Peygamberimizin İki Gülü Hasan Hüseyin

Fiyat:
180,00 TL
İndirimli Fiyat (%45,6) :
98,00 TL
Kazancınız 82,00 TL
Havale / EFT:
94,08 TL
Aynı Gün Kargo

Kitap             Peygamberimizin İki Gülü Hasan Hüseyin
Yazar            Ahmet Lütfi Kazancı
Yayınevi        Ensar Neşriyat
Kağıt - Cilt     2.Hamur kağıt, Karton Kapak Cilt
Tür                Biyoğrafi, Roman türü anlatım, akıcı bir uslup
Sayfa             600 sayfa,  15.5x21.5 cm         


   
 
Ensar Neşriyat Peygamberimizin İki Gülü Hasan Hüseyin kitabını incelemektesiniz.
Ahmet Lütfi Kazancı Peygamberimizin İki Gülü Hasan Hüseyin kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.

 
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
 
 
Bu kitabımızın konusu, Rasulü Emin (s.a.v.) Efendimizin gözlerinin nuru ve Hz. Fatıma'nın emaneti olan Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin Efendilerimizdir.

Mü'minler tarafından baş tacı edilmesi gereken fakat biri zehirletilerek, diğeri Fırat nehrinin kenarında susuz bırakılarak, hakaretlerle, aile efradının gözlerinin önünde şehit edilen nur yüzlü iki kardeş...  ( Peygamberimizin İki Gülü Hasan Hüseyin, Peygamberimizin İki Gülü Hz.Hasan Hz.Hüseyin, Ahmet Lütfi kazancı hz.hasan hz.hüseyin , Ahmet Lütfi kazancı kitapları, ensar neşriyat , hz. hasan hüseyin hayatı roman  )

       Abdülkadir Özulu

  Aralık ayının ilk haftasında Ahmet Lütfi Kazancı hocamdan bu kitap geldi. Hocam, imzalayıp adıma göndermiş. Öncelikle bu nazik davranışından dolayı hocama teşekkür ediyorum ve saygılarımı sunuyorum.


Kitabı, önce eşim okudu. Hz. Peygamber (sav)'in terbiyesinde yetişmiş sahabenin döneminde cereyan eden fitne ve kargaşalara hayret etti. O zamanda bu tür olaylar, Kerbela faciası gibi belalar meydana gelmişse bugünün hadiselerine daha başka bir gözle bakmak gerekir, diyerek kitabı bana devretti.

Kitabın baş tarafındaki takdim kısmında hocam şöyle diyordu:" Üzülerek söyleyeyim ki bu iki gönül sultanının çocukluk ve gençlikleriyle ilgili yeterli bilgiye sahip değiliz. Yetişkin yaştaki hallerini de yeterince bilmiyoruz. Halbuki onlar, alelade çocuklar ve delikanlılar değillerdi"

Hocamla özel sohbetimizde de özellikle Hz. Hasan hakkında pek fazla malumat bulunmamasından yakınıyordu. Kıt kaynaklardan hareketle 600 sayfalık koskoca bir kitap hazırlamak kolay değil. Bu, büyük emek ve sabır işi.


Hz. Peygamber (sav), bu iki torununu çok seviyordu. Minberde iken onların mescide girdiklerini görünce konuşmasını kesip minberden inerek ikisini de kucağına alıp tekrar minbere çıkacak kadar çok seviyordu. "Hasan ve Hüseyin, benim dünyadaki iki reyhanımdır" diyordu. "Hasan ve Hüseyin, cennet delikanlılarının efendileridir" deyip sevgisini şöyle dile getiriyordu: "Bu ikisini seven beni sevmiş; bu ikisinden hoşlanmayan ve kin besleyen, benden hoşlanmamış ve kin beslemiş olur"

Dedesi, torunu Hasan'a sarılarak: "Allah'ım, ben bunu seviyorum. Sende onu sev, seveni de sev" diyordu. Sahabe, O'nun torunlarını ne kadar çok sevdiğini biliyordu. Enes b. Malik, "Hz. Hasan, insanlar içinde peygamberimize en çok benzeyen bir kişiydi" diyordu.

İbni Mülcem'in Hz. Ali'yi şehit etmesinden sonra beşinci halife olarak Hz. Hasan hilafet makamına oturdu. Otuz yedi yaşındaydı. Takvimler hicretin 39. yılını gösteriyordu.

Hz. Hasan'a Şam valisi Muaviye biat etmemiş, onu halife olarak tanımamıştı. İslam coğrafyasında iki başlılık ortaya çıkmıştı. Hz. Hasan ya savaşıp Şam'ı ve Muaviye'yi biata zorlayacak ya da ihtilafı çözebilmek için hilafetten vaz geçecekti. Hz. Hasan ikinci yolu tercih etti. Bir antlaşma yaparak  hilafeti Muaviye'ye devrederek Medine'ye döndü. Dedesinin nurlandırdığı şehirde yaşamaya karar verdi.

Antlaşmanın en önemli maddesi, hutbelerde Hz. Ali ve ehl-i beyte lânet okunmasının sonlandırılması idi. Ama Muaviye, bu maddeye hiç uymadı. Emevilerde bu, bir gelenek halinde devam etti. Bir Emevi halifesi olmasına rağmen Ömer b. Abdülaziz, bunu yasaklayıp adalet ve ihsanı tavsiye eden ayetin okunması geleneğini yerleştirdi.

