Kitap Kurtubi Tefsir - el Camiu li Ahkamil Kuran 2. EL
Yazar İmam Kurtubi
Tercüme M. Beşir Eryarsoy
Yayınevi Buruc Yayınlar
Kağıt - Cilt Sarı şamua - 20 Lüks BEZ Cilt
Sayfa - Ebat 12.092 sayfa - 17x24 cm
NOT RESİM GÜNCEL DEĞİL WHATSAPTAN İSTERSENİZ GÜNCEL RESMİ ATARIZ.
Temiz, İYİ Kondisyonlu
Not: Sadece bu ÇOK ÇOK UCUZ KELEPİR kategorisindeki kitaplar 2. El kitaptır. Diğer bölümlerdeki kitaplar sıfır ve yeni ürünlerdir.
Buruç Yayınları, İmam Kurtubi tarafından yazılan Kurtubi Tefsir - el Camiu li Ahkamil Kuran adlı kitabı incelemektesiniz.
Kurtubi Tefsir - el Camiu li Ahkamil Kuran tefsir külliyatı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
YAYINCININ NOTU
Bismillahirrahmanirrahim
Bizi yokdan var eden, varlığından haberdar eden, sırat'-i müstakim üzere yürümemiz için Kitab-ı Kerim'ini inzal buyuran, Alemlerin Rabbi Allah'a hamd olsun.
Yegane önderimiz, efendimiz, ahlakı Kur'an'dan ibaret olan, Muhammed Mustafa (sav)'e salat ve selam olsun. Aline, ashabma, bu dini bize taşıyan mücahidlere ve âlimlelere de selam olsun.
Mensubu bulunduğumuz İslam kültür mirası, harf inkılâblyla yok edilmek istenmiş, toplumun yönü batıya çevrilerek İslam kaynaklarıyla irtibat kesil-meye çalışılmıştır. Allah'a hamd olsun bu planları tutmamış, islâm'ın uyanmasını engelleyememişlerdir. Dünya müslümanları özbenliğine dönme gayreti içindedirler.
Ülkemizde canlanan islami hayata paralel, kaynaklara dönüş de başlamış oluyor. Dinimizin ana kaynağı olan Kur'ân-ı Mubin'in anlaşılması için gay-retler sarf ediliyor. Meâl çalışmaları ve tefsirler...
Daha önce Türkçe çevrileri yapılan klasik tefsirler haklı yerlerini alıyorlar. Gerekli yankıyı da buluyorlar. Ancak Kurtubi ‘nin el-Camiu li Ahkami'l-Kur'an'ı ayrı bir yere sahiptir. Müellifin yeterliliği, tefsirinin Ahkam Tefsiri oluşu, Kur'an'ın anlaşılması için gerekli malzemenin fazlasıyla bulunması, bu Tefsirin de Türkçe'ye kazandırılmasını gerektiriyordu.
Yayınevimiz bu ağır yükün altına girmiş bulunuyor. Tüm güçlüklere rağmen böyle hayırlı ve zahmetli bir işe teşebbüsümüzün Allah indinde bir sevaba vesile olacağını ümit ediyoruz. Tefsirin büyük bir boşluğu dolduracağına inanıyoruz.
Saygı ve selamlarımızla. Gayret bizden başarı Allah'tandır.
BURUC YAYINLARI
ÖNSÖZ
Cenâb-ı Allah'a sonsuz hamd u senalar...
Son Rasulü Muhammed'e, sair rasul ve nebilere, aile halklarına, arkadaşlarına, onların miraslarını devir alarak yaygınlaştıran ilim adamlarına, şehid-lere, onların izinden gidenlere de sonsuz salat u selam...
"İmam Kurtubi'nin Hayatını, Eserlerini, Tefsir'ini ve Tesirini" konu alan bu çalışma "Kurtubi Tefsiri"ni tercüme etmeye kalkışmak gibi cesaret isteyen bir işin zorunlu kıldığı bir çalışmadır. Kurtubi Tefsiri'nin tercüme kararı elbette büyük bir işti. (Cenab-ı Allah bu karara sebeb olanların ecrini versin; bize de bu işi yüzakıyla tamamlamayı nasib etsin, ecrinden mahrum etmesin... (Allah'ın izni ile eser tamamlandı.)
Ancak İmam Kurtubi ve eseri yer yer ondan yapılmış nakillere rastlanılmakla birlikte Türkçe okuyan müslümanlarca yeterince -bu işle ilmen ilgilenenler dışında- tanınmıyordu.
Bu bakımdan Kurtubi'yi ve Tefsiri'ni tanıtıcı bağımsız bir çalışmanın varlığı da gerekli hatta bir bakıma zorunlu idi. Bu sebebten dolayı, bir taraftan Kurtubi Tefsirini tercüme ederken bu amaçla tasarladığım plan çerçevesinde değerlendirmek üzere de yeri geldikçe notlar aldım. Onuncu cildin tercümesini tamamladıktan sonra, Tefsir'den çıkardığım notların büyük ölçüde yeterli olacağını, arada görülecek boşlukların diğer ciltlere ve gerek görülecek eserlere başvurarak doldurulabileceğini gördüm. Diğer taraftan Kurtubi ve Tefsiri üzerine yapılmış çalışmaların var olup olmadığını da araştırıp durdum. Sonunda Dr. el-Kasabi Zelât'ın: "el-Kurtubi ve Menhecehu fi't-Tefsir" adını taşıyan bir doktora tezini ilim ehli bir kardeşimizin yardımı ile tesbit ettik. Yine ondan bu çalışmayı ve ayrıca Meşhur Hasan Selman ile Cemâl Abdullatif ed-Dusuki'nin müştereken hazırladıkları 'Keşşaf Tahlilî li'l-Mesâ-ili'l-Fıkhiyye fi Tefsiri'l-Kurtubi"yi de tedarik ettik. Bu çalışmanın da özellikle "Kurtubi'nin Tefsiri'ne göre şahsiyeti ve asrı" unvanlı bölümü, bizim bu çalışmamızda yardımcı oldu.
