
 
Büyük alimler der ki; Onları arındırıyor sözünden maksat, onları hayvani sıfatlardan, kötü ahlaktan temizler demektir. Onlara kitap ve hikmet öğretir sözü ise, onları temizledikten sonra marifet elbisesiyle süsler; meleklerin ahlakını onlara örtü yapar, demektir. Kimyadan maksat, nefis sarayını dünya bağlarından kurtarıp yüzünü dünyadan çevirip Allah’a dönmek ve Allah’tan başka kalpte hiçbir şeye yer vermemektedir. <
> (Müzemmil suresi, ayet: 8) ayet-i kerimesi bu gerçeği, ifade buyurur. Tebtil, insanlardan kesilmek, uzak kalmak ve tamamıyle Hakk’a yönelmektir.
 
Bu kitap dört unvan ve dört rukün üzere düzenlenmiştir. Bunlar marifet ünvanları ve muamele rukünleridir. Birinci unvan, insanın kendi hakikatini bilmesi hakkındadır. İkinci unvan, dünyanın hakikatini bilmek hakkındadır. İslam’ın hakikati, bi dört marifettir.
 
Dört rükun ise, İslam’in muamelesi hakkındadır. İkisi zahiri haller, ikisi de Batıni haller hakkındadır. Zahiri hallerder biri, Allah’ın emrine uymaktırn. Buna ibadet denir. Diğeri de, geçim ile ilgili hallerde edebe riayet etmektir. Batıni olan hallerin biri, kalbi, beğenilmeyen ahlaktan arındırmaktır. Bunlar kızgınlık, hesad, kibir ve gururdur. Bunlara geçitler ve tehlikeli sıfatlar denir. Diğeri, kalbi iyi sıfatlarla süslemektir. Bunlar da sabır, şükür, muhabbet, umut ve tevekküldür. Bunlara da kurtarıcı sıfatlar denir.
 
İbadeti bildiren birinci rukün on asıl üzere düzenlenmiştir. Birinci asıl, Ehl-i Sünnetin itikadı hakkındadır. İkinci asıl, ilim öğrenmek hakkındadır. Üçünçü asıl, temizlik hakkındadır. Dördüncü asıl, oruç hakkındadır. Yedinci asıl, hac hükkındadır. Sekizinçi asıl Kur’an hakkındadır. Dokuzuncu asıl, zikir hakkındadır. Onuncu asıl evrad ‘her gün okunan Kur’an ve dualar) hakkındadır.
 
Muamele edeblerinin bildiren ikinci rukün de on asıl üzere düzenlenmiştir. Birinci asıl, yeke edebleri hakkındadır. İkinci asıl, evlenmenin edebleri hakkındadır. Üçüncü asıl, çalışma ve ticaret edebleri hakkındadır. Dördüncü asıl, helal kazanmak hakkındadır. Beşinci asıl, sohbetin edebleri hakkındadır. Altıncı asıl, insanlardan uzak edebleri hakkındadır. Sekizinci asıl, dinlenmenin edebleri hakkındadır. Onuncu asıl, hükümdarların, insanları gözetmeleri ve devlet idaresi hakkındadır.
 
Üçünçü rukün, dindeki dar geçitleri aşmak hakkındadır. Bu da on asıl üzürü düzenlenmiştir. Birinci asıl, nefsin riyazeti hakkındadır. Sözler ve dil afetlerinin ilacı hakkındadır. Dördüncü asıl kızgınlık kin, hased hastalıklarının ilacı hakkındadır. Beşinci asıl dünya sevgisinin, cimrilik ve açgözlülük hastalıklarının ilacı hakkındadır. Altıncı asıl, dünya hırsı ve mal toplamanın ilacı hakkındadır. yedinci asıl, mevki, makam hırsının ilacı hakkındadır. sekizinci asıl, ibadetteki münafıklık ve riyanın ilacı hakkındadır. dozunucu asıl, kibir ve gururun iyacı hakkındadır. onuncu asıl, dalgınlık ve gaüfletin ilacı hakkındadır.
 
Kurtarıcı sıfatları bildiren dördüncü rukün de, on asıl üzerine düzenlenmiştir. Birinci asıl, tevbe etmek ve zulümleri bırakmak hakkındadır. ikinci asıl, şükür ve sabır hakkındadır. üçünçü asıl, korku ve ümid hakkındadır. dördüncü asıl, dünyeden yüz çevirmek ve fakirlik hakkındadır. beşinci asıl, doğruluk ve ihlas hakkındadır. altıncı asıl, kendini hisaba çekmek ve murakabe etmek hakkındadır. yedinci asıl, tefekkür hakkındadır. sekizince asıl, tevhid ve tevekkül hakkındadır. dozunucu asıl Allahü Teala’nın şevk ve muhabbeti hakkındadır. onuncu asıl, ölüm ve kıyametin halleri hakkındadır.
 
Bil ki insanın ruhu dört unsura muhtaç olduğu gibi, İslam’ın hakikati de dört şeye muhtaçtır: Kendini tanımak, Allahü Teala’yı tanımak, dünyayı tanımak ve ahireti tanımak, buna binaen Müslümanlığın icabı  bu dört unvan üzere düzenlenmiştir.  ( İmamı Gazali Kimyayı Saadet, Mutluluk ve Saadet Hazinesi, Tercüme Ali Arslan, Merve Yayınları, imam gazali kimya kitabı )
 


 
Merve Yayınları İmamı Gazali Kimyayı Saadet kitabı nı incele diniz
 
Diğer Özellikler
Stok Kodu9789758524280
MarkaMerve Yayınları
Stok DurumuVar
9789758524280
En yeni ürünler
Güvenli teslimat
Kampanyalı ürünler
Piyasadaki en iyi fiyat

PlatinMarket® E-Ticaret Sistemi İle Hazırlanmıştır.