Kitap Sohbet Tadında Evlilik Ehliyeti Kadın İlmihali
Yazar Esma Muratoğlu
Yayınevi Muallim Neşriyat
Kağıt - Cilt Sarı şamua kağıt, Citli
Sayfa - Ebat 352 sayfa , 17x24 cm
Sohbet Tadında Evlilik Ehliyeti Kadın İlmihali kitabı nı incelemektesiniz.
Esma Muratoğlu Sohbet Tadında Evlilik Ehliyeti Kadın İlmihali kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
Önsöz
"Rahman ve Rahîm olan Allah'ın adı ile" söze ve işe başlarım.
Bütün âlemleri yoktan var eden, varlığından bizleri haberdar eden, kullarından mü'minlerin kalblerini marifetinin nuru ile pırıldatan, Âdem'in nesli dizisini bir inci tanesi gibi zaman ipine dizen, zamanı ve mekânı, yeri ve göğü Muhammedî nurun şerefine halkeden Allah'a, ucu bucağı olmayacak şekilde hamd ederim. Kitabı Kerîmindeki harfler sayısınca, bütün mahlukatı adedince ve bütün nefesler miktarınca hamd O'na mahsustur.
Yâ Rabbi! Ey hamd, şükür ve senanın tek sahibi! Benim sözlerimi, söz sultanlarının ve velîlerinin sözleri gibi gönül uyana ve kalbe safa verici et. Ve beni bâtıl bir söz söylemekten muhafaza buyur. Rahmet ve yardımını benden esirgeme ki, menzilime varabileyim.
Salât ve selâm, iki cihanın saadet güneşi, bütün yaratılmışların en hayırlısı, peygamberlerin hâtemi, velîlerin feyiz kaynağı ve âşıkların medâr-ı iftiharı cenâb-ı Muhammed sallallâhu 'aleyhi ve sellem'in üzerine olsun.
Allah'ım! Ezelden ebede kadar malumat-ı ilahîyen adedince efendimiz, sultanımız, göz ve gönül nurumuz Hazret-i Muhammed'e, âl ve ashabına salât ve selâm indir. O ki, insana insanlığın mertebesini buldurdu. Kız çocuklarını, sırf kız olarak dünyaya geldikleri için diri diri toprağa gömülmekten kurtardı. Güzel cennetleri annelerin ayağı altına serecek kadar annelere kıymet biçti ve onları baş tacı etti.
Evet, însanın erkek veya kadın olarak dünyaya gelmesi, Mekke'de, İstanbul'da veya Nil nehrinin kenarında doğması kendi elinde değildir. Güzel olması, çirkin olması, beyaz veya siyah olması da öyle. Eğer herkes kendi arzusu üzere yaratılsaydı, kimi Yusuf, kimi Züleyha, kimi Mecnun, kimi Leylâ olmak isterdi.
Aslında insan cennet gülistanından dünya toprağına indirilmiştir. İlk insan ve ilk peygamber Hazret-i Âdem güzel cennetlerde tek başına bırakılmamış, ona bir eş, bir gönül okşayan hayat arkadaşı da verilmiştir. Demek ki ne erkek tek başına bir murada erebilir, ne de kadın. Bu iki varlığın bir araya gelmesinden insanlığın baharı fışkırmıştır.
Erkek ve kadın, bir elmanın iki parçası gibidir, ikisi bir araya geldiğinde ancak varlık tamam olmaktadır. Bir kimsenin çıkıp "ben senden üstünüm", öbürünün "hayır ben daha üstünüm" demesi bir şey ifade etmez, üstünlük ancak takva iledir, kim Rabbinin makamından korkar, kulluğunu eksiksiz yapar, İslâmı tam olarak yaşarsa, Allah katında o makbuldür. Yarın insana "sen kimin oğlusun?" demiyecekler, fakat "ne getirdin?" diyeceklerdir.
Bir kadın gün görmemiş inci kadar güzel, Züleyha kadar şanlı olsa da eğer îmanı yoksa, Allah indinde hiçbir kıymeti yoktur. Yine erkek de öyle... İnsanı meleklerin fevkine çıkaran, daha da ileri götüren îmandır.
Evet:
İmandan mahrumiyet sıcak yarada kezzap,
Sonu gelmez nedamet ve haşmetli bir azâb!