Bilahare Mustafa İbrahim el-Mişni tarafından yapılmış "Medresetu't-Tef-sir fi'l-Endelüs" adlı bir çalışmayı da gürdük. Bu çalışmanın da Kurtubi'ye dair bölümleri işlerimizi oldukça kolaylaştırdı.
Bunlar dışında Tefsir Tarihi'ne ve biyografilere dair yazılmış eserler de bizim bu alanda yararlandığımız ikinci dereceden kaynaklar arasında yer alır.
Kurtubi ve Tefsiri'ne dair bu çalışmamızda -mesela- çeşitli eserlere ve müelliflere ya da belirgin bazı şahsiyetlere dair bilgileri aldığımız kaynaklar da bu çalışmanın diğer kaynaklan arasındadır.
Ancak görüleceği gibi; bu çalışmanın bütün aşamalarında en çok Kurtubi'nin kendi tefsirinde verdiği bilgiler yol gösterici olmuş, ışık tutmuştur.
Görülecek olan ikinci husus şudur: Bu çalışma, aynı alanda önceden yapılmış çalışmaların değişik bir tekrarından ibaret değildir. Bu çalışmada daha önce yapılmış çalışmalardan oldukça farklı ve oralarda yer almayan bir çok bilgi yanında; farklı bazı hususlara ve konulara da dikkat çekilmiş ve ön plana çıkartılmıştır. Sanırım bu kadarı da bağımsız bir çalışma yapmak için yeterli gerekçelerdir.
Bu çalışmanın kısa bir çerçevesini çizmek amacıyla da şunları kaydedelim:
Kurtubi'nin hayatı ve yaşadığı dönemi konu alan kısa bir bölümden sonra;
İkinci bölümde, Kurtubi'nin ilmi ve ahlaki şahsiyetini belirginleştirmeye ve eserlerine dair bilgi vermeye çalıştık.
Üçüncü Bölümde, Kurtubi Tefsiri'nin usulünü belli bir sistem çerçevesinde ortaya çıkarmaya çalıştık.
Dördüncü Bölüm'de, Kurtubi Tefsirinin kaynaklarını tesbit etmeye çalıştık. Bunu yaparken de özellikle hem müellifin hem de eserlerini ismen zikrettiklerini tasnif edip kaydettik ve bunlara dair kısa bilgiler vermekle yetindik.
Beşinci Bölümde, Kurtubi Tefsirinin gözden kaçabilecek bazı meziyetlerini ortaya çıkarmaya, bununla birlikte zaaf olarak nitelendirilebilecek tesbit edebildiğimiz- bir iki noktaya değinmeye çalıştık. Pek çok meziyeti yanında bazı zaaflarının da bulunduğuna dikkat çekmeyi adaletli bir değerlendirme için gerekli gördüğümüz gibi; kemal'in Allah'a mahsus olduğuna ve İmam Malik'in de işaret ettiği gibi, "Allah Rasulü dışındaki herkesin sözlerinin bir kısmı alınabilirken, bir kısmının da red edilebileceğine" de işaret etmek istedik.
Altıncı Bölümde, Kurtubi Tefsiri'nin kendisinden sonra gelen bazı müfessirlere etkilerini örneklendirmeye gayret ettik ve Kurtubi Tefsirinin etkisinin bunlarla sınırlı görülmemesi gerektiğine de dikkat çekmeye çalıştık.
Kısa bir "değerlendirme'' ile de noktaladığımız bu mütevazi çalışmanın -karınca kararınca- ilmi hayatımıza katkıda bulunacağını ümid ederiz.
Bu vesile ile Peygamberi mirasın bize intikalinde rol oynamış bütün ilim adamlarına, ilmi cehdiyle bu dine hizmeti geçmişlerin yanında cihadıyla da bu dinin sonraki nesillere ve diğer insanlara ulaşmasında, ulaştırılmasında mutlak katkıları olan gazi, mücahid ve şehidlere de Allah'tan mağfiret ve ihsan dileriz.
Rabbimiz! İlmimizi artır!
Rabbimiz! Bize dünyada da bir iyilik ve güzellik ver! Ahirette de bir iyilik ve güzellik ver! Ve bizi ateş azabından koru!
M. Beşir Eryarsoy
Üsküdar, Muharrem 1417
Haziran 1996
İMAM KURTUBİ
Ebu Abdullah Muhammed b. Ahmed el-Kurtubi Ensari ve Hazrecli bir soydandır. Endülüs’e yerleşmiş bir aileden gelmedir. Hicri 640 / m. 1242-1243 yılında Kurtuba’da doğmuş, Endülüs’den Mısır’a hicret ederek hicri 671 / m. 1273 yılında Minye’de vefat etmiştir.
Kurtubi’nin birçok eseri mevcuttur. Fıkıh, siyer, akaid vs. Tüm İslam coğrafyasınca bilinen en meşhur eseri Kur’an Tefsiri olan “el-Camiu li Ahkami’l-Kur’an” adlı eseridir.
Kurtubi’nin tefsiri, ahkam tefsiridir. Fıkhi incelikleri detaylı bir şekilde anlatan tefsirdir. Kitabın telif amacını söyle açıklar.
“Ömrüm boyunca Allah’ın kitabıyla meşgul olmayı, bütün takatimi Kur’an hakkında özlü bir açıklama yazmaya harcamayı uygun gördüm. Bu açıklama; tefsir, dil, i’rab ve kıraatlere dair nükteler ve incelikler ile sapıklık ve doğrudan, haktan uzaklaşmış yolları izleyenlerin kanaatlerini reddini ihtiva etsin. Sözünü edeceğimiz ahkam (Kur’an hükümleri) ve ayetlerin nuzülüne dair hususlara tanıklık edecek pek çok hadisler, ayet ve hadislerin manalarını bir arada telif eden, onların müşkil (problemli zorlu) delillerini, selefin ve selefe tabi olan halefin sözleri ile beyan eden bir muhtevaya sahip olsun, istedim. Ben bunu kendim için bir hatırlatma ve öğüt, kabre gireceğim gün için bir azık, ölümümden sonra da salih bir amel olsun diye hazırladım.”11
Kurtubi tefsirinde, ilk önce Kur’an'ı, Kur’an’la izaha çalışır. Ele aldığı konuyla alakalı ayetlere atıflarda bulunur.
