Sohbet Tadında Evlilik Ehliyeti, Kadın İlmihali

Fiyat:
300,00 TL
İndirimli Fiyat (%43,3) :
170,00 TL
Kazancınız 130,00 TL
Havale / EFT:
164,90 TL
Aynı Gün Kargo

Kitap              Sohbet Tadında Evlilik Ehliyeti Kadın İlmihali     
Yazar             Esma Muratoğlu  
Yayınevi         Muallim Neşriyat
Kağıt - Cilt      Sarı şamua kağıt, Citli 
Sayfa - Ebat   352 sayfa , 17x24 cm


  
 
Sohbet Tadında Evlilik Ehliyeti Kadın İlmihali kitabı nı incelemektesiniz.  
Esma Muratoğlu Sohbet Tadında Evlilik Ehliyeti Kadın İlmihali kitabı hakkında yorumları oku yup kitabın konusu, özeti, fiyatı, satış şartları hakkında bilgiyi geniş bir şekilde edinebilirsiniz.

  
Yaratan Rabbinin adıyla oku . O, insanı " alak " dan yarattı. Oku, Senin Rabbin en cömert olandır. Alak 1-2
 
 
   Önsöz
 
"Rahman ve Rahîm olan Allah'ın adı ile" söze ve işe başlarım.
 
Bütün âlemleri yoktan var eden, varlığından bizleri haberdar eden, kul­larından mü'minlerin kalblerini marifetinin nuru ile pırıldatan, Âdem'in nesli dizisini bir inci tanesi gibi zaman ipine dizen, zamanı ve mekânı, yeri ve göğü Muhammedî nurun şerefine halkeden Allah'a, ucu bucağı olmayacak şekilde hamd ederim. Kitabı Kerîmindeki harfler sayısınca, bütün mahlukatı adedince ve bütün nefesler miktarınca hamd O'na mahsustur.
 
Yâ Rabbi! Ey hamd, şükür ve senanın tek sahibi! Benim sözlerimi, söz sultanlarının ve velîlerinin sözleri gibi gönül uyana ve kalbe safa verici et. Ve beni bâtıl bir söz söylemekten muhafaza buyur. Rahmet ve yardımını ben­den esirgeme ki, menzilime varabileyim.
 
Salât ve selâm, iki cihanın saadet güneşi, bütün yaratılmışların en hayır­lısı, peygamberlerin hâtemi, velîlerin feyiz kaynağı ve âşıkların medâr-ı ifti­harı cenâb-ı Muhammed sallallâhu 'aleyhi ve sellem'in üzerine olsun.
 
Allah'ım! Ezelden ebede kadar malumat-ı ilahîyen adedince efendimiz, sultanımız, göz ve gönül nurumuz Hazret-i Muhammed'e, âl ve ashabına salât ve selâm indir. O ki, insana insanlığın mertebesini buldurdu. Kız çocuklarını, sırf kız olarak dünyaya geldikleri için diri diri toprağa gömülmekten kurtardı. Güzel cennetleri annelerin ayağı altına serecek kadar annelere kıymet biçti ve onları baş tacı etti.
 
Evet, însanın erkek veya kadın olarak dünyaya gelmesi, Mekke'de, İstanbul'da veya Nil nehrinin kenarında doğması kendi elinde değildir. Güzel olması, çirkin olması, beyaz veya siyah olması da öyle. Eğer herkes kendi ar­zusu üzere yaratılsaydı, kimi Yusuf, kimi Züleyha, kimi Mecnun, kimi Leylâ olmak isterdi.
 
Aslında insan cennet gülistanından dünya toprağına indirilmiştir. İlk in­san ve ilk peygamber Hazret-i Âdem güzel cennetlerde tek başına bırakılma­mış, ona bir eş, bir gönül okşayan hayat arkadaşı da verilmiştir. Demek ki ne erkek tek başına bir murada erebilir, ne de kadın. Bu iki varlığın bir araya gelmesinden insanlığın baharı fışkırmıştır.
 