Âlemde kadın erkeğin, erkek kadının yerini almaya kalkarsa cihanın düzeni altüst olur. Nitekim dünyamız huzura hasrettir. Aslında insanın mayası cennette yoğruldu ve oradan dünya toprağına indirildi, insan için tekrar cennete dönmek de var, felâket yurdu olan cehenneme düşmekte...
Ne cennet sadece erkeklerin, ne de dünya sadece kadınların. Hem dünyada hem cennette erkek ve kadın beraberdir. Çünkü neslin devamı bu iki varlığın birleşmesiyle mümkündür, öyledir de, nice zaman nice insanlar kadınları horlamış, aşağılamış, bir eşya gibi alıp satmıştı. Ancak Yüce İslâm ona inciden saraylar hazırlamış ve onu cennet hurilerinin fevkine çıkarmıştır. Cennete giren bir dünya kadını, hurilerden çok daha güzel olacaktır. Çünkü, Huriler bir emek, bir gayretle cenneti haketmiş değildir. Allah Teâlâ onları cennet için yaratmıştır. Dünya kadınları ise, yani Müslüman hanımlar; namaz, oruç, hac, zekât ve daha nice güzel ibâdetlerine mukabil olarak Allah'ın keremiyle cennete girerler.
Hattâ hadis-i şerifte:
"Kadın, beş vakit namazını kıldığı, orucunu tuttuğu, ırzını koruduğu ve kocasına itaat ettiği zaman cennete girer" buyurulmuştur.
O halde, kadın ve erkek cenneti dünyada iken kazanacaktır. Hiç birşey yapmadan ve îmân ehli olmadan, Allanın emrinde yaşamadan "ben gider de cenneti ahirette kazanırım" demek ahmaklık alametidir.
Tek, misli ve benzeri olmayan sadece Allahü Teâlâ'dır. Allah'tan başka her şey çifttir.
Serçe kuşunun, arının, karıncanın, ceylânın, kekliğin eşi olur da insanın olmaz mı? Gözle görülmeyecek kadar küçük canlıların bile erkeği dişisi vardır. Çünkü Azîz ve Celîl olan Allah her mahlûku çift olarak yaratmıştır. Evet, ne yüce sübhandır, O yaradan ki:
"Bütün o çiftlerin hepsini yarattı."1
"Bu itibarla dünyadaki şeylerin hepsi, bir zıddı veya benzeri yahut da herhangi bir bileşimi ve karşıtı bulunması yönüyle çifttirler. Meselâ cisim ve ruh, madde ve kuvvet, cevher ve araz, iç ve dış, yer ve gök, karanlık ve aydınlık, dünya ve âhiret gibi ki, elektrik bile artı ve eksi diye ikiye ayrılıyor, o halde "Halakal ezvâce = Çiftleri yarattı" demek, "bütün çeşit ve sınıflarıyla âlemi yarattı" demeye eşittir. Ancak burada asıl sevk, bütün âlemin yaratılışını anlatmak değil, bir ortak ve benzeri bulunan bütün eşlerin, bütün çiftlerin yaratılmış olduğunu ve dolayısıyla yaratılmışın yaratıcıya eş olamayacağını anlatarak, yaratıcının böyle şeylerden tenzih edilmiş olduğunu ve birliğini ispat etmektir.
Bundan başka "Ezvac", "Çiftler", denmesinde diğer bir nükte daha vardır ki, insan hayatı için önceki nimetlerden daha fazla önem taşıyan evlenme nimetinin yaratılmasına işaretle şükre yöneltmeyi ifade eder." 2
1 Yasin, 26
2 Hak Dini Kur'an Dili, 6-415.
Âlemde hiç kimse kendi yiğitliğiyle ve gayretiyle erkek veya kadın olmak kudretine sahip değildir. Erkeği erkek, kadını kadın olarak Yaratan ancak Allah'tır. Demek ki insanın erkeği olmadığı zaman dişisi, dişisi olmadığı takdirde de erkeği tek başına bir işe yaramaz. Erkek ile dişi birbirini tamamlayan unsurlardır. İki varlığın bir araya gelmesinden bir başka hayat vücut bulmaktadır. Ne erkek tek başına, ne de kadın tek başına çocuk sahibi olamaz. Neslin devamı çiftlerin birleşmesiyle mümkündür.
