Muhtasarul Kuduri Metin Tercüme RAVZA

Fiyat:
700,00 TL
İndirimli Fiyat (%53,6) :
325,00 TL
Kazancınız 375,00 TL
Havale / EFT:
315,25 TL
91,81 TL'den başlayan taksit seçenekleri için tıklayın.
Aynı Gün Kargo
 
  Kitap                Muhtasaru’l Kuduri  Ciltli Metin Tercüme Dipnot Şema

  Yazar               Ahmet el-Kuduri
  Tercüme           Bilal Kayi
  Yayınevi           Ravza Yayınları
  Kağıt - Cilt        Şamua kağıt, KALIN Ciltli
  Sayfa – Ebat     864 sayfa - 17x24 cm



Ravza Yayınevi Muhtasaru’l Kuduri Ciltli Metin-Tercüme-Dipnot-Şema kitabı nı incelemektesiniz.
Ciltli Muhtasarul Kuduri  hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.

Yaratan Rabbinin adıyla oku. O, insanı " alak "dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2



ÇEVİRENİN ÖNSÖZÜ

Elinizde tuttuğunuz kitap Hanefi mezhebinin en muteber muhtasar me­tinlerinden birisi olan ve Hanefi fıkhım doğru bir şekilde anlamak için bütün ilim muhiderinde yüzyıllarca okunan/okutulan Muhtasaru'l-Kudûrî adlı kita­bın açıklamalı tercümesidir. Kitabın önemine dair birçok şey söylenebilir fa­kat ilk akla gelenler maddeler halinde şu şekilde sıralanabilir;

  1. Hanefi fıkhının temel kaynaklarının çok başarılı bir şekilde özeden-mesi
 
  1. Kaynaklardaki bilgilerin doğru bir şekilde yansıtılması
 
  1. Mesele seçimlerinde fazla detaya kaçılmadan konuların özlü bir şe­kilde ifade edilmesi
 
  1. Çok yaygın olduğu bilindiği için Hanefi fıkhı nedir? sorusunun be­lirli şartlar altında doğru bir şekilde tespit edilebilmesi
 
  1. H. 4/5 yy. Irak Hanefi fıkhı hakkında en muteber kaynaklardan biri olması
 
  1. Kendisinden sonra yazılmış birçok kitaba -el-Hidaye, Tuhfetu 'l-Fu-kahâ gibi- kaynaklık etmesi
 
  1. Kendisinden sonra yazılmış birçok Hanefi fıkıh kitabına kaynaklık etmesi bakımından fıkıh geleneğinin anlaşılması için önemli olması


Bu metnin daha önceden yapılmış birçok tercümesi bulunmaktadır. Bu durumda akla şu sorunun gelmesi çok normaldir: Birçok tercümesi olmasına rağmen neden bir tane daha yapılma ihtiyacı hissedildi?

Bu soruya birisi teorik diğeri pratik iki cevap verilebilir. Birincisi; her ter­cüme aslında yeni bir kitap olarak görülmelidir. Çünkü çevirmen, tercüme et­tiği kitabı anladığı ölçüde tercüme edilmesi hedeflenen dile aktarabilmektedir. Nitekim çeviri işleminin iki önemli bölümü olduğu söylenebilir; hedef metnin doğru bir şekilde anlaşılması ve anlaşılan metnin hedef dile en uygun ifadeler­le geçirilmesi. Bu açıdan bakıldığında her tercümenin başlı başına bir çalışma olduğu ifade edilebilir. Buradaki açıklamalardan anlaşıldığı üzere elinizdeki kitapta çeviri metodu olarak lafzî(harfi) metot değil manevî metot kullanılmış­tır. Çünkü bir fıkıh kitabının tercümesini okuyanların amacı fıkhı meseleleri doğru bir şekilde anlamaktır. Bu açıdan çeviri yapılırken ana metnin ifadeleri değil ilgili kitabın şerhleri ya da aynı ekole mensup diğer fıkıh kitaplarında bu­lunan açıklamalar esas alınmıştır. Bu esasa göre de yeri geldikçe -ana metnin doğru anlaşılması için- açıklamalar yapılmıştır.

