Kitap Kutlu Rehber Serisi
Yazar Mehmet Yaşar Kandemir
Yayınevi Tahlil Yayınları
Kağıt Cilt 2.Hamur - Karton Kapak Cilt, 5 Kitap Set
Sayfa Ebat 1.278 sayfa , 13.5x21.5 cm. - Roman Boy
Yayın Yılı 2013, 2015
ISBN 9786056259647, 9786056185229 , 9786056259661, 9786056259623, 9786056259630
Tahlil Yayınları Kutlu Rehber Serisi kitap seti ni incelemektesiniz.
Mehmet Yaşar Kandemir 5 Cilt Kutlu Rehber Serisi hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
1-Canım Arzular Seni
2- İki Cihan Güneşi
3- Canım Kurban Olsun Senin Yoluna
4- Adı Güzel Kendi Güzel Muhammed
5- On Sekiz Bin Alemin Mustafa'sı
1-Canım Arzular Seni
ÖNSÖZ
Yeryüzünde gökyüzünde, şu âlemin gecesinde gündüzünde, insanoğlunun kendi özünde ilâhî kudretin tükenmeyen izleri görülür. Açan bir yaprakta, yaprağı sunan kara toprakta ilâhî san'atın hârikulâde eserleri sergilenip durur.
O sonsuz kudretin ve eşsiz san'atın biricik sahibi Kadir Mevlam, bu uçsuz bucaksız cihânı bir sevgi uğruna yaratmıştır: Yaratırken san'atının bütün inceliklerini gösterdiği ve sonra da kendisine: "Biz seni âlemlere rahmet olarak gönderdik" buyurduğu, en mükemmel insan Muhammed Mustafa Efendimiz uğruna...
Gerçekleri, o sular gibi berrak üslûbuyla kolayca anlatan Âşık Yunus'umuz bu olayı şöyle ifade eder:
Hak yaratmış âlemi Aşkına Muhammed'in
Bir başka âşığımız da Yûnus'u destekler:
Muhabbetten Muhammed oldu hâsıl
Muhammed'siz muhabbetten ne hâsıl
Kâinâtın niçin yaratıldığını bilmemek, o en mükemmel insanı tanımamak, Cenâb-ı Hakk'ın sevgilisi Habîbullah efendimize neler borçlu olduğumuzu görmemek uygun düşmez.
Sokakta dalgın yürürken üzerine sepet sepet gül yapraklan atılan kimse, gördüğü bu iltifatın sebebini öğrenmeden çekip giderse, kabalık etmiş olmaz mı? Zengin bir ziyafet sofrasında keyfince yeyip içen biri, bu ziyafetin kimin şerefine verildiğini sormazsa, ona nezaketsiz adam demezler mi?
Şükürler olsun ki, aramızda, gönülleri ayna gibi saf ve baştan ayağa duygu yüklü âşıklar var. Bedenimizi bir tül gibi saran havadan önce bir sevgi yumağıyla kuşatıldığımızı farkeden aşk denizinin bu dalgıçları, ilâhî aşkın eseri olan Resûlullah efendimize sevgi ve şükran buketleri sunmuşlar, insanlık adına yüzümüzü ağartmışlardır.
Elinizdeki bu kitap, Cenâb-ı Hakk'ın Habîbi, gönlümüzün tabîbi, varlığımızın sebebi Muhammed Mustafâ Efendimizi tanımak, ashâb-ı kirâmın O'na duyduğu derin sevgiyi görüntülemek ve içimizdeki Peygamber âşıklarının Kâinâtın Efendisi'ne sundukları yediveren hâlindeki sevgi çiçeklerini derlemek üzere Altınoluk Dergisinde kırk ay boyunca yayımlanan yazılardan meydana gelmiştir.
Bu yazılar, Peygamber sevgisiyle dolu gönül bahçenizde bir yeni gülün açılmasına vesile olunca, kardeşinizi hayır dua ile anmanızı niyâz ederim.
Prof. Dr. Mehmet Yaşar KANDEMİR
Kasım 1992, Üsküdar
2-İki Cihan Güneşi
ÖNSÖZ
Sevgi gönlümüzün gıdasıdır. Sevgisiz gönül viraneden ibarettir. Sevgiyi yaratan Cenâb-ı Mevlâ, kullarını, analarından ve babalarından bile fazla sevmektedir. O'nun, İki Cihan Güneşi Efendimiz'i en üstün meziyetlerle donatarak yaratması ve onu herkesten çok sevmesi, bize gerçek sevgiliyi de göstermiştir. Zaten Cenâb-ı Hakk'ın habîbi, gönlümüzün tabibi Efendimiz, iyi bir Müslüman olabilmek için kendisini canımızdan, anne ve babamızdan, evlâd ve iyâlimizden, kısacası herkesten ve her şeyden çok sevmek zorunda olduğumuzu söylemiştir.