Yine erkeğin yerini de, kadının mevkiini de Allah Teâlâ tayin etmiştir. O'nun emirleri gölgesinde yaşayanlara huzur cennetleri, dîdâr neş'eleri vardır. Kendi kafasının doğrultusunda gidenlere acıyan olmamış ve onların sonu hüsrandır.
Kadının erkekliğe heves etmesi uygun olmadığı gibi, bir erkeğin de kadın gibi hareket etmesi abestir. Ne kadın erkek olabilir, ne de erkek çocuk doğurabilir. Yani herkesin yaratılışı ve vazifesi başka başkadır.
Ne erkek başıboş bırakılmıştır, ne de kadın. Allah Teâlâ herkes için bir hudut çizmiştir, haddi aşanlar ve şeytanların ardınca gidenler hayati yorgunluklarını cehennemin ateşten duvarlarına yaslanarak gidermeye çalışacaklardır.
Kadını sokaklara salıp sonra içeri alamayan ve her şeye kadını âlet eden insanların dünyasında yaşıyoruz. Huzuru sokakta arayan kadın hiçbir zaman muradına eremez. Gün görmemiş incilerden daha kıymetli olan annelerimizi, ninelerimizi ve Müslüman hanımlarımızı tenzih ederek söylemek gerekirse, bugün kadınlar felâket günlerini yaşamaktadırlar.
Çıplaklık ve hayâsızlık bir taun hâlini almıştır. Anadan üryan sokak sokak gezen kadının artık kaybedecek bir şeyi kalmamıştır.
Evet:
Kadın veda ederse iffet ve hayasına,
Başını vuracaktır dalâlet kayasına!
Paristeki kâfir modacı bir şey icat etsin de ertesi gün İstanbul'daki bazı ahmakların onu hemen alıpta baş tacı edinmemesi görülmemiştir. Aslından ve özünden bu kadar kopmak, kendisini kâfirlerin uydusu hâline getirmek akıl alacak işlerden değildir. Kalbler harap mezarlara dönünce, gönüllerden Allah ve Resul muhabbeti silinince başka ne beklenebilir ki?...
İki cihanda misli bulunmayan Rahmet Nebisi buyuruyorlar ki:
Sizden öncekilerin örf ve âdetlerine karış karış, adım adım, uyacaksınız. Hatta onlardan biri kelerin yuvasına girmiş olsa; siz de girecek ve hatta onlardan biri cadde ortasında hanımı ile cinsî münasebette bulunmuş olsa, siz de aynı şeyi yapacaksınız."
İnsafla, iz'anla hâdiselere nazar edersek, böyle bir felâketin içine düştüğümüzü görürüz. Biz nefsimize ve neslimize acımazsak, bize kim acıyacaktır?
Deva bulmaz derdin en belâlısı "Tesettür "mes'elesidir. Kadını açıp saçıp meydan padişahları gibi sokağa bırakmak medenilik(!) Allah emrince örtülere bürünmek ve iffetini korumak irtica olursa, böyle bir gecenin hayırlı sabahlara çıkması beklenemez. Koca devletin yapacak bir başka işi yokta yavrularımızın başındaki türbanla uğraşıyor. Koca koca adamlar günah kutusuna (televizyona) çıkıp fetva veriyor. Bu kadar iz'ansızlık ve irfansızlık nerede görülmüştür?
Bu eserimizde;
İnsanın yaratılışı
Erkeğin, kadının yeri
Tesettür
İzdivaç ve aile hukuku
Nikah, boşanma
İbadet ve ilmihal gibi hususlar dile getirilecektir.
Genç, ihtiyar, erkek, kadın, gelin ve kız herkese mutlaka lâzım olan dinî bilgiler ve fıkıh ölçüleri, yine herkesin anlayabileceği bir üslup ve lisanla istifadenize sunulmaktadır. "Ben gönlümce yaşarım, bir hudut tanımam" havasına girmek ve bulanık sular misâli kara kuyulara akmak insanın şanına lâyık değildir. Çünkü her insan hayatından, gençliğinden, malından, kazancından, yaşayışından, ailesinden ve çoluk çocuğundan hesaba çekilecektir. 0 bir sokak kedisi değildir ki, kuş avlamak sevdasına düşsün...