Pratik açıdan ise şöyle cevap verilebilir; bu kitabın çevirmeninin asıl ama­cı Hanefi fıkhını basitleştirmeden anlaşılır kılmaktır. Herhangi bir şeyin basit­leştirilmesi karmaşık yapısının ortadan kaldırılmasıdır. Fakat -neredeyse koz­mostaki her şeyde olduğu gibi- basitleştirme ediminin kendine has avantajları olduğu gibi handikapları/dezavantajları da bulunmaktadır. Nitekim evrenin karmaşık olması hayret hissiyatına yol açar. Yani karmaşık olma durumu tek başına menfi bir durum değildir. Karmaşık bir şeyin basitleştirilmesi ister/iste­mez birçok detayın görmezden gelinmesine yol açmaktadır. Bu durum ise, an­lamak istenen şeyin doğru bir şekilde anlaşılmasına ciddi bir engel oluşturur. Ayrıca bir konu basitleştirildiğinde -genelde- derinliği de ortadan kaybolur. Bu kitabın çevirmeninin amacı ise basitleştirmek değil anlaşılır kılmaktır. Çe­viri yapılırken bu gözle bakılıp bu bakış açısıyla çalışılmıştır. Bundan dolayı da asıl metne, metnin doğru anlaşılması ve anlaşılır kılınması için bir takım unsurlar katılmıştır.

A. Bazı bölümlerin sonuna infografikler eklenmiştir. İnfografiklerin ko­nuları çok daha net ve anlaşılır bir şekilde ortaya koyduğu bilinmek­tedir. Bizim de amacımız konuların çok daha anlaşılır bir şekilde su-nulmasıdır. İnfografiklerin aslında bir hukuk metninden farkı olmayan imam kudûrî

Muhtasaru'l-Kudûrî kitabının ağırlığını hafifleteceği ayrıca estetik açı­dan da bir Fıkıh kitabına katkıda bulunacağını düşünüyoruz. İlk olarak kitabın tamamını infografik halinde sunmak istedik. Fakat grafikler çizildikçe kitabın hacminin çok fazla artacağı gerçeğiyle yüzleştik. Bundan dolayı tüm konuları değil de fazla müracaat edilen bölümleri infografik haline getirmeyi düşündük. İnfografik haline getirilen bö­lümler şunlardır; Temizlik, Namaz, Zekat, Oruç, Alışveriş, Sarf, Vakıf, Gasp, Ödünç, Hunsâ, Ziraat Akdi, Sulama Akdi, Nikah, Süt Akrabalığı, Boşama, İddet, Nafaka, Hadane, Cinayet ve Yaralama, Kurban, Yemin, İkrah, Helal ve Haramlar ve Vasiyet. Buna göre toplam 24 ana konu infografik şeklinde sunulmuş olup sayılan bölümler sayfa sayısı olarak neredeyse kitabın yarısını kapsamaktadır.

B.    Mikat bölgeleri, hil ve harem bölgeleri ve Sevad topraklarıyla Arap topraklarına dair haritalar kitabın sonuna eklenerek kastedilen yerle­rin doğru bir şekilde anlaşılması sağlanmak istenmiştir.

C.   Eski ölçü, tartı ve mesafe birimleri hem sözlüğe eklenerek açıklanmış hem de bunlara dair bir tablo kitabın sonunda sunulmuştur.

D.   Bir konuda birden fazla imamın görüşünün belirtildiği yerlerde et-Tas-hîh vet-Tercîh adlı eserden müfta bih görüşün ne olduğu konusunda dipnotta bilgi verilmiştir.

E.   Metinde geçen mekruh ifadelerinden bazı durumlarda haram bazı durumlarda tahrimen mekruh bazı durumlarda ise tenzihen mekruh ifadesi kastedilmektedir. Bütün bunlar dipnotlarda açıklanmıştır.

F.   Meselelerin doğru bir şekilde anlaşılabilmesi için Kudurî şerhlerin­den bir takım ek bilgiler verilmiştir. Bu bilgilerin hangi kaynakta geçtiği dipnotun sonunda italik olarak belirtilmiştir. Hem basitliğin bozulmaması hem de kaynak olarak kullanılan kitaplar şerh ve haşiye mahiyetinde olup naklin doğruluğunun kaynağından kolayca buluna­bilmesinden dolayı akademik dipnot verme yoluna gidilmemiştir. Her kaynak için bir kısaltma kullanılmış olup aşağıdaki gibidir;

a. Abdulgani b. Talip el-Meydanî'nin el-Lübâb fî Şerh-i'l-Kitap adlı şerhi için Lübâb kısaltması kullanılmıştır.

b. Muhammed el-Haddâd ez-Zebidî'nin el-Cevheratü'n-Neyyira Şer­hti Muhtasaru'l-Kudûrî adlı şerhi için Cevhera kısaltması kullanıl­mıştır.

c. İbn Kutluboğa' nın et-Tashîh ve Tereîh ale 'l-Kudûrî adlı haşiyesi için Tashîh kısaltması kullanılmıştır.

