Kitap Mecmaul Adab
Yazar Sufi Zade Seyyid Hasan Hulusi
Tercüme Naim Erdoğan
Yayınevi Saadet Yayınevi
Kağıt Cilt Sarı şamua kağıt, Ciltli
Sayfa Ebat 576 sayfa, 17x24 cm
Saadet Yayınları tarafından yayınlanan Mecmaul Adab kitabını incelemektesiniz.
Naim Erdoğan tercümesi, Mecmaul Adab kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
Yaratan Rabbinin adıyla
oku . O, insanı " alak " dan yarattı.
Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
mecmaul adab, adaplar kitabı, naim erdoğan tercümesi
ÖNSÖZ
Asrımızda yaşayan birçok Müslümanlar, İslam’ın terbiye sistemlerini,
adap ve usulünü bilmemektedir. Allah (c.c.)’a ve Resulü’ne karşı, Resulullah’ın Ashabına karşı nasıl davranacaklarını bilmiyorlar. Hele küçüklerin büyüklere; büyüklerin küçüklere; çocukların ebeveynine; ebeveynin de çocuklarına; kadınların kocalarına, kocaların hanımlarına, hülasa tüm Müslümanların birbirlerine karşı nasıl hareket edeceklerini bilmemektedirler.
Bunun açık bir neticesi olarak, insanlar birbirlerine olan sevgi ve saygıyı yitirmişlerdir. Sevgi ve saygı olmayan yerde nefret ve kin olur; nefret ve kin ise huzursuzluğa yol açar, kötülüğü tevlit eder. İşte ülkemizdeki yürekler acısı manzara da bu iddiamızı ispatlamaktadır.
Eski Çarşamba müftülerinden Merhum
Sufizade Seyyid Hasan Hulusi Beyefendinin kaleme aldığı “
Mecmau’l-Adab” adındaki kitabı dilimize
sadeleştirip halkımızın istifadesine sunmakla önemli bir hizmeti icra ettiğimize inanmaktayız. Çünkü bu eseri okuyanlar Allah (c.c.)’a Resulullah (s.a.v.)’a ve yekdiğerlerine karşı nasıl davranacaklarını öğreneceklerdir. Bu
kitapta ayrıca namaz, oruç, zekat ve hac ve kelime-i şahadet gibi İslam’ın ana esasları hakkında da doyurucu bilgiler sunulmuştur.
Gaye; İslam’a ve Müslümanlara hizmettir…
Çalışmak bizden, Tevfik Allah (c.c.)’tan…
Naim ERDOĞAN
MECMAUL ADAB SUFİ ZADE SEYYİD HULUSİ EFENDİ
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla
Hamd, bizlerin tertemiz şeriatın terbiye sistemleriyle terbiye edip yetiştiren Allah (c.c.)’a mahsustur. Salat-ü selam Allah (c.c.)’ın, en üstün ahlaki güzellikle süslediği Muhammed’e ve O’nun yüce ahlakı ile ahlaklanan al ve Ashabına olsun…
Vacib-ül-vücud olan Allah, bütün insanları ve cinleri, muhakkak ki zatı ecelli alasına ibadet etmek için yaratmıştır. Bu gerçeği bizlere:
“Ben insanları ve cinleri ancak Bana ibadet etmeleri için yarattım.” lafz-ı celili ile ilan etmiştir. O’na tam manasıyla kulluk etmek ise, yüce olan zatını bilmeye bağlı olduğu, hiç şüphesiz hakikat ehlince sabit ve bariz olmuştur.
Şurası da bir gerçektir ki, Cenab-ı Hakk’a layıkı vechiyle kulluk etmek gibi sermaye ve Marifetullah’ı denk şeref ve meziyet hiçbir şeyde yoktur. Bu da bizlere ve tüm insanlığa birçok açık ve son derece seçik delillerle ve pek mukaddes beyanlarla anlatılmıştır.
Marifetullah’ın ne ile elde edileceğini yine bize açık olarak bildirilmiştir:
Marifetullah, tertemiz bir niyet ve son derece ihlas üzere,
adab ve erkanına riayet etmek kayd-ü şartıyla kulluk vazifelerini hakkıyla ifa etmekle elde edilir. Kulluk vazifelerinin ifası ise hiç şüphe yok ki dini bilgilerle teçhiz edilmeye bağlıdır. Dini bilgilerle teçhiz edilmeden kullar, gereği gibi ibadet yapamazlar. Öyleyse Marifetullah’a vasıl olmak ve her iki alemin
saadet ve selametini elde etmek ancak o sayede mümkün olmaktadır. Böylece insanlar ve bütün yaratıklar ne için yaratıldıklarını anlamakta en ufak bir sıkıntı ve güçlük çekmezler…
Şimdi şu dini bilgileri sırasıyla arz etmeye çalışalım:
Her şeyden önce şunu iyi bilmek gerekir: Şer’i hükümlerden mükelleflerin fiillerine taalluk eden gerek bedeni ve gerekse mail ibadetler farz, vacip, sünnet, müstehab ve
adab olmak üzere başlıca 5’e ayrılır.
