Kitap Mantıkut Tayr
Yazar Feridüddin Attar
Tercüme Gökhan Çetinkaya
Yayınevi Semerkand Yayınevi
Kağıt Cilt 2.Hamur, Karton kapak cilt
Sayfa Ebat 294 Sayfa, 13.5x21 cm
Feridüddin Attar Mantıkut Tayr kitabını incelemektesiniz.
Semerkand Yayın Mantıkut Tayr kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
Büyük mutasavvıf ve mütefekkir Ferîdüddin Attâr (k.s), kaleme aldığı eserleriyle asırlardır insanlara yeni ufuklar açmış ve şahsına has üslubuyla büyük kitleleri kendine hayran bırakmıştır.
Yaşadığı dönemde zâhirden bâtına yönelmenin büyük fethini gerçekleştiren Attâr; Mevlânâ, Sa'dî, Hâfız ve Molla Câmî gibi kendisinden sonra gelen birçok mutasavvıf şairi etkilemiştir. Özellikle Mevlânâ'nın Attâr'ı âşıkların önderi sayması, tasavvuf yolunda kendisini küçük, onu büyük görmesi ve eserlerinden önemli ölçüde faydalanması bunun en açık delilidir.
Kitaplarında manevi aşkın şevk ve zevkinden yola çıkarak tasavvufun inceliklerini açıklayan Attâr, elinizdeki bu kitapta marifet ve irfan yolunun temel esaslarını anlatmıştır.
Şark klasikleri arasında ayrı bir yere sahip olan bu seçkin eser, sade ve akıcı üslubuyla; aşk, sadakat ve teslimiyet gibi konuları incelikle işleyen baş ucu kitaplardandır.
Eser, mürşid-i kâmili simgeleyen hüdhüdün diğer kuşlara rehberlik ederek onları Hak Teâlâ'yı simgeleyen ankaya (simurga) götürmek için yol göstericilik yapışını konu alır.
ÖNSÖZ
Toplum ahlâkının şekillenmesinde önemli rolü olan tasavvuf edebiyatı, yüzyıllardır Anadolu topraklarında ilgiyle okunmuştur. Tasavvufî eserler üzerinde yapılan araştırmalar ve tercümeler İslâm kültüründeki derinliği yansıtmış, halkın sosyolojik ve psikolojik yapısında önemli ölçüde etki bırakmıştır.
Anlaşılması müşkül meselelere halk diliyle yaklaşan ve toplumdan ayrı bir sanat anlayışını benimsemeyen mutasavvıf şair ve yazarlar yol gösterici eserleriyle insanlara rehber olmuşlardır.
Kaleminin ustalığıyla asırlardır canlılığını koruyan Ferîdüddin Attâr'ın, Mantıku't-Tayr isimli bu kitabı de yol gösterici tasavvufî kitapların en seçkinlerindendir. Edebî ve ahlâkî eserlerden olan bu kitap tasavvufun erkân ve kurallarını bildirerek bu yolda sadakat ile ilerlemenin önemini vurgulamaktadır. Çeşitli semboller aracılığıyla seyrü sülûkün temellerini anlatan Attâr, bu eserini İmam Gazâlî'nin Risâletü't-Tayr adlı eserinden yararlanarak kaleme almıştır.
Yaklaşık 4800 beyit halinde yazılan eser mesnevi nazım şeklindedir. Eser yayına hazırlanırken okuyucuların istifadesi yönüyle başlıksız bölümler başlıklandırılmış, gerekli görülen yerlerde bazı ıstılahî kavramlarda ve kapalı cümlelerde günümüz algısına uygun şekilde değişiklikler yapılmıştır. "Kuş Dili" veya "Kuşların Meclisi" olarak da anılan nazım, Fars edebiyatının münevver örneklerindendir.
Mantıkut Tayr: Bazı nüshalarında adı Makâlât-ı Tuyûr, Makâmât-ı Tuyûr, Tuyûrnâme şeklinde kayıtlı olan ve nüshalar arasındaki farklılıklar dikkate alındığında 5000 beyti biraz aşan eser otuz bir bölüm halinde remel bahrinde fâilâtün/fâilâtün/fâilün vezniyle kaleme alınmıştır. Hamd, tevhid, münâcât, naat ve dört halife ile ashabın övgüsüne ayrılan bir girişin ardından mesnevi hüdhüde merhaba ile başlar ve 583 yılı Receb ayının 20. günü (25 Eylül 1187) tamamlandığı kaydedilen bir hatime ile sona erer.
