Kuranı Kerim Ve Açıklamalı Karşılıklı Meali Orta Boy Kahverengi Diyanet Vakfı

Fiyat:
450,00 TL
İndirimli Fiyat (%46,7) :
240,00 TL
Kazancınız 210,00 TL
Havale / EFT:
232,80 TL
67,80 TL'den başlayan taksit seçenekleri için tıklayın.
Aynı Gün Kargo

  Kitap              Kuranı Kerim ve Açıklamalı Karşılıklı Meali  Kahverengi
  Meal - Hat      Komisyon -  Bilgisayar Hattı, MÜHÜRLÜ
  Yayınevi         Diyanet Vakfı Yayınları
  Kağıt - Cilt      Ivory Kağıt, Sıvama Kalın Ciltli
  Sayfa - Ebat   1208 Sayfa, 16.5x24 cm, Orta boy
  Yayın Yılı        2022
  Yayın No        1130    1. Baskı


 
Hazırlayan Meal Heyeti : Prof. Dr. Hayrettin Karaman, Prof. Dr. Ali Özek, Prof. Dr. İbrahim Kafi Dönmez, Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı, Prof. Dr. Sadrettin Gümüş, Doç. Dr. Ali Turgut
                                

Diyanet Vakfı Kuranı Kerim ve Karşılıklı Meali kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
 
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2

  
 
        ÖNSÖZ
 
Başlangıçta Dünya İslâm Birliği'nin talebi üzerine hazırla­nan ve ilk baskısı 1982 yılında gerçekleştirilmiş olan bu meal, işbölümü esasına göre yapılan bir çalışma ürünü olarak ortaya çıkmıştı. Bu çalışma çerçevesinde heyet üyelerinden Ali Özek 1-48, 581-604; Hayreddin Karaman 76-126; Mustafa Çağrıcı 49-62. 281-358; İbrahim Kâfi Dönmez 63-75, 358-420, 561-580; Sadreddin Gümüş 127-280; Ali Turgut 421-560. sayfala­rı tercüme etmiş ve açıklayıcı notlar koymuşlardı.
 
Daha sonra, gerek heyetin bilgisi dışında yapılan ilâvelerin çıkarılması ve baskı hatalarının düzeltilmesi, gerekse mealin ve açıklamaların heyet halinde gözden geçirilmesi için üçerli gruplar halinde ve tam heyet olarak birkaç müşterek çalışma yapılmıştır.
 
Bu meal, açıklamalardan anlaşılacağı üzere bir kişinin de­ğil, bir heyetin eseridir. Bir âyeti, asıl manası ve hükmü değişmeksizin birkaç türlü ifade etmenin mümkün olduğu yerlerde heyet üyelerinin üslûplarına dokunulmamış, böylece erişilmez güzelliklere, meal çerçevesinde ifade edilemez mânâ ve sırla­ra sahip ilâhî kitabın zenginliği, küçük bir ölçekle de olsa meale yansıtılmıştır.
 
Kur'ân-ı Kerim, derinliği ve genişliği sonsuz bir deniz gibi­dir. Bugüne kadar yapılmış bulunan tefsir, tercüme ve açıkla­malar insanlara, o sonsuz denizden birer parça sunmuştur. He­yet olarak bu saadet denizinde bir müddet sizin için keşfe çık­mış olmaktan ve size bazı güzelliklerini sunmuş olmaktan mutluyuz.
 
Son heyet çalışması sırasında ani bir rahatsızlık sonucu ve­fatından derin hüzün duyduğumuz Doç. Dr. Ali Turgut'u ha­yırla yâdediyor, kendisine Cenab-ı Allah'tan rahmet ve mağfi­ret diliyoruz.
 
Cenab-ı Mevlâ'dan niyazımız, cümlemizi dünyada iman­dan ve Kur'ân'dan mahrum bırakmaması, hitabını anlama ve bütünüyle hayatımıza yansıtma cehdimizde inayetini lütfeylemesidir.   ( diyanet vakfı kuran meali, Türkiye diyanet vakfı kuranı kerim meal, kuranı kerim ve açıklamalı meal, orta boy diyanet vakfı meal, kuranı kerim meali, kuran kedrim meali diyanet , kuran meali diyanet yayınları )
 
HEYET

  
  KUR'AN ve MEAL
  
Kuran bir hidayet ve i'câz kitabıdır. O, insanlığı doğru yola iletmek üzere gönderilmiş eşsiz bir mucizedir.
 
