Peygamberler Tarihi 2. HAMUR BERA

Fiyat:
140,00 TL
İndirimli Fiyat (%46,4) :
75,00 TL
Kazancınız 65,00 TL
Havale / EFT:
72,75 TL
Aynı Gün Kargo
 
Kitap              Peygamberler Tarihi
Yazar             Ali Eren
Yayınevi         Bera Kitap      
Kağıt - Cilt     2.Hamur – Karton Kapak Cilt
Sayfa - Ebat  343 sayfa,  13,5x19.5 cm.
Yayın Yılı       2022



Bera Yayınları Peygamberler Tarihi kitabı nı incelemektesiniz.
Ali Eren Peygamberler Tarihi kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
 
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı.Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
 
 
Değerli okuyucu!
 
Elinizde tuttuğunuz bu kitap, her Müslüman için fay­dalı bir eserdir.
Çünkü: Müslümanlıkta aslolan iman yani inanmaktır. İbâdet imandan sonra gelir. İmanın 6 şartı olup birisi de "pey­gamberlere îman"dır.
 
İşte elinizdeki bu kitap imanın şartlarından biri olan "peygamberlere îman" ile ilgilidir.

İnsanın bir şeye inanması için o şey hakkında bilgi sa­hibi olması icap eder. Çünkü, bilmeyen inanmaz, inan­mayan da Müslüman değildir.
 
Bu kitap çok mühim bir vazifeyi yerine getiriyor. Yâni peygamberler hakkında okuyucusuna bilgi aktarıyor.
 
Eserin fazla büyük olmaması da küçük-büyük her­kesin okumasına elverişlidir. Kitabı eline alan hiçbir kimse, "Bu kitap çok kalınmış. Ben bunun hepsini oku­yamam" demez.

Peygamberler hakkında daha geniş bilgi edinmek is­teyenler, önce bu hususta fazla ayrıntıya girmeyen ki­taplar okumalılar ki, daha geniş kitapları okumaya on­dan sonra sıra gelsin.
 
O bakımdan, bu eser her Müslümanın peygamberler hakkında bilmesi gereken zaruri bilgileri okuyucusuna arz etmesi bakımından gayet faydalıdır.

 
 
Önsöz
 

Yeryüzünü insanla şenlendiren ve onlara doğru yolu göstermek için zaman zaman peygamberler gönderen Allah Teâlâ'ya sonsuz hamd-ü senalar olsun.
 
Peygamberler silsilesinin son halkası, âdemoğlunun faziletçe en üstünü ve ins-ü cin peygamberi Hazret-i Muhammed'e, onun âline ve ashabına salât-ü selam­lar olsun.

İlk yaratılan insan ve aynı zamanda ilk peygamber Hazret-i Âdem; enbiyânın sonuncusu ise Hazret-i Mu­hammed sallallahu aleyhi ve sellemdir. Bu ikisinin arasında resul ve nebi (elçi ve haberci) olarak birçok peygamberler gönderilmiştir.
 
Bu muhterem zatlar; mucizelerle müeyyed, melek­lerle müşerref, vahiy ve ilhamla bilgilendirilmiş bulu­nuyorlardı. Kalpleri Allahtan gelen ilhamların aktığı yer, akılları ve idrak seviyeleri en üstün derecede idi. Onlar ile sıradan insanlar arasında mücevherat ile çakıl taşları arasındaki kadar büyük bir değer farkı vardır.
 
Peygamberân-i izam; özü ve sözü doğru, insanların en değerlisi ve zekisi, her hususta güven duyulmaya layık, Hak'tan aldığı emirleri halka aynen ve tamamen tebliğ eden, fıtrat ve yaratılış itibariyle günah işlemekten uzak kâmil insanlardır.
 
Peygamberlik vazifesinin yerine getirilmesi sırasında karşılaştıkları sıkıntılara sabır ve tahammül gösteren pey­gamberler, hayatlarının tehlikeye düşeceğini anlasalar bile, Cenab-ı Hakk'ın emirlerini halka tebliğden asla çe­kinmemişlerdir.
 
Dış görünüş itibariyle peygamberler ile diğer insanlar arasında ortak özellikler bulunmakla beraber, iç âlemleri yönünden sahip bulundukları güzellikler ve meziyyetler, onların Allah tarafından seçilmiş mümtaz kimseler olduklarının açık delili olmaktadır.
 
Hüküm ve hikmet sahibi Halikımız, zât-ı ilâhîsi ile kul­lan arasında elçilik yapacak peygamberleri müstesna de­ğerlerle bezeyerek yaratmıştır. Onlar; hakikatleri olduğu gibi, gören göze, envâr-ı ilâhi ile aydınlanmış kalbe sa­hip bulunuyorlardı.
 