Sonra hadisleri zikr eder, hadis ile ilgili bolca malumat verir ve yorumlarda bulunur.
Sahabe ve tabiinden gelen nakillere yer verir, onların kritiğini yapar.
Dilbilgisi yönünü detaylı inceler. Kelimenin yapısını, kendi dönemine kadar kelimenin nasıl kullanıldığını, cümle yapısı içindeki yerini detaylıca inceler.
Dil alimlerinin farklı görüşlerini serdeder. Sonra da o kelimeye yüklediği manayı, hükmü dille bağlantılandırır ve kanaatini izhar eder.
Çokça Arap şiirinden örnekler verir. Dilin dayanaklarını sağlam bir zemine oturtur.
Kurtubi kıraat farklılıklarına da çok yer verir ve her bir mezhebin delillerini de açıklar.
Fıkhi bir meseleyi açıklarken tafsilatlı açıklamalarda bulunur. Ayetten çıkan fıkhi hükümleri maddeler halinde zikreder. Sadece bağlı bulunduğu Maliki mezhebiyle sınırlı kalmaz. Tüm mezheplerin görüşlerini delilleriyle açıklar. Zaman zaman diğer mezhepleri tercih ettiği de görülür.
Bazen de “derim ki” diye başlar ve kendisine ait özel kanaatini belirtmekten çekinmez.
Kurtubi Tefsiri’nde Kur’an’ı anlamak isteyenler için bolca malzeme vardır. Kur’an’ı anlamak ve yaşamak isteyenler, el-Camiu li Ahkami’l-Kur’an’a kayıtsız kalamazlar.
Anlaşılır bir dil, itinalı bir baskı ile okuyucuya sunulmuştur. İmam Kurtubi’nin el- Câmiu li- Ahkâmi’il-Kur’an Tefsiri
Endülüs İslam diyarının yetiştirdiği ender ilim adamlarından, tefsir alanında söz sahibi İmam Kurtubî’nin yazdığı EL-CÂMİU Lİ AHKÂMİ’L-KUR’ÂN bir bakıma kendisinden sonra yazılan tefsirlerin kaynağıdır. Özellikle hükümlere ait konularda müfessirimizin ne denli yetkin ve Kur’ân’a hakim olduğunu tefsirine bakan herkes görebilir. Bu yönüyle “yepyeni” vasfına kelimenin tam manasıyla layık bir tefsir...
Bu tefsir okuyucumuz için ilk defa tercüme edilmesi açısından “yepyeni” olduğu kadar; esas gününden beri çağını aşan dolgun ve yetkin bir tefsir olduğundan dolayı da “yepyenidir.” Okuyucu dilden kaynaklanan kaynaklara ulaşamama problemini EL-CÂMİU Lİ AHKÂMİ’L-KUR’ÂN tercümesiyle büyük ölüde hal etmiş olacak. Yayınevimiz tüm olumsuzlukları göz alarak, ticari açıdan pek elverişli olmayan bir ortamda bu teşebbüste bulundu.
Müfessir Kurtubi
Tam adı: Muhammed b. Ahmed b. Ebi Behr’dir. Ensar soyundan ve Hazrec kabilesine mensup... yitirilmiş İslam diyarlarından “Endülüs’ün Kurtuba”sından... bundan dolayı kısaca “Kurtubi” diye bilinir. Endülüs ve Kurtuba, binlerce İslam alimi yetiştirmiş olduğu halde; yalnızca “Kurtubi” denildi mi; çoğu kere sadece bizim müfessirimiz ve onun muhteşem “tefsiri” hatıra gelir.
Gençlik yılları, ilk tahsil hayatı, yetişmesi ve olgunluk dönemini Kurtuba ve çevresinde geçiren müfessirimiz; daha sonraları Frankların ve diğer Avrupa haçlılarının ardı arkası kesilmeyen hücum, baskın ve tacizlerinin de etkisiyle; babasının bir haçlı saldırısı sonucu şehid edilmesinden sonra Kurtuba’dan ve Endülüs’ten hicret etmek zorunda kalır. Endülüs’te tahsil hayatına başlayan müfessirimiz, tahsilini İskenderiye’de tamamlar. Daha sonra Mısır’ın Said bölgesi şehirlerinden olan Minye’ye yerleşir. İlim öğrenerek, öğreterek, zühd ve takvaya riayet ederek, saraydan ve siyasi ortamdan uzak, erdemli bir hayattan sonra 9 Şevval 671/30 Ekim 1273 tarihinde hakkın rahmetine kavuşur. Minye’de, Kurtubi’nin mezarı ve kendi adını taşıyan bir mescidi bulunuyor.
Kurtubî’nin Bazı Hocaları
Kurtubî, Endülüs’te de Mısır’da da çağın değerli hocalarından ders aldı. Onları dinledi. Bunlar sarasında tefsirden hadise, fıkıhtan, lugat, usul ve tarihe kadar İslâm İlim Tarihi’nde önemli bir yere sahip ilim adamları vardır. Mesela, Ebu Hucce diye bilinen Ebu Cafer Ahmed b. Muhammed el-Mufhim adıyla Müslim‘in Sahih’ini şerhetmiştir. Kurtubî de bu eserin bir bölümünü kendisinden dinlemiştir. Değerli muhaddis, et-Terğib müellifi Hafız el-Münzirî de onun hocalarındandır...
Hadis, fıkıh ve dilbilimde seçkin olan hocalarından aldığı eğitim Kurtubî’nin, tefsirine boylu boyunca yansımıştır.
