Kitap Tecvidli Kuranı Kerim, SESLİ, KAREKODLU
Hat Bilgisayar Hat, Murat Balıbey, Süleyman Feyzullahoğlu
Yayınevi Nuh Yayınları
Kağıt - Cilt Sarı şamua - Lüks Cilt, QR Kod ve Kalem Kur'ân kod teknolojisi
Sayfa - Ebat 620 sayfa - 17x24 cm, Orta boy
Yayın Yılı 2022 Son baskı - Diyanet Onaylı ve Mühürlü
QR Kod Kur'ân kod teknolojisi , Cep telefonu ile Kur'ân SESLİ olarak dinleme özelliği
Göz yormayan özel fontu sayesinde hızlı okuma kolaylığı
En Kolay Okunan Hat
Diyanet Onaylı
Her sayfanın alt tarafında tecvid belirteçleri
Sure ve cüz indeksi
Lüks Baskı
Gül kokulu
Sure ve cüz indeksi
Nuh Yayınları tarafından hazırlanan Tecvidli Kuranı Kerim adlı Kuranı Kerim kitabını incelemektesiniz.
Orta Boy Tecvidli Kuranı Kerim kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
Kur’an-ı Kerim Nedir?
Kur'an sözlükte "okumak" anlamına gelen bir mastardır. Bizim burada konumuz olan Kur'an ise, Allah (C.C.) tarafından Hz. Muhammed (S.A.V.)e Cebrail (A.S.) aracılığıyla (vahiy yoluyla) yaklaşık 23 yılda indirilmiş ilâhî kitaptır. Kur'an-ı Kerim’in ilk devirlerden beri bütün Müslüman âlimlerce benimsenmiş yaygın bir tanımı ise şudur: Kur'an Hz. Muhammed (S.A.V.)e indirilen, mushaflarda yazılı, O'ndan tevatür yoluyla nakledilmiş, okunmasıyla ibadet edilen, beşerin (insanların) benzerini getirmekten âciz kaldığı ilâhî kelamdır.
Bu iki tanım üzerinde biraz duralım: Birinci tanımda geçen 23 yıl kaydından anlaşılacağı üzere Kur'an bir defada bütün olarak değil, zaman zaman ve bölüm bölüm indirilmiştir. Allah tarafından her indirilen bölüm aynı uzunlukta da değildir. Bazen bir veya birkaç âyet, bazen bir sûrenin bir bölümü, bazen de bütünü indirilmiştir. İndirilen bu bölümler içinde insanları doğrudan doğruya uyaran, Allah ve resulüne iman ve itaate çağıran, iyiliği buyurup, kötülüğü yasaklayan genel amaçlı bölümler bulunduğu gibi; zaman ve ortamın, ortaya çıkan problemlerin, sıkıntıların, anlaşmazlıkların gerektirdiği açıklamalar, çözümler, yol göstermeler, Peygamber (S.A.V.)’e sorulan sorulara cevaplar şeklinde özel bir amaçla inen bölümler de vardır. Böyle husûsî bir amaca bağlı olarak inen âyetlerin ve bölümlerin, Hz. Peygamberden sonra, ne sebeple indiğini belirlemek, bunun ışığında Kur'an-ı Kerimi daha iyi ve doğru anlamak çabası "nüzul sebepleri" diye adlandırılan, Kur'an ilimlerinin en geniş ve ayrıntılı bir dalını ortaya çıkarmıştır.
Yine böyle bir sebebe bağlı olarak inen bölümler her ne kadar belli bir olaya, yer ve zamana bağlı olarak indi ise de genellikle ifade ederler. Artık o konularda insanların nasıl bir tavır takınacaklarına dair ebedî bir örnek oluştururlar. İkinci tanımdaki bazı esaslara da kısaca değinelim: Kur'an'ın "tevatür yoluyla nakledilmesi" demek, "yalan üzerinde birleşmeleri mümkün olmayacak kadar doğru sözlü bir kalabalık, bir topluluk tarafından nesilden nesile (kuşaktan kuşağa) aktarılması" demektir. Okunmasıyla ibadet edilen" kaydı da Kur'an'ın önemli bir niteliğidir.
Dinî ibadetler esnasında, özellikle namazlarda okunması farz olan metin yalnız Kur'an'dır. Ayrıca sırf Kur'an okumak, okuyanı dinlemek de bir ibadettir.