Vahy-i ilâhî ile ilmin zirvesine yükseltilmiş bulunan peygamberler, günaha bulaşmaktan daima uzak durmuş­lardır. Çünkü "İlâhi cazibe" onları daima doğru yola ve hak olan cihete doğru çekiyordu. Gerçek koruyucu olan Cenab-ı Hak, onların yar ve yardımcısı idi.
Peygamberler, bir işin başında bulunurken, onun so­nunu enine-boyuna ve derinliğine tefekkür ediyor ve ha­yırlı sonuçlara ulaşıyorlardı.
 
Hiçbir kimseden ilim tahsil etmedikleri halde; yük­sek ilim sahiplerini hayrete bırakan konuşmaları, ilâhi vahyi almaları ve dosdoğru bir yolun takipçisi olmaları sebebiyle her türlü yanlış hareketten masun ve mahfuz korunmuş bulunuyorlardı.
 
Muhterem okuyucu, elinde bulunan bu kitapçık, dinî esaslara olduğu kadar akl-ı selime de aykırı bulunan söz­lerden sakınmamıza ve peygamberler hakkında düzgün bir itikada sahip olmamıza vesile olur düşüncesiyle ka­leme alınmıştır. Dikkatle okumak sizden, tevfik ve ina­yet Allah Teâlâ'dandır.
 
 
Bismillahirrahmanirrahim
 
Peygamberlerdeki ismet, günaha kudreti varken onu işlememe melekesidir.[1] İslâm kelâmcılan, "Cenab-ı Hakk'ın kulda günahı işleyecek kudreti halk etmemesinden iba­rettir" diye tarif etmişlerdir.[2]
 
Hiçbir peygamber, ne iman esaslarında ne de emir ve yasakların hükümlerinde inkârda bulunarak asla küfre düşmemiştir. Bu hususta İslâm bilginlerinin icmaı (gö­rüş birliği) vardır.[3]

İlâhi emir ve yasakları ihmalden doğan ve "isyan" adı verilen işlerden olup "büyük günah" olarak ifade edilen işlerden birini peygamberlerin kasden (bilerek ve isteyerek) işlemiyeceklerinde ilim adamları ittifak etmişlerdir.[4]
 
Peygamberler, unutarak büyük bir günah işlemeye -bilfarz- yönelecek olsalar, Allah tarafından vahiy ve il­ham yoluyla uyarılırlar. Onlar, helâl ve mubah olan şey­leri bile, nefsâni hevesle değil, onu işlemekte dînî ba­kımdan herhangi bir mahzur bulunmadığını açıklamış olmak için işlerler.
 
Bazı Peygamberlerde görülen ve itikatla ilgili eser­lerde "zelle" olarak adlandırılan fiiller, günah sayılma­yıp, "yapılmaması işlenmesinden daha uygun bulunan işler" demektir. Bu kabilden vâki olan şeylerin Kur'an-ı Kerim'de "isyan" olarak ifade edilmesi, peygamberlerin makamının yüceliği ve pırıl pırıl vicdanlarının en küçük hatayı bile yansıtacak parlaklıkta bulunmasındandır.
 
Peygamberlerden görülen bu kabilden bir iş, haber-ı ahad[5] ile sabit bulunuyorsa kabul edilmez. Tevatür de­recesine ulaşan bir haberle rivayet edilmekte ise te'vil olunur.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in hadîs-i şeriflerinde gördüğümüz "günde yetmiş veya yüz istiğfarda bulun­duğuna dair rivayet, kendilerinden sudur eden bir gü­nah sebebiyle değildir. Zira peygamberlerin istiğfarı, gü­nahla kendileri arasına perde çekilmesini istemekten ibarettir. Günah işlemekten masum ve mahfuz bulunan enbiyânın bağışlanma dilekleri, günahtan uzak bulunma­larının devamını ve ilâhi rahmetin himayesinde gölgelenmeyi istemektir. Yahut onlar manen devamlı olarak terakki ettiklerinden, bir evvelki hallerinin düşüklüğünü görmelerinden dolayı istiğfar etmişlerdir.
 
Bir insanın günaha teşebbüsü şu sebeblerden doğa­bilir.

a-Hainlikten;
b-Aklının gelişmiş olmayışından;
c-Bildiği şeyleri açıklama cesaretinin olmayışından;
d-Günâha alışkanlığından.
 
Bu sayılan şeylerin peygamberlerde bulunmasını dü­şünmek, dinimizin hükümlerine ve mantıkî gerçeklere aykırı düşer.
 
Peygamberlerde hıyanetin en küçük bir izine tesadüf edilmediği için, enbiyâ silsilesinin son halkası bulunan Hazret-i Muhammed sallallahu aleyhi ve selem Efendimize, ken­disinin en azılı düşmanları tarafından "el-emin" güveni­lir kimse ünvânı verilmiştir.
 