Kurtubi’nin Kaynakları
Kurtubi’nin Tefsirinden tespit edildiği kadarıyla- çeşitli İslamî ilim dallarına dair yazılmış yüzü aşkın kaynaktan yararlandığını görüyoruz. Bunları genel hatlarıyla birkaç grupta toplayabiliriz:
1. Tefsirler (Rivayet tefsirleri, Dirayet tefsirleri, İşari tefsiri);
2. Kur’an tarihine, kıraat ilmine ve Kur’ân lafızlarına (Garibu’l-Kur’ân’a) dair eserler
3. Hadis, hadis fıkhı ve sirete dair eserler
4. Akaid ve kelama dair eserler
5. Fıkha dair eserler
6. Arap dilinin çeşitli yönlerine dair eserler..
Böyle bir ilim adamının, tefsirini bunca sağlam kaynağa dayalı olarak telif etmiş olması, Niçin Kurtubi ? Sorusuna kısmen bir cevap teşkil eder. Zahid, takva sahibi, ahire işlerinden kendilerini ilgilendiren şeylerle meşgul olan; zamanını yüce Allah’a yönelmek, ibadet etmek ve telif ile değerlendirdi.
Kurtubî hakkında ipuçları verir düşüncesiyle bir iki örnek...
“Malik b. Enes der ki ‘Çağımızda insaftan az hiç bir şey yoktur.’ Derim ki: Bu, Malik’in döneminde böyle idi. Çağımızda ise fesat alabildiğine yaygınlaşmış... ilim siyaset için talep edilir olmuştur...
Bu, kişiyi takvasızlığa iter ve Allah’tan korkmayı terke götürür.” (el-Bakara 32 ayetin tefsiri, 2. başlıkta)
Kurtubî, zühdün gereğini ve önemini sık sık vurgular, mutlaka Kurân ve Sünnet çerçevesi içerisinde kalınması gerektiğinin özellikle altını çizer. (mesela bakınız:Ş en-Nisa 36. ayet, 1. başlık; el-Hicr 3. ayet, 2. başlık; el-Mide 87. ayet, 3. başlık vs...)
Kurtubi, çağın mesellerini yakından takip eden ve İslâma uygun tavırları belirlemeye çalışmış önemli ilim adamlarımızdan biridir.
Mesela; Nisa 59. ayetini açıklarken ibn Huveyzimendad’dan naklen şunları anlatır;” yöneticiye itaat Allah’a isyanı gerektiren hususlarda itaat vacip değildir. Bundan dolayı biz şöyle deriz: Günümüz yöneticilerine itaat de, onlara yakın olmak da onları tazim etmek de caiz değildir....”
Kurtubî, Kur’ân ve Sünnete dayalı olmayan hükümleri ve bu hükümlerinin koruyucularını reddetmekte; bunların başkaları tarafından kabul edilmesinin caiz olmayacağını açı bir dille ifade etmektedir... (Al-i İmran 64, et-Tevbe 31, 37. ayetlerinin tefsirinde görüldüğü gibi.)
Ona göre ; “Allah’ın hükümlerine aykırı hüküm koymak, O’nun varlığını inkar etmek, Peygamberler göndermediğini söylemekle eş bir küfürdür...” “ Günümüz hakim ve yöneticileri bizatihi rüşvetçilerin kendileridir; rüşvetçi oldukları zannolunan kimseler değil...” (el-Bakara 188. ayet, 6. başlık)
Kurtubî, Müslümanların çeşitli problem ve musibetlerinin ana sebebini bulup ortaya çıkartmaya çalışan bir müfessirdir. Tefrikayı ve grupların birbirlerine düşman olmalarını, müslümanlara karşı kafirlerinden yardım isteyecek kadar dini haysiyet ve gayretin azalmasını, Müslümanların kafirlerin hükmü altında kalmalarından en önemli sebepleri olarak göstermektedir. (el- Bakara 86. ayet 4. başlık.)
O, sahip olduğu Kur’’âni bakışı açısıyla çağının dini, sosyal ve ahlaki şartlarını; fert, toplum ve tarih boyutlarıyla ele alan, değerlendiren, bu hususlarda Rabbani Sünnetler’e işaret eden; bunlara açıklık getirmeye çalışan bir müfessirdir.
II. Kurtubî'nin Tefsiri'ni Yazdığı Tarih:
Kurtubi Tefsiri'ni yazma gerekçesini açıklarken şunları söylemektedir: "Müstakil olarak farz ve sünneti beyan eden bütün şer'î ilimleri ihtiva eden, semânın emininin arzın eminine indirdiği kitap olan Allah'ın Kitabı (Kur'ân-ı Kerim) olduğundan, ömrüm boyunca bu kitapla uğraşmayı, ona özlü birtakım notlar yazmak suretiyle bütün gücümü bu uğurda harcamayı uygun gördüm. Bu özlü açıklama birtakım tefsir, dil, i'rab ve kıraat ile ilgili nükteleri... ihtiva etsin (istedim)." (7)
Daha önceden de değindiğimiz gibi Kurtubî'nin babası 627 yılı Ramazan ayının üçüncü günü (16. VII. 1230) sabahında düşmanın yaptığı bir baskın sonucu şehicl edilmişti. (S)
Yine Kurtubî'nin, Endülüs'te bir vesile ile düşmanın önünden kaçışından söz ettiğini gördüğümüz gibi (9) Tefsiri'nin çeşitli yerlerinde Mısır'a gidişinden, Mısır'da kalışından söz ettiğini de görmekteyiz. (l0)
Bütün bunlar bizlere, Tefsiri'ni Endülüs'te bulunduğu dönemlerde yazmaya başlamamış olduğunu göstermektedir. Çünkü, babasının şehid düşmesi münasebetiyle babasına yıkanıp gömülmesi hususunda ona şehid muamelesi mi yapacağı, yoksa normal bir mevta muamelesi mi yapacağına dair hocalarına soru sorduğunu görüyoruz.
Diğer taraftan, Endülüs'ten düşman önünden kaçışını, düşman tarafından kovalanışını Tefsiri'nde zikretmesi, Mısır'a gelip Mısır'dan söz etmesi şunları göstermektedir: Babasının şehadeti sırasında Kurtubî henüz ilim tahsili yapan bir kimse idi. Sözünü ettiği tarihî olayları Tefsiri'nde tesbit etmiş olması ise, en azından bunları tescil ettiği satırları bu olayların vukuundan sonra yazdığını göstermektedir. Diğer taraftan Kurtubî, Tefsiri'nde eserlerinin bir çoğuna da atıfta bulunmaktadır.