Erkek ve kadın, bir elmanın iki parçası gibidir, ikisi bir araya geldiğinde ancak varlık tamam olmaktadır. Bir kimsenin çıkıp "ben senden üstünüm", öbürünün "hayır ben daha üstünüm" demesi bir şey ifade etmez, üstünlük ancak takva iledir, kim Rabbinin makamından korkar, kulluğunu eksiksiz ya­par, İslâmı tam olarak yaşarsa, Allah katında o makbuldür. Yarın insana "sen kimin oğlusun?" demiyecekler, fakat "ne getirdin?" diyeceklerdir.
 
Bir kadın gün görmemiş inci kadar güzel, Züleyha kadar şanlı olsa da eğer îmanı yoksa, Allah indinde hiçbir kıymeti yoktur. Yine erkek de öyle... İnsanı meleklerin fevkine çıkaran, daha da ileri götüren îmandır.
 
Evet:
İmandan mahrumiyet sıcak yarada kezzap,
Sonu gelmez nedamet ve haşmetli bir azâb!
 
 
Âlemde kadın erkeğin, erkek kadının yerini almaya kalkarsa cihanın dü­zeni altüst olur. Nitekim dünyamız huzura hasrettir. Aslında insanın mayası cennette yoğruldu ve oradan dünya toprağına indirildi, insan için tekrar cen­nete dönmek de var, felâket yurdu olan cehenneme düşmekte...
 
Ne cennet sadece erkeklerin, ne de dünya sadece kadınların. Hem dün­yada hem cennette erkek ve kadın beraberdir. Çünkü neslin devamı bu iki varlığın birleşmesiyle mümkündür, öyledir de, nice zaman nice insanlar ka­dınları horlamış, aşağılamış, bir eşya gibi alıp satmıştı. Ancak Yüce İslâm ona inciden saraylar hazırlamış ve onu cennet hurilerinin fevkine çıkarmıştır. Cennete giren bir dünya kadını, hurilerden çok daha güzel olacaktır. Çünkü, Huriler bir emek, bir gayretle cenneti haketmiş değildir. Allah Teâlâ onları cennet için yaratmıştır. Dünya kadınları ise, yani Müslüman hanımlar; namaz, oruç, hac, zekât ve daha nice güzel ibâdetlerine mukabil olarak Allah'ın keremiyle cennete girerler.
 
Hattâ hadis-i şerifte:
"Kadın, beş vakit namazını kıldığı, orucunu tuttuğu, ırzını koruduğu ve ko­casına itaat ettiği zaman cennete girer" buyurulmuştur.
 
O halde, kadın ve erkek cenneti dünyada iken kazanacaktır. Hiç birşey yapmadan ve îmân ehli olmadan, Allanın emrinde yaşamadan "ben gider de cenneti ahirette kazanırım" demek ahmaklık alametidir.
 
Tek, misli ve benzeri olmayan sadece Allahü Teâlâ'dır. Allah'tan başka her şey çifttir.
Serçe kuşunun, arının, karıncanın, ceylânın, kekliğin eşi olur da insanın olmaz mı? Gözle görülmeyecek kadar küçük canlıların bile erkeği dişisi var­dır. Çünkü Azîz ve Celîl olan Allah her mahlûku çift olarak yaratmıştır. Evet, ne yüce sübhandır, O yaradan ki:
 