Selim bir akla sahip olanları hayrette bırakacak de­recede yüksek zekâya sahip bulunan enbiyâdan her­hangi birine "bilmediğinden dolayı işlemiştir" diyerek bir günâhı yüklemeye çalışmak, iftiranın en bayağısı ve ahmakçası olur.
 
Bildikleri hakikatleri açıklama ve Hak'tan aldığı emir­leri halka tebliğ etme uğrunda şecaat ve sabır göster­mek, peygamberler silsilesinin ayrılmaz bir lâzımıdır. Peygamberler, her türlü zulme uğradıkları halde, bildik­lerini gizlememişler ve bu uğurda canlarını feda etmek­ten bile çekinmemişlerdir.
 
İsyana bulaşmaktan bile nefret eden peygamberler­den bir ferde günah yüklemeye çalışmak, iman kandille­rini söndürebilecek derecede vahim bir iftira olur.
 
Değerli okuyucularım!
 
Biz, ölçü olarak, halkı Hak yoluna davet için gönderi­len peygamberlerin temiz hayatlarını güvenilir kaynak­lara dayamak suretiyle açıklayacak ve o zatla ilgili gü­nah bahsini te'vil ve tasrihe çalışacağız. Tevfik ve inayet sahibi Cenab-ı Hakk'ın yardımıyla mevzua başlamış bu­lunuyoruz.
 
 
İçindekiler
Önsöz           

 
Âdem Aleyhisselam          
İdris Aleyhisselam  
Nûh Aleyhisselam 
Hûd Aleyhisselam 
Salih Aleyhisselam
Lût Aleyhisselam   
İbrahim Aleyhisselam       
İsmail Aleyhisselam          
İshâk Aleyhisselam           
Yâkûb ve YûsufAleyhisselam
Eyyûb Aleyhisselam         
Şuayb Aleyhisselam         
Mûsâ Aleyhisselam           
Dâvûd Aleyhisselam         
Süleyman Aleyhisselam     
İlyâs Aleyhisselam  
Elyesa Aleyhisselam          
Zülkif Aleyhisselam 
Yûnus Aleyhisselam          
Zekeriyya Aleyhisselam      
Yahya Aleyhisselam           
İsâ Aleyhisselam     
 
Peygamberliğinde İhtilaf Olunan Zatlar
Üzeyr Aleyhisselam
Lokman Aleyhisselam        
Zülkarneyn Aleyhisselam   
 
Peygamberimiz Hazret-i Muhammed Mustafa
Sallallahu Aleyhi ve Sellem        
Abdülmuttalib'e Giden Müjde      
Masum Yetim Ebû Talibin Evinde          
Hazret-i Muhammed Ticaret Yolunda    
Hazret-i Muhammed'in Çocukları           
Yaklaşan Peygamberlik Devri     
Hira Dağı ve Risaletin Gelişi       
Kılınan İlk Namaz ve Hazret-i Ali'nin İslâmiyeti Kabulü        
Hazret-i Ebû Bekir'in İslâmiyeti Kabulü 
Sıkıntılı Günler        
İslâmiyeti İlk Kabul Edenlerin Halisane Tavırları
 
İlk Müslümanların Maruz Kaldıkları Zulüm ve işkenceler     
Cariye Olup da Zulme Uğrayan Kadınlar         
Kureyş Müşriklerinin Öfkesi        
Müşriklerin Uyguladığı Boykot    
Birinci ve İkinci Akabe Biatları     
Hazret-i Peygamberin Medine'ye Hicreti          
Okunan İlk Hutbe   
Hazret-i Peygamberin Aile Fertlerini Medine'ye Getirtmesi  
Müşriklerin Çıkardığı Diğer Savaşlar ve Neticeleri
Müşriklerin Tavrı ve Müslümanların Tedbiri     
Mekke'nin Fethi      
İslâm Dininin Süratle Yayılması 
Veda Haccı  
Veda Hutbesi          
Resûl-i Ekrem'in Hastalığı ve Ahirete İrtihali    
Son Hutbelerinden Biri     
Son Dakikaları        
Resûl-i Ekrem'in Gasli, Teçhiz ve Tekvini        
Bibliyografya
 
 
Bera Yayınları Ali Eren Peygamberler Tarihi kitabı nı incelemektesiniz.
 
[1]Seyyid Şerif Cürcânî: Târifât
[2]Mevakıf Şerhi,S,575
[3]Aliyürkarî: Fıkh-ı ekber Şerhi. S. 106
[4]Sâdüddin Teftazânî: Akaid şerhi S. 170
[5]   Tek kişi tarafından yapılan bir rivayete haber-i âhad adı verilmektedir.
Diğer Özellikler
Stok Kodu9786058284234
MarkaBera Kitap
Stok DurumuVar
En yeni ürünler
Güvenli teslimat
Kampanyalı ürünler
Piyasadaki en iyi fiyat

PlatinMarket® E-Ticaret Sistemi İle Hazırlanmıştır.