Kitap Musannef - el Musannef (fi’l ahadis vel-asar)
Yazar İbn Ebi Şeybe
Tercüme Fikret Güneş, Yaşar Güngör
Yayınevi Ocak Yayıncılık
Kağıt - Cilt 1.Hamur, Ciltli, 16 cilt
Sayfa - Ebat 10.296 sayfa, 17.5x24 cm.
Yayın Yılı 2009 - 2011 - 39.098 Hadis-i Şerif Arapça metin ve tercümesi
Ocak Yayıncılık tarafından yayınlanan, İbn Ebi Şeybe nin yazdığı, Musannef adlı hadis kitap seti ni incelemektesiniz.
16 cilt Musannef hadis külliyatı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
Musannef - el Musannef ( fi’l ahadis vel-asar )
YAYINCININ ÖNSÖZÜ
Hamd bize Resulü’nün pak sünnetiyle meşgul olacak sebepler yaratan, sünetine tutkuyla bağlı olanlar ile O’na icabet etme sorumlularına bunları tebliğ etme imkanını sunan Alemlerin Yüce Rabbine mahsustur. Bu nimetinden dolayı rahmetinin feyizini dileriz. Kullarının kendisini övmesinden hoşlanan o Kerim ve Cevad olan Rabbe hamd ederiz. Salavatların en güzelleri, hiç kesilmeden layıkı veçhile O’nun Yüce Rasulü efendimiz peygamberimiz Sultanı Enbiya, Habib-i Hüda Şefi-i Rüz-i Ceza Muhammed Mustafa’ya, O’nun ehlibeyt ve ashabı üzerine olsun. Sallallahu Teala aleyhi vesellem.
Ben, lise yıllarında iken İstanbul’daki el yazması kütüphanelerine giderek
hadis kitaplarının yazmalarını incelerdim. Suyuti’nin Cem-ul Cevami’si gibi koleksiyonlarla birlikte büyüklüğü ile beni şaşkına çeviren kitaplardan birisi de İbn Şeybenin Musannef-i olmuştu. Nurosmaniye caminin yanı başındaki Nurosmaniye kütüphanesinde yer alan
Musannef ’in el yazması nushalarını gördüğünde bir çok yönlerden etkilenmiştim. Eserlerin hacmi, ihtiva ettiği rivayet sayısı asar dediğimiz sahabe ve tabiun fetva ve sözlerini sayısı ile konuların sunuluş biçimi beni oldukça etkilemişti.
Yıllar sonra
yayınevinin kurtuluşunu izleyen dönemde
musannef baskılarını izlemeye devam ettim. Fakat
musannef neşirleri, tahkikli olmadıkları için beni tatmin etmiyordu. Bu arada
yayınevi olarak
Cemul faveid El-matalibul aliye ve mevsuat-ı İbn Ebi’d-Dünya gibi koleksiyonları
Arapça Türkçe olarak neşretmek imkanı bulmuştuk. Bu arada mecmau’uz Zevaid’in de neşrine başlamıştık.
2007 yılında
musannefin bizim neşrimize kaynak teşkir eden M. Avvamenin tahkikli neşrini görünce başlatmak için beklettiğimiz projenin startını verme zamanını geldiğini anladık. Hemen
kitapı satın alıp
mütercimler arasında taksim ederek projeyi hayata geçirmenin ilk adımlarını attık.
Bu esnada yaptığımız araştırmada
Musannef üzerine yapılmış akademik bir çalışmanın olup olmadığına baktık. Erzurum Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyelerinden Doç. Nihat Yatkın’ın elinizdeki bu
kitap üzerine “Ebu bekir B. Ebi Şeybe ve
kitabul musannefi başlığı ile 1998 yılında bir doktora tezi yaptığını öğrendik. Tez sahibini de muvafakatını alarak ilk
cilt içinde bu teze de yer verdik. 1998’lerde yapılmış teze bazı küçük bilgi eksikliklerine rağmen hiç dokunmamayı tercih ettik. Bununla birlikte Muhammed Avvame’nin kaleme aldığı oldukça teferruatlı giriş bölümünün özetliyerek verdik.
Cilt sonlarında oluşacak boşlukları
Musannefin el yazması nushalarında örneklerle doldurduk. Çalışmanın son
ciltleri olarak Muhammed Avvame nin hazırladığı
kitapta geçen ayet ve her tür rivayetin alfabetik fihristini vermeyi düşündük. Tabiî ki bunun dışında bizim hazırlayacağımız ve Arap naşirlerin yapmayı hep ihmal ettikleri
Türkçe indeks çalışmasının ilave etmeyi tasarladık. En sonunda da eserin yayına hazırlayanın istifade ettiği kaynakçayı vereceğiz. Yüce Allah yardımcımız olsun.
Yusuf Özbek
ÖNSÖZ
Günümüz dünyasında üstün medeniyetlerin kurulması ve yaşatılmasında kültürün övünç ve hakimiyet unsuru olarak fevkalade önem arz ettiği bilinen bir gerçektir. Öyleyse her millet için, kendi kültür kaynaklarına sahip çıkması ve bu mirasın gücünü ve değerini ortaya koymaya çaba göstermesinden daha tabii bir şey düşünülemez.
İslâm bilim ve kültür tarihinde Hz. Peygamber (saliallahu aleyhi vesellem)'in sünneti, bilinmesi ve yaşanması bakımından, müslümanlar için son derece mühimdir. Çünkü Kur'ân-ı Kerîm, Hz. Peygamber (saliallahu aleyhi vesellem)'e büyük bir değer atfetmekte ve onu, üstün ahlâkî vasıflarıyla, vahye müstenid davranışlarıyla hepsinden önemlisi insanlara gönderdiği mesajın taşıyıcısı olarak takdim etmektedir. Yüce Allah, elçisine, uyulmasını emretmiş, sahâbîler de bu emir doğrultusunda yaşamaya gayret etmişlerdir. Bu yüzden İslâm inancına sahip her ferdin bu çizgide hareket etmesi kaçınılmazdır.
İşte bu çizgiyi yakalamak üzere İslâm'ın ilk asırlardan itibaren oluşmaya başlayan ilim dalları içerisinde "hadîs ilmi" önemli bir konuma sahiptir. Hadîslerin belli kitaplarda toplandığı hicrî üçüncü asrın sonuna kadar geçen zaman, hadîs ilmi için bir teşekkül süreci olmuştur. Bu sürecin ilk asrında hadîsler, büyük ölçüde şifahî olarak -ezberden- nakledilmiş, ardından tedvîn edilmiş, daha sonra da çeşitli özelliklerine göre ve pratiğe yönelik olarak kitaplarda tasnîf edilmiştir.