Bu gerçeğin öğrenildiği günden zamanımıza gelinceye kadar, Peygamber sevgisi, Ümmet-i Muhammed arasında bir yarış konusu olmuştur. Onu çok seveni Cenâb-ı Hakk'ın da seveceğini bilmek, mü'minleri bir ömür boyu o Sevgi Pınarı'na doğru koşturmuş-tur. Oraya daha önce varanın, gönül kabını bu sevgiyle dolduranın, rûhunu o sevgi çağlayanıyla yıkayıp an-tanın âşıklar defterine yazılacağını bilmek, Müslümanlara yüzyıllar boyu derin bir haz ve heyecan vermiştir.
Peygamber sevgisini en güzel ve en sâde şekilde ^ dillendiren Yûnus Emre, Resülullah aşkıyla daha çok yanmayı, bu aşka doyup kanmayı, hatta Habîbullah'ın yoluna can sunmayı isterken bu âşık ümmetin gönlüne tercümân olmuştur.
Aşkın ile âşıklar Yansın yâ Resûlallah
İçip aşkın şarâbın Kansın yâ Resûlallah
Ol seni seven kişi Verir yoluna başı
İki cihan güneşi Sensin yâ Resûlallah
"Her şeyi ehlinden, Resûlullah sevgisini de onun âşıklarından öğrenmelidir" düşünceyle Altınoluk Dergisinde kırk ay boyunca yayımlanan kırk sohbet bu kitabı meydana getirdi, iki Cihan Güneşi adlı bu eserin ikiz kardeşi olan Canım Arzular Seni de aynı şekilde Resûlullah sevgisini ve ona itaatin vazgeçilmezliğini ele almakta, Peygamber âşıklarının ona duyduğu sevgi, hasret ve bağlılığın çeşitli örneklerini sunmaktaydı. Elinizdeki bu kitapta, bir seri yazı boyunca, hadis ve sünnete soğuk bakan, bu Peygamber mirasına güven duymayan kimselerin haksızlıkları gösterilmeye çalışıldı. Hadis ve sünnete sahip çıkmanın, Allah ve Peygamber sevgisinin vazgeçilmez şartı olduğu belirtildi.
Cenâb-ı Mevlâ'dan kalbimizi Allah ve Resûlullah sevgisiyle canlı tutmasını, hayatımızı Kur'an ve Sünnet'in ışığıyla aydınlatmasını niyâz ederim.
Prof. Dr. Mehmet Yaşar KANDEMİR
Mayıs 1996, Üsküdar
ÖNSÖZ
3-Canım Kurban Olsun Senin Yoluna
Hayat insanın sermayesidir. İflas eden tüccar yeniden kazanabilir, ama hayatını kaybeden onu geri getiremez. Ebedî yolculuğa çıkanın geri döndüğü, kaybettiğini yeniden kazandığı görülmemiştir. Hiç kimse ömür sermayesi üzerinde kumar oynama lüksüne sahip değildir. Hayat, bizi yaratanın istediği programa göre yaşanmalı, sonsuz âleme giderken başarı belgemiz yanımızda olmalıdır.
Yüce bir kudret bizi, görüşümüzü sormadan dünyaya getirdi. Alemlere rahmet olarak yarattığı en büyük insanı bize rehber kıldı. 'O benim kulum hem resûlümdür, onu sevin, sözünü tutun, izince gidin', dedi. Bir ömür boyu takip edeceğimiz yolu gösterdi.
Sevgili rehberimiz, biricik Peygamberimiz de bize hayatı ve ölümü tanıttı. Nereden gelip nereye gittiğimizi anlattı. Göreviniz Allah'ı memnun etmek, O'nun rızâsını kazanmaktır, dedi. Bize Rabbimizi zikretmenin, nimetine şükretmenin, O'na güzelce ibadet etmenin usûlünü belletti. Benim malım, benim mülküm diye sarıldığımız bu dünyanın sıla değil gurbet olduğunu hatırlattı. Bu gurbette başınız dertten kurtulmayacak, dayanmaya bakın, diyerek sıkıntılara katlanmayı öğretti. 'Hayatta izlenecek tek yol budur; başka yol yoktur' dedi.
Canım Kurban Olsun Senin Yoluna adlı bu kitap, anahatlarıyla arzetmeye çalıştığım konulan Peygamber Efendimizi merkez almak suretiyle işlemekte, Canım Arzular Seni ve iki Cihan Güneşi gibi o da Altınoluk Dergisi'nde sevgili Peygamberimizle ilgili olarak yayımlanan kırk sohbeti ihtiva etmektedir.
Resûl-i Ekrem Efendimiz'in zengin hayatı, görmediğimiz âlemlerden haberler getiren hadisleri ve gönüllerimizi yaşama sevinciyle kanatlandıran sevgisi bize görevimizi hatırlatacak, hayatımızı güzelleştirecek ve inşaallah, Rabbimiz'in rızâsını kazanmaya vesile olacaktır.
Prof. Dr. Mehmet Yaşar KANDEMİR
Eylül 1999, Üsküdar
4-Adı Güzel Kendi Güzel Muhammed
ÖNSÖZ
Elinizdeki kitap, peygamber sevgisini ve onun yüce ahlâkını dile getirmek üzere Altınoluk dergisinde yayımlanan kırk yazıdan oluşmaktadır. Serinin ilk üç kitabı "Canım Arzular Seni", "iki Cihan Güneşi" ve "Canım Kurban Olsun Senin Yoluna" gibi, bu da, o yüce insanın izinde gitmek isteyenlere bir yol haritası sunmaktadır.