G.   Kitabın sonuna basit ve sade bir dille hazırlanan kavram sözlüğü ek­lenmiştir.

H.   Tercüme ederken çevirmen kendisine devamlı olarak "İmam Kudurî bu ifadeyle ne kastediyor?" sorusunu sormuştur. Bu durumu şöyle somutlaşürabiliriz; mesela dava bölümünde beyyine diye bir kav­ram geçer. Beyyine, sözlükte de/z7, kanıt gibi anlamlara gelmektedir. Beyyine ifadesi de/i/ olarak tercüme edildiğinde Hanefi fıkhı yanlış anlaşılmış olur. Çünkü günümüzde bu kitabın tercümesini okuyan bir kişi de/i/ kelimesini okuduğunda aklına yazılı evrak gibi birçok de­lil çeşidi gelir. Oysa Kudurî şerhlerinde ve daha geniş Hanefi fıkıh kitaplarında beyyine kelimesi devamlı olarak şahit olarak açıklanır. Nitekim yazılı evrakların kabulüyle ilgili Hanefi literatüründe hatn sayılır bir yekun tutan tartışmalar mevcuttur. Yani Kudurî dönemin­de yazılı evraklar mahkemede delil olarak kabul edilmemekteydi. Bugün Muhtasaru'l-Kudûrî tercüme edilirken beyyine kelimesi de­lil olarak tercüme edildiğinde Kudurî yanlış anlaşılmış olmaktadır. Çünkü Kudurî bu kelimeyle şahit kavramım kastetmektedir. İşte bu­nun gibi konunun yaniış anlaşılabileceği bazı durumlarda kelimenin sözlük anlamı değil fukahamn kastettiği ıstılahı anlam baz alınarak tercüme yapılmıştır.

I.   Metin olduğu haliyle Türk diline aktarıldığında ifade edilmek istenen meram anlatılamadığında köşeli paranteze alınarak -açıklama sadedinde- bazı ifadeler eklenmiştir. Köşeli parantezdeki ifadeler bir kaynaktan alındığında kaynağa işaret edilmiş aksi durumda herhangi bir açıklama yapılmamıştır.

J.   Metinde anlam kargaşasına yol açacağı düşünülen durumlarda bazı kavramlar çevrilmemiştir. Özellikle sulh, ikrar ve havale konularında.

Kitapta elimizden geldiğince çeviriden kaynaklı fıkhı hatayı sıfıra indir­gemeye çalıştığımızı ve bu konuda olabildiğince hassas olduğumuzu ifade edebilirim. Fakat çevirimiz insan mahsulü olması hasebiyle eksik ve yanlışlar mutlaka bulunacaktır.

Kitabın infografiklerinin ve haritalarının hazırlanmasında çok büyük eme­ği olan Abdülkadir Bölücek şahsında Çığır Ajansa ve çeviriye yapılan -grafik vb.- eklemeler kitabın piyasaya çıkışını uzun bir süre geciktirdiği halde deste­ğini esirgemeyen Ömer Faruk Kasadar şahsında Ravza Yayınlarına teşekkürü borç bilirim.

Üzerimde emeği olan bütün hocalarıma özellikle Musa Sancak hocama bütün fedakarlıkları için minnettar olduğumu ifade etmekten onur duyarım.

Son olarak; bugünlere gelmeme vesile olan aileme, özellikle fedakarlık ve desteğini benden esirgemeyen abim Furkan Kayi'ye müteşekkir olduğumu ifade etmek isterim.

Bilal Kayi
İstanbul/2020


 
Diğer Özellikler
Stok Kodu9786257980395
MarkaRavza Yayınları
Stok DurumuVar
9786257980395
En yeni ürünler
Güvenli teslimat
Kampanyalı ürünler
Piyasadaki en iyi fiyat

PlatinMarket® E-Ticaret Sistemi İle Hazırlanmıştır.