Başta sahabe olmak üzere tabiîn, etbâu't-tabiîn ve daha sonra gelen muhaddisler, hadîs ilminin ve literatürünün teşekkülü yolunda çeşitli faaliyetler göstermiş ve bu yola hayatlarını vakfetmişlerdir. Onların bu faaliyetleri arasında en fazla dikkat çekici olanı, derlenen hadîslerin belli bir kitapta toplanması (tasnîf) faaliyetidir. Özellikle hicrî ikinci asrın ortalarından itibaren belirmeye başlayan bu önemli faaliyetler neticesinde cüz, muvatta', müsned, mu'cem ve
musannef gibi, hadîslerin çeşitli kriterler esas alınarak tasnife tabi tutuldukları
kitaplar te'lif edilmiş ve bunlar kendilerinden sonra yazılan hadîs eserlerine kaynaklık etmişlerdir.
Hadîs Edebiyatı'nın, asırlar boyu en önemli kaynak eserleri olarak kabul gören ve "Kütüb-i Sitte" adıyla meşhur olan Buhârî, Müslim, Ebû Dâvûd, Tirmizî, Nesâî ve İbn Mâce'ye ait eserlerin, Nesâî hariç beşine, özellikle Müslim ve İbn Mâce'ye büyük ölçüde kaynaklık etmiş olan Ebû Bekr İbn Ebî Şeybe ismi baştan beri dikkatimizi çekmekteydi. İşte Kütüb-i Sitte'ye bu derece etki etmiş olan ancak arka planda kalan bu isim ve onun en önemli eseri "
Kitâbu'l-Musannef ini tanımak ve tanıtmak, diğer taraftan ilk yazılı kaynaklardan olması hasebiyle
hadîslerin sıhhatinin test edilebilmesine katkı sağlamak ümidiyle bu çalışmayı tercih ettik.
Çalışmamız giriş, iki bölüm ve ek kısmından oluşmaktadır. Girişte, Hadîs Edebiyatı'nın oluşumuna göz atmak üzere
Hadis Edebiyatı'nın tanımı, kapsamı ve geçirdiği safhaları, ilk
musannefler ve bunların genel özelliklerini özetlemeye çalıştık. Birinci bölümde, kaleme alınan herhangi bir eseri tanıma bakımından biyografik bilgilerin önemini dikkate alarak,
İbn Ebî Şeybe'nin yaşadığı çevre, hayatı, hocaları, talebeleri, eserleri ve ilmî kişiliği üzerinde durduk. İkinci bölümde ise, Kitâbu'l-
Musannef ini, rivayet tekniği açısından tertibi, özellikleri, sıhhat yönünden değeri, Hadîs Edebiyatı'ndaki yeri (etkileri), kaynakları ve bunları kullanış özellikleri vb. açılardan tanıtmayı hedefledik. Ek kısmında ise İbn Ebî Şeybe'nin
hadis aldığı hocaları ve bunların cerh-ta'dîl açısından durumlarının kısaca belirtildiği liste, İmâm Mâlik'ten gelen rivayetlerin tahkîk metni ile bu rivayetlere ait sened tabloları verilmiştir.
Çalışmamızda "Ebû Bekr İbn Ebî Şeybe"den bahsederken kısaca; "İbn Ebî Şeybe" dedik. Matbu nüshalarda "el-Kitâbu'l- Musannef fi'l-Ehâdîs ve'l-Âsâr" ismiyle anılan eserini ise el Musannef şeklinde verdik. Bu arada, çalışmamıza esas aldığımız Bombay baskısı dışında kullandığımız diğer baskılara işaret etmeyi de ihmal etmedik.
Çalışmamız esnasında bize hoşgörü ile yardımcı olan danışman hocam Yrd.Doç.Dr.Tevhit BAKAN'a, ilmî tecrübelerinden istifade ettiğim ve tezin müsveddelerini okuma lütfunda bulunan Prof.Dr. Abdullah AYDINLI 'ya, istişarelerinden yararlandığım Doç.Dr. İbrahim BAYRAKTAR 'a ve Yrd.Doç.Dr. Selçuk COŞKUN'a, sürekli olarak teşvîk ve desteklerini yanımda bulduğum Öğr.Gör. Caferi Sadık DOĞRU'ya ve çalışmanın bilgisayarla yazılması esnasında yardımlarını esirgemeyen Arş.Gör.Tevhit AYENGİN'e minnet ve şükranlarımı sunmayı görev addederim.
Nihat YATKIN
Aralık-1998
YAZARI İBN ŞEYBE HAKKINDA
Doğumu, Ölümü Ve Ailesi
Ebubekir Abdullah B. El-Kadı Muhammed B. el-Kadı Ebi Şeybe İbrahim B. Osman Huvasti el-Absi el-Kufi olup, doğumu ve ölümü Kufede gerçekleşmiştir. Hicri 159 yılında doğdu, Hcri 235 yılında ise öldü.
Hafız Zehebi, Siyer alamin nubela’sında (11/122) onu şöyle nitelemektedir: “Bayraklaşmış iman, hadis hafızların efendisi, Müsned, Musannef ve Tefsir kitablarının yazarı… Aile olarak bir ilim evine mensup olup onların en önde gelenidir. İlim denizlerinden engin bir deniz olup hafıza gücü konusunda örnek gösterilen mümtaz bir şahsiyettir.”
Yine Zehebi, Mizanu’l-i’tidal’inde (4549) onu savunan bir ifade ile “güvenirlik köprüsünü aşmış ve güvenirlikte son noktaya ulaşmıştır.”
Zehebi, onun ailesi hakkında “İlim evi” ifadesini kullanmıştır. Bununla o, birkaç kişiye işaret etmiştir ki bunların ilki yazarın babası, aynı zamanda kadı olan Muhammed, diğeri ise dedesi yine kadı olan Ebu Şeybe künyeli İbrahim’dir. Çocukları ve torunları bu dedenin künyesine “nisbet” edilmektedir.
Fakat ne var ki dedesi, hadisde “metluk” töhmetine maruz kalmıştır. Ayrıca “ilim evi” ibaresiyle yazarın kardeşi Osman’a da işaret etmiştir.
Osman b. Ebi Şeybe de, kardeşi olan yazarımız gibi eserler kaleme almış, hadisde iman ve hafız payelerini kazanmış bir kişi olmakla birlikte Tirmizi dışında Kutub-u Sitte’nin ravileri arasında yer almıştır.
Yazarın diğer kardeşi Kasım b. Ebi Şeybe olup Yahya b. Main dışındaki münekkid imamlar tarafından zayıf addedilmiştir. Diğer tarafta ibn Hibban, Sikat’ında onun hakkında “hatalı ve aykırı rivayetleri vardır” ibaresini kullanmıştır.
