Kitap Peygamberler Tarihi
Yazar Ali Eren
Yayınevi Bera Kitap
Kağıt - Cilt 2.Hamur – Karton Kapak Cilt
Sayfa - Ebat 343 sayfa, 13,5x19.5 cm.
Yayın Yılı 2022
Bera Yayınları Peygamberler Tarihi kitabı nı incelemektesiniz.
Ali Eren Peygamberler Tarihi kitabı hakkında
yorumları oku yup
kitabın konusu,
özeti,
fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı.Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
Değerli okuyucu!
Elinizde tuttuğunuz bu kitap, her Müslüman için faydalı bir eserdir.
Çünkü: Müslümanlıkta aslolan iman yani inanmaktır. İbâdet imandan sonra gelir. İmanın 6 şartı olup birisi de "peygamberlere îman"dır.
İşte elinizdeki bu kitap imanın şartlarından biri olan "peygamberlere îman" ile ilgilidir.
İnsanın bir şeye inanması için o şey hakkında bilgi sahibi olması icap eder. Çünkü, bilmeyen inanmaz, inanmayan da Müslüman değildir.
Bu kitap çok mühim bir vazifeyi yerine getiriyor. Yâni peygamberler hakkında okuyucusuna bilgi aktarıyor.
Eserin fazla büyük olmaması da küçük-büyük herkesin okumasına elverişlidir. Kitabı eline alan hiçbir kimse, "Bu kitap çok kalınmış. Ben bunun hepsini okuyamam" demez.
Peygamberler hakkında daha geniş bilgi edinmek isteyenler, önce bu hususta fazla ayrıntıya girmeyen kitaplar okumalılar ki, daha geniş kitapları okumaya ondan sonra sıra gelsin.
O bakımdan, bu eser her Müslümanın peygamberler hakkında bilmesi gereken zaruri bilgileri okuyucusuna arz etmesi bakımından gayet faydalıdır.
Önsöz
Yeryüzünü insanla şenlendiren ve onlara doğru yolu göstermek için zaman zaman
peygamberler gönderen Allah Teâlâ'ya sonsuz hamd-ü senalar olsun.
Peygamberler silsilesinin son halkası, âdemoğlunun faziletçe en üstünü ve ins-ü cin
peygamberi Hazret-i Muhammed'e, onun âline ve ashabına salât-ü selamlar olsun.
İlk yaratılan insan ve aynı zamanda ilk peygamber Hazret-i Âdem; enbiyânın sonuncusu ise Hazret-i Muhammed sallallahu aleyhi ve sellemdir. Bu ikisinin arasında resul ve nebi (elçi ve haberci) olarak birçok
peygamberler gönderilmiştir.
Bu muhterem zatlar; mucizelerle müeyyed, meleklerle müşerref, vahiy ve ilhamla bilgilendirilmiş bulunuyorlardı. Kalpleri Allahtan gelen ilhamların aktığı yer, akılları ve idrak seviyeleri en üstün derecede idi. Onlar ile sıradan insanlar arasında mücevherat ile çakıl taşları arasındaki kadar büyük bir değer farkı vardır.
Peygamberân-i izam; özü ve sözü doğru, insanların en değerlisi ve zekisi, her hususta güven duyulmaya layık, Hak'tan aldığı emirleri halka aynen ve tamamen tebliğ eden, fıtrat ve yaratılış itibariyle günah işlemekten uzak kâmil insanlardır.
Peygamberlik vazifesinin yerine getirilmesi sırasında karşılaştıkları sıkıntılara sabır ve tahammül gösteren peygamberler, hayatlarının tehlikeye düşeceğini anlasalar bile, Cenab-ı Hakk'ın emirlerini halka tebliğden asla çekinmemişlerdir.
Dış görünüş itibariyle peygamberler ile diğer insanlar arasında ortak özellikler bulunmakla beraber, iç âlemleri yönünden sahip bulundukları güzellikler ve meziyyetler, onların Allah tarafından seçilmiş mümtaz kimseler olduklarının açık delili olmaktadır.
Hüküm ve hikmet sahibi Halikımız, zât-ı ilâhîsi ile kullan arasında elçilik yapacak peygamberleri müstesna değerlerle bezeyerek yaratmıştır. Onlar; hakikatleri olduğu gibi, gören göze, envâr-ı ilâhi ile aydınlanmış kalbe sahip bulunuyorlardı.