"Kuran", kelime olarak "okumak" anlamında bir mastardır. Ancak, dünyada en çok okunan ve okunacak kitap olduğu için ism-i mef’ul anla­mında kullanılmıştır. Mushaf'ın tamamına Kur'an denildiği gibi, bir kısmı­na hatta bir âyetine de Kuran denir. Kur'ân-ı Kerim'in başka adları da var­dır; fakat en yaygın olanı Kur'an'dır. Diğer adlarından bazıları şunlardır: Kitâb, Furkan, Zikr, Tenzil.
 
Meşhur olan sıfatları arasında da şunlar sayı­labilir: Mübîn, kerîm, nûr, hüdâ, rahmet, şifâ, mev'ıza, büşrâ, beşîr, nezîr, azîz.
 
Çeşitli özelliklerini gözönünde bulundurarak Kur'an'ı şöyle tanımla­mak mümkündür:
 
"Kuran, Hz. Muhammed'e 23 yıllık peygamberlik süre­si içinde, Arap dilinde ve vahiy yoluyla indirilen, Fatiha süresiyle başlayıp Nâs süresiyle biten, mushaflarda yazılı olup mütevâtir olarak nakledilegelen, tilâvetiyle ibadet edilen mucize kelâmdır."
 
Kur'an'ın 23 yıl boyunca değişik sebeplere ve şartlara göre farklı za­manlarda inzal buyurulması, onun, irşat ve ıslah etmek istediği insanın psi­kolojisine uygun bir tedavi ve terbiye yöntemi izlemesi ile yakından ilişki­lidir. Zira akıl sahibi bir varlık olan insan, öğrenme, kavrama ve intibak et­me yeteneğini haizdir. İnsanın, herhangi bir şeye alışıp intibak etmesi gibi, öğrenip alışkanlık haline getirdiği bir davranışı terketmesi de zaman ve çaba gerektirir. İşte bu sebebe bağlı olarak Kuran zaman aralıklarıyla inmiş­tir.
 
Hz. Peygamber Kuranı vahiy olarak almış, kendi tarafından hiçbir şey ilâve etmeden ve hiçbir eksiltme yapmadan onu aldığı şekliyle ümmetine tebliğ etmiştir.
 
Kuran, lafızlarıyla ibadet edilen bir kitaptır. Namaz gibi temel ibadet­lerde okunmasının yanısıra Kur'an'ı ayrıca okumak, dinlemek, yazılarına bakmak, başkasına okutmak ve öğretmek de ibadettir.
 
Namaz kılmak farz olduğu gibi, Kur'ân'dan, namazlarda okunacak mik­tarı öğrenip ezberlemek de farzdır. Bu farizayı yerine getirmek Kur'an ter­cümesini ezberlemekle mümkün değildir; bir başka anlatımla, Kur'an ter­cümesi ile namaz kılınmaz. Her Müslüman, biraz gayret sarfederek Kuranı aslından okumayı öğrenmelidir. Şu var ki, Kur'an'ın tercüme ve tefsirlerini okumak da sevaptır.
 
Kur'an, lafzı ve manasıyla mucizedir. Kur'an'ın mucize oluşu, onun benzerinin insanlar tarafından meydana getirilmesinin mümkün olmadığı gerçeğini ifade eder. Gerçekten, Kur'ân-ı Kerim, inişi, okunuşu, yazılması, muhafazası, tertip ve tanzimi, meseleleri ele alış tarzı, ahiret âleminden bil­gi vermesi, verdiği haberlerin doğruluğu gibi pek çok hususta, insanlar ta­rafından telif ve tertip edilen eserlerden tamamen farklıdır.
 
Üslûp bakımından da Kuran, hiçbir esere benzemez. Zira insanların meydana getirdiği eserler ya şiirdir veya nesirdir. Kur'an ise, ne şiirdir ne de nesirdir. Ayrıca Kur'an'da, hiçbir eserde görülmeyen zengin ve eşsiz bir musikî vardır. Bu musikîyi yansıtmak için Kuran ın tamamı tecvîd ve tertîl ile okunur.
 
