Kitap Marifetname, Tam Metin
Yazar Erzurumlu İbrahim Hakkı (r.a)
Tercüme Abdullah Aydın
Yayınevi Seda Yayınları
Kağıt Cilt 2.Hamur Kağıt, Kalın Ciltli
Sayfa Ebat 958 sayfa, 17x24 cm
Yayın Yılı 2023 Yeni Baskı
SUNUŞ
İbrahim Hakkı Hazretlerinin Türkçe olarak yazıp bizlere emanet bıraktığı bu değerli eseri, sadeleştirerek halkımızın istifadesine sunan ve müellifin üslubunu bozmadan anlatmak istediklerini bugünkü dille ve akıcı bir tarzda dilimize kazandıran Abdullah Aydın Hocamıza can ü gönülden teşekkürlerimi sunuyorum.
Yazıldığı asırlara ışık tutan günümüze kadar değerinden bir şey kaybetmeyen temel eserler arasında bir yer işgal eden Marifetnâmenin bir ilim irfan hazinesi olarak hayatımızda yer alması sevindiricidir.
Coğrafya, astronomi, tabiat, matematik gibi ilimlere dair müellifin vermiş olduğu bilgiler zamanın görüş ve düşünüşlerini aktarması yönünde kıymetli bir bilgi kaynağıdır. İslâm ahlakının, İslâm kültürünün, tasavvufun, hikmetin adabın, kısaca İslâmî yaşayış, ibadetlerinin bütün herkesin istifadesine sunulmuştur.
Bu kitabın değerli yazan İbrahim Hakkı Hazretlerini rahmetle anıyorum. Değerli hocam Aydın'a da hayatta başarılar temenni ediyorum. Eserin milletimize hayırlı olmasını Cenab-ı Allah'tan niyaz ediyorum. Hepinizi kâinatın sahibi yüce Allah'a emanet ediyorum.
İstanbul Müftüsü
Fikri Yavuz
21 Nisan 1967
ABDULLAH AYDIN HOCA EFENDİNİN HAYATI (Rahmetullahi Aleyh)
Sofu Mehmed Efendi ve Hz. Hüseyin'in torunlarından olan Feyfure Hanımın oğlu olarak 1338 (1922) yılında Muş'da doğdu. Abdullah Aydın Hoca, küçük yaşlarda Şark Medreselerinde ilim hayatına başladı. 15 yıl gibi uzun bir süre tefsir, fıkıh, hadis, nahiv, sarf, akaid ve kelâm gibi ilim dallarında ciddi bir eğitim görerek hocalarından icazet aldı.
Tahsil hayatından sonra, Şark Medreselerinde tedrisat hayatına başladı. Abdullah Hoca, on yıl boyunca yüzlerce talebe okuttu. 1957 yılında İstanbul'a yerleşerek, İstanbul İsmailağa, Hacı Hasan kurslarında ve Fatih Camiinde tedrisata devam etti. Binlerce talebe yetiştirdi. Yetiştirdiği talebeler arasında bugünün çok mümtaz simalarından şahsiyetler de vardır.
Abdullah Hoca, tedrisatın yanısıra İstanbul merkez vaizi olarak da görev yaptı. Henüz dini neşriyatın yaygın olmadığı 1967 yılında Aydın Yayınevi'ni kurarak birçok yeni yayınevinin kurulmasına öncülük etti. Yaptığı te'lif ve tercümelerle İslâmi hizmetlerde bulundu. Hizmetlerle geçen ömrü, İstanbul'da, 7 Haziran 2002'de hitama ererek hakkın rahmetine kavuştu. Eyyüp kabristanında medfundur.
Eserleri: Te'lif:
1) Hakiki Mürşid, (telif, 1974), 2) İlâhi Nurlar, (1974), 3) İslâm'da Aile Hayatı, (1975) 4) İslâm Prensipleri, (derleme, 1975), 5) İslâm Tarihi, (1975), 6) Peygamberler Tarihi, (derleme, 1979), 7) İslâm'da Evlilik Mahremiyetleri ve Aile Hayatı, (3 cilt, derleme)
Tercüme
1) Muhtarü l-Ehadis: (Ali Fikri Yavuzla birlikte, 1967, Eser Yayınevi), 2) Nuru 1-İzah (1967), 3) Nur 'a Doğru (2 cilt, 1967), 4) Dürretül Vaizin: (2 cilt, 1970), 5) Tam İzahlı Büyük İslâm İlmihali, (1971), 6) Evliyalar Yolu: (1972), 1) Amellerde İlâhi Terazi, (1972), 8) Cami-us Sağir, (İmam Nevevi, 2 cilt, 1974), 9) Kimya-i Saadet, (İmam-ı Gazali, 1978), 10) Marifetnâme, (İbrahim Hakkı Hazretleri), 11) Riyazü s-Salihîn, (1981), 12) İhyau Ulumi 'd-din
YAYINEVİNİN ÖNSÖZÜ
Öncelikle bu güzel hazineyi yayınevimize nasip eden kâinatın tek sahibi Hazreti Allah (c.c.)'a sonsuz hamd, şükür ve sena olsun. Efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa (s.a.v.)'ya salat ve selam olsun.
