Kitap Nezaket ve Zarafet için Mahremiyet Eğitimi
Yazar Adem Güneş
Yayınevi Timaş Yayınları
Kağıt Cilt 2.Hamur - Karton kapak cilt
Sayfa Ebat 192 sayfa - 15.5x21.5 cm
Timaş Yayınları, Pedagog Adem Güneş Nezaket ve Zarafet için Mahremiyet Eğitimi adlı kitabı incelemektesiniz.
Adem Güneş Nezaket ve Zarafet için Mahremiyet Eğitimikitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
Birçok anne-baba çocuklarını kötü niyetli kişilerden korumak için “tanımadığın biri sana şeker verirse oradan kaç” gibi tavsiyelerde bulunur. Bir kısım anne-baba da çocuklarının iyiliği için üzerlerinde baskı kurup korkutmak, onları tehdit edip sindirmek zorunda olduklarına inanır.
Çocuğu korkutarak ve ürküterek mahremiyet bilinci kazandırmaya çalışmak, onu sosyal yaşamda korunaksız kılar. Böylesi çocuklar hayata karşı güvensiz, başkalarına karşı şüpheci, dost ve arkadaş edinmede yeteneksizdirler…
Halbuki Mahremiyet Eğitimi bir nezaket eğitimidir… Bu sayede çocuk kendini saygın hisseder, olumsuz bir tavır karşısında güçlü bir duruşla kendini koruyabilir.
Pedagog Dr. Adem Güneş bu kitabında, bir yandan çocuklara “zarafet ve nezaket” kazandıran, diğer yandan kendilerini kötü niyetli kişilerden koruyacak güce eriştiren Mahremiyet Eğitimi’nden bahsediyor. Her anne-babanın ve öğretmenin bilmesi gereken temel prensipleri adım adım okuyucusuyla paylaşıyor.
“Kitabın en güzel yanı, örnek olaylarla net öneriler sunması. Çocuğu olan veya çocuk bekleyen anne-babalar mutlaka okumalı.” (S. Erdoğan, 27)
“Çocuk eğitimi üzerine kesinlikle okunması gereken bir kitap. Okurken hem çocuğumu hem kendimi daha iyi tanıdım, çocuk ebeveyn ilişkisinin nasıl olması gerektiğini kavradım.” (D. Yaprak, 32)
“Anne - babaların en çok zorlanacağı konulardan biri üzerine tam bir başucu kitabı. Alın okuyun ve etrafınızdaki ailelere hediye edin.” (R. Durmaz, 43)
Timaş Yayınlarından Çıkan “Mahremiyet Eğitimi” kitabında Adem Güneş, birçok eğitimcinin ve ailenin kafasını meşgul eden bu soruya doyurucu cevaplar veriyor ve takip edilmesi gereken bir yol haritası çiziyor. Adem Güneş’e göre aileler, ilerde karşılaşabilecekleri art niyetli yetişkinlerden kendilerini koruyabilmeleri için çocuklarına küçük yaşlardan itibaren mahremiyet bilinci kazandırmaları gerekir.
Güneş’e göre çocuklara mahremiyet bilincini kazandırmanın yolu kendilik bilincini güçlendirmek ve öz saygısının gelişmesine yardım etmekle başlar. Bu sebeple mahremiyet eğitimi bir nezaket eğitimidir. Tam aksi yöndeki davranışlar, yani korkutmak, ürkütmek veya utandırmak işe yaramadığı gibi çocukları art niyetli yetişkinler karşında daha da korumasız hale sokar.
Kitap mahremiyet eğitiminin ayrıntılarına geçmeden önce modern eğitimdeki başat bir kabule ciddi eleştiriler getiriyor: “Bir kısım eğitimciler, çocuklara okullarda topluca pratik cinsel eğitim verilirse, onların kendilerini muhtemel bir tacizden koruyabileceklerini düşünüyor. Hâlbuki uygulamalara bakıldığında, “topluca” verilen cinsel eğitim sonrasında çocukların cinsel konulara daha fazla merak duydukları, kendi aralarında cinsel içerikli iletişimleri başlattıkları, internet sitelerinde sıklıkla cinsel içerikli aramalar yaptıkları gözlemlenmektedir. Ayrıca çocukların tacize en çok maruz kaldıkları dönemin 7 yaş öncesi olduğu da düşünülürse, “salt” cinsel eğitimin onları tacizden koruyacağı düşüncesi yetersiz kalır.”
