Kitap Sahihi Buhariden Sohbetler ve Nasihatler
Yazar Harun yıldırım
Kaynak Sahihi Buhari
Yayınevi Sağlam Yayınevi
Kağıt Cilt 2.Hamur kağıt, Ciltli
Sayfa Ebat 1.006 sayfa, 17x24 cm
Sağlam Yayınevi Sahihi Buhariden Sohbetler ve Nasihatler kitabını incelemektesiniz.
Harun Yıldırım Sahihi Buhari’den Sohbetler ve Nasihatler kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
Sahihi Buhariden Sohbetler ve Nasihatler Kitabı Tanıtım
MUKADDİME
Bu dünya, her şeyi ile fanidir. Baki olan, yalnız Allah'tır. Her canlı mutlaka ölümü tadacaktır. Doğum gibi, ölüm de Allah'ın değişmez bir kanunudur. Ölüm, yok olup gitmek değil, yeni ve ebedi bir hayatın başlangıcıdır.
Dünya, ahiret hayatı için gereken hazırlıkları yapma yeridir. Bunun için de, Allah'ın emirleri doğrultusunda hayatımızı sürdürmemiz gerekir. Çünkü dünya ve âhirette bizi kurtaracak ve mutlu kılacak olan, yalnız Allah'ın emirlerine uyup yasaklarından sakınmak ve O'nun rızasını kazanmaktır.
Hatibin minberdeki görevi, peygamber görevinin bir devamıdır. Peygamberimizin minberdeki sesini günümüze kadar hatipler taşıyagelmiştir. Bu cihetle hatiplerin sorumluluğu ve görevlerinin kudsiyeti tartışılamaz derecede yüksektir. Peygamber arzusuna uyulan hutbelerle peygambere itaat, peygamber arzusuna uyulmayan hutbelerle peygambere ihanet edilmiş olunur.
Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem Cuma günü cemaat toplanınca mescide girer, ashabına selâm verir, minbere çıkınca kıbleye dönüp dua etmez, yüzünü cemaate çevirip ezanı dinlemek üzere otururdu
Ezandan sonra kalkıp Allah'a hamd, sena ve şehadetten sonra; coşkulu ve uyarıcı bir sesle hutbeyi irad ederdi.
Hutbeyi kısa tutar, namazı uzatır, Allah'ı çok anar, kısa ve özlü sözler kullanırdı.
Hutbelerinde; İslâmın temel esaslarını anlatır, emir ve nehiylerini bildirir, ashabının ihtiyaç duyduğu uyarıcı ve müjdeleyici konularda hutbeler okurdu.
Yeri geldiğinde hutbesini keserek cemaatiyle ilgilenir, sorulara cevap verir, bazen minberden inip tekrar çıkar ve daha sonra hutbesine devam ederdi.
Bugün, artık cemaatin dahi ezberlediği, kalıplaşmış ifadelerle okunan hutbeler verimli olmamaktadır. Hutbenin, cemaati bire bir olarak ilgilendirmesi, dikkatini çekmesi, fikir ve yol göstermesi, her alanda dinleyiciyi tatmin etmesi gerekir.
Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellemin hutbelerinin en önemli özelliği, bu hutbeleri insanlara bilmediklerini öğretmek istediği zamanlarda anlatmasıdır. Hutbeleri yalnızca Cuma ve bayram namazları ile sınırlı değildir. Bazen sabah namazından sonra, bazen öyle namazından sonra hutbe okumuş insanlara İslâm'ı anlatmıştır.
Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem dinin insanlar tarafından anlaşılmasını hutbeleri vasıtası ile sağlamıştır.
Hutbeler dinin anlaşılmasında büyük önem taşımaktadır.
Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem ve ashabının hutbeleri bizim için birer hazine niteliğindedir. İnsanları aydınlatıcı, yol gösterici, öğretici mesajlarla doludur. Bizlerde hatip ve vaizlere bu kısa ama hacmi büyük olan kitaptan faydalanmaları amacı ile bir çalışma yaptık. Allah'tan (c.c.) okuyanlara fayda vermesini dilerim. ( Sahihi Buhariden Sohbetler Nasihatler, Sahihi Buhariden sohbetler nasihatler kitabı, Harun yıldırım sohbetler nasihatler, sağlam yayınları )
HARUN YILDIRIM
Sahihi Buhariden Sohbetler ve Nasihatler Kitabı ndan Bir Bölüm
SÖZLERDE VE HALLERDE İYİ NİYET
1. Mü'minlerin emîri Ebû Hafs Ömer ibni Hattâb -Allah ondan razı olsun-, Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem'i şöyle buyururken dinledim, dedi:
"Ameller ancak niyetlere göredir. Herkesin niyet ettiği ne ise, eline geçecek olan ancak odur. Artık her kim elde edeceği bir dünya menfaati için veya nikâh edeceği bir kadından dolayı hicret etmiş ise, onun hicreti, hicret etmiş olduğu şeyedir"
Bu hadisin ne kadar değerli olduğu konusunda âlimlerden gelen nakiller mütevatir seviyesine yükselmiştir.
Ebû Abdullah şöyle demiştir: "Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem'e ait haberler içinde bu
hadisten daha özlü, zengin ve faydalı bir hadis yoktur." Abdurrahman b. el-Mehdî, Buveytfnin kendisinden naklettiğine göre: İmam Şafiî, Ahmed b. Hanbel, Ali b. el-Medinî, Ebû Dâvud, Tirmizî, Dârekutnî ve Hamza el-Kenânî'nin bu
hadisin İslâm'ın üçte biri olduğunda ittifak ettiklerini söylemiştir.
Kimisi de bu hadisin İslâm'ın dörtte birini ifade ettiğini belirtmiştir. İbn Mehdî bu hadis için "İlimden otuz konu ile ilgilidir", Şafiî İse "ilimden yetmiş konu İle ilgilidir" demiştir.
Bu ifadelerle hadisin çok değerli olduğunu belirtmek istemiş olabilirler. Ayrıca Abdurrahman b. el-Mehdî hadisin bütün konuların başı olarak kabul edilebileceğini de dile getirmiştir.
Beyhakî bu hadisin ilmin üçte biri olmasının gerekçesini şu şekilde açıklamıştır: "Kişinin amelleri kalp, dil ve organlardan sâdır olur. Niyet bu üçünden en önemlisidir. Çünkü niyet başlıbaşına bir ibadet olabildiği halde, diğer ibadetler ona muhtaçtır.
Bu sebeple "Mü'minin niyeti amelinden daha hayırlıdır" şeklinde rivayet bulunmaktadır." Gerçekten de niyet üzerinde iyice düşünüldüğünde onun amellerden daha hayırlı olduğu görülür. İmam Ahmed b. Hanbel'in sözü gösteriyor ki hadisin ilmin üçte biri olmasının anlamı bütün hükümlerin kendisine bağlandığı üç temel hadisten biri olmasıdır. Diğer iki hadis de şöyledir: "Kim bizim emrimizin olmadığı bir amel yaparsa, bu reddedilir", "Helal bellidir, haram da bellidir..." İmâm Buhârî ise, kitap yazanlara bir nasihatte bulunarak, eserlerine bu hadisle başlamalarını tavsiye etmiştir. Bu hadisi şerif, insanın kazanacağı sevap ve günahlar ile yakından ilgili olduğu için son derece önemlidir.
Niyet, bir işi Allah rızâsı için yapmayı kalbden geçirmektir.
İş ya kalble, ya dille veya diğer organlarla yapılır.
Kalbimizle yaptığımız işler, niyet ve düşüncelerimizdir.
Dilimizle yaptıklarımız konuşmalarımızdır.
Organlarımızla yaptığımız işler de fiil ve davranışlarımızda. Sözler ve davranışlar çoğu zaman niyete bağlı olduğu için, iyi niyet bazan başlı başına bir ibadet olur.
Ameller yâni yapılan işler niyete göre değer kazanır sözü, çoğu zaman organlarımızla yaptığımız işleri kapsar. Yoldaki bir taşı, insanlara zarar vermesin düşüncesiyle ve sevap kazanmak ümidiyle kaldırıp atmak bir ibadet sayılır. Birinin malını meşru olmayan yollardan elde etmeye karar vermişken, Allah korkusuyla bu düşünceden vazgeçmek de aynı şekilde sevap kazanmaya vesile olur.
Kalbden geçen düşünceler, iyi niyete dayandığı zaman Allah katında değer kazanır. Bu esnada kalbin uyanık ve şuurlu olması gerekir.