Bütün bunlara istinaden diyebiliyoruz ki: Kurtubî, Tefsiri'ni öğrencilik hayatını bitirdikten, te'life başlayıp pek çok eser yazdıktan sonra yazmaya başladığı gibi, bazı eserlerinden Tefsiri'nin önemli bir bölümünden sonra gözetmeye başlamış olması da Tefsiri'ni yazdığı süre içerisinde adını verdiği bu eserleri yazıp bitirmiş olması ihtimalini hatıra getirmektedir.
Tefsiri'ni te'life başlaması ve bitirmesi ile ilgili bir tarih tesbit etme imkânımız bulunmamakla birlikte kendisinin ifadesiyle "ömrünü vakfetmeyi uygun gördüğü" bir uğraşı alanı olarak Allah'ın Kitabını seçmiş olduğundan sözetmesi, olgunluk döneminin büyük bir bir bölümünde bu Tefsirini te'lif ettiğini söylemek mümkün görünmektedir.
Kurtubî, Tefsir, I, 2,3.
IV, 272, Âl-i İmrân. 3/169-170. Ayetler, 5. başlık.
X. 270, el-isrâ, 17/45. âyetin tefsiri.
10-Meselâ, IX, 175. Yusuf, 12/26-29. âyetler, 3- başlık; IX. 265, Yûsuf, 12/100. âyet 2. baslık;
X, 422, el-Kehf. İH/50, âyet; XV. 141, es-Sâffât, 37/180-182. âyetler, 2. baslık v.s...
Kendi İfadesiyle Tefsirini Telif Amacı ve Usûlü:
Kurtubi, bu konuda Tefsirinin Mukaddimesinin baş taraflarında şunları söylemektedir: "... ömrüm boyunca onunla (Allah'ın Kitabı ile) meşgul olmayı, bütün takatimi onun hakkında özlü bir açıklama (ta'lik) yazmaya harcamayı uygun gördüm. Bu açıklama tefsir, dil, i'rab ve kıraatlere dair nükteler ile sapıklık ve doğrudan uzaklaşmış yolları izleyenlerin (kanaatlerine) reddini ihtiva etsin; sözünü edeceğimiz ahkâm ve âyetlerin nüzulüne dair hususlara tanıklık edecek pek çok hadisler, bu ikisinin manalarını bir arada te'Iif eden, onların müşkil delillerini, selefin ve onlara uyan halefin sözleri ile beyan eden bir muhtevaya sahip olsun, istedim. Ben bunu kendim için bir hatırlatma ve öğüt, kabre gireceğim gün için bir azık, ölümümden sonra da salih bir amel olsun diye hazırladım..." (11)
Çünkü Kurtubîye göre, Allah'ın Kitabı'nı bilen bir kimsenin, yasaklarından kaçınması, Kur'ânda kendisine açıklanan şeyler gereğince ibret ve öğüt alması, Allah'tan korkup takvalı olması, O'nun gözetimi altında olduğunu bilip O'ndan haya etmesi gerekir. Çünkü Kur'ân ilmini elde etmiş bir kimseye peygamberlerin yüklerinin sorumluluğu yükletilmiş ve o kimse Kıyamet gününde bu Kitaba muhalefet eden çeşitli din mensuplarına karşı şahidlik edecek konuma yükselmiş bir kimsedir. Zira yüce Allah: 'Böylece sizleri insanlara karşı şahidler olasınız diye vasat bir ümmet kıldık" (el-Bakara, 2/143) diye buyurmaktadır. Şunu belirtmek gerekir ki, Kur'ân-ı Kerimi bilip de ondan yana gaflete düşen bir kimseye karşı ilahi delil, ona karşı kusurlu davranıp onu öğrenemeyen kimseye göre daha ileri ve sağlam derecede konulmuş demektir. Kendisine Kur'ân bilgisi verilmekle birlikte ondan yararlanmayan, yasaklarından uzak kalması istenmekle birlikte bu yasaklardan çekinmeyen, çirkin günahlar ve rezil edici suçlar işleyen bir kimseye karşı Kur'ân-ı Kerim hiç şüphesiz aleyhinde bir delil ve ona karşı bir hasım olacaktır... O halde, yüce Allah'ın Kitabını ezberlemek ve bellemek özelliği ile mümtaz kıldığı kimseye düşen görev, o Kitabı gereği gibi okumak, ibarelerinin hakikatleri üzerinde gereği gibi düşünmek, hayret verici gerçeklerini kavramaya çalışmak, garip (anlaşılmıyan) lafızlarını da açıklamaya çalışmak olmalıdır... (lZ)
İşte Kurtubi, böylece Tefsirini te'Iif ediş sebeplerini bizlere kısaca anlatmaktadır.
Kurtubi, bu eserini te'Iif ederken, tefsirî nükteleri, lügavî açıklamaları, i'rab ve kıraatlere dair bilgileri, sapık mezhep ve kanaat sahiplerinin görüşlerini reddetmeyi, âyetlerin ahkâmı ve nüzulüne tanıklık edecek pekçok hadis-i şe rifi tanık olarak göstermeyi, bunların müşkil olanlarını selefin görüşleri ve haleften onlara tabi olanların açıklamaları ile açıklamaya çalışacağını belirtmekle birlikte; Tefsiri'ni te'lif ederken riâyet edeceğini bildirdiği diğer şartları da şöylece açıklamaktadır:
"Bu kitabı yazarken riâyet etmeyi taahhüt ettiğim şartım şudur: Sözleri sahiplerine, hadisleri musannıflarına izafe edeceğim. Denildiğine göre bir sözün söyleyene izafe edilmesi ilmin bereketindendir." Kurtubi kendisini buna özellikle dikkat edeceğini belirtmesine iten sebepleri de şöylece açıklamaktadır:
"Çoğu zaman fıkıh ve tefsir kitaplarında, hadis müphem olarak zikredilmekte, o hadisi hadis kitaplarına muttali olan kimseler dışında kimin kitabında kaydettiği bilinememektedir. Böylelikle bu konuda yeterli bilgisi olmayan bir kimse şaşırır kalır. Neyin sahih olduğunu, neyin olmadığını bilemez. Bunu bilmek ise büyük bir ilimdir. O bakımdan hadisi, kitabında kaydeden önder imamlara izafe etmedikçe bir kimsenin hadis ile ihticac etmesi veya onu delil göstermesi kabul olunmaz... İşte biz, bu kilapda bu kabilden birtakım hususlara işaret edeceğiz. Doğruya ulaşmak başarısını ihsan eden Allah'tır."