Yine üstünlük, soy-sop, zenginlik, güzellik, gençlik, ihtiyarlık, Türklük, Araplık ile değil, takva iledir. Kim Allah Teâlâ'dan daha çok korkar, Allah'ın emirlerine sarılır, Resulünün Sünnet-i Seniyyesi üzere yaşarsa, işte insanın en iyisi odur. "Ben kul oldum, ben kul olduml" diyebilmek devleti herkese nasip olmaz. Çünkü şanı pek yüce olan Allah celle celâlüh, o türlü kullarına şöyle hitap buyuracaktır:
Ey benim kullarım! Bugün size hiçbir korku yoktur, siz mahzun da olmayacaksınız."
"Âyetlerimize iman edip te (hâlis) müslüman olan (kul)lar(ım)! Sevinç ve neşeler içinde siz ve zevceleriniz cennete girin."
"Altından tabaklar ve kadehlerle başlarında dönülür. Orada canların istediği, gözlerin lezzet alacağı her şey vardır. Hem siz orada ebedi kalacaksınız."
"Ve işte yaptığınız ameller sebebiyle mirasçı kılındığınız cennet budur."
"Sizin için orada birçok meyveler vardır, onlardan yiyeceksiniz."
Bu seslenişin latifliğine doyulmaz. Bu hitap, cennet nimetlerinden daha lezzetlidir. Çünkü cennetleri yaratanın hitabıdır. İşte mü'min eşler dünyada beraber oldukları gibi, sevinç yurdu cennette de beraber olacaklardır. Eşin biri takva ehli, öbürü fasık olursa o takdirde ayrılık kaçınılmazdır.
Dünyasının ve âhiretinin mâmur olmasını isteyen kimse, dindar bir kadınla evlenmelidir. Kadın da zengin olan bir erkeği değil, takva sahibi kişiyi tercih etmelidir.
Evet:
Biz ebed yolcusuyuz, sevdamız Mevlâya'dır,
Ferhat Şirin'e koşar. Mecnun da Leylâya'dır!
Sözümüzün başı hamd, sonu yine hamddir. Yâ Rabbi, sana hamd eder, senden bütün müslümanlar için dünya ve âhiret selâmeti dileriz. ( sohbet tadında evlilik ehliyeti kadın ilmihali, esma muratoğlu, kadın ilmihali, muallim neşriyat, islamda evlilik ilmihali )
İçindekiler
Önsöz
Birinci Bölüm
İlk Erkek ve İlk Kadın
Dünya Günleri
Zaman Boyunca Kadın
Eski Kavimlerde Kadın
İşte Arabistan
İslâm'ın Kadına Verdiği Saadet
Ceylân Gözlüler ve Dünya Kadınları
Ebedî Gençlik
Kızlar
İslâm'da Gadre Uğramak Yoktur
İslâm'ın Koyduğu Şaşmaz Prensipler
Kadına Öğüt
İkinci Bölüm
imanın Şartları
imanın Şartları
Allah'a İman
Meleklere îman
Kitaplara îman
Peygamberlere îman
İki Cihanın Efendisi ve Âlemin Rahmeti
Âhiret Gününe îman
Kadere îman
Üçüncü Bölüm
îbadet
Edîlle-î Şer'îyye
Ef al-i Mükellefin
Farz
Vacîb
Sünnet
Müstehab
Mubah
Müfsid
Haram
Mekruh
islâm'ın Şartları
Kelime-i Şehadetin ifade ettiği mânâ nedir?