Bunların her biri yekdiğerlerini bulunmasıyla kaimdir. Yani hepsi birbirlerini lazım-ı ayrı müfarığı (ayrılmak bir parçası)dır. Şöyle ki, farzı vacip tamamlar; vacibi sünnet, sünneti müstehab; müstehabı da
adab tamamlar.
Bu sıralamadan anlaşılıyor ki, malen ve bedenen farz olan ibadetlerin tam manasıyla gerçekleşmesi vacip, sünnet, müstehab ve
adaba riayet etmeye mütevakkıftır. Şu halde bir insan
adaba ne kadar itina gösterirse bütün amel ve davranışları o nispette mükemmel ve şer’i şerifin ölçülerine uygun olur. Bunun aksine kişi
adabın terkine cesaret edip önemsemezse, onun bu lakayt oluşu farzın terkine cesaret etmesini tevlit edeceğinden korkulabilir. Bu itibarla
adab, filvaki farzlar, vacipler, sünnetler ve müstehabların anahtarı olduğu meydana çıkmış olur. Hatta gerçek ve ulvi yolların
Adab azerine tesis edildiği söylenebilir. “Bütün yollar serapa (tamamıyla)
adab (
edepler) üzerine kurulmuştur” hikmeti bu davanın canlı bir delilidir.
Bundan da anlaşılıyor ki her şeyin
adabını bilip hakkıyla ifasın adikket ve riayet etmek, ibadet ve ubuyetin temel taşı olduğu, eski ve yeni bilgilerin Erbab-ı Keşf ve yakının (Allah kabirlerini nurlandırsın) vücuda getirdikleri ciltler dolusu son derece beliğ ve tekin eserlerinde ifade edilmiştir.
Bu hususla ilgili en küçük mesele dahi terk edilmemiştir. Ne var ki yazılan eserlerin hemen birçoğu
Arapça ve farsça olduğu için halk tarafından anlaşılması güç ve imkansız olmuştur. O kıymetli eserlerden istifade etmekten çoğunluk mahrum olmuştur. Bu bapta
Türkçe bir eser yazıp, İslami edep ve esasları anlamak için adeta can atan din kardeşlerin, özellikle Müslüman yavrularına bir hizmet etmiş olacağına inanan bu sermayesiz fakir (
Sabık Çarşamba Müftüsü Sufizade Seyyid Hasan Hulusi), bu Durer-i Mensure –Serpilmiş inciler- ve Fevaid-i Me’sure –derpiş edilmiş faydalar, efradını cami, eğyarını mani bir şekilde derleyip toplamaya gücü yetiyorsa da “Tümü anlaşılmayanın tümü terk edilmez” kaidesine binaen, kusurları bağışlamak ve örtmekle nitelenmiş olgun alimlerin bu bapta vaki’ kusurları affedeceklerine güvenerek bu konuda küçük bir
kitap tercüme edip halkın istifadesine sunmaya karar vermiştir. Ve bu
kitaba “
Mecmau’ l-Adab” ismini vermiştir.
Bu
kitabı seksen dokuz bab’a ayırmıştır. Ayrıca birçok çeşitli meselelere de temas etmiştir. Fiil ve kullanılması sakıncalı olan bazı hususlar da derc ve ilave edilmiştir.
Adı geçen
kitapta ameller ve sair hususlarla ilgili konular işlenirken, münasip görüldüğü yerlerde bazı faydalı meseleler dahi ilave edilmiş ve ma’hazleri olan Buhari Şerif, Camii Sağır, Meşarık ve Mesabih, Şir’a Şerhi, Mefatihu’l_Cinan, Avarifu’l-Maarif Ruhul Beyan Tefsiri, İhya-i Ulum, Bontanü’l-Arifin, Halisatu’l Hakaik, Münye şerhi, Durri Muhtar, Mülteka, Vikaye, Günyetü’l-Fetava, Şerhu’l-
Mecma’ adındaki muteber
kitaplardan faydalanılmış ve ardında hemen isimleri yazılarak kaynak gösterilmiştir… ( mecmaul adap, sufi zade seyyid Hulusi mecmaul adab, saadet yayıncılık, naim erdoğan tercümesi )
Tevfik ve İsmet Allah’tan…
Sabık Çarşamba Müftüsü
SUFİ-ZADE SEYYİD HASAN HULUSİ
Saadet Yayınları Mecmaul Adab - adaplar kitabı nı incele diniz.