Dil bir şeye niyet ederken kalb bu düşünceye katılmazsa, niyet makbul olmaz. Allah Teâlâ bizim şeklimize, kalıbımıza değil, kalbleri-mize bakar, niyetlerimize değer verir.
Abdullah İbni Ömer'in oğlu âlim, zâhid ve Medine'nin yedi faki-hinden biri olan Salim, halife Ömer İbni Abdülazîz'e yazdığı mektupta şöyle demişti:
"Şunu iyi bil ki, Allah Teâlâ'nın kuluna yardımı, kulun niyeti kadardır. Kimin niyeti tam olursa, Allah'ın ona yardımı da tam olur. Niyeti ne kadar azalırsa, Allah'ın yardımı da o kadar azalır."
Herkesin yaptığı işin karşılığını niyetine göre alması şu gerçeği vurguluyor: Yapılan bir ibadet ve herkesin takdirini kazanan bir hizmet görünüş bakımından kusursuz olabilir; ancak o ibadet ve güzel hizmetin samimi bir niyetle ve sadece Allah'ın rızasını kazanmak maksadıyla yapılması şarttır. İnsanların takdir ve teveccühünü kazanmak veya hem Allah rızasını hem de insanların takdirini kazanmak düşüncesiyle yapılan ibadet ve hizmetlerin Allah katında hiçbir kıymeti yoktur.
Yapılan işleri Allah katında değerli kılan bizim ihlâs ve samimiyetimiz, yani o işleri sadece Allah rızası için yapmış olmamızdır. Meselâ insanlar beni görsün ve takdir etsin diye namaz kılmak, zekât vermek şirk derecesinde büyük bir günahtır. Fakat gösterişi aklından geçirmeyen bir mü'minin, başkalarını o ibadeti yapmaya teşvik etmek niyetiyle herkesin göreceği bir yerde namaz kılıp zekât vermesi faziletli bir davranıştır. Böyle bir mü'min hem görevini yapmış hem de iyi niyetinden dolayı ayrıca sevap kazanmış olur.
İyi niyete dayanmayan, sadece gösteriş için yapılan ibadetlerin ve güzel davranışların Allah katında hiçbir değeri bulunmadığını Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem ibretli bir misâlle ortaya koymuştur. Bu hadîs-i şerife göre kıyamet gününde ilk defa bir şehid hakkında hüküm verilecek.
Allah Teâlâ ona ne yaptığını sorduğunda:
Senin uğrunda çarpıştım, şehid edildim, diyecek. Fakat Cenâb-ı Hak ona:
Yalan söyledin. Sana cesur adam desinler diye çarpıştın, buyuracak ve o adam yüz üstü sürüklenerek cehenneme atılacak.
Daha sonra ilim öğrenip öğreten ve Kur'an okuyan bir kimse getirilecek. Ona da ne yaptığı sorulacak.
İlmi öğrendim ve öğrettim. Senin rızânı kazanmak için Kur'an okudum, diyecek.
Allah Teâlâ ona:
Yalan söyledin. İlmi, sana âlim desinler diye öğrendin. Kur'an'ı ise, güzel okuyor desinler diye okudun. Nitekim öyle de denildi, buyuracak. O adam da yüz üstü sürüklenerek cehenneme atılacak.
Hadîs-i şerifin devamında zengin bir kimsenin huzura getirileceği, onun da malını Allah rızası için harcadığını söyleyeceği, ona, "cömert adam" desinler diye malını sarfettiği söyleneceği ve diğerleri gibi onun da cehenneme atılacağı belirtilmektedir.
Bu niyet hadisinden şöyle bir sonuç da çıkmaktadır:
Aslında ibadet olmayan bazı işler, iyi niyetle yapıldığı takdirde ibadete dönüşebilir. Meselâ yemek yiyen kimse, bu gıdalardan elde edeceği kuvvetle ibadet edeceğini düşünürse, yemek yerken bile sevap kazanmış olur. Normal ticaretini yapan kimse, işini en iyi şekilde yaparak insanlara hizmet etmeyi, onları aldatmamayı düşünürse, hem para hem de sevap kazanabilir.