"Bütün o çiftlerin hepsini yarattı."1
 
"Bu itibarla dünyadaki şeylerin hepsi, bir zıddı veya benzeri yahut da herhangi bir bileşimi ve karşıtı bulunması yönüyle çifttirler. Meselâ cisim ve ruh, madde ve kuvvet, cevher ve araz, iç ve dış, yer ve gök, karanlık ve ay­dınlık, dünya ve âhiret gibi ki, elektrik bile artı ve eksi diye ikiye ayrılıyor, o halde "Halakal ezvâce = Çiftleri yarattı" demek, "bütün çeşit ve sınıflarıyla âlemi yarattı" demeye eşittir. Ancak burada asıl sevk, bütün âlemin yaratı­lışını anlatmak değil, bir ortak ve benzeri bulunan bütün eşlerin, bütün çift­lerin yaratılmış olduğunu ve dolayısıyla yaratılmışın yaratıcıya eş olama­yacağını anlatarak, yaratıcının böyle şeylerden tenzih edilmiş olduğunu ve birliğini ispat etmektir.
 
Bundan başka "Ezvac", "Çiftler", denmesinde diğer bir nükte daha vardır ki, insan hayatı için önceki nimetlerden daha fazla önem taşıyan evlenme ni­metinin yaratılmasına işaretle şükre yöneltmeyi ifade eder." 2
 
1 Yasin, 26
2 Hak Dini Kur'an Dili, 6-415.
 
Âlemde hiç kimse kendi yiğitliğiyle ve gayretiyle erkek veya kadın ol­mak kudretine sahip değildir. Erkeği erkek, kadını kadın olarak Yaratan an­cak Allah'tır. Demek ki insanın erkeği olmadığı zaman dişisi, dişisi olmadığı takdirde de erkeği tek başına bir işe yaramaz. Erkek ile dişi birbirini tamam­layan unsurlardır. İki varlığın bir araya gelmesinden bir başka hayat vücut bulmaktadır. Ne erkek tek başına, ne de kadın tek başına çocuk sahibi ola­maz. Neslin devamı çiftlerin birleşmesiyle mümkündür.
 
Yine erkeğin yerini de, kadının mevkiini de Allah Teâlâ tayin etmiştir. O'nun emirleri gölgesinde yaşayanlara huzur cennetleri, dîdâr neş'eleri var­dır. Kendi kafasının doğrultusunda gidenlere acıyan olmamış ve onların sonu hüsrandır.
 
Kadının erkekliğe heves etmesi uygun olmadığı gibi, bir erkeğin de kadın gibi hareket etmesi abestir. Ne kadın erkek olabilir, ne de erkek çocuk doğu­rabilir. Yani herkesin yaratılışı ve vazifesi başka başkadır.
 
Ne erkek başıboş bırakılmıştır, ne de kadın. Allah Teâlâ herkes için bir hudut çizmiştir, haddi aşanlar ve şeytanların ardınca gidenler hayati yor­gunluklarını cehennemin ateşten duvarlarına yaslanarak gidermeye çalışa­caklardır.
 
Kadını sokaklara salıp sonra içeri alamayan ve her şeye kadını âlet eden insanların dünyasında yaşıyoruz. Huzuru sokakta arayan kadın hiçbir zaman muradına eremez. Gün görmemiş incilerden daha kıymetli olan annelerimizi, ninelerimizi ve Müslüman hanımlarımızı tenzih ederek söylemek gerekirse, bugün kadınlar felâket günlerini yaşamaktadırlar.
Çıplaklık ve hayâsızlık bir taun hâlini almıştır. Anadan üryan sokak so­kak gezen kadının artık kaybedecek bir şeyi kalmamıştır.
 
Evet:
Kadın veda ederse iffet ve hayasına,
Başını vuracaktır dalâlet kayasına!
 
Paristeki kâfir modacı bir şey icat etsin de ertesi gün İstanbul'daki bazı ahmakların onu hemen alıpta baş tacı edinmemesi görülmemiştir. Aslından ve özünden bu kadar kopmak, kendisini kâfirlerin uydusu hâline getirmek akıl alacak işlerden değildir. Kalbler harap mezarlara dönünce, gönüllerden Allah ve Resul muhabbeti silinince başka ne beklenebilir ki?...
 