Mantı kut Tayr hacimli bir içeriğe sahiptir. Mesnevi nazım türüyle yazılmış eserin konusu şöyle özetlenebilir: Kuşlar kendi aralarında toplanıp hiçbir ülkenin padişahsız olmadığını, padişahsız ülkede nizam ve intizam kurulamayacağını belirtirler. Aralarında bulunan ve mürşidi temsil eden, Süleyman peygamberin mahremi ve postacısı hüdhüd bu konuda onlara yol göstereceğini söyler. Hüdhüdün öncülüğünde toplanırlar. Fakat yolun uzak ve sıkıntılı olduğunu anlayınca bülbül, papağan, tavus, kaz, keklik, hümâ, doğan, balıkçıl, baykuş ve diğer bazı kuşlar birer mazeret ileri sürerek yolculuktan vazgeçmek isterler. Hüdhüd kuşların hepsine cevap vererek onları ikna eder. Sonunda bütün kuşlar hüdhüdün kılavuzluğunda yola çıkarlar.
Yolculuk esnasında bitkin ve yorgun düşen binlerce kuş hüdhüdden şüphelerinin giderilmesini ister. Hüdhüd her birinin soru ve itirazlarına cevaplar verir. Tekrar yola koyulurlar. Hedefleri sîmurga ulaşmaktır. Talep, aşk, marifet, istiğna, tevhid, hayret, fakr u fena denilen yedi vadi aşılır. Bu sırada sîmurg da tecelli eder. Fakat gördükleri sîmurg kendilerinden başka bir varlık değildir. Sîmurgda kendilerini, kendilerinde sîmurgu görüp hayretler içerisinde kalırlar. Böylece yolculuk tamamlanmış ve amaca ulaşılmış olur.[1]
Türk edebiyatında da önemli bir yeri ve etkisi olan Mantıku't-Tayr'ı Gülşehrî manzum olarak 717'de (1317) Türkçe'ye tercüme etmiştir. Mantı ku't-Tayr veya Gülşennâme adını taşıyan eserin hâtime bölümünde Gülşehrî, Mantıku't-Tayr'ı esas almakla birlikte başka bir eser meydana getirdiğini ve eserinin telif sayıldığını söylemektedir.[2]
Gülşehrî Mantıku't-Tayr'ın konusunu ve esas planını Ferîdüddin Attâr'ın [kuddise sırruhû] eserinden almış, hemen her bölüme Allah'ın [celle celâluhû] adını anarak başlamış, metin içinde yer yer dinî lirizmin örnekleri olacak mısralar söylemiştir. Gülşehrî eserinde Attâr'ı da bir nevi şeyhi olarak gördüğünü de belirtmeyi ihmal etmemiştir. Böylelikle Mantıkut Tayr, tasavvufî şark edebiyatının vazgeçilmez konu kaynaklarından biri haline gelmiştir.[3]
Mantıku't-tayr, Şemseddin-i Sivâsî ve ayrıca Fedâî (v. 1636) adlı Mevlevî bir şair tarafından tercüme edilmiş, manzum olan ikinci tercüme yayımlanmıştır. Eser, Abdülbaki Gölpınarlı tarafından günümüz Türkçe'sine de tercüme edilmiştir (c. 1-2, İstanbul 1962-1963).[4]
Divân: Ferîdüddin Attâr'ın [kuddise sırruhû], mesnevilerindeki tasavvufî fikirlerini lirik bir tarzda ifade ettiği eseridir. 10.000 beyitlik divanının henüz ilmî bir neşri yapılmamıştır.[5] sîmurgu görüp hayretler içerisinde kalırlar. Böylece yolculuk tamamlanmış ve amaca ulaşılmış olur.17
Türk edebiyatında da önemli bir yeri ve etkisi olan Mantı kut Tayr ı Gülşehrî manzum olarak 717'de (1317) Türkçe'ye tercüme etmiştir. Mantıkut Tayr veya Gülşennâme adını taşıyan eserin hâtime bölümünde Gülşehrî, Mantıku't-Tayr'ı esas almakla birlikte başka bir eser meydana getirdiğini ve eserinin telif sayıldığını söylemektedir.18
Gülşehrî Mantıku't-Tayr'nın konusunu ve esas planını Ferîdüddin Attâr'ın [kuddise sırruhû] eserinden almış, hemen her bölüme Allah'ın [celle celâluhû] adını anarak başlamış, metin içinde yer yer dinî lirizmin örnekleri olacak mısralar söylemiştir. Gülşehrî eserinde Attâr'ı da bir nevi şeyhi olarak gördüğünü de belirtmeyi ihmal etmemiştir. Böylelikle Mantıku't-Tayr, tasavvufî şark edebiyatının vazgeçilmez konu kaynaklarından biri haline gelmiştir.19
Mantıku't-Tayr, Şemseddin-i Sivâsî ve ayrıca Fedâî (v. 1636) adlı Mevlevî bir şair tarafından tercüme edilmiş, manzum olan ikinci tercüme yayımlanmıştır. Eser, Abdülbaki Gölpınarlı tarafından günümüz Türkçe'sine de tercüme edilmiştir (c. 1-2, İstanbul 1962-1963).20
Divân: Ferîdüddin Attâr'ın [kuddise sırruhû], mesnevilerindeki tasavvufî fikirlerini lirik bir tarzda ifade ettiği eseridir. 10.000 beyitlik divanının henüz ilmî bir neşri yapılmamıştır.21
- H. Ahmet Sevgi, "Mantıku't-Tayr, DİA, 18/29.