Tecvid ilmi kendi başına öğrenilebilir mi?
Kur'ân-ı Kerîm'in tilâveti İlâhî emirle Peygamber Efendimiz (asm)'a bildirilmiş olup Efendimiz (asm) da Sahâbe-i kirâma, Sahâbe-i kiram da kıraat imamlarına ve o zamanın hafızlarına gâyet ciddiyet ve samimiyet içerisinde öğretip bize kadar asalet ve tazeliğini muhafaza ederek iki tarik ile yani iki kaide ile gelmiştir. Birincisi
kitap ile yazıyla. İkincisi ağızdan ve dilden dile. Demek oluyor ki Kur'ân iki şekilde öğrenilip okunması mümkün olmaktadır.
Böylece düzgün Kur'ân okumak isteyenlerin hem kitaptan tecvid öğrenip hem de Kur'ân'ı bir hocanın ağzından alması lazımdır. Çünkü tecvid ilmi en ziyade hocaya ihtiyaç hissettiren bir ilimdir. Bu hususta İmam Muhammed Mekkî Hz. şöyle buyurur: "Kur'ân okuyucuların tecvidi bilmede bazısı bazısından efdaldir. Zira bazısı vardır ki hem şeyhin ağzından almış, hem kitaplardan kaidesini bilmesi sebebiyle edânın doğrusunu eğrisinden seçer çıkarır. Üstad-ı kâmil ancak budur. Ve bazısı vardır ki: Ancak üstazın ağzından taklit ile öğrenmiş. Bunun edâsı gâyet zayıftır tez gider ve tez bozulur. Zira temel üzerine bina etmedi ve kaidesiyle öğrenmedi." Kur'ân bâkî olduğu için kıraatinin de baki kalacağı kat'îdir.
- Kur'ân-ı Azimüşşan'ı okumayı isteyen her Müslüman'ın gönlünde akıcı ve hatasız güzel bir edâ ile
okumak yatar. Bu şekilde bir Kur'ân tilâvetini her isteyen öğrenebilir mi? Yoksa bu bir kabiliyet ve ihsan meselesi midir?
Cenâb-ı Hak her insana Kur'ân'ı hatasız düzgün okuyacak bir kabiliyet ihsan etmiştir. Dolayısıyla
Kur'ân tilâveti öğrenilebilir ilimdir. Fakat bunun için kuvvetli bir azim, çalışma ve sebat gerekir. Ayrıca insan ne kadar genç yaşta bu tahsili alırsa kendisinde var olan bu istidadı o nisbetle kolay inkişaf eder. Yaş ilerledikçe kıraat tahsili de güçleşiyor.
Kur'an-ı Kerim Neden Tecvidli Okunur ?
Tecvid her bir harfin hakkını vererek
Kuranı Kerim ayetlerini telaffuz etmek anlamını ifade eder.
Tecvîd Kur'an'ın kelimeleri ve bu kelimeleri oluşturan harflerdir. Kur'an harflerinin durumunu söz konusu eden
Tecvid, Kur'an-ı
Kerîm'i hatasız okumayı öğreten bir ilimdir. Buna göre
tecvîdin gayesi, ilahî kelâmın okunuşunda, dili her türlü hatadan korumaktır.
Tecvîd ilmini bir çok âlim, Kıraat ilminin bir parçası olarak değerlendirmişlerdir. Fakat
tecvîd, Kur'an'ın Allah ve Resulunun isteğine göre okunması konusunda önemli bir rol üstlendiği için, ayrı bir bilim dalı olarak sayılması gerekli görülmüştür. Çünkü Kıraat ilminin konusu
Kur'an-ı Kerim'in kelimeleri, tecvîdinki ise, onun harfleridir.
Tecvdin gayesi, Yüce Allah'ın "Kur'an'ı açık açık, tane tane
oku " (el-Müzemmil, 73/4) buyruğunu gerçekleştirmektir. Buna göre Kur'an-ı Kerim, ağır ağır, harflerini belli ede ede, öyle ki, dinleyenlerin adeta harflerini sayabileceği şekilde okunmalıdır. Bu ayette Kur'an'ın güzel, ahenkli ve tane tane okunması, telaffuzu ve harflerin çıkış yerlerine uygun bir şekilde tilavet edilmesine dikkat çekilmektedir. Kur'an, Allah sözü olduğu için, indiği şekilde korunması ve böylece okunması gerekmektedir. Âlimlerin belirttiğine göre bu ayette Allah, Peygamberine
Kur'an'ı tecvîd ile
okumayı emretmiştir. Dolayısıyla bu emir, bütün Müslümanlar için de geçerlidir.