İki cihanda misli bulunmayan Rahmet Nebisi buyuruyorlar ki:
Sizden öncekilerin örf ve âdetlerine karış karış, adım adım, uyacaksınız. Hatta onlardan biri kelerin yuvasına girmiş olsa; siz de girecek ve hatta on­lardan biri cadde ortasında hanımı ile cinsî münasebette bulunmuş olsa, siz de aynı şeyi yapacaksınız."
 
İnsafla, iz'anla hâdiselere nazar edersek, böyle bir felâketin içine düştüğü­müzü görürüz. Biz nefsimize ve neslimize acımazsak, bize kim acıyacaktır?
 
Deva bulmaz derdin en belâlısı "Tesettür "mes'elesidir. Kadını açıp sa­çıp meydan padişahları gibi sokağa bırakmak medenilik(!) Allah emrince ör­tülere bürünmek ve iffetini korumak irtica olursa, böyle bir gecenin hayırlı sabahlara çıkması beklenemez. Koca devletin yapacak bir başka işi yokta yavrularımızın başındaki türbanla uğraşıyor. Koca koca adamlar günah ku­tusuna (televizyona) çıkıp fetva veriyor. Bu kadar iz'ansızlık ve irfansızlık nerede görülmüştür?
 
Bu eserimizde;
İnsanın yaratılışı
Erkeğin, kadının yeri
Tesettür
İzdivaç ve aile hukuku
Nikah, boşanma
İbadet ve ilmihal gibi hususlar dile getirilecektir.
 
Genç, ihtiyar, erkek, kadın, gelin ve kız herkese mutlaka lâzım olan dinî bilgiler ve fıkıh ölçüleri, yine herkesin anlayabileceği bir üslup ve lisanla is­tifadenize sunulmaktadır. "Ben gönlümce yaşarım, bir hudut tanımam" ha­vasına girmek ve bulanık sular misâli kara kuyulara akmak insanın şanına lâyık değildir. Çünkü her insan hayatından, gençliğinden, malından, kazan­cından, yaşayışından, ailesinden ve çoluk çocuğundan hesaba çekilecektir. 0 bir sokak kedisi değildir ki, kuş avlamak sevdasına düşsün...

Yine üstünlük, soy-sop, zenginlik, güzellik, gençlik, ihtiyarlık, Türklük, Araplık ile değil, takva iledir. Kim Allah Teâlâ'dan daha çok korkar, Allah'ın emirlerine sarılır, Resulünün Sünnet-i Seniyyesi üzere yaşarsa, işte insanın en iyisi odur. "Ben kul oldum, ben kul olduml" diyebilmek devleti herkese nasip olmaz. Çünkü şanı pek yüce olan Allah celle celâlüh, o türlü kullarına şöyle hitap buyuracaktır:
 
Ey benim kullarım! Bugün size hiçbir korku yoktur, siz mahzun da olmayacaksınız."
"Âyetlerimize iman edip te (hâlis) müslüman olan (kul)lar(ım)! Se­vinç ve neşeler içinde siz ve zevceleriniz cennete girin."
 
"Altından tabaklar ve kadehlerle başlarında dönülür. Orada canla­rın istediği, gözlerin lezzet alacağı her şey vardır. Hem siz orada ebedi kalacaksınız."
 
"Ve işte yaptığınız ameller sebebiyle mirasçı kılındığınız cennet bu­dur."
 
"Sizin için orada birçok meyveler vardır, onlardan yiyeceksiniz."
 
Bu seslenişin latifliğine doyulmaz. Bu hitap, cennet nimetlerinden daha lezzetlidir. Çünkü cennetleri yaratanın hitabıdır. İşte mü'min eşler dünyada beraber oldukları gibi, sevinç yurdu cennette de beraber olacaklardır. Eşin biri takva ehli, öbürü fasık olursa o takdirde ayrılık kaçınılmazdır.
 