Kitaba göre cinsel eğitimin bireysel farklılıklar gözetilmeden sınıfta topluca yapılması en sakıncalı yönlerinden biri. Topluca verilen cinsel eğitimin diğer bir olumsuz yanı da çocuklardaki utanma duygusunu zedelemesidir. Cinsellikle ilgili bilgileri aktararak çocukların bilinçlendirilemeyeceğini vurgulayan yazar, aile ve eğitimcilerin cinsel eğitim yerine mahremiyet eğitimini önemsemeleri gerektiğini söylüyor. Ve cinsel eğitim ile mahremiyet eğitimi arasındaki farkları şu şekilde sıralıyor:
1. Cinsel eğitim, bir grup çocuğa topluca verilir. Bu durumun (yukarıda da izah edildiği gibi) çocuklarda duygusal karmaşaya yol açma riski vardır. Hâlbuki “mahremiyet
eğitimi” kişiye özeldir. Her çocuk ayrı ayrı eğitilir. Çocuğu eğitecek olan şahıs ise öncelikli olarak çocuğun birinci derecede yakınlarından biridir.
2. Cinsel Eğitim’in kısıtlı bir zaman diliminde ve en fazla birkaç oturumda tamamlanması planlanır. Günlerce sürmez… Hâlbuki, Mahremiyet Eğitimi, 3-4 yaşından itibaren başlar, ince ince dokunarak ve parçalar birleştirilerek yıllar süren bir eğitime dönüşür. Bütünü oluşturan parçaların her biri belki cinsellik içermez, ancak parçalar birleştikçe aynı zamanda çocukta bir cinsel kimlik de oluşur.
3. Cinsel Eğitim, çocuğun “kendini başkalarından koruması” ve olası “cinsel problemlerin önlenmesi” amacına yöneliktir. Cinsel Eğitim’de cinselliğin bir tabu olmaktan çıkarılması, rahatça konuşulabilir hale gelmesi hedeflenir. Cinsel konuların rahatlıkla konuşulabilmesi, çocuğun kendini daha rahat savunabileceği varsayımı üzerine kurulur.
Hâlbuki Mahremiyet Eğitimi çocuğun “sadece” kendini koruması amacını değil, aynı zamanda kendisinin de başkalarına zarar vermemek üzere duygularını yönetebilmesi becerisini içerir. Mahremiyet Eğitimi, cinselliğin özel yaşamın bir parçası olduğunu öngördüğü için, çocukta sadece gerektiğinde cinsel konularda konuşmayı bir yetenek haline getirmeyi amaçlar.
4. Cinsel Eğitim’de her çocuğun özel problemine tek tek çözüm üretilemez. Aktarılan genel bilgiden yola çıkılarak çocuğun kendisiyle veya arkadaşları ile yaşadığı problemleri çözmesi beklenir. Mahremiyet Eğitimi’nde ise, çocuğun cinsellikle ilgili sorularına, baş başa bir ortamda ve sadece o çocuğa has olarak çözüm üretilir.
5. Cinsel Eğitim zihinsel bir eğitimdir. Çocuğa bilgi aktarılır ve aktarılan bilgilerle kendi yaşamında neler yapması gerektiği izah edilir. Mahremiyet Eğitimi hem zihinsel bir eğitim, hem de duyuların eğitimidir. Süreç içinde kimi zaman cinsel bilgiler aktarıldığı gibi, kimi zaman çocuğun duygu dünyasında karşılaştığı sorunlarla nasıl baş edebileceğine rehberlik edilir.
6. Mahremiyet Eğitimi’nde utanma ve mahcubiyet duyguları önemsenir, bu duyguların zarara uğramaması için çaba sarf edilir.