Hadîs-i şerifimizde "Kimin niyeti Allah'a ve Resûlü'ne varmak, onlara hicret etmekse, eline geçecek sevap da Allah'a ve Resûlü'ne hicret sevabıdır" buyuruluyor. Hicret, bir şeyi terketmek demektir. Allah Teâlâ'nın yasak ettiği şeyleri terkedip yapmamak da genel mânâda hicret sayılmaktadır. Bu sebeple Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem:
"Muhacir, Allah'ın yasakladığı şeyleri bırakan kimsedir" buyurur.
Hadiste sözü edilen hicretten maksat, kâfirlerin elinde bulunan vatanı bırakıp İslâm yurduna göçmek demektir. Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem ile ashabı, Mekke'den Medine'ye bu maksatla göçmüşlerdir. Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem'in söylemek istediği şudur:
Bir adam hicret ederken dünyevî bir çıkar düşünmemiş, sadece Allah'ın rızasını kazanmayı ve Resûlullah'ı hoşnut etmeyi hedef almışsa, hicreti makbul olmuştur; Allah ve Resûlü'ne hicret etme sevabını elde etmiştir. Kim de hicret ediyor görünse bile, aslında bir dünyalık elde etme veya bir kadınla evlenme arzusuyla yola çıkmışsa, onun hicreti makbul sayılmaz ve hiçbir sevap kazanamaz. Bu gerçeği Allah Teâlâ şöyle belirtmiştir:
"Kim âhiret kazancım istiyorsa, onun kazancım çoğaltırız. Dünya kazancını isteyene de dünyalık veririz; ama onun âhirette bir nasibi olmaz" (Şûra sûresi (42), 20).
Bu hadîs-i şerifin söylenmesine şöyle bir olayın sebep olduğu anlatılır:
Sahâbîlerden biri, Ümmü Kays adlı bir hanımla evlenmek ister. Fakat o günlerde Ümmü Kays Medine'ye hicret etmeyi düşünmektedir. Kendisiyle evlenmek isteyen sahâbîye, niyeti ciddî ise Medine'ye hicret etmeyi ve orada evlenmeyi teklif eder.
Mekke'deki kurulu düzenini terketmeyi henüz düşünmeyen o sahâbî Ümmü Kays'la evlenmek arzusuyla Medine'ye hicret etmek zorunda kalır. Bu durumu bilen sahâbîler, Ümmü Kays'ın muhaciri anlamında "Muhâciru Ümmü Kays" diye takıldıkları o zâtın, hicret sevabı kazanıp kazanmadığını tartışmaya başlarlar. İşte o zaman Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem, bu hadîs-i şerifle meseleye açıklık getirerek herkesin niyetine göre sevap kazanacağını belirtir.
Sohbetten Öğrendiklerimiz:
1-Yapılan işlerden sevap kazanabilmek için o işlere iyi niyetle başlamak gerekir.
2-Niyetin kalben yapılması önemli olduğu için, bunu ayrıca dille söylemek şart değildir.
3-Allah rızası gözetilmeden yapılan işlerden sevap kazanılamaz.
4-İnsan göründüğü gibi olmalı, dünyevî bir çıkar için dini kullanmamalıdır.
5-İhlâs, niyet sağlamlığı demektir.
6-Hadis aynı şekilde Müslümanın bir işi yapmaya kalkışmadan önce onun hükmünü bilmesi gerektiğine delildir. Yapacağı bu işin meşru olup olmadığını, vacib mi müstehab mı olduğunu bilmelidir. Çünkü hadis-i şerifte eğer o amel için meşru görülen niyet bulunmayacak olursa, amelin kabul olunmayacağı belirtilmektedir.
7. Hadis-i şerif itaat olan amellerde niyetin şart olduğuna ve niyet olmaksızın yapılan amellerin hiçbir değer taşımadığına delildir.
Son söz olarak,
Allah Teâlâ'dan müslümanların hallerini düzeltmesini, onları dînlerinde bilgili kılmasını, bizi ve onları fitnelerin şaşırtmasından korumasını dileriz. Şüphesiz ki O, duaları hakkıyla işiten ve kabul buyurandır.
Ey Rabbimiz! Bize niyetlerimizde samimiyet, sözlerimizde doğruluk, görüş ve rey beyan etmemizde isabet, kararlılık ve temiz görüş nasip eyle!