Dünyasının ve âhiretinin mâmur olmasını isteyen kimse, dindar bir ka­dınla evlenmelidir. Kadın da zengin olan bir erkeği değil, takva sahibi kişiyi tercih etmelidir.
 
Evet:
 
Biz ebed yolcusuyuz, sevdamız Mevlâya'dır,
Ferhat Şirin'e koşar. Mecnun da Leylâya'dır!
 
Sözümüzün başı hamd, sonu yine hamddir. Yâ Rabbi, sana hamd eder, senden bütün müslümanlar için dünya ve âhiret selâmeti dileriz. ( sohbet tadında evlilik ehliyeti kadın ilmihali, esma muratoğlu, kadın ilmihali, muallim neşriyat, islamda evlilik ilmihali )
 
 
İçindekiler
Önsöz
 
Birinci Bölüm
İlk Erkek ve İlk Kadın          
Dünya Günleri
Zaman Boyunca Kadın          
Eski Kavimlerde Kadın          
İşte Arabistan 
İslâm'ın Kadına Verdiği Saadet         
Ceylân Gözlüler ve Dünya Kadınları 
Ebedî Gençlik
Kızlar  
İslâm'da Gadre Uğramak Yoktur       
İslâm'ın Koyduğu Şaşmaz Prensipler
Kadına Öğüt  
 
İkinci Bölüm
imanın Şartları         
imanın Şartları           
Allah'a İman   
Meleklere îman          
Kitaplara îman
Peygamberlere îman 
İki Cihanın Efendisi ve Âlemin Rahmeti        
Âhiret Gününe îman  
Kadere îman  
 
Üçüncü Bölüm
îbadet
Edîlle-î Şer'îyye         
Ef al-i Mükellefin        
Farz    
Vacîb  
Sünnet
Müstehab       
Mubah
Müfsid
Haram
Mekruh           
islâm'ın Şartları          
Kelime-i Şehadetin ifade ettiği mânâ nedir? 
Namazın Şartları       
Abdest
Abdest Çeşitleri         
Gusül (Boy Abdesti)  
Teyemmüm    
Kadınlara Ait Haller   
Nifas (Lohusalık Hâli)
Hem Âdediyi Hem de Lohusayı İlgilendiren Hükümler
Namaz kılmak
Oruç tutmak   
Kur'ânı Kerîm okumak           
 
Cami ve Mescitlere girmek    
Kabe'yi Tavaf etmek  
Cinsî yakınlıktan bulunmak   
İnsanın zevcesinden faydalanması   
İstihaze (Özür Hâli)    
Setr-i Avret     
İstikbâl-i Kıble
Vakit   
Niyet    Namazın Rükünleri    
Namazın Vâcibleri      
Namazın Sünnetleri   
Namazın Mekruhları  
Beş Vakit Namaz Cetveli       
Namazların Kılınışı    
Sabah Namazı          
Öğle Namazı 
İkindi Namazı 
Akşam Namazı          
Yatsı Namazı 
Vitir     
Namazı Bozan Haller 
Namazla alakalı bazı hükümler         
Cuma Namazı           
Cenaze Namazı        
Nafile Namazlar         
Oruç İbadeti   
Orucu Bozan Şeyler  
Bir Hadis        
Sadaka-i Fıtır 
Zekât  
Hac İbadeti     
Kadınlar İçin Mühim Mes'ele 
Kurban           
Bir Hadis        
 
Dördüncü Bölüm
Tesettür (Örtünme)  
Avret  
Avretin Kısımları        
Kadınlara Mahsus Elbise       
El ve Yüzü Örtme Mes'elesi  
Hitap   
 