Ailesi içinde şöhret bulmamış başka hadis ravileri de mevcuttur.
Yazarımız, Kufe Mescid’inde yer alan bir sutuna dayanarak hadis rivayet edip fetvalar veren hadis kutuplarının yedincisidir. (Bakz. İbn Adi, Kamil 1/138). Bu kutuplar, sırasıyla İbn Mes’ud, Alkame, İbrahim en-Nehai, Mansur b. el-Mu’temir, Süfyan es-Sevri, Veki ve nihayet yazarımız Ebu Bekr b. Ebi Şeybe.
Bu arada “ilim evinden” arta kalan iki kişiyi, oğulları İbrahim ve Muhammed’e gelince; İbrahim’in künyesi Ebu Şeybe olup babası olan yazarımız Ebu Bekir ona “ali” tabakadan hadis dinleme fırsatı sunmuştur. Oğlu, babası olan yazarımızla birlikte Ebu Nuaym el-Fald b. Dukeyd ve Ubeydullan Musa el-Absi’den hadis dinlemiştir. İlim rihletlerinden bazıları da oğluna eşlik etmiştir ki bunlardan birisi de Hatib’in Tarih’inde (10/67-8) sözünü ettiği Bağdat hadis seyahatidir. Hatib, onun vefat tarihini Hicri 265 olarak vermektedir.
Ondan Ebu Hatim er-Razi ile Ebu Zur’a iki imamın rivayette bulunması ilim adamları nezdinde onu sahip olduğu makamı göstermeye yeterlidir sanırız.
Diğer oğlu Muhammed’e gelince onu biyografisine İbn Hacer’in Tehzibu’t-Tezhib’i ile Takribu’t-Tehzib’inde ve el-Kaşif’te rastlıyoruz. Ebu Davud bizzat ondan rivayet ettiği bir hadise Sünen’inde yer vermiştir.
HOCALARI ve ÖĞRENCİLERİ
Hocaları: Yahya el-Kettan, Veki, İbn Uyeyne, Ebu Davud et-Tayalisi, Abdurrahman b.Mehdi, Abdullah b. el-Mübarek ve Affan es- Saffar gibi hadis otoriteleridir.
Öğrencilerine gelince; Ahmed bin Hanbel, oğlu Abdullah, Buhari, Müslim, Ebu Davud, İbn Mace, Ebu Zur’a, Ebu Hatim, İbn Ebi Asım, İbrahim el –Harbi, Salih cezere, İbn Ebi’d –Dünya gibi hadis önderleri. Böylesi bir hadis otoritesi topluluğundan kendisinden hadis aldığı bir şahsiyetin konumu yazarın sahip olduğu makama yeterince ışık tutmaktadır.
Otoritelerin Onun Hakkındaki Övgüleri
Yazar , hadis otoriteleri tarafından önderlik, muazzam ezber gücü, bir konuda ilgili tüm rivayetleri sunma yetkisi ve kitabın yapısını en güzel bir dizaynda hazırlama kabiliyeti, onun hakkında yapılan övgü dolu değerlendirmelerin başlıklarıdır.
İbn Adı, Kamil kitabında (1/137), yazarı “hadis ravileri hakkında değerlendirmelerine güvenilen önderler” arasında saymış ve İbn Hiraş kanalıyla Ebu Zur’a er-Razi’den “Ebu Bekr b. Main ve en çok ezberinde hadis bulunan kimseyi görmedim” sözünü nakletmiştir.
İbn Ebi Hatim, el-Cerh vet-tadil’in Mukaddime’sinde (s.293, 319), yazardan 11 sene önce vefat etmiş olan Kasım b.Ebi Sellam’ın şu sözünü bildiriyor: “İlim, şu dört kişide son bulmuştur. En fakihleri olan Ahmed b.Hanbel, hadis ilmine en çok vakıf olan Ali b.el-Medini, en çok hadis yazanı Yahya b. Main ve en çok ezberinde hadis bulunanı Ebu Bekr b. Ebi Şeybe.”
Tarih Bağdad’da (10/70) benzer bir yaklaşımı Salih Cezere şu sözlerle ifade etmiştir. “Yetiştiklerim arasında hadisleri illetlerini en iyi bileni Ali b. el-Medini, hadis ravilerinin isimlerinde görülen hataları in iyi fark edeni Yahya b. Main, hadis müzakeresinde ezberinde en çok hadis olanı Ebu Bekir b. Ebi Şeybe’dir.”
Yine aynı kaynakta Kasım b. Sellam’ın şu sözü de yer almıştır: “Hadis otoriteleri dörttür: Bunlardan helalle haramı en iyi bileni Ahmed b. Hanbel, siyak ve eda olarak en güzelleri Ali b. el-Medini, kitap yazmada en mükemmeli İbn Ebi Şeybe, hadislerin sahihi en zayıfı konusunda en bilgilisi Yahya b. Main’dir.
Ramahurmuzi’nin el-Muhaddisu’l-fasıl kitabının son bölümünde (s.614) şu değerlendirme yer almıştır: “Kufe’de İbn Ebi Şeybe, babların çokluğu, konuların tertibi ve güzel telifi ile öne çıkmıştır.” Kuşkusuz Ramahurmuzi, bununla elimizdeki Musannef kitabını kasdetmiştir.
İBN EBÎ ŞEYBE'NİN ESERLERİ
Yazarımızın her biri hacimli birer koleksiyon niteliğinde üç eseri vardır: Tefsîr, Müsned ve Musannef.
Hatîb-i Bağdadî, yazarın biyografisini verirken başlangıçta: "Müsned, Ahkâm ve Tefsîr kaleme aldı; Bağdat'a gelip orada hadis rivayetinde bulundu" ifadesini yapmış ve Ahkâm ibaresiyle şüphesiz Musannef i kastetmiştir. Bu ifadeyi Siyer ve Tarîhu'l-îslâm'da Zehebî de kullanmıştır.
1. Tefsîr kitabı: İbn Hacer, el-Mu'cemu'l-Mufehres'te (no. 381), bunun bir parçasının Ebû Cafer el-Vekî’i an İbn Ebî Şeybe kanalıyla rivayet olunduğunu belirtmiştir.
Suyûti, İtkân'da (4/211-2), sahabe ve tâbiûn sözlerini de ihtiva eden İbn Uyeyne, Vekî', Şu'be, Abd b. Humeyd, Süneyd gibi yazarların tefsîr kitapları arasında yazarın Tefsîr'ini de zikretmiştir.