Bizi, heva ve heveslerimize uymaktan koru! Bizi fitnelerin, zalimlerin, fasıkların ve sapıkların sapıklıklarından ve kötülüklerinden muhafaza eyle!
Ey âlemlerin Rabbi olan Allah'ım! Bizi hayır ve saadet üzere hitama erdir. Ey Rabbimiz! Kötü ve iğrenç huylardan, fena amellerden, heva ve heveslere tabi olmaktan sana sığınırım. Âmin.
Sözlerimi İbnu'l Cevzi'nin münacatıyla bitirmek istiyorum. O Rabbine şöyle yakarıyor:
İlahi seni tanıtan ve senden haber veren bir dile azap etme!
Senin varlığına işaret eden ilimlere bakan gözlere azap etme!
Senin hizmetinde koşan ayakları, senin Resulü'nün hadislerini yazan elleri azabına hedef kılma!
Rabbim! İzzetin hakkı için beni cehenneme sokma!
Zira erbabı, benim senin dinini savunduğumu bilir.
HARUN YILDIRIM
Sahihi Buhariden Sohbetler ve Nasihatler Kitabı nın İçeriği
Dinini Noksanlıktan Kurtaran Kimsenin Fazileti
Kişinin Ailesine Sadakası
Allah İçin Vermek
Din Nasihattır-1
Din Nasihattır-2
Kıyamet Alameti-1
Rasulullah (SAV)'İn Öğreticiliği
Müslüman Hurma Ağacı Gibidir
Rasulullah'ın Allah'a Daveti
İlim Meclislerinde Adap
Müslümanın Kanının, Malının Ve Irzının Haramlığı
Kolaylaştırın, Zorlaştırmayın;
Müjdeleyin, Nefret Ettirmeyin
Vaaz Ve Nasihat İçin Uygun Vakitleri Seçmek
Alimlerin Fazileti Ve Değeri
Gıpta Edilecek İki Kişi
Bol Ve Bereketli Yağmur Gibi
Kıyamet Alametlerinden Bazıları
Yitik Bir Şey Bulan Kimse
Kadınların Eğitimi
Kıyamet Günü Rasulullah'ın Şefaatıyla En Mutlu Olan Kişi
Alimlerin Ölümü Ve İlmin Çekilmesi
Kim Hesaba Çekilirse
Mekke Ve Mescidi Haram
Veda Hutbesi Ve Rasulullah'ın Daveti/Tebliği
Rasulullah (Sav.) Adına Yalan Söylemek
Allah Yolunda Savaş Nedir?
İlim Öğrenmede Haya Etmenin Hükmü
Hac Ve Umre İçin Mikat Yerleri
Rasulullah (Sav.)'İn Abdullah Bin Abbas'a Duası
Bevletme veya Büyük Hacet Esnasında Kıble'ye Dönülmez
Hacet Adabı
Peygamberlerin Mucizeleri
Avcılık
Güneş Tutulması Namazi Ve Kabir Sorgusu
Temizlik Ve Abdest
Nemime Ve Kabir Azab
Tuvalet Adabı
Rasulullah'a Yapılan Eziyetler
Misvak Kullanmak
Abdestli Yatmanın Fazileti
Gusül
Rasulullah'ın Kadınlara Nasihat Etmesi
İnsanın Yaratılışı Bahsi
Teyemmüm
Miraç
Seferilik Namazı
Bayram Namazı
Rasulullahın Hanımlarından Bir Aylık Süre İle
Ayrılması
Allah Ve Rasûlünün Emaneti
Mescitler Temiz Olmalıdır
Lian - (Karı Koca Arasında Lanetleşmek)
Rasulullah'ın Örnek Hayatı Ve Bir Müjdesi
Kabirleri Mescid Edinmek
Rasulullah'a Verilen Beş Özellik
Ashabı Suffe
Mescidde Şiir Okuma
Faiz Ve İçkinin Haramlığı
Mescidde Hasta Ve Başkaları İçin Çadır Kurmanın
Caiz Oluşu 494
Karanlık Gecede Mescide Yürümenin Fazileti
Kabe'nin Tarihi
Mescidde İlim Halkaları Kurmak Ve Oturmak