(11)I, 2-3.
(12)I, 2.
Kurtubi, kıssalar ve ahkâmı açıklamak hususunda da nelere dikkat edeceğini şöylece izah eder: "Ben, müfessirlerin naklettikleri kıssaların, tarihçilerin zikrettikleri haberlerin pek çoğunu nazarı itibara almıyaeağun. Bundan kaçınılmaz olanlar ile açıklama için müstağni kalınamıyacak olanlar müstesnadır. Bunun yerine ahkâm âyetlerini, bu âyetlerin anlamını açığa çıkartan, ilim taleb eden kimseye muktezâlarının ne olduğunu gösteren bir takım meselelere dair açıklamaları koymayı uygun gördüm. O bakımdan bir yahut iki ve daha fazla hüküm ihtiva eden herbir âyet-i kerimeyi açıklarken, âyetin ihtiva ettiği nüzul sebepleri, gürip lafızların ve hükümlerin açıklanmasına dair birtakım meseleler (başlıklar) ile açıklama yoluna gittim. Eğer âyet-i kerime herhangi bir hüküm ihtiva etmiyorsa, o âyet ile ilgili tefsir ve te'vil kabilinden açıklamaları zikretmekle yetindim ve bu, kitabın sonuna kadar böylece devam edip gitti." (l:5)
Daha sonra Kurtubî, tefsirine: "el-Câmiu li Ahkâmil-Kur'ân ve'l-Mübey-yin Lima Tedammanahü Mine's-Sünneti ve Âyi'l-Furkân (Kur'ân Ahkâmını Bünyesinde Toplayan ve İhtiva Ettiği Sünnet ve Furkan Ayetlerini Beyan Eden)" diye adlandırdığını belirttikten sonra; yüce Allah'tan bu amelini yalnızca kendisi için halis kılmasını, bununla kendisini, anne-babasını ve Allah'ın rızasını murad eden kimseleri lütfuyla faydalandırmasını niyaz etmektedir. Sonra da Kur'ân-ı Kerim'in faziletlerine dair rivayetleri zikrederek Mukaddimesinin diğer bölümlerini tamamlamaktadır.
(13) i, 3.
Kurtubî’den Etkilenen Alimler
Kurtubî’den yaklaşık bir asır sonra yaşamış Tefsiru’l-Kurâni’l-Azim müellifi ibn Kesir; Fethu’l-Kadir Şevkanî; Mehasinu’t-Te’vîl müellifi Cemaluddin el-Kasımî; Edvau’l-Beyan müellifi eş-Şankıtî; Hak Dini Kur’an Dili müellifi Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır; İslam Fıkhı Ansiklopedisi adlı eseriyle tanınan Dr. Vehbe ez-Zuhayli’nin telif ettiği et-Tefsiru’l Munir adlı eseri..
İmam Kurtubî’nin tefsirinden nakil yapmış ondan etkilenmiş müfessirlerin sadece bir kısmıdır...
Ayrıca ibn Hacer el-Askalanî’nin Fethu’l-Bari adlı Buhari Şerhi’nde görüldüğü gibi; tefsir dışında eser vermiş müelliflerin de Kurtubî’den etkilendiği bilinen bir husustur....
İslam ilim tarihinde itibar görmüş bunca müfessir ve ilim adamının itibar ettiği ve etkilendiği bir tefsir olması; eserin önemini bir kat daha arttırmaktadır.
Kurtubî ve Tefsiri Hakkında söylenenlerden Bazıları
“Şerefi oldukça yüksek olan bu muazzam tefsir için kilometrelerce yolculuk yapmaya değer. Bu tefsir kendi alanında kâmildir.” ( Muhammed ez-Zehebî, Tarihu’l-İslam, XXV, 166)
“Kurtubî’nin Câmiu li-Ahkâmi’il-Kur’an adlı büyük Kurân Tefsiri, tefsirlerin en değerlilerinden, en faydalılarındandır. O, tefsirine gereksiz hikayeleri almamış, Kurân ahlakını, delillerden hüküm çıkarma yolları zikretmiştir.” (ibn Ferhün, ed-Dibac- II, 309)
Câmiu li- Ahkâmi’il-Kur’an Tefsiri; tetkik ve tahkik yolunu seçmiş meşhur müfessir İbn Atiyye’nin izini ve üslubunu takip etmiştir. Tefsiri bu ilmî anlayışın bir ürünüdür. (ibn Haldun, Mukaddime, s. 440).
“Kurtubi; Kur’ân’ı tefsir eden hacimli bir kitap telif etmiştir... bu eseri en eğerli ve en faydalı tefsirlerdendir.”
(Celaluddin es-Suyuti’nin öğrencilerinden ed-Dâvûdî, Tabakatu’l-Mü-fessrîn, II, 65-66)
“İmam Ebû Abdullah el- Kurtubî... Câmiu li-Ahkâmi’il-Kur’an adlı eserin sahibidir. Bu tefsirinde selefin görüşleri nakletmiştir.
Hadisin manalarını ortaya çıkartan, tasnifi güzel, nakli iyi, önder bir ilim adamıdır.” İbnu’l-Îmâd, Şezerâtu’z-Zeheb, V, 335)
“ Ebû Abdullah el- Kurtubi, Endülüs’te yetişen büuük alimlerden biridir. Tefsirde, hadiste, hilâfıyâtta (mezhepler arası görüş ayrılıkları ilminde) derya idi...
Bu büyük müfessir, tefsirinde rivâyet tarikine (yoluna) itina etmiş, dirâyet itibariyle de muvaffakiyet göstermiştir...
bu tefsir lisaniyata (Arap dili ilimlerine) hilâfıyata, muhaddislerin cerh ve ta’diline dair birçok tafsilatı camidir...”