Diğer meşhur eseri ed-Dürrü'l-mensûr'un başlarında, yazarın söz konusu Tefsîr'inden Şa'bî'ye ait bir sözün alıntısına yer vermiştir. Dürr kitabının önsözünde eserde kullandığı kaynaklar hakkında bilgi verirken der ki:
"İbn Ebî Şeybe'nin Musannef, Müsned ve îmân kitapları vardır ki bu üçünü gördüm, Tefsîr'ini ise görmedim. Fakat İbnü'l-Münzîr'in Tefsîr'i içinde İbn Ebî Şeybe kanalıyla onu Tefsîr'inde ifadesini kullandığımda bunu İbnü'l-Münzir'in Tefsîr'inden almışımdır."
2. Müsned'i. Yazarın bu kitabından hadis otoriteleri doğrudan ve dolaylı rivayetlerde bulunmuşlardır. Doğrudan Müsned'den hadis nakleden
otoritelerden bazıları: İmam Ahmed, oğlu Abdullah, Buhârî, Müslîm, Ebû Dâvud, İbn Mâce, Ebû Ya'lâ, İbn Ebî Âsim. Bir ravi kanalıyla dolaylı olarak bu kitaptan rivayette bulunanlar: Taberânî, Dârekutnî Beyhakî... "Haddesenâ Ebû Bekr b. Ebî Şeybe" ya da" "haddesenâ Abdullah b. Muhammed" ifadeleriyle bir hadis sevkettikleri zaman bununla onun Müsned'inden alınan bir hadisi nakletmiş oluyorlar. Müsned'den zamanımıza ulaşabilmiş küçük bir bölümü yayınlanmıştır.
Musannef e gelince; tahric edenler ve hadis şerhedenler "İbn Ebî Şeybe rivayet etti" dediklerinde bununla Musannef kitabını kastederler.
Buna karşılık; İbn Ebî Şeybe'den isnâdlı bir rivayet aktarıldığında bunun kaynağı onun Müsned'idir . Birçok kitabında İbn Abdilber ile Muhallâ'da İbn Hazm, yazarın isnadlı olarak hadis naklettiklerinden ise Musannefi kasdetmektedirler. Zaten yaptıkları alıntılar selefin fıkhı konuludurlar.
Sebet, Meşyeha ve Esânîd kitaplarına bakıldığında İbn Ebî Şeybe'nin Müsned'inden "tahammül" edenlerin sayısı oldukça fazladır. Daha önce de belirttiğimiz gibi Müsned'in hadislerini doğrudan yazarından önde gelen hadis imamları olmak üzere pek çok hadis râvisi rivayette bulunmuştur. Buna karşılık Musannef kitabının bilinen tek ravisi Bakî b. Mahled'dir. Ondan rivayet eden iki ravi vardır. Bunlar Abdullah b. Yûnus ile Hasan b. Sa'd'dır.
İbn Ebî Şeybe'ye ait olarak isimleri zikredilen diğer kitaplara gelince bunların sayısı çoktur. Fakat bunlar, güçlü bir ihtimalle Musannef kitabının bölümleri olsa gerektir. Önce yaşamış olan bazı imam muhaddislerin Musannefin bazı bölümlerini müstakil olarak kopya ettikleri ya da ettirdiklerini ve zamanla bunların devam eden çağlarda kopyaları sürdürülmek suretiyle çoğaltıldıklarını ve münferid eserler olarak muamele gördüklerini sanıyoruz.
Bunu güçlendiren bazı hususlar mevcuttur. Bir tanesi; İbn Hacer, el-Mu'cemu'l- müfehres'inde ( no. 42 ) der ki: "Musannef-i Ebî Bekr b. Ebî Şeybe. Bize bunu, Ebû Ali el- Fâdılî... Bakî b. Mahled'den, o da Ebû Bekr b. Ebî Şeybe'den bu kitabı bildirdi. Ayrıca bize bu kitabın muhtelif bölümleri ayrı ayrı olarak ta ulaştı. Yeri geldiğinde bunlardan bazılarını zikredeceğiz.
Daha sonra Mu'cem'inin ileriki bölümlerinde K. el-îmân (no. 49) K. Sevâbu'l-Kur'ân (no. 382), K. el-Evâil (no. 422), K. Cuz' fîhi't-târîh (no. 656) ismini verdiği kitaplar aslında Musannefin parçalarıdır.
İbnü'n-Nedîm'e gelince el-Fihrist'inde (s. 285) İbn Ebî Şeybe'ye ait 8 kitap adı vermektedir. es-Sünen fi'1-fıkh, et-Tefsîr, et-Tarîh, el-Fiten, Sıffîn, el-Cemel, el-Futûh, el-Müsned. es-Sünen fi'1-fıkh'ın Musannef olduğunda kuşku yoktur. Çünkü K.et-Tarîh'ten K. el-Futûh'a kadar olan beş kitaba gelince şüphesiz bunlar da Musannefin bölümleridir. Çünkü K. el-Futûh, Musannef te K. el-Bu'ûs ves-serâyâ başlığı ile geçmektedir.
İbn Hacer, Fethu'l-Bâri'de (9/411, no. 5284), İbn Ebî Şeybe'nin Evâil kitabına dayandırarak bir rivayet aktarır. Ancak söz konusu olan bu rivayet, Musannefin "Evâil" bölümünde yoktur. Fakat böyle birkaç rivayetin zâid olması onun da Müsned gibi müstakil bir kitap olmasını icap ettirmez.
İbn Hacer'in İsâbe'sinde Selmân-ı Fârisi'nin azadlı kölesi Süveyd'in biyografisinde "İbn Ebî Şeyhe, Evâil'de Ebu'l-Âliye tarikiyle rivayet ediyor" ibaresi ile yer alan hadis, Musannefin Akîka, Siyer ve Evâil bölümlerinde de (24893, 34008, 36480 ) geçmektedir.
Münferid bazı kitapların Musannefin bölümleri olduğunu söylemiştik. Fakat bazen de Musannef teki iman bölümlerindeki bir çok hadis, münferid kitaplarda yer almayabilir. Örneğin Musannef 'teki iman bölümünün ilk üç merfû hadisi, bunları izleyen Hz. Ömer ve Huzeyfe'ye ait sözler, münferid İman kitabında olmayan "zâid" rivayetlerdir. Buna karşılık münferid İman kitabında yazarın bir değerlendirmesi, Musannefte yoktur. Bu durum yazarın Fadâilu'l-Kur'ân ve Kitâbu'l-edeb isimli münferid rivayet olunmuş kitapları için de söz konusudur.