- H. Ahmet Sevgi, "Mantıku't-Tayr, DİA, 18/29.
- Nihad Sami Banarlı, Resimli Türk Edebiyatı Tarihi, 1/377-379.
- M. Nazif Şahinoğlu, "Attâr, Ferîdüddin", DİA, 4/97.
- M. Nazif Şahinoğlu, "Attâr, Ferîdüddin", DİA, 4/97.
Divanda, 872 gazel, otuz kaside ve yirmi terciibend bulunmaktadır. Attâr [kuddise sırruhû] diğer eserlerinde olduğu gibi divanında kaydetmiş olduğu şiirlerinde de hikâye anlatımına devam etmiş olup, bu hikâyelerin büyük bir kısmı, sûfî vaizlerin anlattıkları dokunaklı hikâyelerin nazmedilmiş şeklinden ibarettir.[6]
Tezkiretü'l-Evliyâ: Evliya mertebesine ulaşmış din ve tarikat ulularının gerçek ve efsaneleştirilmiş hayatlarını ve kerametlerini anlatan eserler oldukça fazladır. Bunların en ünlüsü Şeyh Ferîdüddin Attâr'ın [kuddise sırruhû] Tezkiretü'l-Evliyâ adlı eseridir. Attâr'ın bu eseri çok tanınmış ve birçok dile tercüme edilmiştir.[7]
Tezkiretü'l-Evliyâ, büyük sûfîlerin hal tercümelerinden bahseden ve bazı sözlerini nakleden mensur bir eserdir. Eserde hal tercümeleri aktarılan büyük şeyh ve sûfîlerin sayısı yetmiştir. Sonradan istinsah edilen bazı nüshalarına yirmi beş sûfînin hal tercümesi daha eklenmiştir. Tezkiretü'l-Evliyâ, ilk olarak Aydınoğlu Mehmed Bey zamanında adı bilinmeyen bir kişi tarafından Türkçe'ye tercüme edilmiş, eserin en tanınmış tercümesi ise Sinan Paşa tarafından yapılmıştır. Tezkiretü'l-Evliyâ'nın son tercümesi ise Süleyman Uludağ tarafından yapılarak İstanbul'da 1984 yılında yayımlanmıştır.[8]
Tezkiretü'l-Evliyâ'nın üslubu, Attâr'ın [kuddise sırruhû] manzum eserlerindeki üslupla benzerlik gösterir. Nesri sade, tekellüften uzak, Farsça'nın tabii fesahatine uygundur.
[1]H. Ahmet Sevgi, "Mantıku't-Tayr", DİA, 18/29.
[2]H. Ahmet Sevgi, "Mantıku't-Tayr", DİA, 18/29.
[3]Nihad Sami Banarlı, Resimli Türk Edebiyatı Tarihi, 1/377-379.
[4]M. Nazif Şahinoğlu, "Attâr, Ferîdüddin", DİA, 4/97.
[5]M. Nazif Şahinoğlu, "Attâr, Ferîdüddin", DİA, 4/97.
[6]Ferîdüddin Attâr, Dîvân-ı Attâr (nşr. Takî-i Tefezzulî), s. 25-30.
[7]Agâh Sırrı Levend, Türk Edebiyatı Tarihi, s. 439.
[8]M. Nazif Şahinoğlu, "Attâr, Ferîdüddin", DİA, 4/97-98.