Ebu Abdullah Muhammed b. Ahmed el-Kurtubi Ensari ve Hazrecli bir soydandır. Endülüs’e yerleşmiş bir aileden gelmedir. Hicri 640 / m. 1242-1243 yılında Kurtuba’da doğmuş, Endülüs’den Mısır’a hicret ederek hicri 671 / m. 1273 yılında Minye’de vefat etmiştir. Kurtubi’nin birçok eseri mevcuttur. Fıkıh, siyer, akaid vs. Tüm İslam coğrafyasınca bilinen en meşhur eseri Kur’an Tefsiri olan “el-Camiu li Ahkami’l-Kur’an” adlı eseridir.
Kurtubi’nin tefsiri, ahkam tefsiridir. Fıkhi incelikleri detaylı bir şekilde anlatan tefsirdir. Kitabın telif amacını söyle açıklar.
“Ömrüm boyunca Allah’ın kitabıyla meşgul olmayı, bütün takatimi Kur’an hakkında özlü bir açıklama yazmaya harcamayı uygun gördüm. Bu açıklama; tefsir, dil, i’rab ve kıraatlere dair nükteler ve incelikler ile sapıklık ve doğrudan, haktan uzaklaşmış yolları izleyenlerin kanaatlerini reddini ihtiva etsin. Sözünü edeceğimiz ahkam (Kur’an hükümleri) ve ayetlerin nuzülüne dair hususlara tanıklık edecek pek çok hadisler, ayet ve hadislerin manalarını bir arada telif eden, onların müşkil (problemli zorlu) delillerini, selefin ve selefe tabi olan halefin sözleri ile beyan eden bir muhtevaya sahip olsun, istedim. Ben bunu kendim için bir hatırlatma ve öğüt, kabre gireceğim gün için bir azık, ölümümden sonra da salih bir amel olsun diye hazırladım.”
Kurtubi tefsirinde, ilk önce Kur’an'ı, Kur’an’la izaha çalışır. Ele aldığı konuyla alakalı ayetlere atıflarda bulunur.
Sonra hadisleri zikr eder, hadis ile ilgili bolca malumat verir ve yorumlarda bulunur.
Sahabe ve tabiinden gelen nakillere yer verir, onların kritiğini yapar.
Dilbilgisi yönünü detaylı inceler. Kelimenin yapısını, kendi dönemine kadar kelimenin nasıl kullanıldığını, cümle yapısı içindeki yerini detaylıca inceler.
Dil alimlerinin farklı görüşlerini serdeder. Sonra da o kelimeye yüklediği manayı, hükmü dille bağlantılandırır ve kanaatini izhar eder.
Çokça Arap şiirinden örnekler verir. Dilin dayanaklarını sağlam bir zemine oturtur.
Kurtubi kıraat farklılıklarına da çok yer verir ve her bir mezhebin delillerini de açıklar.
Fıkhi bir meseleyi açıklarken tafsilatlı açıklamalarda bulunur. Ayetten çıkan fıkhi hükümleri maddeler halinde zikreder. Sadece bağlı bulunduğu Maliki mezhebiyle sınırlı kalmaz. Tüm mezheplerin görüşlerini delilleriyle açıklar. Zaman zaman diğer mezhepleri tercih ettiği de görülür.
Bazen de “derim ki” diye başlar ve kendisine ait özel kanaatini belirtmekten çekinmez.
Kurtubi Tefsiri’nde Kur’an’ı anlamak isteyenler için bolca malzeme vardır. Kur’an’ı anlamak ve yaşamak isteyenler, el-Camiu li Ahkami’l-Kur’an’a kayıtsız kalamazlar.
Anlaşılır bir dil, itinalı bir baskı ile okuyucuya sunulmuştur. İmam Kurtubi’nin el- Camiu li- Ahkami’il-Kur’an Tefsiri
Endülüs İslam diyarının yetiştirdiği ender ilim adamlarından, tefsir alanında söz sahibi İmam Kurtubi’nin yazdığı EL-CÂMİU Lİ AHKÂMİ’L-KUR’ÂN bir bakıma kendisinden sonra yazılan tefsirlerin kaynağıdır. Özellikle hükümlere ait konularda müfessirimizin ne denli yetkin ve Kur’ân’a hakim olduğunu tefsirine bakan herkes görebilir. Bu yönüyle “yepyeni” vasfına kelimenin tam manasıyla layık bir tefsir...
Bu tefsir okuyucumuz için ilk defa terceme edilmesi açısından “yepyeni” olduğu kadar; esas gününden beri çağını aşan dolgun ve yetkin bir tefsir olduğundan dolayı da “yepyenidir.” Okuyucu dilden kaynaklanan kaynaklara ulaşamama problemini EL-CÂMİU Lİ AHKÂMİ’L-KUR’ÂN tercemesiyle büyük ölüde hal etmiş olacak. Yayınevimiz tüm olumsuzlukları göz alarak, ticari açıdan pek elverişli olmayan bir ortamda bu teşebbüste bulundu.
Kurtubî Tefsiri’nin Tercümesi
Bu türden müstesnâ bir tefsirin tercemesi de önemliydi ve önemsenmeliydi. Yayınevimiz de böyle yaptı. İslamî eserlerin tercemesinde deneyime ve beli bir birikime sahip M. Beşir Eryarsoy ile bu eserin tercemesine 1992 yılında başlanıldı.
Terceme çalışması yapılırken;
1. Açıklama esnasında zikredilen ayetlerin yerleri gösterildi.
2. Hadislerin kaynakları tek tek yerlerinde tesbit edilerek dipnotta belirtip gerektiğinde hadislerin sıhhat dereceleri ile ilgili açıklamaları da eklendi.
3. Müfessirin tefsir için yaptığı açıklamaları ve göndermelerin yerleri (dipnotlarda ya da metin arasında parantez içinde) ayrı ayrı tesbit edilip gösterildi.
4. Müfessirin “birinci, ... mesele diye yaptığı açıklamalara; 1, 2.ş diye rakam verilip uygun başlıklar konularak, konuların izlenmesi kolaylaştırıldı.