Hz. Ebu Bekir'in (R.A.) Fazileti
Cemaatin Fazileti
İslam Kardeşliği
Namazda Sütre Edinmek
Sünnetin Önemi
Beş Vakit Namazın Farziyeti
Allah'a (C.C.) Sevimli Olan Ameller
Öğle Namazını, İkindi Namazının İlk Vaktine
Kadar Geciktirmek
Cennetliklerin Rablerini Görmeleri
Ezan
Arşın Gölgesindeki Yedi Sınıf
Cuma Gününün Fazileti
Sad Bin Ebi Vakkas'ın (R.A.) Fazileti
Sübhanallahi Ve Bi Hamdihi Zikrinin Fazileti
Duanın Önemi
Mescid Adabı
Korku Namazı
Hz. Ömer (ra)'In Yağmur Duası Ve Tevessül
Rasulullah (S.A.V)'in Teheccüde Kalkarken
Yaptığı Dua
Rasulullah (S.A.V)'in Emir Ve Yasakları
(Selamlaşmak)
Ölünün Arkasından Ağlama
Cenaze Namazı
Kız Çocukları
Veren El Alan Elden Daha Hayırlıdır
Bilmeyerek Zengine Verilen Sadaka Kabul Edilmiştir
Sadaka Vermek
Sevdiğimiz Şeylerden İnfak Etmek
Rasulullah'ın Çocuk Terbiyesi
Hz. Muaz'ın Yemen'e Gönderilmesi
Veda Hutbesi
Bid'atlar
Selman Ve Ebu'd'derda (Ra.)
Ramazan Ayı Ve İtikaf
Faiz Ve İçki
Hz. İbrahim (A.S.)
Rasulullah'ın Yasakladığı Şeyler
Allah'ın (C.C) Yasakları
Müslüman Müslümanın Kardeşidir
Bir İnsanı Yüzüne Karşı Övmek
İnsanların Arasını Düzelten Yalancı Sayılmaz
Büyük Günahlar
Teyze Anne Gibidir
Helak Edici Yedi Şey
Cennet Kılıçların Gölgesi Altındadır
İnsan Bedeninin Sadakası
Kahinlik
Aile Huzuru
Fahişe Kadının Köpeğe Merhameti
Rasulullah'ın Şefaati
Takva
Rasulullah Adına Yalan Söylemek
İsrailoğullarından Üç Kişinin Kıssası
Nifak Ve Münafık
Ahlakın Tanımı
Tebuk Savaşı Ve Üç Kişinin Tevbesi
Fıtrat (Süt Ve Şaraf)
Rasulullah'ın (S.A.V.) Lanetlemesi
Münafıklık
Rasulullah'ın Hutbesi Ve Anlattığı Üç Konu
En Güzel Örnek Rasulullah'tır
Eş Seçimi Nasıl Olmalı?
Zenginlik Ve Fakirlik
Cennete Girenlerin Çoğunluğu Fakirlerdir
Yabancı Bir Kadınla Halvet
Yemek Adabı
Resim Ve Heykel
Komşuluk Hakkı
Üç Güzel Davranış
Rasulullah'ın (sav] Vedası
Günahın Gizlenmesi
Doğruluk Cennete Götürür
Tekfir Hastalığı
Öfkelenmek
Mümin Dikkatli Ve Uyanık Olmalı
Rasulullah'ın (Sav) İstiğfarı
İnsanın Başına Gelebilecek Belalardan
Allah'a (C.C.) Sığınması
Rasulullah'ın (Sav) Sığınma Duaları
Rabbini Zikreden İle Etmeyenin Misali
Dünyada Bir Yabancı Veya Yolcu Gibi Ol
Altmış Yıllık Ömür
Sevdiği Bir Kimsenin Ölümüne Sabretmek
Cehennem Şehvetlerle Örtülüdür
Riya
Allah'ın Velî Kulları
Kıyamet Ve Ahiret Günü
Ölen Kişiye Cennet Veya Cehennemin Gösterilmesi
İnsanın Yaratılması
İnsan Fıtrat Üzere Doğar
Yeminin Çeşitleri
Büyük Günahlar
İyi Ve Kötü Adak (Nezir)
Ey Allah'ın Kulları Kardeş Olun!
Yaratmak Allah'a Mahsustur
Son Söz
İçindekiler
Sağlam Yayınları Harun Yıldırım Sahihi Buhariden Sohbetler ve Nasihatler kitabını incele diniz.