Kur'an Allah kelâmı olduğundan kadîmdir (ezelîdir); onun için Türk­çe'de Kur'an "Kelâm-ı Kadîm" diye de anılır. Bizim dillerimizle oku duğu­muz, kulaklarımızla işittiğimiz, kalemlerimizle yazdığımız, gözlerimizle gördüğümüz, ellerimizle tuttuğumuz, mushaf, kadîm olan aslın madde âle­minde tezahüründen ibarettir. Kur'an'ın kadîm olan aslı levh-i mahfuzda­dır. Kur'an önce levh-i mahfuzdan Beytü'l-izze denilen bir makama toplu­ca indirilmiştir ki, buna "inzal"; oradan parça parça Cebrail (a.s.) vasıtasıy­la vahiy olarak Peygamberimize gönderilmiştir ki buna da "tenzil" denir.
 
Esasen Hz. Peygamberin bütün tebliğleri vahiy kaynaklı olmakla birlikte, bunların hepsi Kur'an kapsamına girmez. Şöyle ki: Allah tarafından vahiy olarak indirilen -ve yukarıdaki tarif çerçevesine giren- lafızlara " Kuran ", manası vahyedilip lafızları Peygamber Efendimiz tarafından Yü­ce Allah'a nisbet edilerek söylenen sözlere "hadis-i kudsî", bunların dışın­da Hz. Peygamber'in kavil, fiil ve takrirlerini (onaylarını) aktaran sözlere de "hadis-i nebevi" (kısaca "hadis") adı verilir.
 
Kur'an Arapça olarak bütün insanlığa gönderilmiştir. Buna göre, Kur'an'ı insanlara tebliğ etmenin iki yolu vardır: Ya bütün insanlara Arap­ça'yı öğretmek, yahut Kur'an'ı başka dillere çevirmek. Bütün insanlara Arapça'yı öğretmek imkânsızdır ve buna gerek de yoktur. Nitekim Kur'an'da, muhtelif dillerin varedildiği ve bunun Allah'ın varlık ve kudre­tinin delillerinden olduğu belirtilmiştir. Bu durumda Kur'an'ın başka dille­re çevirilmesi gereği ortaya çıkmaktadır.
 
Esasen, Kur'an'ın bütün insanlığa ulaştırılması iki şekilde gerçekleşebi­lir:
 
Lafizlarıyla ibadet edilen bir kitap olması sebebiyle Kur'an'ın Arap­ça metninin bütün insanlara ulaştırılması. Böylece herkes, onu okuma, din­leme, ezberleme, ibadetlerinde okuma, manasını anlamadığı halde onunla duygulanma imkânına sahip olur. Nitekim asırlardan beri Müslümanlar, Kur'an'ın Arapça aslını okumakta, hatta hafızlar onu baştan sona ezberle­mekte ve kıraâtıyla duygulanıp duygulandırmaktadırlar.
 
Kur'an'ın Arapça'dan başka dillere tercüme edilmesi ve -Arapça da­hil- değişik dillerde tefsirinin yazılması. Bu nokta gözönünde bulunduru­larak, Kur'an günümüze kadar dünya dillerinin pek çoğuna tercüme edil­miş, bazı dillerde de tefsiri yapılmıştır. Kur'an'ın anlamını harfi tercüme yoluyla başka dillere aktarmak mümkün olmadığından, bu alanda yapılan çeviriler (sözlükte "varılacak sonuç" manasına gelen) "meal" terimiyle anı­lır.
 
Şurası bir gerçek ki, dünyada hergün çok sayıda insan, gerek Kur'an'ın aslını okumak ve dinlemek suretiyle gerekse Kur'an tercümelerini okuya­rak Müslüman olmaktadır. Bu da. Kur'an'ın lafız ve manasıyla mucize olu­şunun ve bütün zamanlarda tazeliğini koruyuşunun çarpıcı delillerinden bi­ridir. Kur'an'ın tercüme ve tefsirleriyle eşsiz yönleri ortaya konurken, çok sayıda insan kıyamete kadar bu yolla hidayetten nasibini alacaktır.


 
Diğer Özellikler
Stok Kodu9786254282775
MarkaDiyanet Vakfı Yayınları
Stok DurumuVar
9786254282775
En yeni ürünler
Güvenli teslimat
Kampanyalı ürünler
Piyasadaki en iyi fiyat

PlatinMarket® E-Ticaret Sistemi İle Hazırlanmıştır.