Vahy-i ilâhî ile ilmin zirvesine yükseltilmiş bulunan peygamberler, günaha bulaşmaktan daima uzak durmuşlardır. Çünkü "İlâhi cazibe" onları daima doğru yola ve hak olan cihete doğru çekiyordu. Gerçek koruyucu olan Cenab-ı Hak, onların yar ve yardımcısı idi.
Peygamberler, bir işin başında bulunurken, onun sonunu enine-boyuna ve derinliğine tefekkür ediyor ve hayırlı sonuçlara ulaşıyorlardı.
Hiçbir kimseden ilim tahsil etmedikleri halde; yüksek ilim sahiplerini hayrete bırakan konuşmaları, ilâhi vahyi almaları ve dosdoğru bir yolun takipçisi olmaları sebebiyle her türlü yanlış hareketten masun ve mahfuz korunmuş bulunuyorlardı.
Muhterem okuyucu, elinde bulunan bu kitapçık, dinî esaslara olduğu kadar akl-ı selime de aykırı bulunan sözlerden sakınmamıza ve peygamberler hakkında düzgün bir itikada sahip olmamıza vesile olur düşüncesiyle kaleme alınmıştır. Dikkatle okumak sizden, tevfik ve inayet Allah Teâlâ'dandır.
Bismillahirrahmanirrahim
Peygamberlerdeki ismet, günaha kudreti varken onu işlememe melekesidir.
[1] İslâm kelâmcılan, "Cenab-ı Hakk'ın kulda günahı işleyecek kudreti halk etmemesinden ibarettir" diye tarif etmişlerdir.
[2]
Hiçbir peygamber, ne iman esaslarında ne de emir ve yasakların hükümlerinde inkârda bulunarak asla küfre düşmemiştir. Bu hususta İslâm bilginlerinin icmaı (görüş birliği) vardır.
[3]
İlâhi emir ve yasakları ihmalden doğan ve "isyan" adı verilen işlerden olup "büyük günah" olarak ifade edilen işlerden birini peygamberlerin kasden (bilerek ve isteyerek) işlemiyeceklerinde ilim adamları ittifak etmişlerdir.
[4]
Peygamberler, unutarak büyük bir günah işlemeye -bilfarz- yönelecek olsalar, Allah tarafından vahiy ve ilham yoluyla uyarılırlar. Onlar, helâl ve mubah olan şeyleri bile, nefsâni hevesle değil, onu işlemekte dînî bakımdan herhangi bir mahzur bulunmadığını açıklamış olmak için işlerler.
Bazı
Peygamberlerde görülen ve itikatla ilgili eserlerde "zelle" olarak adlandırılan fiiller, günah sayılmayıp, "yapılmaması işlenmesinden daha uygun bulunan işler" demektir. Bu kabilden vâki olan şeylerin Kur'an-ı Kerim'de "isyan" olarak ifade edilmesi,
peygamberlerin makamının yüceliği ve pırıl pırıl vicdanlarının en küçük hatayı bile yansıtacak parlaklıkta bulunmasındandır.
Peygamberlerden görülen bu kabilden bir iş, haber-ı ahad
[5] ile sabit bulunuyorsa kabul edilmez. Tevatür derecesine ulaşan bir haberle rivayet edilmekte ise te'vil olunur.
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in hadîs-i şeriflerinde gördüğümüz "günde yetmiş veya yüz istiğfarda bulunduğuna dair rivayet, kendilerinden sudur eden bir günah sebebiyle değildir. Zira peygamberlerin istiğfarı, günahla kendileri arasına perde çekilmesini istemekten ibarettir. Günah işlemekten masum ve mahfuz bulunan enbiyânın bağışlanma dilekleri, günahtan uzak bulunmalarının devamını ve ilâhi rahmetin himayesinde gölgelenmeyi istemektir. Yahut onlar manen devamlı olarak terakki ettiklerinden, bir evvelki hallerinin düşüklüğünü görmelerinden dolayı istiğfar etmişlerdir.
Bir insanın günaha teşebbüsü şu sebeblerden doğabilir.
a-Hainlikten;
b-Aklının gelişmiş olmayışından;
c-Bildiği şeyleri açıklama cesaretinin olmayışından;
d-Günâha alışkanlığından.
Bu sayılan şeylerin peygamberlerde bulunmasını düşünmek, dinimizin hükümlerine ve mantıkî gerçeklere aykırı düşer.
Peygamberlerde hıyanetin en küçük bir izine tesadüf edilmediği için, enbiyâ silsilesinin son halkası bulunan Hazret-i Muhammed sallallahu aleyhi ve selem Efendimize, kendisinin en azılı düşmanları tarafından "el-emin" güvenilir kimse ünvânı verilmiştir.