Fadâilu'l-Kur'ân'a gelince bu kitaba işaretle Suyûtî, el-İtkân'da ( 4/102 ) "Fadâilu'l-Kur'ân başlığı ile Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Nesaî ... kitap kaleme aldılar" ifadesini kullanmıştır. Nesaîye atfettiği Fadâliu'l-Kur'ân'ın onun es-Sünenu'l-kübrâ'sından bir bölüm olduğu bilinen bir durumdur. İbn Hacer'in de ifade ettiği gibi İbn Ebî Şeybe'ye atfedilen kitap ta aslında Musannefin bir bölümüdür.
Nitekim Zerkeşî'nin el-Burhân'da (1/189) söylediği "İbn Ebî Şeybe, Musannefinin K. Fadâil el-Kur'ân'ında zikretti" sözü Musannefin bir bölümü olduğunu açıkta ifade etmektedir.
K. el-Edeb'e gelince zamanımıza ulaşan tek münferid elyazması nüshası iki cüz halinde Şam'daki eski Zahiriye, yeni Esed kütûphanesindedir. Kitabı neşre hazırlamış olan Şeyh Nâsirüddîn el-Elbânî, mukaddimesinde "Üzerindeki semâ kayıtlarına göre eserin tamamının üç cüz olması gerekir" değerlendirmesi yapmıştır. Fakat neşredilen bu kitapçık ile Musannefin edeb bölümü kitabı ile karşılaştırıldığında şaşırtıcı bir sonuç çıkmaktadır. Şöyle ki Musannefin edeb bölümü 241 bâb ve 1448 hadisten oluşmaktadır. Buna karşılık münferid basılan nüsha, başındaki noksanlık dışında 90 bâbta 421 hadis ihtiva etmektedir. İkisi arasındaki fark oldukça büyüktür. Elbânî, bu duruma işaret etmek bir yana, mukaddimesinde pek çok hadisin Musannefte bulunmadığını söylemiştir. Halbuki 150'den fazla babı ile bin küsur hadis fazladan Musannefte yeralmaktadır. Fakat her ne var ki Elbânî'nin belirttiği şekliyle münferid edeb kitabında yer alan 21 hadisin Musannef 'de geçmemesinin bir izahı şimdiye dek yapılamamıştır.
3. Musannef: Genel olarak selef-i sâlihînin fıkhı, özel olarak ta Küfe ulemâsının fıkhı konusunda, tüm kavil ve görüşler sahibine ulaşan ravi zincirleri ile verilmek üzere, şimdiye dek basılmış ve basılmamış hadis kitapları arasında en kapsamlısıdır. Yüzyıllardan beri kayıp olan Bakî b. Mahled'in kitabı müstesna. Aynı zamanda elimizdeki kitabın ravisi de olan Bakî'nin, kendi hazırladığı Musannefinde Abdürrezzâk, İbn Ebî Şeybe ve Saîd b. Mansûr'un aynı adlı kitaplarının tümünden bile daha hacimli bir Musannef telif ettiği söylenmektedir. Bakî hakkında malumat verecek olursak, Ebû Abdirrahman Bakî b. Mahled el Kurtubi (H. 201-276 ) olup Mâlik'in bazı öğrencilerinden ilim alması yanında Buhârî'nin şeyhlerinden rivayet hususunda ona ortaklık etmiştir. İslam coğrafyasının doğusuna ilim yolculuklarından elde ettiği hadis ve fıkıh hazinesini anavatanı olan Endülüs'e taşıyarak burasını hadis ve sünnet yurduna dönüştürmüştür. Hatta kendisi hakkında şu sözü sarfetmiştir: "Endülüs'te öyle bir fidan diktim ki, ancak Deccâl'in çıkması ile yerinden sökülür."
Ebû Bekr b. Ebî Şeybe'den hadis ahzeden kimselerin başında Bakî gelmektedir. Elimizdeki muazzam hadis koleksiyonu olan Musannef i yazarından dinleyip kaydettikten sonra Endülüs'e getirdiğinde bazı kimselerin baskılarına maruz kalmıştır. Haber, Sultan Muhammed b. Abdirrahman b. el-Hakem el-Umevî'ye ulaşınca huzuruna çağırtmış; o da bunun üzerine Musannef i yanında götürmüştür. Sultan, kitabı sayfa sayfa incelediğinde mükemmelliği ve azameti karşısında hayrete düşerek özel kütüphanesinin sorumlusuna: "Bu kitaptan kütüphanemiz müstağni olamaz. Bizim için bir kopyasını temin et" talimatını verdikten sonra Bakî b. Mahled'e dönerek: "İlmini yay ve sahip olduğun ilimden rivayette bulun" demiştir. Bu olaydan sonra Bakî'nin Endülüs'teki konumu değişmiştir.
Diğer taraftan Bakî'ye karşı entrika çevirenlerden birisinin fakih Asbağ b. Halîl el-Kurtubî'nin olması şaşırtıcı bir durumdur.
Bakî'nin de, şeyhi İbn Ebî Şeybe gibi üç büyük şaheseri vardır: Müsned, Musannef ve Tefsir. Bu üç kitabın ismini verdikten sonra İbn Hazm, Bakî hakkında övgü dolu sözler sarf ederek der ki: "Bakî'nin Müsned'inde 1300 kadar sahabinin rivayetleri yer almış olup; her sahabinin hadislerini verirken her bölümü kendi içinde fıkıh konularına göre tertip ederek arz etmiştir. İbn Hacer'in Feth'de (7/419) ifade ettiği gibi bu tarz bir müsned sunumuna daha sonraları Ebu'l-Abbâs es-Serrâc'ın Müsned'inde de rastlanmıştır.
Bakî'ye atfedilen Musannef ise aynen yazarımızın kaleme aldığı elinizdeki kitap gibi sahabe ve tâbiun fetvalarını içeren dev bir eser olup hacim olarak, Abdurrezzak, İbn Ebî Şeybe ve Sünen olarak ta adlandırılan Said b. Mansûr'un Musanneflerinden daha büyük imiş. Tefsîr'ine gelince İslam dünyasında İbn Cerîr et-Taberîde dahil olmak üzere kimse tarafından benzeri kaleme alınmamış bir hacme sahipmiş.
Fakat ne var ki bu imamın sayılan şaheserlerinden günümüze hiçbiri ulaşamamıştır. Sadece içinde 18 sahabi tarafından rivayet olunmuş 43 hadisten oluşan Havz ve Kevser hadislerine dair cüz zamanımıza gelebilmiş; bu da Medine'de Mektebetu'l-ulûm vel-hikem tarafından neşredilmiştir.