Bize bu güzel hayatı bağışlayan Rabbimiz, dünya gurbetinde kaybolup gitmemize râzı değildir. Bizi, dünyadan çok daha güzel ve sonsuz bir hayatın tükenmez nimetleri içinde, bütün sıkıntılardan uzak bir iklimde yaşamak üzere yaratmıştır. Bunun için de bizden, yolumuzun üzerindeki tuzaklara yakalanmadan belli bir çizgide yürüyüp gitmemizi istemektedir.
Bilim ve teknikte ileri gitmek o çizgide yürümeye yetmemektedir. Ne yazık ki maddî başarılar, çoğu zaman mâneviyâtı ihmal etmeye, dünya gurbetinde yitip gitmeye sebep olmaktadır. Halbuki insanın biricik sahibi, onun hep başarılı olmasını, ebedî yurdunu kolayca kazanmasını istemektedir. Dünyaya yolladığı ilk insandan bu yana, her devirde ona rehberler göndermesi insanı çok sevdiğini açıkça göstermektedir.
Kendimizi basit ve önemsiz görebiliriz. Bunda bir sakınca yoktur. Hatta bir bakıma doğru olan da budur. Ama Kâinatın Sahibi'nin "Âlemlere rahmet olarak" yarattığı en büyük rehberi bize göndermesi sizce de anlamlı değil midir!
Yüce Rabbimiz bizden o en büyük rehberi bütün gönlümüzle sevmemizi, onu kendimize model almamızı, yap dediğini yapıp, yapma dediğinden uzak durmamızı istemektedir.
Sevgili Peygamberimiz'i en iyi şekilde izlemek için de onun hadislerini çok okumamız, böylece onun hayat tarzını öğrenmemiz, çocuklarımızı buna göre yetiştirmemiz gerekmektedir. "Adı Güzel Kendi Güzel Muhammed" kitabı size işte bu açılardan yardımcı olacaktır.
Öyle yüce bir peygambere ümmet olmanın bahtiyarlığı asla unutulmamalıdır. Onun aydınlık yoluna düşüp giderken, Süleyman Çelebi'nin şu güzel beyti de dilimizden düşmemelidir:
"Ümmetin olduğumuz devlet yeter Hizmetin kıldığımız izzet yeter"
Prof. Dr. Mehmet Yaşar Kandemir
Ocak 2003, Üsküdar
5- On Sekiz Bin Alemin Mustafa'sı
ÖNSÖZ
Elinizdeki kitap, beş kitaplık bir serinin sonuncusudur.
Önce Canım Arzular Seni diye yola çıkıldı. Canların arzuladığı o sevgiliyi dünya gözüyle görenlerin ona duyduğu derin muhabbete kulak verildi. Biricik sevgilinin göz kamaştıran güzelliği (şemâil-i şerifesi) o bahtiyarların diliyle tasvir edildi. Onu göremediği için hasretiyle yanıp tutuşanların yanık nağmeleri dinlendi.
Ardından iki Cihan Güneşi doğdu. Onun bütün varlığı kucaklayan muhabbeti derinden hissedildi. Derken o güneşe pervane olanların kanat sesleri duyuldu. Sevdanın ne olduğu, sevgiliye nasıl gidileceği, ona nasıl itaat edileceği ve âb-ı hayata nasıl erişileceği onlardan öğrenildi.
Pervanesi güneş olan o göz kamaştıran nuru görenler Canım Kurban Olsun Senin Yoluna dedi. Onun varlığın özü olduğu bilindi. Onun ümmeti olmanın şerefi derinden hissedildi. Besmele çekilip yoluna girildi. Allah'a nasıl kul olunacağı, Onunla nasıl irtibat kurulacağı, hayatın bin bir sıkıntısına nasıl göğüs gerileceği ondan öğrenildi.
Derken Adı Güzel Kendi Güzel Muhammed gönüllerde sevda yelleri estirdi. Çünkü ona herkesten önce Cenâb-ı Mevlâ "Habibim" demişti ve yoluna düşüp gidenlere "onu sevin" diye emretmişti. Böylece onun sevgisinin aşktan da üstün olduğu anlaşıldı. İyi mü'min olmak isteyenler onu kendine örnek aldı; hadis ve sünnetini öğrendi; hayatını bu esaslara göre şekillendirdi.
Şimdi zaman âhir zamandır. On Sekiz Bin Âlemin Mustafâ 'sına "Yürü kim meydan senindir" dendiği zamandır. Zaman onun izine düşme, gönül hastalıklarını onun sunduğu ilaçla tedavi etme zamanıdır. Devir onu anlama, onu dinleme, onu kurtarıcı bilme, hayata onun gözüyle bakma ve onun gibi yaşamaya gayret etme devridir. Artık bu elimizdeki son fırsattır.
Rabbim bizi o güneşe pervane eylesin (Âmin).
Prof. Dr. Mehmet Yaşar Kandemir
Haziran 2006, Üsküdar