Kur'an-ı Kerim Allah katından lafız ve manasıyla birlikte inmiş olduğu için, Kur'an bütünlüğünü oluşturan lafız ve mana örgüsüne önem vermek gerekmektedir.
Kur'an-ı Kerim'in arapça olması onun bu dilin özelliklerine göre okunmasını da gerekli kılmaktadır. Kur'an'ın belirli kurallara göre okunması gerektiğine göre, bu kuralların bir çeşit toplamı demek olan
tecvîd de, Kur'an tilâvetinin ayrılmaz parçası durumundadır.
Hz. Peygamber,
Kur'an'ın tecvîdle okunmasına büyük önem vermiş ve böyle okuyanları da takdirle karşılayarak bu kimselere iltifatta bulunmuştur. Meselâ, Kur'an'ı güzel okuma konusunda ün yapmış bir sahabe olan İbn Mes'ud için; "Kim Kur'an'ı ilk indiği şekilde okumayı severse, İbn Mes'ud'un kıraatini okusun" (İbn Mâce, Mukaddime, 11, I, 49, no: 138). buyurmuşlardır. Hz. Peygamber
, tecvîdle okumayı emrederken
, tecvîde uyulmadan okumayı da yasaklamıştır. Nitekim bu konuda; "Nice
Kur'an okuyanlar vardır ki, Kur'an onlara lânet eder" (Muhammed Mekkî, Nihâyetü'l-Kavli'l-Müfîd, demişlerdir.
İbn Mes'ud'un "
Kur'an'ı tecvîd ile okuyun, güzel seslerle onu süsleyin ve Arapça kurallara uygun olarak okuyun" (İbnü'l-Cezerî, en-Neşr fî Kıraati'l-Aşr, I, 210) şeklindeki sözleri de tecvîde uyma konusunda Sahabenin titizliğini göstermesi açısından önemlidir. Özetle söylenecek olursa; tecvîdin konusu, Kur'an kelimelerini oluşturan harfler; gayesi de, Kur'an-ı Kerîm'i hatasız ve güzel bir şekilde okumaktır. (Bu konuda daha geniş bilgi için bkz. İsmail Karaçam, Kur'an-ı Kerim 'in Faziletleri ve Okunma Kaideleri, 173-185).
Tecvid bilmeyen bir kişinin Kuranı Kerim ve duaları okuması caiz olduğu gibi Kuranı Kerimi ve namaz dualarını tecvitli okumamak namazı bozmaz.
Tecvidsiz Kur’ân okumak boşuna mı olur?
“Tecvitsiz Kur’ân okumak boşunadır diyorlar. Doğru mu? Kur’ân’ı tecvitle okumak şart mı? Bunun fazileti nedir?”
Kur’ân okumanın hiçbir şekli ve tarzı boşuna olamaz. Hiç şüphesiz bütün ibadetlerde olduğu gibi,
Kur’ân okumakta da daha feyizli ve faziletli haller ve durumlar mevcuttur. Hiç şüphesiz her ibadetin bir usûlü, âdâbı, erkânı ve şekli de vardır. Ama Rabbimiz bizim “yönelişlerimize” ve “kalbimizin temâyüllerine” değer veriyor; bizim niyetimize değer veriyor. Allah’a yaklaşma kastıyla, eksik veya noksan da olsa ne biliyor isek, bilgimizi kullanmamızın, Cenâb-ı Hak katında makbule şayan olmadığını söylemek doğru değildir. Böyle bir tavır, ubudiyet ruhuna da uygun düşmez. Allah Resûlü (asm); “Kur’ân’ı zorlandığı halde kekeleyerek okuyana iki kat sevap vardır”1 buyururken; bizim, şöyle veya böyle
Kur’ân okuyuşumuzu Allah’ın rahmetinin dışında saymamız, kendimize yapabileceğimiz en büyük kötülük olsa gerektir.