Beşinci Bölüm
Evlilik ve Mahremiyet 
Evlenmeyi Teşvik Eden Âyet ve Hadisler 
Kadında Aranacak Meziyetler        
Dindar olması,          
Sâliha kadın olması 
Bakire olması
Kadının doğurgan olması   
Kadının âhiret işinde kocasına yardımcı olması  
Rabbine Muti ve kocasına itaatkâr olması
İffet ve şeref sahibi olmalıdır         
Eş seçilecek kadın çok yakın akrabadan olmamalı
Flört Denilen Tuzak 
Evlenecekler Arasında Denklik      
İşte Misâl      
Evlenecek Kişinin Alacağı Kadını Görmesi          
İşte Övülmeye Lâyık Kadın 
Nikah ve Mehir         
Mehr-i müsemmâ     
Mehr-i misil   
Mehr-i muaccel        
Mehr-i müahher       
Kadın Mehre Nasıl Hak Kazanır?   
Nişanlıya Verilen Hediyenin Hükmü          
Nikâh 
Resmî Nikâh 
îki Bayram Arası Nikâh       
Düğünler Nişanlar   
Akıl Almaz İsraf.       
Duvak Günü 
Kadının Kocası Üzerindeki Hakları
Kömür Yüzlü Zenci  
Kadını Tehlikeden Korumak          
 
Kocanın Hanımı Üzerindeki Hakları          
1] Zevciyat Vazifesi    
Kocaya karşı itaat      
Kocaya ezâ vermemek         
Küfran-ı Nimet etmemek       
5] Kocanın izni olmadıkça nafile oruç tutmamak       
Kocanın izni olmadıkça onun evine kimseyi almamak
Kocanın izni olmadıkça dışarı çıkmamak     
Karı Koca Arasında Edepler  
Cinsel İlişkiden Kaçmak         
Haremlik-Selamlık      
Kadının erkekle musafaha yapması
Kadının sesi mes'elesi           
Kadına selâm vermek
Nikâhlanması Haram Olanlar
Kayın valideler
Gelinler           
Üvey anneler  
Üvey kızlar     
Süt Haramlığı 
Hürmet i Musahara    
Boşama ve Boşanma
Bid'at üzere boşama  
İddet   
Sarhoşun boşaması
Şartlı boşama
Zıhâr  
Zıhâr keffareti 
Bazı Mes'eleler          
Muhtelif Mevzular      
Vicdan Duruluğu        
Kadının Özelliği          
Ezan va ikamette farklılık       
İmamlıkta farklılık       
Namaz içinde abdest bozulmasında farklılık 
Cuma ve Bayram namazlarında farklılık       
Cemaate katılmada farklılık   
Geçmiş namazların kazasında farklılık         
Cenazenin yıkanmasında farklılık     
Şahidlikte farklılık       
Hâkimlikte Farklılık     
Ceza tatbikinde farklılık          
Giyim kuşamdaki farklılıklar   
Miras hususunda       
Allah Teâlâ'yı Zikir      
Kadına Öğüt  
Tüm Zamanların Temel Ölçüleri        
Koca da Hanımına Karşı Süslenmeli
İnsanların Sırrını Araştırmak Gerekmez       
Peygamberimiz Niçin Gönderildi?      
Allah Yolunda Hesaplıyarak Verme!  
Ahirette Sevap Kefesine Konacak Sevaplar
En Kolay, En Hafif ibadet       
Mübalağalı Şöhret     
Yerin Altındaki Rızıklar           
Kız İstemeyi Gizli Yapın         
İnsan Arkadaşından Tanınır  
Sıkıntılardan Yılmayın, Kurtulmayı Bekleyi
Niyet-i Sadıka 
Uzak Durun!  
 
 
 
 
 
Muallim Neşriyat Esma Muratoğlu Sohbet Tadında Evlilik Ehliyeti Kadın İlmihali kitabı nı incele diniz.
Diğer Özellikler
Stok Kodu9786054709243
MarkaMuallim Neşriyat
Stok DurumuVar
9786054709243
En yeni ürünler
Güvenli teslimat
Kampanyalı ürünler
Piyasadaki en iyi fiyat

PlatinMarket® E-Ticaret Sistemi İle Hazırlanmıştır.