Kendi döneminde yaşayan ve özellikle hemşerisi olan pek çok âlim, Bakî'den hadis dinlemişlerdir. Abdullah b. Yûnus el-Murâdî el-Kabri ile Hasan b. Sa'd el-Kutâmî de bu âlimler topluluğunun üyeleridir. Abdullah b. Yûnus (H. 253-330), Kurtuba'ya bağlı Kabre köyündendir. Daha sonraları Kurtuba'ya gelip yerleşmiştir. Bakî'nin ilim meclislerine devam edermiş. Çeşitli biyografi kitaplarında Bakî'nin talebeleri arasında sayılmıştır.
Kutâmî'ye gelince İmam Zehebî onu; "İmam allâme hafız Ebû Ali el-Hasan b. Sa'd el- Kutâmî el-Kurtubî, Kurtuba âlimi, H. 248-332" ibareleriyle zikretmektedir.
Kutâme, bir Berberi kabilesidir. Ebu'l-Hasan b. el-Kattân da aynı kabiledendir. Bakî'den çok hadis dinledikten sonra Hicaz, Mısır ve Yemen'e rihlet etmiştir. Bakî'nin zamanımıza ulaşmamış olan Müsned'inin ravisi de odur.
Musannef kitabını yayına hazırlayan muhakkik Muhammed Avvâme, kullanmış olduğu Musannef nüshalarını tüm detaylarıyla okuyucuya sunmuştur. Fakat biz burada bu bilgileri kısaltarak veriyoruz.
Pek çok nüshasından bir tanesini seçip te "asıl" nüsha olarak kabul etmek yerine tüm nüshalardan tabii olarak oluşan metni verip, noksanlık ve ziyade ile nüsha farklılıklarına dipnotlarda dikkat çekmiştir.
Elinizdeki kitabın neşrinde kullanılan el yazmaları:
1.Muhammed Âbid es-Sindî nüshası. Medine Mahmudiye Kütüphanesi orjinli olup Türkiye kütüphanelerinde mevcuttur. İki tam büyük ciltten ibaret olupistinsah tarihi 1229 H.'dir.
2.Muhammed Murtezâ ez-Zebîdî nüshası. Tunus'taki bir kütüphanedemevcut olup tamamı 7 cilt olmasına rağmen ikinci cildi noksandır. Kopya tarihi740 H.'li yılları göstermektedir.
3. Pakistan nüshası olup 10 cilttir. Aşağı yukarı bir asır önce kopya edilmiştir.
4. İstanbul Murad Molla Kütüphanesi (no: 594, 599) nüshası. Tamamı 8 cilt olmasına rağmen birinci cildi eksiktir. Kopya tarihi 1094'ü göstermektedir.
5. Topkapı Sarayı III Ahmet Kütüphanesi (no. 498) nüshası. Dört cildi mevcuttur.
6. Bayezit Devlet Kütüphanesi nüshası. 437 sayfalık büyük ebatlı tek bir ciltten ibaret olup elimizdeki kitabın numaralarına göre 16696-29730 arasındaki bölümünü içermektedir.
7. Eşref Barsbay (766-841) nüshası. Tek orta boy cilt olup 713 H. tarihlidir. Elimizdeki kitabın 37694 nolu hadisinden kitabın sonuna deke tekabül etmektedir.
8. Nurosmaniye nüshası. Kayıtlarda hatâen "Müsned" adıyla geçmekte ve 1215 numarada kayıtlı olup 6 ciltten ibarettir. Bazı eksikleri vardır.
9. Hindistan Haydarabad'daki Saidiye kütüphanesi nüshası olup 4. ve 5. ciltleri mevcuttur.
10. Eski adıyla Zahiriye, günümüzdeki adıyla Esed Kütüphanesi nüshası. 8 ciltten oluşmuştur. Yaklaşık istinsah tarihi 760 hicrileri göstermektedir.
11. Köprülü Kütüphanesi (no. 433, 441, 442, 443, 444) nüshası. 5 ciltten oluşmaktadır. 648 H. istinsah tarihi verilmiştir. Bu durumda Musannef in en eski nüshası olma hüviyetine sahiptir.
Musannef'in Daha Önce Yapılan Neşirleri
Kitabımız, daha önce birkaç kez muhtelif İslam coğrafyasında basılmıştır. Bunlardan bazıları:
1. Kemal Yûsuf el-Hût'un hazırlığı ile, Beyrut, Dâru't-Tâc 1989, 7 cilt.
2. Abdulhâlik el-Efğanî hazırlığı ile, 1970, Haydarabad Matbaatu Ulûmi'ş-Şarkiyye, 4 cilt.
3. Muhammed Abdusselâm Şâhîn hazırlığı ile, Beyrut, Dâru'l- Kutubi'l-İlmiyye 1995, 9 cilt.
Musannef'te İsimleri Kısa Olarak Geçen, Fetva ve Sözlerine Yer Verilen Önemli Şahsiyetler
ATÂ': Atâ' b. Ebî Rabâh Ebû Muhammed el-Mekkî, (öl. 114 H.) İbn Abbâs başta olmak üzere İbn Ömer, İbn Amr, Câbir, Ebû Hureyre ve Âişe gibi pek çok sahabiden rivayetle birlikte ondan oğlu Ya'kûb, Ebû İshâk es-Sebeî, Eyyûb, Hakem b. Uteybe, Evzaî, İbn Cüreyc gibi pek çokları hadis rivayet etmişlerdir. Kendi zamanında Mekke'nin müftüsü idi. Zenci, tek gözü kör, yassı burunlu, çolak, topal ve ömrünün sonlarında kör idi. İbn Abbâs, ona övgülerde bulunmuştur.
EBÛ CAFER: Muhammed b. Ali b. el-Hüseyn b. Ali b. Ebî Tâlib Ebû Cafer el-Bâkır el-Hâşimî (56-114 H.) Babasından, dedesi Hüseyn b. Ali'den, İbn Abbâs, İbn Ömer, Ebû Hureyre, ve Saîd b. el-Müseyyeb gibilerinden rivayette bulunmakla birlikte ondan oğlu Câfer-i Sâdık, Zührî, İbn Cüreyc, Evzaî gibi pek çokları rivayette bulunmuştur. Otoritelerce övülmüş bir şahsiyettir.
EBÛ SELEME: Ebû Seleme b. Abdirrahman b. Avf ez-Zührî el-Medenî (öl.94 H.) Babası sahabi olan Abdurrahman b. Avf'tan, Hz. Osman, Âişe, Ebû Hureyre gibi pek çok sahabiden hadis rivayeti olmakla birlikte ondan A'rec, Urve, Zührî, Ebû Hazım gibi pek çokları rivayet etmişlerdir. Çok hadis rivayetiyle ünlenen Ebû Seleme hakkında hadis otoritelerinin övgüleri vardır.