Hz. Hasan, bütün siyası faaliyetlerden uzak bir hayat yaşıyordu. Ama Muaviye, onun varlığını saltanatı için tehdit olarak görüyordu. Hz. Hasan'ın eşi Cade'yi oğlu Yezid'e  alıp sarayda yaşatma vaadiyle kandırarak zehirletti. Hicretin 49. Yılında zehirin etkisiyle vefat etti. Hz. Peygamber (sav)'in yanına defnedilme arzusu engellendi. Bunun üzerine Baki Kabristanı'na, annesi Hz. Fatıma'nın yakınına defnedildi.


Hocam kitabının yarısını Hz. Hasan dönemine ayırmış. Çok akıcı bir uslupla konu enine boyuna işlenmiş. Burada beni en çok etkileyen Ziyad b. Ubeyd'in hâli. Hz. Ali'nin Fâris valisi Ziyad, Hz. Ali'ye ve ehl-i beyte bağlılığı ile tanımış bir kişiydi.

Muaviye'ye biat etmemişti, onu halife olarak kabul etmemişti.

Muaviye, Ziyad'ı azletme ve cezalandırma yolunu seçebilirdi ama onu yanına çekip kullanmak istiyordu. Bir takım uydurma bilgilerle onun aslında Ebu Süfyan'ın oğlu yani Muaviye'nin kardeşi olduğuna inandırıldı. Bundan sonra Ziyad b. Ebu Süfyan diye anılmaya başlandı ve Muaviye'ye biat etti. Azledilmek yerine Basra valisi oldu. Daha önce Hz. Ali aleyhine konuşanlara göz açtırmayan Ziyad, bundan böyle Hz. Ali ve ehl-i beyti aleyhinde konuşmayanlara çok ağır cezalar veriyor, işkence ediyordu.

Ziyad ve istilhak (babasından başkasını baba kabul etmesi) olayı, tüm ayrıntılarıyla eserde yer alıyor.

Hz. Hasan'dan hilafeti devralan Muaviye'nin yönetim biçimi dikdatörceydi. Şam valiliğinden itibaren 40 yıl Şam'da kaldı ve 9 yıl dört ay kadar da hilafet makamını işgal etti. Ancak hiç halife gibi değil, melik gibi davrandı. Kendinden sonra makamını oğlu Yezid'e bırakmak için sağlığında herkesin ona biat etmeye zorladı, Biat etmeyenleri tehditle, parayla, makamla boyun eğdirdi. Sonunda hicretin 60. Yılında hilafeti değil, saltanatı oğlu Yezid'e bırakarak hayata gözünü yumdu.


Kitabın ikinci bölümünde Hz.Hüseyin'in hayat hikayesi anlatılıyor. Hayat hikayesi mi yoksa acı âkıbeti mi desem, bilemiyorum. Zira Hz. Hüseyin, ağabeyi Hasan'ın vefatından sonra bir süre sabretmişse de hilafet konusunda kendisine gelen taleplere daha fazla kayıtsız kalamadı. Şam'a karşı tavır koyan Kufe'nin davetini dikkate aldı. Tüm aile efradı ve kendisine katılan askerlerle Kufe'ye hareket etti.


Yezid, gelişmeleri yakından takip ediyordu. Hz. Hüseyin'in Kufe'ye ulaşmasını engellemek ve oradaki direnişi kırmak, onun için çok önemliydi. Meşhur Ziyad'ın oğlu Ubeydullah'ı Kufe'ye sevketti. Güçlü bir orduyla gelen Ubeydullah, önce Kufe'deki halkı sindirdi. Sonra Hz.Hüseyin'i Kerbela'da karşıladı. Onu Yezid'e biat etmeye ve teslim almaya zorlayacaktı. Ondan sonrası malum; Hz. Hüseyin ve tüm ailesinin şehadetiyle sonuçlanan Kerbela faciası ortaya çıktı Hicretin 61. Yılı Muharrem ayının 10. Günü Cuma gününde Hz. Peygamber'in reyhanı, gülü hayattan koparıldı.


Bu acı olay bütün ayrıntılarıyla eserde yer alıyor. Hem de herkesin anlayabileceği bir uslupla ve açık seçik bir dille anlatılıyor.


Hocamızın islam tarihiyle ilgili çalışmalarının en önemli kilometre taşı olarak gördüğümüz bu dönemi ele alışından sonra umarız seri ile ilgili çalışmaları devam edecektir.


O yazdıkça biz de merak ve heyecanla okuyacağız ve bilmediğimiz nice tarihi gerçekleri onun kaleminden öğreneceğiz. Hocamızdan Allah razı olsun, diyoruz.


"Peygamberimin iki gülü Hasan-Hüseyin" adlı kitabı, Ensar yayınlarından çıktı. Herkese tavsiye ediyorum. Okuyan herkes mülk, saltanat ve ihtiras uğruna insanın nasıl değiştiğini, nasıl gaddarlaştığını canlı delilleriyle, tarihi acı hatıralarıyla görecek ve bir daha düşünecektir.


Kaynak: corumhakimiyet.net
 
 
 
Ensar Neşriyat Ahmet Lütfi Kazancı Peygamberimizin İki Gülü Hz.Hasan Hz.Hüseyin kitabı nı incele diniz.
Diğer Özellikler
Stok Kodu9786055309343
MarkaEnsar Neşriyat
Stok DurumuVar
En yeni ürünler
Güvenli teslimat
Kampanyalı ürünler
Piyasadaki en iyi fiyat

PlatinMarket® E-Ticaret Sistemi İle Hazırlanmıştır.