Selim bir akla sahip olanları hayrette bırakacak derecede yüksek zekâya sahip bulunan enbiyâdan herhangi birine "bilmediğinden dolayı işlemiştir" diyerek bir günâhı yüklemeye çalışmak, iftiranın en bayağısı ve ahmakçası olur.
Bildikleri hakikatleri açıklama ve Hak'tan aldığı emirleri halka tebliğ etme uğrunda şecaat ve sabır göstermek, peygamberler silsilesinin ayrılmaz bir lâzımıdır.
Peygamberler, her türlü zulme uğradıkları halde, bildiklerini gizlememişler ve bu uğurda canlarını feda etmekten bile çekinmemişlerdir.
İsyana bulaşmaktan bile nefret eden
peygamberlerden bir ferde günah yüklemeye çalışmak, iman kandillerini söndürebilecek derecede vahim bir iftira olur.
Değerli okuyucularım!
Biz, ölçü olarak, halkı Hak yoluna davet için gönderilen
peygamberlerin temiz hayatlarını güvenilir kaynaklara dayamak suretiyle açıklayacak ve o zatla ilgili günah bahsini te'vil ve tasrihe çalışacağız. Tevfik ve inayet sahibi Cenab-ı Hakk'ın yardımıyla mevzua başlamış bulunuyoruz.
İçindekiler
Önsöz
Âdem Aleyhisselam
İdris Aleyhisselam
Nûh Aleyhisselam
Hûd Aleyhisselam
Salih Aleyhisselam
Lût Aleyhisselam
İbrahim Aleyhisselam
İsmail Aleyhisselam
İshâk Aleyhisselam
Yâkûb ve YûsufAleyhisselam
Eyyûb Aleyhisselam
Şuayb Aleyhisselam
Mûsâ Aleyhisselam
Dâvûd Aleyhisselam
Süleyman Aleyhisselam
İlyâs Aleyhisselam
Elyesa Aleyhisselam
Zülkif Aleyhisselam
Yûnus Aleyhisselam
Zekeriyya Aleyhisselam
Yahya Aleyhisselam
İsâ Aleyhisselam
Peygamberliğinde İhtilaf Olunan Zatlar
Üzeyr Aleyhisselam
Lokman Aleyhisselam
Zülkarneyn Aleyhisselam
Peygamberimiz Hazret-i Muhammed Mustafa
Sallallahu Aleyhi ve Sellem
Abdülmuttalib'e Giden Müjde
Masum Yetim Ebû Talibin Evinde
Hazret-i Muhammed Ticaret Yolunda
Hazret-i Muhammed'in Çocukları
Yaklaşan Peygamberlik Devri
Hira Dağı ve Risaletin Gelişi
Kılınan İlk Namaz ve Hazret-i Ali'nin İslâmiyeti Kabulü
Hazret-i Ebû Bekir'in İslâmiyeti Kabulü
Sıkıntılı Günler
İslâmiyeti İlk Kabul Edenlerin Halisane Tavırları
İlk Müslümanların Maruz Kaldıkları Zulüm ve işkenceler
Cariye Olup da Zulme Uğrayan Kadınlar
Kureyş Müşriklerinin Öfkesi
Müşriklerin Uyguladığı Boykot
Birinci ve İkinci Akabe Biatları
Hazret-i Peygamberin Medine'ye Hicreti
Okunan İlk Hutbe
Hazret-i Peygamberin Aile Fertlerini Medine'ye Getirtmesi
Müşriklerin Çıkardığı Diğer Savaşlar ve Neticeleri
Müşriklerin Tavrı ve Müslümanların Tedbiri
Mekke'nin Fethi
İslâm Dininin Süratle Yayılması
Veda Haccı
Veda Hutbesi
Resûl-i Ekrem'in Hastalığı ve Ahirete İrtihali
Son Hutbelerinden Biri
Son Dakikaları
Resûl-i Ekrem'in Gasli, Teçhiz ve Tekvini
Bibliyografya
Bera Yayınları Ali Eren Peygamberler Tarihi kitabı nı incelemektesiniz.
[1]Seyyid Şerif Cürcânî: Târifât
[3]Aliyürkarî: Fıkh-ı ekber Şerhi. S. 106
[4]Sâdüddin Teftazânî: Akaid şerhi S. 170
[5] Tek kişi tarafından yapılan bir rivayete haber-i âhad adı verilmektedir.