EBÛ VÂİL: Şakîk b. Seleme el-Esedî el-Kûfî (öl. 82 H.) Hz. Ebu Bekr, Ömer, Osman, Ali, Muâz, Ebu Hureyre gibi pek çok sahabiden rivayeti bulunmakla birlikte ondan A'meş, Mansûr, Sevrî ve Hammâd gibi hadis otoriteleri rivayet ettiler. Abdullah b. Mes'ûd'un hadislerini Kûfe'de en iyi bilen kişiydi.
ESVED: el-Esved b. Yezîd b. Kays Ebû Amr en-Nehaî (öl. H.74) Hz Ebû Bekr, Ömer, Ali, İbn Mes'ûd ve Âişe gibi sahabilerden hadis rivayet etmesine karşılık ondan oğlu Abdurrahman, yeğeni İbrâhîm-i Nehaî, Ebû İshâk es-Sebeî gibi pek çokları rivayette bulunmuşlardır.
EYYÛB: Eyyûb b. Ebî Temîme Keysân Ebû Bekr es-Sahtiyânî, el-Basrî (66-125 H.) Humeyd b. Hilâl, Ebû Kılâbe, Kasım b. Muhammed, Atâ, İkrime gibi pek çoklarından rivayet etmekle birlikte ondan Hammâd b. Zeyd, Hammâd b. Seleme, Sevrî, Süfyân b. Uyeyne ve Şu'be gibi pek çokları rivayet etmişlerdir. Basra'da hadis ve fıkıhta kendi zamanında bir önderdi.
HAKEM: el-Hakem b. Uteybe el-Kindî el-Kûfî (öl. 113 H.). Atâ, Tavus, Kadı Şureyh, Mücâhid, Saîd b. Cübeyr gibilerinden rivayet etmekle beraber ondan Mansûr, Ebû İshâk ve Katâde gibi raviler rivayette bulunmuşlardır. İbrâhîm-i Nehaî'den sonra Kûfe'nin başvurulan âlimi idi.
HAMMÂD: Hammâd b. Ebî Süleyman Müslim Ebû İsmaîl el-Kûfî el-Fakîh (öl. 120 H.) Başta İbrâhîm-i Nehaî'den olmak üzere Hasan-ı Basrî, İkrime ve Ebû Vâil'den rivayette bulunmakla birlikte ondan Sevrî, Şu'be, Ebû Hanîfe, Mis'argibi hadis önderleri rivayet ettiler. Musannef türü kitaplarda el-Hakem b. Uteybe ile birlikte pek çok fetvasına yer verilmiştir.
HASAN: el-Hasan b. Ebi'l-Hasan Yesâr Ebû Sâid el-Basrî (öl. 110 H.) Ubey b. Ka'b, Sevbân, İmrân b. Husayn, Enes ve Câbir gibi pek çok sahabelerden hadis rivayet etmekle birlikte ondan Humeyd el-Tavîl, Katâde, Eyyûb, Ebu'l-Eşheb, Avf el-A'râbî gibi pek çokları rivayette bulunmuştur. Enes b. Mâlik'in "Hasan'a hadis sorun; biz unuttuk, ama o aklında tutmuştur" sözleriyle övdüğü Hasan-ı Basrî, Basra'nın gözbebeği idi.
İBN AVN: Abdullah b. Avn b. Artabân el-Basrî (66-152 H.) İbn Şîrîn, İbrâhîm Nehaî, Hasan-ı Basrî, Şa'bî ve Kasım b. Muh. gibi otoritelerden rivayette bulunmakla birlikte ondan Sevrî, Şu'be, Yahya el-Kattân, İbnü'l-Mübârek gibi mümtaz şahsiyetler rivayet etmişlerdir. Hadis otoritelerinin övgüsüne mazhar olmuştur.
İBRAHİM: İbrâhîm b. Yezîd b. Kays en-Nehaî Ebû İmrân el-Kûfî (H. 50-96)
Dayısı Esved b. Yezîd, Alkame, Kadı Şurayh'ın da aralarında bulunduğu pek çok kimseden hadis rivayeti olmasına karşılık ondan Hammâd b. Süleyman, A'meş, Mansûr ve Abdullah b. Avn gibi pek çokları rivayette bulunmuşlardır. Kendi zamanında Küfe müftüsü olarak biliniyordu.
İKRİME: İkrime el-Berberî Ebû Abdillah el-Medenî. (öl. 107 H.) Husayn b. Ebi'l-Hurr el-Anberî'nin Berberi asıllı kölesi iken Hz. Ali'nin döneminde Basra valisi olan İbn Abbâs'a hibe edilmiş, sonra da azad edilmiştir. İbn Abbâs başta olmak üzere Hz. Ali, Hasan b. Ali, İbn Ömer ve Âişe gibi sahabilerden rivayet etmesine karşılık ondan İbrâhîm-i Nehaî, Şa'bî, Katâde, Eyyûb ve Hakem b. Uteybe gibi pek çokları rivayette bulunmuştur. İbn Abbâs'ın emriyle fetva vermiştir ki, onun baş talebelerindendir. Kur'ân tefsirinde bir otorite idi.
KASIM: el-Kâsım b. Muh. b. Ebî Bekr (öl. 106 H.) Babasından, halası Hz. Âişe'den, İbn Abbâs, İbn Ömer gibi "Abâdile"den rivayette bulunmakla birlikte ondan başta oğlu Abdurrahman olmak üzere Şa'bî, Salim b. Abdillah b. Ömer, Zührî, Eyyûb, İbn Avn rivayette bulunmuştur.
MANSÛR: Mansûr b. el-Mu'temir b. Abdillah Ebû Attâb el-Kûfî (öl. 132 H.). Ebû Vâil, İbrâhim-i Nehaî, Hasan-ı Basrî, Ebu'd-Duhâ gibi pek çoklarından rivayet etmekle birlikte ondan Sevrî, Şu'be, Mis'ar, Zaide b. Kudâme, Cerîr b. Abdilhamîd gibi pek çok hadis otoriteleri rivayette bulunmuştur. Övgülere mazhar olmuş bir hadis otoritesidir.
MESRÛK: Mesrûk b. el-Ecda' b. Mâlik el-Hemdânî el-Kûfî el-Fakîh el-Âbid (öl. 63 H.). Hz. Ebû Bekr, Ömer, Osman, İbn Mes'ûd, Zeyd b. Sabit gibi kalabalık bir sahabe topluluğundan rivayet etmekle birlikte ondan Şa'bî, İbrâhîm-i Nehaî, Ebû İshâk ve Mekhûl gibi pek çokları rivayette bulunmuşlardır. İbn Mes'ûd'un önde gelen talebelerindendir. Fıkıh fetvalarında başvurulan bir kaynaktı. Genç yaşta vefat etmiştir.