5. Yapılan değişik izahların (irab, kıraat vs..) manaya etkileri ayrıca gösterildi.
6. Gerek görüldükçe Kurtubî’nin kaynaklarına inilerek tercemenin salıklı olmasına özen gösterildi.
7. Gerek beyitlerin gerek diğer Arapça metinlerin asli yazılışları yanında Türkçe tercümeleri de verilerek daha çok istifade edilebilir bir eser olması sağlandı.
8. Mütercim tarafından hazırlanan İmam Kurtubî Hayatı, Eserleri, Tesiri ve Tefsiri ünvanlı bir inceleme; Kurtubi’yi ve Tefsiri’nin çeşitli yönleriyle tanımak amacıyla tercemeye ilave edildi.
9. Eser; 20 cilt olarak yayınlandı. 70 gr. şamua kağıda basılıp lüks bez ciltli ve şömizli olarak okuyucunun istifadesine takım olarak sunulmuştur( kurtubi tefsir kitap oku, imam kurtubi kitabı, online satın al, yayın, kitab, ucuz dini, imam kurtubi tefsir kitabı, uygun fiyat, 20 cilt tefsir kitab, buruç yayınları, islami kitap, satış ,gonca kitabevi, buruc yayın, İslam, onlıne satış, kurtubi tefsiri fiyatı, imam kurtube tefsir külliyatı, buruç yayınları, 20 cilt şamua tefsir )
Tefsirlerin Telifi:
Rivayet tefsirinin sınırlarını aşmamakla birlikte pek çok kimsenin bu konuda tefsir te'lif edip senetleri kısalttıklarını ve müfessirlerin kendilerinden öncekilerin görüşlerini sahiplerine nisbet etmeksizin nakletme yoluna gittiklerini görüyoruz. Bu sefer tefsirde uydurma ve sıhhatli rivayetlerle sıhhatli olmayan rivayetler birbirine karışmış oldu. Pek çok isrâiliyât sabit hakikatler olarak nakledildi.
Dirayetle Tefsir:
Tefsir tarihindeki adımların en genişidir. Bu, Abbasiler çağından başlar, günümüze kadar devam eder. Önceleri tefsir, bu ümmetin selefinden nakledilenleri rivayetten ibaret iken, bu geniş adımı ile artık naklî tefsir yanında Kur'ân âyetlerinin aklî kavrayışlarının da tefsire girdiği görülmektedir.
Bunun tabii bir sonucu olarak zamanla çeşitli ilim dallarında mütehassıs kimselerin ihtisas alanları çerçevesinde tefsire dair açıklamaları genişlettiklerini ve adeta belli ilim dallarının daha bir yoğunluk kazanmış tefsirlerin ortaya çıktığını görüyoruz. Bu açıklamalardan da anlaşıldığı gibi, Kur'ân tefsirleri genel olarak rivayet (et-Tefsir bil me'sur) ile dirayet tefsirleri olmak üzere iki genel kısma ayrıldıklarını da görüyoruz. <6)
Dr. ez-Zehebîclen yapmış olduğumuz bu özetlemeler çerçevesinde Kurtubî Tefsiri 'nin yerini tesbit etmeye çalışırsak, şunları görebiliriz:
1- Kurtubî Tefsirinde Kur'ân-ı Kerim âyetlerini, Kur'ân-ı Kerimin âyetleri ışığında anlayıp tefsir etmeye özel bir ihtimam gösterdiğini görüyoruz.
2- Kurtubî, âyetlerin tefsirinde Hz. Peygamber'den yani, Sünnetten ve hadis kitaplarından nakillerde bulunmaya ve bunları âyet-i kerimenin anlaşılması açısından irtibatlandırmaya özel bir ihtimam harcadığını da görüyoruz.
3- Kurtubî'nin, elindeki kaynaklardan gerek ashab-ı kiramdan, gerek tabiînden rivayetlerde bulunduğunu görüyoruz.
4- Ashab-ı kiram arasında ittifak varsa ve eğer ashabdan nakledilen bir görüş bulunmayıp tabiinden ittifakla bir görüş nakledilmiş ise, Kurtubî'nin, genellikle bu ittifakın çerçevesi dışına çıkmadığı görülmektedir.
5- Kurtubi, ashab yada tabiîn arasında ihtilafın varlığını tesbit etmiş ise, kuvvetli gördüğü delili tercih eder ve tercih sebebini bildirir.
6- Kurtubi, yeri geldikçe kıraatlere dair açıklamalarda ela bulunmayı ihmal etmez.
İşte bütün bu özellikleriyle Kurtubî, bir taraftan bir rivayet tefsiridir.
Diğer taraftan:
1- Ashab ve tabiinden nakledilen ihtilaflı görüşler arasında tercih yoluna gitmesi,
2- Özellikle adından da anlaşıldığı gibi Kur'ân ahkâmına dair açıklamalara ağırlık vermesi,
3- Yeri geldikçe, gerek fıkhı gerekse itikadî mezheplerin görüş ayrılıklarını ele alıp değerlendirmesi,
4- Lügavî açıklamalara, âyetler ve süreler arasındaki münasebetlere yer yer değinmesi... clolayısı ile de bir dirayet tefsiridir.
Buna göre sonuç olarak Kurtubi Tefsiri'nin hem rivayet, hem de dirayet tefsirinin -ileride temas edeceğimiz bazı zaaflarına rağmen- mükemmel derecede bir kaynaşması, bunların buluştuğu bir alan olarak görülmesi ve değerlendirilmesi, mübalağalı bir değerlendirme olarak görülmemelidir.
Bu başlık altında "Kurtubi'nin tefsir tarihinindeki yeri"ni tesbit çabasından sonra, Kurtubi'nin tefsirini yazdığı dönemi tesbite geçebiliriz. ( Kurtubi Tefsir, el Camiu li Ahkamil Kuran , İmam Kurtubi , M. Beşir Eryarsoy, Buruc Yayınları , kurtubi tefsiri, kurtubi tefsiri tercümesi, 20 cilt )
(6) Ayrıca bk. Suyutî, a.g.e., II, 239-244.
Buruç Yayınları, İmam Kurtubi tarafından yazılan Kurtubi Tefsir - el Camiu li Ahkamil Kuran adlı tefsir külliyatını incele diniz.