Elindeki bu değerli kitap, uzun zamandan beri, her kesimden insanın istifade ettiği temel kitaplarımızdandır. Kitabın içeriğiyle ilgili müellifin önsözünde yeterli bilgiler bulunduğundan, tekrar sayılabilecek bilgiler vermeyi gerekli bulmuyoruz.
Abdullah Hocaefendinin, günümüz Türkçesine çevirip yayınladığı bu değerli eseri, yayına yeniden hazırlayıp aziz okuyucuların istifadesine sunduk. Kitabın sonuna, günümüzde kullanımda olmayan, anlaşılması güç bazı kelimeleri içeren bir sözlük ilave ettik. İbrahim Hakkı Hazretlerinin hocası İsmail Fakirullah Hazretlerini kısaca tanıtan bir bölümü de yer verdik, İnşaallah istifadeye vesile olur.
Mehdi AYDIN
28. 07. 2004
Fatih, İstanbul
12-Ruhu'ş-Şurûh(1776) 13 - Ülfetti'1-Enâm (1776)
- Urvetü'l-İslâm(1777)
- Hey'etüT-İslâm(1777)
Arapça, Farsça ve Türkçe olmak üzere yazdığı eserlerinin ilk beşini Erzurum'da bulunduğu sıralarda tamamlamıştır. Geriye kalan eserlerini ise Siirt'e bağlı Tillo Bucağı'nda yazmıştır.
MARİFETNÂME
Hafif modernleşme hareketleri arasında eski usulde bir eser olan Marifetnâme, bu cins kitapların son turfandası sayılabilir. İstanbul, Bulak ve Kazan'da değişik tarihlerde çeşitli baskıları yapılan eser, bir Mukaddime (Önsöz), üç Fen ve bir Hatime (Son söz) olmak üzere üç kısımdan müteşekkildir.
Her fen, bölümlere, bölümler konulara, konular da kısımlara ayrılmıştır. İbrahim Hakkı, önsöze başlamadan önce âlem-i kebir dediği kâinatı ve onun sırlarını ele alır. Daha sonra âlem-i sağir diye adlandırdığı insan vücudunu işler. Cenab-ı Hakk'ın birliğini kesin olarak öğrenmek ve masivâdan kurtulma yoluna girmesini tavsiye ederek bu kısımda menkul ve muteber olan tarzda kâinatın yaradılışını, Arş T, melekleri, cennet ve cehennemi, Kürsî, Levh ve benzeri konulan açıklamaya çalışır.
Bundan sonra hesap (Matematik) ve hendeseye (geometri) dair basit fakat açık bilgiler verir. Alemin küre şeklinde olduğunu ispat ederken Katip Çelebi'nin Cihannümâ adlı eserinden çokça yararlanır.
İmam-ı Gazali'nin «TehafütüT-Felasife» sinden bu bahse dair fıkraları olduğu gibi Türkçe'ye çevirir. Bu aktarmayı yaparken yararlandığı kaynaklara değinir. Sudan bahsederken dünyanın evvelce, sularla örtülü olduğunu, bazı taşlar kırılınca içinden deniz hayvanları (fosil) çıktığını Fahrettin'i Razi'nin bir sözüne dayanarak söyler.
İbrahim Hakkı'nın bu konudaki inancı, kendinden evvel yaşamış olan İslâm bilginlerinin düşüncelerinden ayrı değildir. Yine bu müna
sebetle Macella'nın seyahatinden bahsederken Amerika'nın keşfini haber verir.
Erzurumlu İbrahim Hakkı, bütün bu bilgilerden sonra astronomi ilmine geçer ve birtakım açıklamalarda bulunur. Yaratıkların eşrefi olan insana gelince anatomi ile konuya girer. Tıptan ve ilaçlardan bahsederken îbn-i Sina'dan yararlandığı görülür.
Fenn-i saliste (üçüncü bahis), eserin büyük bir bölümünü teşkil eden ve bizim açımızdan pek de yeni addedilebilecek bilgiler ihtiva etmeyen dinî meseleleri ele alır.
Şeyhi ve mürşidi İsmail Fakirullah'ın hasep, nesep ve kerâmetlerinden bahseder, sonra adap, ahlâk ve muamelata dair bilgi verir. İnsanın hayatta takip etmekle yükümlü olduğu kurallar üzerinde durur.
Anadolu'da yıllarca özel bir itina ve bilgiyle saklanıp okunan Marifetnâme'nin münevver çevrelerde de belli ölçülerde etkili olduğu söylenebilir.
Toplum psikolojisini çok iyi bilen ve önce şarkta hâkimiyetini sürdüren bilgilerle işe başlayan mütefekkirimiz, İslâmi inanç ve düşünceye ters düşmeden yeni fikir ve teorilerin ortaya çıkmasına yardımcı olması ve bunları akli delillerle isbat etmesi küçümsenmeyecek bir anlayışın ifadesidir.