Temel meselemiz,
Kur’ân’ı öğrenmek ve okumaktır. Hatalarımıza bakmadan, eksik ve kusurlarımıza aldırmadan, ‘Şunları bilmiyorum, eksik okursam/yanlış okursam günahkâr olurum’ demeden, iyice öğrendikten sonra bol bol okurum” bahanesine sığınmadan
okumak, okumak, okumaktır.
Bahaneler bitmez çünkü. Hatalar da eksik olmaz.
Kur’ân’ı bilmeyerek yanlış
okumakla günahkâr da olmayız. Önemli olan, öğrenmeye çalışmak; öğreninceye kadar da bildiğimizle amel etmektir. Biz öğrenmeye çalıştıkça ve bildiğimizle amel ettikçe, Cenâb-ı Hak bilmediğimiz vacip bilgileri de öğrenmemize inşallah kapı açar. Kulun, bildiği ile amel etmesi, aynı zamanda bu bilgilere sahip olmasının bir şükrü; eksik bilgilere ulaşmasının da bir talebi niteliğini taşır. Bildiği ile amel etmemek gibi bir vahamete düşmekten Allah’a sığınalım.
Hiç kuşkusuz, Kur’ân’ı doğru
okumak için, başka bir ifadeyle “vahiyle geldiği” şekliyle
okumak için “
tecvit ”i bilmek ve uygulamak şarttır. Kur’ân’ı öğrendikten sonra ilk hedefimiz tecvidi de öğrenmek ve uygulamak olmalıdır. Günümüzde kitap, kaset ve diğer araç-gereçlerin de yardımıyla ne Kur’ân’ı, ne de tecvidi öğrenmek hiç de zor değildir. Ünlü hafız ve kurrâların hatim kasetlerini dinleyerek okuyuşumuzu düzeltmemiz de mümkündür. Önemli olan istemek ve talep etmektir.
Allah’ın Kitabını öğrenmek aslında hiç de zor olmamakla beraber; feyiz ve fazileti öyle yüksektir ki, eğer zorluk bulunsa bile, bunu göze almaya değer niteliktedir. Resûlullah Efendimiz (asm): “Sizin en hayırlınız, Kur’ân’ı öğrenen ve öğretendir”2 buyuruyor. İbn-i Mes’ud’un rivayet ettiği başka bir hadiste yine Allah Resulü (asm): “Kim
Allah’ın Kitabından bir harf okursa onun için bir hasene vardır. Bir hasene mukabilinde on misli sevap vardır. Ben ‘elif-lâm-mîm’e bir harftir demiyorum; elif bir harftir; lâm bir harftir ve mîm de bir harftir” 3 buyurmaktadır.
Yine, Ebû Hüreyre (ra) rivayet etmiştir ki; Resûlullah (asm) şöyle buyurmuştur: “Bir cemaat Allah’ın evlerinden bir evde toplanır,
Allah’ın Kitabını okurlar ve aralarında müzakere ve ders yaparlarsa üzerlerine rahmet iner, onları Allah’ın rahmeti kaplar, çevrelerini melekler kuşatır ve Allah (cc) onları kendi katındaki razı olduğu kulları arasında zikreder.” 4
Kur’ân bizim her şeyimiz. Biz; mü’minler olarak duâyı, ilmi, hikmeti, zikri, fikri, tefekkürü, tezekkürü, namazı, niyazı, ibadeti, tevazuu, emri, dâveti, dîni, diyâneti… Hülasa ne kadar maddî ve manevî değerimiz varsa hepsini Kur’ân’dan aldık. 5
Şu halde, Kur’ân üzerine ihtimam göstermek bizim her şeyden önce imanımızın gereğidir. ( nuh yayınları tecvidli kuranı kerim , tecvidli kuran fiyat , tecvidli kuran fiyatı , tecvidli kuranı kerim, nuh yayınları tecvitli kuran, orta boy tecvitli kuranı kerim, tecvidli kuran al
)
Dipnotlar:
1- Buharî ve Müslim
2- Buharî
3- Tirmizî
4- Müslim
5- Risalei Nur - Sözler, s. 331
Nuh Yayınları tarafından hazırlanan
Tecvidli Kuranı Kerim adlı
Kuranı Kerim kitabını incele diniz.