MUHAMMED: Muhammed b. Şîrîn Ebû Bekr el-Basrî(öl.ııo H.) Enes, Zeyd b. Sabit, Semure, İbn Abbâs, İbn Ömer ve Âişe gibi pek çok sahabiden hadis rivayet etmekle birlikte ondan İbn Avn, Yûnus b. Ubeyd, Eyyûb, Eş'as b. Abdilmelik, Habîb b. eş-Şehîd ve Katâde gibi pek çok hadis ravisi rivayette bulunmuştur. Hadis ve fıkıhtaki otoriterliği yanında rüya tabiri ile de ünlenmiştir.
MÜCÂHİD: Mücahid b. Cebr Ebu'l-Haccâc el-Mekkî (öl. 103 H.) Hz. Ali, Sa'd b. Ebî Vakkâs, İbn Abbâs, İbn Ömer, Ebû Saîd, Âişe, Câbir gibi pek çok sahabinin yanısıra ondan Eyyûb es-Sahtiyânî, Atâ, İkrime, İbn Avn, Katâde, Hakem b. Uteybe gibi pek çokları rivayette bulunmuşlardır. Tefsirde bir otorite idi.
NÂFİ: Abdullah b. Ömer'in azatlısı, Ebû Abdillah el-Medenî (öl. 120 H.) İbn Ömer, Ebû Hureyre, Ebû Saîd, Âişe gibi sahabiler yanında Salim b. Abdillah, Kasım, Safiyye binti Ebî Ubeyd gibi tâbiûndan zevattan rivayet etmekle birlikte ondan oğlu Abdullah, Abdullah b. Dînâr, Zührî, Eyyûb gibi pek çokları rivayette bulundular. Abdullah b. Ömer'deki hadis ve fıkıh birikiminin çoğunu ileriki nesillere aktarmış olan mümtaz bir şahsiyettir. Abdullah b. Ömer'in onun hakkında söylediği: "Yüce Allah, Nâfi'yi bize bahşetmekle büyük bir lütufta bulundu" sözü onu anlatmaya yeterli olur.
SAÎD (B. CÜBEYR): Saîd b. Cübeyr b. Hişâm el-Esedî el-Kûfî (Öİ.95 H.). Başta İbn Abbâs olmak üzere İbn Ömer, İbnü'z-Zübeyr, Ebû Saîd, Enes gibi pek çok sahabiden rivayetine karşılık ondan oğulları Abdullah ve Abdülmelik, Ebû İshâk es-Sebeî, Eyyûb es-Sahtiyânî, Cafer b. Ebi'l-Muğîre, Hakem b. Uteybe, Atâ b. es-Sâib, Mansûr b. el-Mu'temir gibi pek çokları rivayette bulundular. İbn Abbâs'm övgüsüne mazhar olmuş; ancak Haccâc-ı Zâlim tarafından idam edilmiştir.
SAÎD (B. el-MÜSEYYEB): Saîd b. el-Müseyyeb b. Hazn el-Kuraşî el-Mahzûmî. (öl. 93 H.) Hz. Ömer, Osman, Ali, Sa'd, İbn Abbâs, İbn Ömer gibi pek çok sahabeden rivayet etmekle birlikte ondan oğlu Muhammed, Salim b. Abdillah b. Ömer, Zührî, Katâde, Dâvud b. Ebî Hind gibi pek çokları rivayette bulunmuşlardır. Hadis ve hadis fıkhında bir otorite idi. "Tabiûnun en üstün kişisi Saîd b. el-Müseyyeb'dir" şeklindeki İmam Ahmed'in sözü, hakkındaki övgülerden sadece birisidir.
SALİM: Salim b. Abdillah b. Ömer b. el-Hattâb Ebû Ömer el-Adevî el-Medenî el-Fakîh. Hz. Ömer'in torunu (öl. 106 H.). Babası Abdullah b. Ömer, Ebû Eyyûb ve Ebû Hureye gibi sahabilerden rivayet etmekle birlikte ondan Zührî, Hanzale b. e. Süfyân. Musa b. Ukbe gibi pek çokları rivayette bulunmuşlardır. Takva sahibi fakih bir zât olmakla birlikte hadis otoriterinin övgülerine mazhar olmuştur.
ŞA'BÎ: Âmir b. Şerâhîl el-Kûfî (öl. 103-10? H.) Hz Ali, Zeyd b. Sabit, Ebû Hureyre gibi pek çok sahabiden rivayet etmekle birlikte ondan Ebû İshâk es-Sebeî, Sevrî, Mansûr, Simâk, İbn Avn ve Katâde gibi pek çokları rivayette bulunmuştur. Kendi ifadesiyle 500 sahabiye yetişmiştir. İbn Abbâs kendi zamanında hangi konumda ise Şa'bîde kendi döneminde aynı konumdaydı.
URVE (HİŞÂM, BABASINDAN) Urve b. ez-Zübeyr b. el-Avvâm Ebû Abdillah el-Medenî (öl. 92 H.). Babası Zübeyr, ağabeyi Abdullah b. ez-Zübeyr, annesi Hz. Ebû Bekr'in kızı Esma, teyzesi Hz. Âişe ile birlikte Hz. Ali, İbn Abbas, İbn Ömer gibi pek çok sahabiden rivayet etmesine karşılık ondan oğulları Hişâm, Muhammed, Osman ve Abdullah'ın yanı sıra Ebû Seleme b. Abdirrahman, Zührî, Atâ gibi pek çokları rivayette bulunmuştur. Hadis ilminde kilit rolü yüklenen pek önemli şahsiyetlerden birisidir.
ZÜHRÎ: Muhammed b. Müslim b. Şihâb ez-Zührî (51-104 H.) İbn Ömer, Abdullah b. Cafer, Misver b. Mahrame, Enes gibi sahabeden, Ebû Seleme, Saîd b. el-Müseyyeb ve Urve gibi tâbiundan pek çoklarından rivayetleri bulunmakla birlikte ondan İbn Cüreyc, Evzaî, Mâlik, Ma'mer ve Yûnus b. Yezîd gibi pek çokları rivayet etmişlerdir. Geniş hadis bilgisi yanında tarih ve fıkıh konularında da malumat sahibi idi. Hadis otoritelerince övülmüştür. ( Musannef hadis kitap, el musannef kitabı fiyatı, musannef hadis külliyatı kitabı, musannef ibn ebi şeybe, musannef tercümesi, musannef fiyat, ocak yayıncılık musannef, ibn ebi şeybe, nedir, 16 cilt, takım, türkçe açıklama )
Ocak Yayıncılık, İbn Ebi Şeybe nin yazdığı, 16 cilt Musannef adlı hadis kitap seti ni incele diniz.