Namazın Şartları
Abdest
Abdest Çeşitleri
Gusül (Boy Abdesti)
Teyemmüm
Kadınlara Ait Haller
Nifas (Lohusalık Hâli)
Hem Âdediyi Hem de Lohusayı İlgilendiren Hükümler
Namaz kılmak
Oruç tutmak
Kur'ânı Kerîm okumak
Cami ve Mescitlere girmek
Kabe'yi Tavaf etmek
Cinsî yakınlıktan bulunmak
İnsanın zevcesinden faydalanması
İstihaze (Özür Hâli)
Setr-i Avret
İstikbâl-i Kıble
Vakit
Niyet Namazın Rükünleri
Namazın Vâcibleri
Namazın Sünnetleri
Namazın Mekruhları
Beş Vakit Namaz Cetveli
Namazların Kılınışı
Sabah Namazı
Öğle Namazı
İkindi Namazı
Akşam Namazı
Yatsı Namazı
Vitir
Namazı Bozan Haller
Namazla alakalı bazı hükümler
Cuma Namazı
Cenaze Namazı
Nafile Namazlar
Oruç İbadeti
Orucu Bozan Şeyler
Bir Hadis
Sadaka-i Fıtır
Zekât
Hac İbadeti
Kadınlar İçin Mühim Mes'ele
Kurban
Bir Hadis
Dördüncü Bölüm
Tesettür (Örtünme)
Avret
Avretin Kısımları
Kadınlara Mahsus Elbise
El ve Yüzü Örtme Mes'elesi
Hitap
Beşinci Bölüm
Evlilik ve Mahremiyet
Evlenmeyi Teşvik Eden Âyet ve Hadisler
Kadında Aranacak Meziyetler
Dindar olması,
Sâliha kadın olması
Bakire olması
Kadının doğurgan olması
Kadının âhiret işinde kocasına yardımcı olması
Rabbine Muti ve kocasına itaatkâr olması
İffet ve şeref sahibi olmalıdır
Eş seçilecek kadın çok yakın akrabadan olmamalı
Flört Denilen Tuzak
Evlenecekler Arasında Denklik
İşte Misâl
Evlenecek Kişinin Alacağı Kadını Görmesi
İşte Övülmeye Lâyık Kadın
Nikah ve Mehir
Mehr-i müsemmâ
Mehr-i misil
Mehr-i muaccel
Mehr-i müahher
Kadın Mehre Nasıl Hak Kazanır?
Nişanlıya Verilen Hediyenin Hükmü
Nikâh
Resmî Nikâh
îki Bayram Arası Nikâh
Düğünler Nişanlar
Akıl Almaz İsraf.
Duvak Günü
Kadının Kocası Üzerindeki Hakları
Kömür Yüzlü Zenci
Kadını Tehlikeden Korumak
Kocanın Hanımı Üzerindeki Hakları
1] Zevciyat Vazifesi
Kocaya karşı itaat
Kocaya ezâ vermemek
Küfran-ı Nimet etmemek
5] Kocanın izni olmadıkça nafile oruç tutmamak
Kocanın izni olmadıkça onun evine kimseyi almamak
Kocanın izni olmadıkça dışarı çıkmamak
Karı Koca Arasında Edepler
Cinsel İlişkiden Kaçmak
Haremlik-Selamlık
Kadının erkekle musafaha yapması
Kadının sesi mes'elesi
Kadına selâm vermek
Nikâhlanması Haram Olanlar
Kayın valideler
Gelinler
Üvey anneler
Üvey kızlar
Süt Haramlığı
Hürmet i Musahara
Boşama ve Boşanma
Bid'at üzere boşama
İddet
Sarhoşun boşaması
Şartlı boşama
Zıhâr
Zıhâr keffareti
Bazı Mes'eleler
Muhtelif Mevzular
Vicdan Duruluğu
Kadının Özelliği
Ezan va ikamette farklılık
İmamlıkta farklılık
Namaz içinde abdest bozulmasında farklılık
Cuma ve Bayram namazlarında farklılık
Cemaate katılmada farklılık
Geçmiş namazların kazasında farklılık
Cenazenin yıkanmasında farklılık
Şahidlikte farklılık
Hâkimlikte Farklılık
Ceza tatbikinde farklılık
Giyim kuşamdaki farklılıklar
Miras hususunda
Allah Teâlâ'yı Zikir
Kadına Öğüt
Tüm Zamanların Temel Ölçüleri
Koca da Hanımına Karşı Süslenmeli
İnsanların Sırrını Araştırmak Gerekmez
Peygamberimiz Niçin Gönderildi?
Allah Yolunda Hesaplıyarak Verme!
Ahirette Sevap Kefesine Konacak Sevaplar
En Kolay, En Hafif ibadet
Mübalağalı Şöhret
Yerin Altındaki Rızıklar
Kız İstemeyi Gizli Yapın
İnsan Arkadaşından Tanınır
Sıkıntılardan Yılmayın, Kurtulmayı Bekleyi
Niyet-i Sadıka
Uzak Durun!
Muallim Neşriyat Esma Muratoğlu Sohbet Tadında Evlilik Ehliyeti Kadın İlmihali kitabı nı incele diniz.
Diğer Özellikler |
Stok Kodu | 9786054709243 |
Marka | Muallim Neşriyat |
Stok Durumu | Var |
9786054709243